Diğer Kimyasallar

HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞ ASİDİ
HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞ ASİTİ Hindistan cevizi yağ asitleri, temizlik ürünleri, sabunlar, deterjanlar, yüzey aktif maddeler ve daha fazlasını içeren çok çeşitli uygulamalarda kullanılan bitkisel yağ türevleridir. Hindistan Cevizi Yağ Asidi sabunlarda, banyo ürünlerinde ve ev ve endüstriyel temizlik ürünlerinde yüzey aktif madde, temizlik maddesi, emülgatör ve köpük güçlendirici olarak kullanılır. Yüksek laurik içeriği mükemmel bir köpük ve yumuşatıcı banyo sabunu yapar. Hindistan Cevizi Yağ Asidi ve esterleri, tekstil endüstrisi için ara ürünlerin, yağlayıcıların ve metal işleme sıvılarının üretiminde de kullanılmaktadır. Son araştırmalar ışığında; hindistan cevizi (HC) yağındaki laurik asit’in 48 sa muamele ile Caco-2 olarak bilinen insan kolon kanseri hücrelerinin % 93’ünden fazlasını yok ettiği belirlenmiştir. Laurik asid, kolon kanser hücreleri için zehir etkisi yaratmakta ve kolon kanseri hücrelerinin artan oksidatif stresten korunmada metabolizmaları için gereksinim duydukları madde olan “glutatyon” düzeylerini güçlü bir şekilde indirgemektedir. HC yağının % 50’si yaklaşık laurik asittir. Hindistan cevizi yağının ana bileşeni laurik asit, inek sütünde % 2, anne sütünde de % 6 civarında mevcuttur. Fonksiyonel tüketilebilir yağ olarak hindistan cevizi yağına olan talebin artmasının yanı sıra, bu konudaki toplumsal farkındalık da gün geçtikçe artmaktadır. Doymuş yağ asitleri açısından zengin olan bu gıda maddesi bu özelliği ile geçmiş yıllarda kötü şöhrete sahip, insan beslenmesi açısından sağlıksız bir gıda maddesi olarak nitelendirilmiştir. Ancak günümüzde yapılan araştırmalarda, içerdiği orta zincir uzunluklu yağ asitleri ile metabolizma üzerindeki olumlu etkileri vurgulanmıştır. Aynı zamanda yağ asidi kompozisyonu açısından yüksek oranda laurik asit içeriği de birçok endüstriyel alanda arzu edilen hammadde olma özelliği kazandırmıştır. İlk olarak MS.545 yılında Mısırlılar tarafından keşfedilen hindistan cevizi bilimsel adıyla Cocos nucifera palmiye (Palmaceae) familyasına ait meyvesi yenen bir bitkidir. Cocos cinsine ait bir benzerinin daha olmayışı ile yaklaşık 1500 farklı türü barındıran Palmaceae familyasının en majör türü halinde dünyadaki yerini almıştır. Malezya, Filipinler, Sri Lanka ve Fildişi Sahilleri gibi tropikal iklimin hakim olduğu bölgelerde yetişir. Hindistan cevizi doğası gereği tropikal iklimde yetişmeye elverişlidir. Dünya genelinde Hindistan, Endonezya ve Filipinler’den sonra hindistan cevizi üretimi sıralamasında üçüncü sırada yer alır. Başlıca yiyecek, içecek, tropik bölgelerde barınak yapımında ve günümüzde birçok endüstriyel alanda kullanılan önemli bir kaynaktır. Dünya genelinde en çok yararlanılan 10 ağaç arasına girmiştir. Hindistan cevizi (Cocos nucifera) yaygın olarak gıda ve endüstriyel alanlarda sıklıkla kullanılmıştır. Hindistan cevizi yağı orta zincir uzunluklu yağ asitlerince ve sindirilebilirlik açısından zenginlik göstertmektedir. Yağ asitleri, yağın doymuşluk derecesini gösteren farklı uzunluktaki karbon zincirinden oluşan trigliseridler olduklarından hem kompleks lipidlerin önemli bir parçası hem de kendisinden kolayca enerji sağlanan bir kaynaktır. Doymuş ve doymamış yağ asitleri olarak iki çeşittirler. Doymamış yağ asitleri de tekli doymamış (monoansature) ve çoklu doymamış (poliansature) yağ asitleri olarak iki gruba ayrılmaktadır. Ham hindistan cevizi yağı terimi, mekanik ya da doğal olarak, ısı uygulaması ile ya da ısı kullanılmadan ve kimyasal rafinasyon ve uygulanmaksızın taze olarak elde edilen yağdır ve son zamanlarda fonksiyonel yağ olarak satılmaktadır. Ham hindistan cevizi yağının ilk tanıtımından itibaren toplumun büyük ilgisini yakaladı. Ham hindistan cevizi yağının faydalı yapısı hızla yayılmaktadır. Özellikle Filipinler, Tayland, Endonezya ve Malezya’yı kapsayan Güney Doğu Asya ham hindistan cevizi yağının marketlerde ulaşılabilirliği giderek artmaktadır. Hindistan cevizi yağı Ham hindistan cevizi yağı terimi, mekanik ya da doğal olarak, ısı uygulaması ile ya da ısı kullanılmadan ve kimyasal rafinasyon uygulanmaksızın taze olarak elde edilen yağdır Hindistan cevizi yağı dünya bitkisel yağ üretiminin yaklaşık % 2,5’lik miktarına karşılık gelir. Ham hindistan cevizi yağının ilk tanıtımından itibaren toplumun büyük ilgisini yakalamış ve günümüzde de şöhreti tüketiciler arasında hızla yayılmaktadır. Amerikan Tarım Departmanı tarafından 2005 ve 2011 yılları arasında yapılan araştırmaya göre hindistan cevizi yağı üretiminin belirtilen yıllar arasında artış gösterdiği görülmektedir. Çizelge 1. Dünya hindistan cevizi üretim miktarı (milyon ton) (ABD Tarım Departmanı) Hindistan cevizi yağı birçok gıda ve endüstriyel alanda yaygın olarak kullanılmıştır. Hindistan cevizi yağı standart koşullarda, direkt olarak hindistan cevizi sütünden elde edilir. Geçmişte doymuş yağ içeriği nedeniyle sağlık açısından tüketimi uygun görülmese de günümüzde yapılan çalışmalar sonucu hindistan cevizi yağında bulunan doymuş yağ asitlerinin et, peynir gibi gıda maddelerinde göre farklı yapıda olduğu tespit edilmiştir. Orta zincirli yağ asitleri olarak bilinen bu yağ asitleri diğer uzun zincirli yağ asitlerinden faklı olarak sindirime uğrarlar ve vücutta depolanmazlar. Karaciğerden direkt olarak sindirim sistemine giderek burada çabuk enerji kaynağı olarak ya da keton cisimlerine dönüşerek Alzheimer üzerinde olumlu etki gösterttikleri rapor edilmektedir. Kalite parametreleri itibariyle Hindistan cevizi yağı, fiziksel olarak düşük sıcaklıklarda sert ve kırılgan yapıdadır ve 30oC’de keskin bir erime noktasına sahiptir. Yağ ticari olarak hidrolize edilir ve kısa zincirli yağ asitleri farklı saflıkta çeşitli ürünlere distile edilir. Bunlar sırasıyla, alkol, amid ve esterlerdir. Ancak rafine edilmemiş yağ uçuculuk, serbest yağ asitleri ve çeşitli safsızlıklar bakımından kötü şöhrete sahiptir. Birçok proses ham yağın saflaştırılıp yenilebilir yağ eldesi için geliştirilmiştir. Ham yağın kompozisyonu, trigiliserol, serbest yağ asitleri, gliserid, fosfolipit, sterol, tokoferol, pigmentler, iz metalleri içerir. Trigliseroller % 95 ile yağın kompozisyonunda majör konumdadır. Yağ asidi kompozisyonu açısından incelendiğinde doymuş yağ asitlerinden; kaprik, laurik, miristik, palmitik ve stearik asit bulunur, tekli doymamış yağ asitlerinden oleik ve çoklu doymamış yağ asitlerinden ise linoleik ve alfalinoleik asidi ihtiva eder. Bileşiminde bulunan yağ asidi oranlarından da anlaşılacağı gibi yaklaşık % 90 doymuş yağ içeriği ile doymuş yağlar içinde sınıflandırılmaktadır. Hindistan cevizi yağının yağ asidi bileşimi incelendiğinde doymuş yağ asitlerinin başta laurik asit olmak üzere; miristik asidin ve palmitik asidin de önemli düzeylerde olduğu görülmektedir. Hindistan cevizi yağı içerdiği yüksek oransda laurik asit miktarı ile endüstride arzu edilen bir hammaddedir. Laurik asit miktarı yaklaşık % 46-48 oranında bulunur. Gıda, tıp, kimya gibi birçok alanda kullanılır. Hindistan cevizi alfa-tokoferol açısından da zengindir ancak alfa tokoferol hindistan cevizi etinin dış kısmını sarmalayan kahverengi tabakada (testa) bulunur. Hindistan cevizi yağının sahip olduğu yağ asitlerinin yaklaşık % 90 doymuş ve çoğu laurik, miristik ve palmitik asitten meydana gelmiştir. Bu yağ asitleri sırasıyla 44oC, 54oC ve 63 oC’de erirler ve asidilerinin erime noktası aralığı 19 oC’dir. Diğer yandan yüksek molekül ağırlığına sahip ana yağ asitlerinin (linoleik, oleik, palmitik, stearik asit) erime noktaları -7 oC ile 70 oC arasındadır erime noktası aralığının alacağı değer ise 77 oC’dir. Hindistan cevizi yağı üzerinde yapılan in vivo çalışmalar Yapılan birçok çalışma ile hindistan cevizi yağı, % 90 doymuş yağ asidi içeriği ile doymuş yağ olarak sınıflandırılmıştır. Epidemiyolojik çalışmalara göre hindistan cevizi yağı, yüksek oranda doymuş yağ içeriği ile kolesterol profilinin öncüsü durumunda idi ancak son birkaç yılda yapılan klinik çalışmalar ile olumsuz yönde olan varsayımları çürütecek argümanlar elde edilmiştir. Orta zincirli yağ asitleri bakımından oldukça zengin olan laurik asit, vücuda alındığında monolourine dönüşür ve monolaurin antiviral antimikrobial, antiprotozoal ve antifungal etkilidir. Sekil 2. Monolaurinin kimyasal yapısı Monolaurin, hücre zarına etki ederek hücrenin yapısını bozar ve böylelikle patojen mikroorganizmalar üzerinde de etki sağlar. Yapılan çalışmalar anti mikrobiyal etkisinin Listeria monocytogenes üzerinde etkili olduğunu gözler önüne sermiştir. Vücut monolaurini kendi kendine üretemez dışarıdan alınması gereklidir. Anne sütünün bileşiminde de bulunan laurik asit anne sütü ile beslenen bebeklerde bağışlık sisteminin gelişmesinde etkilidir. Bu etki düşünüldüğünde yetişkinlerde de günlük belirli miktarlarda laurik asit alımının bağışıklık sistemi adına yararlı olacağı rapor edilmektedir. Son yapılan çalışmalarda hindistan cevizi yağından elde edilen laurik asidin HIV enfeksiyonlarında terapi olarak kullanıldığında viral yükü azalttığı tespit edilmiştir. Triaçilgliseroller hindistan cevizi yağının majör bileşenlerindendir. Triaçilagliseroller üç yağ asitli gliserol esterleridir. Triaçilgliserollerin GLC’deki (likid gaz kromotografisi) fraksiyonasyonu ile karbon numaraları 28 den 54 e kadar 14 grup açığa vurulmuştur. Her bir grubun kendi içindeki yağ asidi kompozisyonu ile 79 tip triaçilgliserolün hesaplanması mümkün. Her bir grup majör bir trigliserole sahiptir, örneğin, karbon numarası 36 olan bir grup % 52 triluarin’e sahiptir. Çizelge 2.5, hindistan cevizi yağındaki yağının triaçilgliserol kompozisyonu hakkında bilgi veririr. Bu tabloya göre Hindistan cevizi yağındaki majör triaçilgliserol 36 karbonlu trilaurin ve takiben 34 karbonlu diluarilcaprilgliserol ve 38 C ile diluarilmiristilgliserol’dür. Çizelge 2. Hindistan cevizi yağının karbon numaralarına göre triaçilgliserol kompozisyonu Ham hindistan cevizi yağı diğer tipik bitkisel kaynaklı yağlarla karşılaştırıldığında düşük miktarda fosfolipid (% 0.2) içerir. Çizelge 2.6’de gösterildiği gibi fosfolipidlerin majör bileşeni fosfatidilkolin (total fosfolipidlerin % 34.6’sı), fosfatidiletanolamin (% 24.6) ve fosfatidilinositol (% 19.0)’dür. Çizelge 3. Hindistan cevizi yağındaki fosfolipid kompozisyonu Ham hindistan yağında diğer bileşenlere kıyasla daha az miktarda bulunan steroller kompozisyonu Çizelge 2.7’de gösterilmiştir ve sterollerden en fazla miktarda olanı beta-sterollerdir (% 70.4). Aynı zamanda sterol fraksiyonunun total pik alanlarına göre dikkate değer miktarda stigmasterol, avenasterol ve kompesterol tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra ham hindistan cevizi yağındaki kolesterol miktarı ise iz miktarda tespit edilmiştir. Ham hindistan cevizi yağı 900 ppm dolayında uçucu bileşik içermektedir. Hindistan cevizi yağındaki ketonlar, yağın yağ asitlerinin de preslenme ya da ekstraksiyondan önce mikrobiyal bozulmanın sonucu olarak meydana gelir. Ham hindistan cevizi yağında bulunan laktonların, yağın sahip olduğu kendine has aroma ve tattan sorumlu olduğu belirtilmektedir. Çizelge 4. Hindistan cevizi yağında bulunan steroller Hayvanlar üzerinde yapılan bir çalışmada, serum ve dokuda bulunan trigliserin ham hindistan cevizi yağı ile beslenmiş hayvanlarda kontrol grubu ve kurutulmuş hindistan cevizi yağından elde edilen yağ ile beslenmiş hayvanlara oranla daha düşük olduğu görülmüştür. Yine ham hindistan cevizi yağı ile beslenen hayvanlarda HDL kolesterolün yükseldiği buna karşılık LDL kolesterolün önemli miktarda düştüğü kurutulmuş hindistan cevizi yağından elde edilen yağ ile beslenmiş hayvanlara kıyasla tespit edilmiştir. Devam eden çalışmalarında ise ham hindistan cevizi yağı ile beslenen sıçanların antioksidan durumu incelenmiş ve reaktif oksijene ve lipit oksidasyona karşı koruyucu karşılıklı dayanak olan katalaz ve süperoksidaz dismutaz ham hindistan cevizi yağı ile artırılmıştır. Karaciğer, kalp ve böbrekteki lipid peroksid miktarı ham hindistan cevizi yağı ile beslenen hayvanlarda diğer gruplara kıyasla önemli ölçüde az bulunduğu tespit edilmiştir. Hindistan cevizi yağının antioksidan aktivitesi ve fenolik bileşimi Yapılan birçok çalışmada günlük diyetlerinde fenolik antioksidanlar içerikli gıdalara yer veren beden sağlıklarında dikkate değer olumlu gelişmeler gözlenmiştir. Günümüzde yemeklik yağlardan, yüksek fenolik içeriği ile en bilineni zeytinyağı olmuştur. Ham hindistan cevizi yağının sahip olduğu fenolik bileşim, rafine hindistan cevizi yağına kıyasla daha fazladır. Yapılan araştırmalarda, geleneksel yöntemlerle üretilmiş ham hindistan cevizi yağının total fenolik madde içeriği ticari hindistan cevizi yağına göre 7 kat daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Yüksek fenolik içeriğe sahip ham hindistan cevizi yağının aynı zamanda yüksek DPPH antioksidan aktivitesine sahip olduğu belirlenmiştir; antioksidan aktivite yüksekliği fenolik bileşikler kaynaklıdır. Hindistan cevizi yağında protokatekuik, vanilik, kafeik, ferulik ve p-kumarik fenolik asitleri tanımlanmıştır. Ayrıca yapılan çalışmalarda soğuk ekstraksiyon prosesi uygulanan hindistan cevizi yağlarında termal stabil olmayan antioksidan aktivitesinin korunduğu gözlemlenmiştir. Ancak son zamanlarda yapılan bazı diğer çalışmalarda ise sıcak koşullarda ekstrakte edilen hindistan cevizi yağlarının fenolik madde miktarının soğuk koşulara kıyasla daha fazla olduğu da belirtilmektedir. Hindistan cevizi yağının sağlık üzerine etkileri Antik çağlardan beri hindistan cevizi ve hindistan cevizinden elde edilen ürünlerin (hindistan cevizi sütü, hindistan cevizi yağı vb.) sağlık üzerindeki olumlu etkisi insanlar tarafından bilinmekte ve çeşitli tekniklerle üründen yararlanım söz konusudur. Hindistan cevizinin orta zincirli yağ asidi içeriği ile kolay sindirilebilirlik özelliğinden dolayı sağlık açısından olumlu etkisi belirlenmiştir, enerji üretimine katkı önemli düzeydedir ve metabolizmayı da hızlandırır. Doğrudan karaciğere gönderilmesi ile pankreatik enzimlere ya da safraya gerek kalmaksızın sindirilebilirlik özelliği yönünden diabet hastaları ve safra kesesi hastaları açısından uygunluk sağlamaktadır. Doymuş yağlar hücre fonksiyonları ve gelişimi için son derece önemli olmaktadır ve yüksek yoğunluklu lipoprotein (HDL) kolesterol ve düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) kolesterol üzerinde optimum etki oluşturarak dengeleyici yönde etki ederler ve bu bağlamda hindistan cevizi doymuş yağlarınn olumlu etkili olduğu belirlenmiştir. Hindistan cevizi laurik asit içeriği, kolon kanseri hücreleri üzerinde olumlu etkili 2013’te gerçekleştirilen son araştırmalar ışığında; hindistan cevizi (HC) yağındaki laurik asit’in 48 sa muamele ile Caco-2 olarak bilinen insan kolon kanseri hücrelerinin % 93’ünden fazlasını yok ettiği belirlenmiştir. Laurik asid, kolon kanser hücreleri için zehir etkisi yaratmakta ve kolon kanseri hücrelerinin artan oksidatif stresten korunmada metabolizmaları için gereksinim duydukları madde olan “glutatyon” düzeylerini güçlü bir şekilde indirgemektedir. HC yağının % 50’si yaklaşık laurik asittir. Hindistan cevizi yağının ana bileşeni laurik asit, inek sütünde % 2, anne sütünde de % 6 civarında mevcuttur. Hindistan cevizinin etli kısmı magnezyum, potasyum, kalsiyum, çinko, E, K, C vitamini, demir gibi vitamin ve mineraller içerir ve iyi bir lif kaynağıdır. Ayrıca birçok faydalı yağ asiti (stearik, oleik, miristik) ve türevlerini (betainler, etanolamid, etoksilatlar, esterler) içerir. Son yıllarda hem yemeklerde hem de binlerce kozmetik ürünlerinde kullanılan hindistan cevizi yağı ise, içeriğindeki zengin yağ asitleri nedeniyle birçok faydaya sahiptir. Peki, hindistan cevizi yağı nedir? Hindistan cevizi yağının sağlığımıza faydaları nelerdir? Bilinmesi gerekenler haberimizde… HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI NEDİR? Hindistan cevizi ve zeytin, kayıtlara geçmiş en eski bitkisel yağ kaynaklarıdır. Hindistan cevizi yağı, yemeklerden cilt bakımına kadar birçok alanda kullanılan besleyici bir yağ türüdür. Hindistan cevizi yağı % 100 yağdır,% 80-90’ı doymuş yağdır. Yağ, yağ asitleri adı verilen daha küçük moleküllerden oluşur ve hindistancevizi yağında birkaç çeşit doymuş yağ asidi vardır. Baskın tip laurik asittir. Katı ve sıvı olmak üzere 2 farklı türü olan Hindistan cevizi yağı, kalori açısından oldukça düşüktür. Hindistan cevizi suyu ile sütü de birbiri ile sık karıştırır fakat birbiriyle tamamen ayrı oluşumlardır. Hindistan cevizi sütü taze Hindistan cevizinin beyaz kısmının rendelenmesi ve kaynatılması ile elde edilir. Hindistan cevizi yağının, kalp sağlığı, ağız sağlığı ve diğer sağlık yararları oldukça fazladır.
HİNDİSTANCEVİZİ YAĞI
Hindistan cevizi yağı, kopra adı verilen kurutulmuş hindistan cevizi etinin veya taze hindistan cevizi etinin preslenmesiyle yapılır.
Hindistan cevizi yağı yapmak için "kuru" veya "ıslak" yöntemi kullanabilirsiniz.


CAS Numarası. : 8001-31-8
EC-No. : 232-282-8


Hindistan cevizinden elde edilen süt ve yağ preslenir ve ardından yağ çıkarılır.
Hindistan cevizi yağı, çoğunlukla doymuş yağlar olan yağdaki yağlar daha küçük moleküllerden oluştuğu için soğuk veya oda sıcaklıklarında sağlam bir dokuya sahiptir.
Yaklaşık 78 derece Fahrenheit sıcaklıklarda Hindistan cevizi yağı sıvılaştı.


Hindistan cevizi yağı ayrıca yaklaşık 350 derecelik bir dumanlanma noktasına sahiptir ve bu da onu sotelenmiş yemekler, soslar ve fırınlanmış ürünler için mükemmel bir seçenek haline getirir.
Hindistan cevizi yağı aynı zamanda daha küçük yağ molekülleri nedeniyle cilt tarafından kolayca emilir, bu da Hindistan cevizi yağını cilt için geçerli bir cilt ve saç derisi nemlendiricisi haline getirir.
Hindistan cevizi yağı, kopra adı verilen kurutulmuş hindistan cevizi etinin veya taze hindistan cevizi etinin preslenmesiyle yapılır.


Hindistan cevizi yağı yapmak için "kuru" veya "ıslak" yöntemi kullanabilirsiniz.
Hindistan cevizi yağı sabun üretimi için önemli bir temel bileşendir.
Hindistan cevizi yağı, hindistan cevizinin içindeki etin preslenmesiyle elde edilen yenilebilir bir yağdır.


Hindistan cevizi yağı oda sıcaklığında katıdır, ısıtıldığında ise sıvıdır.
İşlenmemiş hindistancevizi yağı ve rafine edilmiş olmak üzere iki türü vardır.
İşlenmemiş hindistan cevizi yağında taze et kullanılırken, rafine edilmiş hindistan cevizi yağında kopra olarak da adlandırılan kurutulmuş hindistan cevizi eti kullanılır.


Bu bitki bazlı yağ, Hindistan cevizi yağı, yemeklik yağ olarak kullanılır.
Hindistan cevizi yağı aynı zamanda losyonlarda ve saç bakım ürünlerinde de yaygın ve etkili bir nemlendirici bileşendir.
Bir gıda maddesi olarak hindistancevizi yağı, kilo kaybına yardımcı olmak ve demansı önlemek de dahil olmak üzere çeşitli sağlık yararlarına sahip olarak pazarlanmaktadır.


Ancak birçok bilim insanı bu iddialar için yeterli bilimsel kanıtın bulunmadığını söylüyor.
Hindistan cevizi yağı, Amerikan Kalp Derneği'nin kolesterol seviyenizi yükseltebileceğini ve kalp hastalığı riskinizi artırabileceğini söylediği doymuş yağ bakımından yüksektir.
Diyetinize hindistancevizi yağı eklerseniz, bunu ölçülü bir şekilde yapmak en iyisidir.


Hindistan cevizi yağı (veya hindistancevizi yağı), hindistancevizi hurması meyvesinin çekirdeklerinden, etinden ve sütünden elde edilen yenilebilir bir yağdır.
Hindistan cevizi yağı, yaklaşık 25 °C'nin (77 °F) altında beyaz katı bir yağdır ve sıcak iklimlerde berrak, ince bir sıvı yağdır.
Rafine edilmemiş çeşitler belirgin bir hindistancevizi aromasına sahiptir.


Hindistan cevizi yağı gıda yağı olarak, kozmetik ve deterjan üretiminde endüstriyel uygulamalarda kullanılır.
Hindistan cevizi yağı orta zincirli yağ asitleri açısından zengindir.
Hindistan cevizi yağının yüksek düzeyde doymuş yağ içermesi nedeniyle birçok sağlık yetkilisi, gıda olarak tüketiminin sınırlandırılmasını önermektedir.


Hindistan cevizi yağı, olgunlaşmış hindistancevizinin etinden elde edilen ve Arecaceae bitki ailesinin bir üyesi olan hindistancevizi palmiye ağacından toplanan yenilebilir bir yağdır.
Hindistancevizi, ismine rağmen teknik olarak yemiş değil, sert çekirdekli meyvedir (tek tohumlu bir meyve).
Hindistan cevizi yağı, tahmin edebileceğiniz üzere hindistancevizinin etinden elde edilen tropikal bir yağdır.


Mağazalarda hem işlenmemiş hem de rafine edilmiş hindistancevizi yağını göreceksiniz.
Satın aldığınız spesifik tip ön etikette belirtilecektir.
Pek çok popüler sağlıklı gıda gibi, hindistancevizi yağı da son yıllarda azalan bir popülerlik patlaması yaşadı.


Hindistan cevizi yağının perakende satışları 2015 yılında zirveye ulaşırken, 2018 yılında yüzde 30 civarında düşüş gösterdi.
Ancak son tahminlere göre, kısmen keto diyeti gibi düşük karbonhidratlı, yüksek yağlı diyetlerin popülaritesi nedeniyle Hindistan cevizi yağı pazarının önümüzdeki birkaç yıl içinde yeniden artması bekleniyor.


Hindistan cevizi yağı genellikle keto dostu bir gıda olarak tanıtılıyor ancak birçok uzman bunun ne kadar sağlıklı olduğunu sorguluyor.
Dünyadaki hindistancevizi yağının yaklaşık %70'i Filipinler ve Endonezya tarafından üretilmektedir.



HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞININ KULLANIMI ve UYGULAMALARI:
Hindistan cevizi yağı, sert su ve tuzlu suda diğer sabunlara göre daha kolay çözünür ve daha kolay köpürmesini sağlar.
Hindistan cevizi yağı, tuzlu su ve güneş yanığından kaynaklanan kuruluk ve yaraları tedavi etmek için kullanılabilir.
Hindistan cevizi yağı bir meşalede yakılmak için kullanılabilir veya böcekleri uzaklaştıran duman oluşturmak için ateşe damlatılabilir.


Hindistan cevizi yağı ayrıca metali korozyona karşı korur.
Hindistan cevizi yağıyla yapılan sabun, diğer yağlarla yapılan sabuna göre daha fazla su tutmasına ve dolayısıyla üreticinin verimini artırmasına rağmen sert olma eğilimindedir.
İşlenmemiş hindistan cevizi yağında taze et kullanılırken, rafine edilmiş hindistan cevizi yağında kopra olarak da adlandırılan kurutulmuş hindistan cevizi eti kullanılır.


Hindistan Cevizi Yağı'nın Hindistan cevizi suyunu içmesi, yağı nemlendirici olarak kullanması veya fırınlara bir kaşık dolusu eklemesi olsun, Hindistan cevizinin hem mutfaklarımızda hem de banyolarımızda ön plana çıktığını gördük.
İşlenmemiş hindistancevizi yağının, rafine edilmiş hindistancevizi yağından daha kaliteli olduğu kabul edilir ve antioksidan polifenollerin yanı sıra E vitamini gibi besinler açısından daha zengin olduğu söylenir.


İşlenmemiş hindistancevizi yağı, rafine edilmiş versiyona göre daha az işlenir ve bu da tatlı tropikal lezzetini korur.
Rafine edilmiş hindistancevizi yağı daha fazla işleme tabi tutulur, bu da daha nötr bir koku ve tada yol açar.
Hindistan cevizinin o belirgin tadı olmadığından, rafine edilmiş türünü çeşitli tariflerde ana yemeklik yağ olarak kullanabilirsiniz.


"Rafine edilmiş hindistancevizi yağı" artık sıklıkla "çok amaçlı hindistancevizi yağı" olarak anılıyor, bu nedenle etiketteki ifadelerden herhangi birini arayın.
Ek olarak, "natürel" hindistancevizi yağı için resmi bir USDA tanımlaması yoktur, bu nedenle dil genellikle sadece pazarlama dilidir (natürel sızmanın en yüksek derece olduğu ve sızmanın rafine edilmemiş olduğu zeytinyağı ile karıştırılmamalıdır).



HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI CİLDE FAYDALI MIDIR?
Hindistan cevizi yağı aşağıdakilerden oluşur:
*Kaprilik asit:
Bu yağ asidi, hindistancevizi yağının yaklaşık %8'ini oluşturur ve güçlü antiinflamatuar, antibakteriyel ve antifungal özelliklere sahiptir ve bu da onu birçok cilt rahatsızlığı için etkili bir tedavi haline getirir.

*Kaprik Asit:
Mükemmel bir yumuşatıcıdır ve cildi nemlendirmeye yardımcı olabilir; kaprik asit, hindistancevizi yağının yaklaşık %7'sini oluşturur.

*Laurik Asit:
Laurik asit, hindistancevizi yağının yaklaşık %49'unu oluşturur ve hindistancevizi yağının tüm faydalarının ana nedeni olduğu düşünülmektedir.
Bazı araştırmalar bu asidin kilo kaybına yardımcı olabileceğini, Alzheimer olasılığını azaltabileceğini ve daha fazlasını öne sürüyor.

*Miristik asit:
En yaygın olarak miristik asit, kozmetikte temizlik maddesi olarak kullanılır ve hindistancevizi yağının yaklaşık %8'ini oluşturur.

*Palmitik asit:
Hindistan cevizi yağının yaklaşık %8'ini oluşturan palmitik asit, çoğunlukla cildi yumuşatmak için yumuşatıcı veya cilt bakımında nemlendirici olarak kullanılır.

*Stearik asit:
Bu asit genellikle cilt bakım ürünlerinde emülgatör olarak kullanılır, aynı zamanda saçları koruma ve bakım yapma özelliğinden dolayı saç bakım ürünlerinde de kullanılır.
Stearik asit hindistancevizi yağının yaklaşık %2'sini oluşturur.

*Oleik asit
Oleik asit, hindistancevizi yağının yaklaşık %6'sını oluşturur ve cilt tarafından kolayca emildiği ve yüksek oranda nemlendirici olduğu için kuru ve yaşlanan cildi hedef alan birçok cilt bakım ürününde kullanılır.

*Linoleik asit:
Linoleik asit, hindistancevizi yağının yaklaşık %2'sini oluşturur ve cilt bariyerini güçlendirme konusunda harikadır, böylece nemi daha iyi tutabilir ve zararlı tahriş edici maddeleri dışarıda tutabilir.



HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI NEREDEN GELİR?
Hindistan cevizi yağı, hindistancevizi çekirdeğinden ıslak veya kuru bir işlemle çıkarılır.
Cilt için hindistancevizi yağı üretmenin kuru işlemi, etin kurutulmadan önce çıkarılmasını ve yağı elde etmek için kopranın preslenmesini veya çözülmesini içerir.
Islak işlem, ekstrakte edilmiş hindistancevizi sütünün kullanılmasını ve su ve yağ emülsiyonunun ayrılmasını içerir.
Hindistan cevizi yağının kuru ekstraksiyonu daha yüksek verim sağladığı ve daha ucuz olduğu için genellikle tercih edilir.



KURU CİLTLER İÇİN HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI:
Hindistan cevizi yağının faydalarından biri de, diğer mineral yağlar kadar etkili bir şekilde cilt nemini önemli ölçüde arttırdığı ve cildi daha uzun süre nemli tuttuğunun kanıtlanmış olmasıdır.
Kuru ciltler için Hindistan cevizi yağı, kuru ve çatlamış cildi beslemek, kaybedilen nemi yenilemek ve cilt bariyerini güçlendirerek onu korumak için derin bir bakım olarak kullanılabilir.
Hindistan cevizi yağının ayrıca egzamayı tedavi etmeye ve kızarıklığa yatkın kuru, pullu ve kaşıntılı cilt semptomlarını azaltmaya yardımcı olduğu da bulunmuştur.



YÜZ İÇİN HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI:
Yüz için Hindistan cevizi yağı, son derece nemlendirici olması ve aynı zamanda iltihabı azaltabilmesi, serbest radikal hasarını önleyebilmesi ve enfeksiyonu önleyebilmesi nedeniyle popülerdir.
Sadece bu değil, aynı zamanda yüz için kullanılan hindistancevizi yağı da cildin sıkılaşmasına ve ince çizgilerin ve kırışıklıkların görünümünün azaltılmasına yardımcı olan kolajen üretimini artırabilir.



CİLT İÇİN HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI:
Hindistan cevizi yağını sadece yüzünüz için değil vücudunuzun her yerinde kullanabilirsiniz!
Hindistan cevizi yağının vücut için birkaç popüler kullanımı şunlardır: doğal bir tıraş kremi olarak, kuru elleri tedavi etmek ve tırnak etlerini yumuşatmak için, cildi yumuşatmak ve nemlendirmek için vücut losyonu yerine veya vücut masaj yağı olarak kullanılır.
Kuru ciltler için Hindistan cevizi yağı özellikle nemlendiricidir.



YÜZ İÇİN DIY HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI:
Rafine edilmemiş, çiğ veya işlenmemiş hindistancevizi yağını gece boyunca yüz için kullanmak cildiniz için harikalar yaratabilir ve ara sıra yapılan popüler bir derin bakımdır.



YÜZ ADIMLARI İÇİN DIY HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI:
Yaklaşık 1 yemek kaşığı Hindistan cevizi yağını avucunuza alın ve avuçlarınız arasında yumuşak bir şekilde sıkarak eritin.
Eritilmiş hindistancevizi yağını yüzünüze ve boyun bölgenize nazikçe masaj yapın.
Eşit bir kaplama elde ettikten sonra, emici bir kağıt mendil kullanarak cildinizin yüzeyindeki fazla kalıntıları silin.

Hindistancevizi yağının geri kalanını gece boyunca yavaşça yüzünüze ve boynunuza bulaşması için cildinizde bırakın.
Hindistan cevizi yağını sadece yüzünüzle sınırlamanıza da gerek yok, bu yöntemi kullanarak vücudunuzun her yerine derinlemesine beslenme için cildinize uygulayabilirsiniz.
Hindistan cevizi yağı kullanan çoğu kişi, ciltte ağırlığa neden olabileceği ve gözenekleri tıkayabileceği için bunu haftada bir kez idareli bir şekilde yapmayı sever - özellikle de zaten yağlı bir cildiniz varsa.



100 G BAŞINA HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞININ BESLENME DEĞERİ:
Enerji 3.730 kJ (890 kcal)
Yağ 99 gr
Doymuş 82,5 gr
Tekli doymamış 6,3 g
Çoklu doymamış 1,7 g
Vitaminler Miktarı%DV†
E Vitamini %203 mg
K Vitamini %10,6 μg
Mineral Miktarı%DV†
Demir %00,05 mg
Diğer bileşenler Miktar
fitosteroller 86 mg



HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞININ KAÇ KALORİ DAHİL BESLENME GERÇEKLERİ:
Hindistan Cevizi Yağının İçeriği Bunlar 1 çorba kaşığı (yemek kaşığı) Hindistan cevizi yağı porsiyonunun besin değerleridir.
Kalori 104
Protein 0 gram (g)
Yağ 11,5 gr
Doymuş yağ 9,6 gr
Karbonhidratlar 0 gr
Lif 0 gr
Şeker 0 gr
Bu diğer yağlara çok benzer.
Örneğin 1 yemek kaşığı zeytinyağında 119 kalori ve 13,5 gr yağ bulunur.



ZEYTİNYAĞI İLE KARŞILAŞTIRILDIĞINDA HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI SAĞLIKLI BİR YAĞ MIDIR?
Hindistan cevizi yağı diğer yemeklik yağlarla benzer bir besin profiline sahip olmasına rağmen, temel fark içerdiği spesifik yağ türlerinde yatmaktadır.
Hindistan cevizi yağındaki yağın çoğunluğu (yüzde 83), genellikle et ve süt ürünleri gibi hayvansal ürünlerde bulunan doymuş yağdır.
Zeytinyağında ise yağın yalnızca yüzde 14'ü doymuştur.



Hindistan Cevizi Yağının Kanıta Dayalı 10 Sağlığa Faydası:
Hindistan cevizi yağı açlığın azaltılmasına, ağız sağlığının iyileştirilmesine, muhtemelen nöbetlerin azaltılmasına ve daha fazlasına yardımcı olabilir.
Hindistan cevizi yağının çeşitli potansiyel faydaları olsa da kalp sağlığınız için pek iyi olmayabilir.
Hindistan cevizi yağı giderek daha popüler bir yemeklik yağdır.

Pek çok kişi Hindistan Cevizi yağını antimikrobiyal ve antioksidan özellikleri, cilt ve ağız sağlığını iyileştirmesi ve kilo verme potansiyeli gibi sağlık yararlarından dolayı övüyor.
Hindistan cevizi yağının sağlık açısından kanıta dayalı 10 faydasının yanı sıra, onu diyetinize dahil etmek istiyorsanız aklınızda bulundurmanız gereken bazı özel noktalar aşağıda verilmiştir.

1. Yağ yakımını teşvik edebilir:
Hindistan cevizi yağı, bir tür doymuş yağ olan orta zincirli trigliseritlerin (MCT'ler) zengin bir kaynağıdır.
Genel olarak doymuş yağlar üç alt gruba ayrılır ve her birinin vücudunuzda farklı etkileri vardır.

Bu alt gruplar şunlardır:
*uzun zincir
*orta zincirli
*kısa zincirli

Bilim adamları, hindistancevizi yağında bulunanlar da dahil olmak üzere orta zincirli trigliseritleri (MCT'ler) sağlığa potansiyel faydaları açısından araştırıyorlar.
Örneğin, bazı kanıtlar MCT tüketmenin vücudunuzun yaktığı kalori miktarını artırabileceğini gösteriyor.
Bunu yaparken Hindistan cevizi yağı kilo kaybını desteklemeye yardımcı olabilir.

Hindistan cevizi yağındaki yağlar %65 MCT olduğundan saf MCT yağına benzer yağ yakıcı özelliklere sahip olabilir.
Ancak şu anda hindistancevizi yağı yemenin yaktığınız kalori miktarını artıracağını söyleyecek iyi bir kanıt yok.

Aslında, MCT'nin kilo verme potansiyeli üzerine yapılan çalışmalar, sonuçları yorumlarken bile dikkatli olunmasını gerektiriyor çünkü daha büyük ve daha kaliteli çalışmalara hala ihtiyaç var.
MCT'ler yaktığınız kalori miktarını artırabilirken, hindistancevizi yağının kalori içeriğinin çok yüksek olduğunu ve büyük miktarlarda tüketirseniz kolayca kilo almanıza yol açabileceğini unutmayın.


2. Hızlı bir enerji kaynağı olarak çalışabilir:
Hindistan cevizi yağındaki MCT'ler hızlı bir enerji kaynağı sağlar.
Uzun zincirli trigliseritleri (LCT'ler) yediğinizde, yağ molekülleri kanınız yoluyla kas veya yağ dokusu gibi onlara ihtiyaç duyan dokulara taşınır.
Öte yandan, MCT'ler doğrudan karaciğerinize gider ve vücudunuzun tercih ettiği enerji kaynağı olan karbonhidratlarla hemen hemen aynı şekilde hızlı bir enerji kaynağı haline gelir.
Aslında MCT'ler, vücutlarının emebileceği ve hızlı bir şekilde kullanabileceği bir enerji kaynağına ihtiyaç duyan sporculara yönelik spor beslenme ürünlerinde uzun süredir kullanılmaktadır.


3. Antimikrobiyal etkileri olabilir:
Hindistan cevizi yağı, MCT içeriğinden, özellikle laurik asitten dolayı antimikrobiyal ve antifungal özelliklere sahiptir.
Laurik asit, hindistancevizi yağındaki MCT'lerin yaklaşık %50'sini oluşturan bir yağ asididir.

Araştırmalar, Hindistan cevizi yağının aşağıdaki gibi hastalığa neden olan mikroorganizmalara karşı antimikrobiyal etkilere sahip olabileceğini öne sürüyor:
*Stafilokok aureus
*Streptococcus mutans
*Streptococcus pyogenes
*Escherichia coli
*Helikobakter pilori

Çalışmalar laurik asidin bakteriyostatik bir ajan olarak hareket edebileceğini göstermektedir.
Bu, bakterileri öldürmeden bakterilerin çoğalmasını engelleyen bir maddedir.
Hindistan cevizi yağı aynı zamanda bazı bakterileri yok eden bakteri yok edici bir madde olarak da görev yapabilir.
Ayrıca Hindistan cevizi yağı bitkilere zararlı mikroorganizmaların büyümesini de engelleyebilir.


4. Açlığın azaltılmasına yardımcı olabilir:
MCT'lerin ilginç bir özelliği, gıda alımını azaltmaya yardımcı olabilmeleridir.
Bu, vücudun onları nasıl parçaladığıyla ilgili olabilir.
Yediğiniz MCT'lerin bir kısmı, keton adı verilen molekülleri üreten bir süreçte parçalanır.

Ketonlar ya doğrudan beynin kimyasal habercilerine etki ederek ya da ghrelin gibi açlığa neden olan hormonların düzeylerini değiştirerek iştahı azaltır.
Günümüzde oldukça popüler olan ketojenik diyetler bağlamında ketonlara aşina olabilirsiniz.
Keto diyeti uygulayan kişiler çok fazla karbonhidrat yemezler ancak genellikle çok fazla yağ tüketirler.

Bu nedenle vücutları yakıt olarak ketonları kullanma eğilimindedir.
Bununla birlikte, hindistancevizi yağı MCT'lerin en zengin doğal kaynaklarından biri olmasına rağmen, hindistancevizi yağının kendisinin iştahı diğer yağlardan daha fazla azalttığına dair bir kanıt yoktur.
Aslında bir çalışma, hindistancevizi yağının MCT yağından daha az tokluk sağladığını bildirmektedir.


5. Nöbetlerin azaltılmasına yardımcı olabilir:
İnsanlar, ilaca dirençli epilepsi de dahil olmak üzere çeşitli bozuklukları tedavi etmek için uzun süredir karbonhidrat oranı çok düşük, yağ oranı yüksek olan keto diyetlerini kullanıyor.
Nöbetlerin meydana gelme sıklığını azaltmaya yardımcı oldukları gösterilmiştir.
Araştırmacılar, beyin hücrelerini besleyecek glikozun bulunmamasının, ketojenik diyet uygulayan epilepsili kişilerde nöbet sıklığındaki azalmanın olası bir açıklaması olduğuna inanıyor.

Ancak genel olarak yetişkinlerde ve epilepsili bebeklerde keto diyetlerinin kullanımına ilişkin kanıt eksikliği var, bu nedenle daha fazla araştırmaya ihtiyaç var.
Karbonhidrat alımınızı azaltmak kanınızdaki glikozu azaltır ve yağ alımınızı arttırmak keton konsantrasyonlarının önemli ölçüde artmasına neden olur.
Beyniniz glikoz yerine enerji kaynağı olarak ketonları kullanabilir.

Son zamanlarda insanlar, MCT'leri içeren değiştirilmiş keto diyetlerini ve ketozu tetiklemek için daha cömert bir karbonhidrat miktarını izleyerek epilepsiyi etkili bir şekilde tedavi edebileceklerini keşfettiler.
Araştırmalar, hindistancevizi yağındaki MCT'lerin karaciğerinize taşındığını ve ketonlara dönüştüğünü gösteriyor


6. Cilt Sağlığını Artırabilir:
Hindistan cevizi yağının yemekle çok az ilgisi olan birçok kullanımı vardır.
Birçok kişi cildinin sağlığını ve görünümünü iyileştirmek için kozmetik amaçlarla kullanır.
Araştırmalar hindistancevizi yağının kuru cildin nem içeriğini artırabildiğini gösteriyor.

Ayrıca cildin işlevini iyileştirebilir, aşırı su kaybını önlemeye yardımcı olabilir ve sizi bulaşıcı ajanlar, kimyasallar ve alerjenler gibi dış etkenlerden koruyabilir.
Aslında yakın zamanda yapılan bir araştırma, ellerinize 6-8 damla saf hindistancevizi yağı sürüp gece boyunca bırakmanın, alkol bazlı el dezenfektanlarının sık kullanımının neden olduğu cilt kuruluğunu önlemenin etkili bir yolu olabileceğini belirledi.

Ayrıca cilt iltihabı ve cilt bariyeri fonksiyonundaki kusurlarla karakterize kronik bir cilt hastalığı olan atopik dermatitin hafif ila orta dereceli semptomlarının şiddetini de azaltabilir.


7. Saçınızı koruyabilir:
Hindistan cevizi yağı ayrıca saç hasarına karşı da koruma sağlayabilir.
Örneğin bir araştırmada, hindistancevizi yağının saç tellerine derinlemesine nüfuz etmesi nedeniyle saç tellerini daha esnek hale getirdiği ve güçlerini arttırarak gerilim altında kırılmalarını önlediği tespit edildi.
Benzer şekilde başka bir araştırmada Hindistan cevizi yağının saç tellerini beslediği ve kırılmayı azalttığı, bunun da saçları daha da güçlendirdiği ortaya çıktı.


8. Ağız sağlığını iyileştirebilir:
Kanıtlar, hindistancevizi yağının ağız gargarası olarak kullanılmasının (yağ çekme adı verilen bir işlem) ağız hijyenine uygun maliyetli bir şekilde fayda sağladığını göstermektedir.
Yağ çekme, hindistancevizi yağını ağız gargarası gibi ağzınızda çalkalamayı içerir.
Sıradan gargaralara kıyasla ağızdaki zararlı bakterilerin (yani S. mutans) sayısını önemli ölçüde azaltabilir.

Bunun laurik asidin antibakteriyel özelliklerinden kaynaklandığı düşünülmektedir.
Ek olarak, hindistancevizi yağındaki laurik asit tükürük ile reaksiyona girerek çürükleri önleyen ve diş plağı oluşumunu ve diş eti iltihabını azaltmaya yardımcı olan sabun benzeri bir madde oluşturur.

Ancak inceleme çalışmaları bu konuyla ilgili sınırlı kanıt bulunduğunu ve yağ çekmenin diş tedavisinin yerini almadığını belirtiyor.
Yağ çekmenin diş sağlığına etkileri konusunda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.


9. Alzheimer hastalığının belirtilerini azaltmaya yardımcı olabilir:
Alzheimer hastalığı demansın en yaygın nedenidir.
Bu durum beyninizin enerji için glikoz kullanma yeteneğini azaltır.

Ancak araştırmacılar, ketonların beyin hücreleri için alternatif bir enerji kaynağı sağlayarak hafif ila orta şiddette Alzheimer hastalığının erken belirtilerini dengeleyebileceğine inanıyor.
Bu nedenle hindistancevizi yağı gibi bireysel gıdalar Alzheimer hastalığının tedavisindeki potansiyel rolleri açısından araştırılmıştır.
Ancak insanlarda daha geniş çalışmalara ihtiyaç var.


10. İyi bir antioksidan kaynağı:
Hindistan cevizi yağı, serbest radikaller olarak adlandırılan zararlı molekülleri etkisiz hale getirmeye yardımcı olan iyi bir antioksidan kaynağıdır.
Bu da birçok kronik ve dejeneratif hastalığın önlenmesine yardımcı olur.

Yağdaki ana antioksidan türlerinden bazıları şunlardır:
*tokoferoller
*tokotrienoller
*bitosteroller
*flavonoidler
*polifenoller

Hindistan cevizi yağındaki antioksidanlar, ona potansiyel antiinflamatuar ve beyin koruyucu etkiler kazandırır.
Bir çalışma ayrıca hindistancevizi yağının, özellikle de MCT laurik asidinin ikincil diyabetik komplikasyonları azaltmada olası rolünü öne sürüyor.



HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI BESLENMESİ:
Hindistan cevizi yağında kolesterol veya lif yoktur ancak çok küçük miktarlarda da olsa bazı besin maddeleri vardır:
*Laurik asit
*Miristik asit
*Palmitik asit
*Tekli doymamış yağlar
* Çoklu doymamış yağlar
*Bitki sterolleri
Orta zincirli trigliseritler (MCT'ler)



HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI KAYNAĞI:
Hindistan cevizi yağının %100'ü yağdır ve bunun %80-90'ı doymuş yağdır.
Bu ona soğuk veya oda sıcaklıklarında sağlam bir doku kazandırır.
Yağ, yağ asitleri adı verilen daha küçük moleküllerden oluşur ve hindistancevizi yağında çeşitli türlerde doymuş yağ asitleri bulunur.

Baskın tür laurik asittir (%47), miristik ve palmitik asitler daha küçük miktarlarda bulunur ve bunların zararlı LDL düzeylerini yükselttiği araştırmalarda gösterilmiştir.
Ayrıca eser miktarlarda tekli doymamış ve çoklu doymamış yağlar da mevcuttur.


Hindistan cevizi yağı kolesterol, lif içermez ve yalnızca eser miktarda vitamin, mineral ve bitki sterolleri içerir.
Bitki sterolleri kan kolesterolünü taklit eden kimyasal bir yapıya sahiptir ve kolesterolün vücutta emilimini engellemeye yardımcı olabilir.
Ancak birkaç yemek kaşığı hindistancevizi yağında bulunan miktar, faydalı bir etki yaratamayacak kadar küçüktür.



Hindistan Cevizi Yağının Faydaları Şunları İçerebilir:
1. Orta zincirli yağ asitleri içerir
2. Antiinflamatuar, antimikrobiyal ve antifungal özelliklere sahiptir
3. Cilt rahatsızlıklarının tedavisinde faydalı olabilir
4. Saçı hasara karşı koruyabilir
5. Diş Çürüklerinin Önlenmesinde Yardımcı Olabilir



HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞININ BESLENME PROFİLİ:
1 yemek kaşığı (11g) şunları sağlar:
99 kcal / 407 kJ
11g yağ
9.5g doymuş yağ
0.7g tekli doymamış yağ
0.2g çoklu doymamış yağ



HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞININ CİLDE FAYDALARI ŞUNLARI İÇERMEKTEDİR:
Cildi Zarar Veren Mikroorganizmalardan Korumak:
Hindistan cevizi yağının içerdiği yağ asitleri, yani laurik ve kaprik asit, antimikrobiyal özellikleri nedeniyle cildi sağlıklı tutmada harikadır, yani cildimizde büyüyebilecek zararlı mikroorganizmaları öldürürler.
Akne, folikülit ve selülit gibi yaygın cilt enfeksiyonlarına, hindistancevizi yağındaki laurik ve kaprik asitin öldürülmesine yardımcı olan mantar ve bakteriler neden olur.


*Kuru Ciltler İçin Hindistan Cevizi Yağı Oldukça Nemlendiricidir:
Hindistan cevizi yağının kuru ve çatlamış ciltler için oldukça etkili bir nemlendirici olduğu bulunmuştur.
Hindistan cevizi yağı, cildi nemlendirmeye ve nemi daha iyi tutmak için doğal savunma bariyerini güçlendirmeye yardımcı olur; bu da kuru ciltler için hindistancevizi yağının harika olduğu anlamına gelir.


*Hindistan Cevizi Yağı Sivilce Tedavisine Yardımcı Olabilir:
Hindistan cevizi yağının sahip olduğu anti-inflamatuar özellikler, inflamatuar bir durum olan sivilcenin tedavisine yardımcı olma yeteneğine sahip olduğu anlamına gelir.
Sadece bu değil, hindistancevizi yağında bulunan hem laurik hem de kaprik asidin sivilceye neden olan bakterileri öldürebildiği gösterilmiştir.


*Hindistan Cevizi Yağı İyileşmeyi Destekleyebilir:
Çalışmalar, hindistancevizi yağının cildimizin doğal yenilenme ve onarım sürecinde önemli rol oynayan vücudumuzdaki antioksidan ve kollajen seviyesini artırma yeteneğine sahip olduğunu kanıtladı.


*Hindistan Cevizi Yağı İnflamasyonu Azaltmaya Yardımcı Olabilir:
Hindistan cevizi yağının cilt için bir diğer faydası da antioksidan durumunu iyileştirerek iltihaplanmayı azaltmaya yardımcı olabilmesidir.
Antioksidanlar, iltihap oluşturabilen serbest radikallerle (cildimize yapışan kararsız atomlar) savaşmaya yardımcı olur.
Hindistan Cevizi Yağı Daha Eşit Bir Cilt Tonuna Katkıda Bulunur
Hindistan cevizi yağının cilt için koyu lekelerin azaltılmasına, yüzdeki kızarıklığın giderilmesine ve eşit olmayan cilt tonunun düzeltilmesine yardımcı olduğu bilinmektedir.


*Hindistan Cevizi Yağı Cildin Yaşlanma Belirtilerini Azaltmaya Yardımcı Olabilir:
Hindistan cevizi yağının cilde faydalarından biri de doğal kollajen üretimini artırmaya yardımcı olması olduğundan, daha sıkı bir cilt için cilt elastikiyetinin artmasına yardımcı olur.
Geliştirilmiş cilt elastikiyeti aynı zamanda ince çizgilerin ve kırışıklıkların ortaya çıkma olasılığının azalması anlamına da gelir.


*Hindistan Cevizi Yağı Cildi Yumuşatmaya Yardımcı Olabilir:
Hindistan cevizi yağının içerdiği kaprik asit gibi bazı yağ asitleri, cildi yumuşatmaya yardımcı olan mükemmel yumuşatıcılardır.



HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞININ FAYDALARI:
Birkaç erken çalışma, hindistancevizi yağının bazı sağlık yararlarına sahip olabileceğini göstermiştir.
Ancak uzmanlar bu bulguları doğrulamak için çok daha fazla araştırmaya ihtiyacımız olduğunu söylüyor.
Ayrıca, hindistancevizi yağının diyetsel yararları üzerine yapılan bazı araştırmalar, mağazadan satın alamayacağınız bir tür kullanmıştır.
Hindistan cevizi yağı, vücudunuzun hızla emebileceği bir yağ türü olan orta zincirli trigliseritler (MCT'ler) bakımından çok daha yüksektir.


*Kilo kaybı için hindistan cevizi yağı:
Hindistan cevizi yağındaki MCT'ler vücudunuzda yağ olarak depolanmak yerine kolaylıkla enerjiye dönüştürülür.
Teorik olarak bu, tok hissetmenize ve kilo vermenize yardımcı olabilir.

Ancak hindistancevizi yağının insanların kilo vermesine yardımcı olup olamayacağı konusunda daha fazla araştırmaya ihtiyacımız var.
Şu ana kadar sonuçlar karışıktı.
Ayrıca sıradan hindistancevizi yağı çoğunlukla vücudunuzun daha yavaş metabolize ettiği bir yağ asidi olan laurik asit içerir.


*Hindistan cevizi yağı ve beyin fonksiyonu:
Bilim insanları Alzheimer hastalarının beyin hücrelerinin glikozu enerji için gerektiği gibi kullanamadığını düşünüyor.
Hindistan cevizi yağını ve diğer yağları sindirdiğinizde karaciğeriniz keton adı verilen kimyasallar üretir.

Bu ketonlar beyniniz için alternatif bir enerji kaynağı sağlayabilir ve bu da Alzheimer semptomlarını azaltmaya yardımcı olabilir.
Ancak bunun doğru olup olmadığı konusunda daha fazla çalışmaya ihtiyacımız var.


*Saçlar için Hindistan cevizi yağı:
Hindistan cevizi yağı, nem ekleyerek saç sağlığınızı iyileştirebilir.
Bu, kepeğin azaltılmasına, kabarmanın yumuşamasına ve kuru saçtaki nemin geri kazanılmasına yardımcı olur.
Hindistan cevizi yağını saç kremi, şekillendirme yardımcısı veya saçta bırakılan maske olarak kullanabilirsiniz.


*Cilt için hindistan cevizi yağı:
Hindistan cevizi yağını cildinizde kullanmak, kuru cilde ve egzama ve rosacea gibi diğer sorunlara neden olan su kaybını önlemeye yardımcı olur.
Hindistan cevizi yağını losyon gibi uygulayın.
Hindistan cevizi yağını yüzünüze sürmeyin çünkü gözenekleri tıkayabilir.
Hindistan cevizi yağındaki laurik asit antimikrobiyal özelliklere sahiptir, bu nedenle jilet yanığı gibi cilt tahrişlerini yatıştırmaya da iyi gelir.


*Yağlayıcı olarak Hindistan cevizi yağı
Hindistan cevizi yağı, özellikle alerjiniz veya hassas cildiniz varsa, cinsel kayganlaştırıcı olarak işe yarayabilir.
Hindistan cevizi yağının tahrişe veya enfeksiyona neden olması muhtemel değildir.


*Hindistan cevizi yağı çekme:
Yağ çekme, Hindistan cevizi yağını ağzınızda 10-15 dakika kadar çalkalayıp daha sonra tükürmenizdir.
Hindistan cevizi yağını her gün yapabilirsiniz ancak dişlerinizi fırçalamayı bırakmayın.
Bazı araştırmalar hindistancevizi yağı çekmenin diş hijyenine yardımcı olabileceğini göstermiştir.



HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞININ SAĞLIĞA İLK 5 FAYDALARI:
1. Orta zincirli yağ asitlerini içerir:
Hindistan cevizi yağı diğer diyet yağlarından farklıdır çünkü esas olarak orta zincirli yağ asitlerinden (MCFA'lar) oluşurken diğer yağların çoğu neredeyse tamamen uzun zincirli yağ asitlerinden oluşur.

Bu, hindistancevizi yağındaki yağ asitlerinin, uzun zincirli yağ asitlerinde bulunan 12'den fazla karbon atomunun aksine, altı ila 12 karbon atomlu bir zincirden oluştuğu anlamına gelir.
Yapıdaki bu farklılığın, yağın nasıl sindirildiğine ve vücudunuzu nasıl etkilediğine kadar her türlü anlamı vardır.


2. Anti-inflamatuar, anti-mikrobiyal ve anti-fungal özelliklere sahiptir:
Hindistan cevizi yağındaki MCFA'ların yaklaşık yüzde 50'si, yağın antiinflamatuar, antimikrobiyal ve mantar önleyici özelliklerine katkıda bulunan laurik asit adı verilen bir türdür.


3. Cilt rahatsızlıklarının tedavisinde faydalı olabilir:
Atopik dermatit gibi hafif ila orta dereceli kronik cilt rahatsızlıklarının önlenmesi ve tedavisi için hindistancevizi yağının topikal kullanımını destekleyen sınırlı ancak tutarlı kanıtlar görünmektedir.
Ayrıca egzama veya sedef hastalığı gibi bazı karmaşık cilt rahatsızlıklarını hafiflettiği de gösterilmiştir.


4. Saçı hasara karşı koruyabilir:
Hindistan cevizi yağındaki laurik asitin saç proteinine karşı yüksek bir afinitesi olduğu ve yağın yapısından dolayı saç gövdesinin içine nüfuz edebildiği görülmektedir.

Bu, hindistancevizi yağı ve ondan yapılan ürünlerin, bakım ve ultraviyole (UV) ışınlarına maruz kalma nedeniyle oluşan protein kaybının neden olduğu saç hasarını önlemede yararlı olabileceği anlamına gelir.
Ancak bu etkiyi doğrulamak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.


5. Diş çürüklerinin önlenmesinde faydalı olabilir:
Yağ çekme, başlangıçta eski Hindistan'da ağız sağlığının korunması için uygulanan geleneksel bir ayurveda ilacıdır.
Daha yeni çalışmalar, hindistancevizi yağı kullanmanın plak oluşumunu ve diş eti iltihabını azaltarak diş çürüklerinin önlenmesinde faydalı olabileceğini öne sürüyor.
Bununla birlikte, numune boyutları ve süresindeki sınırlamalar, bu amaç için hindistancevizi yağının gerçek değerini belirlemek için daha fazla sayıda iyi tasarlanmış, randomize kontrollü çalışmaya ihtiyaç duyulduğu anlamına gelir.



HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI SANAYİ:
Hindistan cevizi yağı, biyodizelin dizel motor yakıtı olarak kullanılması için hammadde olarak kullanılmak üzere test edilmiştir.
Bu şekilde Hindistan cevizi yağı, dizel motorlar kullanılarak güç jeneratörlerine ve taşıma araçlarına uygulanabilir.

Düz hindistancevizi yağı yüksek bir jelleşme sıcaklığına (22–25 °C (72–77 °F)), yüksek bir viskoziteye ve minimum 500 °C (932 °F) yanma odası sıcaklığına sahip olduğundan (yakıtın polimerizasyonunu önlemek için) ), hindistancevizi yağı tipik olarak biyodizel yapmak için transesterifiye edilir.

B100 (%100 biyodizel) kullanımı yalnızca ılıman iklimlerde mümkündür, çünkü jel noktası yaklaşık 10 °C'dir (50 °F).
Hindistan cevizi yağının, saf bitkisel yağın yakıt olarak kullanılması için Weihenstephan standardını karşılaması gerekir.
Modifiye edilmemiş bir motorda karbonlaşma ve tıkanma nedeniyle orta ila ciddi hasar meydana gelebilir.

Filipinler, Vanuatu, Samoa ve diğer bazı tropikal ada ülkeleri, otomobilleri, kamyonları ve otobüsleri çalıştırmak ve jeneratörlere güç sağlamak için hindistancevizi yağını alternatif bir yakıt kaynağı olarak kullanıyor.

Hindistan cevizi yağından elde edilen biyodizel yakıt şu anda Filipinler'de ulaşımda yakıt olarak kullanılıyor.
Hindistan cevizi yağının elektrik üretimi için bir yakıt olarak potansiyeline ilişkin daha fazla araştırma Pasifik adalarında yürütülmektedir, ancak bugüne kadar işçilik maliyeti ve tedarik kısıtlamaları nedeniyle bir yakıt kaynağı olarak kullanışlı olmadığı görülmektedir.

Hindistan cevizi yağı, motor yağı ve transformatör yağı olarak kullanılmak üzere test edilmiştir.
Hindistan cevizi yağı (ve hindistan cevizi yağ asidi gibi türevleri), kokamidopropil betain, kokamid MEA ve kokamid DEA gibi yüzey aktif maddelerin üretiminde hammadde olarak kullanılır.

Hindistan cevizi yağından elde edilen asitler herbisit olarak kullanılabilir.
Katalitik lipazla yapılan tedavinin hindistancevizi yağına antimikrobiyal özellikler kazandırdığı bildirildi.
Elektrikli aydınlatmanın ortaya çıkmasından önce, hindistancevizi yağı Hindistan'da aydınlatma için kullanılan birincil yağdı ve kokin yağı olarak ihraç ediliyordu.



HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞININ SAĞLIĞI:
Hindistan cevizi yağıyla ilgili sağlık iddialarının birçoğu, süpermarket raflarında en çok bulunan ticari hindistancevizi yağı değil, %100 orta zincirli trigliseritlerden (MCT'ler) yapılan özel bir hindistancevizi yağı formülasyonunun kullanıldığı araştırmalara atıfta bulunmaktadır.
MCT'ler diğer yağlara göre daha kısa kimyasal yapıya sahiptir ve bu nedenle vücut tarafından hızla emilir ve kullanılır.

Sindirimden sonra MCT'ler karaciğere gider ve burada hemen enerji için kullanılırlar.
Teori, hızla emilen bu formun tokluğu arttırdığı ve yağ depolanmasını önlediği yönündedir.
Hindistan cevizi yağı çoğunlukla MCT olmayan laurik asit içerir.

Laurik asit diğer uzun zincirli yağ asitleri gibi daha yavaş emilir ve metabolize edilir.
Bu nedenle, laurik asit dışında orta zincirli trigliseritler içeren özel olarak üretilmiş MCT hindistancevizi yağından bildirilen sağlık yararları, doğrudan ticari hindistancevizi yağlarına uygulanamaz.

Epidemiyolojik çalışmalar, Hindistan, Filipinler, Polinezya gibi yerel beslenmelerinin bir parçası olarak hindistancevizi içeren insan gruplarının düşük kardiyovasküler hastalık oranlarına sahip olduğunu bulmasına rağmen, diyet ve diğer birçok özelliğin açıklayıcı olabileceğini belirtmek önemlidir. .
Ayrıca yedikleri hindistancevizinin türü, tipik bir Batı diyetinde kullanılanlardan farklıdır.

Bu gruplar işlenmiş hindistancevizi yağını değil, hindistancevizi eti veya preslenmiş hindistancevizi kreması olarak tüm hindistan cevizini, ayrıca lif açısından zengin ve işlenmiş ve şekerli gıdalardan düşük yiyeceklerden oluşan yerel bir diyetle besleniyorlar.



SAÇLAR İÇİN HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI:
1. Derin durum:
Saç kremleri genellikle hindistancevizi yağı içerir çünkü saç tellerine kolayca nüfuz eder ve hatta protein kaybını önleyebilir.
Yastığınızın üzerine yumuşak bir havlu koymak veya duş başlığıyla uyumak isteyeceksiniz.
Sabahları hafif bir şampuanla durulayın.


2. Kendin Yap saç maskesi oluşturun:
Spaya uygun bir saç maskesiyle bukleleri yumuşatın.
3 ila 5 yemek kaşığı organik, rafine hindistan cevizi yağını (sıvı halde) 20 damla biberiye yağıyla karıştırın.
Saçınıza masaj yaparak uygulayın ve duş başlığıyla kapatın.
30 ila 60 dakika bekletin, ardından şampuanla çıkarın.


3. Kıvrımı düzeltin:
Yeleğinizi evcilleştirmekte zorlanıyorsanız, hindistancevizi yağı kesinlikle yardımcı olabilir.
Parmaklarınızın arasına küçük bir miktar hindistancevizi yağı sürün ve saçın pürüzsüz ve parlak görünmesini sağlamak için özellikle kıvırcık bölgelere sürün.
Düz yağa alternatif olarak saçları beslemek ve güçlendirmek için hindistancevizi yağı içeren elektriklenme karşıtı serumlar da kullanabilirsiniz.


4. Parıltı ekleyin:
Koyu saçlarınız varsa biraz parlaklık katmak için saçınızın uçlarına az miktarda organik hindistancevizi yağı sürün.
Unutmayın, bir damlanın size yeteceğini unutmayın; bundan daha fazlası saçınızın yağlı görünmesine neden olabilir.


5. Kepeği en aza indirin:
Hindistan cevizi yağı, ciltte kepekle ilişkili iltihaplanma, dökülme ve kaşıntıya neden olan maya seviyelerinin azaltılmasına yardımcı olabilir.
Ultra nemlendirici hindistancevizi yağı tedavisiyle sorunu en aza indirmeyi deneyin: 2 veya 3 yemek kaşığı yağı ocakta kısık ateşte ısıtın. Sıvılaştıktan sonra hemen ocaktan alın, böylece fazla ısınmaz.
Daha sonra yağı saç derinize masaj yaparak uygulayın.

Elinizde kalan yağ varsa saçınızın geri kalanını kaplamak için kullanabilirsiniz.
Yağı saç derinizde 30 dakika bekletin ve ardından şampuanla yıkayın.
(Duş bonesi karışımı içine alacak ve beklerken üzerinize damlamasını önleyecektir.)


YÜZ İÇİN HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI
6. İlk adım yüz yıkama olarak kullanın:
Hindistan cevizi yağı doğal olarak antibakteriyel, antifungal ve nemlendirici olduğu için birçok kadın, yüzleri için de gece nemlendiricisi olarak kullanıldığına yemin ediyor.
Yağ temizleme yöntemini deneyin: Yağı dairesel hareketlerle yüzünüzün ve boynunuzun her yerine sürün ve ilerledikçe kendinize hafif bir masaj yapın.
İşiniz bittiğinde, tüm kalıntıların durulandığından emin olmak için en sevdiğiniz nazik yüz yıkama ürünüyle kazancınızı temizleyin.


7. Kendin Yap yüz maskesi oluşturun:
Temiz yüzünüze uygulayın, en az 15 dakika bekletin ve rahatlayın!
Cildiniz için hindistancevizi yağı içeren mağazadan satın alınan maskeleri aramayı tercih ederseniz, cildi beslemek için hindistancevizi yağı da dahil olmak üzere çeşitli bitki özleri içeren Hindistan Cevizi Ultra Nemlendirici Kağıt Maskeye Evet'e göz atın.


8. Göz makyajını çıkarın:
Evet, hindistancevizi yağı suya dayanıklı maskarada bile işe yarıyor!
Bir pamuğa biraz koyun ve göz altlarınıza da dikkat ederek nazikçe gözlerinizin üzerine sürün.
Hindistan Cevizi Yağı, mumlu, mürekkepli göz makyajını parçalayarak harika bir iş çıkarır ve hassas bölgeyi de nemli bırakır.
İşiniz bittiğinde yüzünüzü her zamanki gibi yıkayın.


9. Göz kremi olarak uygulayın.
Piyasada bol miktarda nemlendirici göz kremi bulunsa da hindistancevizi yağı biraz işe yarar.
Hindistan Cevizi Yağı'nın soğuk havalardan, dehidrasyondan veya sadece yaşlanmadan kaynaklandığı göz altı kuruluğuyla uğraşıyorsanız, nemlendirici bir göz kremi kullanmak cildinizi tamamen gençleştirebilir.

Cildi nemlendirmek ve korumak için göz altlarını kurutmak amacıyla hafif bir hindistancevizi yağı tabakası üzerine hafifçe sürün (çekmeyi veya çok fazla baskı uygulamaktan kaçınmak için yüzük parmağınızı kullanın).
Hindistan Cevizi Yağı makyajın altından kayabileceği için bunu yatmadan önce yapmak en iyisidir.


10. Kendin yap dudak peelingi yapın:
Tonlarca ticari dudak peelingi hindistancevizi yağı içerir; ancak süper nemlendirici (ve lezzetli) bir DIY versiyonu için hindistancevizi yağı, esmer şeker ve bal kullanarak kolayca kendi dudak peelinginizi yapabilirsiniz.
İstediğiniz kıvamı bulana kadar her bir bileşenin ölçümleriyle oynamanız yeterlidir.
Sabahları daha yumuşak, dolgun dudaklarla uyanmak için yatmadan önce peeling tedavisi olarak nazikçe kullanın (temizlerken yıkayın veya çıkarmak için nemli bir bez kullanın).


11. Kendin yap dudak kremi yapın:
Isıya dayanıklı bir ölçüm kabına 2 yemek kaşığı hindistancevizi yağı, 2 yemek kaşığı kakao yağı ve 2 yemek kaşığı rendelenmiş balmumu veya balmumu topakları ekleyin.
Küçük bir tencereye 2 inç su dökün, ardından ölçüm kabını yalnızca tabanı suya girecek şekilde ekleyin.
Malzemeler eriyene kadar ara sıra karıştırarak suyu düşük ila orta ateşte ısıtın.

Ateşten alın ve karışımı dikkatlice dudak kremi kaplarına dökün.
Kap başına 2 damla tarçın esansiyel yağı ekleyin ve karıştırın; hemen örtün.
Soğutun ve soğutun, ardından arkadaşlarınızla paylaşın!


12. Kendin Yap dudak parlatıcısı yapın:
Çatlamış, pul pul dudakları savuşturun, hatta hindistancevizi yağından yapılmış ev yapımı renkli bir parlatıcıyla suratınıza bir renk tonu ekleyin.
Bunu yapmak için eski bir rujun parçalarını bir miktar hindistancevizi yağıyla karıştırmanız yeterlidir.


13. Nefesinizi tazeleyin:
Yağ çekmeyi hatırlıyor musun?
Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi'nde yayınlanan bir araştırma incelemesine göre, hindistancevizi yağını (veya herhangi bir organik bitkisel yemeklik yağı) ağzınızda gezdirmenin aslında hastalığa neden olan bakterileri ağzınızdan uzaklaştırabildiği ortaya çıktı.

Çekme, mikroorganizmaların hücre duvarına zarar veren ve onları öldüren antioksidanlar üretir.
Kahvaltıdan önce 10 ila 20 dakika boyunca süt beyazı bir renk alana kadar ağzınızda döndürün, ardından çöpe tükürün (lavaboya değil, çünkü bu boruları tıkayabilir) ve suyla durulayın.
Yağ çekmenin günlük diş hijyeni rutininizin yerini almaması gerektiğini unutmayın; fırçalama ve diş ipi kullanmak hala bir zorunluluktur.


14. Yanaklarınızı vurgulayın:
Hiçbir şey yorgun bir yüzü küçük bir aydınlatıcı kadar canlandıramaz.
Az miktarda organik hindistancevizi yağını makyajın üzerine sürün ve kendi haline bırakın.
Cildinize benziyor ama daha parlak, bu yüzden birçok doğal makyaj markası bunu formüllerinde temel bileşen olarak kullanıyor.


CİLT VE VÜCUT İÇİN HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI:
15. Kuru elleri nemlendirin:
Hindistan cevizi yağı kuru ve kaşıntılı ciltte harikalar yaratabilir.
Mutfak lavabosunun yanında bir kavanoz organik sızma hindistancevizi yağı bulunduruyorum ve ellerimi yıkadıktan sonra yumuşak ve nemli tutmak için biraz sürüyorum.

(Bu, hareket halindeyken işe yaramaz, bu nedenle kuru ciltler için bu el kremlerinden birini de çantanızda bulundurduğunuzdan emin olun.)
Ve eğer hindistancevizi yağıyla yemek pişiriyorsanız (oda sıcaklığında katı olduğu için pişirme tariflerinde tereyağı yerine kullanabilirsiniz) elleriniz için de biraz fazladan ayırın.


16. Bacaklarınızı tıraş edin:
Geleneksel tıraş kremi, bacaklarınızda veya koltuk altlarınızda güzel ve temiz bir tıraş elde etmek için gerçekten ihtiyacınız olmayan pahalı bir kimyasallar karışımıdır.
Hindistan cevizi yağı ise ucuzdur, doğal olarak antimikrobiyaldir ve harika kokar.
Ayrıca cildi rahatlatıcı özellikleri bacaklarınızın nemli görünmesini sağlar (ancak asla yağlı değildir).


17. Losyon yerine kullanın:
“Hindistan cevizi yağı, ham haliyle nemlendirici bir yağ olarak veya nemlendiricilerin bir bileşeni olarak yaygın olarak kullanılır.
Sadece harika kokmakla kalmayıp aynı zamanda cildinizin beslenmiş ve pürüzsüz hissetmesini sağlayan uygun fiyatlı bir seçenek arıyorsanız, onu nemlendiriciniz olarak kullanın.
Yeni cilt bakımını denemeyi seviyorsanız, arada sırada karıştırmak için hindistancevizi yağı içeren bir vücut losyonu da deneyebilirsiniz.


18. Masaj yağı olarak sürün.
Mağazadan satın alınan birçok masaj yağının temeli hindistancevizi veya jojoba yağıdır.
Aracıyı kesin ve doğrudan şişeye gidin. Kaygandır, cilt dostudur ve nemlendiricidir.


19. Lezzetli bir vücut peelingi yapın.
Mutfağınızda bulunan malzemelerle kendinize bir vücut peelingi yapın.


20. Kuru tırnak etlerini besleyin:
Hindistan cevizi yağını tırnak etlerinize ve tırnaklarınızın etrafındaki cilde masaj yaparak uygulamak, vücudun sıklıkla gözden kaçan bir kısmına çok ihtiyaç duyulan nemi getirebilir.
Fayda?
Çatlamış cildi savuşturacak, kırılgan tırnakları nemlendirecek ve tırnakların sarkmasını önleyeceksiniz.


21. Sedef hastalığını hafifletin:
Hindistan cevizi yağı, cilt hücrelerinin birikmesine neden olan otoimmün bir hastalık olan sedef hastalığından muzdaripseniz denemek için güvenli bir doğal ilaçtır.
Sıcak bir banyoyu daha da lüks hale getirmenin yanı sıra, küvete birkaç yemek kaşığı hindistancevizi yağı eklemek kaşıntılı, pullu cildi rahatlatabilir.


22. Ayaklarınızı tedavi edin:
Sporcu ayağı, terli ayaklarla tetiklenen yaygın bir mantar enfeksiyonudur.
Hindistan cevizi yağı enfeksiyonu ve pullanan cildi hafifletmeye yardımcı olabilir.
Sporcu ayağı tedavisini uyguladıktan sonra üzerine bir kat organik hindistancevizi yağı sürün ve pamuklu çoraplarla örtün.
Bu, çatlak topuklar için de harikalar yaratır.


23. Egzamayı rahatlatır:
Hindistan cevizi yağı ayrıca kırmızı, kaşıntılı, şişmiş cilt lekelerine yol açan bir grup cilt sorunu olan egzaması olanlar için doğal bir tedavi seçeneği olarak da kullanılabilir.
Küçük bir çalışma, saf hindistancevizi yağını günde iki kez cilde uygulayan egzama hastalarının (özellikle atopik dermatitten muzdarip olanların), ciltte stafilokok bakterilerinde azalma, kuruluk, sıyrıklar, kızarıklık ve çizilmeye bağlı ciltte kalınlaşma yaşadıklarını buldu.
Egzamayı hafifletmeye yardımcı olmak için etkilenen bölgeye günde iki kez hafif bir kat saf hindistancevizi yağı uygulayın.


24. Seks sırasında doğal kayganlaştırıcı olarak uygulayın:
%100 saf hindistancevizi yağı, süper kaygan olduğundan mükemmel bir doğal yağlayıcıdır.
Biraz uzun bir yol kat eder ve aşırıya kaçmak ortalığı karıştırabilir.


25. Köpeğinizin patilerini onarın:
Tamam, bu köpeğiniz için bir güzellik numarası ama tüylü dostlarımızın bile bazen biraz şımartılmaya ihtiyacı var!
Eğer yavru köpeğiniz yürüyüş yapmayı ve diğer açık hava etkinliklerini seviyorsa, tüm stres nedeniyle patileri çatlayabilir ve çiğnenebilir.
Köpeğinizin patilerine biraz hindistancevizi yağı sürün; bu hem antiseptik hem de iyileşmesine yardımcı olacak nemlendirici görevi görecektir.
Hindistancevizi yağını topikal olarak uygulamak çoğu köpek için güvenli olsa da, özellikle de yavru köpeğinizin bir sağlık durumu varsa, denemeden önce veterinerinize danışın.



HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞININ OLASI FAYDALARI:
Destekçiler hindistancevizi yağının çeşitli sağlık yararları sağladığını iddia ediyor.

*İyi kolesterolü arttırmak:
İki tür kolesterol vardır:
yüksek yoğunluklu lipoprotein (HDL) veya iyi kolesterol ve düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) veya kötü kolesterol.
HDL, LDL düzeylerini azaltmaya yardımcı oluyor gibi görünüyor ve yüksek HDL düzeyleri, kardiyovasküler sağlığın iyileştirilmesine yardımcı olabilir.
Bazı araştırmacılar, hindistancevizi yağındaki bir bileşen olan orta zincirli trigliseritlerin (MCT'ler) iyi kolesterol seviyelerini artırmaya yardımcı olabileceğini savundu.
Katılımcılar 8 hafta boyunca günde iki kez 1 çorba kaşığı hindistancevizi yağı aldılar.


*Kan şekerini kontrol etmek:
İnceleme ayrıca 29 çalışmada hindistancevizi yağının değil MCT yağının spesifik faydalı sağlık etkilerini de listeledi.


*Stresin azaltılması:
İşlenmemiş hindistancevizi yağı antioksidan özelliklere sahip olabilir.
Kemirgenlerde yapılan bir çalışmada, egzersiz ve kronik soğuktan kaynaklanan stresi azalttığı ortaya çıktı.
Araştırmacılar, işlenmemiş hindistancevizi yağının bazı depresyon türlerinin tedavisinde faydalı olabileceğine inanıyor.


*Parlak saç:
Bazı insanlar saçlarının parlaklığını arttırmak ve hasardan korumak için hindistancevizi yağını saçlarına uygular.
Hindistan cevizi yağı saç derisine mineral yağlardan daha iyi nüfuz edebilir.
Ancak benzer saç tiplerine sahip kişiler üzerinde yapılan bir çalışmada, hindistancevizi yağı kullananlarla kullanmayanlar arasında saç durumu açısından hiçbir fark bulunamadı.


*Sağlıklı cilt:
2017 yılında yapılan bir araştırma, hindistancevizi ekstraktının insan cildine uygulanmasının koruyucu bariyer fonksiyonlarını artırabileceğini ve antiinflamatuar etkiye sahip olabileceğini söylüyor.


*Candida ile mücadele:
Bir in vitro çalışmada, hindistancevizi yağının Candida albicans'a (C. albicans) karşı aktif olması, bunun kandida için bir tedavi olabileceğini düşündürmektedir.
Bunun nedeni ekstraktın bariyer fonksiyonları ve antiinflamatuar özellikleri olabilir.
Ancak bu, fermente edilmediği için normal hindistancevizi yağı tüketmekle aynı şey değildir.


*Astım semptomlarını azaltmak:
Hindistan cevizi yağının solunması tavşanlarda astım semptomlarının azaltılmasına yardımcı olmuştur.


*Doygunluğun arttırılması:
Bazı insanlar, hindistancevizi yağının, yemekten sonra insanların daha tok hissetmesine neden olduğunu, bunun da çok fazla yemek yemedikleri anlamına geldiğini ileri sürmüştür.
Bununla birlikte, bir çalışma MCT yağını hindistancevizi yağıyla karşılaştırdı ve MCT yağının hindistancevizi yağı yerine tokluk üzerinde etki gösterdiğini doğruladı.


*Diş Sağlığı:
2017 tarihli bir inceleme, yağ çekmenin diş sağlığı açısından önemini tartışıyor.
Yağ çekme geleneksel bir ağızdan tedavi yöntemidir.
Modern gargaralara benzer şekilde, ağız boşluğunun etrafına bir yağ sürülmesinden oluşur.
Çalışmalar, hindistancevizi yağı çekmenin çürüklere karşı koruma sağladığını, diş eti iltihabını iyileştirdiğini ve ağızdaki bakteri dengesini etkilediğini buldu.


*Kilo kaybı:
Tüm yüksek yağlı yiyecekler ve yağlar yüksek kalorilidir.
13,6 gram (g) ağırlığındaki bir çorba kaşığı hindistancevizi yağı, 121 kalori içerir; bu, domuz yağı ve tereyağından daha fazla ve ayçiçek yağından biraz daha azdır.
Karbonhidrat ve bol kalori içeren bir diyete daha fazla yağlı, kalorili yoğun gıdaların eklenmesi kilo kaybına yol açmayabilir.


Son yıllarda Hindistan cevizinin ve özellikle de Hindistan cevizi yağının popülaritesi, sağlığa faydalarından dolayı hızla arttı.
Hindistancevizi yağı trendini körükleyen ünlülerin onayları, içeriğin göbek yağını yok etmeye, iştahı azaltmaya, bağışıklık sistemini güçlendirmeye, kalp hastalığını önlemeye ve demans ve Alzheimer hastalığını önlemeye yardımcı olduğunu iddia etti.

Bir anket, Amerikalıların %72'sinin hindistancevizi yağını "sağlıklı" olarak değerlendirdiğini, ancak beslenme uzmanlarının yalnızca %37'sinin aynı fikirde olduğunu ortaya çıkardı.
Hindistan cevizi yağı, ketojenik ve Paleo diyetleri de dahil olmak üzere birçok trend diyette popülerdir.
Bitki bazlı gıdalara yönelik tüketici talebi arttıkça, hindistancevizi yağı, hafif hindistancevizi aromasına sahip zengin tadı nedeniyle popüler bir yağ tercihi haline geldi.




HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞININ BESLENME BİLGİLERİ:
Beslenme gerçekleri
Besleyici etkisini anlamak için piyasada bulunan birkaç hindistancevizi yağı türünü anlamak önemlidir:


*Sızma hindistan cevizi yağı:
İşlenmemiş hindistancevizi yağı en az rafine edilmiş ve en faydalı olanıdır.
Kabuğundan çıkarılan ve doğal yağları çıkarmak için preslenen kopra veya kurutulmuş hindistan cevizi etiyle yapılır.
Hindistan cevizi yağı tipik olarak harika bir fındıksı ve tatlı tada sahiptir.

Bu kategoride, "ıslak öğütme" yöntemiyle üretilen Hindistan cevizi yağını, yani taze hindistan cevizi etinden elde edildiğini ve bunun yerine kurutulmuş hindistancevizi kullanıldığı için kuru yöntemle üretilen yağı göreceksiniz.
Bazen "sızma hindistancevizi yağı" görürsünüz, ancak konu hindistancevizi yağı olduğunda işlenmemiş ve sızma arasında gerçekten bir fark yoktur, bu nedenle her iki seçenek de mükemmel bir seçimdir.


* Rafine edilmiş hindistancevizi yağı:
Rafine edilmiş hindistancevizi yağı, yağın ağartılmasını ve kokusunun giderilmesini içeren bir rafinasyon sürecinden geçmiştir.
İşlenmemiş hindistancevizi yağının aksine, rafine edilmiş yağların fark edilir bir hindistancevizi tadı veya aroması yoktur.
Birçoğu yüksek sıcaklıklarda ve sert kimyasallarla yapıldığından tavsiye edilmezler; bunların her ikisi de yağın faydalı antioksidanlarını yok edebilir.

Bu türler farklılaştı ve bu muhteşem süper yiyeceğin, yani orta zincirli yağ asitleri adı verilen sağlıklı yağların sırlarını ortaya çıkarmak için binlerce çalışma yapıldı.
Bu eşsiz yağlar şunları içerir:
*Kaprilik asit
*Laurik asit
*Kaprik asit

Hindistan cevizindeki yağların yaklaşık yüzde 62'si bu üç sağlıklı yağ asidinden oluşuyor ve hindistan cevizi yağındaki yağın yüzde 91'i sağlıklı doymuş yağlardan oluşuyor.
Bu yağ bileşimi onu gezegendeki en faydalı yağlardan biri yapar.

Tükettiğimiz yağların çoğunun sindirilmesi daha uzun sürer, ancak hindistancevizi yağında bulunan MCFA'lar mükemmel bir enerji kaynağı sağlar çünkü yakıta dönüştürülmek için yalnızca üç aşamalı bir süreçten geçmeleri gerekir; diğer yağların ise yakıta dönüşmesi gerekir. 26 adımlı bir süreçle!

Bitki bazlı yağlarda bulunan uzun zincirli yağ asitlerinin aksine, MCFA'lar şunlardır:
*Sindirimi daha kolay
* Kolayca yağ olarak depolanmaz
*Antimikrobiyal ve antifungal
*Daha küçük boyut, anında enerji için daha kolay hücre geçirgenliğine izin verir
*Karaciğer tarafından işlenir, yani yağ olarak depolanmak yerine hemen enerjiye dönüştürülürler

Bir çorba kaşığı hindistancevizi yağı yaklaşık 120 kalori, 14 gram yağ içerir, lif içermez, kolesterol içermez ve yalnızca eser miktarda vitamin ve mineral içerir.
Her şey göz önüne alındığında, hindistancevizi koprasında bulunan MCFA'lar onu gerçek bir süper gıda haline getiriyor ve hindistancevizi yağının sağlığa faydaları bu kadar bol ve şaşırtıcı olmasının nedeni de bu.
Sızma hindistancevizi yağımızın cildiniz ve saçınız için sunduğu birçok faydayı deneyimleyin.

Hindistan cevizi yağının zengin nemlendirici özellikleri derinlemesine nemlendirir ve besler, cildinizin yumuşak, sağlıklı ve parlak görünmesini sağlar.
Hindistan cevizi yağı ayrıca saçınızı güçlendirmeye ve yumuşatmaya, sağlıklı büyümeyi teşvik etmeye, doğal bir parlaklık katmaya ve saç derisini nemli tutmaya yardımcı olabilir.

Mutfakta sızma hindistancevizi yağımız, hassas tropikal aroması, pürüzsüz ve kremsi dokusuyla bir mutfak keyfidir, en sevdiğiniz yemeklere lezzetli bir tat katar. İster sebzeleri soteleyin, ister kurabiye pişirin veya smoothie'lere karıştırın, hindistancevizi yağımız Geleneksel yemeklik yağlara çok yönlü ve sağlıklı bir alternatiftir.

Sızma hindistancevizi yağı, esansiyel yağ asitleri, antioksidanlar ve vitaminlerle doludur ve bu da onu doğal bir güç merkezi haline getirir.
Hindistan cevizi yağı sağlıklı bir bağışıklık sistemini destekler, sindirime yardımcı olur ve hatta metabolizmanızı hızlandırabilir.
Hindistan cevizi yağı aynı zamanda zararlı bakterilere karşı korunmaya yardımcı olan ve genel sağlığı destekleyen antimikrobiyal özellikleriyle de bilinir.



HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞININ FAYDALARI:
Tıbbi araştırmalara göre hindistancevizi yağının sağlık açısından faydaları şunlardır:

1. Alzheimer Hastalığının Tedavisine Yardımcı Olur:
Orta zincirli yağ asitlerinin (MCFA'lar) karaciğer tarafından sindirilmesi, beyin tarafından enerji için kolayca erişilebilen ketonlar oluşturur.
Ketonlar, glikozun enerjiye dönüştürülmesi için insüline ihtiyaç duymadan beyne enerji sağlar.

Araştırmalar beynin aslında glikozu işlemek ve beyin hücrelerini güçlendirmek için kendi insülinini ürettiğini göstermiştir.
Çalışmalar ayrıca Alzheimer hastasının beyni kendi insülinini üretme yeteneğini kaybettiğinde, hindistancevizi yağındaki ketonların beyin fonksiyonlarını onarmaya yardımcı olacak alternatif bir enerji kaynağı yaratabileceğini de öne sürüyor.

2020 tarihli bir inceleme, nöroprotektif, antiinflamatuar ve antioksidan özellikleri nedeniyle orta zincirli trigliseritlerin (MCT yağı gibi) Alzheimer hastalığının önlenmesindeki rolünü vurgulamaktadır.


2. Kalp Hastalıkları ve Yüksek Tansiyonun Önlenmesine Yardımcı Olur:
Hindistan cevizi yağı, doğal doymuş yağlar bakımından yüksektir.
Doymuş yağlar yalnızca vücudunuzdaki sağlıklı kolesterolü (HDL kolesterol olarak bilinir) artırmakla kalmaz, aynı zamanda LDL "kötü" kolesterolün iyi kolesterollere dönüştürülmesine de yardımcı olur.

Kanıta Dayalı Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp dergisinde yayınlanan randomize çapraz bir araştırma, genç, sağlıklı yetişkinlerde günlük iki yemek kaşığı saf hindistancevizi yağı tüketiminin HDL kolesterolü önemli ölçüde artırdığını buldu.
Ayrıca, sekiz hafta boyunca her gün saf hindistancevizi yağı almanın önemli bir güvenlik sorunu bildirilmedi.

2020'de yayınlanan daha yeni bir başka araştırma da aynı sonuçları verdi ve hindistancevizi yağı tüketiminin, tropikal olmayan bitkisel yağlara göre önemli ölçüde daha yüksek HDL kolesterol ile sonuçlandığı sonucuna vardı.
Hindistan cevizi yağı vücuttaki HDL'yi artırarak kalp sağlığını geliştirmeye ve kalp hastalığı riskini azaltmaya yardımcı olur.


3. UTI ve Böbrek Enfeksiyonunu Tedavi Eder ve Karaciğeri Korur:
Hindistan cevizi yağının idrar yolu enfeksiyonu semptomlarını ve böbrek enfeksiyonlarını iyileştirdiği ve iyileştirdiği bilinmektedir.
Hindistan cevizi yağındaki MCFA'lar, bakterilerin üzerindeki lipit kaplamayı bozarak ve onları öldürerek doğal bir antibiyotik olarak çalışır.

Araştırmalar ayrıca hindistancevizi yağının doğrudan karaciğeri hasardan koruduğunu gösteriyor.
Hindistan cevizi suyu ayrıca iyileşme sürecini nemlendirmeye ve desteklemeye yardımcı olur. Doktorlar böbrek taşlarını temizlemek için hindistancevizi suyu bile enjekte ettiler.
Hindistan cevizi güçlü bir süper besindir ve hindistancevizi yağının sağlık açısından sağladığı tüm bu faydalar göz önüne alındığında bu açıkça görülmektedir.


4. Enflamasyonu ve Artriti Azaltır:
Yakın zamanda yapılan başka bir çalışmada, yalnızca orta ısıda hasat edilen hindistancevizi yağının iltihaplı hücreleri baskıladığı bulundu.
Hindistan cevizi yağı hem analjezik hem de antiinflamatuar olarak çalıştı.


5. Kanserin Önlenmesi ve Tedavisi:
Hindistan cevizi yağının, yağda üretilen ketonlar da dahil olmak üzere, kanserle savaşmasına yardımcı olan iki özelliği vardır.
Tümör hücreleri ketonlardaki enerjiye erişemez ve glikoza bağımlıdır.

İkinci kalite ise hindistancevizi yağındaki orta zincirli yağ asidi içeriğidir.
MCFA'lar bakterilerin lipit duvarlarını sindirirken aynı zamanda mide kanseri riskini arttırdığı bilinen helicobacter pylori bakterisini de öldürebilmektedir.
Ayrıca araştırmalar, hindistancevizi yağında bulunan laurik asidin, anti-proliferasyon ve pro-apoptotik etkileri tetikleyerek antikanser etkilere sahip olabileceğini gösteriyor.


6. Bağışıklık Sistemi Güçlendirme (Antibakteriyel, Antifungal ve Antiviral):
Hindistan cevizi yağının laurik asidinin (monolaurin) kandidayı azalttığı, bakterilerle savaştığı ve virüsler için düşmanca bir ortam yarattığı gösterilmiştir.
Günümüzde birçok hastalık, vücutta kötü bakteri, mantar, virüs ve parazitlerin aşırı çoğalmasından kaynaklanmaktadır.
2020 tarihli bir inceleme, antimikrobiyal aktiviteye sahip olduğunu ve insan vücudundaki bağışıklık tepkisinin anti-inflamatuar doğasını etkinleştirmeye yardımcı olduğunu gösteriyor.

Hasta olduğunuzda diyetinizdeki tahılları ve şekeri doğal yakıt kaynağınız olan hindistancevizi yağıyla değiştirebilirsiniz.
Şeker kötü bakterilerin büyümesini besler.
Bunun yerine hasta olduğunuzda günde üç kez bir çorba kaşığı Hindistan cevizi yağı alın, bol miktarda sebze ve kemik suyu da tüketin.


7. Hafızayı ve Beyin Fonksiyonunu Destekler:
Yaşlanma Nörobiyolojisi Dergisi'nde 2004 yılında yayınlanan bir çalışmada araştırmacılar, hindistancevizi yağındaki MCFA'ların yaşlı deneklerde hafıza sorunlarını iyileştirdiğini buldu.
Tüm hastaların bu yağ asidini aldıktan sonra hatırlama yeteneklerinde belirgin bir iyileşme oldu.
MCFA'lar vücutta kolayca emilir ve insülin kullanılmadan beyinden erişilebilir.
Böylece beyin hücrelerini daha verimli bir şekilde besleyebilirler.


8. Enerjiyi ve Dayanıklılığı Artırır:
Hindistan cevizi yağının sindirimi kolaydır.
Hindistan cevizi yağı ayrıca daha uzun süreli enerji üretir ve metabolizmanızı artırır.

Çalışmalar, kaliteli bir rafine edilmemiş hindistancevizi yağı aldığınızda, MCFA'ların enerjiye dönüştürülmek üzere doğrudan karaciğere gönderilmesi nedeniyle en fazla hindistancevizi yağı faydalarından yararlanabileceğinizi göstermektedir.
Günümüzde pek çok triatloncu, antrenman ve uzun mesafeli yarışlarda yakıt kaynağı olarak hindistancevizi yağını kullanıyor.

Hindistan cevizi yağı, ham bal ve chia tohumlarını karıştırarak ev yapımı bir enerji yakıtı yapabilirsiniz.
Her birinden birer çorba kaşığı hazırlayın ve egzersizden 30 dakika önce tüketin.


9. Sindirime Yardımcı Olur ve Mide Ülserlerini ve Ülseratif Koliti Azaltır:
Hindistan cevizi ayrıca vücudun yağda çözünen vitaminleri, kalsiyum ve magnezyumu emmesine yardımcı olduğundan sindirimi de iyileştirir.
Hindistan cevizi yağı, omega-3 yağ asitleriyle aynı anda alınırsa, vücut tarafından sindirilmeye ve kullanılmaya hazır oldukları için onları iki kat daha etkili hale getirebilir.

Araştırmalar, hindistancevizi yağının kötü bakterileri ve kandidaları yok ederek bakterileri ve bağırsak sağlığını iyileştirmeye yardımcı olabileceğini öne sürüyor.
Özellikle Candida dengesizliği, iltihaplanmaya ve sindirimin bozulmasına neden olan mide asidini azaltabilir.
Bütün bunlar bir araya geldiğinde, hindistancevizi yağının sindirim sağlığına fayda sağladığı ve mide ülseri ile ülseratif kolitin tedavisine veya önlenmesine yardımcı olduğu anlamına gelir.


10. Safra Kesesi Hastalığı ve Pankreatit Belirtilerinin Azaltılmasına Yardımcı Olabilir:
Ek olarak, bu süper yiyeceğin sindirimi o kadar kolaydır ki Hindistan cevizi yağının safra kesesi hastalığının semptomlarını da iyileştirdiği bilinmektedir.
Safra kesesini ve toplam vücut sağlığını iyileştirmek için diğer uzun zincirli yağları hindistancevizi yağıyla değiştirin.


11. Cilt Sorunlarını İyileştirebilir (Yanıklar, Egzama, Kepek, Dermatit ve Sedef Hastalığı)
Hindistan cevizi yağı yüz temizleyici, nemlendirici ve güneş kremi olarak harikadır ancak aynı zamanda birçok cilt rahatsızlığını da tedavi edebilir.
Hindistan cevizi yağındaki yağ asitleri (kaprilik ve laurik) iç ve dış iltihaplanmayı azaltır ve nemlendirir, bu da onları her türlü cilt rahatsızlığı için mükemmel bir çözüm haline getirir.

Hindistan cevizi yağı cildi korur ve cildi iyileştirmek için ideal kılan birçok antioksidan içerir.
Ayrıca antimikrobiyal özellikleri birçok cilt rahatsızlığına neden olabilecek kandida veya mantar kaynaklarını dengeler.


12. Diş Eti Hastalıklarını ve Diş Çürümesini Önlemeye Yardımcı Olur:
Hindistan cevizi yağı ile yağ çekme, ağızdaki bakterileri temizlemenin ve diş eti hastalıklarının iyileşmesine yardımcı olmanın bir yolu olarak yüzyıllardır kullanılmaktadır.
Ayrıca araştırmalar, hindistancevizi yağıyla yağ çekmenin ağız yoluyla alınan çeşitli faydaların yanı sıra genel sağlık üzerinde de faydalı bir etkiye sahip olduğunu gösteriyor.
Hindistan cevizi yağı, yüksek antibakteriyel MCFA konsantrasyonu nedeniyle yağ çekmede en etkili yağlardan biridir.

Hindistan cevizi yağını ağzınızda çalkaladığınızda bakterileri denatüre eder ve onlara yapışır.
Ağızdaki bakterilerin uzaklaştırılması periodontal hastalık riskinizi büyük ölçüde azaltır.
Diş etlerinizi iyileştirmek ve dişlerinizi onarmak istiyorsanız haftada üç kez günde 20 dakika yağ çekmeyi deneyin.


13. Kemik Sağlığını Destekleyin:
Oksidatif stres ve serbest radikaller osteoporozun en büyük iki suçlusudur.
Hindistan cevizi yağı, serbest radikallerle savaşmaya yardımcı olan yüksek düzeyde antioksidanlara sahip olduğundan, osteoporoz için önde gelen bir doğal tedavi yöntemidir.
Hindistan cevizi yağı bağırsaklarda kalsiyum emilimini arttırır.
Osteoporoz üzerine yapılan araştırmalar, hindistancevizi yağının deneklerde yalnızca kemik hacmini ve yapısını arttırmakla kalmayıp aynı zamanda osteoporoza bağlı kemik kaybını da azalttığını buldu.


14. Tip 2 Diyabete Yardımcı Olur:
Hücreler insüline yanıt vermeyi reddettiklerinde ve artık enerji için glikoz almadıklarında insüline dirençli olarak kabul edilirler.
Pankreas daha sonra bunu telafi etmek için daha fazla insülin pompalar ve aşırı üretim döngüsü yaratır.
İnsülin direnci tip 2 diyabetin öncüsüdür.

Çalışmalar, hindistancevizi yağındaki MCFA'ların hücrelerdeki insülin reaksiyonlarını dengelemeye yardımcı olduğunu ve sağlıklı sindirim sürecini desteklediğini göstermektedir.
Pankreasın üzerindeki yükü hafifletir ve vücuda glikoz reaksiyonlarına bağımlı olmayan, insülin direncini ve tip II diyabeti önleyebilen tutarlı bir enerji kaynağı sağlarlar.


15. Kilo kaybı için Hindistan Cevizi Yağı:
Hindistan cevizi yağının enerji oluşturma yetenekleri ve karbonhidrat içermeyen bir yağ olması nedeniyle kilo vermeye faydalı olması şaşırtıcı değildir.
Hindistan cevizi yağı, yağ ve kalori yakımına yardımcı olur, iştahı azaltır ve çalışmalarda özellikle göbek yağlarının eritilmesinde faydalı olduğu görülmüştür.

Hindistan cevizinin yağ yakmanıza yardımcı olma yeteneği köklü bir şekilde yerleşmiştir.
Hindistan cevizi yağı (bir yağ) yemenin yağ kaybına katkıda bulunacağını varsaymak mantıksız görünebilir, ancak aslında oldukça mantıklıdır.
Bu fenomeni anlamanın anahtarı, MCFA'ların çeşitli fizyolojik süreçleri kontrol etmedeki çok boyutlu yeteneğinde yatmaktadır.

Örneğin yukarıda adı geçen 1985 tarihli çalışmada, kaprik asidin tiroid fonksiyonunda önemli iyileşmeler gösterdiği, dinlenme halindeki kalp atış hızını düşürmeye yardımcı olduğu ve vücudunuzun enerji için yağ yakmasına yardımcı olduğu keşfedildi.

Yakın zamanda Obesity Research Journal, Boston Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden MCFA'ların neden yağ yakma yeteneğine sahip olduğuna dair ipucu veren bir çalışma yayınladı.

Orucu bu anlamda olumsuz olarak değil, vücudun enerji rezervlerini en verimli şekilde kullanması ve gereksiz yağ rezervlerinin parçalanmasını hızlandırması açısından olumlu olarak değerlendirmek gerekir.


16. Kas Geliştirme ve Vücut Yağını Kaybetme:
Araştırmalar, MCFA'ların sadece yağ yakmak ve metabolik sendromu azaltmak için iyi olmadığını, aynı zamanda kas inşa etmek için de harika olduklarını gösteriyor.
Bununla birlikte, yoğun olarak üretilen takviyelerin büyük çoğunluğu, MCFA'ların işlenmiş formlarını kullanır.
Bunun yerine gerçek hindistancevizi yiyerek "gerçek anlaşmayı" elde edersiniz, bu nedenle ev yapımı proteinli smoothie'ye yarım yemek kaşığı yağ eklemeyi deneyin.


17. Hindistan Cevizi Yağının Saç Bakımına Faydaları:
Kepekli veya kuru saçlarınız varsa, hindistancevizi yağı bu durumların iyileştirilmesine yardımcı olacak mükemmel yağ asitlerine sahiptir.
Aslında hindistancevizi yağının saç için yapabileceği çok şey var.
Saçınızı iyileştirmek için ev yapımı hindistan cevizi lavanta şampuanı yapabilir ve düz hindistan cevizi yağını tamamen doğal bir saç kremi olarak kullanabilirsiniz.

Kepekten kurtulmak ve saçları kalınlaştırmak için bir çorba kaşığı hindistancevizi yağını 10 damla biberiye esansiyel yağıyla karıştırıp saç derinize üç dakika boyunca masaj yapın.
Daha sonra 30 dakika sonra duş alın.


18. Candida ve Maya Enfeksiyonları:
Antimikrobiyal Ajanlar ve Kemoterapi dergisinde yayınlanan bir araştırma, hindistancevizi yağındaki kaprik asit ve laurik asidin, kandida albicans ve maya enfeksiyonları için etkili bir doğal tedavi için yapıldığını buldu.
Candida'yı etkili bir şekilde öldürmek ve maya enfeksiyonlarını tedavi etmek için işlenmiş şekeri ve rafine tahılları diyetinizden çıkarın ve bol miktarda sağlıklı yağ tüketin.
Takviye olarak günde üç kez bir çorba kaşığı hindistancevizi yağı alın.


19. Yaşlanma Karşıtı Hindistan Cevizi Yağı:
Food and Function tıp dergisinde yayınlanan araştırma, hindistancevizi yağının antioksidan düzeylerini iyileştirdiğini ve yaşlanmayı yavaşlatabildiğini buldu.
Hindistan cevizi yağı, karaciğerdeki stresi azaltarak ve oksidatif stresi azaltarak çalışır.

Ayrıca araştırmacılar, hindistancevizi yağının karaciğerde çalışma şekli nedeniyle detoksifikasyonu destekleyebileceğini buldu.
Yaşlanmayı doğal olarak yavaşlatmak için kahvaltıda antioksidan açısından zengin meyvelerle birlikte bir çorba kaşığı hindistancevizi yağı alın.
Ek sağlık yararları ve pürüzsüzlük için Hindistan cevizi yağını doğrudan cildinize de uygulayabilirsiniz.


20. Hormon Dengesi İçin Hindistan Cevizi Yağı:
Hindistan cevizi yağının sağlığa faydaları arasında hormon dengesi de yer alır.
Hindistan cevizi yağı, laurik asit de dahil olmak üzere harika bir doymuş yağ kaynağı olduğundan hormonların doğal olarak dengelenmesine yardımcı olabilir.

Çalışmalar, hindistancevizi yağının menopoz sırasında tüketilebilecek mükemmel bir yağ olabileceğini ve aynı zamanda östrojen seviyeleri üzerinde olumlu etkileri olabileceğini bulmuştur.
Hormonları doğal olarak dengelemek için şeker ve tahıl tüketimini azaltın ve hindistancevizi, avokado, keten tohumu ve sade yağdan elde edilen sağlıklı yağları tüketin.
Hindistan cevizi yağı veya hindistan cevizi suyu gibi diğer hindistan cevizi formlarını da tüketebilirsiniz.



HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI İMALATI:
Hindistan cevizi yağı ıslak veya kuru bir işlemle ekstrakte edilebilir.
Daha basit (ama belki de daha az etkili) etin kaynar su, güneş veya yavaş ateşte ısıtılmasıyla yağ üretilebilir.

Islak işlem:
Tamamen ıslak işlemde, kurutulmuş kopra yerine ham hindistan cevizinden elde edilen hindistan cevizi sütü kullanılır.
Hindistan cevizi sütündeki proteinler, yağ ve sudan oluşan bir emülsiyon oluşturur.

Daha sorunlu adım, Hindistan Cevizi yağını geri kazanmak için emülsiyonun parçalanmasıdır.
Bu, eskiden uzun süreli kaynatma yoluyla yapılıyordu ancak bu, yağın renginin değişmesine neden olur ve ekonomik değildir.
Modern teknikler, soğuk, ısı, asitler, tuzlar, enzimler, elektroliz, şok dalgaları, buhar damıtma veya bunların bazı kombinasyonlarını içeren santrifüjleri ve ön işlemleri kullanır.

Çok sayıda varyasyona ve teknolojiye rağmen, ıslak işleme, %10-15 daha düşük verim nedeniyle kuru işlemeye göre daha az uygulanabilirdir; hatta kuru işlemede bozulma ve zararlılardan kaynaklanan kayıplar da hesaba katılır.
Islak prosesler ayrıca ekipman ve enerjiye yatırım yapılmasını gerektirir, bu da yüksek sermaye ve işletme maliyetlerine yol açar.



KURU PROSES, HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI:
Kuru işleme, etin kabuktan çıkarılmasını ve kopra oluşturmak için ateş, güneş ışığı veya fırınlar kullanılarak kurutulmasını gerektirir.
Kopra solventlerle preslenir veya eritilir, böylece hindistancevizi yağı ve yüksek proteinli, yüksek lifli bir püre üretilir.
Püre insan tüketimi için düşük kalitededir ve bunun yerine geviş getiren hayvanlara beslenir; püreden protein elde etme işlemi yoktur.

Hindistan cevizinin uygun şekilde hasat edilmesi (bir hindistancevizinin yaşı toplandığında 2 ila 20 ay olabilir) Hindistan cevizi yağı yapım sürecinin etkinliğinde önemli bir fark yaratır.
Olgunlaşmamış fındıklardan yapılan kopranın işlenmesi daha zordur ve daha düşük verimle daha düşük kalitede bir ürün üretir.

Geleneksel hindistancevizi yağı işleyicileri, yalnızca döner değirmenler ve çıkarıcılarla üretilenden %10'a kadar daha fazla yağı çıkarmak için solvent olarak hekzan kullanır.
Daha sonra, ekşime duyarlılığını azaltmak amacıyla belirli serbest yağ asitlerini çıkarmak için Hindistan cevizi yağını rafine ederler.

Raf ömrünü uzatmaya yönelik diğer işlemler arasında nem içeriği %6'nın altında olan kopranın kullanılması, Hindistan cevizi yağının nem içeriğinin %0,2'nin altında tutulması, Hindistan cevizi yağının 130–150 °C'ye (266–302 °F) ısıtılması ve tuz veya sitrik asit eklenmesi yer alır. .



SIZMA HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI:
İşlenmemiş hindistancevizi yağı (VCO), taze hindistancevizi sütünden, etinden veya kalıntısından üretilebilir.
Taze etten üretmek, kalıntının ıslak öğütülmesini veya kurutulmasını ve Hindistan cevizi yağının çıkarılması için vidalı presin kullanılmasını içerir.
VCO ayrıca taze etten rendelenip %10-12 nem içeriğine kadar kurutularak ve ardından Hindistan cevizi yağı çıkarmak için manuel pres kullanılarak da çıkarılabilir.

Hindistan cevizi sütünden üretmek, hindistan cevizinin rendelenip suyla karıştırılmasını ve ardından Hindistan cevizi yağının sıkılmasını içerir.
Süt ayrıca 36-48 saat fermente edilebilir, Hindistan cevizi yağı çıkarılabilir ve kalan yağı çıkarmak için krema ısıtılabilir.
Üçüncü bir seçenek, Hindistan Cevizi yağını diğer sıvılardan ayırmak için bir santrifüj kullanılmasını içerir.

Hindistan cevizi yağı, hindistan cevizi sütü üretiminden arta kalan kuru artıklardan da elde edilebilir.
Yaklaşık 1.440 kilogram (3.170 pound) ağırlığındaki bin olgun hindistancevizi, yaklaşık 170 kg (370 lb) kopra üretir ve bundan yaklaşık 70 litre (15 imp gal) hindistancevizi yağı çıkarılabilir.



RAFİNE YAĞ:
Tahta kaşıkta Hindistan cevizi yağı
Rafine edilmiş, ağartılmış ve kokusu giderilmiş (RBD) yağ, genellikle yağı çıkarmak için ısıtılmış bir hidrolik preste preslenen kopra ve kurutulmuş hindistan cevizi çekirdeklerinden yapılır.
Bu, Hindistan cevizinin kuru ağırlığının %60'ından fazlasına tekabül eden, mevcut yağın neredeyse tamamını verir.

Bu ham hindistancevizi yağı, kirletici maddeler içerdiğinden ve daha fazla ısıtma ve filtreleme yoluyla rafine edilmesi gerektiğinden tüketime uygun değildir.
Hindistan cevizi yağının ekstraksiyonuna yönelik başka bir yöntem, alfa-amilaz, poligalakturonazlar ve proteazların seyreltilmiş hindistan cevizi ezmesi üzerindeki enzimatik etkisini içerir.
İşlenmemiş hindistancevizi yağının aksine, rafine edilmiş hindistancevizi yağının hindistancevizi tadı veya aroması yoktur.
RBD yağı evde yemek pişirme, ticari gıda işleme ve kozmetik, endüstriyel ve farmasötik amaçlar için kullanılır.



HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞININ HİDROJENASYONU:
Hindistan cevizi yağı, erime noktasını arttırmak için kısmen veya tamamen hidrojenlenmiş yağa dönüştürülebilir.
İşlenmemiş ve RBD hindistancevizi yağları 24 °C'de (75 °F) eridiğinden, hindistancevizi yağı içeren gıdalar sıcak iklimlerde erime eğilimindedir.
Bu sıcak iklimlerde daha yüksek bir erime noktası arzu edilir, dolayısıyla yağ hidrojenlenir.

Hidrojenlenmiş hindistancevizi yağının erime noktası 36–40 °C'dir (97–104 °F).
Hidrojenasyon sürecinde doymamış yağlar (tekli doymamış ve çoklu doymamış yağ asitleri), katalitik bir işlemle hidrojen ile birleşerek onları daha doymuş hale getirir.

Hindistan cevizi yağı yalnızca %6 tekli doymamış ve %2 çoklu doymamış yağ asitleri içerir.
Kısmi hidrojenasyon işleminde bunların bir kısmı trans yağ asitlerine dönüştürülür.



HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞININ FRAKSİYONU:
Fraksiyonlara ayrılmış hindistancevizi yağı, tüm yağın fraksiyonlarını sağlar, böylece farklı yağ asitleri özel kullanımlar için ayrılabilir.
12 karbon zincirli bir yağ asidi olan laurik asit, endüstriyel ve tıbbi amaçlar için yüksek değeri nedeniyle sıklıkla çıkarılır.
Hindistan cevizi yağının fraksiyonlanması, orta zincirli trigliseritler olan kaprilik asit ve kaprik asidi izole etmek için de kullanılabilir; bunlar tıbbi uygulamalarda, özel diyetlerde ve kozmetiklerde kullanılır, bazen de kokular için taşıyıcı yağ olarak kullanılır.



HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI STANDARTLARI:
Gıda ve Tarım Örgütü tarafından yayınlanan Dünya Sağlık Örgütü'nün gıda, gıda üretimi ve gıda güvenliğine ilişkin Codex Alimentarius yönergeleri, insan tüketimi için hindistancevizi yağı üreten ticari ortaklara yönelik standartları içerir.
18 üyesi ticari olarak satılan hindistancevizinin yaklaşık yüzde 90'ını üreten Asya ve Pasifik Hindistan Cevizi Topluluğu (APCC), işlenmemiş hindistancevizi yağı (VCO) için standartlarını yayınladı ve işlenmemiş hindistancevizi yağını taze, olgun hindistancevizi çekirdeklerinden elde edilen olarak tanımladı. "yağın değişmesine yol açmaz.



HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI ÜRETİMİ:
2020 yılında dünya hindistancevizi yağı üretimi 2,61 milyon mt (2,88 milyon kısa ton) oldu ve Filipinler ve Endonezya'nın liderliğinde dünya toplamının %60'ını oluşturdu.



HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞININ BİLEŞİMİ VE KARŞILAŞTIRILMASI:
Hindistan cevizi yağı yalnızca eser miktarda serbest yağ asidi içerir (kütlece yaklaşık %0,03).
Yağ asitlerinin çoğu ester formunda bulunur.
Aşağıdaki içerikte, aşağıdaki "yağ asitleri" ve "asit" ifadeleri karboksilik asitlerden ziyade esterleri ifade etmektedir.



HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞININ BESLENMESİ VE YAĞ BİLEŞİMİ:
Hindistan cevizi yağının %99'u yağdır ve esas olarak doymuş yağlardan oluşur (toplamın %82'si; sofralık).
Hindistan cevizi yağı 100 gram referans miktarında 890 kalori sağlar.
Hindistan cevizi yağının doymuş yağ içeriğinin yarısı laurik asittir (toplam bileşimin 100 gramı başına 41,8 gram), diğer önemli doymuş yağlar ise miristik asit (16,7 g), palmitik asit (8,6 g) ve kaprilik asittir (6,8 g) .
Tekli doymamış yağlar toplam bileşimin %6'sını, çoklu doymamış yağlar ise %2'sini oluşturur.
Hindistan cevizi yağı fitosterol içerirken önemli miktarda mikro besin maddesi bulunmamaktadır.



GIDA, HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI:
Hindistan cevizi yağının Asya'da, özellikle de bitkinin bol olduğu tropikal bölgelerde, yemek pişirmek için kullanıldığı uzun bir geçmişi vardır.
Hindistan cevizi yağı, hem tuzlu hem de tatlı yemeklerde sotelemek ve kızartmak için kullanıldığı Sri Lanka mutfağında tercih edilen yağdır.
Hindistan cevizi yağı Tayland ve Kerala mutfaklarında da önemli bir rol oynamaktadır.

Batı ülkelerine nispeten yakın zamanda tanıtılan bir yağ olan hindistancevizi yağı, fırınlanmış ürünlerde, hamur işlerinde ve sotelerde yaygın olarak kullanılır; fındık benzeri bir kaliteye ve bir miktar tatlılığa sahiptir.
Hindistan cevizi yağı bazen sinema zincirleri tarafından patlamış mısır patlatmak için kullanılır.

Diğer mutfak kullanımları, fırınlanmış ve şekerleme ürünlerinde hidrojenasyon yoluyla üretilen katı yağların değiştirilmesini içerir.
Hidrojenlenmiş veya kısmen hidrojenlenmiş hindistancevizi yağı genellikle süt ürünü olmayan kremalarda ve atıştırmalık yiyeceklerde kullanılır.
Kızartma sırasında hindistancevizi yağının dumanlanma noktası 177 °C'dir (351 °F).



HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞININ FİZİKSEL ve KİMYASAL ÖZELLİKLERİ:
Görünüm Şekli: katı
Koku: Veri yok
Koku Eşiği: Veri yok
pH: Veri yok
Erime noktası/donma noktası:
Erime noktası/aralığı: 23 - 27 °C
İlk kaynama noktası ve kaynama aralığı:
Veri yok
Parlama noktası: > 113 °C - kapalı kap
Buharlaşma hızı: Veri yok
Tutuşabilirlik (katı, gaz): Veri yok
Üst/alt alevlenirlik veya patlama sınırları: Veri yok
Buhar basıncı: Veri yok
Buhar yoğunluğu: Veri yok
Bağıl yoğunluk: 0,903 g/cm³
Suda çözünürlük: Veri yok
Dağılım katsayısı: n-oktanol/su: Veri yok
Kendiliğinden tutuşma sıcaklığı: Veri yok
Bozunma sıcaklığı: Veri yok
Viskozite
Viskozite, kinematik: Veri yok
Viskozite, dinamik: Veri yok
Patlayıcı özellikler: Veri yok
Oksitleyici özellikler: Veri yok
Diğer güvenlik bilgileri: Veri yok



HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞININ İLK YARDIM ÖNLEMLERİ:
-İlk yardım önlemlerinin açıklaması:
*Solunması halinde:
İnhalasyondan sonra:
Temiz hava aldırın.
*Ciltle teması halinde:
Kirlenmiş olan giysilerinizi hemen çıkarınız.
Cildi su/duş ile durulayın.
*Göz teması halinde:
Göz temasından sonra:
Bol su ile durulayın.
Kontakt lensleri çıkarın.
*Yutulması halinde:
Yuttuktan sonra:
Mağdura su içirin (en fazla iki bardak).
Kendinizi iyi hissetmiyorsanız doktora danışın.
-Herhangi bir acil tıbbi müdahale ve özel tedavi ihtiyacının belirtilmesi:
Veri yok



HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞININ KAZA SONUCU YAYILMASINA KARŞI ÖNLEMLER:
-Çevresel önlemler:
Ürünün kanalizasyona girmesine izin vermeyin.
- Muhafaza etme ve temizlemeye yönelik yöntemler ve materyaller:
Drenajları kapatın.
Dökülenleri toplayın, bağlayın ve pompalayın.
Olası malzeme sınırlamalarına dikkat edin.
Kuru alın.
Uygun şekilde imha edin.
Etkilenen bölgeyi temizleyin.



HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞININ YANGINLA MÜCADELE ÖNLEMLERİ:
-Yıkıcı medya:
*Uygun söndürücü maddeler:
su
Köpük
Karbondioksit (CO2)
Kuru toz
*Uygun olmayan söndürme maddeleri:
Bu madde/karışım için söndürücü maddelere ilişkin herhangi bir sınırlama verilmemiştir.
-Daha fazla bilgi:
Yangın söndürme suyunun yüzey suyuna veya yeraltı suyu sistemine karışmasını önleyin.



HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞININ MARUZ KALMA KONTROLLERİ/KİŞİSEL KORUNMASI:
-Kontrol parametreleri:
--İşyeri kontrol parametrelerine sahip malzemeler:
-Maruz kalma kontrolleri:
--Kişisel koruyucu ekipman:
*Göz/yüz koruması:
Göz koruması için ekipman kullanın.
Emniyet gözlükleri kullanın
*Solunum koruma:
Önerilen Filtre tipi: Filtre tipi P1
-Çevresel maruziyetin kontrolü:
Ürünün kanalizasyona girmesine izin vermeyin.



HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞININ KULLANILMASI ve DEPOLANMASI:
-Herhangi bir uyumsuzluk da dahil olmak üzere güvenli depolama koşulları:
*Depolama koşulları:
Sıkıca kapalı tutun.
Kuru tutun.
Oda sıcaklığında saklayın



HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞININ STABİLİTESİ ve REAKTİVİTESİ:
-Kimyasal stabilite:
Ürün, standart ortam koşulları (oda sıcaklığı) altında kimyasal olarak stabildir.
-Tehlikeli reaksiyon olasılığı:
Veri yok
-Kaçınılması gereken durumlar:
Bilgi bulunmamaktadır



EŞ ANLAMLI:
Hindistan cevizi yağı
Hindistan cevizi yağı
Cocos nucifera'dan Hindistan cevizi yağı


Hint İnciri Ekstrakt
Ricinus Communis Extract ;ricinus communis root extract; castor root extract; extract of the roots of the castor, ricinus communis, euphorbiaceae cas no:8001-79-4
Hint Tohumu Ekstrakt
Ricinus Communis Extract ;ricinus communis root extract; castor root extract; extract of the roots of the castor, ricinus communis, euphorbiaceae cas no:8001-79-4
HİNT YAĞI
Hint Yağı Hint yağı mumu olarak da bilinen hint yağı, kimyasal hidrojenasyon işlemi yoluyla saf hint yağından üretilen sertleştirilmiş bir bitkisel mumdur. Hidrojen, bir nikel katalizörü varlığında saf hint yağına eklendiğinde, ortaya çıkan ürün mumsu, yüksek viskoziteli ve daha doymuş hale gelir.Hint yağı, birçok kozmetikte, vernikte ve cilada yaygın olarak bulunan bir bileşendir. Büyük olasılıkla günlük olarak kullanıyorsunuz. Biraz rahatsız edici bir kokuya sahip olduğu söylenen saf hint yağının aksine tamamen kokusuzdur. Hint yağı da suda çözünmez, ancak saf yağ bu kadar çok farklı uygulama için bu kadar iyi çalışırken neden hidrojenat hint yağı? Hint yağını hidrojene etmenin tam olarak amacı nedir? hint mumu olarak da bilinen ydrojenlenmiş Hint Yağı, tipik olarak oda sıcaklığında sıvı olan ve daha kararlı hale getirmek için hidrojen eklenerek işlenen ve erime noktasını yükselten hint çekirdeklerinden (Ricinus communis) elde edilir. oda sıcaklığında bir katı. Kokusuzdur ve suda çözünmez. Tarihsel olarak, eski Mısırlılar, lambaları için yakıt olarak hint yağı kullandılar. Hint yağı ayrıca makine ve uçak motorlarında yağlayıcı olarak kullanılmış ve bazı boyalara, boyalara ve verniklere de eklenmiştir. Saf hint yağı yutulması, kabızlığı tedavi etmek için müshil görevi görür. Hint yağı sert kırılgan, erime noktası yüksek, yağlı balmumu kokusunun zayıf özelliğine sahip mumsu bir maddedir ve tatsızdır. Balmumu, karnauba ve kandelilla ile uyumludur. Çoğu organik çözücüde nispeten çözünmezdir, ancak yüksek bir sıcaklıkta bir dizi çözücü ve yağda çözünecek, ancak soğuduğunda jeller veya macun benzeri bir kütle oluşturacaktır. Emülgatörler ve trietanolamin stearat ile pürüzsüz, stabil bir anyonik emülsiyon oluşturur. Aynı zamanda katyonik bir emülsifiye edici ajan ile emülsiyon haline getirilerek, yine stabil olan emülsiyonlar haline getirilebilir. Esas olarak plastiklerde, tekstil ürünlerinde, yağlayıcılarda vb. Kullanılır. Farmasötik sınıfta aktif olmayan bir bileşen olarak, hint yağı, yağları ve diğer suda çözünmeyen maddeleri emülsifiye etmek ve çözündürmek için kullanılır. Hint yağı içeren bir markalı ürün Cremophor'dur ve bir dizi noniyonik polietoksile deterjan içerir. Başlangıçta çözünürleştirici ve emülgatör olarak kullanılmak üzere geliştirilmiştir. Bu araştırma sınıfı ürün, yalnızca Ar-Ge ve geliştirmede kullanılmak üzere tasarlanmıştır. Hint yağı (hint mumu) ayrıca uzun süreli bir ayırma maddesi olarak kullanılır; sertleştirici ajan; tablet ve kapsül yağlayıcı. Hint yağı, ara sıra kabızlığı gidermek için uyarıcı bir müshil olarak kullanılmıştır, ancak daha yumuşak ve daha güvenli alternatifler nedeniyle günümüzde nadiren kullanılmaktadır. Hidrojenasyon işleminin amacı, hint yağının erime noktasını, dokusunu, kokusunu ve raf ömrünü iyileştirmektir. Hidrojenlendiğinde, elde edilen hint yağı ürünü sert, kırılgan pullardan oluşur. Hint yağı, bitkisel kaynaklı olduğu için organik bir bileşen olduğu kadar vegan bir bileşen olarak kabul edilir.Hint yağının bir uygulaması, bazı kozmetik ürünleri iyileştirmektir. Pulları tamamen eriyene kadar kozmetik formülasyonlara ekleyebilirsiniz. Bu kapasitede Hint yağı yumuşatıcı ve koyulaştırıcı görevi görür; bileşimleri çok akıcı olduğunda kremlerin, merhemlerin ve losyonların viskozitesini artırmak. Hint yağı ayrıca stick formda (ruj gibi) gelen kozmetik ürünlerini de stabilize eder ve bu ürünlerin erime noktalarını artırarak daha stabil bir ürün oluşturur. Kısmen Hint yağı sayesinde, sıcak bir arabada bir tüp kırmızı ruj bırakırsak dünyanın sonu değil! Hint yağı, rujlarımızın sınıra kadar zorlandıklarında bile sağlam bir yapıya sahip oldukları anlamına gelir ve deodorantımız uyguladığımızda parçalanmaz.Hint yağı, benzersiz bir yapıya sahip sert, mumlu bir maddedir. Çubuğa sağlam ancak sürülebilir bir kıvam vermek için terlemeyi önleyici bazdaki diğer yağlar ve vakslarla birlikte çalışır. Bebek bezi kremi ve losyonunda ciltte losyon / kremin koruyucu bir bariyerini sağlar. Her durumda, Hint yağı suda çözünmediği için kolayca yıkanmaz. Hint yağı, özellikle cila, vernik ve boyalarda olduğu gibi, neme ve yağlara karşı direnç gerektiren bir şey olduğunda bu tür ürünlerde bulunur. Hint yağı mumu olarak da bilinen hint yağı, tipik olarak oda sıcaklığında bir sıvı olan hint çekirdeklerinden (Ricinus communis) elde edilir ve daha kararlı hale getirmek için hidrojen eklenerek işlenir ve erime noktasını yükseltir, böylece oda sıcaklığında katı. Kokusuzdur ve suda çözünmez. Hint yağı, benzersiz bir yapıya sahip sert, mumsu bir maddedir. Çubuğa sağlam ancak sürülebilir bir kıvam vermek için terlemeyi önleyici bazdaki diğer yağlar ve vakslarla birlikte çalışır. Her durumda, Hint yağı suda çözünmediği için kolayca yıkanmaz. Hint yağı, kişisel bakım ürünlerinde uzun bir güvenli kullanım geçmişine sahiptir. PEG 40 Hint yağı, Castor yağının Polietilen Glikol türevleridir ve kozmetik veya kişisel bakım ürünü formülasyonlarına eklendiğinde yüzey aktif madde, çözündürücü, emülgatör, yumuşatıcı, temizleme maddesi ve koku bileşeni olarak işlev görür. Hint yağı hem suda hem de yağda çözünür ve geleneksel olarak suda yağ formülasyonlarını emülsifiye etmek ve çözündürmek için kullanılır. Köpük artırıcı özellikleri onu sıvı temizleyicilerde kullanım için ideal kılar ve yatıştırıcı ve yumuşatıcı yumuşatıcı kalitesi onu nemlendiriciler ve saç bakım kozmetikleri için formülasyonlara popüler bir katkı yapar. Bir yüzey aktif madde olarak PEG 40 Hint yağı, birden fazla sıvı arasındaki veya sıvılar ile katılar arasındaki yüzey gerilimini azaltmaya yardımcı olur. Ayrıca gresin yağlardan uzaklaştırılmasına yardımcı olur ve sıvı içinde asılı kalmasına neden olur. Bu onların yıkanmasını kolaylaştırır ve bu bileşenin yüz ve vücut temizleyicilerinde popülerliğini arttırır. Tıkayıcı bir ajan olarak PEG 40 Hint yağı, cildin yüzeyinde doğal nem kaybına karşı bir bariyer görevi gören koruyucu bir nemlendirme tabakası oluşturur. Hint yağı ile kozmetik formülasyonları, 3: 1 önerilen oranda (PEG 40 Hint yağı / yağ) soğuk halde doğrudan yağ fazına karıştırılabilir. Daha sonra bu, su fazına eklenebilir. Formül bulanıksa, daha fazla şeffaflık için PEG 40 Hint yağı miktarı artırılabilir. Bir doktorun tıbbi tavsiyesi olmadan Hint yağı Hammaddesi. Bu ürün, özellikle 7 yaşın altındakiler olmak üzere her zaman çocukların erişemeyeceği bir alanda saklanmalıdır. Hint yağı Hammaddesi 1 çay kaşığı tercih edilen bir Taşıyıcı Yağda ve bu karışımın kuruş büyüklüğünde bir miktarının hassas olmayan küçük bir cilt alanına uygulanması. PEG 40 Hint yağı asla burun içlerinin ve kulakların yakınında veya cildin diğer özellikle hassas bölgelerinde kullanılmamalıdır. PEG 40 Hint yağının olası yan etkileri arasında kaşıntı, PEG-30 Hint Yağı, PEG-33 Hint Yağı, PEG-35 Hint Yağı, PEG-36 Hint Yağı ve PEG-40 Hint Yağı, hint yağının polietilen glikol türevleridir. PEG-30 Hint yağı ve PEG-40 Hint yağı, Hint yağının polietilen glikol türevleridir. PEG-36 Hint Yağı, hafif yağlı bir kokuya sahip açık sarı ve hafif viskoz bir sıvıdır. PEG-40 Hint Yağı, amber renkli bir sıvıdır. PEG Castor Oils ve PEG Castor yağları, çok çeşitli kozmetik ve kişisel bakım ürünlerinin formülasyonunda kullanılır. Hint yağı, Hint yağının polietilen glikol türevleridir ve kehribar renkli, hafif viskoz bir sıvıdır ve doğal olarak hafif yağlı bir kokuya sahiptir. Araştırmaya göre kozmetik ve güzellik ürünlerinde emülgatör, yüzey aktif madde ve koku bileşeni olarak kullanılıyor. Buna göre Hint yağı esas olarak 12-hidroksistearik trigliserittir. Hint yağı (HCO) veya hint mumu, kapasitörlerde, kaplamalarda ve greslerde, kozmetiklerde, elektrikli karbon kağıtlarında, yağlamada, cilalarda ve neme, yağlara ve diğer petrokimya ürünlerine karşı direncin gerekli olduğu yerlerde kullanılır. Hint mumu ayrıca deri, ahşap ve kauçuk için bir üst kaplama verniği olarak kullanışlıdır. 12-Hidroksi Stearik Asit (12-HSA) Hint yağının hidrolizi ile elde edilir, 12-Hidroksi Stearik Asit ortam sıcaklıklarında yüksek erime noktalı, kırılgan, mumsu bir katıdır ve bozulmaması için ısıdan uzakta depolanmalıdır. Toksik olmayan, tehlikeli olmayan bir materyal, birçok organik çözücüde sınırlı çözünürlüğe sahiptir ve suda çözünmez. Lityum ve kalsiyum greslerde ve akrilik polimerlerin üretiminde, plastik kalıplar, otomotiv kaplamaları, ekipman, cihazlar ve mimari uygulamalar için bir iç yağlayıcı olarak kullanılır. Çok çeşitli uygulama ve ürün gereksinimlerine uygun endüstri lideri ürünler sunmaktan gurur duyuyoruz. Sektör lideri müşteri hizmetleri, teslimat ve yeniliğin, sürekli artan müşteri taleplerimizi karşılamamıza izin verdiğine inanıyoruz. Hint yağı, balmumu benzeri bir hidrojene hint yağı türevidir. Hint yağı birçok endüstriyel uygulamaya sahiptir. Hint yağı mumu, opak, beyaz bir bitkisel mumdur. Reaksiyon oranını artırmak için genellikle bir nikel katalizörü varlığında saf hint yağının hidrojenasyonu ile üretilir. Hint yağının hidrojenasyonu doymuş hint mumu molekülleri oluşturur; bu doygunluk, balmumunun sert, kırılgan ve çözünmez doğasından sorumludur. Hint mumu olarak da bilinen HCO (kimyasal adı: Hint yağı), birçok endüstriyel ve üretim uygulamasına sahip çok yaygın bir oleokimyasal üründür. Hint yağı nedir? HCO, hint yağı çekirdeklerinden elde edilen sert, mum benzeri bir maddedir. Ayrıca PEG-40 olarak bilinen Hidrojene Caster Oil'in petrol bazlı bir formülü de vardır. Bu malzemenin Hint yağı kimyasal formülü C57H110O9 (CH2CH2O) n'dir. Hidrojenasyon, doymamış bir bileşiğin doygunluk oluşturmak için hidrojen ile birleştirildiği kimyasal bir işlemi ifade eder. HCO söz konusu olduğunda, bu yağın stabilitesini arttırır ve erime noktasını yükselterek oda sıcaklığında katı hale getirir.Hint yağı suda ve çoğu organik çözücü türünde çözünmez. Bu, HCO'yu yağlayıcıların ve endüstriyel greslerin üretiminde son derece değerli kılar. Bununla birlikte, HCO, sıcak çözücülerde çözünür. Ayrıca polaritesini, kayganlığını ve yüzey ıslatma özelliklerini korurken suya direnme kabiliyetine de sahiptir. Hint yağı ayrıca kişisel bakım ürünleri ve sabunlarında kullanıma uygun, son derece güvenli, toksik olmayan bir malzemedir. HCO güvenliği hakkında daha fazla bilgi edinmek için lütfen Castor oil SDS'yi (Güvenlik Veri Sayfası) inceleyin. Acme-Hardesty, Hint yağı için güvenilir bir kaynaktır. Ricinoleic Acid, 12HSA, # 1 Castor Oil, HCO ve diğerleri gibi Hint Yağı ve Türevlerinin eksiksiz bir seçimini sunuyoruz. Amerika Birleşik Devletleri'nin herhangi bir yerinde bulunan en büyük ve en eski Hint Yağı ithalatçılarından ve distribütörlerinden biri olarak biliniyoruz. Önde gelen Hint yağı tedarikçilerinden biri olarak, ister toplu sevkiyat, ister palet veya tam bir kamyon yüklemesine ihtiyacınız olsun, şirketinizin Hint Yağı ihtiyaçlarını karşılayabiliriz. KULLANIM VE UYGULAMALAR HCO, bir dizi endüstriyel ve üretim uygulamasına sahip son derece çok yönlü bir oleokimyasaldır: DURUM: Neme karşı mükemmel direnci nedeniyle, Castor yağı, bir viskozite değiştirici olarak son derece iyi çalışır ve ayrıca gres ve yağ direncinde önemli iyileşme sağlar. Hint yağı, PVC için bir yağlayıcı ve ayırıcı madde rolünü yerine getirir ve tabakalı polietilenin işlenmesini, dağılmasını ve gres direncini iyileştirir. Ayrıca çeşitli poliüretan kaplama formüllerinin hazırlanmasında da yararlıdır. Kişisel Bakım: Kişisel bakım ürünlerinin imalatında, özellikle merhem ve deodorantlarda yumuşatıcı ve koyulaştırıcı ajan olarak, ayrıca saç bakım ürünleri ve bazılarının imalatında birden fazla Hint yağı kullanımı vardır. Mumlar: Hidrojene Caster Oil, mumu daha sert ve parçalanmaya karşı daha dirençli hale getirdiği için sentetik ve petrol mumlarında bağlayıcı bir ajan olarak çalışır. Sabun ve Deterjanlar: Hint yağı bazen sıvı sabunlarda ve deterjanlarda emülsifiye edici bir ajan olarak kullanılır. Sıvı formülün kararlılığı Tekstiller: HCO, çeşitli tekstil üretim uygulamalarında etkili bir işleme ajanı yapar. Bu ne işe yarıyor? Hint yağı, benzersiz bir yapıya sahip sert, mumsu bir maddedir. Çubuğa sağlam ancak sürülebilir bir kıvam vermek için terlemeyi önleyici bazdaki diğer yağlar ve vakslarla birlikte çalışır. Her durumda, Hint yağı suda çözünmediği için kolayca yıkanmaz. Monolitik tabletlerde, çekirdek ya doğrudan sıkıştırma ya da ıslak granülasyon ile hazırlanır, ardından çekirdek mukoza ile temas halinde olan yüz haricindeki tüm yüzlerde su geçirmez malzemelerle kaplanır. Su geçirmez malzemeler arasında Teflon, etil selüloz, selofan, Hint yağı ve benzeri yer alır. Böyle bir sistem, mukozaya doğru tek yönlü ilaç akışını başlatır ve ilaç kaybını önler [163]. Kurihara ve ark. (1996), Hint yağı (HCO) -60 emülsiyonlarının, geleneksel lesitinle stabilize edilmiş emülsiyonlarla karşılaştırıldığında, LPL'ye karşı daha stabil olduğunu ve RES organları tarafından düşük alım, plazmada uzun sirkülasyonlar ve tümörlerde yüksek dağılım gösterdiğini belirtmektedir. Lin vd. (1992) Castor oil-60'ın NE'nin hazırlanması için daha iyi stabilite ve uzun süreli ve seçici uygulama özelliklerine sahip iyi bir emülgatör olduğunu doğrulamıştır. Bu nedenle, bu sterik olarak stabilize edilmiş NE'ler, tümörlerde ilaç dağıtımını arttırmak için yüksek düzeyde lipofilik antitümör ajanlar için etkili taşıyıcılar olarak potansiyel gösterebilir. Bu, Sakaeda ve ark. (1994), Sudan II'nin karaciğere, akciğerlere ve dalağa seçici dağıtım oranının Castor oil-60 bazlı NE kullanılarak bastırılabileceğini bulmuştur. Tersine, NE'de doymuş MCT kullanımı, Sudan II'nin kan konsantrasyonunu artırmanın en etkili yoluydu ve bu da karaciğer, akciğerler, dalak ve beyne daha yüksek dağılımla sonuçlandı (Sakaeda ve Hirano, 1995). Ayrıca, Castor oil-60 içeren bir o / w-tipi NE'nin adriamisin-HCl'nin karaciğere seçici dağılımında ve kalp ve böbrekteki konsantrasyonun azalmasında üstün olduğu gösterilmiştir (Yamaguchi ve diğerleri, 1995). Yine, Ueda ve ark. (2003), Castor oil10, Castor oil 20, Castor oil 30, Castor oil 60 ve Castor oil 100 gibi farklı oksietilen sayılarına sahip bir dizi Castor yağının SO'da bulunan menatetrenonun (vitamin K2) farmakokinetiği üzerindeki etkisini bildirmiştir Sıçanlarda (SO) bazlı NE. 10 oksietilen ünitesi (SO / Castor oil 10) ile Castor oil ile hazırlanan NE olarak uygulamadan sonra menatetrenonun plazma yarı ömrü, SO / yumurta sarısı fosfatidleri (SO / EYP) olarak uygulamadan sonra benzerdi, ancak bundan daha kısaydı. > 20 oksietilen birimi olan Castor yağları ile hazırlanan NE'ler olarak (SO / Castor oil 20, SO / Castor oil 30, SO / Castor oil 60 ve SO / Castor oil 100). Bu bulgular, Castor yağlarındaki 20 oksietilen biriminin, SO / Castor yağları NE'lerde dahil edilen ilacın plazma sirkülasyon süresinin uzatılması için minimum gereklilik olduğunu açıkça göstermektedir. Daha önce açıklanan çalışmalar, NE'nin sistemik dolaşımının arttırılmasında yağın veya yapılandırılmış lipitlerin rol oynadığını düşündürmektedir. Hint yağı, insanların binlerce yıldır kullandıkları çok amaçlı bir bitkisel yağdır. Ricinus communis bitkisinin tohumlarından yağ elde edilerek yapılır. Hint fasulyesi olarak bilinen bu tohumlar, risin adı verilen toksik bir enzim içerir. Bununla birlikte, Hint yağının geçirdiği ısıtma işlemi onu devre dışı bırakarak yağın güvenli bir şekilde kullanılmasını sağlar. Hint yağı bir dizi tıbbi, endüstriyel ve farmasötik kullanıma sahiptir. Genellikle gıdalarda, ilaçlarda ve cilt bakım ürünlerinde katkı maddesi olarak ve ayrıca endüstriyel yağlayıcı ve biyodizel yakıt bileşeni olarak kullanılır. Eski Mısır'da Hint yağı lambalarda yakıt olarak yakıldı, göz tahrişi gibi rahatsızlıkları tedavi etmek için doğal bir çare olarak kullanıldı ve hatta hamile kadınlara emeği teşvik etmek için verildi. Günümüzde Hint yağı, kabızlık ve cilt rahatsızlıkları gibi yaygın durumlar için popüler bir doğal tedavi olmaya devam etmektedir ve genellikle doğal güzellik ürünlerinde kullanılmaktadır. İşte Hint yağının 7 faydası ve kullanımı. 1. Güçlü Bir Müshil Hint yağı için belki de en iyi bilinen tıbbi kullanımlardan biri doğal bir müshildir. Uyarıcı bir müshil olarak sınıflandırılır, yani materyali bağırsaklardan iten kasların hareketini artırarak bağırsakların temizlenmesine yardımcı olur. Uyarıcı müshiller hızla etki eder ve genellikle geçici kabızlığı gidermek için kullanılır. Ağızdan tüketildiğinde, Hint yağı ince bağırsakta parçalanır ve Hint yağı içindeki ana yağ asidi olan risinoleik asidi serbest bırakır. Risinoleik asit daha sonra bağırsak tarafından emilerek güçlü bir müshil etkisi yaratır. Aslında, birkaç çalışma, Hint yağının kabızlığı hafifletebileceğini göstermiştir. Örneğin, bir çalışma, yaşlı insanların Hint yağı aldıklarında, dışkılama sırasında daha az zorlanma ve eksik bağırsak hareketlerinin daha az bildirilen hisleri dahil olmak üzere kabızlık semptomlarının azaldığını bulmuştur. Hint yağı küçük dozlarda güvenli kabul edilirken, daha büyük miktarlar karın krampları, mide bulantısı, kusma ve ishale neden olabilir (4 Güvenilir Kaynak). Ara sıra kabızlığı gidermek için kullanılabilmesine rağmen, Hint yağı uzun vadeli sorunlar için bir tedavi olarak önerilmemektedir. Hint yağı, ara sıra görülen kabızlık için doğal bir çare olarak kullanılabilir. Bununla birlikte, kramp ve ishal gibi yan etkilere neden olabilir ve kronik kabızlığı tedavi etmek için kullanılmamalıdır. 2. Doğal Nemlendirici Hint yağı, tekli doymamış bir yağ asidi olan risinoleik asit açısından zengindir. Bu tür yağlar nemlendirici görevi görür ve cildi nemlendirmek için kullanılabilir. Nemlendiriciler cildin dış tabakasından su kaybını önleyerek nemi tutar. Hint yağı genellikle kozmetikte hidrasyonu desteklemek için kullanılır ve genellikle losyonlar, makyaj malzemeleri ve temizleyiciler gibi ürünlere eklenir. Bu zengin yağı, mağazadan satın alınan nemlendiricilere ve losyonlara doğal bir alternatif olarak tek başına da kullanabilirsiniz. Mağazalarda bulunan pek çok popüler nemlendirici ürün, cildi tahriş edip genel sağlığa zarar verebilecek koruyucular, parfümler ve boyalar gibi potansiyel olarak zararlı bileşenler içerir. Bu ürünleri Hint yağı ile değiştirmek, bu katkı maddelerine maruz kalmanızı azaltmaya yardımcı olabilir. Ayrıca Hint yağı ucuzdur ve yüz ve vücutta kullanılabilir. Hint yağı kalındır, bu nedenle ultra nemlendirici bir nemlendirici yapmak için sıklıkla badem, zeytin ve hindistancevizi yağı gibi diğer cilt dostu yağlarla karıştırılır. Castor yağını cilde uygulamak çoğu kişi için güvenli kabul edilmekle birlikte, bazı insanlarda alerjik reaksiyona neden olabilir (6 Güvenilir Kaynak). Hint yağı ciltteki nemi kilitlemeye yardımcı olabilir. Mağazadan satın alınan ürünlere bu doğal alternatifin çoğu için güvenli olduğu düşünülse de, bazılarında alerjik reaksiyonlara neden olabilir. 3. Yara İyileşmesini Destekler Hint yağı yaralara uygulamak, iyileşmeyi destekleyen ve yaraların kurumasını önleyen nemli bir ortam yaratır. Klinik ortamlarda yaraları tedavi etmek için kullanılan popüler bir merhem olan Venelex, Myroxylon ağacından elde edilen bir merhem olan Hint yağı ve Peru balsamı karışımı içerir. Hint yağı doku büyümesini uyararak yara ve çevre arasında bir bariyer oluşturarak enfeksiyon riskini azaltır. Ayrıca kuruluğu ve yara iyileşmesini geciktirebilen ölü deri hücrelerinin birikmesini de azaltır (8). Araştırmalar, Hint yağı içeren merhemlerin, ciltte uzun süreli basınçtan gelişen bir yara türü olan basınç ülserlerinin iyileştirilmesinde özellikle yardımcı olabileceğini bulmuştur. Bir çalışma, basınç ülseri olan 861 huzurevi sakininde Hint yağı içeren bir merhemin yara iyileştirici etkilerine baktı. Yaraları Hint yağı ile tedavi edilenler, diğer yöntemlerle tedavi edilenlere göre daha yüksek iyileşme oranları ve daha kısa iyileşme süreleri yaşadılar (9 Güvenilir Kaynak). Hint yağı, yeni doku büyümesini uyararak, kuruluğu azaltarak ve ölü deri hücrelerinin birikmesini önleyerek yaraların iyileşmesine yardımcı olur. 4. Etkileyici Anti-Enflamatuar Etkiler Castor yağında bulunan ana yağ asidi olan risinoleik asit, etkileyici anti-inflamatuar özelliklere sahiptir. Araştırmalar, Hint yağı topikal olarak uygulandığında iltihabı azalttığını ve ağrıyı hafiflettiğini göstermiştir. Castor yağının ağrı azaltıcı ve anti-enflamatuar nitelikleri, romatoid artrit veya sedef hastalığı gibi enflamatuar bir hastalığı olanlar için özellikle yararlı olabilir. Hayvan ve test tüpü çalışmaları, risinoleik asidin ağrıyı ve şişliği azalttığını bulmuştur. Bir çalışma, risinoleik asit içeren bir jel ile yapılan tedavinin, cilde uygulandığında diğer tedavi yöntemlerine kıyasla ağrı ve iltihaplanmada önemli bir azalmaya yol açtığını göstermiştir. Aynı çalışmanın bir test tüpü bileşeni, risinoleik asidin, insan romatoid artrit hücrelerinin neden olduğu iltihaplanmayı başka bir tedaviden daha fazla azaltmaya yardımcı olduğunu gösterdi. Hint yağı iltihabı azaltma potansiyelinin yanı sıra, nemlendirici özellikleri sayesinde sedef hastalığı olanlarda kuru, tahriş olmuş cildin rahatlamasına yardımcı olabilir. Bu sonuçlar ümit verici olsa da, Hint yağının enflamatuar durumlar üzerindeki etkilerini belirlemek için daha fazla insan çalışmasına ihtiyaç vardır. Hint yağı, test tüpü ve hayvan çalışmalarında ağrı ve iltihabı azaltmaya yardımcı olduğu gösterilen bir yağ asidi olan risinoleik asit bakımından yüksektir. 5. Sivilceyi Azaltır Akne, yüz ve vücutta siyah noktalara, irin dolu sivilcelere ve büyük, ağrılı şişliklere neden olabilen bir cilt rahatsızlığıdır. En çok gençlerde ve genç yetişkinlerde görülür ve benlik saygısını olumsuz yönde etkileyebilir. Hint yağı, akne semptomlarını azaltmaya yardımcı olabilecek çeşitli özelliklere sahiptir. Enflamasyonun sivilcenin gelişimi ve şiddetinde bir faktör olduğu düşünülmektedir, bu nedenle cilde Hint yağı uygulamak, iltihapla ilişkili semptomları azaltmaya yardımcı olabilir. Akne ayrıca, Staphylococcus aureus dahil olmak üzere normalde ciltte bulunan belirli bakteri türlerinin dengesizliği ile de ilişkilidir. Hint yağı, cilde uygulandığında bakteriyel aşırı çoğalmaya karşı savaşmaya yardımcı olabilecek antimikrobiyal özelliklere sahiptir. Bir test tüpü çalışması, Castor yağı özütünün Staphylococcus aureus dahil olmak üzere çeşitli bakterilerin büyümesini engelleyen önemli bir antibakteriyel güç gösterdiğini buldu. Hint yağı da doğal bir nemlendiricidir, bu nedenle sivilceli kişilerde tipik olan iltihaplı ve tahriş olmuş cildi yatıştırmaya yardımcı olabilir. Hint yağı, iltihaplanmaya karşı savaşmaya, bakterileri azaltmaya ve tahriş olmuş cildi yatıştırmaya yardımcı olur, bunların tümü doğal bir sivilce ilacı arayanlar için yararlı olabilir. 6. Mantarla Savaşır Candida albicans, sıklıkla plak büyümesi, diş eti enfeksiyonları ve kök kanal enfeksiyonları gibi diş sorunlarına neden olan bir mantar türüdür. Hint yağı antifungal özelliklere sahiptir ve ağız sağlığını koruyarak Candida ile savaşmaya yardımcı olabilir. Bir test tüpü çalışması, Hint yağının Candida albicans'ı kontamine insan diş köklerinden elimine ettiğini buldu. Hint yağı, Candida aşırı büyümesinin neden olduğu düşünülen ağrılı bir durum olan protezle ilişkili stomatitin tedavisine de yardımcı olabilir. Bu, protez takan yaşlılarda yaygın bir sorundur. Protezle ilişkili stomatiti olan 30 yaşlı kişide yapılan bir araştırma, Hint yağı ile yapılan tedavinin, iltihaplanma dahil olmak üzere stomatitin klinik belirtilerinde iyileşmelere yol açtığını gösterdi (17 Güvenilir Kaynak). Başka bir çalışma, Hint yağı içeren bir solüsyonda protezleri fırçalamanın ve ıslatmanın, protez takan yaşlı insanlarda Candida'da önemli azalmalara yol açtığını buldu (18 Güvenilir Kaynak). Birkaç çalışma, Hint yağının Candida albicans'ın neden olduğu ağızdaki mantar enfeksiyonlarıyla savaşmaya yardımcı olabileceğini göstermiştir. 7. Saçınızı ve Saç Derinizi Sağlıklı Tutar Birçok insan Hint yağını doğal bir saç kremi olarak kullanır. Kuru veya hasar görmüş saçlar özellikle Hint yağı gibi yoğun bir nemlendiriciden faydalanabilir. Saça düzenli olarak Hint yağı gibi yağların uygulanması, saç gövdesinin yağlanmasına yardımcı olur, esnekliği artırır ve kırılma olasılığını azaltır. Hint yağı, kafasında kuru, pul pul deri ile karakterize yaygın bir saç derisi sorunu olan kepek yaşayanlara fayda sağlayabilir. Kepeğin birçok farklı nedeni olmasına rağmen, kafa derisinde kırmızı, pullu lekelere neden olan iltihaplı bir cilt hastalığı olan seboreik dermatite bağlanmıştır. Hint yağı iltihabı azaltma kabiliyetine bağlı olarak seboreik dermatitin neden olduğu kepek için etkili bir tedavi olabilir. Ayrıca saç derisine Hint yağı sürmek kuru, tahriş olmuş cildi nemlendirmeye yardımcı olur ve dökülmeyi azaltmaya yardımcı olabilir. Hint yağının nemlendirici ve antienflamatuar özellikleri, saçı yumuşak ve nemli tutmak ve kepek semptomlarını azaltmaya yardımcı olmak için mükemmel bir seçenek haline getirir. Hint yağı Önlemleri Birçok kişi, yağı yutarak veya cilde uygulayarak çeşitli sorunları tedavi etmek için Hint yağı kullanır. Hint yağı genellikle güvenli kabul edilmesine rağmen, bazı kişilerde olumsuz reaksiyonlara ve istenmeyen yan etkilere neden olabilir. Doğuma neden olabilir: Tıp uzmanları tarafından doğumu başlatmak için kullanılır. Bu nedenle, hamileliğin her aşamasında kadınlar Hint yağı tüketmekten kaçınmalıdır. İshale neden olabilir: Kabızlığı hafifletmenin etkili bir yolu olsa da, çok fazla alırsanız ishal olabilirsiniz. İshal, dehidrasyona ve elektrolit dengesizliklerine neden olabilir. Alerjik reaksiyonlara neden olabilir: Cilde uygulandığında bazı kişilerde alerjik reaksiyona neden olabilir. Vücudunuzun nasıl tepki verdiğini görmek için önce küçük bir cilt parçasına az miktarda sürmeyi deneyin. Hint yağı, bazı insanlarda alerjik reaksiyonlar ve ishal gibi yan etkilere neden olabilir. Aynı zamanda doğumu da tetikleyebilir, bu nedenle hamile kadınlar bundan kaçınmalıdır. Alt çizgi İnsanlar, Hint yağını binlerce yıldır çeşitli sağlık sorunları için güçlü bir doğal tedavi olarak kullandılar. Diğer birçok kullanımın yanı sıra kabızlığı hafifletmeye ve kuru cildi nemlendirmeye yardımcı olduğu gösterilmiştir. İlaç dolabınızda saklamak için uygun fiyatlı, çok amaçlı bir yağ arıyorsanız, Hint yağı iyi bir seçim olabilir. Susuzlaştırılmış hint yağı, sararmayan özelliklere sahip kuru boya filmine iyi esneklik, ince parlaklık, tokluk, yapışma, kimyasal ve su direnci sağlayan benzersiz bir kurutma yağıdır. Hint yağı, keten tohumu yağı için çok uygun ve hatta daha iyi bir ikamedir. Hint yağı içeren boyalar süper beyazdır ve üstün bir sonuç sunar. Susuzlaştırılmış hint yağı, ev boyaları, emayeler, dolgular, sızdırmazlık malzemeleri ve mürekkepler için birincil bağlayıcı olarak kullanılır. "Pişirilmiş" verniklerde, pigmentli kaplamalar için berrak vernikler ve araçlar üretmek için tüm temel reçineler, reçineler, reçine esterleri, hidrokarbonlar ve fenolikler ile birleştirilir. Hint yağı ayrıca litografik mürekkepler, linolyum, macun ve fenolik reçinelerin üretiminde de kullanılır. Hint yağı, sıhhi teneke kaplamalarda, korozyona dayanıklı kaplamalarda, trafik boyalarında, verniklerde, mürekkep araçlarında, tel emayelerde, alüminyum boya aparatlarında ve deniz kaplamalarında gerektiği gibi maksimum alkali direncine sahip hızlı kuruyan kaplamalar elde etmek için fenoliklerle birlikte kullanılır. Hint yağı ayrıca daha açık renk ve daha düşük asit vernikleri veren hızlı su kaynatma oranı elde etmek için kullanılır. Hint Yağı, sert şeker üretiminde kullanılan bir ayırma ve yapışma önleyici ajandır. konsantrasyonu 500 ppm'yi geçmemelidir. vitamin ve mineral tabletlerinde ve koruyucu kaplamaların bir bileşeni olarak kullanılır. Hint yağı, cilde kolayca nüfuz ederek cildi yumuşak ve esnek kılan, oldukça yumuşatıcı bir taşıyıcı yağdır. Aynı zamanda bir kozmetik formülasyonun farklı bileşenlerini birbirine bağlamaya da hizmet eder. Hint yağı, risinoleik asidin (doymamış bir yağ asidi) gliserin esterlerinde yüksektir. Nadiren cilt tahrişi veya alerjik reaksiyonlarla ilişkilidir. Ricinus communis (hint yağı) bitkisinin tohumlarından veya çekirdeklerinden soğuk presleme yoluyla elde edilir. Saf olmayan hint yağı, tohumlar işleme sırasında elimine edilen toksik bir madde içerdiğinden tahrişe neden olabilir. Hoş olmayan kokusu kozmetikte kullanımını zorlaştırır. PEG-30 hint yağı, -30 hint yağı (hidrojene), -40 hint yağı, -40 hint yağı (hidrojene) koku yağları ve diğer yağlar için önerilen yumuşatıcılar, deterjanlar, emülgatörler ve suda yağ çözünürleştiricilerdir. çözündürmek zor olabilir. -40 hint yağı versiyonu, su içinde yağlı kremler ve losyonlarda uçucu yağları ve parfümleri çözündürmek için güçlü bir çözücüdür. Peg-30 hint yağına benzer ancak daha yoğundur, sıvıdan ziyade yumuşak bir macundur. Hidrojenlenmiş versiyon, özellikle uçucu yağlar ve parfümler için iyonik olmayan bir emülgatör olarak kullanılır. Hint yağı, kozmetikte, gıda ürünlerinde ve farmasötik formülasyonlarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Farmasötik formülasyonlarda, hint yağı en yaygın olarak topikal kremlerde ve merhemlerde% 5-12.5 konsantrasyonlarda kullanılır. Ancak oral tablet ve kapsül formülasyonlarında, oftalmik emülsiyonlarda ve kas içi enjeksiyonlarda çözücü olarak da kullanılmaktadır. Terapötik olarak, hint yağı müshil etkisi için ağızdan verilmiştir, ancak bu tür bir kullanım artık eskimiştir. Hint yağı, kozmetiklerde ve gıdalarda ve farmasötik formülasyonlarda oral, parenteral ve topikal olarak kullanılır. Bir eksipiyan olarak kullanıldığında, genellikle nispeten toksik olmayan ve tahriş edici olmayan bir malzeme olarak kabul edilir. Hint yağı, laksatif olarak terapötik olarak kullanılmıştır ve büyük miktarlarda oral uygulama mide bulantısı, kusma, kolik ve şiddetli kusmaya neden olabilir. Bağırsak tıkanıklığı varlığında verilmemelidir. Oftalmik formülasyonlar dahil olmak üzere topikal preparatlarda yaygın olarak kullanılmasına rağmen, hint yağı, özellikle rujlar gibi kozmetikler olmak üzere bazı alerjik kontakt dermatit raporlarıyla ilişkilendirilmiştir. Hint yağı stabildir ve aşırı ısıya maruz kalmadıkça küflenmez. 3008 ° C'de birkaç saat ısıtıldığında, hint yağı polimerleşir ve mineral yağda çözünür hale gelir. 08 ° C'ye soğutulduğunda daha viskoz hale gelir. Hint yağı, ışıktan korunarak iyi doldurulmuş hava geçirmez kaplarda 258 ℃'yi geçmeyen bir sıcaklıkta saklanmalıdır. Hint yağı, hint çekirdeklerinden preslenen bitkisel bir yağdır. [1] Hint yağı, farklı bir tadı ve kokusu olan renksiz ila çok soluk sarı bir sıvıdır. Kaynama noktası 313 ° C (595 ° F) ve yoğunluğu 0.961 g / cm3'tür. [2] Yağ asidi zincirlerinin yaklaşık yüzde 90'ının risinoleat olduğu bir trigliserit karışımını içerir. Oleat ve linoleatlar diğer önemli bileşenlerdir. Hint yağı ve türevleri sabunlar, yağlayıcılar, hidrolik ve fren sıvıları, boyalar, boyalar, kaplamalar, mürekkepler, soğuğa dayanıklı plastikler, cilalar ve cilalar, naylon, ilaç ve parfüm üretiminde kullanılır. Kompozisyon Hint yağının ana bileşeninin yapısı: gliserol ve risinoleik asit triesteri Hint yağı, tekli doymamış, 18 karbonlu bir yağ asidi olan risinoleik asit kaynağı olarak bilinir. Yağ asitleri arasında risinoleik asit, 12. karbonda bir hidroksil fonksiyonel grubuna sahip olması nedeniyle sıra dışıdır. Bu fonksiyonel grup, risinoleik asidin (ve hint yağının) çoğu yağdan daha polar olmasına neden olur. Alkol grubunun kimyasal reaktivitesi, diğer tohum yağlarının çoğunda mümkün olmayan kimyasal türevlendirmeye de izin verir. Risinoleik asit içeriği nedeniyle, hint yağı hammaddelerde değerli bir kimyasaldır ve diğer tohum yağlarından daha yüksek bir fiyatı emreder. Örnek olarak, Temmuz 2007'de, Hint hint yağı kilogram başına yaklaşık 0,90 ABD Doları (pound başına 0,41 ABD Doları), ABD soya fasulyesi, ayçiçeği ve kanola yağları ise kilogram başına yaklaşık 0,30 ABD Doları (pound başına 0,14 ABD Doları) karşılığında satılmıştır. Kullanımlar Çeşitli kullanımlar için yılda 270.000–360.000 ton (600–800 milyon pound) hint yağı üretilmektedir. Gıda ve koruyucu Gıda endüstrisinde, gıda sınıfı hint yağı, gıda katkı maddelerinde, tatlandırıcılarda, şekerlemede (örneğin çikolatada poligliserol polirisinoleat veya PGPR), küf önleyici olarak ve ambalajda kullanılır. Polioksietillenmiş hint yağı (örneğin, Kolliphor EL) gıda endüstrilerinde de kullanılmaktadır. Hindistan, Pakistan ve Nepal'de tahıllar hint yağı uygulamasıyla korunmaktadır. Pirinç, buğday ve bakliyatların çürümesini durdurur. Örneğin, baklagil güvercin bezelyesi, uzun süreli depolama için yağda kaplanmış yaygın olarak mevcuttur. Geleneksel tıp Scott & Bowne Company tarafından bir ilaç olarak hint yağının reklamı, 19. yüzyıl Bir müshil olarak hint yağının kullanımı yaklaşık MÖ 1550'de Ebers Papirüsünde [11] kanıtlanmıştır ve birkaç yüzyıl
HİNT YAĞI 40 EO
Hint Yağı 40 EO Hint yağı 40 EO, hint mumu olarak da bilinir, kimyasal hidrojenasyon işlemi yoluyla saf Hint yağı 40 EO'dan üretilen sertleştirilmiş bir bitkisel mumdur. Bir nikel katalizörü varlığında saf Hint yağı 40 EO'ya hidrojen eklendiğinde, ortaya çıkan ürün mumsu, yüksek viskoziteli ve daha doymuş hale gelir. Hint yağı 40 EO birçok kozmetikte, vernikte ve cilada yaygın olarak bulunan bir bileşendir. Büyük olasılıkla günlük olarak kullanıyorsunuz. Biraz rahatsız edici bir kokuya sahip olduğu söylenen saf Hint yağı 40 EO'nun aksine tamamen kokusuzdur. Hint yağı 40 EO da suda çözünmez. Peki, saf yağ bu kadar çok farklı uygulama için bu kadar iyi çalışırken neden Castor oil 40 EO'yu hidrojenize edin? Castor oil 40 EO'nun hidrojene edilmesinin amacı tam olarak nedir? hint mumu olarak da bilinen ydrojenlenmiş Hint yağı 40 EO, tipik olarak oda sıcaklığında bir sıvı olan hint çekirdeklerinden (Ricinus communis) elde edilir ve daha kararlı hale getirmek için hidrojen eklenerek işlenir ve erime noktasını yükseltir, böylece oda sıcaklığında katıdır. Kokusuzdur ve suda çözünmez. Tarihsel olarak, eski Mısırlılar, lambaları için yakıt olarak Castor oil 40 EO kullandılar. Castor oil 40 EO ayrıca makine ve uçak motorlarında yağlayıcı olarak kullanılmıştır ve bazı boyalara, boyalara ve verniklere de eklenmiştir. Saf Hint yağı 40 EO yutulması, kabızlığı tedavi etmek için bir müshil olarak çalışır. Hint yağı 40 EO sert kırılgan, erime noktası yüksek, yağlı mum kokusunun zayıf özelliğine sahip mumsu bir maddedir ve tatsızdır. Balmumu, karnauba ve kandelilla ile uyumludur. Çoğu organik çözücüde nispeten çözünmezdir, ancak yüksek bir sıcaklıkta bir dizi çözücü ve yağda çözünecek, ancak soğuduğunda jeller veya macun benzeri bir kütle oluşturacaktır. Emülgatörler ve trietanolamin stearat ile pürüzsüz, stabil bir anyonik emülsiyon oluşturur. Aynı zamanda katyonik bir emülsifiye edici ajan ile emülsiyon haline getirilerek, yine stabil olan emülsiyonlar haline getirilebilir. Esas olarak plastiklerde, tekstilde, yağlayıcılarda vb. Kullanılır. Farmasötik sınıfta aktif olmayan bir bileşen olarak Castor oil 40 EO, yağları ve diğer suda çözünmeyen maddeleri emülsifiye etmek ve çözündürmek için kullanılır. Castor oil 40 EO içeren bir markalı ürün Cremophor'dur ve bir dizi noniyonik polietoksile deterjan içerir. Başlangıçta çözünürleştirici ve emülgatör olarak kullanılmak üzere geliştirilmiştir. Bu araştırma sınıfı ürün, yalnızca Ar-Ge ve geliştirmede kullanılmak üzere tasarlanmıştır. Hint yağı 40 EO (hint mumu) da bir uzun süreli ayırma maddesi olarak kullanılır; sertleştirici ajan; tablet ve kapsül yağlayıcı. Hint yağı 40 EO, ara sıra kabızlığı gidermek için uyarıcı bir müshil olarak kullanılmıştır, ancak daha yumuşak ve daha güvenli alternatifler nedeniyle günümüzde nadiren kullanılmaktadır. Hidrojenasyon işleminin amacı, Castor oil 40 EO'nun erime noktasını, dokusunu, kokusunu ve raf ömrünü iyileştirmektir. Hidrojenlendiğinde, elde edilen Castor oil 40 EO ürünü sert, kırılgan pullardan oluşur. Hint yağı 40 EO, bitkisel kaynaklı olduğu için organik bir bileşen olduğu kadar vegan bir bileşen olarak kabul edilir.Hint yağı 40 EO'nun bir uygulaması, bazı kozmetik ürünleri iyileştirmektir. Pulları tamamen eriyene kadar kozmetik formülasyonlara ekleyebilirsiniz. Bu kapasitede, Castor oil 40 EO, yumuşatıcı ve kalınlaştırıcı görevi görür; bileşimleri çok akıcı olduğunda kremlerin, merhemlerin ve losyonların viskozitesini artırmak. Hint yağı 40 EO ayrıca stick formda (ruj gibi) gelen kozmetik ürünlerini de stabilize eder ve bu ürünlerin erime noktalarını artırarak daha stabil bir ürün oluşturur. Kısmen Castor oil 40 EO sayesinde, sıcak bir arabada bir tüp kırmızı ruj bırakırsak dünyanın sonu değil! Hint yağı 40 EO, rujlarımızın sınıra kadar zorlandıklarında bile sağlam bir yapıya sahip oldukları ve deodorantımızın uyguladığımızda parçalanmadığı anlamına gelir. Hint yağı 40 EO, benzersiz bir yapıya sahip sert, mumlu bir maddedir. Çubuğa sağlam ancak sürülebilir bir kıvam vermek için terlemeyi önleyici bazdaki diğer yağlar ve vakslarla birlikte çalışır. Bebek bezi kremi ve losyonunda ciltte losyon / kremin koruyucu bir bariyerini sağlar. Her durumda, Hint yağı 40 EO suda çözünmediğinden, kolayca yıkanmaz. Hint yağı 40 EO, özellikle cilalar, vernikler ve boyalarda olduğu gibi neme ve yağlara direnç gerektiren bir şey olduğunda bu tür ürünlerde mevcuttur. İşte Hint yağı 40 EO'nun 7 faydası ve kullanımı. 1. Güçlü Bir Müshil Castor oil 40 EO'nun belki de en iyi bilinen tıbbi kullanımlarından biri doğal bir müshildir. Uyarıcı bir müshil olarak sınıflandırılır, yani materyali bağırsaklardan iten kasların hareketini artırarak bağırsakların temizlenmesine yardımcı olur. Uyarıcı müshiller hızla etki eder ve genellikle geçici kabızlığı gidermek için kullanılır. Ağızdan tüketildiğinde, Castor oil 40 EO ince bağırsakta parçalanır ve Castor oil 40 EO'daki ana yağ asidi olan risinoleik asidi serbest bırakır. Risinoleik asit daha sonra bağırsak tarafından emilerek güçlü bir müshil etkisi yaratır. Aslında, birkaç çalışma, Hint yağı 40 EO'nun kabızlığı hafifletebileceğini göstermiştir. Örneğin, bir çalışma, yaşlı insanların Castor oil 40 EO aldıklarında, dışkılama sırasında daha az zorlanma ve eksik bağırsak hareketlerinin daha az bildirilen hisleri dahil olmak üzere kabızlık semptomlarının azaldığını bulmuştur. Hint yağı 40 EO, küçük dozlarda güvenli kabul edilirken, daha büyük miktarlar karın krampları, mide bulantısı, kusma ve ishale neden olabilir (4 Güvenilir Kaynak). Ara sıra kabızlığı gidermek için kullanılabilmesine rağmen, Hint yağı 40 EO, uzun vadeli sorunlar için bir tedavi olarak önerilmemektedir. Hint yağı 40 EO, ara sıra görülen kabızlık için doğal bir çare olarak kullanılabilir. Bununla birlikte, kramp ve ishal gibi yan etkilere neden olabilir ve kronik kabızlığı tedavi etmek için kullanılmamalıdır. 2. Doğal Nemlendirici Hint yağı 40 EO, tekli doymamış bir yağ asidi olan risinoleik asit açısından zengindir. Bu tür yağlar nemlendirici görevi görür ve cildi nemlendirmek için kullanılabilir. Nemlendiriciler cildin dış tabakasından su kaybını önleyerek nemi tutar. Hint yağı 40 EO genellikle kozmetikte hidrasyonu desteklemek için kullanılır ve genellikle losyonlar, makyaj malzemeleri ve temizleyiciler gibi ürünlere eklenir. Bu zengin yağı, mağazadan satın alınan nemlendiricilere ve losyonlara doğal bir alternatif olarak tek başına da kullanabilirsiniz. Mağazalarda bulunan birçok popüler nemlendirici ürün, cildi tahriş edip genel sağlığa zarar verebilecek koruyucular, parfümler ve boyalar gibi potansiyel olarak zararlı bileşenler içerir. Bu ürünleri Hint yağı 40 EO ile değiştirmek, bu katkı maddelerine maruz kalmanızı azaltmaya yardımcı olabilir. Ayrıca, Castor oil 40 EO ucuzdur ve yüz ve vücutta kullanılabilir. Hint yağı 40 EO kalındır, bu nedenle ultra nemlendirici bir nemlendirici yapmak için sıklıkla badem, zeytin ve hindistancevizi yağı gibi diğer cilt dostu yağlarla karıştırılır. Castor oil 40 EO'nun cilde uygulanması çoğu için güvenli kabul edilmekle birlikte, bazı insanlarda alerjik reaksiyona neden olabilir (6 Güvenilir Kaynak). Hint yağı 40 EO, ciltteki nemi kilitlemeye yardımcı olabilir. Mağazadan satın alınan ürünlere bu doğal alternatifin çoğu için güvenli olduğu düşünülse de, bazılarında alerjik reaksiyonlara neden olabilir. 3. Yara İyileşmesini Destekler Castor oil 40 EO'nun yaralara uygulanması, iyileşmeyi destekleyen ve yaraların kurumasını önleyen nemli bir ortam yaratır. Klinik ortamlarda yaraları tedavi etmek için kullanılan popüler bir merhem olan Venelex, Myroxylon ağacından elde edilen bir balsam olan Hint yağı 40 EO ve Peru balsamı karışımını içerir. Hint yağı 40 EO, doku büyümesini uyararak yara ve çevre arasında bir bariyer oluşturarak enfeksiyon riskini azaltır. Ayrıca kuruluğu ve yara iyileşmesini geciktirebilen ölü deri hücrelerinin birikmesini de azaltır (8). Çalışmalar, Castor oil 40 EO içeren merhemlerin, cilt üzerindeki uzun süreli basınçtan gelişen bir tip yara olan basınç ülserlerinin iyileştirilmesinde özellikle yardımcı olabileceğini bulmuştur. Bir çalışma, basınç ülseri olan 861 huzurevi sakininde Castor oil 40 EO içeren bir merhemin yara iyileştirici etkilerine baktı. Yaraları Castor oil 40 EO ile tedavi edilenler, diğer yöntemlerle tedavi edilenlere göre daha yüksek iyileşme oranları ve daha kısa iyileşme süreleri yaşadılar (9 Güvenilir Kaynak). Hint yağı 40 EO, yeni doku büyümesini uyararak, kuruluğu azaltarak ve ölü deri hücrelerinin birikmesini önleyerek yaraların iyileşmesine yardımcı olur. 4. Etkileyici Anti-Enflamatuar Etkiler Castor oil 40 EO'da bulunan ana yağ asidi olan risinoleik asit, etkileyici anti-inflamatuar özelliklere sahiptir. Çalışmalar, Castor oil 40 EO'nun topikal olarak uygulandığında iltihabı azalttığını ve ağrıyı hafiflettiğini göstermiştir. Castor oil 40 EO'nun ağrı azaltıcı ve anti-enflamatuar nitelikleri özellikle romatoid artrit veya sedef hastalığı gibi enflamatuar bir hastalığı olanlara yardımcı olabilir. Hayvan ve test tüpü çalışmaları, risinoleik asidin ağrıyı ve şişliği azalttığını bulmuştur. Bir çalışma, risinoleik asit içeren bir jel ile yapılan tedavinin, cilde uygulandığında diğer tedavi yöntemlerine kıyasla ağrı ve iltihaplanmada önemli bir azalmaya yol açtığını göstermiştir. Aynı çalışmanın bir test tüpü bileşeni, risinoleik asidin, insan romatoid artrit hücrelerinin neden olduğu iltihaplanmayı başka bir tedaviden daha fazla azaltmaya yardımcı olduğunu gösterdi. Castor oil 40 EO'nun iltihabı azaltma potansiyeli dışında, nemlendirici özellikleri sayesinde sedef hastalığı olanlarda kuru, tahriş olmuş cildin rahatlamasına yardımcı olabilir. Bu sonuçlar umut verici olsa da, Castor oil 40 EO'nun inflamatuar durumlar üzerindeki etkilerini belirlemek için daha fazla insan çalışmasına ihtiyaç vardır. Hint yağı 40 EO, test tüpü ve hayvan çalışmalarında ağrı ve iltihabı azaltmaya yardımcı olduğu gösterilen bir yağ asidi olan risinoleik asit bakımından yüksektir. 5. Sivilceyi Azaltır Akne, yüz ve vücutta siyah noktalara, irin dolu sivilcelere ve büyük, ağrılı şişliklere neden olabilen bir cilt rahatsızlığıdır. En çok gençlerde ve genç yetişkinlerde görülür ve benlik saygısını olumsuz yönde etkileyebilir. Hint yağı 40 EO, akne semptomlarını azaltmaya yardımcı olabilecek çeşitli özelliklere sahiptir. Enflamasyonun sivilcenin gelişimi ve şiddetinde bir faktör olduğu düşünülmektedir, bu nedenle cilde Castor oil 40 EO uygulamak, iltihapla ilişkili semptomları azaltmaya yardımcı olabilir. Akne ayrıca, Staphylococcus aureus dahil olmak üzere normalde ciltte bulunan belirli bakteri türlerinin dengesizliği ile de ilişkilidir. Hint yağı 40 EO, cilde uygulandığında bakteriyel aşırı çoğalmaya karşı savaşmaya yardımcı olabilecek antimikrobiyal özelliklere sahiptir. Bir test tüpü çalışması, Castor oil 40 EO özütünün Staphylococcus aureus dahil olmak üzere birkaç bakterinin büyümesini engelleyen önemli bir antibakteriyel güç gösterdiğini buldu. Hint yağı 40 EO aynı zamanda doğal bir nemlendiricidir, bu nedenle akneli kişilerde tipik olan iltihaplı ve tahriş olmuş cildi yatıştırmaya yardımcı olabilir. Hint yağı 40 EO, iltihaplanmaya karşı savaşmaya, bakterileri azaltmaya ve tahriş olmuş cildi yatıştırmaya yardımcı olur ve bunların tümü doğal bir sivilce ilacı arayanlar için yararlı olabilir. 6. Mantarla Savaşır Candida albicans, sıklıkla plak büyümesi, diş eti enfeksiyonları ve kök kanal enfeksiyonları gibi diş sorunlarına neden olan bir mantar türüdür. Hint yağı 40 EO, antifungal özelliklere sahiptir ve ağzı sağlıklı tutarak Candida ile savaşmaya yardımcı olabilir. Bir test tüpü çalışması, Castor oil 40 EO'nun Candida albicans'ı kontamine insan diş köklerinden elediğini buldu. Hint yağı 40 EO, Candida aşırı büyümesinin neden olduğu düşünülen ağrılı bir durum olan protezle ilişkili stomatitin tedavisine de yardımcı olabilir. Bu, protez takan yaşlılarda yaygın bir sorundur. Protezle ilişkili stomatiti olan 30 yaşlı kişide yapılan bir araştırma, Castor oil 40 EO ile tedavinin, iltihaplanma dahil olmak üzere stomatitin klinik belirtilerinde iyileşmelere yol açtığını gösterdi (17 Güvenilir Kaynak). Başka bir çalışma, Hint yağı 40 EO içeren bir solüsyonda dişleri fırçalamanın ve ıslatmanın, protez takan yaşlı insanlarda Candida'da önemli azalmalara yol açtığını buldu (18 Güvenilir Kaynak). Birkaç çalışma, Castor oil 40 EO'nun Candida albicans'ın neden olduğu ağızdaki mantar enfeksiyonlarıyla savaşmaya yardımcı olabileceğini göstermiştir. 7. Saçınızı ve Saç Derinizi Sağlıklı Tutar Pek çok insan Hint yağı 40 EO'yu doğal bir saç kremi olarak kullanır. Kuru veya hasar görmüş saçlar, özellikle Castor oil 40 EO gibi yoğun bir nemlendiriciden yararlanabilir. Castor oil 40 EO gibi yağların düzenli olarak saça uygulanması, saç telinin yağlanmasına yardımcı olur, esnekliği artırır ve kırılma olasılığını azaltır. Hint yağı 40 EO, kafasında kuru, pul pul deri ile karakterize yaygın bir kafa derisi sorunu olan kepek yaşayanlara fayda sağlayabilir. Kepeğin birçok farklı nedeni olmasına rağmen, kafa derisinde kırmızı, pullu lekelere neden olan iltihaplı bir cilt hastalığı olan seboreik dermatite bağlanmıştır. Castor oil 40 EO'nun iltihabı azaltma kabiliyeti nedeniyle seboreik dermatitin neden olduğu kepek için etkili bir tedavi olabilir. Ayrıca, saç derisine Castor oil 40 EO uygulamak kuru, tahriş olmuş cildi nemlendirmeye yardımcı olur ve dökülmeyi azaltmaya yardımcı olabilir. Castor oil 40 EO'nun nemlendirici ve antienflamatuar özellikleri, saçı yumuşak ve nemli tutmak ve kepek semptomlarını azaltmaya yardımcı olmak için mükemmel bir seçenek haline getirir. Hint yağı 40 EO, aynı zamanda hint mumu olarak da bilinir, tipik olarak oda sıcaklığında bir sıvı olan hint çekirdeklerinden (Ricinus communis) elde edilir, daha kararlı hale getirmek için hidrojen eklenerek işlenir ve erime noktasını yükseltir, böylece oda sıcaklığında katıdır. Kokusuzdur ve suda çözünmez. Hint yağı 40 EO, benzersiz bir yapıya sahip sert, mumsu bir maddedir. Çubuğa sağlam ancak sürülebilir bir kıvam vermek için terlemeyi önleyici bazdaki diğer yağlar ve vakslarla birlikte çalışır. Her durumda, Hint yağı 40 EO suda çözünmediğinden, kolayca yıkanmaz. Hint yağı 40 EO, kişisel bakım ürünlerinde uzun bir güvenli kullanım geçmişine sahiptir. PEG 40 Castor oil 40 EO, Castor oil 40 EO'nun Polietilen Glikol türevleridir ve kozmetik veya kişisel bakım ürünü formülasyonlarına eklendiğinde yüzey aktif madde, çözündürücü, emülgatör, yumuşatıcı, temizlik maddesi ve koku bileşeni olarak işlev görür. . Hint yağı 40 EO, hem suda hem de yağda çözünür ve geleneksel olarak su içinde yağ formülasyonlarını emülsifiye etmek ve çözündürmek için kullanılır. Köpük artırıcı özellikleri onu sıvı temizleyicilerde kullanım için ideal kılar ve yatıştırıcı ve yumuşatıcı yumuşatıcı kalitesi onu nemlendiriciler ve saç bakım kozmetikleri için formülasyonlara popüler bir katkı yapar. Bir yüzey aktif madde olarak PEG 40 Castor oil 40 EO, birden fazla sıvı arasındaki veya sıvılar ile katılar arasındaki yüzey gerilimini azaltmaya yardımcı olur. Ayrıca gresin yağlardan uzaklaştırılmasına yardımcı olur ve sıvı içinde asılı kalmasına neden olur. Bu onların yıkanmasını kolaylaştırır ve bu bileşenin yüz ve vücut temizleyicilerinde popülerliğini arttırır. Tıkayıcı bir ajan olarak PEG 40 Castor oil 40 EO, cildin yüzeyinde doğal nem kaybına karşı bir bariyer görevi gören koruyucu bir nemlendirme tabakası oluşturur. Hint yağı 40 EO'dan kozmetik formülasyonlarına, soğuk durumda doğrudan yağ fazına 3: 1 önerilen oranda karıştırılabilir (PEG 40 Hint yağı 40 EO - yağ). Daha sonra bu, su fazına eklenebilir. Formül bulanıksa, daha fazla şeffaflık için PEG 40 Hint yağı 40 EO miktarı artırılabilir. Hint mumu ayrıca deri, ahşap ve kauçuk için bir üst kaplama verniği olarak kullanışlıdır. 12-Hidroksi Stearik Asit (12-HSA), Castor oil 40 EO'nun hidrolizi ile elde edilir, 12-Hidroksi Stearik Asit, ortam sıcaklıklarında yüksek erime noktalı, kırılgan, mumsu bir katıdır ve bozulmayı önlemek için ısıdan uzakta depolanmalıdır. Toksik olmayan, tehlikeli olmayan bir materyal, birçok organik çözücüde sınırlı çözünürlüğe sahiptir ve suda çözünmez. Lityum ve kalsiyum greslerde ve akrilik polimer üretiminde, plastik kalıplar, otomotiv kaplamaları, ekipman, cihazlar ve mimari uygulamalar için iç yağlayıcı olarak kullanılır. Çok çeşitli uygulama ve ürün gereksinimlerine uygun endüstri lideri ürünler sunmaktan gurur duyuyoruz. Sektör lideri müşteri hizmetleri, teslimat ve yeniliğin, sürekli artan müşteri taleplerimizi karşılamamıza izin verdiğine inanıyoruz. Hint yağı 40 EO, Castor oil 40 EO'nun mum benzeri bir hidrojene türevidir. Hint yağı 40 EO'nun birçok endüstriyel uygulaması vardır. Castor oil 40 EO olarak da adlandırılan Hint mumu, opak, beyaz bir bitkisel mumdur. Saf Hint yağı 40 EO'nun reaksiyon hızını artırmak için genellikle bir nikel katalizör varlığında hidrojenasyonu ile üretilir. Castor oil 40 EO'nun hidrojenasyonu doymuş hint mumu molekülleri oluşturur; bu doygunluk, balmumunun sert, kırılgan ve çözünmez doğasından sorumludur. HCO (kimyasal adı: Hint yağı 40 EO), aynı zamanda hint mumu olarak da bilinir, birçok endüstriyel ve üretim uygulamasına sahip çok yaygın bir oleokimyasal üründür. Hint yağı 40 EO nedir? HCO, Hint yağı 40 EO çekirdeklerinden elde edilen sert, balmumu benzeri bir maddedir. PEG-40 olarak bilinen Hidrojene Caster Oil'in petrol bazlı bir formülü de vardır. Bu malzemenin Hint yağı 40 EO kimyasal formülü C57H110O9 (CH2CH2O) n'dir. Hidrojenasyon, doymamış bir bileşiğin doygunluk oluşturmak için hidrojen ile birleştirildiği kimyasal bir işlemi ifade eder. HCO söz konusu olduğunda, bu yağın stabilitesini arttırır ve erime noktasını yükselterek oda sıcaklığında katı hale dönüştürür. Hint yağı 40 EO suda ve çoğu organik çözücü türünde çözünmez. Bu, HCO'yu yağlayıcıların ve endüstriyel greslerin üretiminde son derece değerli kılar. Bununla birlikte, HCO, sıcak çözücülerde çözünür. Aynı zamanda polaritesini, kayganlığını ve yüzey ıslatma özelliklerini korurken suya direnme özelliğine de sahiptir. Hint yağı 40 EO ayrıca kişisel bakım ürünleri ve sabunlarında kullanıma uygun, son derece güvenli, toksik olmayan bir malzemedir. HCO güvenliği hakkında daha fazla bilgi edinmek için lütfen Castor oil 40 EO SDS'yi (Güvenlik Veri Sayfası) inceleyin. Acme-Hardesty, Castor oil 40 EO için güvenilir bir kaynaktır. Castor oil 40 EO ve Ricinoleic Acid, 12HSA, # 1 Castor oil 40 EO, HCO ve diğerleri gibi Türevlerinin eksiksiz bir seçimini sunuyoruz. Amerika Birleşik Devletleri'nin herhangi bir yerinde bulunan en büyük ve en eski Hint yağı 40 EO ithalatçısı ve distribütöründen biri olarak biliniyoruz. Önde gelen Castor oil 40 EO tedarikçilerinden biri olarak, ister toplu sevkiyat, ister palet veya tam bir kamyon yüklemesi isteyin, şirketinizin Castor oil 40 EO ihtiyacını karşılayabiliriz. KULLANIM VE UYGULAMALAR HCO, bir dizi endüstriyel ve üretim uygulamasına sahip, son derece çok yönlü bir oleokimyasaldır: DURUM: Neme karşı mükemmel direnci nedeniyle, Castor oil 40 EO, bir viskozite değiştirici olarak son derece iyi çalışır ve ayrıca gres ve yağ direncinde önemli gelişme sağlar. Plastikler: Castor oil 40 EO, PVC için bir yağlayıcı ve ayırıcı madde rolünü yerine getirir ve tabakalı polietilenin işlenmesini, dağılmasını ve gres direncini iyileştirir. Aynı zamanda çeşitli poliüretan kaplama formüllerinin hazırlanmasında da yararlıdır. Kişisel Bakım: Kişisel bakım ürünlerinin üretiminde, özellikle merhem ve deodorantlarda ve saç bakım ürünlerinde yumuşatıcı ve koyulaştırıcı ajan olarak birden fazla Castor oil 40 EO kullanımı vardır. ve bazı kozmetikler. Mumlar: Hidrojenlenmiş Caster Yağı, mumu daha sert ve parçalanmaya karşı daha dirençli hale getirdiği için sentetik ve petrol mumlarında bağlayıcı bir madde olarak çalışır. Sabun ve Deterjanlar: Hint yağı 40 EO bazen sıvı sabunlarda emülsifiye edici ajan olarak kullanılır. ve sıvı formülün stabilitesini artırmak için deterjanlar. Tekstiller: HCO, çeşitli tekstil üretim uygulamalarında etkili bir işleme ajanı yapar. Bu ne işe yarıyor? Hint yağı 40 EO, benzersiz bir yapıya sahip sert, mumsu bir maddedir. Çubuğa sağlam ancak sürülebilir bir kıvam vermek için terlemeyi önleyici bazdaki diğer yağlar ve vakslarla birlikte çalışır. Her durumda, Hint yağı 40 EO suda çözünmediğinden, kolayca yıkanmaz. Monolitik tabletlerde, çekirdek ya doğrudan sıkıştırma ya da ıslak granülasyon ile hazırlanır, ardından çekirdek mukoza ile temas halinde olan yüz haricindeki tüm yüzlerde su geçirmez malzemelerle kaplanır. Su geçirmez malzemeler arasında Teflon, etil selüloz, selofan, Hint yağı 40 EO ve benzerleri bulunur. Böyle bir sistem, mukozaya doğru tek yönlü ilaç akışını başlatır ve ilaç kaybını önler [163]. Kurihara ve ark. (1996), Castor oil 40 EO (HCO) -60 emülsiyonlarının, geleneksel lesitinle stabilize edilmiş emülsiyonlarla karşılaştırıldığında, LPL'ye karşı daha stabil olduğunu ve RES organları tarafından düşük alım, plazmada uzun sirkülasyonlar ve tümörlerde yüksek dağılım gösterdiğini belirtmektedir. Lin vd. (1992) Castor oil 40 EO-60'ın NE'nin hazırlanması için daha iyi stabilite ve uzun süreli ve seçici verme özellikleri ile iyi bir emülgatör olduğunu doğrulamıştır. Bu nedenle, bu sterik olarak stabilize edilmiş NE'ler, tümörlerde ilaç dağıtımını arttırmak için yüksek düzeyde lipofilik antitümör ajanlar için etkili taşıyıcılar olarak potansiyel gösterebilir. Bu, Sakaeda ve ark. (1994), Sudan II'nin karaciğere, akciğerlere ve dalağa seçici teslimat oranının Castor oil 40 EO-60 bazlı NE kullanılarak bastırılabileceğini bulmuştur. Tersine, NE'de doymuş MCT kullanımı, Sudan II'nin kan konsantrasyonunu artırmanın en etkili yoluydu ve bu da karaciğer, akciğerler, dalak ve beyne daha yüksek dağılımla sonuçlandı (Sakaeda ve Hirano, 1995). Ayrıca, Castor oil 40 EO-60 içeren bir o / w-tipi NE'nin, adriamisin-HCl'nin karaciğere seçici dağılımında ve kalp ve böbrekteki konsantrasyonunun azalmasında üstün olduğu gösterilmiştir (Yamaguchi ve diğerleri, 1995). Yine, Ueda ve ark. (2003), Castor oil 40 EO10, Castor oil 40 EO 20, Castor oil 40 EO 30, Castor oil 40 EO 60 ve Castor oil 40 EO 100 gibi farklı oksietilen sayılarına sahip bir dizi Castor oil 40 EO kullanmanın etkisini bildirmiştir. Sıçanlarda SO (SO) bazlı NE'ye dahil edilen menatetrenonun (K2 vitamini) farmakokinetiği üzerine. 10 oksietilen ünitesi (SO / Castor oil 40 EO 10) ile Castor oil 40 EO tarafından hazırlanan NE olarak uygulamadan sonra menatetrenonun plazma yarı ömrü, SO / yumurta sarısı fosfatidleri (SO / EYP) olarak uygulamadan sonrasına benzerdi, ancak Castor oil 40 EO tarafından> 20 oksietilen üniteli (SO / Castor oil 40 EO 20, SO / Castor oil 40 EO 30, SO / Castor oil 40 EO 60 ve SO / Castor oil 40 EO ile hazırlanan NE'ler daha kısaydı. 100). Bu bulgular, Castor oil 40 EO'larda 20 oksietilen biriminin, SO / Castor oil 40 EOs NE'lerde dahil edilen ilacın plazma sirkülasyon süresinin uzatılması için minimum gereklilik olduğunu açıkça göstermektedir. Daha önce açıklanan çalışmalar, NE'nin sistemik dolaşımının arttırılmasında yağın veya yapılandırılmış lipitlerin rol oynadığını düşündürmektedir. Hint yağı 40 EO, insanların binlerce yıldır kullandıkları çok amaçlı bir bitkisel yağdır. Ricinus communis bitkisinin tohumlarından yağ elde edilerek yapılır. Hint fasulyesi olarak bilinen bu tohumlar, risin adı verilen toksik bir enzim içerir. Bununla birlikte, Castor oil 40 EO'nun maruz kaldığı ısıtma işlemi onu devre dışı bırakarak, yağın güvenli bir şekilde kullanılmasını sağlar. Hint yağı 40 EO'nun bir dizi tıbbi, endüstriyel ve farmasötik kullanımı vardır. Genellikle gıdalarda, ilaçlarda ve cilt bakım ürünlerinde katkı maddesi olarak ve ayrıca endüstriyel yağlayıcı ve biyodizel yakıt bileşeni olarak kullanılır. Eski Mısır'da Castor oil 40 EO, lambalarda yakıt olarak yakıldı, göz tahrişi gibi rahatsızlıkları tedavi etmek için doğal bir çare olarak kullanıldı ve hatta hamile kadınlara emeği teşvik etmek için verildi. Günümüzde Hint yağı 40 EO, kabızlık ve cilt rahatsızlıkları gibi yaygın durumlar için popüler bir doğal tedavi olmaya devam etmektedir ve genellikle doğal güzellik ürünlerinde kullanılmaktadır. Hint yağı 40 EO Önlemleri Birçok kişi, yağı yutarak veya cilde uygulayarak çeşitli sorunları tedavi etmek için Hint yağı 40 EO kullanır. Castor oil 40 EO genellikle güvenli kabul edilmekle birlikte, bazı kişilerde ters reaksiyonlara ve istenmeyen yan etkilere neden olabilir. Doğuma neden olabilir: Tıp uzmanları tarafından doğumu başlatmak için kullanılır. Bu nedenle, hamileliğin her aşamasında kadınlar Hint yağı 40 EO tüketmekten kaçınmalıdır. İshale neden olabilir: Kabızlığı hafifletmenin etkili bir yolu olsa da, çok fazla alırsanız ishal olabilirsiniz. İshal, dehidrasyona ve elektrolit dengesizliklerine neden olabilir. Alerjik reaksiyonlara neden olabilir: Cilde uygulandığında bazı kişilerde alerjik reaksiyona neden olabilir. Vücudunuzun nasıl tepki verdiğini görmek için önce küçük bir cilt parçasına az miktarda sürmeyi deneyin. Hint yağı 40 EO, bazı insanlarda alerjik reaksiyonlar ve ishal gibi yan etkilere neden olabilir. Aynı zamanda doğumu da tetikleyebilir, bu nedenle hamile kadınlar bundan kaçınmalıdır. Alt çizgi İnsanlar, Hint yağı 40 EO'yu binlerce yıldır çeşitli sağlık sorunları için güçlü bir doğal tedavi olarak kullandılar. Diğer birçok kullanımın yanı sıra kabızlığı hafifletmeye ve kuru cildi nemlendirmeye yardımcı olduğu gösterilmiştir. İlaç dolabınızda saklamak için uygun fiyatlı, çok amaçlı bir yağ arıyorsanız, Castor oil 40 EO iyi bir seçim olabilir. Susuz Hint yağı 40 EO, sararmama özellikleriyle kuru boya filmine iyi esneklik, ince parlaklık, tokluk, yapışma, kimyasal ve su direnci sağlayan benzersiz bir kurutma yağıdır. Hint yağı 40 EO, Keten tohumu yağı için çok uygun ve hatta daha iyi bir ikamedir. Hint yağı 40 EO içeren boyalar süper beyazdır ve üstün bir sonuç sunar. Susuz Hint yağı 40 EO, ev boyaları, emayeler, dolgular, sızdırmazlık malzemeleri ve mürekkepler için birincil bağlayıcı olarak kullanılır. "Pişirilmiş" verniklerde, pigmentli kaplamalar için berrak vernikler ve araçlar üretmek için tüm temel reçineler, reçineler, reçine esterleri, hidrokarbonlar ve fenolikler ile birleştirilir. Hint yağı 40 EO ayrıca litografik mürekkepler, linolyum, macun ve fenolik reçinelerin üretiminde de kullanılır. Castor oil 40 EO, sıhhi teneke kaplamalarda, korozyona dayanıklı kaplamalarda, trafik boyalarında, verniklerde, mürekkep araçlarında, tel emayelerde, alüminyum boya aparatlarında ve marin kaplamalarda gerektiği gibi maksimum alkali direncine sahip hızlı kuruyan kaplamalar elde etmek için fenoliklerle birlikte kullanılır. Hint yağı 40 EO, daha açık renk ve daha düşük asit vernikleri veren hızlı su kaynatma oranı elde etmek için de kullanılır. Hint yağı 40 EO, sert şeker üretiminde kullanılan bir ayırma ve yapışma önleyici ajandır. konsantrasyonu 500 ppm'yi geçmemelidir. vitamin ve mineral tabletlerinde ve koruyucu kaplamaların bir bileşeni olarak kullanılır. Hint yağı 40 EO, cilde kolayca nüfuz ederek cildi yumuşak ve esnek bırakan oldukça yumuşatıcı bir taşıyıcı yağdır. Aynı zamanda bir kozmetik formülasyonun farklı bileşenlerini birbirine bağlamaya da hizmet eder. Hint yağı 40 EO, risinoleik asidin (doymamış bir yağ asidi) gliserin esterlerinde yüksektir. Nadiren cilt tahrişi veya alerjik reaksiyonlarla ilişkilidir. Ricinus communis (Castor oil 40 EO) bitkisinin tohumlarından veya çekirdeklerinden soğuk presleme yoluyla elde edilir. Saf olmayan Hint yağı 40 EO, tohumlar işleme sırasında elimine edilen toksik bir madde içerdiğinden tahrişe neden olabilir. Hoş olmayan kokusu kozmetikte kullanımını zorlaştırır. PEG-30 Hint yağı 40 EO, -30 Hint yağı 40 EO (hidrojene), -40 Hint yağı 40 EO, -40 Hint yağı 40 EO (hidrojene) şunlar için önerilen yumuşatıcılar, deterjanlar, emülgatörler ve suda yağ çözücülerdir. koku yağları ve çözündürülmesi zor olabilecek diğer yağlar için. -40 Castor oil 40 EO versiyonu, su içinde yağlı kremler ve losyonlarda uçucu yağları ve parfümleri çözündürmek için güçlü bir çözücüdür. Peg-30 Hint yağı 40 EO'ya benzer ancak daha yoğundur, sıvıdan ziyade yumuşak bir macundur. Hidrojenlenmiş versiyon, özellikle uçucu yağlar ve parfümler için iyonik olmayan bir emülgatör olarak kullanılır. Hint yağı 40 EO, kozmetikte, gıda ürünlerinde ve farmasötik formülasyonlarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Farmasötik formülasyonlarda, Castor oil 40 EO en yaygın olarak topikal kremlerde ve merhemlerde% 5-12.5 konsantrasyonlarda kullanılır. Bununla birlikte oral tablet ve kapsül formülasyonlarında, oftalmik emülsiyonlarda ve kas içi enjeksiyonlarda çözücü olarak da kullanılmaktadır. Terapötik olarak, Castor oil 40 EO, müshil etkisi nedeniyle ağızdan verilmiştir, ancak bu tür bir kullanım artık eskimiştir. Hint yağı 40 EO, kozmetiklerde ve gıdalarda ve farmasötik formülasyonlarda oral, parenteral ve topikal olarak kullanılır. Bir eksipiyan olarak kullanıldığında, genellikle nispeten toksik olmayan ve tahriş edici olmayan bir malzeme olarak kabul edilir. Hint yağı 40 EO laksatif olarak terapötik olarak kullanılmıştır ve büyük miktarlarda oral uygulama mide bulantısı, kusma, kolik ve şiddetli kusmaya neden olabilir. Bağırsak tıkanıklığı varlığında verilmemelidir. Oftalmik formülasyonlar dahil olmak üzere topikal preparatlarda yaygın olarak kullanılmasına rağmen, Castor oil 40 EO, özellikle rujlar gibi kozmetikler olmak üzere bazı alerjik kontakt dermatit raporlarıyla ilişkilendirilmiştir. Hint yağı 40 EO stabildir ve aşırı ısıya maruz kalmadığı sürece küflenmez. Birkaç saat boyunca 3008 ° C'de ısıtıldığında, Castor oil 40 EO polimerleşir ve mineral yağda çözünür hale gelir. 08 ° C'ye soğutulduğunda daha viskoz hale gelir. Hint yağı 40 EO, ışıktan korunan iyi doldurulmuş hava geçirmez kaplarda 258 ℃'u geçmeyen bir sıcaklıkta saklanmalıdır. Hint yağı 40 EO, hint çekirdeklerinden preslenen bitkisel bir yağdır. [1] Hint yağı 40 EO, farklı bir tadı ve kokusu olan renksiz ila çok açık sarı bir sıvıdır. Kaynama noktası 313 ° C (595 ° F) ve yoğunluğu 0.961 g / cm3'tür. [2] Yağ asidi zincirlerinin yaklaşık yüzde 90'ının risinoleat olduğu bir trigliserit karışımını içerir. Oleat ve linoleatlar diğer önemli bileşenlerdir. Hint yağı 40 EO ve türevleri sabunlar, yağlayıcılar, hidrolik ve fren sıvıları, boyalar, boyalar, kaplamalar, mürekkepler, soğuğa dayanıklı plastikler, cilalar ve cilalar, naylon, farmasötikler ve parfümlerin üretiminde kullanılır. Kompozisyon Castor oil 40 EO'nun ana bileşeninin yapısı: gliserol ve risinoleik asit triesteri Hint yağı 40 EO, tekli doymamış, 18 karbonlu bir yağ asidi olan risinoleik asit kaynağı olarak bilinir. Yağ asitleri arasında risinoleik asit, 12. karbonda bir hidroksil fonksiyonel grubuna sahip olması nedeniyle sıra dışıdır. Bu fonksiyonel grup, risinoleik asidin (ve Castor oil 40 EO) çoğu yağdan daha polar olmasına neden olur. Alkol grubunun kimyasal reaktivitesi, diğer tohum yağlarının çoğu ile mümkün olmayan kimyasal türevlendirmeye de izin verir. Castor oil 40 EO, risinoleik asit içeriği nedeniyle, hammaddelerde diğer tohum yağlarından daha yüksek fiyata sahip değerli bir kimyasaldır. Örnek olarak, Temmuz 2007'de, Indian Castor oil 40 EO kilogram başına yaklaşık 0,90 ABD Doları (pound başına 0,41 ABD Doları), ABD soya fasulyesi, ayçiçeği ve kanola yağları ise kilogram başına yaklaşık 0,30 ABD Doları (pound başına 0,14 ABD Doları) karşılığında satılmıştır. Geleneksel tıp Scott & Bowne Company tarafından bir ilaç olarak Hint yağı 40 EO'nun reklamı, 19. yüzyıl Bir müshil olarak Hint yağı 40 EO kullanımı, yaklaşık MÖ 1550'de Ebers Papyrus [11] 'te kanıtlanmıştır ve birkaç yüzyıl önce kullanılıyordu. [12] Amerika Birleşik Devletleri Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), Castor oil 40 EO'yu "genel olarak güvenli ve etkili" (GRASE) olarak sınıflandırmıştır. risinoleik aside sindirilir. Geleneksel tıpta hamile kadınlarda doğum eylemini başlatmak için kullanılmasına rağmen, Hint yağı 40 EO'nun rahim ağzını genişletmek veya doğumu başlatmak için etkili olduğuna dair yeterli kanıt yoktur. Hint yağı 40 EO veya Kolliphor EL (polietoksilatlı Castor yağı 40 EO, noniyonik bir yüzey aktif madde) gibi bir Castor oil 40 EO türevi, reçeteli ilaçlara eklenen bir eksipiyandır. Antifungal bir ajan olan Miconazole; Kanser kemoterapisinde kullanılan bir mitotik inhibitör olan Paklitaksel; Sandimmune (siklosporin enjeksiyonu, USP), hastanın bağışıklık sisteminin aktivitesini azaltmak için organ nakli ile bağlantılı olarak yaygın olarak kullanılan bir immünosupresan ilaç; HIV proteaz inhibitörü olan Nelfinavir mesilat; İmmünsüpresif bir ilaç ola
HİNT YAĞI ETOKSİLAT
Hint Yağı Etoksilat Hint yağı etoksilatı, hint mumu olarak da bilinir, kimyasal hidrojenasyon süreci yoluyla saf Hint yağı etoksilatından üretilen sertleştirilmiş bir bitkisel mumdur. Hidrojen, bir nikel katalizörü varlığında saf Hint yağı etoksilatına eklendiğinde, ortaya çıkan ürün mumsu, yüksek viskoziteli ve daha doymuş hale gelir. Hint yağı etoksilatı, birçok kozmetikte, vernikte ve cilada yaygın olarak bulunan bir bileşendir. Büyük olasılıkla günlük olarak kullanıyorsunuz. Hafifçe rahatsız edici bir kokuya sahip olduğu söylenen saf Hint yağı etoksilatının aksine, tamamen kokusuzdur. Hint yağı etoksilatı da suda çözünmez.Peki, saf yağ bu kadar çok farklı uygulama için bu kadar iyi çalışırken neden Castor yağı etoksilatını hidrojenize edin? Hint yağı etoksilatını hidrojene etmenin amacı tam olarak nedir? hint mumu olarak da bilinen ydrojenlenmiş Hint yağı etoksilatı, tipik olarak oda sıcaklığında bir sıvı olan hint çekirdeklerinden (Ricinus communis) elde edilir ve daha kararlı hale getirmek için hidrojen eklenerek işlenir ve erime noktasını yükseltir, böylece oda sıcaklığında katıdır. Kokusuzdur ve suda çözünmez. Tarihsel olarak, eski Mısırlılar, lambaları için yakıt olarak Castor yağı etoksilat kullandılar. Hint yağı etoksilatı ayrıca makine ve uçak motorlarında yağlayıcı olarak kullanılmıştır ve bazı boyalara, boyalara ve verniklere de eklenmiştir. Saf Hint yağı etoksilatının yutulması, kabızlığı tedavi etmek için bir müshil olarak çalışır. Hint yağı etoksilatı, sert kırılgan, erime noktası yüksek, yağlı balmumu kokusunun zayıf özelliğine sahip mumsu bir maddedir ve tatsızdır. Balmumu, karnauba ve kandelilla ile uyumludur. Çoğu organik çözücüde nispeten çözünmezdir, ancak yüksek bir sıcaklıkta bir dizi çözücü ve yağda çözünecek, ancak soğuduğunda jeller veya macun benzeri bir kütle oluşturacaktır. Emülgatörler ve trietanolamin stearat ile pürüzsüz, stabil bir anyonik emülsiyon oluşturur. Aynı zamanda katyonik bir emülsifiye edici ajan ile emülsiyon haline getirilerek, yine stabil olan emülsiyonlar haline getirilebilir. Esas olarak plastiklerde, tekstilde, yağlayıcılarda vb. Kullanılır. Farmasötik sınıfta aktif olmayan bir bileşen olarak Hint yağı etoksilatı, yağları ve diğer suda çözünmeyen maddeleri emülsifiye etmek ve çözündürmek için kullanılır. Ekran adı: Hint yağı, etoksillenmiş EC Numarası: 500-151-7 EC Adı: Hint yağı, etoksillenmiş CAS numarası: 61791-12-6 Moleküler formül: C57H104O9 (CH2CH2O) n IUPAC Adı: Hint yağı, etoksillenmiş Castor yağı etoksilat içeren bir marka ürünü Cremophor'dur ve bir dizi iyonik olmayan polietoksilatlı deterjan içerir. Başlangıçta çözünürleştirici ve emülgatör olarak kullanılmak üzere geliştirilmiştir. Bu araştırma sınıfı ürün, yalnızca Ar-Ge ve geliştirmede kullanılmak üzere tasarlanmıştır. Hint yağı etoksilatı (hint mumu) da bir uzatılmış salım ajanı olarak kullanılır; sertleştirici ajan; tablet ve kapsül yağlayıcı. Hint yağı etoksilatı, ara sıra kabızlığı gidermek için uyarıcı bir müshil olarak kullanılmıştır, ancak daha nazik ve daha güvenli alternatifler nedeniyle günümüzde nadiren kullanılmaktadır. Hidrojenasyon işleminin amacı, Hint yağı etoksilatının erime noktasını, dokusunu, kokusunu ve raf ömrünü iyileştirmektir. Hidrojenlendiğinde, elde edilen Castor yağı etoksilat ürünü sert, kırılgan pullardan oluşur. Hint yağı etoksilat, bitkisel kaynaklı olduğu için organik bir bileşen olduğu kadar vegan bir bileşen olarak kabul edilir.Hint yağı etoksilatının bir uygulaması, bazı kozmetik ürünleri iyileştirmektir. Pulları tamamen eriyene kadar kozmetik formülasyonlara ekleyebilirsiniz. Bu kapasitede, Hint yağı etoksilatı yumuşatıcı ve kalınlaştırıcı görevi görür; bileşimleri çok akıcı olduğunda kremlerin, merhemlerin ve losyonların viskozitesini artırmak. Hint yağı etoksilatı ayrıca çubuk formunda (ruj gibi) gelen kozmetik ürünlerini stabilize eder ve bu ürünlerin erime noktalarını artırarak daha stabil bir ürün oluşturur. Kısmen Hint yağı etoksilatı sayesinde, sıcak bir arabada bir tüp kırmızı ruj bırakırsak dünyanın sonu değil! Hint yağı etoksilat, rujlarımızın sınıra kadar zorlandıklarında bile sağlam bir yapıya sahip oldukları anlamına gelir ve deodorantımız uyguladığımızda parçalanmaz.Hint yağı etoksilatı, benzersiz bir yapıya sahip sert, mumsu bir maddedir. Çubuğa sağlam ancak sürülebilir bir kıvam vermek için terlemeyi önleyici bazdaki diğer yağlar ve vakslarla birlikte çalışır. Bebek bezi kremi ve losyonunda cilt üzerinde losyonun / kremin koruyucu bir bariyerini sağlar. Her durumda, Hint yağı etoksilatı suda çözünmediği için kolayca yıkanmaz. Hint yağı etoksilatı, özellikle cilalar, vernikler ve boyalarda olduğu gibi, neme ve yağlara karşı direnç gerektiren bir şey olduğunda bu tür ürünlerde mevcuttur. Hint yağı etoksilatı, aynı zamanda hint mumu olarak da bilinir, tipik olarak oda sıcaklığında bir sıvı olan ve daha kararlı hale getirmek için hidrojen eklenerek işlenen ve erime noktasını yükselten hint çekirdeklerinden (Ricinus communis) elde edilir. oda sıcaklığında bir katı. Kokusuzdur ve suda çözünmez. Hint yağı etoksilatı, benzersiz bir yapıya sahip sert, mumsu bir maddedir. Çubuğa sağlam ancak sürülebilir bir kıvam vermek için terlemeyi önleyici bazdaki diğer yağlar ve vakslarla birlikte çalışır. Her durumda, Hint yağı etoksilatı suda çözünmediği için kolayca yıkanmaz. Hint yağı etoksilatı, kişisel bakım ürünlerinde uzun bir güvenli kullanım geçmişine sahiptir. PEG 40 Hint yağı etoksilatı, Castor yağı etoksilatının Polietilen Glikol türevleridir ve kozmetik veya kişisel bakım ürünü formülasyonlarına eklendiğinde bir yüzey aktif madde, bir çözücü, bir emülgatör, bir yumuşatıcı, bir temizlik maddesi ve bir koku bileşeni olarak işlev görür. Hint yağı etoksilatı hem suda hem de yağda çözünür ve geleneksel olarak su içinde yağ formülasyonlarını emülsifiye etmek ve çözündürmek için kullanılır. Köpük artırıcı özellikleri onu sıvı temizleyicilerde kullanım için ideal kılar ve yatıştırıcı ve yumuşatıcı yumuşatıcı kalitesi onu nemlendiriciler ve saç bakım kozmetikleri için formülasyonlara popüler bir katkı yapar. Bir yüzey aktif madde olarak PEG 40 Castor oil etoksilat, birden fazla sıvı arasındaki veya sıvılar ve katılar arasındaki yüzey gerilimini azaltmaya yardımcı olur. Ayrıca gresin yağlardan uzaklaştırılmasına yardımcı olur ve sıvı içinde asılı kalmasına neden olur. Bu onların yıkanmasını kolaylaştırır ve bu bileşenin yüz ve vücut temizleyicilerinde popülerliğini arttırır. Tıkayıcı bir ajan olarak PEG 40 Castor oil ethoxylate, cildin yüzeyinde doğal nem kaybına karşı bir bariyer görevi gören koruyucu bir nemlendirici tabaka oluşturur. Hint yağı etoksilatı kozmetik formülasyonlarına, soğuk halde doğrudan yağ fazına önerilen 3: 1 oranında (PEG 40 Castor oil etoksilat-yağ) karıştırılabilir. Daha sonra bu, su fazına eklenebilir. Formül bulanıksa, daha fazla şeffaflık için PEG 40 Hint yağı etoksilat miktarı artırılabilir. Bir doktorun tıbbi tavsiyesi olmadan Hint yağı etoksilat Hammaddesi. Bu ürün her zaman özellikle 7 yaşın altındakiler olmak üzere çocukların erişemeyeceği bir alanda saklanmalıdır. Hint yağı etoksilat Hammaddesi tercih edilen bir Taşıyıcı Yağın 1 çay kaşığı içinde ve bu karışımın on sentlik bir miktarının hassas olmayan küçük bir cilt alanına uygulanması. PEG 40 Hint yağı etoksilatı asla burnun iç kısmına ve kulaklara yakın yerlerde veya cildin diğer özellikle hassas bölgelerinde kullanılmamalıdır. PEG 40 Hint yağı etoksilatının olası yan etkileri arasında kaşıntı, PEG-30 Castor oil ethoxylate, PEG-33 Castor oil ethoxylate, PEG-35 Castor oil ethoxylate, PEG-36 Castor oil ethoxylate ve PEG-40 Castor oil ethoxylate, Castor oil etoksilatın polietilen glikol türevleridir. PEG-30 Hint yağı etoksilatı ve PEG-40 Hint yağı etoksilatı, Castor yağı etoksilatının polietilen glikol türevleridir. PEG-36 Hint yağı etoksilatı, hafif yağlı bir kokuya sahip açık sarı ve hafif viskoz bir sıvıdır. PEG-40 Hint yağı etoksilatı, kehribar renkli bir sıvıdır. PEG Hint yağı etoksilatları ve PEG Hint yağı etoksilatları, çok çeşitli kozmetik ve kişisel bakım ürünlerinin formülasyonunda kullanılmaktadır. Hint yağı etoksilatı, Castor yağı etoksilatının polietilen glikol türevleridir ve kehribar renkli, hafif viskoz bir sıvıdır ve doğal olarak hafif yağlı bir kokuya sahiptir. Araştırmaya göre kozmetik ve güzellik ürünlerinde emülgatör, yüzey aktif madde ve koku bileşeni olarak kullanılıyor. Buna göre, Hint yağı etoksilatı esas olarak 12-hidroksistearik trigliserittir. Hint yağı etoksilat (HCO) veya hint mumu, kapasitörlerde, kaplamalarda ve greslerde, kozmetiklerde, elektrikli karbon kağıtlarında, yağlamada, cilalarda ve neme, yağlara ve diğer petrokimya ürünlerine karşı direncin gerekli olduğu yerlerde kullanılır. Hint mumu ayrıca deri, ahşap ve kauçuk için bir üst kaplama verniği olarak kullanışlıdır. 12-Hidroksi Stearik Asit (12-HSA), Castor yağı etoksilatının hidrolizi ile elde edilir, 12-Hidroksi Stearik Asit, ortam sıcaklıklarında yüksek erime noktalı, kırılgan, mumsu bir katıdır ve bozulmayı önlemek için ısıdan uzakta depolanmalıdır. Toksik olmayan, tehlikeli olmayan bir materyal, birçok organik çözücüde sınırlı çözünürlüğe sahiptir ve suda çözünmez. Lityum ve kalsiyum greslerde ve akrilik polimerlerin imalatında, plastik kalıplar, otomotiv kaplamaları, ekipman, cihazlar ve mimari uygulamalar için bir iç yağlayıcı olarak kullanılır. Çok çeşitli uygulama ve ürün gereksinimlerine uygun endüstri lideri ürünler sunmaktan gurur duyuyoruz. Sektör lideri müşteri hizmetleri, teslimat ve yeniliğin, sürekli artan müşteri taleplerimizi karşılamamıza izin verdiğine inanıyoruz. Hint yağı etoksilatı, Castor yağı etoksilatının mum benzeri bir hidrojene türevidir. Hint yağı etoksilatının birçok endüstriyel uygulaması vardır. Hint yağı etoksilatı olarak da adlandırılan Hint mumu, opak, beyaz bir bitkisel mumdur. Saf Hint yağı etoksilatının, reaksiyon oranını artırmak için genellikle bir nikel katalizör varlığında hidrojenasyonu ile üretilir. Hint yağı etoksilatının hidrojenasyonu doymuş hint mumu molekülleri oluşturur; bu doygunluk, balmumunun sert, kırılgan ve çözünmez doğasından sorumludur. HCO (kimyasal adı: Hint yağı etoksilatı), aynı zamanda hint mumu olarak da bilinir, birçok endüstriyel ve üretim uygulamasına sahip çok yaygın bir oleokimyasal üründür. Hint yağı etoksilatı nedir? HCO, Hint yağı etoksilat çekirdeklerinden elde edilen sert, balmumu benzeri bir maddedir. PEG-40 olarak bilinen Hidrojene Caster Oil'in petrol bazlı bir formülü de vardır. Bu malzemenin Hint yağı etoksilat kimyasal formülü C57H110O9 (CH2CH2O) n'dir. Hidrojenasyon, doymamış bir bileşiğin doygunluk oluşturmak için hidrojen ile birleştirildiği kimyasal bir işlemi ifade eder. HCO söz konusu olduğunda, bu yağın stabilitesini arttırır ve erime noktasını yükselterek oda sıcaklığında katı hale dönüştürür.Hint yağı etoksilatı suda ve çoğu organik çözücü türünde çözünmez. Bu, HCO'yu yağlayıcıların ve endüstriyel greslerin üretiminde son derece değerli kılar. Bununla birlikte, HCO, sıcak çözücülerde çözünür. Aynı zamanda polaritesini, kayganlığını ve yüzey ıslatma özelliklerini korurken suya direnme özelliğine de sahiptir. Hint yağı etoksilat ayrıca kişisel bakım ürünleri ve sabunlarında kullanıma uygun, son derece güvenli, toksik olmayan bir malzemedir. HCO güvenliği hakkında daha fazla bilgi edinmek için lütfen Castor oil ethoxylate SDS'yi (Güvenlik Veri Sayfası) inceleyin. Acme-Hardesty, Castor yağı etoksilatı için güvenilir bir kaynaktır. Ricinoleic Acid, 12HSA, # 1 Castor oil ethoxylate, HCO ve diğerleri gibi Castor oil etoksilat ve Türevlerinin eksiksiz bir seçimini sunuyoruz. Amerika Birleşik Devletleri'nin herhangi bir yerinde bulunan en büyük ve en eski Castor yağı etoksilat ithalatçılarından ve distribütörlerinden biri olarak biliniyoruz. Önde gelen Castor yağı etoksilat tedarikçilerinden biri olarak, ister toplu sevkiyat, ister palet veya tam kamyon yüklemesi gerektiriyor olun, şirketinizin Castor yağı etoksilat ihtiyaçlarını karşılayabiliriz. KULLANIM VE UYGULAMALAR HCO, bir dizi endüstriyel ve üretim uygulamasına sahip son derece çok yönlü bir oleokimyasaldır: DURUM: Neme karşı mükemmel direnci nedeniyle, Castor oil etoksilat, bir viskozite değiştirici olarak son derece iyi çalışır ve ayrıca gres ve yağ direncinde önemli iyileşme sağlar. : Hint yağı etoksilatı, PVC için bir yağlayıcı ve ayırıcı madde rolünü yerine getirir ve tabakalı polietilenin işlenmesini, dağılmasını ve gres direncini iyileştirir. Aynı zamanda çeşitli poliüretan kaplama formüllerinin hazırlanmasında da yararlıdır. Kişisel Bakım: Kişisel bakım ürünlerinin imalatında, özellikle merhem ve deodorantlarda yumuşatıcı ve koyulaştırıcı ajan olarak ve ayrıca saç bakım ürünlerinde çok sayıda Castor oil etoksilat kullanımı vardır. Bazı kozmetikler Mumlar: Hidrojene Caster Oil, mumu daha sert ve parçalanmaya karşı daha dirençli hale getirdiği için sentetik ve petrol mumlarında bir bağlayıcı ajan olarak çalışır. Sabun ve Deterjanlar: Hint yağı etoksilat bazen sıvı sabun ve deterjanlarda emülsifiye edici bir ajan olarak kullanılır. Sıvı formülün stabilitesini artırmak için Tekstil: HCO, çeşitli tekstil üretim uygulamalarında etkili bir işleme ajanı yapar. Bu ne işe yarıyor? Hint yağı etoksilatı, benzersiz bir yapıya sahip sert, mumsu bir maddedir. Çubuğa sağlam ancak sürülebilir bir kıvam vermek için terlemeyi önleyici bazdaki diğer yağlar ve vakslarla birlikte çalışır. Her durumda, Hint yağı etoksilatı suda çözünmediği için kolayca yıkanmaz. Monolitik tabletlerde, çekirdek ya doğrudan sıkıştırma ya da ıslak granülasyon ile hazırlanır, ardından çekirdek mukoza ile temas halinde olan yüz hariç tüm yüzlerde su geçirmez malzemelerle kaplanır. Su geçirmez malzemeler arasında Teflon, etil selüloz, selofan, Castor yağı etoksilat ve benzeri yer alır. Böyle bir sistem, mukozaya doğru tek yönlü ilaç akışını başlatır ve ilaç kaybını önler [163]. Kurihara ve ark. (1996), Hint yağı etoksilat (HCO) -60 emülsiyonlarının, geleneksel lesitinle stabilize edilmiş emülsiyonlar ile karşılaştırıldığında, LPL'ye karşı daha stabil olduğunu ve RES organları tarafından düşük alım, plazmada uzun sirkülasyon ve tümörlerde yüksek dağılım gösterdiğini belirtmektedir. Lin vd. (1992) Castor oil ethoxylate-60'ın NE'nin hazırlanması için daha iyi stabilite ve uzun süreli ve seçici verme özellikleri ile iyi bir emülgatör olduğunu doğruladı. Bu nedenle, bu sterik olarak stabilize edilmiş NE'ler, tümörlerde ilaç dağıtımını arttırmak için yüksek düzeyde lipofilik antitümör maddeler için etkili taşıyıcılar olarak potansiyel gösterebilir. Bu, Sakaeda ve ark. (1994), Sudan II'nin karaciğere, akciğerlere ve dalağa seçici teslimat oranının Castor oil ethoxylate-60-bazlı NE kullanılarak bastırılabileceğini bulmuştur. Tersine, NE'de doymuş MCT kullanımı, Sudan II'nin kan konsantrasyonunu artırmanın en etkili yoluydu ve bu da karaciğer, akciğerler, dalak ve beyne daha yüksek dağılımla sonuçlandı (Sakaeda ve Hirano, 1995). Ayrıca, Castor yağı etoksilat-60 içeren bir o / w-tipi NE'nin adriamisin-HCl'nin karaciğere seçici dağılımında ve kalp ve böbrekte azalan konsantrasyonda üstün olduğu gösterilmiştir (Yamaguchi ve diğerleri, 1995). Yine, Ueda ve ark. (2003), Castor oil ethoxylate10, Castor oil ethoxylate 20, Castor oil ethoxylate 30, Castor oil ethoxylate 60 ve Castor oil ethoxylate 100 gibi farklı oksietilen sayılarına sahip bir dizi Castor oil etoksilat kullanımının menatetrenonun farmakokinetiği üzerindeki etkisini bildirmiştir ( K2 vitamini), sıçanlarda SO (SO) bazlı NE'ye dahil edilir. 10 oksietilen ünitesi (SO / Castor oil ethoxylate 10) ile Castor oil ethoxylate tarafından hazırlanan NE olarak uygulamadan sonra menatetrenonun plazma yarı ömrü, SO / yumurta sarısı fosfatidleri (SO / EYP) olarak uygulamadan sonra benzerdi, ancak daha kısaydı bundan daha fazla, Castor yağı etoksilatları ile> 20 oksietilen ünitesi (SO / Castor oil ethoxylate 20, SO / Castor oil ethoxylate 30, SO / Castor oil ethoxylate 60 ve SO / Castor oil ethoxylate 100) ile hazırlanan NE'ler olarak. Bu bulgular, Castor yağı etoksilatlarındaki 20 oksietilen biriminin, SO / Castor yağı etoksilatları NE'lere dahil edilen ilacın plazma sirkülasyon süresinin uzatılması için minimum gereklilik olduğunu açıkça göstermektedir. Daha önce açıklanan çalışmalar, NE'nin sistemik dolaşımının arttırılmasında yağın veya yapılandırılmış lipitlerin rol oynadığını göstermektedir. Hint yağı etoksilat, insanların binlerce yıldır kullandıkları çok amaçlı bir bitkisel yağdır. Ricinus communis bitkisinin tohumlarından yağ elde edilerek yapılır. Hint fasulyesi olarak bilinen bu tohumlar, risin adı verilen toksik bir enzim içerir. Bununla birlikte, Hint yağı etoksilatının maruz kaldığı ısıtma işlemi onu devre dışı bırakarak yağın güvenli bir şekilde kullanılmasına izin verir. Hint yağı etoksilatının bir dizi tıbbi, endüstriyel ve farmasötik kullanımı vardır. Genellikle gıdalarda, ilaçlarda ve cilt bakım ürünlerinde katkı maddesi olarak ve ayrıca endüstriyel yağlayıcı ve biyodizel yakıt bileşeni olarak kullanılır. Eski Mısır'da Hint yağı etoksilatı lambalarda yakıt olarak yakıldı, göz tahrişi gibi rahatsızlıkları tedavi etmek için doğal bir çare olarak kullanıldı ve hatta emeği teşvik etmek için hamile kadınlara verildi. Günümüzde Hint yağı etoksilatı, kabızlık ve cilt rahatsızlıkları gibi yaygın durumlar için popüler bir doğal tedavi olmaya devam etmektedir ve genellikle doğal güzellik ürünlerinde kullanılmaktadır. İşte Hint yağı etoksilatının 7 faydası ve kullanımı. 1. Güçlü Bir Müshil Castor yağı etoksilatının belki de en iyi bilinen tıbbi kullanımlarından biri doğal bir müshildir. Uyarıcı bir müshil olarak sınıflandırılır, yani materyali bağırsaklardan iten kasların hareketini artırarak bağırsakların temizlenmesine yardımcı olur. Uyarıcı müshiller hızla etki eder ve genellikle geçici kabızlığı gidermek için kullanılır. Ağızdan tüketildiğinde, Hint yağı etoksilatı ince bağırsakta parçalanır ve Castor yağı etoksilatındaki ana yağ asidi olan risinoleik asidi serbest bırakır. Risinoleik asit daha sonra bağırsak tarafından emilerek güçlü bir müshil etkisi yaratır. Aslında, birkaç çalışma, Hint yağı etoksilatının kabızlığı hafifletebileceğini göstermiştir. Örneğin, bir çalışma, yaşlı insanların Castor yağı etoksilatını aldıklarında, dışkılama sırasında daha az zorlanma ve eksik bağırsak hareketlerinin daha az bildirilen hisleri dahil olmak üzere kabızlık semptomlarının azaldığını bulmuştur. Hint yağı etoksilatı küçük dozlarda güvenli kabul edilirken, daha büyük miktarlar karın krampları, mide bulantısı, kusma ve ishale neden olabilir (4 Güvenilir Kaynak). Ara sıra kabızlığı gidermek için kullanılabilmesine rağmen, Hint yağı etoksilatı uzun vadeli sorunlar için bir tedavi olarak önerilmemektedir. Hint yağı etoksilatı, ara sıra kabızlık için doğal bir çare olarak kullanılabilir. Bununla birlikte, kramp ve ishal gibi yan etkilere neden olabilir ve kronik kabızlığı tedavi etmek için kullanılmamalıdır. 2. Doğal Nemlendirici Hint yağı etoksilatı, tekli doymamış bir yağ asidi olan risinoleik asit açısından zengindir. Bu tür yağlar nemlendirici görevi görür ve cildi nemlendirmek için kullanılabilir. Nemlendiriciler cildin dış tabakasından su kaybını önleyerek nemi tutar. Hint yağı etoksilatı genellikle kozmetikte hidrasyonu desteklemek için kullanılır ve genellikle losyonlar, makyaj malzemeleri ve temizleyiciler gibi ürünlere eklenir. Bu zengin yağı, mağazadan satın alınan nemlendiricilere ve losyonlara doğal bir alternatif olarak tek başına da kullanabilirsiniz. Mağazalarda bulunan pek çok popüler nemlendirici ürün, cildi tahriş edip genel sağlığa zarar verebilecek koruyucular, parfümler ve boyalar gibi potansiyel olarak zararlı bileşenler içerir. Bu ürünleri Hint yağı etoksilatı ile değiştirmek, bu katkı maddelerine maruz kalmanızı azaltmaya yardımcı olabilir. Ayrıca, Hint yağı etoksilatı ucuzdur ve yüz ve vücutta kullanılabilir. Hint yağı etoksilatı kalındır, bu nedenle ultra nemlendirici bir nemlendirici yapmak için sıklıkla badem, zeytin ve hindistancevizi yağı gibi diğer cilt dostu yağlarla karıştırılır. Castor yağı etoksilatını cilde uygulamak çoğu kişi için güvenli kabul edilmekle birlikte, bazı insanlarda alerjik reaksiyona neden olabilir (6 Güvenilir Kaynak). Hint yağı etoksilatı, ciltteki nemi kilitlemeye yardımcı olabilir. Mağazadan satın alınan ürünlere bu doğal alternatifin çoğu için güvenli olduğu düşünülse de, bazılarında alerjik reaksiyonlara neden olabilir. 3. Yara İyileşmesini Destekler Hint yağı etoksilatını yaralara uygulamak, iyileşmeyi destekleyen ve yaraların kurumasını önleyen nemli bir ortam yaratır. Klinik ortamlarda yaraları tedavi etmek için kullanılan popüler bir merhem olan Venelex, Myroxylon ağacından elde edilen bir balsam olan Hint yağı etoksilat ve Peru balsamının bir karışımını içerir. Hint yağı etoksilatı doku büyümesini uyararak yara ve çevre arasında bir bariyer oluşturarak enfeksiyon riskini azaltır. Ayrıca kuruluğu ve yara iyileşmesini geciktirebilen ölü deri hücrelerinin birikmesini de azaltır (8). Çalışmalar, Hint yağı etoksilat içeren merhemlerin, ciltte uzun süreli basınçtan gelişen bir tip yara olan basınç ülserlerinin iyileştirilmesinde özellikle yardımcı olabileceğini bulmuştur. Bir çalışma, basınç ülseri olan 861 huzurevi sakininde Castor yağı etoksilat içeren bir merhemin yara iyileştirici etkilerine baktı. Yaraları Hint yağı etoksilatı ile tedavi edilenler, diğer yöntemlerle tedavi edilenlere göre daha yüksek iyileşme oranları ve daha kısa iyileşme süreleri yaşadılar (9 Güvenilir Kaynak). Hint yağı etoksilatı, yeni doku büyümesini uyararak, kuruluğu azaltarak ve ölü deri hücrelerinin birikmesini önleyerek yaraların iyileşmesine yardımcı olur. 4. Impressive Anti-Inflammatory Effects Ricinoleic acid, the main fatty acid found in Castor oil ethoxylate, has impressive anti-inflammatory properties. Studies have shown that when Castor oil ethoxylate is applied topically, it reduces inflammation and relieves pain. The pain-reducing and anti-inflammatory qualities of Castor oil ethoxylate may be particularly helpful to those with an inflammatory disease such as rheumatoid arthritis or psoriasis. Animal and test-tube studies have found that ricinoleic acid reduces pain and swelling. One study demonstrated that treatment with a gel containing ricinoleic acid led to a significant reduction in pain and inflammation when applied to the skin, compared to other treatment methods. A test-tube component of the same study showed that ricinoleic acid helped reduce inflammation caused by human rheumatoid arthritis cells more than another treatment. Aside from Castor oil ethoxylate’s potential to reduce inflammation, it may help relieve dry, irritated skin in those with psoriasis, thanks to its moisturizing properties. Although these results are promising, more human studies are needed to determine the effects of Castor oil ethoxylate on inflammatory conditions. Castor oil ethoxylate is high in ricinoleic acid, a fatty acid that has been shown to help reduce pain and inflammation in test-tube and animal studies. 5. Reduces Acne Acne is a skin condition that can cause blackheads, pus-filled pimples and large, painful bumps on the face and body. It’s most common in teens and young adults and can negatively impact self-esteem. Castor oil ethoxylate has several qualities that may help reduce acne symptoms. Inflammation is thought to be a factor in the development and severity of acne, so applying Castor oil ethoxylate to the skin may help reduce inflammation-related symptoms. Acne is also associated with an imbalance of certain types of bacteria normally found on the skin, including Staphylococcus aureus. Castor oil ethoxylate has antimicrobial properties that may help fight bacterial overgrowth when applied to the skin. One test-tube study found that Castor oil ethoxylate extract showed considerable antibacterial power, inhibiting the growth of several bacteria, including Staphylococcus aureus. Castor oil ethoxylate is also a natural moisturizer, so it may help soothe the inflamed and irritated skin typical in those with acne. Castor oil ethoxylate helps fight inflammation, reduce bacteria and soothe irritated skin, all of which can be helpful for those looking for a natural acne remedy. 6. Fights Fungus Candida albicans is a type of fungus that commonly causes dental issues like plaque overgrowth, gum infections and root canal infections. Castor oil ethoxylate has antifungal properties and may help fight off Candida, keeping the mouth healthy. One test-tube study found that Castor oil ethoxylate eliminated Candida albicans from contaminated human tooth roots. Castor oil ethoxylate may also help treat denture-related stomatitis, a painful condition thought to be caused by Candida overgrowth. This is a common issue in elderly people who wear dentures. A study in 30 elderly people with denture-related stomatitis showed that treatment with Castor oil ethoxylate led to improvements in the clinical signs of stomatitis, including inflammation (17Trusted Source). Another study found that brushing with and soaking dentures in a solution containing Castor oil ethoxylate led to significant reductions in Candida in elderly people who wore dentures (18Trusted Source). Several studies have shown that Castor oil ethoxylate may help fight fungal infections in the mouth caused by Candida albicans. 7. Saçınızı ve Saç Derinizi Sağlıklı Tutar Birçok insan Hint yağı etoksilatını doğal bir saç kremi olarak kullanır. Kuru veya hasar görmüş saçlar, özellikle Hint yağı etoksilat gibi yoğun bir nemlendiriciden yararlanabilir. Hint yağı etoksilat gibi yağların saça düzenli olarak uygulanması, saç gövdesinin yağlanmasına yardımcı olur, esnekliği artırır ve kırılma olasılığını azaltır. Hint yağı etoksilatı, kafasında kuru, pul pul deri ile karakterize yaygın bir kafa derisi sorunu olan kepek yaşayanlara fayda sağlayabilir. Kepeğin birçok farklı nedeni olmasına rağmen, kafa derisinde kırmızı, pullu lekelere neden olan iltihaplı bir cilt hastalığı olan seboreik dermatit ile ilişkilendirilmiştir. Hint yağı etoksilatının iltihaplanmayı azaltma kabiliyeti nedeniyle seboreik dermatitin neden olduğu kepek için etkili bir tedavi olabilir. Ayrıca, Hint yağı etoksilatını kafa derisine uygulamak kuru, tahriş olmuş cildi nemlendirmeye yardımcı olur ve dökülmeyi azaltmaya yardımcı olabilir. Hint yağı etoksilatının nemlendirici ve antienflamatuar özellikleri, saçı yumuşak ve nemli tutmak ve kepek semptomlarını azaltmaya yardımcı olmak için mükemmel bir seçenek haline getirir. Hint yağı etoksilat Önlemleri Pek çok kişi, yağı yutarak veya cilde uygulayarak çeşitli sorunları tedavi etmek için Hint yağı etoksilat kullanır. Hint yağı etoksilatı genellikle güvenli kabul edilmekle birlikte, bazı insanlarda ters reaksiyonlara ve istenmeyen yan etkilere neden olabilir. Doğuma neden olabilir: Tıp uzmanları tarafından doğumu başlatmak için kullanılır. Bu nedenle, hamileliğin her aşamasında kadınlar Hint yağı etoksilat tüketmekten kaçınmalıdır. İshale neden olabilir: Kabızlığı hafifletmenin etkili bir yolu olsa da, çok fazla alırsanız ishal olabilirsiniz. İshal, dehidrasyona ve elektrolit dengesizliklerine neden olabilir. Alerjik reaksiyonlara neden olabilir: Cilde uygulandığında bazı kişilerde alerjik reaksiyona neden olabilir. Vücudunuzun nasıl tepki verdiğini görmek için önce küçük bir cilt parçasına az miktarda sürmeyi deneyin. Hint yağı etoksilatı, bazı insanlarda alerjik reaksiyonlar ve ishal gibi yan etkilere neden olabilir. Aynı zamanda doğumu da tetikleyebilir, bu nedenle hamile kadınlar bundan kaçınmalıdır. Alt çizgi İnsanlar, Hint yağı etoksilatını binlerce yıldır çeşitli sağlık sorunları için güçlü bir doğal tedavi olarak kullandılar. Diğer birçok kullanımın yanı sıra kabızlığı hafifletmeye ve kuru cildi nemlendirmeye yardımcı olduğu gösterilmiştir. İlaç dolabınızda saklamak için uygun fiyatlı, çok amaçlı bir yağ arıyorsanız, Hint yağı etoksilat iyi bir seçim olabilir. Susuzlaştırılmış Hint yağı etoksilat, sararmayan özelliklere sahip kuru boya filmine iyi esneklik, ince parlaklık, tokluk, yapışma, kimyasal ve su direnci sağlayan benzersiz bir kurutma yağıdır. Hint yağı etoksilatı, Keten tohumu yağı için çok uygun ve hatta daha iyi bir ikamedir. Hint yağı etoksilatlı boyalar süper beyazdır ve üstün sonuç verir. Susuzlaştırılmış Hint yağı etoksilat, ev boyaları, emayeler, dolgular, sızdırmazlık malzemeleri ve mürekkepler için birincil bağlayıcı olarak kullanılır. "Pişirilmiş" verniklerde, pigmentli kaplamalar için berrak vernikler ve araçlar üretmek için tüm temel reçineler, reçineler, reçine esterleri, hidrokarbonlar ve fenolikler ile birleştirilir. Hint yağı etoksilat, litografik mürekkepler, linolyum, macun ve fenolik reçinelerin üretiminde de kullanılır. Hint yağı etoksilatı, sıhhi teneke kaplamalarda, korozyona dayanıklı kaplamalarda, trafik boyalarında, verniklerde, mürekkep araçlarında, tel emayelerde, alüminyum boya aparatlarında ve marin kaplamalarında gerektiği gibi maksimum alkali direncine sahip hızlı kuruyan kaplamalar elde etmek için fenoliklerle birlikte kullanılır. Hint yağı etoksilatı, daha açık renk ve daha düşük asit vernikleri veren hızlı su kaynatma oranı elde etmek için de kullanılır. Hint yağı etoksilatı, sert şeker üretiminde kullanılan bir salım ve yapışma önleyici ajandır. konsantrasyonu 500 ppm'yi geçmemelidir. vitamin ve mineral tabletlerinde ve koruyucu kaplamaların bir bileşeni olarak kullanılır. Hint yağı etoksilat, cilde kolayca nüfuz ederek cildi yumuşak ve esnek bırakan oldukça yumuşatıcı bir taşıyıcı yağdır. Aynı zamanda, bir kozmetik formülasyonun farklı bileşenlerini birbirine bağlamaya da hizmet eder. Hint yağı etoksilatı, risinoleik asidin (doymamış bir yağ asidi) gliserin esterlerinde yüksektir. Nadiren cilt tahrişi veya alerjik reaksiyonlarla ilişkilidir. Ricinus communis (Castor oil ethoxylate) bitkisinin tohumlarından veya çekirdeklerinden soğuk presleme yoluyla elde edilir. Saf olmayan Hint yağı etoksilatı, tohumlar işlem sırasında elimine edilen toksik bir madde içerdiğinden tahrişe neden olabilir. Hoş olmayan kokusu kozmetikte kullanımını zorlaştırır. PEG-30 Hint yağı etoksilatı, -30 Hint yağı etoksilatı (hidrojene), -40 Hint yağı etoksilatı, -40 Hint yağı etoksilatı (hidrojene), koku yağları için önerilen yumuşatıcılar, deterjanlar, emülgatörler ve suda yağ çözünürleştiricilerdir ve çözünmesi zor olabilecek diğer yağlar için. -40 Castor oil ethoxylate versiyonu, uçucu yağları ve parfümleri suda yağlı kremler ve losyonlarda çözündürmek için güçlü bir çözücüdür. Peg-30 Hint yağı etoksilatına benzer, ancak daha yoğundur, sıvıdan ziyade yumuşak bir macundur. Hidrojenlenmiş versiyon, özellikle uçucu yağlar ve parfümler için iyonik olmayan bir emülgatör olarak kullanılır. Hint yağı etoksilatı, kozmetikte, gıda ürünlerinde ve farmasötik formülasyonlarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Farmasötik formülasyonlarda, Hint yağı etoksilatı en yaygın olarak topikal kremlerde ve merhemlerde% 5-12.5 konsantrasyonlarda kullanılır. Bununla birlikte oral tablet ve kapsül formülasyonlarında, oftalmik emülsiyonlarda ve kas içi enjeksiyonlarda çözücü olarak da kullanılmaktadır. Terapötik olarak, Castor yağı etoksilatı, müshil etkisi için ağızdan tatbik edilmiştir, ancak bu tür bir kullanım artık eskimiştir. Hint yağı etoksilatı, kozmetiklerde ve gıdalarda ve farmasötik formülasyonlarda oral, parenteral ve topikal olarak kullanılır. Bir eksipiyan olarak kullanıldığında, genellikle nispeten toksik olmayan ve tahriş edici olmayan bir malzeme olarak kabul edilir. Hint yağı etoksilatı, müshil olarak terapötik olarak kullanılmıştır ve büyük miktarlarda oral uygulama mide bulantısı, kusma, kolik ve şiddetli kusmaya neden olabilir. Bağırsak tıkanıklığı varlığında verilmemelidir. Oftalmik formülasyonlar dahil olmak üzere topikal preparatlarda yaygın olarak kullanılmasına rağmen, Hint yağı etoksilatı, özellikle rujlar gibi kozmetikler olmak üzere bazı alerjik kontakt dermatit raporlarıyla ilişkilendirilmiştir. Hint yağı etoksilatı stabildir ve aşırı ısıya maruz kalmadığı sürece küflenmez. Birkaç saat boyunca 3008 ° C'de ısıtıldığında, Hint yağı etoksilatı polimerleşir ve mineral yağda çözünür hale gelir. 08 ° C'ye soğutulduğunda daha viskoz hale gelir. Hint yağı etoksilatı, ışıktan korunan iyi doldurulmuş hava geçirmez kaplarda 258 ℃'u geçmeyen bir sıcaklıkta saklanmalıdır.
HİPOFOSFOR ASİT TEKNİK SINIFI
Hipofosfor asit teknik sınıfı "hipofosfit" olarak da bilinir Renksiz yağ veya sıvılaşma kristalidir, önemli bir ince kimyasal üründür.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, moleküler formülü HO2P olan güçlü bir indirgeyici ajandır.
Monobazik bir oksiasit olan hipofosfor asit teknik sınıfı, fosfinik asit olarak da adlandırılır.

CAS Numarası: 6303-21-5
Moleküler Formül: HO2P
Molekül Ağırlığı: 63.980501
EINECS Numarası: 228-601-5

14097-15-5, fosfenöz asit, Hipofosfit iyonu, Fosfinat, Hipofosfor asit, hidroksifosfanon, Fosfin oksit, hidroksi-, Fosfinik asit, iyon(1-), 15460-68-1, HOPO, UNII-238U65NZ04, DTXSID4043808, NSC-41904, 238U65NZ04, 68412-69-1, UNII-6A37X7BT86, EINECS 270-204-4, EINECS 270-206-5, hidroksidooksidofosfor, dihidridoidodofosfat(1-), dihidridoidodioksidofosfat(1-), [P(O)OH], CHEMBL2105054, DTXCID2023808, CHEBI:29198, CHEBI:36363, DTXSID50165673, HIPOFOSFOR ASIT [MI], ACVYVLVWPXVTIT-UHFFFAOYSA-M, GQZXNSPRSGFJLY-UHFFFAOYSA-N, 6A37X7BT86, NSC41904, PH2O2(-), HİPOFOSFOR ASİT [WHO-DD], Hipofosforlu Asit, Fosfinik Asit, PH2O2, FT-0626449, Fosfinik asit, sentez için, %49.5-50.5, J-521481, Q3305467, Q27116796, Q27117120, Fosfinik asit, saf. pa, %49,5-50,5 (alkalimetrik), Fosfinik asit, saf, NF, 30-32'nin analitik spesifikasyonunu karşılar

Fosfinik asit olarak da bilinen hipofosfor asit teknik sınıfı, HO2P formülüne sahip kimyasal bir bileşiktir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı bir fosfor oksiasittir ve yapısal olarak fosforik aside (H3PO4) benzer, ancak bir oksijen atomu daha azdır.
Hipofosfor asit teknik sınıfının kimyasal yapısı, üç hidrojen atomuna ve bir hidroksil grubuna (-OH) bağlı merkezi bir fosfor atomundan oluşur.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, aromatik ve alifatik diselenidlerin karşılık gelen selenollere dönüştürülmesi için bir indirgeyici ajan olarak katılır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, Ce (IV) ve seryum (IV) hipofosfit kompleks iyonlarını sağlamak için güçlü bir asit varlığında oksidasyona uğrar.
İnorganik kimyagerler, IUPAC adı dihidridohidroksidooksidofosfor veya fosfinik asidin kabul edilebilir adı olmasına rağmen, serbest aside bu adla atıfta bulunurlar.

Ana kullanım Hipofosfor asit teknik sınıfı, akımsız kaplama için indirgeyici ajan olarak, fosforik reçinelerin renginin solmasını önler, ayrıca esterleştirme reaksiyon katalizöründe, soğutucu akışkanda, özellikle yüksek saflıkta ürün sodyum hipofosfit üretimi için de kullanılabilir.
Hazırlama için çeşitli yöntemler vardır, üretim için yaygın endüstriyel yöntem iyon değiştirici reçine yöntemi ve elektrodiyaliz yöntemidir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı formülü genellikle H3PO2 olarak yazılır, ancak daha açıklayıcı bir sunum, monoprotik karakterini vurgulayan HOP(O)H2'dir.

Hipofosfor asit teknik sınıfı veya fosfinik asit, bir fosfor oksiasit ve moleküler formülü HO2P olan güçlü bir indirgeyici ajandır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, suda, dioksanda ve alkollerde çözünen renksiz, düşük erime noktalı bir bileşiktir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı formülü genellikle HO2P olarak yazılır, ancak daha açıklayıcı bir sunum, monoprotik karakterini vurgulayan HOP(O)H2'dir.

Bu asitten türetilen tuzlara fosfinatlar (hipofosfitler) denir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı inorganik bir bileşiktir ve teknik sınıfı tipik olarak en yüksek saflıkta olmayan bir ürünü ifade eder.
Hipofosfor asit teknik sınıf kimyasalları, safsızlıklar içerebilir veya daha yüksek dereceli, daha saf formlara kıyasla bileşimde farklılıklara sahip olabilir.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, yüksek saflığın kritik olmadığı belirli uygulamalar için uygundur.
Bu asit, H4P2O6 genel formülüne sahiptir ve diğer oksi-fosfor asitlerinden farklıdır.
Hipofosfor asit teknik sınıfının birçok özelliği vardır.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, fosfor nemli hava ile oksitlendiğinde fosfor ve fosforik asitlerle birlikte oluşur.
Beyaz fosfor havaya maruz kalırsa ve sodyum asetat eklenirsıvıya oluşan, biraz çözünmez Hipofosfor asit teknik sınıfı Kullanır.
Bununla birlikte, sodyum hipofosfat monohidrat, ~98.7 g/100 ml'de çok çözünür ve sıvıdır.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, bir fosfor oksoasit ve güçlü bir indirgeyici ajandır.
İnorganik kimyagerler, resmi IUPAC adı fosfinik asit olmasına rağmen, serbest aside bu adla ("HPA" olarak da adlandırılır) atıfta bulunurlar.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, suda, dioksanda ve alkollerde çözünen renksiz, düşük erime noktalı bir bileşiktir.

Hipofosfor asit teknik sınıfı genellikle H3PO2 olarak yazılır, ancak daha açıklayıcı bir sunum, monoprotik karakterini vurgulayan HOP(O)H2'dir.
Bu asitten türetilen tuzlara hipofosfitler denir.
HOP(O)H2 minör tautomer HP(OH)2 ile dengede bulunur.

Bazen minör tautomere Hipofosfor asit teknik sınıfı denir ve majör tautomere fosfinik asit denir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı "hipofosfit" olarak da bilinir Renksiz yağ veya sıvılaşma kristalidir, önemli bir ince kimyasal üründür.
Ana kullanım, akımsız kaplama için indirgeyici ajan olarak, fosforik reçinelerin renginin solmasını önler, ayrıca esterleştirme reaksiyon katalizöründe, soğutucu akışkanda, özellikle yüksek saflıkta ürün sodyum hipofosfit üretimi için de kullanılabilir.

Hazırlama için çeşitli yöntemler vardır, üretim için yaygın endüstriyel yöntem iyon değiştirici reçine yöntemi ve elektrodiyaliz yöntemidir.
Hipofosfor asit, teknik sınıf, renksiz eriyen kristaller veya yağlı sıvı; ekşi koku; yoğunluk 1.493 g/cm3; 26.5°C'de erir; 130°C'de kaynar; suda, alkolde ve eterde çok çözünür; %50 sulu çözeltinin yoğunluğu 1.13 g/mL'dir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, oda sıcaklığında renksiz, kokusuz bir sıvıdır ve tipik olarak bir çözelti formunda bulunur.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, küçük tautomer HP(OH)2 ile dengede bulunur.
Bazen minör tautomere Hipofosfor asit teknik sınıfı denir ve majör tautomere fosfinik asit denir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, +4 oksidasyon durumunda fosforlu bir mineral asittir.

Katı halde, Hipofosfor asit teknik sınıfı bir dihidrat, H4P2O6.2H2O olarak bulunur.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, kırmızı fosforun oda sıcaklığında sodyum klorit ile reaksiyona sokulmasıyla üretilebilir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı güçlü bir indirgemeye sahiptir, ağır metal tuzu çözeltisi Cu2 +, Hg2 +, Ag + gibi metallere geri yüklenebilir, örneğin: 4Ag + H3PO2 + 2H2) = 4Ag + H3PO4 + 4H'dır.

Hipofosfor asit teknik sınıfı zayıf oksitleyicidir, güçlü indirgeyici ajanla karşılaştığında fosfin, fosfine indirgenebilir.
Molekül, fosfor asidininkine benzer şekilde P(═O)H'den P–OH'ye totomerizm gösterir; P(═O) formu güçlü bir şekilde tercih edilir.
Bu kısa makalede, Hipofosfor asit teknik sınıf formülünü kimyasal yapısı, özellikleri ve kullanımları ile birlikte tartışalım.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, moleküler formülü HO2P olan güçlü bir indirgeyici ajandır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, ekşi bir kokuya sahip renksiz yağlı sıvı veya eriyen kristaller olarak görünür.
Buharların solunması solunum yollarını tahriş eder veya yakar.

Hipofosfor asit teknik sınıf sıvı ve buharlar gözleri ve cildi tahriş edebilir veya yakabilir.
Monobazik bir oksiasit olan hipofosfor asit teknik sınıfı, fosfinik asit olarak da adlandırılır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, aromatik ve alifatik diselenidlerin karşılık gelen selenollere dönüştürülmesi için bir indirgeyici ajan olarak katılır.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, Ce (IV) ve seryum (IV) hipofosfit kompleks iyonlarını sağlamak için güçlü bir asit varlığında oksidasyona uğrar.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, Yüzde 30 (a/h) Çözelti (DEA Listesi I Kimyasal) - Spectrum tarafından sağlanan derecelendirilmemiş ürünler, genel endüstriyel kullanım veya araştırma amaçları için uygun bir derecenin göstergesidir ve tipik olarak insan tüketimi veya terapötik kullanım için uygun değildir.
Fosfinik Asit olarak da bilinen hipofosfor asit teknik sınıfı, inorganik bir bileşiktir.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, suda orta derecede çözünür olan renksiz, higroskopik, kristal bir katıdır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı veya fosfinik asit, bir fosfor oksiasit ve moleküler formülü H3PO2 olan güçlü bir indirgeyici ajandır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, suda, dioksanda ve alkollerde çözünen renksiz, düşük erime noktalı bir bileşiktir.

Hipofosfor asit teknik sınıfıdır, ancak daha açıklayıcı bir sunum, monoprotik karakterini vurgulayan HOP(O)H2'dir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, küçük tautomer HP(OH)2 ile dengede bulunur.
Bazen minör tautomere Hipofosfor asit teknik sınıfı denir ve majör tautomere fosfinik asit denir.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, suda, dioksanda ve alkollerde çözünen renksiz, düşük erime noktalı bir bileşiktir.
İki hidrojene ve bir hidroksi grubuna tekli bağlarla ve bir oksijene çift bağ yoluyla kovalent olarak bağlanan tek bir beş değerlikli fosfordan oluşan bir hipofosfor asit teknik sınıfıdır.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, ekşi bir kokuya sahip renksiz yağlı sıvı veya eriyen kristaller olarak görünür.
Buharların solunması solunum yollarını tahriş eder veya yakar.
Hipofosfor asit teknik sınıfı su ile her oranda karışabilir ve ticari mukavemeti %30 HO2P'dir.

Hipofosfor asit teknik sınıfı tıpta kullanılmaktadır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, güçlü bir indirgeyici ajandır, örneğin bakır sülfat ile bakır hidrit Cu2H2, hidrojen gazı geliştiren ve ısınma sırasında bakır bırakan kahverengi çökelti oluşturur; gümüş nitrat ile ince bölünmüş gümüş verir; sülfürik asit ile kükürt ve bir miktar hidrojen sülfür verir; sülfürik asit ile yukarıdaki gibi reaksiyona giren sülfürik asit verir; permanganat ile hemen manganez oluşturur.

Fosfonik asit olarak da bilinen hipofosfor asit teknik sınıfı, bir fosfor oksoasittir ve aynı zamanda iyi bir indirgeyici ajan görevi görür.
Hipofosfor asit teknik sınıfı temel olarak suda, dioksin ve alkolde çözünebilen renksiz sulu bir çözeltidir.
Fosfinik asit formülü için aynı olan Hipofosfor asit teknik sınıf formülü H3PO2'dir, üzerinde yedek yük olmayan nötr bir moleküldür.

Bu nedenle, merkez atom fosforunun oksidasyon sayısı +1'dir ve bu aşağıdaki gibi tanımlanabilir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı beyaz kristal bir katıdır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, suda H2PO2 anyonunu oluşturan monobazik bir asittir.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, arenediazonyum tuzlarının indirgenmesinde rol oynar.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, Fischer esterifikasyon reaksiyonlarında bir katkı maddesi görevi görür.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, suda, etanolde ve dietil eterde çözünen renksiz bir sıvıdır.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, güçlü bir indirgeyici ajandır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı kolayca oksitlenir.
130 ° C'ye ısıtıldığında fosfor asidi ve fosfine dönüşür.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, oksidan ile patlayıcı bir şekilde reaksiyona girer.
Ayrıca, Hipofosfor asit teknik sınıfı, nötralize edici bir ajan, antioksidan, polimerizasyon ve poli yoğunlaşmada katalizör ve ıslatıcı ajan olarak hizmet eder.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, farmasötiklerin formülasyonunda, polimerlerin renginin solmasında, su arıtımında ve değerli veya demir dışı metallerin geri alınmasında kullanılır.

Buna ek olarak, Hipofosfor asit teknik sınıfı, plastikler, sentetik elyaflar, renk giderici ajanlar için ağartma ajanları ve kimyasalların ve çeşitli plastiklerin üretimi sırasında renk stabilizasyonu için kullanılır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, diğer oksi-fosfor asitlerinden farklıdır.
Hipofosfor asit teknik sınıfının birçok özelliği vardır.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, fosfor nemli hava ile oksitlendiğinde fosfor ve fosforik asitlerle birlikte oluşur.
Beyaz fosfor havaya maruz kalırsa ve sodyum asetat eklenir.oluşan sıvıya, biraz çözünmeyen sodyum hipofosfat,Na2H2P2O6·6H2O ayrışır.

Bununla birlikte, sodyum hipofosfat monohidrat, ~98.7 g/100 ml'de çok çözünür ve sıvıdır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, eriyen kristaller veya renksiz yağdır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı suda, etanolde ve eterde çözünür ve su, etanol, aseton ile herhangi bir oranda karıştırılabilir.

Havada, Hipofosfor asit teknik sınıfı şuruplu sıvıya kolayca eriyir ve sulu çözelti asidiktir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı monobazik asittir, sulu çözeltide, Hipofosfor asit güçlü asittir, Ka = 10-2 (25 °C); oda sıcaklığında nispeten kararlıdır; orantısızlık reaksiyonu 130 ° C'de ilerleyebilir, fosfin ve fosfor asidine ayrışabilir: 2H3PO2 = H3PO4 + PH3'dır

Hipofosfor asit teknik sınıfı, Yüzde 30 (a/h) Çözelti (DEA Listesi I Kimyasal) - Spektrum çözümleri, ürününüze uygun en kaliteli hammaddeleri kullanır.
Çoğu hammadde, Amerikan Kimya Derneği tarafından belirlenen spesifikasyonları karşılar veya aşar.
Uygun olduğunda, birçok bitmiş ürün NIST Standart Referans Malzemelerine göre izlenebilir.

Üretim, kalite kontrol testleri ve paketleme, Spectrum'un kendi tesislerinde gerçekleştirilir.
Üretilen tüm partilerin kayıt tutulması ve numunelerin saklanması, ürün tutarlılığını ve tam izlenebilirliği sağlar.
Hipofosfor asit teknik sınıfı renksiz kristal, higroskopik, sıvı, kaudiktir.

Hipofosfor asit teknik sınıfı suda ve alkolde çözünür, havada yavaşça ortofosforik aside oksitlenir ve 180 ° C'ye ısıtıldığında ortofosforik asit ve fosfine ayrışır.
Organik kimyada, ArN+2'yi Ar-H'ye dönüştürerek arenediazonyum tuzlarının indirgenmesi için hipofosfor asit teknik sınıfı kullanılabilir.
Teknik sınıf Hipofosfor asidin konsantre bir çözeltisi içinde diazotize edildiğinde, arenlerden bir amin ikame edicisi çıkarılabilir.

Hafif bir indirgeyici ajan ve oksijen tutucu olarak işlev görme kabiliyeti nedeniyle, bazen renkli safsızlıkların oluşumunu önlediği Fischer esterifikasyon reaksiyonlarında bir katkı maddesi olarak kullanılır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, fosfinik asit türevlerini hazırlamak için kullanılır.
Çoğu metal-hipofosfit kompleksi, hipofosfitlerin metal katyonlarını dökme metale geri indirgeme eğilimi nedeniyle kararsızdır.

Önemli nikel tuzu [Ni(H2O)6](H2PO2)2 dahil olmak üzere bazı örnekler karakterize edilmiştir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, efedrin veya psödoefedrini metamfetamine indirgemek için etkili bir reaktif olan hidroiyodik asit oluşturmak için elementel iyotu azaltabilir, Amerika Birleşik Devletleri Uyuşturucuyla Mücadele İdaresi, Hipofosfor asit teknik sınıfını (ve tuzlarını) 16 Kasım 2001'den itibaren geçerli olmak üzere Liste I öncü kimyasal olarak belirlemiştir.
Buna göre, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki hipofosfor asit veya tuzlarının işleyicileri, Kontrollü Maddeler Yasası ve 21 CFR §§ 1309 ve 1310 uyarınca kayıt, kayıt tutma, raporlama ve ithalat/ihracat gereklilikleri dahil olmak üzere sıkı düzenleyici kontrollere tabidir.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, eriyen kristaller veya renksiz yağdır.
Bağıl yoğunluk (özgül ağırlık): 1.439 (katı, 19 ° C)'tır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı suda, etanolde ve eterde çözünür ve su, etanol, aseton ile herhangi bir oranda karıştırılabilir.

Havada, şuruplu sıvıya kolayca sıvılaşır ve sulu çözelti asidiktir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı monobazik asittir, sulu çözeltide, Hipofosfor asit güçlü asittir, Ka = 10-2 (25 °C); oda sıcaklığında nispeten kararlıdır; orantısızlık reaksiyonu 130 ° C'de ilerleyebilir, fosfin ve fosfor asidine ayrışabilir: 2H3PO2 = H3PO4 + PH3'tır.

Hipofosfor asit teknik sınıfı zayıf oksitleyicidir, güçlü indirgeyici ajanla karşılaştığında fosfin, fosfine indirgenebilir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, fosfor ve hidrojenden oluşan zayıf bir asittir.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, organik sentezde önemli bir kimyasal ara maddedir ve çeşitli endüstriyel uygulamalarda kullanılır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, fosfinik asit olarak da bilinir ve erime noktası -31°C olan renksiz, kokusuz bir sıvıdır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı ilk olarak 1816'da Fransız kimyager Pierre Louis Dulong (1785-1838) tarafından hazırlandı.

Asit, endüstriyel olarak iki aşamalı bir işlemle hazırlanır: İlk olarak, elementel beyaz fosfor, sulu bir hipofosfit çözeltisi vermek için alkali ve toprak alkali hidroksitlerle reaksiyona girer:
P4 + 4 OH− + 4 H2O → 4 H2PO−2 + 2 H2
Bu adımda üretilen herhangi bir fosfit, kalsiyum tuzları ile muamele edilerek seçici olarak çökeltilebilir.

Saflaştırılmış malzeme daha sonra serbest hipofosfor asidi vermek için güçlü, oksitleyici olmayan bir asit (genellikle sülfürik asit) ile muamele edilir: H2PO−2 + H+ → H3PO2HPA genellikle %50 sulu çözelti olarak sağlanır.
Susuz asit, suyun basit buharlaştırılmasıyla elde edilemez, çünkü asit kolayca fosfor asidi ve fosforik aside oksitlenir ve ayrıca fosfor asidi ve fosfin ile orantısızdır.
Saf susuz Hipofosfor asit teknik sınıfı, sulu çözeltilerin dietil eter ile sürekli ekstraksiyonu ile oluşturulabilir.

Molekül, fosfor asidininkine benzer şekilde P(═O)H'den P–OH'ye totomerizm gösterir; P(═O) formu güçlü bir şekilde tercih edilir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı genellikle %50 sulu çözelti olarak sağlanır ve düşük sıcaklıklarda (yaklaşık 90°C'ye kadar) ısıtma, fosfor asidi ve hidrojen gazı oluşturmak için su ile reaksiyona girmesini sağlar.
H3PO2 + H2O → H3PO3 + H2

110°C'nin üzerinde ısıtma, hipofosfor asidin fosfor asidi ve fosfin vermek üzere orantısızlaşmasına neden olur.
Fosfonik asit olarak da bilinen hipofosfor asit teknik sınıfı, bir fosfor oksoasittir ve aynı zamanda iyi bir indirgeyici ajan görevi görür.
Hipofosfor asit teknik sınıfı temel olarak suda, dioksin ve alkolde çözünebilen renksiz sulu bir çözeltidir.

Fosfinik asit formülü için aynı olan hipofosfor asit formülü H3PO2'dir, üzerinde yedek yük olmayan nötr bir moleküldür.
Bu nedenle, merkez atom fosforunun oksidasyon sayısı +1'dir ve bu aşağıdaki gibi tanımlanabilir.

Erime noktası: -25 °C
Kaynama noktası: 108 °C (759.8513 mmHg)
Yoğunluk: 20 °C'de 1.206 g/mL (yanar)
buhar basıncı: <17 mmHg ( 20 °C)
Depolama Sıcaklığı: Kısıtlama yok.
pka: pK1 1.1.
Form: higroskopik kristaller veya renksiz yağlı sıvı
Renk: Renksiz
Suda Çözünürlük: ÇÖZÜNÜR
Fiyat: 13,4894
Kararlılık: Kararlı. Güçlü bazlarla uyumsuz. Oksitleyici maddeler, güçlü bazlar, cıva (II) nitrat ve cıva (II) oksit ile şiddetli reaksiyona girer. 100 C'nin üzerinde ısıtmayın.

Tek bağlar yoluyla iki hidrojene ve bir hidroksi grubuna ve bir çift bağ yoluyla bir oksijene kovalent olarak bağlanan tek bir beş değerlikli fosfordan oluşan bir fosfor oksoasittir.
Hipofosfor asit teknik sınıf beyaz kristal bir katıdır.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, suda H2PO2 anyonunu oluşturan monobazik bir asittir.
Sodyum tuzu ve dolayısıyla asit, sarı fosforun sodyum hidroksit çözeltisi ile ısıtılmasıyla hazırlanabilir.
Serbest asit ve tuzları güçlü indirgeyici maddelerdir.

Hipofosfor asit teknik sınıfı su ile her oranda karışabilir ve ticari mukavemeti %30 H3PO2'dir.
Hipofosfitler tıpta kullanılır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, güçlü bir indirgeyici ajandır, örneğin bakır sülfat ile bakır hidrit Cu2H2, hidrojen gazı geliştiren ve ısınma sırasında bakır bırakan kahverengi çökelti oluşturur; gümüş nitrat ile ince bölünmüş gümüş verir; sülfürik asit ile kükürt ve bir miktar hidrojen sülfür verir; sülfürik asit ile yukarıdaki gibi reaksiyona giren sülfürik asit verir; permanganat ile hemen manganez oluşturur.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, metal tuzlarını tekrar dökme metallere indirgemek için kullanılır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, çeşitli geçiş metalleri iyonları (yani: Co, Cu, Ag, Mn, Pt) için etkilidir, ancak en yaygın olarak nikeli azaltmak için kullanılır.
Bu, hipofosfitlerin en büyük endüstriyel uygulaması olan akımsız nikel kaplamanın (Ni-P) temelini oluşturur.

Bu uygulama için esas olarak bir tuz (sodyum hipofosfit) olarak kullanılır.
Hipofosfor asit teknik sınıf beyaz ila sarımsı kristal tozdur.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, kimyasal reaksiyonlarda indirgeyici ajan olarak kullanılır

Hipofosfor asit teknik sınıfı, fosfor asit ve hidrojen peroksitten veya fosfor pentoksit ve sudan sentezlenebilir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, fosforun sülfürik asit ile reaksiyonu veya fosfitin oksidasyonu ile de üretilebilir.
Hipofosfor asit teknik sınıfının sentezi için en yaygın yöntem, fosforun sülfürik asit ile reaksiyonudur.

Bu reaksiyon, teknik sınıf bir Hipofosfor asit ve fosforik asit çözeltisi üretir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, fosfit iyonuna (H2PO2-) bağlı hidrojen iyonunu (H+) içeren kimyasal yapısından dolayı hidrojen fosfit olarak da bilinir.
"Hipofosfor" terimi, fosfor asidinden (H3PO3) daha az oksijen atomuna sahip olduğu gerçeğini ifade eder.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, belirli metallerle uyumludur ve genellikle metal yüzey işlemleri ve akımsız kaplama için kullanılır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, baskılı devre kartı (PCB) üretimi gibi uygulamalarda değerli olan yüzeylerde düzgün ve yapışkan bir metal kaplama sağlayabilir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, elektrik bağlantıları yapmak için elektronik endüstrisi ve korozyon direncini artırmak için parçaları kaplamak için otomotiv endüstrisi gibi hassas metal biriktirme gerektiren endüstrilerde yaygın olarak kullanılmaktadır.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, diğer maddelere elektron bağışlayabildiği redoks (indirgeme-oksidasyon) reaksiyonlarına katılır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, daha yüksek değerlikli metal iyonlarını daha düşük değerlikli durumlara dönüştürmeye yardımcı olan bir indirgeyici ajan olarak işlev görebilir.
Bu özellik, çeşitli kimyasal dönüşümlerde değerlidir.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, zamanla atmosferik oksijen ile reaksiyona girerek fosforik asit (H3PO4) ve su oluşumuna yol açabilir.
Bu nedenle, bu ayrışmayı en aza indirmek için Hipofosfor asit teknik sınıfı hava geçirmez kaplarda saklanmalıdır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, belirli bileşikleri stabilize etme ve karmaşık numunelerde çeşitli metallerin belirlenmesinde olduğu gibi çeşitli analitik yöntemlerde bir indirgeyici ajan olarak hareket etme kabiliyeti nedeniyle analitik kimyada uygulamalar bulur.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, genellikle sulu bir çözelti olarak çeşitli konsantrasyonlarda ticari olarak temin edilebilir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, moleküler formülünü temsil eden ve üç hidrojen atomu, bir fosfor atomu ve iki oksijen atomunun varlığını gösteren H3PO2 olarak yazılabilir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, baryum hipofosfit ve sülfürik asidin reaksiyonu ve baryum sülfatın süzülmesiyle oluşur.

Çözeltinin 80 °C'de vakumda buharlaştırılması ve ardından 0 °C'ye soğutulmasıyla, Hipofosfor asit teknik sınıfı kristalleşir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, çeşitli bilimsel araştırma uygulamalarında kullanılmaktadır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, organik sentezde çok çeşitli organik bileşiklerin hazırlanması için bir reaktif olarak kullanılır.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, polimerlerin ve diğer malzemelerin sentezinde katalizör olarak da kullanılır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, farmasötiklerin hazırlanmasında, özellikle antibiyotiklerin sentezinde de kullanılmıştır.
Ek olarak, hipofosfor asit teknik sınıfı, boyaların, pigmentlerin ve diğer malzemelerin sentezinde kullanılır.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, biyokimyasal ve fizyolojik etkileri açısından incelenmiştir.
Hayvan çalışmalarında, hipofosfor asit teknik sınıfının anti-inflamatuar, anti-oksidan ve anti-tümör özelliklerine sahip olduğu gösterilmiştir.
Hipofosfor asidin teknik sınıfının, bağışıklık sisteminin düzenlenmesinde rol oynayan bir sitokin olan interferon gama üretimini arttırdığı tespit edildiğinden, bağışıklık sistemi üzerinde de bir etkisi olduğu gösterilmiştir.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, laboratuvar deneylerinde kullanım için çeşitli avantajlara sahiptir.
Konsantrasyon, amaçlanan uygulamaya bağlı olarak nispeten seyreltik çözeltilerden daha konsantre formlara kadar değişebilir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı nispeten ucuz bir reaktiftir ve yaygın olarak bulunur.

Hipofosfor asit teknik sınıfı da nispeten kararlıdır ve düşük toksisiteye sahiptir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, yeni farmasötiklerin, boyaların ve pigmentlerin sentezinde kullanılabilir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, polimerler ve nanomalzemeler gibi yeni malzemelerin geliştirilmesinde de kullanılabilir.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, organik sentez için yeni katalizörlerin geliştirilmesinde de kullanılabilir.
Son olarak, Hipofosfor asit teknik sınıfı, gen düzenleme ve gen terapisi gibi yeni biyoteknolojilerin geliştirilmesinde kullanılabilir.
Bununla birlikte, laboratuvar deneylerinde kullanımında bazı sınırlamalar vardır.

Hipofosfor asit teknik sınıfı güçlü bir asittir ve aşındırıcı olabilir, bu nedenle dikkatli kullanılmalıdır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı aynı zamanda oldukça reaktif bir reaktiftir ve diğer bileşiklerle reaksiyona girebilir, bu nedenle dikkatli kullanılmalıdır.
Hipofosfor asit teknik sınıfının kullanımı için gelecekteki birkaç potansiyel yön vardır.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, fosfinik asit, hidroksi-fosfan, okso-fosfinöz asit ve okso-fosfanol olarak da bilinir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, monobazik karaktere sahip bir hidroksi fosfin oksittir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, alkol, dioksan ve suda yüksek oranda çözünür olan düşük erime noktasına ve renksiz bir bileşiğe sahiptir.

Hipofosfor asit teknik sınıfı büyük ölçüde sodyum hipofosfitten üretilmiştir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, bakır, cıva ve gümüşü azaltmak ve niyobyum, arsenik ve tantal gibi safsızlıkları doğrulamak için indirgeyici bir ajan olarak kullanılır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, ilaçlarda esterleşme reaksiyonları sırasında katalizör olarak da kullanılır.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, boya ve kaplama endüstrisinde renk giderici veya ağartıcı bir madde olarak kullanılır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, aren-diazonyum tuzlarını azaltmak için de kullanılır.

Bununla birlikte, Hipofosfor asit teknik sınıfı gözlere ve cilde nüfuz edebilir ve temas halinde kabarcıklara ve iltihaplanmaya neden olabilir.
Bu nedenle, Hipofosfor asit teknik sınıfı ile ilişkili sağlık riskleri nedeniyle, üretim ve tüketiminin sınırlı olması ve tahmin döneminde pazarın büyümesini kısıtlaması beklenmektedir.

Hazırlama yöntemi:
Fosfor ve baryum hidroksit çözeltisi ısıtılır, baryum tuzu Ba (H2PO2) 2 • 2H2O üretebilir, Hipofosfor asit teknik sınıf baryum çözeltisine sülfürik asit eklenir, Ba2+ çökeltebilir:
Ba(H2PO2)2+H2SO4=BaSO4+2H3PO2
Hipofosfor asit, düşük basınç ve düşük sıcaklıkta kristalizasyon altında buharlaştırılarak elde edilebilir.

Bu işlem nedeniyle, baryum tuzunun çözünürlüğü küçüktür, bu nedenle elde edilen Hipofosfor asit teknik derecesinin konsantrasyonu yüksek değildir, endüstriyel ürün yeniden kristalleştirme ile saflaştırılmalıdır.
Baryum oksit (veya kireç) ve beyaz fosfor çözeltisi, ikincil baryum fosfat (veya kalsiyum) oluşturmak için birlikte ısıtılır ve daha sonra sülfürik asit ile reaksiyona girer, süzülür, ürün elde etmek için konsantre edilir veya sodyum hipofosfit çözeltisi H-tipi iyon değişim reçinesi ürünü türetebilir.
Bu yöntem büyük miktarda reçine gerektirir ve reçine rejenerasyonu ve yıkama aşaması zahmetlidir, genellikle pound başına 7 dolardan fazlaya mal olur, yalnızca küçük seri üretim için uygundur ve büyük ölçekli endüstriyel uygulamalar için uygun değildir.

Hipofosfor asit teknik sınıfı elektrodiyaliz yöntemi ile hazırlanır, burada elektrodiyaliz hücresi üç kısma ayrılır, bunlar anot odası, hammadde odası ve katot odasıdır, ara ürün anyonik membran ve katyonik membran ile ayrılır, iki membran arasına sodyum hipofosfit çözeltisi yerleştirilir (100g/L~500g/L konsantrasyonu), anot odası Hipofosforöz asit teknik sınıf 5g/L'nin seyreltik çözeltisidir, anot odası seyreltik sodyum hidroksit çözeltisidir (5g / L), DC kutupları arasında (3V ~ 36V) geçirilir, anot oksijeni serbest bırakır ve Hipofosfor asit teknik derecesinin ikincil ürününü üretir; Katot hidrojen yayar ve sodyum hidroksitin ikincil ürününü üretir, reaksiyon süresi 3 ~ 21 saattir.

Anot odası ve katot odasının reaksiyonları aşağıdaki gibidir:
anot odası: H2O == H ++ OH-2OH -== O2 + 2H2O + 4eH ++ H2PO2 - == H3PO2
katot odası: H2O == H ++ OH-2H ++ 2e == H2Na ++ OH - == NaOH

Elektrodiyaliz hazırlama yöntemi Hipofosfor asit teknik sınıfı basittir ve ekipman yatırımı küçüktür, seri üretime uygundur.
Hipofosfor asit teknik derecesinin kalite göstergelerini etkileyen endüstriyel sınıf sodyum hipofosfit, Cl-, SO42-anyonlarından başlayarak çökeltme ile uzaklaştırılır, ağır metal iyonları sülfür oluşturarak çözeltiden uzaklaştırılır ve daha sonra sodyum ikincil fosfat elde etmek için güçlü asit katyon değişim reçinesi kullanılarak yüksek saflıkta ürün elde edilebilir.

İşlem, yüksek dereceli ikincil fosfat üretebilir, teknik olarak uygulanabilir, işlem basit, kolay kullanım, iyi ürün kalitesi, elektronik endüstrisinin, savunma sanayinin ve diğer yüksek teknoloji alanlarının ihtiyaçlarını karşılayabilir.
Endüstriyel Sodyum Hipofosfitten Hipofosfor asit teknik sınıfı Üretim Sürecidir.
İyon değiştirici reçine yöntemi: su ile ıslatılmış yaklaşık 70 g katyon değişim reçinesi, su ile iyice yıkandıktan sonra, yaklaşık 15 dakika dolaşan 5 mol / L hidroklorik asit içeren bir cam tüpe paketlenir, yüksek saflıkta sulu sodyum hipofosfit sulu çözeltisi (15 g / 60 ml H2O) içinden akar, reçine kolonu ilk önce 50 ml ile yıkanır, Daha sonra 25 RNL damıtılmış su ile yıkanır.

Atık asit ve yıkama birleştirilir, su banyosunda buharlaştırılarak konsantre edilir.
Konsantre asit, hipofosfor asit ürünü elde etmek için dehidrasyon, soğutma ve kristalizasyon, filtrasyon, yeniden kristalleştirme için P205 kurutucu ile yüksek vakuma yerleştirilir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı çeşitli yöntemlerle hazırlanabilir:

Beyaz fosforun kalsiyum hidroksit ile kaynatılması:
P4 + 4Ca(OH)2 + 8H2O → 4Ca(H2PO2)2 + 4H2
Kalsiyum tuzu suda çözünür.

Sülfürik asit ile muamele verirhipofosfor asit:
(H2PO2)2Ca + H2SO4 → 2H3PO2 + CaSO4
Ürün karışımı, çözünmeyen CaSO4'ü uzaklaştırmak için süzülür.

Hipofosfor asidin sulu çözeltisi, indirgenmiş basınç altında konsantre edilir. Kalsiyum hidroksit yerine konsantre barita suyu kullanılabilir.
Sodyum hipofosfiti işleyerek, NaH2PO2bir iyon değişim reçinesi ile. Sodyum tuzu, beyaz fosforun yukarıdaki (1)'e benzer bir reaksiyon olan bir sodyum hidroksit çözeltisi ile kaynatılmasıyla üretilebilir.
PH3 + 2I2 + 2H2O → H3PO2 + 4HI

Yukarıdaki yöntem, beyaz fosforun bir alkali ile ısıtılmasını içerenden daha güvenli kabul edilebilir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı 50 ° C'nin altında saklanmalıdır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı ticari olarak çeşitli konsantrasyonlarda sulu bir çözelti olarak satılmaktadır.

Üretim yöntemi:
İyon değiştirici reçine yöntemi: bir cam tüpe doldurmak için yaklaşık 70 g suda çözünür katyon değişim reçinesi koyulur.
5 mol/L hidroklorik asit ile yaklaşık 15 dakika dolaştırın ve suyla yeterince yıkanır.
Reçine kolonundan akması için yüksek sulu sodyum hipofosfit çözeltisine (15 g / 60 ml H2O) sahip olun, ardından önce 50 ml su ile yıkanır ve ardından 25 rnl damıtılmış su ile durulanır.

Atık asit ve yıkamalar birleştirildi ve bir su banyosunda buharlaştırılarak konsantre edildi.
Konsantre asit, dehidrasyon için yüksek vakumlu, P205 kurutucuya gönderilir, ardından hipofosfor asidin bitmiş ürününü elde etmek için soğutma kristalizasyonu, filtrasyon ve yeniden kristalleştirme yapılır.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, baryum hipofosfit ve sülfürik asidin reaksiyonu ve baryum sülfatın süzülmesiyle oluşur.
Çözeltinin 80 °C'de vakumda buharlaştırılması ve ardından 0 °C'ye soğutulmasıyla, Hipofosfor asit teknik sınıfı kristalleşir.

Kullanımlar:
Hipofosfor asit teknik sınıfı, akımsız kaplama için indirgeyici ajan olarak kullanılır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, fosforik asit reçinesinin renginin solmasını önlemek için kullanılabilir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, akımsız kaplama için indirgeyici ajan olarak kullanılır.

Fosforik asit reçinesinin renginin solmasını önlemek için hipofosfor asit teknik sınıfı kullanılabilir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, soğutucu akışkan olan esterleştirme katalizörü olarak kullanılır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, hipofosfit üretmek için kullanılır, sodyum tuzları, manganez tuzları, demir tuzları genellikle besleyici maddeler olarak kullanılır.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, elektrik akımına ihtiyaç duymadan çeşitli yüzeylere bir nikel tabakasının birikmesine yardımcı olduğu akımsız nikel kaplamada kullanılır.
Bu işlem, elektronik ve otomotiv üretimi gibi endüstrilerde yaygın olarak kullanılmaktadır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, oksijen ekipmanı ve boru hatlarını aşındırabileceğinden, endüstriyel uygulamalarda çözünmüş oksijeni sudan uzaklaştırmak için kullanılır.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, poliamidler (naylon) ve poliüretanlar gibi belirli polimerlerin üretiminde indirgeyici ajan olarak kullanılır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, bazı farmasötik bileşiklerin sentezinde kullanılabilir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı (ve tuzları), metal tuzlarını tekrar dökme metallere indirgemek için kullanılır.

Ayrıca, farmasötiklerin formülasyonunda, polimerlerin renginin solmasında, su arıtımında ve değerli veya demir dışı metallerin alınmasında Hipofosfor asit teknik sınıfı kullanılır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı tıpta ve indirgeyici ajan olarak, arsenik, tellür tayini ve tantal, niyobyum ve diğer reaktiflerin ayrılmasında kullanılır.
Hipofosfor asit teknik sınıf güçlü indirgeyici ajandır, sodyum hipofosfit, kalsiyum fosfat ve diğer hipofosfitlerin hazırlanmasında kullanılabilir.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, kaplama banyosu, İlaçlar, indirgeyici ajan, genel reaktifler için kullanılabilir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı güçlü indirgeyici ajandır, sodyum hipofosfit, kalsiyum fosfat ve diğer hipofosfit yapımında kullanılabilir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, indirgeyici ajan olarak yaygın olarak kullanılır, Ag, Cu, Ni, Hg ve diğer metaller, As, Nb, Ta ve diğer reaktiflerin doğrulanması için karşılık gelen metale indirgenir, Na, K, Ca, Mn, Fe ve diğer hipofosfit türlerinin hazırlanması için kullanılabilir.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, esterleşme katalizörü, soğutucu akışkan olarak kullanılır;
Hipofosfor asit teknik sınıfı, hipofosfit üretmek için kullanılır, sodyum tuzları, manganez tuzları, demir tuzları genellikle besleyici maddeler olarak kullanılır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı tıpta ve indirgeyici ajan olarak, arsenik, tellür tayini ve tantal, niyobyum ve diğer reaktiflerin ayrılmasında kullanılır.

Hipofosfor asit teknik sınıf güçlü indirgeyici ajandır, sodyum hipofosfit, kalsiyum fosfat ve diğer hipofosfitlerin hazırlanmasında kullanılabilir.
Kaplama banyosu için hipofosfor asit teknik sınıfı kullanılabilir. Ilaç. indirgeyici ajan. genel reaktifler.
Hipofosfor asit teknik sınıfı güçlü indirgeyici ajandır, sodyum hipofosfit, kalsiyum fosfat ve diğer hipofosfit yapımında kullanılabilir.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, indirgeyici ajan olarak yaygın olarak kullanılır, Ag, Cu, Ni, Hg ve diğer metaller, As, Nb, Ta ve diğer reaktiflerin doğrulanması için karşılık gelen metale indirgenir, Na, K, Ca, Mn, Fe ve diğer hipofosfit türlerinin hazırlanması için kullanılabilir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, öncelikle akımsız nikel kaplama için kullanılır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, arenediazonyum tuzlarının indirgenmesinde rol oynar.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, Fischer esterifikasyon reaksiyonlarında bir katkı maddesi görevi görür.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, nötralize edici bir ajan, antioksidan, polimerizasyon ve poli kondenzasyonda katalizör ve ıslatıcı ajan olarak hizmet eder.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, farmasötiklerin formülasyonunda, polimerlerin renginin solmasında, su arıtımında ve değerli veya demir dışı metallerin geri alınmasında kullanılır.

Buna ek olarak, Hipofosfor asit teknik sınıfı, plastikler, sentetik elyaflar, renk giderici ajanlar için ağartma ajanları ve kimyasalların ve çeşitli plastiklerin üretimi sırasında renk stabilizasyonu için kullanılır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, metal tuzlarını tekrar dökme metallere indirgemek için kullanılır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, çeşitli geçiş metalleri iyonları (yani: Co, Cu, Ag, Mn, Pt) için etkilidir, ancak en yaygın olarak nikeli azaltmak için kullanılır.

Bu, hipofosfitlerin en büyük endüstriyel uygulaması olan akımsız nikel kaplamanın (Ni-P) temelini oluşturur.
Bu uygulama için, hipofosfor asit teknik sınıfı esas olarak bir tuz (sodyum hipofosfit) olarak kullanılır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, çeşitli geçiş metalleri iyonları (yani: Co, Cu, Ag, Mn, Pt) için etkilidir, ancak en yaygın olarak nikeli azaltmak için kullanılır.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, metal iyonlarını daha yüksek oksidasyon durumlarından daha düşük oksidasyon durumlarına indirgeyebilir, bu da onu metallerin saflaştırılmasını, çözeltilerden metal geri kazanımını ve metal komplekslerinin sentezini içeren işlemlerde değerli kılar.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, çeşitli kimyasal işlemlerde indirgeyici ajan olarak yaygın olarak kullanılır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, metal iyonlarını temel hallerine indirgeyebilir.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, metal iyonlarını azaltmaya ve metal kaplamaların yüzeylerde birikmesini kolaylaştırmaya yardımcı olduğu akımsız nikel kaplama banyolarında önemli bir bileşendir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, tekstil endüstrisinde belirli boyaların imalatında ağartma ve indirgeyici maddeler için kullanılmaktadır.
Su arıtma proseslerinde hipofosfor asit teknik sınıfı kullanılabilir.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, bazı organik bileşiklerin sentezinde kullanılır.
Organik ve inorganik sentezde, belirli bileşikleri azaltmak veya stabilize etmek için Hipofosfor asit teknik sınıfı kullanılır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, farmasötikler de dahil olmak üzere çeşitli kimyasalların sentezinde bir bileşen olabilir.

Analitik kimya tekniklerinde hipofosfor asit teknik sınıfından yararlanılır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, özellikle kolorimetrik ve titrimetrik analiz yöntemlerinde, tespit edilmelerini ve miktar tayinlerini kolaylaştırmak için metal iyonlarını azaltabilir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, poliamidler (yaygın olarak naylon olarak bilinir) ve poliüretanlar gibi belirli polimerlerin üretiminde indirgeyici ajan olarak kullanılır.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, fotoğrafları stabilize etmek ve geliştirmek için indirgeyici bir ajan olarak kullanıldı.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, metal katmanları yüzeylerden seçici olarak çıkarmak ve istenen desenleri veya tasarımları geride bırakmak için kimyasal aşındırma işlemlerinde kullanılabilir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı ve tuzları, hidrojenasyon ve dehidrojenasyon reaksiyonları dahil olmak üzere çeşitli kimyasal reaksiyonlarda katalizör görevi görebilir.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, tekstil endüstrisindeki bazı boyama ve baskı işlemlerinde kullanılmaktadır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, öncelikle akımsız nikel kaplama için kullanılır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, arenediazonyum tuzlarının indirgenmesinde rol oynar.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, Fischer esterifikasyon reaksiyonlarında bir katkı maddesi görevi görür.
Ayrıca nötralize edici ajan, antioksidan, polimerizasyon ve poli yoğunlaşmada katalizör ve ıslatıcı ajan olarak hizmet eder.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, kimyasal işlemlerde indirgeyici ajan olarak yaygın olarak kullanılmaktadır.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, metal iyonlarını temel hallerine etkili bir şekilde indirgeyebilir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, akımsız nikel kaplama banyolarında önemli bir bileşendir.
Asit, harici bir güç kaynağına ihtiyaç duymadan yüzeylerde ince, homojen bir nikel tabakasının birikmesini kolaylaştıran bir indirgeyici ajan görevi görür.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, tekstil endüstrisinde belirli boya ve kumaşların üretiminde indirgeyici ajan ve ağartma ajanı olarak kullanılmaktadır.
Bazı durumlarda, indirgeyici özellikleri nedeniyle su arıtma işlemlerinde hipofosfor asit teknik sınıfı kullanılır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, farmasötik ara ürünler de dahil olmak üzere çeşitli organik bileşiklerin sentezinde kullanılır.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, fotoğraf endüstrisinde belirli fotoğraf kimyasallarının üretimi için kullanılır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, özel kimyasalların ve ara ürünlerin sentezinde kullanılır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, belirli kimyasal reaksiyonlarda katalizör olarak kullanılır.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, polimerizasyon reaksiyonlarında ve polimerlerin üretiminde rol oynar.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, analitik kimyada spesifik indirgeme reaksiyonları için kullanılabilir.
Bu, hipofosfitlerin en büyük endüstriyel uygulaması olan akımsız nikel kaplamanın (Ni-P) temelini oluşturur.

Bu uygulama için, hipofosfor asit teknik sınıfı esas olarak bir tuz (sodyum hipofosfit) olarak kullanılır.
Hipofosfor asit teknik sınıfının birincil uygulamalarından biri, harici bir elektrik akımına ihtiyaç duymadan metal kaplamaları (tipik olarak nikel) çeşitli yüzeylere biriktirmek için kullanıldığı akımsız kaplamadır.
Bu işlem, elektronik gibi endüstrilerde çok önemlidir, PCB üretimi için hipofosfor asit teknik sınıfının kullanıldığı yerler, ve otomotiv endüstrisinde bileşenleri korozyona dayanıklı metal katmanlarla kaplamak için.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, farmasötiklerin formülasyonunda, polimerlerin renginin solmasında, su arıtımında, değerli veya demir dışı metallerin geri alınmasında kullanılır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, akımsız kaplama, yani metal filmlerin çözeltiden biriktirilmesi için ana kullanımdır.
Organik kimyada, H3PO2 en çok arenediazonyum tuzlarının indirgenmesinde kullanımları ile bilinir ve ArN2+'yı Ar-H'ye dönüştürür.

Teknik sınıf konsantre bir Hipofosfor asit çözeltisi içinde diazotize edildiğinde, bir amin ikame edicisi, seçici olarak alkil aminler üzerinde arenlerden çıkarılabilir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, çözünmüş oksijeni sudan uzaklaştırmak için su arıtımında kullanılır.

Hipofosfor asit teknik sınıfı, fosfat ve fosfonat, indirgeyici ajan, naylon beyazlatıcı ajan ve antioksidan, plastikler için stabilizatör, organo-fosforlu pestisit ara maddesi ve kimyasal reaktifin hammaddesi olarak kullanılabilir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı, tarımsal kültür endüstrisinde gübre katkı maddesi olarak da kullanılabilir.

Toksisite:
Hipofosfor asit teknik sınıfı yanıcı değildir.
Ancak delik H ajanı ile temas ettiğinde yangına neden olur. Oksitleyici ajanla karşılaştığında şiddetli reaksiyon ve yanma devam edebilir.
Hipofosfor asit teknik sınıfı yüksek dereceye kadar ısıtıldığında, oldukça toksik fosfin gazına ayrışabilir ve hatta patlayabilir.

Hipofosfor asit teknik sınıfı aşındırıcıdır.
Hipofosfor asit teknik sınıfı genellikle alkolsüz içeceklere eklenir ve emilmediği için kullanılır.
Hipofosfor asit teknik sınıf göze sıçrar veya cilde temas eder, yıkamak için bol su kullanılır.

Üretim operatörleri koruyucu giysi ve diğer koruyucu giysiler giymelidir.
Üretim ekipmanları sızdırmaz hale getirilmeli, atölye iyi havalandırılmalıdır.

Sağlık tehlikesi:
ZEHİRLİ; Solunması, yutulması veya malzeme ile cilt teması ciddi yaralanmalara veya ölüme neden olabilir.
Erimiş madde ile temas, ciltte ve gözlerde ciddi yanıklara neden olabilir.
Temas veya inhalasyonun etkileri gecikebilir.

Yangın tahriş edici, aşındırıcı ve/veya zehirli gazlar üretebilir.
Yangın kontrolünden veya seyreltme suyundan gelen akış aşındırıcı ve/veya toksik olabilir ve kirliliğe neden olabilir.

Yangın tehlikesi:
Yanıcı olmayan maddenin kendisi yanmaz, ancak ısıtıldığında aşındırıcı ve/veya toksik dumanlar üretmek için ayrışabilir.
Bazıları oksitleyicidir ve yanıcı maddeleri (ahşap, kağıt, yağ, giysi vb.) tutuşturabilir.
Metallerle temas yanıcı hidrojen gazı geliştirebilir.
HİPROMELLOZ
Hipromelloz, hem hidroksipropil hem de metil gruplarının eter bağları ile selülozun susuz glikoz halkasına bağlandığı metilselülozun bir propilen glikol eteridir.
Hipromelloz, alkali ve propilen oksitin etkisiyle metil selülozdan sentezlenir.
Hipromelloz, hem metoksi hem de hidroksipropil gruplarını içeren selülozun suda çözünür bir eter türevidir.

CAS Numarası: 9004-65-3
EC Numarası: 618-389-6
Moleküler Formül: C3H7O
Molar Kütle: 59.08708

Eş anlamlılar: SIS17, 2374313-54-7, N'-Heksadesiltiyofen-2-karbohidrazit, SIS-17, CHEMBL4777961, Hidroksipropil metil selüloz, C21H38N2OS, SIS 17; SIS17, DTXSID701238689, BCP31156, EX-A6309, ZUD31354, BDBM50565135, MFCD32201127, s6687, AKOS037649020, BS-16273, HY-128918, CS-0102230, D70091, 2 -Tiyofenkarboksilik asit, 2-heksadesilhidrazit, 2-hidroksipropil Metil Eter Selüloz, Karbonhidrat Sakızı, Selüloz, 2-hidroksipropil Metil Eter, Selüloz, 2-hidroksipropil Metil Eter, Hidroksipropil Metilselüloz, Hidroksipropil Metilselüloz, Hidroksipropil Metilselüloz 2208, Hidroksipropil Metilselüloz 2906, Hidroksipropil Metilselüloz 2910, Hipromelloz, Metil Hidroksipropil Selüloz

Hipromelloz, hidroksil gruplarının, selüloz halkasında bulunan üç hidroksil grubundan bir veya daha fazlasıyla ikame edildiği selüloz eterler grubuna aittir.

Hipromelloz, küçük bileşen olarak hidroksipropil gruplarıyla ikame derecesi 1.08 ila 1.83'tür.
Hipromelloz beyazdan kirli beyaza kadar lifli toz veya granüllerdir.

Hipromelloz suda ve bazı organik çözücülerde çözünür.
Hipromelloz etanolde çözünmez, sulu çözelti yüzey aktivitesine sahiptir, kuruduktan sonra ince bir film oluşturur ve ısıtma ve soğutma yoluyla soldan jele tersinir bir geçişe uğrar.

Hipromelloz, selülozdan türetilen suda çözünür polimerlerdir.
Hipromelloz tipik olarak koyulaştırıcılar, bağlayıcılar, film oluşturucular ve su tutma maddeleri olarak kullanılır.
Hipromelloz ayrıca süspansiyon yardımcıları, yüzey aktif maddeler, yağlayıcılar, koruyucu kolloidler ve emülgatörler olarak da işlev görür.

Ayrıca Hipromelloz polimerlerinin çözeltileri termal olarak jelleşir.
Bu polimerler, odun veya pamuk selüloz liflerinin, kostik soda varlığında propilen oksit ve metil klorür ile reaksiyona sokulmasıyla hazırlanır.

Hipromelloz %28-30 metoksil içeriğine ve %7-12 hidroksipropoksil içeriğine sahiptir.
Hipromellozun kısaltması olan Hipromelloz (INN), göz damlalarında kullanılan yarı sentetik, inert, viskoelastik bir polimerdir ve ayrıca çeşitli ticari ürünlerde bulunan ağızdan alınan ilaçlarda yardımcı ve kontrollü dağıtım bileşenidir.

Bir gıda katkı maddesi olarak Hipromelloz, bir emülgatör, koyulaştırıcı ve süspansiyon maddesidir ve hayvansal jelatine bir alternatiftir.
Hipromelloz'un Codex Alimentarius kodu (E numarası) E464'tür.

Hipromelloz, çoğu takviye kapsülünün yapıldığı malzemedir.
Hipromelloz berrak, tatsız, vejetaryen ve veganlara uygun bir malzemedir.
Hipromelloz normalde odun hamurundan ekstraksiyon yoluyla yapılır.

Elbette takviye kapsüllerinin yapılabileceği pek çok başka malzeme de var.
Hipromelloz açık ara en yaygın olanıdır, ancak sığır jelatin kapsülleri hala ara sıra kullanılmaktadır veya tapyoka ekstraktından yapılan pullulan gibi daha sıra dışı seçenekler de vardır.

Bir zamanlar neredeyse tüm vitamin kapsülleri sığır jelatininden yapılıyordu.
Vejetaryenlik ve sürdürülebilirlik daha popüler hale geldikçe pazar eğilimleri jelatin bazlı kapsüllerden uzaklaştı.

Bugün Birleşik Krallık ve Avrupa pazarındaki çoğu takviye ürünü Hipromellozdan yapılacaktır.
Sığır jelatini yalnızca çok düşük maliyetli ürünlerde veya Hipromellozun kolajen kapsülü gibi vejetaryen olmamasının önemli olmayacağı ürünlerde kullanılma eğilimindedir.

Hipromelloz, kozmetik ve kişisel bakım ürünlerinde oldukça popüler olan sentetik bir polimerdir.
Hipromelloz, formülasyonlarda koyulaştırıcı, emülgatör ve stabilizatör görevi gören çok yönlü bir bileşendir.

Hipromelloz, losyonlar, kremler ve jeller gibi ürünlerin doku ve akış özelliklerinin iyileştirilmesine yardımcı olabilir.
Hipromelloz ayrıca aktif bileşenlerin salınımını da kontrol eder ve film oluşturucu bir madde olarak görev yaparak cildi çevresel stres faktörlerinden korur.

Ham formunda Hipromelloz, soğuk suda çözünen ancak organik çözücülerde çözünmeyen, beyaz ila kirli beyaz, kokusuz bir toz veya granül olarak görünür.
Hipromellozun kimyasal formülü C56H108O30'dur.

Hipromelloz, metil selüloz, hidroksipropil ve metilden oluşan propilen glikol eterinin, eter bağıyla susuz glikoz halkasıyla birleşmesidir.
Hipromelloz beyaz veya soluk beyaz selüloz tozu veya parçacıklarıdır.

Hipromellozun farklı ürün türleri vardır, metoksi ve hidroksipropil içerik oranı farklıdır.
Hipromelloz beyaz veya gri lifli toz veya parçacıklardır.
Hipromelloz suda ve bazı organik çözücülerde çözünür, etanolde çözünmez.

Sulu çözeltinin bir yüzey aktivitesi vardır; kuruduktan sonra film oluşumu, ısıtılması ve soğutulması, ardından soldan jele geri dönüşümlü dönüşüm.

Hipromelloz kokusuz ve tatsız, beyaz veya kremsi beyaz lifli veya granüler bir tozdur.
Hipromelloz suda çözünür (10 mg/ml).

Ancak Hipromellozun suda çözünmeden önce çalkalanarak parçacıkların iyice dağılması çok önemlidir.
Aksi takdirde, iç parçacıkların etrafında toplanıp jelatinimsi bir zar oluşturarak bunların tamamen ıslanmasını önleyeceklerdir.

Hipromelloz çözeltilerini hazırlamak için yaygın olarak kullanılan dört dispersiyon tekniği vardır:
Sıcak suda dispersiyon, kuru harmanlama, solvent olmayan ortamda dispersiyon ve yüzey işlemine tabi tutulmuş tozların dispersiyonu.

Hipromelloz, selülozdan türetilen suda çözünür bir polimerdir.
Bu polisakkarit suda çözündüğünde kolloidler oluşturur.

Hipromelloz, doğal maddelerden yapay olarak üretilen bir hidrokolloiddir.
Hipromelloz %28-30 metoksil içeriğinden ve %7-12 hidroksipropoksil içeriğinden oluşur.

Hipromelloz, hidroksil gruplarının, selüloz halkasında bulunan üç hidroksil grubundan bir veya daha fazlasıyla ikame edildiği selüloz eterler grubuna aittir.
Hipromelloz hidrofilik (suda çözünür), biyolojik olarak parçalanabilen ve biyouyumlu bir polimer olup ilaç dağıtımı, boyalar ve boyalar, kozmetikler, yapıştırıcılar, kaplamalar, tarım ve tekstil alanlarında geniş bir uygulama alanına sahiptir.

Hipromelloz ayrıca polar organik solventlerde de çözünür, bu da Hipromellozun hem sulu hem de susuz solventlerde kullanılmasını mümkün kılar.
Hipromelloz, hem sıcak hem de soğuk organik çözücülerde çözünürlüğe sahip benzersiz çözünürlük özelliklerine sahiptir.

Hipromelloz, diğer metil selüloz muadillerine kıyasla arttırılmış organo-çözünürlük ve termo-plastisiteye sahiptir.
Hipromelloz, 75-90oC jelleşme sıcaklığında ısıtıldığında jel oluşturur.

Hidroksil propil grubunun molar sübstitüsyonunun azaltılmasıyla cam geçiş sıcaklığı 40oC'ye düşürülebilir.
Hipromelloz sulu çözeltiden esnek ve şeffaf filmler oluşturur.

Hipromelloz filmleri genellikle kokusuz ve tatsızdır ve yağ migrasyonuna karşı dirençleri nedeniyle patates kızartması gibi kızartılmış ürünlerden yağ emiliminin azaltılmasında etkili bir şekilde kullanılabilir.
Hipromelloz, gıda endüstrisinde stabilizatör, emülgatör, koruyucu kolloid ve koyulaştırıcı olarak yaygın olarak kullanılmaktadır.

Hipromelloz, orta mukavemetli, orta derecede nem ve oksijen bariyeri özelliklerine, elastikiyete, şeffaflığa, yağ ve katı yağlara karşı dirence sahip kaplamalar için hammadde olarak kullanılır.
Hipromelloz ayrıca bir tablet bağlayıcı olarak ve uzun süreli salınım için bir tablet matrisi olarak da kullanılır.

Hipromellozun biyomedikal alanda potansiyel uygulaması, mükemmel biyouyumluluğu ve düşük toksisitesi nedeniyle hem bilim adamlarının hem de akademisyenlerin büyük ilgisini çekmiştir.

Biyopolimer kompozitler, işlenmesi kolay, doğa dostu ve daha iyi özellikler sunması nedeniyle çok umut verici malzemelerdir.
Biyobozunur bir polimer olan hipromelloz, biyokompozitlerin hazırlanmasında da kullanılmıştır.

Hidroksipropilmetilselüloz aynı zamanda "HPMC" kısaltmasıyla da bilinir.
Hipromelloz selülozdan üretilir.

Hipromelloz, hem emülsiyonları stabilize etmek hem de kullanıldığı formülasyonları koyulaştırmak için kullanılan yardımcı bir polimer maddedir.
Hipromelloz, temizlik ürünlerinde kullanıldığında köpüğü stabilize edebilir.

Hipromelloz, saç bakım ürünlerinde elektriklenmeyi önleyerek ve ayrıca saç tellerini koruyan bir film tabakası oluşturarak bakım sağlar.
Hipromelloz, kozmetik ürün formülasyonlarında emülsiyonların stabilizasyonunda ve akışkanlığının sağlanmasında yardımcı bir maddedir.

Hipromelloz kullanır:
Hipromelloz, selülozdan türetilen suda çözünür polimerlerdir.
Hipromelloz tipik olarak koyulaştırıcılar, bağlayıcılar, film oluşturucular ve su tutma maddeleri olarak kullanılır.

Hipromelloz ayrıca süspansiyon yardımcıları, yüzey aktif maddeler, yağlayıcılar, koruyucu kolloidler ve emülgatörler olarak da işlev görür.
Ayrıca bu polimerlerin çözeltileri termal olarak jelleşir.
Hipromellozun birçok mükemmel özelliği vardır.

Hipromelloz, propilen oksit ve metil klorürün alkali selüloz ile reaksiyonundan oluşan bir zamktır.
Hipromelloz, ısıtma sırasında sıcaklık arttıkça jelleşecek ve soğutma sonrasında sıvılaşacaktır.

Hipromelloz sıcaklığı 60°C ila 90°C arasında değişir ve yarı sert ila yumuşak jeller oluşturur.
Hipromelloz, unlu mamullerde, soslarda, panelenmiş yiyeceklerde ve salata sosu karışımında sinerez kontrolü, doku ve sıcak viskozite sağlamak için kullanılır.

Hipromellozun kullanım düzeyi %0,05 ile 1,0 arasında değişmektedir.
Hipromelloz oftalmik yağlayıcı, emülgatör ve koyulaştırıcı ve süspansiyon maddesi olarak kullanılır.

Hipromelloz, farmasötik formülasyonlarda yardımcı madde olarak yaygın şekilde kullanılır.
Hipromelloz bir gıda katkı maddesi görevi görür.

Hipromelloz'un göz damlaları, göz kuruluğunu ve ağrısını gidermek için kullanılan yapay gözyaşı olarak bilinir.
Hipromelloz, gıdalarda emülgatör, film oluşturucu, koruyucu kolloid, stabilizatör, süspansiyon maddesi veya koyulaştırıcı olarak çeşitli alanlarda uygulama alanı bulur.

Hipromelloz farmasötik yardımcıdır (süspansiyon maddesi; tablet yardımcı maddesi; demulcent; viskozite arttırıcı madde); İlaç dağıtım sistemlerinde hidrofilik taşıyıcı.
Hipromelloz yapıştırıcılarda, asfalt emülsiyonlarında, kalafat bileşimlerinde, fayans harçlarında, plastik karışımlarda, çimentolarda, boyalarda kullanılır.

Hipromelloz, Hipromelloz uygulamalarının bazı örnekleri aşağıda sunulmaktadır:

Gıda endüstrisi:
Hipromelloz, diğerlerinin yanı sıra bir bağlayıcı olarak, gıdalarda kalorisiz bir hacim arttırıcı madde olarak, yağın yerine geçen emülsiyonların ve köpüklerin stabilizatörleridir.

İlaç endüstrisi:
Hipromelloz, diğerlerinin yanı sıra, dağıtıcı ve koyulaştırıcı madde, tabletlerin film kaplaması, ilaç preparasyonları olarak kullanılır.

Kozmetik endüstrisi:
Hipromelloz diğerlerinin yanı sıra saç şampuanı, göz makyajı, cilt bakımı preparatlarında kullanılır.

Belirteçler:
Hipromelloz, yapay gözyaşı olarak bilinen ilaç grubuna aittir.
Hipromelloz, gözyaşı akışının azalmasından kaynaklanan kuruluk ve tahrişi gidermek için kullanılır.

Hipromelloz bazı göz hastalıklarında gözün zarar görmesini önlemeye yardımcı olur.
Hipromelloz ayrıca sert kontak lensleri ve yapay gözleri nemlendirmek için de kullanılabilir.
Ayrıca bazı göz muayenelerinde Hipromelloz da kullanılabilir.

Tam tahıllı ekmeklerde kullanımı:
Tarımsal Araştırma Servisi bilim adamları, bitkiden elde edilen Hipromellozu, yulaf ve diğer tahıl ekmeklerinin yapımında glüten yerine kullanmayı araştırıyorlar.
Buğday, çavdar ve arpada bulunan gluten yulaf ve diğer tahıllarda yoktur (ya da eser miktarda bulunur).
Gluten gibi Hipromelloz da ekmek hamurunda mayanın oluşturduğu hava kabarcıklarını yakalayarak ekmeğin kabarmasına neden olabilir.

İnşaat malzemelerinde kullanım:
Hipromelloz öncelikle fayans yapıştırıcıları gibi inşaat malzemelerinde ve Hipromellozun reoloji değiştirici ve su tutma maddesi olarak kullanıldığı sıvalarda kullanılır.
Fonksiyonel olarak Hipromelloz HEMC'ye (hidroksi etil metil selüloz) çok benzer.

Uygulamalar Hipromelloz:

Hipromelloz kullanılmıştır:
Hipromelloz, basılabilir mürekkebin hazırlanmasında viskozite değiştirici olarak kullanılır.
Hipromelloz, hidroksiapatit (HAP) süspansiyonunun hazırlanmasında viskozite artırıcı olarak kullanılır.
Hipromelloz kompozit jellerin hazırlanmasında kullanılır.

Hipromelloz, sulu ve susuz sistemler için koyulaştırıcı, yağa dayanıklı şeffaf filmler, bağlayıcılar, yağlayıcılar, sterik stabilizatör ve su tutma yardımcısıdır.

Oftalmik uygulamalar:
Hipromelloz çözeltileri, gözyaşı filminin yerine yarı sentetik bir ikame olarak patentlendi.
Hipromellozun moleküler yapısı, suda yüksek oranda çözünür olan bir baz selüloit bileşiğe dayanmaktadır.

Uygulama sonrası, suda iyi çözünürlüğün selüloit özelliklerinin görsel berraklığa yardımcı olduğu bildirilmektedir.
Uygulandığında Hipromelloz solüsyonu şişerek suyu emer ve böylece gözyaşı filminin kalınlığını genişletir.

Hipromelloz takviyesi bu nedenle kornea üzerinde yağlama süresinin uzamasına neden olur ve bu da teorik olarak özellikle kuru iklimlerde, ev veya iş ortamlarında göz tahrişinin azalmasına neden olur.
Moleküler düzeyde bu polimer, günlerce veya haftalarca metabolik olarak bozulmadan kalan beta bağlantılı D-glikoz birimleri içerir.

Üretim notunda, hipromelloz jelatinin vejetaryen bir ikamesi olduğundan, yarı sentetik üretim süreçleri nedeniyle üretimi biraz daha pahalıdır.
Hipromelloz'un çeşitli ürünlerdeki yaygın ticari ve perakende satış mevcudiyetinin yanı sıra, %2'lik solüsyonunun ameliyat sırasında korneanın korunmasına yardımcı olmak için ve yörünge ameliyatı sırasında kullanıldığı belgelenmiştir.

Yardımcı madde/tablet içeriği:
Oftalmik sıvılarda Hipromelloz kullanımına ek olarak, hipromelloz, oral tablet ve kapsül formülasyonlarında bir yardımcı madde olarak kullanılmıştır; burada derecesine bağlı olarak Hipromelloz, tıbbi bir bileşiğin sindirim sistemine salınmasını geciktirmek için kontrollü salım maddesi olarak işlev görür.
Hipromelloz ayrıca bir bağlayıcı olarak ve tablet kaplamalarının bir bileşeni olarak da kullanılır.

Sıvı Deterjanlar:
Hipromelloz ve metil selüloz da suda çözünebilen iyonik olmayan polimerlerdir.
Belli bir konsantrasyona kadar inorganik tuzlar ve iyonik türlerle uyumludurlar.
Hipromelloz, elektrolitlerin veya diğer çözünmüş maddelerin konsantrasyonu belirli sınırları aştığında çözeltiden tuzlanarak çıkarılabilir.

Hipromelloz, çözeltideki tuzlara karşı metil selülozdan daha yüksek bir toleransa sahiptir.
Her ikisi de 3 ila 11 pH aralığında stabildir.

Ticari suda çözünür metil selüloz ürünleri, 1,64 ila 1,92 arasında bir metoksi DS'ye sahiptir.
1,64'ten düşük bir DS, suda çözünürlüğü daha düşük olan malzeme sağlar.

Hidroksipropil metil selülozdaki metoksi DS 1,3 ila 2 arasında değişir.
Hidroksipropil MS 0,13 ile 0,82 arasında değişir.

Metil selüloz ve Hipromelloz polimerlerinin çok sayıda uygulaması vardır ve lateks boyalarda, gıda ürünlerinde, şampuanlarda, kremlerde ve losyonlarda ve temizleme jellerinde koyulaştırıcı olarak kullanılır.
ABD Patenti 5,565,421, anyonik yüzey aktif maddeler içeren hafif işlere yönelik bir sıvı deterjanın jelleştirilmesi için Hipromelloz polimerinin kullanımına bir örnektir.

Hipromellozun Özellikleri:
Hipromelloz, metil selüloz, hidroksipropil ve metilden oluşan propilen glikol eterinin, eter bağıyla susuz glikoz halkasıyla birleşmesidir.
Hipromelloz beyaz veya soluk beyaz selüloz tozu veya parçacıklarıdır.

Soğuk suda çözünme ve sıcak suda çözünme özellikleri metil selülozla benzerdir.
Hipromellozun organik çözücülerdeki çözünürlüğü suda çözünür olandan daha üstündür, susuz metanol ve etanol çözeltisinde çözülebilir, ayrıca organik çözücülerdeki klorlu hidrokarbonlar ve ketonlarda da çözünür.

Hipromelloz suda çözünür, su çözeltisi bir yüzey aktivitesine sahiptir, kuruduktan sonra filmin oluşumu, ısıtılması ve soğutulması, ardından solun jele tersinir dönüşümünden oluşur.
Hipromelloz soğuk içeceklerde tek başına kullanılabileceği gibi diğer emülgatörler, stabilizatörlerle birlikte de kullanılabilir.

Soğuk içeceklerde maksimum miktar %1'dir.
Hipromelloz ve diğer suda çözünebilen yüksek ağırlıklı bileşiklerin karışımı kullanılır, şeffaf hale gelir, daha yüksek viskoziteye sahiptir.

Düşük viskoziteli ürünlerin jelleşme sıcaklığı, yüksek viskoziteli ürünlere göre daha yüksektir.
Hipromelloz çözeltisi oda sıcaklığında stabildir.

Hipromelloz, petrol kimya endüstrisi, kağıt yapımı, deri, tekstil baskı ve boyama, ilaç, gıda, kozmetik ve diğer endüstrilerde ve dispersiyon maddesi, koyulaştırıcı madde, yapıştırıcı, yardımcı madde, kapsül, yağa dayanıklı kaplama ve paketleme vb. olarak yaygın olarak kullanılmaktadır.

Özellikleri ve Faydaları Hipromelloz:
Hipromelloz suda çözünür, ısıtıldığında tersinir jelleşmeye uğrar, iyonik değildir, iyonik türlerle kompleks oluşturmaz ve yüzey aktif ve enzime dayanıklıdır.
Hipromelloz çözeltileri psödoplastiktir.

Kimya Hipromelloz:
Hipromelloz katı bir maddedir ve görünüşte hafif kirli beyaz ila bej arası bir tozdur ve granüller halinde oluşturulabilir.
Bileşik suda çözündüğünde kolloidler oluşturur.
Bu toksik olmayan Hipromelloz yanıcıdır ve oksitleyici maddelerle güçlü bir şekilde reaksiyona girebilir.

Metilselüloz gibi sulu bir çözelti içindeki hipromelloz, termal jelleşme özelliği sergiler.
Yani çözelti kritik bir sıcaklığa ulaştığında çözelti akışkan olmayan ancak yarı esnek bir kütle halinde donar.

Tipik olarak, bu kritik (donma) sıcaklık, hem Hipromellozun çözelti konsantrasyonuyla hem de molekülü içindeki metoksi grubunun konsantrasyonuyla ters ilişkilidir (bu da hem metoksi grubunun ikame derecesine hem de molar ikameye bağlıdır).
Yani metoksi grubunun konsantrasyonu ne kadar yüksek olursa kritik sıcaklık da o kadar düşük olur.
Bununla birlikte, elde edilen kütlenin esnekliği/viskozitesi doğrudan metoksi grubunun konsantrasyonuyla ilişkilidir (konsantrasyon ne kadar yüksek olursa, elde edilen kütle o kadar viskoz veya daha az esnek olur).

Üretim Yöntemleri Hipromelloz:
Pamuk linterinden veya odun hamurundan elde edilen saflaştırılmış bir selüloz formu, kimyasal olarak işlenmemiş selüloza göre daha reaktif olan şişmiş bir alkali selüloz üretmek için sodyum hidroksit çözeltisi ile reaksiyona sokulur.
Alkali selüloz daha sonra selülozun metil hidroksipropil eterlerini üretmek için klormetan ve propilen oksit ile işlenir.

Lifli reaksiyon ürünü daha sonra saflaştırılır ve ince, tekdüze bir toz veya granül haline gelinceye kadar öğütülür.
Hipromelloz daha sonra depolimerizasyonu teşvik etmek için susuz hidrojen klorüre maruz bırakılabilir, böylece düşük viskozite dereceleri elde edilebilir.

Hipromelloz, lifli bitki materyalinin alkali, metil klorür ve propilen oksit ile işlenmesiyle elde edilir.

1. Yarım saat boyunca 35-40 °C'de alkali işlemine tabi tutulmuş rafine pamuk selülozu presleyin, selülozu ezin, 35 °C'de yaşlandırın, böylece alkali selülozun ortalama polimerizasyon derecesi istenen aralıkta olur.
Alkali elyafı eterleştirme reaktörüne koyun, ardından epoksi propan ve metan klorür eklenir, 5 saat boyunca 50-80 ° C'de eterleştirme yapılır, maksimum basınç yaklaşık 1.8MPa'dır.

Reaksiyon ürünleri sonradan işlemler (hidroklorik asit ve oksalik asit, yıkama ve kurutma) yoluyla üretildi.
Pamuk hamuru 1100kg/t, metil klorür ve propilen oksit 4300kg/t, katı alkali 1200kg/t, hidroklorür 30kg/t, oksalik asit 50kg/t hammadde tüketimi.

2.100 kg rafine pamuk linter %45'lik çözeltiye batırılır, sıcaklık 35 ila 40°C, süre 0,5 ila 1 saattir ve ardından presi çıkarın.
Ağırlık basıncı, tüy ağırlığının 2,7 katıdır, basıncı durdurun.
Kırma işlemini gerçekleştirin.

35°'de, 16 saat yaşlandırın.
Reaksiyon kazanına klorlu metan, propilen oksit ilave edildi.

80°C'de basınç 1.8 MPa idi, reaksiyon süresi 5 ila 8 saatti ve hidroklorik asit ve oksalik asit miktarı 90°C'de sıcak suya eklendi.
Santrifüjle susuzlaştırma, nötr yıkama, malzemenin su içeriği %60'ın altında olduğunda, 130″ sıcak hava akışı nem içeriği %5'in altına gelinceye kadar kurutulur.
Son olarak bitmiş ürün 20 elek ile elendi.

3. Selüloz, metil klorür ve etilen oksit ile hazırlanır.

Test yöntemleri Hipromelloz:

Hipromellozu nitelendirmek için çeşitli kıyaslama testleri kullanılır:
Viskozite
İkame derecesi (DS)
Molar ikame (MS)
Tuz içeriği
Nem

Viskozite test yöntemleri:
Hipromelloz çözeltisi Newtonyen olmayan bir çözelti olduğundan ve psödoplastik, daha spesifik olarak tiksotropik davranış sergilediğinden, çeşitli test yöntemleri mevcuttur ve farklı yöntemlerin ve viskozimetrelerin sonuçları mutlaka birbirine karşılık gelmez.
Ayrıca, viskozimetrenin kabul edilebilir hata aralıkları nedeniyle, viskozite tipik olarak bir ortalama veya bir aralık olarak verilir.

Tipik viskozite testi aşağıdakileri belirtecektir:
Solüsyon konsantrasyonu (%1, %2, %1,9 kemik kuruluğu, vb.)
Viskozimetre (RheoSense m-VROC ve microVISC, Brookfield LV veya RV, Höppler düşen top, Haake Rotovisco, vb.)
Viskozimetre mil numarası (Brookfield LV için 1 ~ 4, Brookfield RV için 1 ~ 7, vb.)
Çözelti Sıcaklığı (20 °C, 25 °C, vb.)

İkame derecesi:
İkame derecesi, selüloz zincirindeki ortalama metoksi ikame seviyesidir.
Her bir selüloz molekülünde mümkün olan en fazla üç yer değiştirme yeri bulunduğundan, bu ortalama değer 0 ile 3 arasında gerçek bir sayıdır.
Ancak ikame derecesi genellikle yüzdelerle ifade edilir.

Molar ikame:
Molar ikame, selüloz zincirindeki ortalama hidroksipropoksi ikame seviyesidir.
Hidroksipropoksi bazı, yan zincirler üzerinde birbirine bağlanabildiğinden ve her biri selüloz molekülü üzerinde bir baz ikame bölgesi gerektirmediğinden bu sayı 3'ten yüksek olabilir.
Bununla birlikte, molar ikame de sıklıkla yüzdelerle ifade edilir.

Nem:
Tüm selüloz eterler higroskopik olduğundan, orijinal ambalajından çıkarıldığında çevredeki nemi emer.
Bu nedenle, yeterli miktarda kuru aktif malzemenin kullanım için paylaştırılmasını sağlamak üzere nem test edilmeli ve ağırlık düzeltilmelidir.
Nem, X gramlık bir numunenin analitik bir terazide tartılması ve numunenin 105°C'deki bir fırında 2 saat kurutulması, ardından numunenin aynı terazide tekrar tartılmasıyla test edilir.

Biyokimya/fizol Eylemler Hipromelloz:
Hipromelloz, süspansiyon yardımcıları, yüzey aktif maddeler, yağlayıcılar, koruyucu kolloidler ve emülsifiye edici maddeler olarak işlev görür.
Ayrıca bu polimerlerin çözeltileri termal jelleşme özellikleri gösterir.

Genellikle bağlayıcı, koyulaştırıcı, film oluşturucu ve su tutma maddesi olarak kullanılırlar.
Hipromelloz ayrıca yüzey aktif özellikler de ortaya çıkarır.

Kullanım ve Depolama Hipromelloz:

Güvenli kullanım için önlemler:

Yangın ve patlamaya karşı korunmaya ilişkin tavsiyeler:
Tozun oluştuğu yerlerde uygun egzoz havalandırması sağlayın.

Hijyen önlemleri:
Genel endüstriyel hijyen uygulaması.

Herhangi bir uyumsuzluk da dahil olmak üzere güvenli depolama koşulları:

Depolama koşulları:
Serin bir yerde saklayın.
Kabı sıkıca kapalı olarak kuru ve iyi havalandırılan bir yerde saklayın.
Kuru bir yerde saklayın.

Depolama sınıfı:
Depolama sınıfı (TRGS 510): 13: Yanmaz Katılar

Kararlılık ve Reaktivite Hipromelloz:

Reaktivite:
Veri yok

Kimyasal stabilite:
Önerilen depolama koşullarında stabildir.

Tehlikeli reaksiyon olasılığı:
Veri yok

Kaçınılması gereken durumlar:
Veri yok

Uyumsuz malzemeler:
Güçlü oksitleyici maddeler, Selüloz ve türevleri aşağıdakilerle kuvvetli reaksiyona girebilir:, ağartma tozu, Flor, Nitrik asit

Sağlık Etkisi Hipromelloz:
Hipromelloz yarı sentetik bir bileşendir.
Başlangıç ham maddeleri doğal kökenlidir ancak laboratuvar koşullarında çeşitli işlemler uygulanarak başlangıç halinden farklı bir forma dönüştürülür.

Hayvansal kaynaklar kullanılmadan elde edilen hammaddelerdir (propolis, bal, balmumu, lanolin, kolajen, salyangoz ekstraktı, süt vb.).
Hipromelloz vegan ürün kullanmak isteyenler için dikkate alınması gereken bir kriterdir.

Yapılan araştırmalarda her cilt tipinde farklı etkilerin görülebileceği sonucuna varılmıştır.
Bu nedenle alerji/tahriş etkisi kişiden kişiye farklılık gösterebilir.

Ancak Hipromelloz özellikle hassas cilt tipine sahip kişilerde batma, karıncalanma, kaşıntı, kızarıklık, tahriş, ciltte pullanma ve şişme gibi reaksiyonlara neden olabilir.
Bu bileşeni içeren bir ürünü kullanmadan önce dermatoloğunuza danışın.

Hipromellozun kanserojen etkisine ilişkin literatür bilgisi bulunamadı.
Üreme/endokrin/organ etkilerine ilişkin literatür bilgisi bulunamadı.

TİTCK ve/veya AB Kozmetik Yönetmeliği'ne göre bu hammaddenin kozmetik ürünlerde kullanımına ilişkin herhangi bir kısıtlama bulunmamaktadır.
Bu hammaddenin güvenli kullanımı için üreticilerin kullanıcı güvenliğini dikkate alan ürün formülasyonları geliştirmeleri gerekmektedir.

İlk Yardım Önlemleri Hipromelloz:

Solunması halinde:
Solunursa, kişiyi temiz havaya çıkarın.
Nefes almıyorsa suni teneffüs yapın.

Ciltle teması halinde:
Sabun ve bol su ile yıkayınız.

Göz teması halinde:
Önlem olarak gözleri suyla yıkayın.

Yutulması halinde:
Bilinci yerinde olmayan bir kişiye asla ağız yoluyla herhangi bir şey vermeyin.
Ağzınızı suyla çalkalayın.

Acil tıbbi müdahale ve özel tedavi gerekliliğine dair belirtiler:
Veri yok

Yangınla Mücadele Önlemleri Hipromelloz:

Uygun söndürücü maddeler:
Su spreyi, alkole dayanıklı köpük, kuru kimyasal veya karbondioksit kullanın.

Madde veya karışımdan kaynaklanan özel tehlikeler:
Ayrışma ürünlerinin doğası bilinmiyor.

İtfaiyecilere tavsiyeler:
Gerekirse yangınla mücadele için bağımsız solunum cihazı kullanın.

Daha fazla bilgi:
Veri yok

Kaza Sonucu Yayılma Önlemleri Hipromelloz:

Kişisel önlemler, koruyucu ekipman ve acil durum prosedürleri:
Toz oluşumunu önleyin.
Buharı, buğuyu veya gazı solumaktan kaçının.

Çevresel önlemler:
Özel çevresel önlemlere gerek yoktur.

Muhafaza etme ve temizlemeye yönelik yöntem ve malzemeler:
Süpür ve kürekle.
Bertaraf için uygun, kapalı kaplarda saklayın.

Tanımlayıcılar Hipromelloz:
CAS Numarası: 9004-65-3
ChemSpider: 21241863
ECHA Bilgi Kartı: 100.115.379
EC Numarası: 618-389-6
E numarası: E464 (koyulaştırıcılar, ...)
UNII: 36SFW2JZ0W
CompTox Kontrol Paneli (EPA): DTXSID7037054
InChI: InChI=1S/C36H70O19.C20H38O11/c1-19(37)9-45-17-27-29(47-11-21(3)39)31(48-12-22(4)40)34( 51-15-25(7)43)36(54-27)55-30-28(18-46-10-20(2)38)53-35(52-16-26(8)44)33( 50-14-24(6)42)32(30)49-13-23(5)41;1-21-9-11-13(23-3)15(24-4)18(27-7) 20(30-11)31-14-12(10-22-2)29-19(28-8)17(26-6)16(14)25-5/h19-44H,9-18H2,1- 8H3;11-20H,9-10H2,1-8H3/t19?,20?,21?,22?,23?,24?,25?,26?,27-,28-,29-,30-, 31+,32+,33-,34-,35-,36+;11-,12-,13-,14-,15+,16+,17-,18-,19-,20+/m11/ s1
Anahtar: PUSNGFYSTWMJSK-GSZQVNRLSA-N
InChI=1/C36H70O19.C20H38O11/c1-19(37)9-45-17-27-29(47-11-21(3)39)31(48-12-22(4)40)34(51- 15-25(7)43)36(54-27)55-30-28(18-46-10-20(2)38)53-35(52-16-26(8)44)33(50- 14-24(6)42)32(30)49-13-23(5)41;1-21-9-11-13(23-3)15(24-4)18(27-7)20( 30-11)31-14-12(10-22-2)29-19(28-8)17(26-6)16(14)25-5/h19-44H,9-18H2,1-8H3; 11-20H,9-10H2,1-8H3/t19?,20?,21?,22?,23?,24?,25?,26?,27-,28-,29-,30-,31+ ,32+,33-,34-,35-,36+;11-,12-,13-,14-,15+,16+,17-,18-,19-,20+/m11/s1
Anahtar: PUSNGFYSTWMJSK-GSZQVNRLBE

Hipromellozun Özellikleri:
Erime noktası: 225-230 °C
Yoğunluk: 1,39
Depolama sıcaklığı: oda sıcaklığı
Çözünürlük: H2O: 50 mg/mL, berrak ila çok hafif bulanık, hafif sarı
Biçim: toz
Renk: Beyazdan kremaya
Koku: Kokusuz
Suda Çözünürlük: ÇÖZÜNÜR
Merck: 14,4842
Kararlılık: Kararlı. Katı yanıcıdır, güçlü oksitleyici maddelerle bağdaşmaz.
EPA Madde Kayıt Sistemi: Hipromelloz (9004-65-3)

Görünüm: Beyaz ve kirli beyaz toz
Metil içeriği (%): 19,0~ 24,0
Hidroksipropoksi (%): 4,0 ~ 12,0
pH: 4.0~ 8.0
Nem içeriği(%): ‰ 5,0
Kül kalıntısı (%): ‰ 5,0
Parça büyüklüğü: min.%99 – 100
Viskozite Brookfield %2 çözeltisi: 55 000- 85 000 m geçiş
Viskozite NDJ %2 solüsyonu: 120 000-200 000 m pas
Çözünme: soğuk suda

biyolojik kaynak: bitki
Kalite Seviyesi: 200
formu: toz
mol ağırlık: ~86 kDa
renk: beyazdan kirli beyaza
viskozite: 2,600-5,600 cP, H2O'da %2(20 °C)(lit.)
çözünürlük: su: 10 mg/mL, berrak ila çok hafif bulanık, renksiz
depolama sıcaklığı: oda sıcaklığı

Hipromellozun İsimleri:

Diğer isimler:
Hipromelloz
hidroksipropil metilselüloz
HPMC
E464
Histidine
HMDTMPA; HDTMPA; HDTMP(A) ,HexaMethyleneDiamineTetra(MethylenePhosphonic Acid); HexaMethyleneDiamineTetra (MethylenePhosphonic Acid) HMDTMPA; Hexamethylenediaminetetrakis-(methylenephosphonic acid); Phosphonates Antiscalants, Corrosion Inhibitors and Chelating Agents CAS No. 23605-74-5
HİYALURONİK ASİT SODYUM TUZU
hyaluronic acid; synvisc; hyaluronic acid USP; luronitluronit; mucoitin ; sepracoat cas no: 9004-61-9
HİYALÜRONİK ASİT
Hiyalüronan olarak da adlandırılan Hiyalüronik asit (/ˌhaɪ.əljʊəˈrɒnɪk/; kısaltılmış HA; konjuge bazlı hiyalüronat), bağ, epitel ve nöral dokularda yaygın olarak dağıtılan anyonik, sülfatlanmamış bir glikozaminoglikandır.
Hiyalüronik asit, kıkırdak gibi bağ dokularında bulunan doğal bir polisakkarittir.


CAS Numarası: 9004-61-9, 31799-91-4 (potasyum tuzu), 9067-32-7 (sodyum tuzu)
EC Numarası: 232-678-0
Kimyasal formül: (C14H21NO11)n


Hiyalüronik asit, sülfatlanmamış olması, Golgi aparatı yerine plazma zarında oluşması ve çok büyük olabilmesi nedeniyle glikozaminoglikanlar arasında benzersizdir: insan sinoviyal HA'sı molekül başına ortalama yaklaşık 7 milyon Da veya yaklaşık 20.000 disakkarit monomeri, diğer kaynaklar ise 3–4 milyon Da'dan bahseder.
Ortalama 70 kg (150 lb) bir kişinin vücudunda kabaca 15 gram hiyalüronan bulunur ve bunun üçte biri günde bir kez dönüştürülür (yani parçalanır ve sentezlenir).


Hücre dışı matrisin ana bileşenlerinden biri olan Hiyalüronik asit, hücre çoğalmasına ve göçüne önemli ölçüde katkıda bulunur ve birçok habis tümörün ilerlemesinde rol oynar.
Hiyalüronik asit ayrıca A grubu streptokok hücre dışı kapsülünün bir bileşenidir ve virülansta rol oynadığına inanılmaktadır.
Hiyalüronik asit, göz ve eklemlerdeki sıvılarda bulunan doğal bir maddedir.


Hiyalüronik asit, eklemlerde ve diğer dokularda bir yastık ve yağlayıcı görevi görür.
Hyaluronan veya hiyalüronat olarak da bilinen Hiyalüronik (hi-ah-lew-ron-ic olarak telaffuz edilir) asit, vücudunuzun doğal olarak ürettiği yapışkan, kaygan bir maddedir.
Bilim adamları Hiyalüronik asidi vücutta, özellikle gözlerde, eklemlerde ve ciltte bulmuşlardır.


Vücut doğal olarak dokularımızı yağlamaya yardımcı olan Hiyalüronik asit üretir.
Hiyalüronik asit cilt sağlığı, yara iyileşmesi, kemik gücü ve diğer birçok vücut sistemi veya işlevinde rol oynar.
Hiyalüronan olarak da bilinen Hiyalüronik asit, vücudunuz tarafından doğal olarak üretilen berrak, yapışkan bir maddedir.
En büyük miktarda Hiyalüronik asit cildinizde, bağ dokunuzda ve gözlerinizde bulunur.


Hiyalüronik asidin ana işlevi, dokularınızı yağlı ve nemli tutmak için suyu tutmaktır.
Teknik olarak Hiyalüronik asit, geçmişte yapılan bir araştırmaya göre polisakkaritler adı verilen bir grup şeker molekülüdür.
Bu moleküllerin yastıklama ve yağlama için çalıştığını ve vücudun bağ dokularında doğal olarak bulunduğunu belirtiliyor.
Zamanla, vücudunuzun Hiyalüronik asit depoları azalır.


Araştırmalar gösteriyor ki yaş bir neden, ancak geçmişte yapılan başka bir araştırmaya göre sigara ve hava kirliliği gibi çevresel faktörler de bu süreci hızlandırıyor.
İyi haber şu ki, ister bir nemlendiricinin içindekiler listesinin bir parçası, ister bir serumun yıldızı olsun, Hiyalüronik asit içeren topikal ürünler, bu tükenen depoların yeniden inşa edilmesine yardımcı olabilir.


Hiyalüronik asit su moleküllerini çeker ve onlara bağlanır ve cildin su içeriğini arttırır.
Hiyalüronik asit, ağırlığının 1000 katından fazla su emebilir.
Hiyalüronan olarak da adlandırılan Hiyalüronik asit, eklem ağrısını ve yaşlanmayla ilişkili diğer semptomları azaltmanın yanı sıra cildin dokusunu ve görünümünü iyileştirme kabiliyeti nedeniyle dermatologlar ve diğer doktorlar tarafından sıklıkla tavsiye edilir.


Hiyalüronik asit, pahalı yaşlanma karşıtı cilt serumlarına dahil edilmesiyle muhtemelen en iyi bilinir, ancak eklem destekleyici formüller, uçuk tedavileri, göz damlaları ve dudak balzamları da bulacaksınız.
Günümüzde Hiyalüronik asit, farklı yaşlanma karşıtı güzellik ve sağlık ürünlerine dahil edilmektedir - artık sağlıklı gıda mağazalarında satılan Hiyalüronik asit losyonları, kremleri, serumları ve takviyeleri bulabilirsiniz.


Dermatoloğunuzun enjeksiyon formunda Hiyalüronik asit bile önermesi için iyi bir şans var.
Hiyalüronik asit ayrıca kemik suyunda doğal olarak bulunan bir bileşendir, bu nedenle diyetinize daha fazla kemik suyu veya kemik suyundan yapılan protein tozu eklemek, HA alımınızı otomatik olarak artırabilir.
Topikal olarak uygulandığında Hiyalüronik asit emilemez.


Bununla birlikte, sodyum hiyalüronat, Hiyalüronik asidin tuzudur.
Hiyalüronik asit çok daha düşük moleküler boyutta olduğundan, sodyum hiyalüronat topikal olarak uygulandığında cilde nüfuz edebilir ve bu nedenle kremlerde ve diğer iksirlerde görünür.
Hiyalüronik asit genellikle susamış ciltler için uzun ve uzun bir içecek olarak tanımlanır.


En iyi Hiyalüronik asit serumları, yağlı ve akne eğilimli olanlar da dahil olmak üzere tüm cilt tiplerine iyi bir dünya getirebilen nemlendirici temel ürünlerdir.
Hiyalüronik asit bir nemlendiricidir - nemi tutan bir maddedir - ve ağırlığının bin katından fazla su tutma kapasitesine sahiptir.
Hiyalüronik asit, cilt, gözler ve eklemlerin sinovyal sıvısı dahil olmak üzere insan vücudunun birçok bölgesinde doğal olarak bulunur.


Hiyalüronik asit cildin nem seviyesini 4 kat artırır.
Normalde insan vücudunda hücreler arası düzeyde Hiyalüronik asit bulunur.
Cildimizin genç ve canlı görünmesini sağlayan güç Hiyalüronik Asidin gücüdür.
Ancak ilerleyen yaşla birlikte Hiyalüronik asidin ciltteki oranı azalır ve bu kaybın topikal ürünlerle telafi edilmesi gerekir.


Cilt bakım ürünlerinde kullanılması hayati önem taşıyan Hiyalüronik asit aynı zamanda yara iyileştirici özelliğe sahiptir.
Hiyalüronik asit şüphesiz en iyi bilinen cilt bakım bileşenlerinden biridir ve favori yüz eksfoliyatörlerimizin birçoğunda yer alır - belki de bir veya iki Hiyalüronik asit serumu test etmişsinizdir.
Ama hepimizin bildiği gibi, bir şeyin popüler olması onun etkili olduğu anlamına gelmez.


Hiyalüronik asit, cildinizde ve vücudunuzdaki bağ dokusunda doğal olarak bulunan bir moleküldür.
Hiyalüronik asit, insan vücudunda bulunan doğal olarak oluşan bir polisakkarittir.
Hiyalüronik asit eklemlerimiz, sinirlerimiz, saçlarımız, cildimiz ve gözlerimiz için bir yastıklama ve yağlama maddesi görevi görür.


Hiyalüronik asit, vücudumuzda doğal olarak bulunabilen tekrarlanan alt birimlerden (polimer) oluşan güzel, büyük bir şeker molekülüdür.
Hiyalüronik asit, cilt hücrelerimiz arasındaki sıvı maddedeki en baskın ve en önemli moleküldür (bilimsel adı hücre dışı matris veya ECM'dir).
70 kilo bir yetişkinin vücudunda yaklaşık 15 gr Hiyalüronik asit bulunur ve bunun yarısı deridedir.


Cildin çoğu Hiyalüronik asit dermiste (daha derin katman - yaklaşık 0,5 mg/kg) bulunur, ancak epidermiste de (üst katman - yaklaşık 0,1 mg/kg) bir miktar bulunur.
Hiyalüronik asit ciltte, gözlerde ve eklemlerde doğal olarak bulunan bir maddedir.
Hiyalüronik asidin birincil işlevi, doku hücrelerinin içindeki suyu hapsederek gözleri nemli ve eklemleri yağlı tutmaktır.



HİYALÜRONİK ASİT KULLANIMLARI ve UYGULAMALARI:
Hiyalüronik asit, kuru gözleri tedavi etmek için yapay gözyaşı oluşturmak için çeşitli formülasyonlarda kullanılmıştır.
Hiyalüronik asit, cilt bakım ürünlerinde yaygın olarak bulunan bir bileşendir.
Hiyalüronik asit, kozmetik cerrahide dermal dolgu maddesi olarak kullanılır.


Hiyalüronik asit tipik olarak klasik keskin bir hipodermik iğne veya bir mikro kanül kullanılarak enjekte edilir.
Bazı çalışmalar, mikro kanül kullanımının enjeksiyonlar sırasında damar embolilerini önemli ölçüde azaltabileceğini ileri sürmüştür.
Günümüzde Hiyalüronik asit, biyo-uyumluluğu ve Hiyalüronidaz kullanılarak olası geri döndürülebilirliği nedeniyle yumuşak doku dolgu maddesi olarak sıklıkla kullanılmaktadır.


Komplikasyonlar arasında sinirlerin ve mikrodamarların kesilmesi, ağrı ve morarma yer alır.
Kozmetik amaçlar için farklı Hiyalüronik asit formları kullanılır.
Hiyalüronik asit ayrıca vücudun yaralanmaya tepki verme şeklini de etkileyebilir ve şişmeyi azaltmaya yardımcı olabilir.
İnsanlar ayrıca yaygın olarak Hiyalüronik asidi ağızdan alır ve İYE'ler, asit reflü, kuru gözler, yara iyileşmesi, yaşlanan cilt ve diğer birçok durum için cilde uygular, ancak bu diğer kullanımların çoğunu destekleyen iyi bir bilimsel kanıt yoktur.


Hiyalüronik asit içeren göz damlası kullanmak, kuru göz semptomlarını hafifletmeye yardımcı olur.
Zayıf kan dolaşımından kaynaklanan bacak yaraları (venöz bacak ülseri).
Hiyalüronik asit içeren bir gazlı bez kullanmak, yaraların boyutunu azaltıyor ve iyileşmeyi hızlandırıyor gibi görünüyor.
Hiyalüronik asitin başka amaçlar için kullanılmasına ilgi vardır, ancak yararlı olup olmayacağını söylemek için yeterli güvenilir bilgi yoktur.


Pek çok insan bunu ek olarak alır, ancak Hiyalüronik asit topikal serumlarda, göz damlalarında ve enjeksiyonlarda da kullanılır.
Hiyalüronik asit güzellik ve cilt bakım ürünlerinde kullanılır ve öncelikle bakteriler tarafından laboratuvarda biyofermentasyon adı verilen bir işlemle yapılır.
Yaşlandıkça, ciltte Hiyalüronik asit (kollajen ve elastin ile birlikte) dahil olmak üzere temel maddelerin üretimi azalır.


Sonuç olarak, cildimiz hacmini, nemini ve dolgunluğunu kaybeder.
Hiyalüronik asit, çoğu enjekte edilebilir jel formundaki HA'dan oluşan dermal dolgu maddelerinde de kullanılır.
Hiyalüronik asit dolgu maddeleri yerleştirildikleri bölgeyi fiziksel olarak doldurarak hacim kazandırmanın yanı sıra su çekerek dolgu etkisini artırırlar.


Hiyalüronik asit dolgu maddeleri, yanakları kaldırma, ağız ve çene çevresindeki daha derin kıvrımları ve kırışıklıkları yumuşatma, çökük, koyu, göz altı halkalarının görünümünü iyileştirme, dudakları nemlendirme ve belirginleştirme ve gençleştirme dahil olmak üzere çok sayıda kozmetik kaygıyı gidermek için kullanılabilir.
Hiyalüronik asidin pek çok olumlu özelliği vardır: genellikle iyi tolere edilir; sıklıkla alerjik reaksiyonlara neden olmaz veya hassas cildi tahriş etmez; Hamilelikte ve emzirme döneminde ciltte güvenle kullanılabilir.


Kuru cilde sahip kişiler veya soğuk aylarda ciltlerinde daha nemli, nemli bir his isteyenler için Hiyalüronik asit içeren bir serum veya nemlendirici harika bir seçim olabilir.
Ancak, topikal HA'nın cildin derinliklerinde değil, yüzey seviyesinde hidrasyon sağlayacağını unutmayın.
Hiyalüronik asit, nem mıknatısı olarak bilinen bilinen en güçlü nem tutucudur ve doğal bir şeker olan bir Polisakkarittir.


Hiyalüronik asit tamamen doğal yollarla cildin dolgun görünmesini sağlar.
Hiyalüronik asit, kendi ağırlığının 1000 katı kadar su tutabilme özelliği ile cildin sürekli nemli kalmasına yardımcı olur.
İnsanlar yaşlandıkça derinin dermis tabakasında bulunan elastin ve kolajen liflerin kalitesi bozulur ve buna bağlı olarak yüz kırışıklıkları oluşur ve derinleşir.


Bu derin kırışıklıklar Hiyalüronik asit yüklemesi ile açılır.
Bazı insanlar cilt sağlığını geliştirmek ve yaşlanma belirtileriyle savaşmak için Hiyalüronik asit kullanır.
Hiyalüronik asit de yaraların iyileşmesine yardımcı olabilir.
Bazı doktorlar ayrıca artritli kişilerde eklem ağrısını hafifletmek için Hiyalüronik asit kullanır.


Cilt vücuttaki Hiyalüronik asidin yaklaşık yarısını içerir.
Hiyalüronik asit, cildin nemli ve esnek kalmasına yardımcı olan su moleküllerine bağlanır.
Ciltteki Hiyalüronik asit seviyeleri, insanlar yaşlandıkça önemli ölçüde azalır ve bu da cildin kurumasına ve kırışıklıklara neden olabilir.
Hiyalüronik asit almak veya onu içeren kozmetik ürünleri kullanmak cilt nemini iyileştirebilir ve yaşlanma belirtilerini azaltabilir.


-Diğer hayvanlar:
Hiyalüronan, özellikle yarışma veya ağır işlerde kullanılan atlarda eklem bozukluklarının tedavisinde kullanılır.
Hiyalüronik asit, karpal ve kalça eklemi işlev bozuklukları için endikedir, ancak eklem sepsisi veya kırılmasından şüphelenildiğinde endike değildir.
Hiyalüronik asit özellikle at osteoartriti ile ilişkili sinovit için kullanılır.
Hiyalüronik asit doğrudan etkilenen bir ekleme veya daha az lokalize bozukluklar için intravenöz olarak enjekte edilebilir.
Hiyalüronik asit doğrudan enjekte edilirse eklemde hafif ısınmaya neden olabilir, ancak bu klinik sonucu etkilemez.
Eklem içi uygulanan ilaç bir haftadan kısa sürede tamamen metabolize olur.


-Hiyalüronik asidin tıbbi kullanımları:
Hiyalüronik asit, eklem içi enjeksiyon yoluyla diz osteoartritini tedavi etmek için FDA onaylıdır.
2012'de yapılan bir inceleme, bu kullanımı destekleyen çalışmaların kalitesinin çoğunlukla zayıf olduğunu, genel olarak önemli faydaların olmadığını ve eklem içi Hiyalüronik asit enjeksiyonunun muhtemelen olumsuz etkilere neden olabileceğini gösterdi.
2020'de yapılan bir meta-analiz, yüksek moleküler ağırlıklı Hiyalüronik asidin eklem içi enjeksiyonunun diz osteoartritli kişilerde hem ağrıyı hem de işlevi iyileştirdiğini buldu.



HİYALÜRONİK ASİTİN FAYDALARI VE KULLANIM ALANLARI:
1. Kuru, Yaşlı Cildi Nemlendirir
2. Kırışıklıkları Azaltmaya Yardımcı Olur
3. Yaralar, Güneş Yanıkları ve Yara Onarımı
4. Ağrılı Eklemleri Kayganlaştırır
5. Göz Kurumasını ve Göz Rahatsızlığını Azaltır
6. İltihaplı Bağırsak Hastalığına Karşı Korur



HİYALÜRONİK ASİTİN BAŞLICA FAYDALARI:
Cildi nemlendirir, kırışıklıkların görünümünü azaltır, hücre nemini yeniler, yara iyileşmesini hızlandırır.



HİYALÜRONİK ASİT KİMLER KULLANMALIDIR:
Genel olarak, Hiyalüronik asit tüm cilt tipleri için güvenlidir, ancak özellikle kuru cilde sahip olanlar için yararlıdır.
Bununla birlikte, rosacea veya egzama hastaları, cildi tahriş etmediğinden emin olmak için Hiyalüronik asit yamasını test etmek isteyebilir.



HİYALÜRONİK ASİT NE ZAMAN KULLANABİLİRSİNİZ:
Hiyalüronik asit, cilt bakımı rutininiz sırasında sabah ve akşam olmak üzere günde iki kez topikal olarak uygulanabilir, ancak enjekte edilen Hiyalüronik asit ve sindirilebilir Hiyalüronik asit doktor tarafından uygulanmalıdır.



HİYALÜRONİK ASİTİN FAYDALARI:
Güzellik endüstrisinin Hiyalüronik asidi bu kadar çok sevmesinin nedeni, nemi tutma konusundaki sihirli yeteneğinde yatmaktadır.
Çalışmalar, Hiyalüronik asidin su molekülleri ile bağlanmada inanılmaz derecede iyi olduğunu kanıtladı.
Nem eksikliği cildin yaşlanmasının ana suçlularından biridir, bu nedenle cildinizin nem bariyerini onarmak söz konusu olduğunda Hiyalüronik asit olmazsa olmazdır.

*Nemi tutar:
Hiyalüronik asit, hücre nemini yenilemeye ve tutmaya yardımcı olarak nemlendirilmiş, dolgun bir cilde yol açar.
* Kırışıklıkların görünümünü azaltır:
Nemsiz cilt, kırışıklıkların ana nedenlerinden biri olduğundan, Hiyalüronik asit kaybedilen nemi geri kazandırır ve ince çizgilerin görünümünü azaltmaya yardımcı olur.

*Dolgu için güvenli seçenek:
Hiyalüronik asidin bileşimi vücudumuzdaki maddelerle çok yakından ilişkili olduğundan, büyük tahrişe neden olmayan bir dolgu maddesi olarak iyi çalışır.
Hiyalüronik asit, zamanla doğal olarak hacim kaybeden dudaklar ve yanaklar gibi bölgelere de hacim kazandırabilir.

*Hızlı emilim:
Bazı cilt bakım ürünlerinin aksine, Hiyalüronik asit cilt tarafından hızla emilir, bu da daha az ürün kaybetmeniz anlamına gelir.
*Rahatsız edici değil:
Çoğunlukla, Hiyalüronik asit tahriş edici değildir ve tüm cilt tipleri ile kullanım için güvenlidir.

*Kısa süreli Enjekte edilebilir:
Dolgu olarak kullanıldığında Hiyalüronik asitin kalıcılığı yaklaşık bir yıldır.
Hiyalüronik asit doğal olarak erir, yani dolguyu bir doktor tarafından aldırmak için gitmenize gerek yoktur.

*Birden fazla kullanım şekli:
Hiyalüronik asidi topikal olarak kullanabileceğiniz, enjekte ettirebileceğiniz veya ek olarak alabileceğiniz için, nasıl ve ne zaman kullanacağınız konusunda birçok seçenek vardır.
* Reçetesiz satılmaktadır:
Bazı süper cilt bakımı bileşenlerinin aksine, Hiyalüronik asit ürünleri çoğu güzellik ve eczanede mevcuttur.



HİYALÜRONİK ASİT KAYNAKLARI:
Hiyalüronik asit, tavuk peteği gibi hayvan dokularından ve Streptokoklardan ekstraksiyon yoluyla büyük ölçekte üretilir.



HİYALÜRONİK ASİT YAPISI:
Hiyalüronik asit, alternatif β-(1→4) ve β-(1→3) glikosidik bağlarla bağlanan D-glukuronik asit ve N-asetil-D-glukozaminden oluşan bir disakkarit polimeridir.
Hiyalüronik asit, 25.000 disakkarit tekrarı uzunluğunda olabilir.
Hiyalüronik asit polimerlerinin boyutu in vivo olarak 5.000 ila 20.000.000 Da arasında değişebilir.
İnsan eklem sıvısındaki ortalama moleküler ağırlık 3-4 milyon Da'dır ve insan göbek kordonundan saflaştırılan Hiyalüronik asit 3.140.000 Da'dır; diğer kaynaklar eklem sıvısı için ortalama moleküler ağırlığın 7 milyon Da olduğunu belirtmektedir.
Hiyalüronik asit ayrıca organizmadaki konumuna bağlı olarak 350–1.900 μg/g arasında değişen silikon içerir.
Hiyalüronik asit, kısmen bileşen disakkaritlerinin stereokimyası nedeniyle enerjik olarak stabildir.
Her şeker molekülündeki hacimli gruplar sterik olarak tercih edilen konumlarda bulunurken, daha küçük hidrojenler daha az elverişli eksenel konumları üstlenir.
Sulu çözeltilerdeki Hiyalüronik asit, çözelti içinde geçici kümeler oluşturmak için kendi kendine birleşir.
Bir polielektrolit polimer zinciri olarak kabul edilirken, Hiyalüronik asit polielektrolit pikini göstermez, bu da Hiyalüronik asit molekülleri arasında karakteristik bir uzunluk ölçeğinin olmadığını ve bu moleküllerin güçlü solvasyonundan kaynaklanan bir fraktal kümelenmenin ortaya çıktığını düşündürür.



HİYALÜRONİK ASİT İŞE YARAR MI?
Evet, Hiyalüronik asidin nasıl kullanıldığına bağlı olarak.
Hiyalüronik asit çok yönlü bir moleküldür ve bilim adamları hala onu kullanmanın yeni ve faydalı yollarını bulmaktadır.
Şu anda Hiyalüronik asit en çok cilt, eklem ve göz sağlığı için kullanılıyor.
Hiyalüronik asit aynı zamanda dünya çapında yüzlerce bilimsel araştırma ve denemeye konu olmuştur.



HİYALÜRONİK ASİT CİLT İÇİN NE YAPAR?
Hiyalüronik asit serumunun cildinizde veya ağızdan alınan bir takviyede uzun süreli kullanımı genel cilt sağlığını iyileştirebilir.
Hiyalüronik asit ayrıca genel cilt esnekliğini ve elastikiyetini geliştirmeye yardımcı olmak için harikadır (yani cildinizi daha esnek ve yumuşak yapar).



HİYALÜRONİK ASİT AKNE İÇİN İYİ MİDİR?
Hiyalüronik asit, aknenin geride bıraktığı izleri onaran veya gizleyen dolgu maddelerinde yaygın olarak kullanılan bir bileşendir.
Akne tedavisi için Hiyalüronik asit ve diğer ilaçların kombinasyonları hakkında bazı sınırlı araştırmalar yapılmıştır, ancak şimdiye kadar bunların etkili olduğuna dair çok fazla kanıt yoktur.



PEKİ HİYALÜRONİK ASİT TAM OLARAK NE İŞE YARAR?
Cilt için Hiyalüronik asidin faydalarını destekleyen bir veri önbelleği vardır.
Basitçe söylemek gerekirse, bu molekül bir nemlendiricidir, yani bir sünger gibi davranarak atmosferdeki nemi cildinize çeker.
Topikal olarak uygulandığında, ağırlığının 1000 katı kadar su tutabilir ve susuz kalmış cilde ihtiyaç duyduğu rahatlamayı sağlar.
Hiyalüronik asit enjeksiyonu, halihazırda ağrı kesiciler (örn. asetaminofen) ve iyi sonuç vermeyen diğer tedavilerle tedavi edilmiş hastalarda osteoartritin (OA) neden olduğu diz ağrısını tedavi etmek için kullanılır.
Hiyalüronik asit, eklemlerde doğal olarak oluşan bir maddeye benzer.
Hiyalüronik asit, eklemlerde kayganlaştırıcı ve amortisör görevi görerek çalışır ve eklemlerin düzgün çalışmasına yardımcı olur.
Hiyalüronik asidin bir dizi solunum yolu hastalığına karşı koruma sağladığı, kilo vermeye yardımcı olduğu, beyin sağlığına faydalı olduğu, idrar kaçırmayı ve mesane ağrısını hafiflettiği, yaraları tedavi ettiği ve iyileşmeye yardımcı olduğu, cilt kırışmasını azalttığı ve muazzam antikanser potansiyeline sahip olduğu gösterilmiştir.
Yüksek moleküler boyuttaki Hiyalüronik asit, kanser hücrelerinin büyümesini durdurabilir ve bağışıklık sisteminizin aşırı tepki vermesini engelleyebilir.
Düşük moleküler ağırlıklı Hiyalüronik asit iltihaba neden olabilir, bu nedenle yüksek moleküler ağırlıklı kullanılması hayati önem taşır.



HİYALÜRONİK ASİT GÜVENLİ MİDİR?
Nasıl kullanıldığına bağlı olarak evet.
Tezgah üstü Hiyalüronik asit serumları ve cildinize uygulanan ürünler (kremler, losyonlar vb.) veya göz bakım ürünlerinde güvenli kabul edilir.
Ağız yoluyla alınan Hiyalüronik asit takviyeleri de güvenli kabul edilir (ancak diğer ilaçlar, vitaminler veya takviyeler için olduğu gibi yine de sağlık uzmanınıza bunlar hakkında bilgi vermelisiniz).
Reçeteli Hiyalüronik asit ürünleri, tam olarak sağlık uzmanınızın talimatına uygun olarak alınmalıdır.
Hiyalüronik asit içeren her türlü enjeksiyon yalnızca lisanslı, kalifiye bir tıp uzmanı tarafından yapılmalıdır.



HİYALÜRONİK ASİT NASIL ÇALIŞIR?
Hiyalüronik asit, polimer adı verilen uzun, karmaşık zincir benzeri moleküllere aittir.
Zincirin üzerinde diğer kimyasal bileşiklerin (örneğin su gibi) tutulabileceği çok sayıda nokta vardır.
Bu nedenle, çeyrek çay kaşığı Hiyalüronik asit yaklaşık bir buçuk galon su tutabilir, bu da onu suyu emmek için en iyi polimer (doğal veya yapay) yapar (ve nemlendirici ürünlerde önemli bir bileşen).
Hiyalüronik asit, diğer moleküllerin tutunabileceği çok fazla alana sahip olduğundan, diğer molekülleri vücudunuzun her yerine taşımak için harikadır.
Hiyalüronik asit ayrıca kendisini hücrelere bağlama yeteneğine de sahiptir, bu nedenle Hiyalüronik asit kullanılarak ilaçların hedefe yönelik olarak verilmesi önemli bir çalışma konusudur.
Hiyalüronik asidin zincir benzeri yapısı, dokuların büyümesine izin veren bir yapı iskelesi gibi davranabileceği anlamına da gelir.
Bu, vücudunuzdaki yaraların nasıl iyileştiği konusunda önemli bir adımdır.
Bilim adamları ayrıca insan embriyolarında Hiyalüronik asit buldular ve Hiyalüronik asidin üreme ve gelişmede oynadığı rolü araştırıyorlar.
Hiyalüronik asit, vücut tarafından doğal olarak üretilen kayganlaştırıcı, berrak bir maddedir.
İnsan vücudunda, Hiyalüronik asit ciltte, eklemlerin içinde, göz yuvalarının içinde ve kolajeni tutmaya, nemi artırmaya ve esneklik ve esneklik sağlamaya yardımcı olduğu diğer dokularda en yüksek konsantrasyonlarda bulunur.



HİYALÜRONİK ASİT AYRICA AŞAĞIDAKİ FORMLARDA REÇETE İLE MEVCUTTUR:
* Enjeksiyonla:
Eklemlerinize Hiyalüronik asit enjeksiyonları, artritin neden olduğu ağrıyı hafifletebilir.
Hiyalüronik asit ayrıca IV olarak verilen ilaçlarla birlikte yaygın olarak kullanılır.
Sağlık uzmanları, mesane ağrısını (interstisyel sistitin neden olduğu ağrı gibi) tedavi etmek için etiket dışı reçete edebilir.

*Derinin altında:
Hiyalüronik asit ve kollajen (vücudunuzda da bulunan doğal bir protein) içeren dolgu maddelerinin cilt altına enjeksiyonu onaylanmıştır.
Bu dolgu maddeleri, örneğin sivilce izlerini tedavi etmek veya dudaklara hacim kazandırmak için doğal şeklin ve görünümün geri kazanılmasına yardımcı olur.
*Burnunuzda:
Bazı ilaçlar, özellikle burnunuzdan alındığında vücudunuzun onları emmesine yardımcı olduğu için Hiyalüronik asit kullanır.

*İnhaler/nebülizör ile:
Hiyalüronik asit, astım veya enfeksiyonlar gibi solunum (nefes alma) problemlerini tedavi edebilir.
Unutmayın, yalnızca eğitimli ve kalifiye tıp uzmanları enjeksiyon yapmalıdır.
Uzmanlar Hiyalüronik asidin güvenli olduğunu söylese de, yanlış kullanım - özellikle enjekte edildiğinde - ciddi komplikasyonlara ve hatta ölüme neden olabilir.



HİYALÜRONİK ASİT KULLANABİLECEĞİNİZ FARKLI YOLLARDAN BAZILARI ŞUNLARI DAHİL OLMAKTADIR:
*Ağızla:
Hiyalüronik asit diyet takviyeleri ve haplarla gelir.
Hatta su ile karıştırıp içebileceğiniz sıvı hali bile var.
Hiyalüronik asidi ağızdan almanın birçok faydası olabilir.
Bunlar, artrit ağrısını azaltmayı, cilt sağlığını iyileştirmeyi ve daha fazlasını içerir.

*Cildinizde:
Hiyalüronik asit ürünleri, cildinize sürdüğünüz çeşitli formlarda gelir.
Bunlara şampuanlar, losyonlar, kremler, jeller, merhemler, yamalar ve serumlar dahildir.
Ayrıca Hiyalüronik asit tozu satın alabilir ve suyla karıştırarak cildinize uygulayabileceğiniz bir Hiyalüronik asit serumu oluşturabilirsiniz.
Hiyalüronik asit cildinizde kullanıldığında faydalı özelliklere sahiptir.
Hiyalüronik asit özellikle kırışıklıkların ve yaşlılık çizgilerinin görünümünü azaltmak için yararlıdır.

*Gözyaşı:
Çok çeşitli göz damlaları Hiyalüronik asit içerir.
*Yakın iletişim için:
Hiyalüronik asit, özellikle menopoz dönemindeki kadınlar için vajinal kuruluk veya ağrı için jeller, kremler veya kişisel kayganlaştırıcılarda yaygın bir bileşendir.



İŞTE HİYALÜRONİK ASİT ALMANIN BİLİMSEL OLARAK DESTEKLENEN 7 YARARI:
1. Daha sağlıklı, daha esnek bir cilt sağlar:
Hiyalüronik asit takviyeleri, cildinizin daha esnek görünmesine ve hissedilmesine yardımcı olabilir.
Hiyalüronik asit, ciltte doğal olarak bulunan ve nemi tutmaya yardımcı olmak için suya bağlandığı bir bileşiktir.
Bununla birlikte, doğal yaşlanma süreci ve güneşten gelen ultraviyole radyasyon, tütün dumanı ve kirlilik gibi şeylere maruz kalma ciltteki miktarlarını azaltabilir.
Hiyalüronik asit takviyeleri almak, vücudunuza cilde dahil etmesi için ekstra miktarlar vererek bu düşüşü önleyebilir.
2014 yılında yapılan bir araştırmaya göre, en az 1 ay boyunca günde 120-240 miligram (mg) dozların yetişkinlerde cilt nemini önemli ölçüde artırdığı ve kuru cildi azalttığı gösterilmiştir.
Nemli cilt aynı zamanda kırışıklıkların görünümünü de azaltır, bu da neden birkaç çalışmanın su takviyesi almanın cildin daha pürüzsüz görünmesini sağladığını açıklayabilir.
Hiyalüronik asit serumları cilt yüzeyine uygulandığında kırışıklıkları, kızarıklığı ve dermatiti azaltabilir.
Bazı dermatologlar, cildin sıkı ve genç görünmesini sağlamak için Hiyalüronik asit dolgu maddeleri bile enjekte eder.

2. Yara iyileşmesini hızlandırabilir:
Hiyalüronik asit de yara iyileşmesinde önemli bir rol oynar.
Hiyalüronik asit ciltte doğal olarak bulunur, ancak onarılması gereken hasar olduğunda konsantrasyonu artar.
Hiyalüronik asit, iltihaplanma seviyelerini düzenleyerek ve vücuda hasarlı bölgede daha fazla kan damarı inşa etmesi için sinyal vererek yaraların daha hızlı iyileşmesine yardımcı olur.
Bazı eski araştırmalarda, cilt yaralarına Hiyalüronik asit uygulanmasının yaraların boyutunu azalttığı ve ağrıyı plaseboya veya hiç tedavi uygulanmamasına göre daha hızlı azalttığı gösterilmiştir.
Hiyalüronik asit ayrıca antibakteriyel özelliklere sahiptir, bu nedenle doğrudan açık yaralara uygulandığında enfeksiyon riskini azaltmaya yardımcı olabilir.
Dahası, Hiyalüronik asit ağızda topikal olarak kullanıldığında diş eti hastalıklarını azaltmada, diş ameliyatından sonra iyileşmeyi hızlandırmada ve ülserleri yok etmede etkilidir.
Hiyalüronik asit serumları ve jelleri üzerine yapılan araştırmalar ümit verici olsa da, Hiyalüronik asit takviyelerinin aynı faydaları sağlayıp sağlayamayacağını belirleyen bir araştırma yapılmadı.
Bununla birlikte, oral takviyeler ciltte bulunan Hiyalüronik asit seviyelerini artırdığından, bir miktar fayda sağlayabileceklerinden şüphelenmek mantıklıdır.

3. Kemikleri kayganlaştırarak eklem ağrısını giderin:
Hiyalüronik asit ayrıca eklemlerde bulunur ve burada kemikleriniz arasındaki boşluğu kaygan tutar.
Eklemler kayganlaştığında, kemiklerin birbirine sürtünmesi ve rahatsız edici ağrıya neden olması daha az olasıdır.
Hiyalüronik asit takviyeleri, zamanla eklemlerde aşınma ve yıpranmanın neden olduğu bir tür dejeneratif eklem hastalığı olan osteoartriti olan kişiler için çok faydalıdır.
En az 2 ay boyunca günde 80-200 mg almanın, özellikle 40 ila 70 yaşları arasındaki osteoartritli kişilerde diz ağrısını önemli ölçüde azalttığı gösterilmiştir.
Hiyalüronik asit ayrıca ağrıyı gidermek için doğrudan eklemlere enjekte edilebilir.
Bununla birlikte, 21.000'den fazla yetişkin üzerinde yapılan bir analiz, ağrıda yalnızca küçük bir azalma ve daha büyük bir yan etki riski buldu.
Bazı araştırmalar, oral Hiyalüronik asit takviyelerinin enjeksiyonlarla eşleştirilmesinin ağrı giderici faydaların artmasına ve çekimler arasındaki sürenin artmasına yardımcı olabileceğini göstermektedir.

4. Asit reflü semptomlarını yatıştırır:
Yeni araştırmalar, Hiyalüronik asit takviyelerinin asit reflü semptomlarını azaltmaya yardımcı olabileceğini gösteriyor.
Asit reflü meydana geldiğinde, midenin içindekiler boğaza geri çıkar, bu da yemek borusunun astarında ağrıya ve hasara neden olur.
Hiyalüronik asit, yemek borusunun hasarlı astarını yatıştırmaya ve iyileşme sürecini hızlandırmaya yardımcı olabilir.
2012'de yapılan bir test tüpü çalışması, asitle hasar görmüş boğaz dokusuna Hiyalüronik asit ve kondroitin sülfat karışımı uygulamanın, hiçbir tedavi uygulanmadığı zamana göre çok daha hızlı iyileşmesine yardımcı olduğunu buldu.
İnsan çalışmaları da faydalar göstermiştir.
Bir çalışma, asit azaltıcı bir ilaçla birlikte Hiyalüronik asit ve kondroitin sülfat takviyesi almanın, tek başına asit azaltıcı ilaç almaya göre reflü semptomlarını %60 daha fazla azalttığını buldu.
Başka bir eski çalışma, aynı tür takviyenin asit reflü semptomlarını azaltmada plaseboya göre beş kat daha etkili olduğunu gösterdi.
Bu alandaki araştırmalar hala nispeten yenidir ve bu sonuçları çoğaltmak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.
Bununla birlikte, bu sonuçlar umut vericidir.

5. Kuru göz ve rahatsızlığı giderin:
Yaşlı yetişkinlerin yaklaşık %11'i, gözyaşı üretiminin azalması veya gözyaşlarının çok hızlı buharlaşması nedeniyle kuru göz semptomları yaşar.
Hiyalüronik asit nemi tutmada mükemmel olduğundan, genellikle kuru gözü tedavi etmek için kullanılır.
%0,2-0,4 oranında Hiyalüronik asit içeren göz damlalarının kuru göz semptomlarını azalttığı ve göz sağlığını iyileştirdiği gösterilmiştir.
Yavaş salınan Hiyalüronik asit içeren kontakt lensler de kuru göz için olası bir tedavi olarak geliştirilmektedir.
Ayrıca Hiyalüronik asit içeren göz damlaları, göz ameliyatlarında enflamasyonu azaltmak ve yara iyileşmesini hızlandırmak için sıklıkla kullanılmaktadır.
Bunları doğrudan göze uygulamanın kuru göz semptomlarını azalttığı ve genel göz sağlığını iyileştirdiği gösterilmiş olsa da, oral takviyelerin aynı etkilere sahip olup olmadığı açık değildir.
24 kişi üzerinde yapılan küçük bir çalışma, topikal ve oral Hiyalüronik asit kombinasyonunun kuru göz semptomlarını iyileştirmede tek başına topikal Hiyalüronik asitten daha etkili olduğunu buldu.
Bununla birlikte, oral Hiyalüronik asit takviyelerinin göz sağlığı üzerindeki etkilerini anlamak için daha büyük, yüksek kaliteli çalışmalara ihtiyaç vardır.

6. Kemik gücünü koruyun:
Hiyalüronik asit takviyelerinin kemik sağlığı üzerindeki etkilerini araştırmak için yeni hayvan araştırmaları başlamıştır.
İki eski çalışma, Hiyalüronik asit takviyelerinin, osteoporozdan önce gelen kemik kaybının başlangıç aşaması olan osteopenili sıçanlarda kemik kaybı oranını yavaşlatmaya yardımcı olabileceğini bulmuştur.
Bazı eski test tüpü çalışmaları, yüksek dozlarda Hiyalüronik asidin, yeni kemik dokusu oluşturmaktan sorumlu hücreler olan osteoblastların aktivitesini artırabildiğini de göstermiştir.
İnsanlarda daha yüksek kaliteli, yeni araştırmalara ihtiyaç duyulsa da, erken dönem hayvan ve test tüpü çalışmaları umut vericidir.

7. Mesane ağrısını önleyebilir:
Kadınların yaklaşık %3-6'sı interstisyel sistit veya ağrılı mesane sendromu denilen bir durumdan muzdariptir.
Bu bozukluk, güçlü ve sık idrara çıkma dürtüsü ile birlikte karın ağrısı ve hassasiyete neden olur.
İnterstisyel sistitin nedenleri bilinmemekle birlikte, Hiyalüronik asidin bir kateter yoluyla doğrudan mesaneye yerleştirildiğinde bu durumla ilişkili ağrıyı ve idrar sıklığını hafifletmeye yardımcı olduğu bulunmuştur.
Hiyalüronik asidin neden bu semptomları hafifletmeye yardımcı olduğu belli değil, ancak araştırmacılar mesane dokusundaki hasarı onarmaya yardımcı olduğunu ve ağrıya daha az duyarlı hale getirdiğini varsayıyorlar.
Çalışmalar, oral Hiyalüronik asit takviyelerinin mesanedeki miktarlarını aynı etkilere sahip olacak kadar artırıp artıramayacağını henüz belirlemedi.



3 ÇEŞİT HİYALÜRONİK ASİT: NASIL FARKLILIKLARI:
Üç tip Hiyalüronik asit vardır:
Hidrolize Hiyalüronik asit, cilde nüfuz edecek kadar küçük elementlere bölünmüş Hiyalüronik asittir.
Hiyalüronik asit nemlendiricidir, ancak en nemlendirici seçenek değildir, bu nedenle yağlı veya karma cilde sahip kişiler için en iyisidir çünkü bu cilt tipleri aşırı nemlendirmeden kaçınmak ister.
Sodyum hiyalüronat cildin daha derinlerine iner ve etkileri çok uzun süreli olmasa da daha da iyi sonuçlar verir.
Sodyum hiyalüronat normal cilde sahip insanlar için en iyisidir, çünkü nemin içeri sızmasına izin verir, ancak gerçekten ağır, uzun süreli bir etkiye ihtiyacınız yoktur.
Bu, muhtemelen serumlarda bulacağınız bileşendir.
Sodyum asetillenmiş hiyalüronat, sodyum hiyalüronatın faydalarına sahiptir ancak daha uzun süreli sonuçlar verir.
Kuru cilde sahip olanlar, kuru iklimlerde yaşayanlar veya kuru kış ayları için ürün arayanlar gibi neme ihtiyacı olan kişiler için idealdir.
Aktif bileşenle dolu bir kapsül olan sindirilebilir Hiyalüronik asit de vardır.



HİYALÜRONİK ASİT SİZE NE YARAR?
Hiyalüronik asit, vücudunuzdaki tüm faydaları ve kullanımları nedeniyle dikkat çekici bir maddedir.
İşte Hiyalüronik asidin faydalarından sadece birkaçı:
*Hiyalüronik asit, işlerin sorunsuz ilerlemesine yardımcı olur.
*Hiyalüronik asit, eklemlerinizin iyi yağlanmış bir makine gibi çalışmasına yardımcı olur.
*Hiyalüronik asit, kemiklerin birbirine sürtünerek ağrı ve yaralanmasını önler.
*Hiyalüronik asit, eşyaların nemli kalmasına yardımcı olur.
*Hiyalüronik asit su tutmada çok iyidir.
*Çeyrek çay kaşığı Hiyalüronik asit yaklaşık bir buçuk galon su tutar.
*Bu nedenle Hiyalüronik asit genellikle kuru göz tedavisinde kullanılır.
*Hiyalüronik asit ayrıca nemlendirici krem, losyon, merhem ve serumlarda da kullanılmaktadır.
*Hiyalüronik asit cildinizin esnek olmasını sağlar.
*Hiyalüronik asit cildin esnemesine ve esnemesine yardımcı olur ve cilt kırışıklıklarını ve çizgilerini azaltır.
*Hiyalüronik asidin ayrıca yaraların daha hızlı iyileşmesine yardımcı olduğu ve yara izini azaltabileceği kanıtlanmıştır.



HİYALÜRONİK ASİT NASIL YAPILIR?
Hiyalüronik asit genellikle belirli bakteri türlerinin fermente edilmesiyle üretilir.
Horoz petekleri (bir horozun başının ve yüzünün üstündeki kırmızı, Mohawk benzeri büyüme) de yaygın bir kaynaktır.



HİYALÜRONİK ASİT GÜVENLİ MİDİR?
Evet.
Araştırmalar, Hiyalüronik asit kullanımının güvenli olduğunu göstermektedir.
Hiyalüronik asidin reaksiyonları veya yan etkileri nadirdir ve hamileyseniz veya emziriyorsanız kullanımı güvenlidir.



HİYALÜRONİK ASİTİ NASIL KULLANABİLİRSİNİZ?
Hiyalüronik asit almanın birçok yolu vardır (tek başına veya kombine ürünler halinde).
Birçoğu reçetesiz satılmaktadır.
Bazıları doktor reçetesine ihtiyaç duyar.
Bazıları için, eğitimli bir tıp uzmanı görmeniz gerekir.



HİYALÜRONİK ASİTİN İLK ON FAYDALARI:
1. HİDRASYON:
Hidrasyon = Hiyalüronik asit.
Hiyalüronik asidi cildiniz için BÜYÜK bir su içeceği gibi düşünün.
Hiyalüronik asit, moleküler ağırlığının 1000 katına kadar su tutabilmektedir.
Hiyalüronik asit cilde nüfuz eder ve suyu cilt hücrelerine bağlayarak cildin tüm katmanlarına değerli, gençleştirici nem aşılar.
Saf Hiyalüronik asit Serum, diğer ürünle katmanlanabilir.
Hiyalüronik asit ayrıca etkili olmak için bir dizi başka bileşene ve dolgu maddesine ihtiyaç duymaz.
Aslında Hiyalüronik asit, sınırlı içerikli cilt bakımının nasıl gerçek sonuçlar verebileceğinin mükemmel bir örneğidir.
Hidrasyon cilt için nemden farklıdır.

2. NEMLENDİRİCİ:
Nemlendiriciler cilt bakımında ÇOK kullanılmaktadır.
Bir nemlendiriciyi sünger gibi düşünün; Hiyalüronik asit, toplandıktan sonra nemi çekmeye ve tutmaya devam edecektir.
Hidrojen bağına izin verirler ve suyu çekerler.
Cilt bakım ürünlerindeki nemlendirici örnekleri arasında gliserin, sorbitol (şeker alkolü), heksilen ve butilen glikol ve tabii ki Hiyalüronik asit gibi bileşenler bulunur.
Epidermisi (cildin üst tabakası) değerli nemle doldurduktan sonra, Hiyalüronik asit bir nemlendirici görevi görür ve çevredeki ortamdan nemi çekmeye devam eder.
Bu cilt için kalıcı nem sağlayacaktır.

3. LİPİD BARİYER GELİŞTİRME:
Cildimizin ana işlevi vücudumuzu korumaktır.
Açıkçası cildimiz iç organlarımızı, kaslarımızı, kemiklerimizi vb. dış dünyadan korur.
Ancak cildimiz, vücudumuzu her gün bizi bombardımana tutan zararlı toksinlerden de korur.
Cildin üst tabakası (epidermis) dış hasarın (toksinler) yükünü alır.
Yaşlandıkça, epidermisteki lipit bariyeri (suyu hapseden ve tahriş edici maddelerin cilde girmesini önleyen yağ asitleri) yavaşlar.
UV ışınlarından çevre kirliliğine, yaşam tarzı seçimlerine (sigara içmek gibi) kadar her şey hasara neden olur.
Bu hasar, daha ince çizgiler ve kırışıklıklar, koyu lekeler ve daha kuru cilt ile sonuçlanır.
Hiyalüronik asit, daha da dramatik bir nemlendirici etki için nemi hapsetmeye yardımcı olmak için cildin doğal bariyerlerini güçlendirir.
Zamanla bu, lipit bariyerinin bozulmasını yavaşlatmaya ve onu korumaya ve güçlendirmeye yardımcı olabilir.

4. ARTIRILMIŞ DİRENÇ:
Lipid bariyeri Hiyalüronik asit ile daha da güçlendirildiğinde ve korunduğunda, cilt kendisini çevresel yaş faktörlerine ve kirleticilere karşı daha iyi savunabilir.
Bu toksinlerle savaşmadığı zaman, cilt daha az kırışık, daha parlak ve daha uzun süre canlı kalır.
*Hatırlanması gereken iyi bir ipucu: Birçok üründe kullanılan koruyucular, cildinizin yüzeyini toksinlere karşı koruyan iyi bakterileri öldürerek bariyerinizi yıkabilir.
Sonuç, nem kaybının yanı sıra potansiyel tahriş ve hatta enfeksiyondur.
Sınırlı içerikli ve çok fazla koruyucu içermeyen ürünler arayın.
Yağlı veya akneli cilde sahip birçok insan, cildindeki yağı "sıyırmak" için daha sert kimyasallar uygulamak ister.
Hiyalüronik asitin bilinmesi önemlidir, akneye eğilimli ciltlerin çoğunda iltihaplanma ve tahrişi teşvik eden güçlü bir lipit bariyeri yoktur.
Hiyalüronik asit nemlendirme sağlar, lipit bariyerini korumaya yardımcı olur ve hassas veya akne eğilimli cilde sahip olanlar için önerilir.

5. DAHA SIK CİLT TONU:
Kimse sarkık bir cilt istemez.
Durmadan.
Yaşlandıkça ciltteki elastin parçalanır ve cilt çıt çıtını ya da geri tepme özelliğini kaybeder.
Elastininizi (geri tepme) kontrol etmenin hızlı bir yolu, elinizin üst kısmındaki deriyi kıstırmaktır.
Hızlı bir şekilde geri çekilirse, hala çok fazla elastininiz var demektir.
Yaşlandıkça, cilt eskisi kadar çabuk eski haline dönmez.
Annenizi veya büyükannenizi bir daha ziyaret ettiğinizde testi onlar üzerinde deneyin.
Hiyalüronik asit, elastininizin yerine GEÇMEYECEKTİR, ancak ciltte gerginlik görünümüne yardımcı olabilir.
Hiyalüronik asit cildi nemle doldururken genel cildi sıkılaştırır.
Daha genç bir görünüm için yüz hatlarını sıkılaştırmaya yardımcı olur.

6. DAHA PÜRÜZSÜZ DOKU:
Hiyalüronik asit aynı şekilde cilt görünümünün daha sıkı görünmesini sağladığı gibi cilt dokusunu da pürüzsüzleştirir.
Bu, görebileceğiniz ve hissedebileceğiniz ipeksi pürüzsüz bir yüzey sağlar.
Ciltte gözle görülür şekilde akne izleri varsa, Hiyalüronik asit bu izleri doldurmayacaktır.
Ancak, dermaroller gibi bir aletle birleştiğinde, zamanla Hiyalüronik asit artı bir dermaroller cildin daha pürüzsüz görünmesini sağlayabilir.
Mikro iğneleme, dermaroller kullanmanın diğer faydaları hakkında daha fazla bilgi edinin veya buradan hızlı bir video izleyin.

7. DAHA AZ GÖRÜNEN İNCE ÇİZGİLER VE KIRIKLIKLAR:
Cildi korumaya ve beslemeye başlamak için asla erken değildir. Hiyalüronik asit gerçekten yirmi ve seksen yaşındaki ciltlere fayda sağlayan bir bileşendir.
Hiyalüronik asit, nemi cilde hapsederek ince çizgilerin ve kırışıklıkların görünürlüğünü azaltmaya yardımcı olarak dolgunlaştırıcı bir etki yaratır.
Cilt korunduğunda ve nemlendirildiğinde, cilt nem için savaşmakla meşgul olmadığı için cilt hücresi üretimi artabilir.
Bu, daha pürüzsüz, dolgun cilt hücrelerine yol açar.
Göz çevresindeki cilt, ince çizgileri ve kırışıklıkları ilk gösterenlerden biridir.
Günde iki kez göz kremi kullanmak, cildin esnek ve nemli kalmasına yardımcı olur ve yeni çizgilerin oluşmasını önler.

8. CİLT HÜCRELERİNİN YENİLENMESİNİ UYGULAR:
Hiyalüronik asit, hücre yenilenme sürecini hızlandırmayacak olsa da, cilde ekstra nemlendirme ve bariyer koruması sunarak cilt hücresi yenilenmesini desteklemeye yardımcı olur.
Bu doğal olarak daha sağlıklı hücrelere ve daha canlı bir cilde yol açar.

9. PİGMENTASYON:
8. maddede olduğu gibi, hücre döngüsünde artış olduğunda, Hiyalüronik asit de yaşlılık lekelerini ve pigmentasyon sorunlarını azaltmaya ve önlemeye yardımcı olur.
Ancak bunu kendi başına yapamaz.
Koyu lekeleri tedavi etmeye çalışırken, bir c vitamini serumu ve c vitamini güçlendirici ürün, Hiyalüronik asit ile eşleştirilmelidir.
Ayrıca, cildi gelecekteki güneş hasarından korumadan hiçbir güneş hasarı geri alınamaz.
Her zaman günlük olarak en az 30 SPF kullanın.
Dışarı çıkmayı planlamadığınız günlerde bile.

10. AÇIKLIK:
Yağlı cilt hidrasyondan (su) sıyrıldığında, yağ üreterek cildi nemlendirmeyi fazlasıyla telafi eder.
Büyük bir yanılgı, yağlı ve akne eğilimli ciltlerin nemlendirmeye ihtiyaç duymadığı, ama aslında ihtiyaç duyduklarıdır.
Ciltte uygun nem dengesini teşvik ederek, Hiyalüronik asit gözenekleri tıkayan ve sivilcelere neden olan aşırı yağ üretimini önler.



HİYALÜRONİK ASİT NEDİR?
Hiyalüronik asit korkutucu gelebilir - çoğumuz yüzümüze asit sürmeyi hayal bile etmeyiz - ama bilim bize bunun cilt bakımında harika olduğunu gösteriyor.
Hiyalüronik asit, nemi tutma konusunda benzersiz bir yeteneğe sahip jel benzeri bir maddedir.
Aslında vücudumuz cildimizi yumuşak ve esnek tutmak için doğal olarak üretir.
Hiyalüronik asit ayrıca gözlerimizde, eklemlerimizde ve bağ dokumuzda da bulunur.
Hiyalüronik asit, ağırlığının 1000 katından fazla su tutabildiğinden, Hiyalüronik asit yüz kremlerinde ve serumlarda yaşlanma karşıtı bir bileşen olarak harika bir şekilde çalışır.



KREM VE SERUMLARDA KULLANILAN HİYALÜRONİK ASİT NEDEN YAPILIR?
Kremlerde veya serumlarda bulunan Hiyalüronik asit, bir laboratuvarda biyoteknolojik bir süreç kullanılarak üretilir, bu nedenle tamamen vegandır.
Hiyalüronik asit farklı şekillerde üretilebilir, bu nedenle tam olarak cildin ihtiyaçlarına göre uyarlanmıştır.
Hiyalüronik asit içeren cilt bakımı, cildinizde yaşla birlikte doğal olarak azalan nem eksikliğini telafi edebilir.



HİYALÜRONİK ASİT VÜCUTTA DOĞAL OLARAK OLUŞUR:
Hiyalüronik asit sadece cildimizin değil, aynı zamanda eklem sıvımızın ana bileşeni olan eklem sıvımızın da önemli bir parçasıdır.
Yaşlılıkta eklemlerle ilgili sorunlar varsa, yardımcı olmak için Hiyalüronik asit kullanılabilir.
Örneğin, aktif bileşen modern tıpta osteoartrit tiplerini tedavi etmek için kullanılır.
Tabii ki, size özel tavsiye için bunu doktorunuzla görüşmelisiniz.



HİYALÜRONİK ASİT NASIL KULLANILIR VE HANGİ ŞEKİLLER EN İYİ ÇALIŞIR:
Hiyalüronik asit, molekülün farklı boyutları cilde uygulandığında en iyi şekilde çalışır.
Her iki varyantın olumlu etkilerini bu şekilde kullanırsınız.
Temel kural, Hiyalüronik asit zincirleri ne kadar küçük olursa, Hiyalüronik asit cilde o kadar derin nüfuz edebilir.
Kırışıklıklara karşı kalıcı bir etki için, bakımınız bu nedenle daha yüksek oranda kısa zincirli bileşikler içermelidir - ancak o zaman yaşlanma karşıtı aktif bileşen cilde gerçekten nüfuz edebilir.
Cilt için Hiyalüronik asit kullanmanın serumlardan kremlere kadar birçok yolunu bulacaksınız.



HİYALÜRONİK ASİT NASIL UYGULANIR:
Hiyalüronik asit birçok farklı cilt bakım ürününde yer alır.
Çeşitli Hiyalüronik asit cilt faydalarından en iyi şekilde yararlanmak için ürünün bireysel talimatlarına göre uygulayın.



HİYALÜRONİK ASİTİN CİLDE FAYDALARI:
HİYALÜRONİK ASİT GERÇEKTEN NE YAPAR?
1. KONTURLARI TANIMLAR:
Yaşlandıkça yüz hatlarının yumuşaması oldukça normaldir.
Hiyalüronik asit cilt faydaları, sıkılığı daha uzun süre korumanıza yardımcı olmayı ve cildin daha dolgun görünmesini sağlamayı içerir.
Genellikle Hiyalüronik asit içeren bir krem veya serum kullanmanızı öneririz.
2. CİLDİ DOLGULAR:
Yaşla birlikte yüzdeki cilt dolgunluğunu kaybeder.
Bu özellikle yanaklarda ve çene hattında geçerlidir.
Hiyalüronik asit içeren konsantre formüller, daha dolgun yanaklar ve daha genç bir görünüm veren bir hacim dağıtıcı görevi görür.



HİYALÜRONİK ASİT GÜÇLÜ BİR NEMLENDİRİCİ OLARAK NASIL ÇALIŞIR:
Kremler ve serumlar dahil olmak üzere cilt bakım ürünlerinde topikal olarak kullanıldığında, Hiyalüronik asit cildin nem seviyesini hızla artırarak teninize canlılık verir.
Hiyalüronik asit, su çekme ve tutma özelliğinden dolayı cilt bakım rejiminizde nemlendirici olarak kullanılabilir.
Ek bir avantaj olarak, Hiyalüronik asit diğer birçok cilt aktif maddesiyle de iyi oynar ve bu da onu kabuklar, retinoller, vitaminler ve diğer asitlerle eşleştirmeyi kolaylaştırır.
Tek istisna, içeriği glikolik gibi daha düşük pH seviyeleri içeren asitlerle birleştirmek olabilir, çünkü sonuçta Hiyalüronik asidi bozarak etkisiz hale getirebilir.



HİYALÜRONİK ASİT İÇEREN CİLT BAKIM ÜRÜNLERİ:
Sayısız faydası ve artan popülaritesi nedeniyle, cilt bakımı rutininize Hiyalüronik asit eklemek için hiç bu kadar kolay ve daha iyi bir zaman olmamıştı.
Hiyalüronik asit, en popülerleri gündüz kremleri, gece kremleri, yüz maskeleri, serumlar, göz kremleri ve temizleyiciler olmak üzere birçok üründe temel bir bileşen olarak bulunabilir.

Hiyalüronik asit vücudumuzun üretme kabiliyetine sahip olduğu doğal bir madde olduğu için 24 saat cilt bakım rutininizde birden fazla kullanabilirsiniz.
Bu, cildinizi nemli tutmaya yardımcı olurken aynı zamanda yaşlanma belirtileriyle savaşmaya da yardımcı olacaktır.
Hiyalüronik asit cilt bakımı rutininizden en iyi şekilde yararlanmak için, hem sabah hem de akşam taze temizlenmiş cilde uygulamanızı öneririz.
Cilt bakımı rutininize Hiyalüronik asit eklemek ister misiniz?

• Makyaj: fondöten, pudra, kapatıcı veya BB krem – bu ürünler ayrıca biraz Hiyalüronik asit ile taze ve sıkı bir cilt sağlar.
• Saç bakımı: Hiyalüronik asit içeren şampuanlar, saç kremleri ve spreyler daha fazla hacim verir, pürüzsüz ve ipeksi saçlar sağlar.
En iyi Hiyalüronik asit serumu bile, özellikle yaşlandıkça, iyi bir günlük cilt bakımı rutini ile birlikte kullanmıyorsanız, cildinizi sağlıklı, parlak ve kırışıksız tutmada etkili olmayacaktır.



HİYALÜRONİK ASİTİN FAYDALARI:
✔ Cildi Nemlendirir ve Dolgunlaştırır
✔ Cildi Yumuşak ve Esnek Yapar
✔ İnce Çizgileri ve Kırışıklıkları Azaltır
✔ Parlaklığı Artırır



FİZYOLOJİK FONKSİYON:
1970'lerin sonlarına kadar, Hiyalüronik asit, hücre dışı matrisin bir parçası olan her yerde bulunan bir karbonhidrat polimeri olan "yapışkan" bir molekül olarak tanımlandı.
Örneğin, Hiyalüronik asit eklem sıvısının ana bileşenidir ve sıvının viskozitesini arttırdığı bulunmuştur.
Lubrisin ile birlikte Hiyalüronik asit, sıvının ana kayganlaştırıcı bileşenlerinden biridir.
Hiyalüronik asit, eklem kıkırdağının önemli bir bileşenidir ve her hücrenin (kondrosit) etrafında bir kaplama olarak bulunur.

Agrekan monomerleri, HAPLN1 (Hiyalüronik asit ve proteoglikan bağlantı proteini 1) varlığında hiyalüronana bağlandığında, büyük, oldukça negatif yüklü agregatlar oluşur.
Bu agregatlar suyu emer ve kıkırdağın esnekliğinden (kompresyona karşı direnci) sorumludur.
Hiyalüronanın kıkırdaktaki moleküler ağırlığı (boyutu) yaşla birlikte azalır, ancak miktarı artar.

Bitişik doku katmanları arasındaki kaymayı arttırmak için kas bağ dokularında hiyalüronanın kayganlaştırıcı bir rolü olduğu öne sürülmüştür.
Yoğun fasyal dokulara gömülmüş belirli bir fibroblast tipinin, hiyalüronan açısından zengin matrisin biyosentezi için uzmanlaşmış hücreler olduğu öne sürülmüştür.
İlgili aktiviteleri, bitişik kas bağ dokuları arasındaki kayma kabiliyetinin düzenlenmesinde yer alabilir.
Hiyalüronik asit aynı zamanda doku onarımında yer aldığı cildin önemli bir bileşenidir.

Cilt aşırı UVB ışınlarına maruz kaldığında, Hiyalüronik asit iltihaplanır (güneş yanığı) ve dermisteki hücreler aynı miktarda hiyalüronan üretmeyi durdurur ve bozulma hızını artırır.
Hyaluronan bozunma ürünleri daha sonra UV'ye maruz kaldıktan sonra ciltte birikir.
Hiyalüronik asit, hücre dışı matrislerde bol miktarda bulunurken, hiyalüronan ayrıca doku hidrodinamiğine, hareketine ve hücrelerin çoğalmasına katkıda bulunur ve özellikle birincil reseptörleri dahil olmak üzere bir dizi hücre yüzeyi reseptör etkileşimine katılır.
Etki süresini sınırlayan bu bileşiğin in vivo kaybı da dahil olmak üzere sınırlamalar vardır.

Yara onarımı:
Hücre dışı matrisin ana bileşeni olan Hiyalüronik asit, yara onarımının aşamaları olan doku rejenerasyonu, inflamasyon yanıtı ve anjiyogenezde anahtar bir role sahiptir.
Bununla birlikte, 2016 itibariyle, yanıklarda, diyabetik ayak ülserlerinde veya cerrahi cilt onarımlarında yara iyileşmesi üzerindeki etkisine ilişkin incelemeler, yalnızca sınırlı pozitif klinik araştırma kanıtı göstermektedir.
Hiyalüronik asit su ile birleşir ve bir jel oluşturmak için şişer, bu da onu cilt tedavilerinde yüz kırışıklıkları için bir dermal dolgu maddesi olarak faydalı kılar; etkisi yaklaşık 6 ila 12 ay sürer ve tedavi ABD Gıda ve İlaç İdaresi'nden yasal onay almıştır.



GRANÜLASYON:
Granülasyon dokusu, iyileşen yaralarda bir fibrin pıhtısının yerini alan perfüze, fibröz bağ dokusudur.
Tipik olarak bir yaranın tabanından büyür ve iyileştirdiği hemen hemen her boyuttaki yarayı doldurabilir.
Hiyalüronik asit, granülasyon dokusu matrisinde bol miktarda bulunur.
Doku onarımı için gerekli olan çeşitli hücre fonksiyonları, bu Hiyalüronik asit açısından zengin ağa atfedilebilir.
Bu işlevler, geçici yara matrisine hücre göçünün kolaylaştırılmasını, hücre çoğalmasını ve granülasyon dokusu matrisinin organizasyonunu içerir.
Enflamasyonun başlatılması, granülasyon dokusunun oluşumu için çok önemlidir; bu nedenle, yukarıda tartışıldığı gibi Hiyalüronik asidin proinflamatuar rolü de yara iyileşmesinin bu aşamasına katkıda bulunur.



HÜCRE GÖÇÜ:
Hücre göçü, granülasyon dokusunun oluşumu için gereklidir.
Granülasyon dokusunun erken aşaması, hücrelerin bu geçici yara matrisine göçü için elverişli bir ortam olarak kabul edilen Hiyalüronik asit açısından zengin bir hücre dışı matris tarafından yönetilir.
Hiyalüronik asit, hücre göçünü kolaylaştıran açık hidratlı bir matris sağlarken, sonraki senaryoda, yönlendirilmiş göç ve ilgili hücre mekanizmalarının kontrolüne, HA ve hücre yüzeyi HA reseptörleri arasındaki spesifik hücre etkileşimi aracılık eder.
Hiyalüronik asit, örneğin, hücre dışı sinyalle düzenlenen kinaz, fokal adezyon kinaz ve diğer reseptör olmayan tirozin kinazlar gibi hücre hareketiyle ilişkili birkaç protein kinaz ile bağlantılar oluşturur.
Fetal gelişim sırasında, nöral krest hücrelerinin göç ettiği göç yolu HA açısından zengindir.
Hiyalüronik asit, granülasyon dokusu matrisindeki hücre göçü süreci ile yakından ilişkilidir ve araştırmalar, hücre hareketinin, en azından kısmen, HA bozunması veya HA reseptörü işgalini bloke ederek inhibe edilebileceğini göstermektedir.
Hücreye dinamik kuvvet sağlayarak, Hiyalüronik asit sentezinin de hücre göçü ile ilişkili olduğu gösterilmiştir.
Temel olarak, Hiyalüronik asit plazma zarında sentezlenir ve doğrudan hücre dışı ortama salınır.
Bu, sentez bölgelerinde hidratlanmış mikro ortama katkıda bulunabilir ve hücre ayrılmasını kolaylaştırarak hücre göçü için esastır.



CİLT İYİLEŞTİRME:
Hiyalüronik asit normal epidermiste önemli bir rol oynar.
Hiyalüronik asit ayrıca birçok özelliği nedeniyle yeniden epitelizasyon sürecinde çok önemli işlevlere sahiptir.
Bunlar, epidermisin ana bileşenleri olan bazal keratinositlerin hücre dışı matrisinin ayrılmaz bir parçası olmayı; serbest radikal temizleme işlevi ve keratinosit çoğalması ve göçündeki rolü vardır.

Normal ciltte, Hiyalüronik asit, çoğalan keratinositlerin bulunduğu epidermisin bazal tabakasında nispeten yüksek konsantrasyonlarda bulunur.
CD44, epidermisin bazal tabakasında Hiyalüronik asit ile yan yana bulunur ve burada ek olarak HA açısından zengin matris keselerine bakan plazma zarı üzerinde tercihen eksprese edildiği gösterilmiştir.

Hücre dışı boşluğu korumak ve besinlerin geçişi için sulu olduğu kadar açık bir yapı sağlamak, Hiyalüronik asidin epidermisteki ana işlevleridir.
Bir rapor, retinoik asit (A vitamini) varlığında Hiyalüronik asit içeriğinin arttığını buldu.
Retinoik asidin cildin foto-hasarına ve fotoyaşlanmasına karşı önerilen etkileri, en azından kısmen, artan doku hidrasyonuna yol açan cilt Hiyalüronik asit içeriğindeki artışla ilişkilendirilebilir.

Hiyalüronik asidin serbest radikal yakalama özelliğinin, epidermiste bir HA reseptörü olarak hareket eden CD44'ün rolünü destekleyerek güneş radyasyonuna karşı korumaya katkıda bulunduğu öne sürülmüştür.
Epidermal Hiyalüronik asit ayrıca normal epidermal fonksiyon için gerekli olan keratinosit proliferasyonu sürecinde ve ayrıca doku onarımında yeniden epitelizasyon sırasında bir manipülatör olarak işlev görür.
Yara iyileşme sürecinde, Hiyalüronik asit yara kenarında, bağ dokusu matrisinde eksprese edilir ve göç eden keratinositlerde CD44 ekspresyonu ile kollokasyon yapar.



HİYALÜRONİK ASİTİN BİYOLOJİK SENTEZİ:
Hiyalüronik asit, hiyalüronan sentazlar olarak adlandırılan ve omurgalıların üç tipi olan, HAS1, HAS2 ve HAS3 olmak üzere bir bütünleyici zar proteinleri sınıfı tarafından sentezlenir.
Bu enzimler, hücre zarından hücre dışı boşluğa ABC-taşıyıcı yoluyla ekstrüde edilirken, yeni oluşan polisakarite tekrar tekrar D-glukuronik asit ve N-asetil-D-glukozamin ekleyerek hiyalüronan'ı uzatır.
Fasyasit terimi, HA'yı sentezleyen fibroblast benzeri hücreleri tanımlamak için icat edildi.

Hiyalüronik asit sentezinin, bir 7-hidroksi-4-metilkumarin türevi olan 4-metilumbelliferon (himekromon) tarafından inhibe edildiği gösterilmiştir.
Bu seçici inhibisyon (diğer glikozaminoglikanları inhibe etmeden), habis tümör hücrelerinin metastazını önlemede faydalı olabilir.
Kültürlenmiş insan sinoviyal fibroblastlarında test edildiğinde, yüksek konsantrasyonlarda düşük moleküler ağırlıklı hiyalüronan (<500 kDa) tarafından hiyalüronan sentezinin geri bildirim inhibisyonu vardır, ancak yüksek moleküler ağırlıklı hiyalüronan (>500 kDa) tarafından uyarılır.
Bacillus subtilis yakın zamanda, insan sınıfı ürün üreten patentli bir süreçte hiyalüronanlar elde etmek üzere tescilli bir formülün kültürü için genetik olarak modifiye edilmiştir.



FASYASİT:
Bir fasiyasit, hiyalüronan açısından zengin hücre dışı matris üreten ve kas fasyasının kaymasını modüle eden bir tür biyolojik hücredir.
Fasyasitler, fasyada bulunan fibroblast benzeri hücrelerdir.
Yuvarlak çekirdekli, yuvarlak şekillidirler ve fibroblastlarla karşılaştırıldığında daha az uzun hücresel süreçlere sahiptirler.
Fasyasitler, bir fasyal tabakanın üst ve alt yüzeyleri boyunca kümelenir.
Fasyasitler, fasiyal kaymayı düzenleyen hiyalüronan üretir.



HİYALÜRONİK ASİTİN BİYOSENTETİK MEKANİZMASI:
Hiyalüronik asit (HA), omurgalıların epitelyal ve bağ dokularının hücre dışı matrisinde bulunan, anyonik, jel benzeri bir polimer olan lineer bir glikozaminoglikandır (GAG).
Hiyalüronik asit, yapısal olarak karmaşık, lineer, anyonik polisakkaritler ailesinin bir parçasıdır.
Molekülde bulunan karboksilat grupları, onu negatif yüklü hale getirerek suya başarılı bir şekilde bağlanmasını sağlar ve onu kozmetik ve farmasötik ürünler için değerli kılar.

Hiyalüronik asit, tekrar eden β4-glukuronik asit (GlcUA)-β3-N-asetilglukosamin (GlcNAc) disakkaritlerinden oluşur ve iyi tanımlanmış, düzgün zincir uzunlukları karakteristiğini üreten bir integral membran proteinleri sınıfı olan hiyalüronan sentazlar (HAS) tarafından sentezlenir. HA'ya.
Omurgalılarda mevcut üç tip HAS vardır: HAS1, HAS2, HAS3; bunların her biri Hiyalüronik asit polimerinin uzamasına katkıda bulunur.
Bir Hiyalüronik asit kapsülünün oluşturulması için bu enzimin mevcut olması gerekir çünkü UDP-şeker öncülerini HA'ya polimerize eder.
Hiyalüronik asit öncülleri, ana HA öncüsü olan glukoz-6-fosfatı veren heksokinaz tarafından ilk fosforilasyon glukozuyla sentezlenir.

Daha sonra, her ikisi de Hiyalüronik asit oluşturmak üzere reaksiyona giren UDP-n-asetilglukosamin ve UDP-glukuronik asidi sentezlemek için iki yol izlenir.
Glikoz-6-fosfat, hasE (fosfoglukoizomeraz) ile fruktoz-6-fosfata veya pgm (a -fosfoglukomutaz) kullanılarak glikoz-1-fosfata dönüştürülür, burada her ikisi de farklı reaksiyonlara girer.
UDP-glukuronik asit ve UDP-n-asetilglukosamin, hasA (HA sentaz) aracılığıyla Hiyalüronik asit oluşturmak üzere birbirine bağlanır.

UDP-glukuronik asidin sentezi:
UDP-glukuronik asit, glikoz-1-P'yi UDP-glikoza dönüştüren hasC'den (UDP-glikoz pirofosforilaz) oluşur ve bu daha sonra UDP-glukuronik asit oluşturmak için hasB (UDP-glukoz dehidrojenaz) ile reaksiyona girer.

N-asetil glukozamin sentezi:
Fruktoz-6-P'den ileri giden yol, glukozamin-6-P oluşturmak için glmS'yi (amidotransferaz) kullanır.
Daha sonra, glmM (Mutaz) bu ürünle reaksiyona girerek glukozamin-1-P oluşturur.
hasD (asetiltransferaz) bunu n-asetilglukozamin-1-P'ye dönüştürür ve son olarak hasD (pirofosforilaz) bu ürünü UDP-n-asetilglukozamin'e dönüştürür.

Son adım:
İki disakkarit Hiyalüronik asit oluşturur
UDP-glukuronik asit ve UDP-n-asetilglukosamin, hasA (HA sentaz) yoluyla Hiyalüronik asit oluşturmak için birbirine bağlanarak sentezi tamamlar.

Bozulma:
Hiyalüronik asit, hiyalüronidaz adı verilen bir enzim ailesi tarafından parçalanabilir.
İnsanlarda, birçoğu tümör baskılayıcı olan en az yedi tip hiyalüronidaz benzeri enzim vardır.
Hiyalüronanın bozunma ürünleri, oligosakkaritler ve çok düşük moleküler ağırlıklı hiyalüronan, pro-anjiyojenik özellikler sergiler.
Ek olarak, son araştırmalar, doğal yüksek moleküler ağırlıklı molekül değil, hiyalüronan fragmanlarının, doku yaralanmasında ve deri naklinde makrofajlarda ve dendritik hücrelerde inflamatuar yanıtları indükleyebileceğini göstermiştir.
Hyaluronan ayrıca enzimatik olmayan reaksiyonlar yoluyla da parçalanabilir.
Bunlar arasında asidik ve alkali hidroliz, ultrasonik parçalanma, termal ayrışma ve oksidanlar tarafından bozunma yer alır.



HİYALÜRONİK ASİTİN ETİMOLOJİSİ:
Hiyalüronik asit, ilk olarak vitröz hümörden izole edildiği ve yüksek bir üronik asit içeriğine sahip olduğu için hyalos (Yunanca vitreus, 'cam benzeri' anlamına gelir) ve üronik asitten türetilmiştir.
Hyaluronat terimi, Hiyalüronik asidin eşlenik bazını ifade eder.
Molekül tipik olarak in vivo polianiyonik formunda bulunduğundan, Hiyalüronik asit en yaygın olarak hiyalüronan olarak anılır.



HİYALÜRONİK ASİT TARİHÇESİ:
Hiyalüronik asit ilk olarak 1934 yılında Karl Meyer ve John Palmer tarafından bir ineğin gözündeki camsı cisimden elde edilmiştir.
İlk hiyalüronan biyomedikal ürünü olan Healon, 1970'lerde ve 1980'lerde Pharmacia tarafından geliştirildi ve göz cerrahisinde (yani kornea transplantasyonu, katarakt cerrahisi, glokom cerrahisi ve retina dekolmanını onarmak için cerrahi) kullanım için onaylandı.
Diğer biyomedikal şirketler de oftalmik cerrahi için hyaluronan markaları üretiyor.

Doğal Hiyalüronik asit nispeten kısa bir yarı ömre sahiptir (tavşanlarda gösterilmiştir), bu nedenle zincirin uzunluğunu uzatmak ve molekülü tıbbi uygulamalarda kullanmak üzere stabilize etmek için çeşitli üretim teknikleri uygulanmıştır.
Protein bazlı çapraz bağların tanıtımı, sorbitol gibi serbest radikal süpürücü moleküllerin tanıtımı ve Hiyalüronik asit zincirlerinin NASHA (hayvan olmayan stabilize Hiyalüronik asit) gibi kimyasal maddelerle minimum stabilizasyonu, bugüne kadar geliştirilmiş tekniklerdir.

1970'lerin sonlarında, göz içi lens implantasyonunu, ameliyat sırasında endotel hücre hasarı nedeniyle sıklıkla şiddetli kornea ödemi izledi.
Hiyalüronik asit, endotel hücrelerinin bu şekilde kazınmasını önlemek için viskoz, berrak, fizyolojik bir kayganlaştırıcıya ihtiyaç duyulduğu açıktı.
"Hiyalüronan" ismi tuz için de kullanılmaktadır.



HİYALÜRONİK ASİT ARAŞTIRMASI:
Hiyalüronik asidin yüksek biyouyumluluğu ve dokuların hücre dışı matrisindeki yaygın varlığı nedeniyle, hiyalüronan doku mühendisliği araştırmalarında bir biyomalzeme iskelesi olarak popülerlik kazanıyor.
Özellikle araştırma grupları, hiyalüronanın doku mühendisliği ve rejeneratif tıp için özelliklerinin, bir hidrojel üreten çapraz bağlama ile önemli ölçüde iyileştirildiğini bulmuştur.

Çapraz bağlama, arzu edilen bir şekle izin vermenin yanı sıra terapötik molekülleri bir konakçıya iletebilir.
Hiyalüronik asidin endotel hücrelerini çoğalması için uyararak anjiyogenezi düzenleme kabiliyeti nedeniyle, hiyalüronan vasküler morfogenezi incelemek için hidrojeller oluşturmak için kullanılabilir.

Bu hidrojeller, insan yumuşak dokusuna benzer özelliklere sahiptir, ancak aynı zamanda kolayca kontrol edilebilir ve değiştirilebilir, bu da Hiyalüronik asidi doku mühendisliği çalışmaları için çok uygun hale getirir.
Örneğin, Hiyalüronik asit hidrojelleri, proliferasyonu ve vasküler ağ oluşumunu teşvik etmek için VEGF ve Ang-1 gibi uygun büyüme faktörlerini kullanarak endotelyal progenitör hücrelerden vaskülatür mühendisliği için çekicidir.
Bu jellerde koful ve lümen oluşumu, ardından hidrojelin bozunmasıyla dallanma ve filizlenme ve son olarak da kompleks ağ oluşumu gözlemlenmiştir.

Hiyalüronik asit hidrojellerini kullanarak vasküler ağlar oluşturma yeteneği, in vivo ve klinik uygulamalar için fırsatlara yol açar.
Endotelyal koloni oluşturan hücrelere sahip Hiyalüronik asit hidrojellerinin hidrojel oluşumundan üç gün sonra farelere implante edildiği bir in vivo çalışma, konakçı ve tasarlanmış damarların implantasyondan sonraki 2 hafta içinde birleştiğine dair kanıtlar gördü ve bu, tasarlanmış vaskülatürün canlılığını ve işlevselliğini gösteriyor.



HİYALÜRONİK ASİT İLK YARDIM ÖNLEMLERİ:
-İlk yardım önlemlerinin açıklaması:
*Genel tavsiye:
Bu malzeme güvenlik bilgi formunu görevli doktora gösterin.
*Solunması halinde:
Teneffüs ettikten sonra:
Temiz hava aldırın.
*Cilde teması halinde:
Kirlenmiş olan giysilerinizi hemen çıkarınız.
Cildi su/duş ile durulayın.
Bir doktora danışın.
*Göz teması halinde:
Göz temasından sonra:
Bol su ile durulayın.
Derhal göz doktoruna başvurun.
Kontakt lensleri çıkarın.
*Yutulduğunda:
Yuttuktan sonra:
Derhal hastaya su içirin (en fazla iki bardak).
Bir doktora danışın.
- Herhangi bir acil tıbbi müdahale ve gerekli özel tedavi belirtisi:
Veri yok



HİYALÜRONİK ASİTİN KAZA SONUCU SALINIM ÖNLEMLERİ:
-Çevresel önlemler:
Ürünün kanalizasyona girmesine izin vermeyin.
- Muhafaza etme ve temizleme yöntemleri ve malzemeleri:
Drenajları kapatın.
Dökülenleri toplayın, bağlayın ve pompalayın.
Kuru alın.



HİYALÜRONİK ASİT YANGINLA MÜCADELE ÖNLEMLERİ:
-Yıkıcı medya:
*Uygun söndürme maddesi:
Yerel koşullara ve çevredeki ortama uygun söndürme önlemlerini kullanın.
*Uygun olmayan söndürme maddesi:
Bu madde/karışım için herhangi bir söndürme maddesi sınırlaması yoktur.
-Daha fazla bilgi:
Yangın söndürme suyunun yüzey sularını veya yer altı su sistemini kirletmesini önleyin.



HİYALÜRONİK ASİT MARUZİYETİ KONTROLLERİ/KİŞİSEL KORUNMA:
-Kontrol parametreleri:
--İş yeri kontrol parametrelerine sahip içerikler:
-Pozlama kontrolleri:
--Kişisel koruyucu ekipman:
*Göz/yüz koruması:
Göz koruması için ekipman kullanın.
Sıkıca oturan güvenlik gözlükleri takın.
* Cilt koruması:
Tam iletişim:
Malzeme: Nitril kauçuk
Minimum katman kalınlığı: 0,11 mm
Geçiş süresi: 480 dakika
Sıçrama teması:
Malzeme: Nitril kauçuk
Minimum katman kalınlığı: 0,11 mm
Geçiş süresi: 480 dakika
*Vücut koruması:
koruyucu giysi giyin.
-Çevresel maruziyetin kontrolü:
Ürünün kanalizasyona girmesine izin vermeyin.



HİYALÜRONİK ASİTİN KULLANILMASI ve DEPOLANMASI:
-Güvenli kullanım için önlemler:
*Hijyen önlemleri:
Kirlenmiş giysileri hemen değiştirin.
Önleyici cilt koruması uygulayın.
Madde ile çalıştıktan sonra ellerinizi ve yüzünüzü yıkayın.
-Herhangi bir uyumsuzluk da dahil olmak üzere güvenli depolama koşulları:
*Depolama koşulları:
Sıkıca kapalı tutun.
Kuru tutun.
higroskopik.
İnert gaz altında saklayın.



HİYALÜRONİK ASİTİN KARARLILIK VE REAKTİVİTESİ:
-Reaktivite:
Veri yok
-Kimyasal stabilite:
Ürün, standart ortam koşullarında (oda sıcaklığında) kimyasal olarak kararlıdır.
-Kaçınılması gereken durumlar:
Bilgi bulunmamaktadır



EŞ ANLAMLI:
Poli{[(2S,3R,4R,5S,6R)-3-asetamido-5-hidroksi-6-(hidroksimetil)oksan-2,4-diil]oksi[(2R,3R,4R,5S,6S)- 6-karboksi-3,4-dihidroksioksan-2,5-diil]oksi}



HMDTMPA
HMDTMPA; HDTMPA; HDTMP(A) ,HexaMethyleneDiamineTetra(MethylenePhosphonic Acid); HexaMethyleneDiamineTetra (MethylenePhosphonic Acid) HMDTMPA; Hexamethylenediaminetetrakis-(methylenephosphonic acid); Phosphonates Antiscalants, Corrosion Inhibitors and Chelating Agents CAS No. 23605-74-5
HMDTMPA
Synonymshmdtmpa-6k;Hexapotassium dihydrogen [hexane-1,6-diylbis[nitrilobis(methylene)]]tetrakisphosphonate;Phosphonic acid, 1,6-hexanediylbisnitrilobis(methylene)tetrakis-, hexapotassium salt;HMDTMPA;Potassium Salt of HexaMethyleneDiamineTetra (MethylenePhosphon cas :53473-28-2
HMDTPMPA.K6
Tributyl phenol polyethylene glycol ether sulfate, sodium salt cas no:9016-45-9
Hodan Ekstraktı
Sığır Kuyruğu Ekstrakt; Borago officinalis extract ;borago officinalis herb extract; extract of the herb, borago officinalis l., boraginaceae cas no:84012-16-8
HODAN YAĞI
Hodan yağı, bağışıklık sistemini düzenlemeye ve iltihabı azaltmaya yardımcı olan, romatoid artrit ve egzama gibi durumlar için faydalı kılan bir omega-6 yağ asidi olan zengin bir gama-linolenik asit (GLA) kaynağıdır.
Borago officinalis bitkisinin tohumlarından elde edilen Hodan yağı, cilt sağlığını destekleyebilen, hormonal dengesizlikleri yönetebilen ve genel sağlığı geliştirebilen en yüksek GLA kaynaklarından biridir.
Hodan yağının antiinflamatuar ve antioksidan özellikleri, eklem ağrısı ve cilt bozukluklarından solunum yolu enfeksiyonlarına ve bebeklerde büyüme gelişimine kadar çeşitli sorunların tedavisinde etkili olmasını sağlar.

CAS Numarası: 9005-26-7 (Hodan yağı için)
EC Numarası: 232-287-5
Moleküler Formül: C18H30O2
Molar Kütle: 278,43 g/mol

Eş anlamlılar: Hodan Tohumu Yağı, Yıldız Çiçeği Yağı, Borago Officinalis Yağı, Borago Yağı, Yıldız Çiçeği Tohumu Yağı, Hodan Yağı Ekstraktı, Hodan Ekstraktı, Borago Officinalis Ekstraktı, Hodan Esansiyel Yağı, Hodan Yağı Konsantresi, Hodan İnfüzyonu, Hodan Lipid Ekstraktı, Yıldız Çiçeği Lipid, Hodan Yağ Çözeltisi, Hodan Yağı Özü, Borago Yağı Özü, Hodan Yağı Tentürü, Borago Officinalis Tohumu Yağı, Yıldız Çiçeği Yağı Ekstraktı, Hodan Tohumu Ekstraktı

Hodan yağı, bir tür çoklu doymamış yağ asidi (PUFA) olan yüksek düzeyde GLA sağlayan doğal bir maddedir.
Hodan yağı, Borago officinalis tür adını taşıyan ve yerlisi Kuzey Afrika ve Avrupa olan hodan bitkisinin tohumlarından elde edilir.

Hodan yağı insan beslenmesinde yüksek miktarlarda bulunmaz.
Bu nedenle çoğu insan, Hodan yağının faydalarını sağlamak için hem Hodan yağı hem de çuha çiçeği yağı da dahil olmak üzere takviyelere yöneliyor.

Hodan yağı, vücudun bağışıklık sistemini düzenleyebilen ve eklem iltihabıyla mücadele edebilen esansiyel yağ asitleri açısından zengin bir besin takviyesidir.
Mevcut kanıtlar hodan tohumu yağının romatoid artrit semptomlarını iyileştirebileceğini düşündürmektedir.

Hodan yağı çok yüksek düzeyde iki tür çoklu doymamış omega-6 esansiyel yağ asidi içerir: %20-26 gama-linolenik asit (GLA) ve linolenik asit (vücudunuzun GLA'ya dönüştürdüğü LA).
GLA, eklemin hücre yapısını ve fonksiyonunu korumak için önemli olan esansiyel bir yağ asididir.

Vücudunuz Hodan yağını, bağışıklık sisteminizi düzenleyen ve eklem iltihabıyla mücadele eden prostaglandinler adı verilen hormon benzeri maddelere dönüştürür.
Hodan yağı ayrıca bazı inflamatuar hücrelere doğrudan etki ederek inflamatuar yanıtları da baskılayabilir.

Normal beslenmede genellikle kullanılan diğer yağlar (ayçiçek yağı gibi) sadece LA içerir.
Hodan yağı saf GLA'nın en zengin kaynağıdır.

Hodan yağı ayrıca tannik, oleik ve palmetik asit içerir.
Hodan yağı, egzama (atopik dermatit), kafa derisinde kırmızı, kaşıntılı döküntü (seboreik dermatit) ve nörodermatit adı verilen bir tür cilt rahatsızlığı gibi cilt bozukluklarında kullanılır.

Hodan yağı ayrıca romatoid artrit (RA), diş etlerinin şişmesi, stres, adet öncesi sendromu (PMS), diyabet, dikkat eksikliği-hiperaktivite bozukluğu (ADHD), akut solunum sıkıntısı sendromu (ARDS), alkolizm, ağrı ve şişlik için de kullanılır.
Hodan yağı bazen erken doğmuş bebeklerin gelişimini desteklemek için gerekli yağ asitlerini sağlamak amacıyla bebek mamasına küçük miktarlarda eklenir.

Hodan çiçeği ve yaprakları ateş, öksürük ve depresyon tedavisinde kullanılır.

Hodan yağı aynı zamanda adrenal yetmezlik adı verilen bir hormon probleminde, "kanın temizlenmesi" için, idrar akışını arttırmak için, akciğer iltihabını önlemek için, sakinleştirici olarak ve terlemeyi teşvik etmek için de kullanılır.
Hodan yağı ayrıca anne sütü üretimini arttırmak, bronşit ve soğuk algınlığını tedavi etmek için de kullanılır.

Hodan yağı, bebeklerin kafa derisindeki kırmızı, kaşıntılı döküntü (seboreik dermatit) için cilde uygulanır ve ayrıca cildi yumuşatmak için pansuman olarak da kullanılır.

Yemeklerde hodan, salata ve çorbalarda yenir.
İmalatta cilt bakım ürünlerinde hodan kullanılmaktadır.

Hodan yağı, gama-linolenik asit olarak bilinen omega-6 yağ asidini içerir.
Hodan yağı ayrıca vücutta doğal olarak üretilir ve antiinflamatuar aktiviteye sahip olduğu düşünülmektedir.

Hodan yağı ayrıca öksürüğü olan hastalarda balgam üretmek için balgam söktürücü görevi görebilen yapışkan bir bitkisel şeker karışımı olan müsilaj içerir.
Hodan yağı romatoid artrit, cilt iltihabı, diyabetik sinir ağrısı, menopoz semptomları ve mide-bağırsak sorunları için teşvik edildi, ancak araştırmalar romatoid artrit semptomlarını hafifletmek için kullanımına yalnızca orta düzeyde destek gösteriyor.

Bitkinin tohumlarından elde edilen Hodan yağı, zengin bir gama-linolenik asit ve linoleik asit (LA) kaynağıdır.
Bitkisel ve geleneksel tıpta Hodan yağı terlemeyi teşvik etmek, balgam söktürücü ve antiinflamatuar olarak, emzirmeyi teşvik etmek, adrenal fonksiyonu uyarmak ve GLA elde etmek için çuha çiçeği yağına alternatif bir kaynak olarak kullanılmıştır.
Hodan yağı ayrıca romatoid artrit, atopik dermatit, diyabetik nöropati, menopozla ilişkili semptomlar ve gastrointestinal hastalıkları tedavi etmek için de teşvik edilmiştir.

Hodan yağının antiinflamatuar özellikleri, yüksek GLA içeriğine bağlanmıştır.
Hodan yağı ayrıca linoleik, oleik, palmitik, stearik, eikosenoik ve erusik asitler dahil olmak üzere diğer yağ asitlerini de içerir.

GLA, prostaglandin öncüsü dihomo-gama-linolenik asit'e dönüştürülebilir.
DGLA, araşidonik asidin lökotrienlere ve diğer prostaglandinlere dönüşümünü engelleyebilir.

GLA, romatoid artritle bağlantılı bir inflamatuar aracı olan TNF-alfa sentezini baskılayan cAMP seviyelerini artırabilir.
Müsilaj bileşeni balgam söktürücü benzeri bir etkiye sahiptir ve malik asit hafif bir idrar söktürücü etkiye sahiptir.
Tanen bileşeninin hafif büzücü ve kabızlık etkileri olabilir.

Hodan yağı, Borago officinalis bitkisinin tohumlarından elde edilen bir ekstrakttır.

Hodan yağı, yüksek gama linolenik asit içeriği nedeniyle ödüllendirilir.
Hodan yağı, bu yağ asidinin birçok hastalığa bağlı inflamasyonu azaltmaya yardımcı olabileceğini düşünüyor.

Hodan yağı, esansiyel yağ asitlerinin en zengin kaynaklarından biridir.
Bu yağ asitlerinden biri de cildi beslemeye ve nemlendirmeye yardımcı olan gama-linolenik asittir.
Hodan yağı özellikle hassas veya olgun cilde sahip olanlar için iyi sonuç verir.

Yıldız çiçeği veya arı çiçeği olarak da bilinen hodan, çoğunlukla tohumları için hasat edilen bir bitkidir.
Hodan yağı kaba, tüylü yaprakları olan yıllık bir bitkidir.

Hodan yağı 2 ila 3 metre boyunda büyür ve mavi, yıldız şeklinde çiçekleri vardır.
Yaprakları ve sapları gri-yeşil renktedir.

Geleneksel tıpta hodan sakinleştirici ve idrar söktürücü olarak, nöbetler ve böbrek hastalıklarının tedavisinde kullanılır.
Yapraklar genellikle kurutulmuş otlar veya çay olarak kullanılır.

Günümüzde taze hodan yenilip garnitür olarak veya içeceklerde kullanılmaktadır.
Tohumlar ayrıca takviye olarak kullanılan hodan tohumu yağı yapmak için de preslenir.

Hodan yağı sıklıkla çuha çiçeği yağıyla birlikte kullanılır, ancak daha fazla gama-linoleik asit veya omega-6 yağ asidi bulunur.

Yüzlerce yıldır geleneksel tıp uygulamalarında yaygın bir bitkisel tedavi olan Hodan yağının, ciltteki alevlenmeleri tedavi etmekten ağrıyı azaltmaya kadar çok sayıda kullanımı vardır.
Hodan yağını topikal olarak cilt üzerinde veya dahili olarak kapsül formunda kullanmanın en faydalı yönü, Hodan yağının güçlü anti-inflamatuar etkilere sahip olmasıdır.

Hodan yağı, doğal bir antiinflamatuar takviye olarak giderek daha popüler hale geliyor çünkü tüm tohum yağları arasında en yüksek miktarda gama-linolenik asitten birine sahip.
GLA, vücudun kendi başına üretemediği bir tür omega-6 yağ asididir, bu nedenle onu dış kaynaklardan almalıyız.

Bir dereceye kadar hepimiz omega-6 yağ asitlerinin diğer formlarını (fındıklarda veya tohumlarda bulunan ve konjuge linoleik asit adı verilen tür) GLA'ya dönüştürebilsek de, Hodan yağı tercih edilir ve onu doğrudan tüketmek daha etkilidir.

Hodan yağı, bir tür çoklu doymamış yağ asidi (PUFA) olan yüksek düzeyde GLA sağlayan doğal bir maddedir.
Hodan yağı, Borago officinalis tür adını taşıyan ve yerlisi Kuzey Afrika ve Avrupa olan hodan bitkisinin tohumlarından elde edilir.

Hodan yağı insan beslenmesinde yüksek miktarlarda bulunmaz.
Bu nedenle çoğu insan faydalarını sağlamak için hem Hodan yağı hem de çuha çiçeği yağı da dahil olmak üzere takviyelere yöneliyor.

Araştırmalar, Hodan yağının yaklaşık yüzde 23 oranında GLA'dan oluştuğunu ve bu durumun onu en zengin kaynaklardan biri haline getirdiğini gösteriyor. (Karşılaştırma olarak, çuha çiçeği yağında yaklaşık yüzde 9 bulunur)
Bu, Hodan yağının her gün daha az kapsül alındığında bile etkili olabileceği anlamına gelir; bu da yan etki riskini azaltır.

Hodan yağı içeren diyet takviyelerinin, yağların prostaglandin E1 gibi metabolitlere hatalı dönüşümünün düzeltilmesine yardımcı oldukları için inflamatuar bozuklukların tedavisinde yararlı olduğu düşünülmektedir.
Vücut, belirli enzimleri uygun seviyelerde tutan önemli bir metabolik adımı tamamlayamadığında, çoğu hastalığın kökü olan inflamasyonun zamanla tehlikeli bir şekilde artması daha kolay olur.

Hodan yağının ayrıca dolaşımı artırıcı etkilere sahip olduğu ve metabolik süreçler üzerinde olumlu bir etkiye sahip olduğu düşünülmektedir.

Omega-3 ve omega-6 PUFA'lar hastalıklarla mücadelede önemli bir rol oynar çünkü birlikte vücudun iltihaplanma tepkilerinden sorumlu olan moleküllerin (bazıları prostaglandinler, lökotrienler ve interlökinler adı verilen sitokinlerdir) salınımının kontrol edilmesine yardımcı olurlar.

Hodan yağının antioksidan özellikleri ve iltihapla mücadele etme yeteneği nedeniyle, faydaları arasında aşağıdakiler de dahil olmak üzere hem kısa hem de uzun vadeli çok çeşitli hastalıkların tedavisine yardımcı olma yeteneği bulunur:
PMS belirtileri (göğüs ağrısı veya hassasiyeti, kaygı ve ciltte çatlaklar dahil)
Kemik kaybı ve osteoporoz (özellikle omega-3 balık yağları gibi kemik yapıcı takviyelerle birleştirildiğinde)
DEHB belirtileri
Egzama veya atopik dermatit dahil cilt bozuklukları
Sıcak basması ve gece terlemesi dahil menopoz semptomları
Adrenal yetmezlik de dahil olmak üzere hormonal dengesizlikler
Devam eden yorgunluk veya kronik yorgunluk sendromu
Romatoid artrit ağrısı
Stresle baş etmek
Diyabeti yönetmek
Anne sütü üretimini teşvik etmek
Solunum sıkıntısı (ARDS), bronşit, soğuk algınlığı, öksürük ve ateş
Alkolizm
Ağrı ve şişlik
Kalp hastalığını ve felci önlemek

Aşağıdakiler de dahil olmak üzere vücudunuzun Los Angeles'tan Hodan yağı üretimine müdahale edebilecek çeşitli faktörler vardır:
Yaşlanma
Diyet eksiklikleri
Viral enfeksiyonlar
Bazı hastalıklar

Hodan yağının faydaları ve kullanım alanları:

Hodan yağının aşağıdaki kullanımlar için umut vaat ettiği düşünülmektedir:
Enflamasyon
Akne
Meme ağrısı
Kardiyovasküler hastalık
Egzama
Menopoz
Gül hastalığı
Romatoid artrit (RA) dahil artrit

Hodan yağının kullanım alanları:
Hodan yağı, iltihaplanmayı yönetmeye yardımcı olmak ve ağrı azaltıcı etkileri nedeniyle sıklıkla çuha çiçeği veya balık yağı takviyeleri ile birlikte kullanılır.
Bu takviyelerin, eklem destekleyici veya yaşlanma karşıtı takviyeler gibi birlikte satıldığını görebilirsiniz.

Sonuçların tamamen ortaya çıkması birkaç haftadan birkaç aya kadar sürebilir; bazı kişilerin Hodan yağının tüm ağrı azaltıcı faydalarının çok belirgin hale gelmesi altı aya kadar sürebilir.
Hodan yağı ağız yoluyla alınmasının yanı sıra cildin bariyerini iyileştirmek için ciltte de kullanılır.
Büyümeye yardımcı olan temel yağları sağlamak için bazen güçlendirilmiş bebek mamalarına Hodan yağı da eklenir.

Kozmetik ve Cilt Bakımı Kullanım Alanları:

Nemlendirici:
Hodan yağı, cildi nemlendirmek ve yumuşatmak için losyonlarda, kremlerde ve serumlarda kullanılır.
Cildin nemini korumaya ve bariyer fonksiyonunu iyileştirmeye yardımcı olur.

Anti-İnflamatuar Tedavi:
Egzama, sedef hastalığı ve akne gibi inflamatuar cilt rahatsızlıklarına yönelik ürünlere dahil edilir.
Yüksek gama-linolenik asit (GLA) içeriği nedeniyle kızarıklığı, tahrişi ve iltihabı azaltır.

Cilt Onarımı ve Yenilenmesi:
Güneş sonrası bakım ve yara iyileştirme tedavileri gibi cilt onarımı ve iyileşmesi için tasarlanmış ürünlere eklenir.
Cildin yenilenmesini ve onarımını destekleyerek genel cilt dokusunu ve görünümünü iyileştirir.

Yaşlanma Karşıtı:
İnce çizgilerin ve kırışıklıkların görünümünü azaltmaya yardımcı olmak için yaşlanma karşıtı formülasyonlara dahildir.
Cildin elastikiyetini ve sıkılığını destekleyen esansiyel yağ asitlerini sağlar.

Nemlendirici ve Yatıştırıcı:
Hodan yağı, kuru veya hassas ciltler için yüz yağlarında ve maskelerde kullanılır.
Cildi rahatlatır ve nemlendirir, cildin pürüzsüz ve tazelenmiş hissetmesini sağlar.

Selülit Karşıtı:
Selülitleri hedef alan vücut losyonları ve kremlerinde bulunur.
Hodan yağı cilt dokusunu ve elastikiyetini iyileştirerek selülit görünümünün azaltılmasına yardımcı olabilir.

Sağlık ve Sağlıklı Yaşam Kullanım Alanları:

Diyet Takviyesi:
Oral tüketim için kapsül veya sıvı formda mevcuttur.
Kardiyovasküler sağlığı, hormonal dengeyi ve genel sağlığı destekleyebilen, özellikle GLA olmak üzere esansiyel yağ asitlerini sağlar.

Eklem ve Kas Sağlığı:
Hodan yağı, eklem ve kasların rahatlatılması için takviyelerde veya topikal ürünlerde kullanılır.
Hodan yağı iltihabı azaltmaya ve eklem sağlığını desteklemeye yardımcı olabilir.

Hormonal Denge:
Hormonal dengeyi desteklemeyi amaçlayan takviyelere dahildir.
Hodan yağı, adet rahatsızlığı gibi hormonal dengesizliklerle ilişkili semptomların yönetilmesine yardımcı olabilir.

Bağışıklık Desteği:
Bağışıklık fonksiyonunu güçlendirmek için sağlık takviyelerine dahil edilir.
Hodan yağının antiinflamatuar ve antioksidan özellikleri sayesinde bağışıklık sağlığını destekler.

Saç Bakımında Kullanım Alanları:

Saç Nemlendirici:
Şampuanlara, saç kremlerine ve saç maskelerine eklenir.
Saç derisini nemlendirmeye ve saç dokusunu iyileştirmeye, kuruluğu ve kırılganlığı azaltmaya yardımcı olur.

Saç Derisi Sağlığı:
Hodan yağı saç derisi tedavilerinde veya yağlarda kullanılır.
Hodan yağı, saç derisi tahrişini hafifletmeye ve genel saç derisi sağlığını desteklemeye yardımcı olabilir.

Hodan yağının faydaları:

Anti-İnflamatuar Özellikler Sağlar:
Hodan yağı, sağlıklı bir bağışıklık tepkisini desteklemenin yanı sıra, toksik hücrelerin hücre ölümü (apoptoz) üzerinde de olumlu etkilere sahip olabilir.
Hodan yağı vücuda girdiğinde dihomo-γ-linolenik asit (DGLA) adı verilen bir maddeye dönüştürülür.
Bu, bağışıklık sisteminin ürettiği prostaglandinler ve lökotrien bileşiklerinin öncüsü olarak görev yapar.

DGLA'nın, otoimmün reaksiyonların ve trombotik etkilerin artmasından kısmen sorumlu olan lökotrien sentezini inhibe etmesi nedeniyle inflamasyonu azalttığına inanılmaktadır.
Hodan yağı tedavileriyle birlikte omega-3 yağ asitleri alan kişilerin daha da iyi sonuçlara sahip olduğu görülüyor.

Kanserle Savaşmaya Yardımcı Antioksidan Özellikleri Vardır:
Hodan yağının, kanserli hücrelerin büyümesiyle savaşmaya yardımcı olan anti-mutajenik özelliklere ve antioksidan özelliklere sahip olduğu bilinmektedir.

Laboratuvar çalışmalarında Hodan yağı, sağlıklı konağın ömrünü uzatırken toksik hücrelerin ömrünü önemli ölçüde kısaltan sitotoksik aktiviteler sergilemiştir.
Hodan yağı takviyesi aynı zamanda DNA'nın korunması ve hastalık gelişimine katkıda bulunan altta yatan oksidatif genetik hasarı azaltma kabiliyeti nedeniyle de önerilmektedir.

Artrit Belirtilerini Azaltabilir:
Hodan yağı, özellikle diğer geleneksel ağrı kesici ilaçlarla birlikte kullanıldığında, romatoid artrit ağrısı için doğal bir ilaç gibi çalışıyor gibi görünüyor.
Bazı kişilerin altı haftalık düzenli Hodan yağı tedavisini takiben eklem ağrısında, şişlikte ve hassasiyet şiddetinde azalma fark ettiğine dair kanıtlar var.

Egzama ve Cilt Bozukluklarıyla Savaşır:
Hodan yağının en iyi araştırılmış kullanımlarından biri egzama ve atopik dermatit gibi cilt bozukluklarının tedavisidir.

Hodan yağının, düşük seviyelerde delta-6-desatüraz aktivitesinin neden olduğu cilt lipitlerindeki (yağlar) eksikliklerin düzeltilmesine yardımcı olduğu gösterilmiştir.
Hodan yağı aynı zamanda normal asidik cilt pH'ını ve cildi koruyan epidermal enzim seviyelerinin artmasını da sağlayabilir.

Cilt yeterli miktarda koruyucu yağ üretemediğinde, sonuç bağışıklık sisteminin düzensizliği, artan iltihaplanma ve spesifik bağışıklık tepkileri olur ve bu da tipik egzama ve atopik dermatit de dahil olmak üzere ciltte alevlenmelere neden olur.

İnsan cildi, GLA'yı öncül linoleik asit veya araşidonik asitten kendi başına sentezleyemediğinden, Hodan yağı takviyesi, cilt sağlığı için kritik olan esansiyel yağ asitleri zaten çok düşük olan kişiler için doğal bir egzama ilacı gibi davranmaya yardımcı olur.
Atopik dermatitli kişiler faydalı yağları nedeniyle en çok çuha çiçeğini kullansa da hodan, çuha çiçeğinden iki ila üç kat daha fazla GLA içerir ve bu nedenle daha iyi bir seçenek olabilir.

Çalışma sonuçları karışık olsa da ve her çalışma Hodan yağının hastaların çoğunda egzama veya atopik dermatiti iyileştirebileceğini göstermese de, bazı kişilerin tedaviye diğerlerine göre daha olumlu yanıt verdiği görülüyor.
Bazı çalışmalar, iki ay boyunca günde 720 miligrama kadar GLA alan kişilerin kutanöz cilt bariyerinin sağlığında önemli iyileşmeler yaşadığını bulmuştur.

Solunum Yolu Enfeksiyonlarının Tedavisine Yardımcı Olur:
Hodan yağının, iltihaplı solunum yolu enfeksiyonları ve akut solunum sıkıntısı sendromu (ARDS) gibi rahatsızlıkları olan kişiler de dahil olmak üzere akciğerlerin fonksiyonunu iyileştirmeye yardımcı olduğu bulunmuştur.
Kapsül formunda alınan Hodan yağı takviyeleri öksürük, soğuk algınlığı veya griple ilişkili iyileşme süresini hızlandırmaya yardımcı olabilir; hastanede geçirilen sürenin veya ilaç alma süresinin kısaltılması; ve solunum semptomlarının kötüleşmesini önleyin.

Büyüme ve Gelişmeye Yardımcı Olur:
Hodan yağı alan bebeklerin ve prematüre bebeklerin daha iyi büyüme ve gelişme oranlarına sahip olduğuna dair kanıtlar var.

Hodan yağından elde edilen omega-6'larla (ve faydalı omega-3 takviyeleriyle) takviye etmek, merkezi sinir sisteminin gelişimini desteklemeye yardımcı olur ve erken doğumlarla ilişkili riskleri azaltır.

Yağ Birikimi ve Kilo Alımının Azaltılmasına Yardımcı Olabilir:
Hodan yağının, daha rafine yağlara kıyasla vücutta daha az yağ birikmesine katkıda bulunabileceğine dair kanıtlar var.
Spesifik olarak, GLA daha fazla kahverengi yağ birikimine ancak daha az beyaz yağ birikimine neden olur.

Bu, beyaz yağ dokusu büyümesine kıyasla kahverengi yağ dokusu büyümesini kontrol eden gen ifadelerindeki artışa bağlı gibi görünüyor.
Bu faydalıdır çünkü bilim insanları artık zayıf insanların aşırı kilolu veya obez insanlardan daha fazla kahverengi yağa sahip olma eğiliminde olduğuna ve kahverengi yağın beyaz yağdan çok kas gibi davranabileceğine inanıyor.

Hodan yağının Taşınması ve Depolanması:

İşleme:

Önlemler:
Cilt ve gözlerle doğrudan temasından kaçının.
Eldiven ve koruyucu gözlük gibi uygun kişisel koruyucu ekipmanı (KKD) kullanın.

Büyük miktarlarda işlem yaparken duman veya buharın solunmasını önlemek için yeterli havalandırma sağlayın.
Yağı kullandıktan sonra ellerinizi yıkamak gibi iyi hijyen uygulamalarını izleyin.

Taşıma Uygulamaları:
Yağı dağıtırken veya aktarırken temiz, kuru aletler ve kaplar kullanın.
Yağı kapalı tutarak ve temiz mutfak eşyaları kullanarak kirlenmeyi önleyin.

Depolamak:

Koşullar:
Serin ve kuru bir yerde, direkt güneş ışığından ve ısı kaynaklarından uzakta saklayın.
İdeal saklama sıcaklığı 15°C ila 25°C (59°F ila 77°F) arasındadır.
Oksitlenmeyi ve kirlenmeyi önlemek için kapları sıkıca kapalı tutun.

Konteyner:
Yağın bozulmasına yol açabilecek ışıktan ve havadan korumak için hava geçirmez, ışığa dayanıklı kaplar kullanın.

Hodan yağının stabilitesi ve reaktivitesi:

Kararlılık:
Hodan yağı genellikle önerilen depolama koşulları altında stabildir.
Yağın kalitesini koruyabilmesi için aşırı ısı, ışık ve havadan korunmasına dikkat edin.

Reaktivite:

Kaçınılması Gereken Koşullar:
Aşırı sıcaklıklar, doğrudan güneş ışığı ve havaya maruz kalma.

Kaçınılması Gereken Malzemeler:
Yağla reaksiyona girebilecek güçlü oksitleyici maddeler ve asitler.

Tehlikeli Ayrışma Ürünleri:
Termal ayrışma zararlı dumanlar üretebilir.

Hodan yağı İlk Yardım Önlemleri:

Solunum:
Etkilenen kişiyi derhal temiz havaya çıkarın.
Semptomlar devam ederse veya nefes almada zorluk varsa tıbbi yardım isteyin.

Cilt Teması:
Etkilenen bölgeyi sabun ve suyla yıkayın.
Kirlenmiş giysileri çıkarın.
Tahriş oluşursa veya devam ederse tıbbi yardım alın.

Göz Teması:
Gözlerinizi hemen, göz kapaklarını açık tutarak en az 15 dakika boyunca bol suyla yıkayın.
Tahriş devam ederse veya görme etkilenirse tıbbi yardım alın.

Yutma:
Ağzınızı suyla çalkalayın ve bir tıp uzmanı tarafından belirtilmediği sürece kusturmayın.
Özellikle büyük miktarlarda yutulmuşsa derhal tıbbi yardım alın.

Hodan yağının Yangınla Mücadele Önlemleri:

Uygun Söndürme Ortamı:
Köpük, kuru kimyasal toz, karbondioksit (CO₂) veya su sisi kullanın.

Özel Yangınla Mücadele Prosedürleri:
Bağımsız solunum cihazı ve koruyucu giysiler kullanın.
Yangın durumunda patlamayı önlemek için kapları su spreyi ile soğutun.

Olağandışı Yangın ve Patlama Tehlikeleri:
Yanıcıdır, yanarken duman veya duman çıkarabilir.
Yangın senaryolarında iyi havalandırma sağlayın.

Hodan yağının Kaza Sonucu Yayılması Önlemleri:

Kişisel Önlemler:
Eldivenler ve koruyucu gözlükler de dahil olmak üzere uygun KKD kullanın.
Teneffüs etmekten ve cilt ile temasından kaçının.

Çevresel Önlemler:
Yağın kanalizasyona, su kaynaklarına veya toprağa karışmasını önleyin. Çevresel kirlenmeyi önlemek için dökülmeleri kontrol altına alın.

Temizleme Yöntemleri:
Yağı kum veya vermikülit gibi inert malzemelerle emdirin.
Emilen malzemeyi toplayın ve imha edilmek üzere uygun, etiketli kaplara koyun.
Etkilenen bölgeyi sabun ve suyla temizleyin ve uygun havalandırmayı sağlayın.

Hodan yağının Maruz Kalma Kontrolleri/Kişisel Koruyucu Ekipmanı:

Mesleki Maruz Kalma Sınırları:
Hodan yağı için belirli bir mesleki maruz kalma sınırı belirlenmemiştir ancak genel iyi hijyen uygulamaları takip edilmelidir.

Kişisel Koruyucu Ekipman (KKD):

Solunum Koruması:
Normal koşullar altında genellikle gerekli değildir; duman veya buharların solunması riski varsa kullanın.

El Koruması:
Ciltle teması önlemek için nitril veya polietilen gibi malzemelerden yapılmış eldivenler kullanın.

Göz Koruması:
Sıçrama riski varsa koruyucu gözlük veya yüz siperliği.

Cilt Koruması:
Uzun süreli veya tekrarlanan temas bekleniyorsa koruyucu kıyafet giyin.

Mühendislik Kontrolleri:
Hodan yağının işlendiği veya kullanıldığı alanlarda yeterli havalandırma olduğundan emin olun.
Buhar veya duman oluşumunu önlemek için gerekirse yerel egzoz havalandırmasını kullanın.

Hodan yağının tanımlayıcıları:
Kimyasal Adı: Hodan yağı
INCI Adı: Borago Officinalis Tohum Yağı
Ortak İsimler: Hodan Tohumu Yağı, Yıldız Çiçeği Yağı
CAS Numarası: 9005-26-7 (Hodan yağı için)
EINECS Numarası: 232-287-5
Moleküler Formül: Yağ karışımı olduğundan değişkendir; birincil bileşenler arasında GLA (C18H30O2), linoleik asit (C18H32O2) ve oleik asit (C18H34O2) bulunur
Görünüm: Tipik olarak sarıdan kehribar rengine, berraktan hafif bulutluya kadar sıvı
Koku: Hafif, bitkisel yağların karakteristiği
Kaynak: Borago officinalis bitkisinin tohumlarından ekstrakte edilmiştir
Kullanım Alanları: Antiinflamatuar, nemlendirici ve cilt onarıcı özellikleri nedeniyle cilt bakım ürünlerinde yaygın olarak kullanılır; Omega-6 yağ asitleri nedeniyle diyet takviyelerinde de kullanılır.

Hodan yağının özellikleri:
Renk: Sarıdan kehribar rengine
Berraklık: Açık ila hafif bulutlu
Koku: Hafif, bitkisel yağların karakteristiği
Viskozite: Tipik olarak düşük viskoziteli, yağlı sıvı

Özgül Ağırlık:
Aralık: 25°C'de yaklaşık 0,91 ila 0,93

Kırılma İndeksi:
Aralık: 20°C'de yaklaşık 1,46 ila 1,48

Asit Değeri:
Aralık: Tipik olarak ≤ 2,0 mg KOH/g

Peroksit Değeri:
Aralık: Tipik olarak ≤ 5,0 meq O₂/kg

İyot Değeri:
Aralık: Yaklaşık 130 ila 150 g I₂/100 g

Sabunlaşma Değeri:
Aralık: Yaklaşık 180 ila 200 mg KOH/g

Yağ Asidi Bileşimi:

Gama-Linolenik Asit (GLA):
İçerik: Yaklaşık %20-26

Linoleik Asit:
İçerik: Yaklaşık %30-40

Oleik Asit:
İçerik: Yaklaşık %20-25

Palmitik Asit:
İçerik: Yaklaşık %10-15

Stearik Asit:
İçerik: Yaklaşık %1-3

Ek Özellikler:

Nem İçeriği:
Aralık: Tipik olarak ≤ %0,5

Serbest Yağ Asitleri:
Aralık: Tipik olarak ≤ %1,0

Kül İçeriği:
Aralık: Tipik olarak ≤ %0,1

Mikrobiyolojik Özellikler:

Toplam Plaka Sayısı:
Aralık: Tipik olarak ≤ 1000 CFU/g

Maya ve Küf Sayısı:
Aralık: Tipik olarak ≤ 100 CFU/g

Patojenler:
Test Edildi: E. coli, Salmonella ve Staphylococcus aureus gibi zararlı bakterilerin bulunmadığı
HOMBITAN AFDC 101

CI 77891 veya titanyum dioksit olarak da bilinen Hombitan AFDC 101, dar bir parçacık boyutu dağılımına sahip, mineral kökenli bir opaklaştırıcı maddedir.
Hombitan AFDC 101, birinci sınıf kozmetik ürünlerin opaklığını ve homojen kaplamasını iyileştirmek için özel olarak tasarlanmış, kaplanmamış bir anataz sınıfı pigmenttir.
Hombitan AFDC 101, belirli kozmetik uygulamalara uyacak şekilde partikül boyutunun ve dağılımının hassas bir şekilde ayarlanmasına izin veren gelişmiş kristal boyut kontrol teknolojisi kullanılarak üretilmiştir.
Hombitan AFDC 101 tek başına veya diğer renk pigmentleri ile kombinasyon halinde kullanılabilen beyaz, doğal, aynı renk katkı maddesidir.

CAS Numarası: 13463-67-7
EC Numarası: 236-675-5



UYGULAMALAR


Hombitan AFDC 101, çeşitli kozmetik formülasyonlarda opaklaştırıcı bir madde olarak yaygın şekilde kullanılmaktadır.
Hombitan AFDC 101, kapatıcılığı artırmak ve ciltte pürüzsüz, kusursuz bir bitiş oluşturmak için fondötenlerde kullanılır.

Hombitan AFDC 101, beyazlıklarını ve renk stabilitelerini geliştirmek için yüz pudralarına dahil edilir.
BB kremlerde ve CC kremlerde bulunan Hombitan AFDC 101, cilt tonunu eşitlemeye ve doğal görünümlü bir cilt sağlamaya yardımcı olur.

Kapatıcılar, lekeleri ve koyu halkaları kamufle etmek için Hombitan AFDC 101'in eklenmesinden yararlanır.
Renkli nemlendiriciler, saf bir renk tonu sağlamak ve nemlendirme faydalarını sürdürmek için Hombitan AFDC 101 kullanır.
Astarlar, gözeneklerin ve ince çizgilerin görünümünü en aza indirmek için Hombitan AFDC 101 içerir ve makyaj uygulaması için pürüzsüz bir tuval oluşturur.

Hombitan AFDC 101, cildi aydınlatmak ve cilt tonunu eşitlemek için yüz serumlarında kullanılır.
Göz gölgeleri, renk yoğunluğunu artırmak ve göz kapaklarına yapışmayı iyileştirmek için Hombitan AFDC 101'den yararlanır.
Allıklar ve bronzlaştırıcılar, canlı renk kazanımı sağlamak ve parlak bir cilt oluşturmak için Hombitan AFDC 101 kullanır.
Rujlar ve dudak balzamları, opaklığı iyileştirmek ve pürüzsüz ve eşit bir uygulama oluşturmak için Hombitan AFDC 101 içerir.

Maskara formülasyonları, siyah pigmentlerin yoğunluğunu ve derinliğini artırmak için Hombitan AFDC 101'in eklenmesinden yararlanır.
Ojelerde beyazlık, opaklık ve renk stabilitesi sağlamak için Hombitan AFDC 101 kullanılır.
Vücut losyonları, cildi aydınlatmak ve vücuttaki cilt tonunu eşitlemek için Hombitan AFDC 101 içerir.

Güneşten koruyucular, pigmentin UV korumasından ve opaklaştırıcı özelliklerinden yararlanarak etkili kapsama ve güneş koruması sağlar.
Yaşlanma karşıtı kremler, ışığı yansıtarak ince çizgilerin ve kırışıklıkların görünümünü görsel olarak azaltmak için Hombitan AFDC 101 kullanır.
Yüz maskeleri, aydınlatıcı bir etki sağlamak ve cilt tonunu eşitlemek için pigment içerir.
Düzeltici kremler, kızarıklık veya solgunluk gibi cilt renk bozukluklarını görsel olarak düzeltmek için Hombitan AFDC 101 kullanır.

Vücut tozları, opaklığı, beyazlığı ve dokuyu iyileştirmek için pigmenti kullanır.
Sabitleyici pudralar, mat bir görünüm sağlamak ve makyajın kalıcılığını uzatmak için Hombitan AFDC 101'den yararlanır.
Vurgulayıcılar ve vücut parıltıları gibi ışıltılı ürünler, yansıtma özelliklerini geliştirmek ve parlak bir etki yaratmak için pigment içerir.
Hombitan AFDC 101, cilt tonunu eşitlemeye ve koyu lekelerin görünümünü azaltmaya yardımcı olmak için beyazlatıcı kremlerde ve losyonlarda kullanılır.
Hombitan AFDC 101, hem UV koruması hem de renkli bir kaplama sağlamak için renkli güneş kremlerinde kullanılır.

Hombitan AFDC 101, genel kapatıcılığı artırmak ve cilde pürüzsüz, kadifemsi bir doku vermek için kompakt pudralarda kullanılır.
Vücut yağları ve serumları, ince bir parlaklık eklemek ve cildin genel parlaklığını artırmak için pigmenti içerir.


İşte temel uygulamalarından bazıları:

Temeller:
Hombitan AFDC 101, fondötenlerin formülasyonunda opaklık sağlamak, kapatıcılığı artırmak ve ciltte pürüzsüz, kusursuz bir bitiş oluşturmak için kullanılır.

Yüz Tozları:
Hombitan AFDC 101, ürünün beyazlığını ve renk stabilitesini iyileştirmek için yüz pudralarına dahil edilerek doğal görünümlü bir ten elde edilir.

BB Kremler ve CC Kremler:
Hombitan AFDC 101, BB kremlerde ve CC kremlerde kapatıcılığı artırmak, kusurları bulanıklaştırmak ve düzgün, eşit tonlu bir görünüm elde etmek için kullanılır.

Kapatıcılar:
Hombitan AFDC 101, kapatıcılara eklendiğinde lekeleri, koyu halkaları ve diğer cilt kusurlarını kamufle etmeye yardımcı olur.

Renkli Nemlendiriciler:
Hombitan AFDC 101, nemlendirme faydalarını korurken şeffaf bir renk tonu sağlamak için renkli nemlendiricilerde kullanılabilir.

Astarlar:
Hombitan AFDC 101, makyaj uygulaması için pürüzsüz bir tuval oluşturmak üzere astarlara dahil edilerek gözeneklerin ve ince çizgilerin görünümünü en aza indirir.

Yüz Serumları:
Hombitan AFDC 101, aydınlatıcı bir etki ve cilt tonunu eşitlemek için yüz serumlarına eklenebilir.

Göz Gölgeleri:
Hombitan AFDC 101, göz farı formülasyonlarında renk yoğunluğunu arttırmak ve göz kapaklarına yapışmayı iyileştirmek için kullanılır.

Allık ve Bronzlaştırıcılar:
Hombitan AFDC 101, renk kazanımı sağlamak, canlılığı artırmak ve ışıltılı bir cilt oluşturmak için allıklara ve bronzlaştırıcılara eklenir.

Rujlar ve Dudak Balsamları:
Hombitan AFDC 101, dudak ürünlerinde opaklığı iyileştirmek, renk doğruluğunu artırmak ve pürüzsüz ve eşit bir uygulama oluşturmak için kullanılır.

Maskara:
Hombitan AFDC 101, siyah pigmentlerin yoğunluğunu ve derinliğini artırmak için maskara formülasyonlarına dahil edilebilir.

Ojeler:
Hombitan AFDC 101, ojelerde beyazlık, opaklık ve renk stabilitesi sağlamak için kullanılır.

Vücut Losyonları:
Hombitan AFDC 101, vücutta aydınlatıcı bir etki ve cilt tonunu eşitlemek için vücut losyonlarına eklenebilir.

Güneş kremleri:
Hombitan AFDC 101, hem UV koruması hem de opaklık sağlamak için güneş kremi formülasyonlarında kullanılır, etkili kapsama ve güneş koruması sağlar.

Yaşlanma karşıtı kremler:
Hombitan AFDC 101, ışığı yansıtarak ince çizgilerin ve kırışıklıkların görünümünü görsel olarak azaltmak için yaşlanma karşıtı kremlere eklenebilir.

Yüz Maskeleri:
Hombitan AFDC 101, aydınlatıcı bir etki ve cilt tonunu eşitlemek için yüz maskelerine dahil edilmiştir.

Düzeltici Kremler:
Hombitan AFDC 101, kızarıklık veya solgunluk gibi cilt renk bozukluklarını görsel olarak düzeltmek için düzeltici kremlerde kullanılır.

Vücut Tozları:
Hombitan AFDC 101, opaklıklarını, beyazlıklarını ve dokularını geliştirmek için vücut tozlarına eklenir.

Sabitleyici Tozlar:
Hombitan AFDC 101, mat bir görünüm sağlamak ve makyajın kalıcılığını uzatmak için pudraların sabitlenmesinde kullanılabilir.

Pırıltılı Ürünler:
Hombitan AFDC 101, fosforlu kalemler ve vücut parıltıları gibi ışıltılı ürünlerde, yansıtıcı özelliklerini geliştirmek ve ışık efekti yaratmak için kullanılır.


Hombitan AFDC 101, yüksek saflıkta, kaplanmamış bir anataz sınıfı titanyum dioksittir.
Hombitan AFDC 101, mükemmel opaklık ve parlaklığa sahip beyaz, kristal bir tozdur.

Hombitan AFDC 101, hassas formülasyon kontrolü için dar bir parçacık boyutu dağılımı sergiler.
Hombitan AFDC 101, kozmetik uygulamalarda kullanılmak üzere özel olarak tasarlanmıştır.
Hombitan AFDC 101, opaklaştırıcı bir madde olarak işlev görerek kozmetik ürünlerin kapsamını ve homojenliğini artırır.

Hombitan AFDC 101, formülasyonlarda üstün beyazlık ve renk stabilitesi sunar.
Hombitan AFDC 101, optimize edilmiş parçacık boyutu ve dağılımı için yenilikçi bir kristal boyutu kontrol teknolojisi kullanılarak yapılmıştır.
Hombitan AFDC 101, katı düzenleyici gereklilikleri karşılayan düşük bir nano partikül fraksiyonuna sahiptir.
Hombitan AFDC 101, çeşitli kozmetik formülasyonlarda kolay ve hızlı bir şekilde dağılır.

Hombitan AFDC 101 kremlere, losyonlara ve diğer kozmetik ürünlere eklendiğinde pürüzsüz ve eşit bir doku sağlar.
Hombitan AFDC 101, temeller ve yüz pudraları gibi üst düzey kozmetik formülasyonlarda kullanıma uygundur.

Hombitan AFDC 101 renklendirici olarak kullanıldığında cilde doğal, kusursuz bir görünüm kazandırır.
Hombitan AFDC 101, mükemmel ışık yayma özellikleri sunarak kozmetikte yumuşak odak etkisine katkıda bulunur.
Hombitan AFDC 101 ince çizgilerin, kırışıklıkların ve cilt kusurlarının görünürlüğünü azaltmaya yardımcı olur.

Hombitan AFDC 101, çok çeşitli kozmetik bileşenler ve formülasyon sistemleriyle uyumludur.
Hombitan AFDC 101 ısıya dayanıklı olduğundan, termal kararlılık gerektiren ürünlerde kullanıma uygundur.
Hombitan AFDC 101, kozmetik formülasyonlarda uzun süreli performans sağlayan iyi bir kimyasal kararlılığa sahiptir.

Hombitan AFDC 101 kalite, çevre ve sağlık ve güvenlik yönetimi için endüstri standartlarıyla uyumludur.
Hombitan AFDC 101, güvenilir performansı nedeniyle kozmetik, güzellik ve kişisel bakım endüstrilerinde yaygın olarak kullanılmaktadır.

Hombitan AFDC 101, istenen kozmetik etkileri elde etmek için tek başına veya diğer renk pigmentleri ile kombinasyon halinde kullanılabilir.
Hombitan AFDC 101, titanyum dioksit sınıflarında düşük nano içeriği arayan formülatörler için güvenilir bir seçimdir.
Hombitan AFDC 101, düşük nano parçacık fraksiyonu gerektiren ürünlerin formüle edilmesi için çok uygundur.

Hombitan AFDC 101 mükemmel kapatıcılık ve opaklık sağlayarak altta yatan cilt tonlarının görünürlüğünü en aza indirir.
Hombitan AFDC 101, çeşitli ürün dokularını ve bitişlerini destekleyen kozmetik formülasyonda çok yönlülük ve esneklik sunar.
Hombitan AFDC 101, kozmetik ve kişisel bakım pazarında artan yüksek kaliteli, düşük nano içerikli titanyum dioksit talebini karşılar.



TANIM


CI 77891 veya titanyum dioksit olarak da bilinen Hombitan AFDC 101, dar bir parçacık boyutu dağılımına sahip, mineral kökenli bir opaklaştırıcı maddedir.
Hombitan AFDC 101, birinci sınıf kozmetik ürünlerin opaklığını ve homojen kaplamasını iyileştirmek için özel olarak tasarlanmış, kaplanmamış bir anataz sınıfı pigmenttir.

Hombitan AFDC 101, belirli kozmetik uygulamalara uyacak şekilde partikül boyutunun ve dağılımının hassas bir şekilde ayarlanmasına izin veren gelişmiş kristal boyut kontrol teknolojisi kullanılarak üretilmiştir.
Hombitan AFDC 101 tek başına veya diğer renk pigmentleri ile kombinasyon halinde kullanılabilen beyaz, doğal, aynı renk katkı maddesidir.

Hombitan AFDC 101, formülasyonlar içinde hızla dağıldığı için özellikle kremler gibi sulu sistemlerde kullanım için uygundur.
Hombitan AFDC 101, fondötenler, göz farı, yüz pudrası ve rujlar dahil olmak üzere bir dizi üst düzey kozmetik üründe uygulama alanı bulur.

Pigment, kalite yönetimi için ISO 9001, çevre yönetimi için ISO 14001, sağlık ve güvenlik yönetimi için ISO 18001 ve ECOCERT/COSMOS standartları dahil olmak üzere çeşitli düzenleme ve standartlarla uyumludur.
Hombitan AFDC 101 ayrıca koşer ve helal gereklilikleriyle de uyumludur.

Düşük nano içerikli titanyum dioksit kaliteleri arayan kozmetik, güzellik ve kişisel bakım ürünü üreticileri için Hombitan AFDC 101 uygun bir seçenektir.
Hombitan AFDC 101, bilimsel olarak kanıtlanmış nano parçacık fraksiyonunun sayıca %10'dan az olduğu süper saf bir kalitedir ve bu da onu TiO2 endüstrisindeki en düşük nano eşikli anataz pigmentlerinden biri yapar.

Hombitan AFDC 101'in benzersiz avantajı, geleneksel anataz TiO2 pigmentlerini geride bırakan düşük nano konsantrasyon seviyeleridir.
Bu tescilli süreç, kristal boyutu ve parçacık dağılımı üzerinde daha fazla kontrole izin vererek, formülasyon gereksinimlerini karşılamak için belirli nano parçacık parametreleri dahilinde TiO2'nin hassas bir şekilde tasarlanmasını sağlar.

Hombitan AFDC 101 kozmetik sektöründe beyaz, doğala özdeş mineral renklendirici olarak kullanılabilir.
Hızlı ve kolay dağılabilir olması kullanım kolaylığı sağlar ve kozmetik formülasyonlarda kusursuz bitiş elde edilmesine katkı sağlar.



ÖZELLİKLERİ


Kimyasal Formül: TiO2
Moleküler Ağırlık: 79,88 g/mol
Görünüm: Beyaz toz
Kristal Yapı: Anataz
Partikül Boyutu Dağılımı: Dar dağılım
Opaklık: Yüksek opaklaştırma gücü
Beyazlık: Mükemmel beyazlık
Dispersiyon: Kozmetik formülasyonlarda iyi dispersiyon
Kararlılık: Normal depolama ve taşıma koşullarında kararlı
Saflık: Yüksek saflık derecesi
Koku: Kokusuz
Çözünürlük: Suda ve çoğu organik çözücüde çözünmez
Kırılma İndeksi: 2.7-2.9
Yoğunluk: 3,9 g/cm³
Erime Noktası: 1.843 °C (3.349 °F)
Kaynama Noktası: > 2.972 °C (> 5.382 °F)
pH Değeri (%10 Süspansiyon): 6-8
Yağ Emme: Düşük yağ emme
Isı Direnci: İyi ısı direnci
Kimyasal Kararlılık: Normal koşullar altında kimyasal olarak kararlı
Fotostabilite: Işığa maruz kaldığında kararlı
UV Emilimi: UV emici özellikler sergiler
Kırılma Özellikleri: Işık yansıması için yüksek kırılma indeksi
Reolojik Özellikler: Kozmetik formülasyonların reolojisini değiştirebilir
Toksik Olmayan: Kozmetik ve kişisel bakım ürünlerinde kullanım için güvenli kabul edilir



İLK YARDIM


Soluma:

Solunması halinde, kişiyi hemen temiz havaya çıkarın.
Kişi nefes almakta güçlük çekiyorsa, varsa oksijen verin ve tıbbi yardım alın.
Solunum durmuşsa, suni teneffüs uygulayın ve derhal tıbbi yardım alın.


Ten teması:

Kirlenmiş giysileri çıkarın ve etkilenen bölgeyi en az 15 dakika bol su ile yıkayın.
Cildi sabun ve suyla iyice yıkayın.
Tahriş veya kızarıklık devam ederse tıbbi yardım alın.


Göz teması:

Göz kapaklarını açık tutarak gözleri en az 15 dakika hafifçe akan su ile hemen yıkayın.
Durulama sırasında kolayca çıkarılabiliyorsa kontakt lensleri çıkarın.
Göz tahrişi veya rahatsızlığı devam ederse tıbbi yardım alın.


Yutma:

Hombitan AFDC 101 yanlışlıkla yutulursa, tıbbi personel tarafından aksi belirtilmedikçe kusturmaya çalışmayın.
Ağzı suyla çalkalayın ve maddeyi seyreltmek için bol su için.



TAŞIMA VE DEPOLAMA


İşleme:

Kişisel koruma:
Doğrudan cilt ve göz temasından kaçınmak için Hombitan AFDC 101 ile çalışırken eldivenler, koruyucu gözlükler ve bir laboratuvar önlüğü veya koruyucu giysi dahil olmak üzere uygun koruyucu ekipman kullanın.

Havalandırma:
Toz veya aerosollerin solunmasını en aza indirmek için çalışma alanında uygun havalandırma sağlayın.

Teneffüs etmekten kaçının:
Kullanım sırasında oluşan toz veya aerosolleri solumaktan kaçının.
Gerekirse, solumayı önlemek için yerel egzoz havalandırması veya solunum koruması kullanın.

Cilt Temasından Kaçının:
Uygun koruyucu eldivenler ve giysiler giyerek cilt temasını en aza indirin.
Cilde temas etmesi durumunda, etkilenen bölgeyi derhal sabun ve su ile yıkayın.

Göz koruması:
Gözleri ürünle doğrudan temastan korumak için koruyucu gözlük veya yüz siperi kullanın.
Gözle teması halinde bol su ile yıkayın ve tahriş devam ederse tıbbi yardım alın.

Kirlenmeyi Önleyin:
Taşıma ve depolama için temiz aletler, kaplar ve ekipman kullanmak gibi ürünün kontaminasyonunu önlemek için önlemler alın.

Yutmaktan Kaçının:
Hombitan AFDC 101 ile çalışırken yemek yemeyin, içmeyin veya sigara içmeyin. Kullandıktan sonra ellerinizi iyice yıkayın.


Depolama:

Serin, kuru bir yerde saklayın:
Hombitan AFDC 101'i serin, kuru, iyi havalandırılmış bir alanda, doğrudan güneş ışığından ve diğer ısı kaynaklarından uzakta saklayın.

Sıcaklık kontrolü:
Ürün stabilitesini sağlamak için saklama sıcaklıklarını 40°C'nin (104°F) altında tutun.

Kapları Mühürlü Tutun:
Nem emilimini ve kirlenmeyi önlemek için orijinal kaplarını sıkıca kapalı tutun.

Uyumluluk:
Güçlü asitler, oksitleyici maddeler ve reaktif maddeler gibi uyumsuz malzemelerden uzakta depolayın.

Etiketleme:
Saklama kaplarını ürün adı, parti numarası ve ilgili tüm güvenlik bilgileriyle açık bir şekilde etiketleyin.

Yiyecek ve İçeceklerden Ayrı:
Kazara kontaminasyonu önlemek için Hombitan AFDC 101'i yiyecek, içecek ve hayvan yemlerinden uzakta saklayın.

Düzenlemelere uyun:
Ürünün güvenli kullanımı, depolanması ve atılması için yerel düzenlemelere ve yönergelere uyun.



EŞ ANLAMLILARI


titanyum(IV) oksit
titanya
titanyum beyazı
CI 77891
E171
titanyum dioksit rutil
Pigment beyazı 6
titanyum dioksit anataz
titanil oksit
titanyum oksit
titanyum peroksit
titanya beyazı
titanyum (IV) dioksit
titanyum dioksit (nano)
Tio2
Rutil titanyum dioksit
Anataz titanyum dioksit
Beyaz pigment
titanyum beyaz pigment
rutil beyaz
anataz beyazı
Mikronize titanyum dioksit
Ultra ince titanyum dioksit
nano titanyum dioksit
Yüksek saflıkta titanyum dioksit
Pigment beyazı 4
Titanyum dioksit (rutil sınıfı)
titanyum oksit beyaz
anataz titanya
Titanyum dioksit (anataz sınıfı)
rutil titanya
titanyum(IV) oksit pigmenti
Beyaz titanyum dioksit
TiO2
titanyum (IV) dioksit
titanyum beyaz pigment
Mikronize titanya
Rutil titanyum beyazı
Anataz titanyum beyazı
Rutil titanyum(IV) dioksit
Anataz titanyum(IV) oksit
titanyum dioksit nano tozu
Yüksek performanslı titanyum dioksit
Nano boyutlu titanyum dioksit
saf titanyum dioksit
Ultra beyaz titanyum dioksit
Parlak beyaz pigment
titanyum dioksit nanoparçacık
Yüksek opaklığa sahip titanyum dioksit
şeffaf titanyum dioksit
titanyum dioksit nanoparçacıkları
Beyaz pigment PW6
Rutil titanyum beyaz pigment
Anataz titanyum beyaz pigment
titanyum dioksit tozu
ultra ince titanya
Nano boyutlu titanya
Mikron büyüklüğünde titanyum dioksit
İnce dereceli titanyum dioksit
Yüksek opaklığa sahip beyaz pigment
Yüksek saflıkta titanyum beyazı
Rutil titanyum(IV) oksit
Anataz titanyum(IV) dioksit
titanyum oksit beyaz toz
Rutil titanyum pigmenti
Anataz titanyum pigmenti
titanyum dioksit dispersiyonu
Nano yapılı titanyum dioksit
Rutil beyaz pigment
Anataz beyaz pigmenti
Yüksek performanslı titanya
Ultra parlak titanyum dioksit
İnce parçacık titanyum dioksit
şeffaf titanyum beyazı
Yüksek yansıtıcı titanyum dioksit
HOMOMETİL SALISİLAT
Homomentyl Salicylate, SPF'li güneş kremlerinde ve cilt bakım ürünlerinde yaygın olarak kullanılan bir kimyasaldır.
Homomentil Salisilat, potansiyel bir endokrin bozucudur ve hücrelerde yapılan çalışmalar, hormonları etkileyebileceğini düşündürmektedir.
Kimyasal, Homomentil Salisilat maruziyetini takiben doğrudan sağlık sorunlarına ek olarak, vücuttaki pestisitlerin emilimini de artırabilir.

CAS: 118-56-9
ÇF: C16H22O3
MW: 262.34
EINECS: 204-260-8

Homomentil Salisilat, salisilat adı verilen bir kimyasal sınıfına ait organik bir bileşiktir.
Salisilatlar, ultraviyole (UV) ışığı emerek cildin güneşin zararlı ışınlarına doğrudan maruz kalmasını önler.
Homomentyl Salicylate, DNA hasarı ve artan cilt kanseri riski ile ilişkili kısa dalga UVB ışınlarını spesifik olarak emer.
Homomentyl Salicylate, suya dayanıklı güneş kremlerinde kullanılabilir.
Homomentil Salisilat, düşük güneş koruma faktörü sağlayan diğer UV filtreleri ile birlikte ve düşük ürünler için kullanılır.
Homomentil Salisilat ayrıca kristalin UV emiciler için etkili bir çözücüdür.

Homomentil Salisilat Kimyasal Özellikleri
Kaynama noktası: 161-165°C (12 torr)
Yoğunluk: 1.05
Buhar basıncı: 25°C'de 0,015Pa
Kırılma indeksi: n20 1,516 ila 1,518
Fp: 169 - 173°C
Depolama sıcaklığı: İnert atmosfer, Oda Sıcaklığı
Çözünürlük: Kloroform (Hafif), DMSO (Hafif)
pka: 8,10±0,30(Tahmin edilen)
biçim: düzgün
Renk: Renksiz
Koku: %100.00'de. hafif mentol
Suda Çözünürlük: 26 ºC'de <0,1 g/100 mL
BRN: 2731604
LogP: 25°C'de 6,27
CAS Veri Tabanı Referansı: 118-56-9(CAS Veri Tabanı Referansı)
NIST Kimya Referansı: Homomentil Salisilat (118-56-9)
EPA Madde Kayıt Sistemi: Homomentil Salisilat (118-56-9)

Sağlık Kaygıları
Endokrin Bozulması: Homomentil Salisilat vücudun hormon sistemlerini ve özellikle östrojen sistemini etkiler.
Östrojene yanıt olarak büyüyen ve çoğalan insan meme kanseri hücrelerinde, Homomentil Salisilat maruziyeti 3,5 kat daha fazla hücre büyümesine ve çoğalmasına yol açtı.
Bazı araştırmalar androjen ve progesteron sistemlerinin homosalat maruziyetinden etkilendiğini belirlemiştir.
Androjen ve progesteron hormon sistemleri de Homomentil Salisilattan etkilenir.
Bu bulgular sadece hücre kültürlerinde gözlenmiş olmasına rağmen, bu hormonların üreme organlarının gelişiminin düzenlenmesindeki rolü göz önüne alındığında dikkatli olunmalıdır.

İnsan anne sütü örneklerinde homosalat ve diğer kozmetik UV filtreleri tanımlandığından ve Homomentil Salisilat'ın östrojenik aktivitesi insan plasenta dokularında gözlemlendiğinden, Homomentil Salisilat'ın endokrin bozucu etkileri özellikle endişe vericidir.
Gebelik ve bebeklik, hormonu bozan bileşiklere maruz kalmanın olumsuz sağlık etkilerine yol açabileceği hassas gelişim dönemleridir.

Anne sütü kontaminasyonu oldukça yaygın olabilir.
54 anne-çocuk çifti üzerinde yapılan bir çalışmada, anne sütü örneklerinin %85,2'si UV filtreleri içermektedir.
Annenin hamilelik ve/veya emzirme döneminde UV filtresi içeren ürünleri kullanması, bu bileşiklerin sütte bulunmasıyla önemli ölçüde ilişkiliydi.

Deri Emilimi: Homomentil Salisilat derinin dış tabakası tarafından emilir.
Ticari olarak temin edilebilen homosalat içeren güneş kremlerinin, cildimiz yoluyla emdiğimiz pestisit miktarını arttırdığı gösterilmiştir.
Güçlü böcek kovucu DEET ile kombinasyon halinde homosalat içeren güneş kremleri giyen farelerde herbisit 2,4-D'nin artan emilimi bulundu.

Kullanımlar
Çeşitli kişisel cilt bakımı formülasyonlarında ve kozmetik ürünlerinde UV filtresi olarak kullanılan Homomentil Salisilat.
Homomentyl Salicylate, FDA'nın Kategori I Güneş Koruyucu Kimyasalları listesinde yer alan bir kimyasal uVB emicidir.
Homomentyl Salicylate'in onaylı kullanım seviyesi FDA tarafından yüzde 4 ila 15 ve Avrupa Birliği Kozmetik Direktifi tarafından yüzde 10'dur.

Reaktivite Profili
Bir ester ve bir fenol ile reaksiyona girer.
Esterler, alkoller ve asitlerle birlikte ısıyı serbest bırakmak için asitlerle reaksiyona girer.
Güçlü oksitleyici asitler, reaksiyon ürünlerini tutuşturmak için yeterince ekzotermik olan güçlü bir reaksiyona neden olabilir.
Esterlerin kostik çözeltilerle etkileşimi ile de ısı üretilir.
Yanıcı hidrojen, esterlerin alkali metaller ve hidritlerle karıştırılmasıyla üretilir.

Eş anlamlı
homosalat
118-56-9
homomentil salisilat
3,3,5-trimetilsikloheksil salisilat
bakır tonu
gün batımı
heliophan
Filtresol ''A''
3,3,5-Trimetilsikloheksil 2-hidroksibenzoat
m-Homomentil salisilat
(3,3,5-trimetilsikloheksil) 2-hidroksibenzoat
Homosalatum
Benzoik asit, 2-hidroksi-, 3,3,5-trimetilsikloheksil ester
482B
Homosalato
Homosalatum [INN-Latince]
Homosalato [INN-İspanyolca]
52253-93-7
NSC 164918
CCRIS 4885
2-Hidroksibenzoik asit 3,3,5-trimetilsikloheksil ester
Salisilik asit, m-homomentil ester
Metahomomentil salisilat
Homosalat [USAN:INN]
EINECS 204-260-8
MFCD00019377
Salisilik Asit 3,3,5-Trimetilsikloheksil Ester
EPA Pestisit Kimyasal Kodu 076603
NSC-164918
kemester
UNII-V06SV4M95S
Homosalat [USAN:USP:INN]
V06SV4M95S
DTXSID1026241
Salisilik asit, 3,3,5-trimetilsikloheksil ester
NCGC00091888-01
AT 204-260-8
DTXCID606241
Salisilik asit, 3,3,5-trimetilsikloheksil ester (8CI)
Filtre A
Coppertone bileşeni
SR-05000001884
Homosalat
Kemer HMS
CAS-118-56-9
HOMOSALAT [MI]
Homosalat (USP/INN)
HOMOSALAT [INN]
Prestwick1_001090
Prestwick2_001090
Prestwick3_001090
HOMOSALAT [İNCİ]
HOMOSALAT [ABD]
HOMOSALAT [MART.]
HOMOSALAT [USP-RS]
HOMOSALAT [KİM-DD]
SCHEMBL16207
BSPBio_001140
SPEKTRUM1505020
SPBio_003030
BBPio1_001254
CHEMBL1377575
ÇEBİ:91642
HOMOSALAT [USP IMPURITY]
3,5-Trimetilsikloheksil salisilat
HMS1571I22
HMS2093G22
HMS2098I22
HMS3715I22
HOMOSALATE [USP MONOGRAF]
Pharmakon1600-01505020
Coppertone bileşeni (Tuz/Karışım)
HY-B0928
Tox21_111174
Tox21_202109
Tox21_303082
LS-600
NSC164918
NSC758908
s4572
AKOS015904082
Zehir21_111174_1
CCG-213330
DB11064
NSC-758908
NCGC00091888-02
NCGC00091888-03
NCGC00091888-04
NCGC00091888-05
NCGC00091888-06
NCGC00091888-09
NCGC00257063-01
NCGC00259658-01
AS-10409
SY051923
SBI-0206787.P001
AB00514041
FT-0614020
Salisilik asit,3,5-trimetilsikloheksil ester
T2278
Benzoik asit, 3,3,5-trimetilsikloheksil ester
D04450
E78223
2,3,3,4,4,5,5,6-OKTAKLOROBİFENİL
AB00514041_02
EN300-7381967
A921433
J-519754
Q2260189
SR-05000001884-1
SR-05000001884-2
BRD-A34751532-001-03-6
BRD-A34751532-001-04-4
2-hidroksibenzoik asit (3,3,5-trimetilsikloheksil) ester
BENZOAT, 2-hidroksi-, 3,3,5-trimetilsikloheksil
Homosalat, Amerika Birleşik Devletleri Farmakopesi (USP) Referans Standardı
Homosalat, Farmasötik İkincil Standart; Sertifikalı Referans Materyal
HOMOPOLİMER MALEİK ASİT
Homopolimer maleik asit, yüksek sıcaklık ve yüksek alkali soğutma suyu sistemlerinde mükemmel performans gösteren çok verimli bir kalsiyum karbonat ölçek inhibitörüdür.
Homopolimer maleik asitin iyi ölçek inhibisyonu ve yüksek sıcaklık toleransı özellikleri nedeniyle, su tuzdan arındırma tesislerinde kullanılmaktadır.
Homopolimer maleik asit, fosfonatlarla birleştirildiğinde, fosfonatların tek başına kullanıldığı durumlara göre daha iyi performans gösterir.

CAS Numarası: 26099-09-2
EC Numarası: 607-861-7
Moleküler Formül: C4H4O4;HOOCCH=CHCOOH;C4H4O4
Moleküler Ağırlık: 116.07g/mol

Eş anlamlılar: 2-Bütendioik asit (2Z)-, homopolimer, 2-Bütendioik asit (Z)-, homopolimer, Vurgu T 1107, akümer 4200, Aron A 6510, Bel 200 ön karışımı, Belclene 200, Belclene 200 LA, Belclene 710, İstek P 9000, DP 3328, hpma, Hidrolize polimaleik anhidrit, Hidrolize Polimaleik Anhidrit, Hidrolize Polimaleik Anhidrit, Maleik asit homopolimeri, Maleik asit polimeri, Maleik asit, polimerler, Pol olmayan PMA 50W, Pol olmayan PWA 50W, Polimaleik asit, PolymaleicacidAq, Sh 150, HPMA, Polimaleik asit, PolymaleicacidAq, Poli(maleik asit), POLİ(MALEİK ASİT), MALEİK ASİT POLİMER, Maleik Asdi ( homopolimer ), Hidrolize Polimaleik Anhidrit, Hidrolize polimaleik anhidrit, Hidrolize Polimaleik Anhidrit, hidrolize polimaleik anhidrit, (z)-2-bütendioik asit homopolimeri

Homopolimer maleik asit, Maleik asidin homopolimeridir.
Homopolimer maleik asit, yüksek sıcaklıkta ve yüksek alkali soğutma suyu sistemlerinde mükemmel performans gösteren çok verimli bir kalsiyum karbonat antiskalanttır.

Homopolimer maleik asit, klor veya diğer oksitleyici biyositlerin varlığında kararlıdır.
Homopolimer maleik asidin iyi tortu inhibisyonu ve yüksek sıcaklık toleransı özellikleri nedeniyle, Homopolimer maleik asit su tuzdan arındırma tesislerinde kullanılır.
Homopolimer maleik asit, çinko tuzları ile birleştirildiğinde korozyon önleyici olarak da işlev görür.

Homopolimer maleik asit, bariz eşik inhibisyonu ve kristal modifikasyonu ve 1000 civarında ortalama moleküler ağırlığı olan bir maleik asit homo polimeridir.
Homopolimer maleik asit, yüksek sertlikte, yüksek alkalinitede ve yüksek sıcaklıkta şiddetli su koşullarında üstün kalsiyum karbonat inhibitörü ve endüstriyel su sistemlerinde ve diğer ilgili uygulamalarda çok işlevli bir formülasyon destek maddesidir.

Homopolimer maleik asit, flaş buharlaştırma ekipmanı, düşük basınçlı kazan, buharlı lokomotif, ham petrol buharlaştırma, petrol boru hattı ve endüstriyel sirkülasyonlu soğuk su sistemlerinin tuzdan arındırma tesislerinde yaygın olarak kullanılmaktadır.

Homopolimer maleik asit, fosfonatlarla birleştirildiğinde, fosfonatların tek başına kullanıldığı duruma göre daha iyi performans gösterir.
Homopolimer maleik asit, normal kullanım koşullarında klor veya diğer oksitleyici biyositlerden etkilenmezken, kuaterner amonyum bileşikleri ile uyumludur.

​Homopolimer Maleik asit, yüksek sıcaklığa dayanıklı, suda kalsiyum, magnezyum, demir vb. şelatlayabilen polikarboksilik asit tipi organik bir bileşiktir.
İyi termal kararlılığı vardır, PH aralığı kullanın, geniş su sertliği, mükemmel bir kireç önleyicidir.

Düşük maliyetli ve mükemmel bir yeşil su arıtma maddesi olarak Homopolimer maleik asit, yüksek verimli suda çözünür kireç önleyici ve dağıtıcının önemli bir üyesi haline gelmiştir.
Özellikle yüksek sıcaklık, yüksek pH değeri, yüksek alkalilik, yüksek sertlik vb. Gibi zorlu çevre koşullarında, Homopolimer maleik asit, genel polipropilen asitler ve diğer olmayan kalsiyum karbonat, kalsiyum sülfat vb. organik kopolimerizasyon Dağıtıcıya ulaşabilir.
Aynı zamanda, Homopolimer maleik asit düşük toksisiteye sahiptir, kanserojen ve teratojenik etkilere sahip değildir ve genellikle dolaşımdaki soğutma suyu, düşük basınçlı kazan suyu ve petrol sahası su enjeksiyonu, ham petrol için kireç önleyici işlem için bir su arıtma maddesi olarak kullanılır.

Homopolimer maleik asit, maleik anhidrit Polihidroliz veya hidroliz polimerizasyonu ile üretilen, kireç önleyici ajan H-1, Homopolimer maleik asit olarak da bilinen bir polielektrolittir.
Homopolimer maleik asit, oda sıcaklığında kahverengi-kırmızı viskoz bir sıvıdır.

Suda kolayca çözünür, polimer zincirindeki her bir karbon atomu yüksek bir potansiyel yüke sahiptir.
Bu nedenle Homopolimer maleik asit polielektrolit özellikleri poliakrilik asit veya polimetakrilik asitten farklıdır.

LiOH, NaOH, KOH veya (CH3)4NOH ile damlatıldığında, toplam asidin karboksil grubunun sadece yarısı nötralize olur ve özellikleri poliakrilik asit veya polimetakrilik asitten farklıdır.
LiOH, NaOH, KOH veya (CH3)4NOH eğrisi kullanıldığında, yarı toplam noktasında yalnızca bir sıçrama olur.

Bu nedenle, potansiyometrik titrasyon açısından, Homopolimer maleik asit genellikle bir birim asit olarak kabul edilir.
Homopolimer maleik asit ve maleik asit-akrilik asit kopolimerleri, kalsiyum karbonat ve kalsiyum fosfat tozlarını işlemek için kullanılabilir.

Kalsiyum karbonatın yüzey modifikasyonu, organik veya inorganik fazda (sistem) kalsiyum karbonatın stabilitesini geliştirebilir, bu tozların çözelti içinde dağılabilirliğini geliştirebilir ve parçacıkların topaklanmasını önleyebilir.
Homopolimer maleik asit, bir katalizörün etkisi altında maleik anhidritin polimerizasyonu ve hidrolizi ile hazırlanır.
Homopolimer maleik asit esas olarak buharlı lokomotif kazanlarında, endüstriyel düşük basınçlı kazanlarda, içten yanmalı motor soğutma suyu sistemlerinde, deniz suyunu tuzdan arındırmada, deniz suyu potasyum ekstraksiyonunda, ısı değişim sistemlerinde, petrol sahası petrol boru hatlarında ve tank dönüş sistemlerinde kireç ve korozyon önleme için kullanılır.

Homopolimer maleik asit, maleat, hidrojen tartrat ve benzalkonyum klorürün aktivitesini inhibe eden bir ilaçtır.
Homopolimer maleik asit, bakterilerin neden olduğu bulaşıcı hastalıkların tedavisinde aktif bir inhibitör olarak kullanılır.

Homopolimer maleik asidin hem Gram-pozitif hem de Gram-negatif bakterilere karşı etkili olduğu gösterilmiştir.
Sıçanlar üzerinde yapılan uzun süreli toksisite çalışmaları, kanserojenite veya diğer olumsuz etkilere dair hiçbir kanıt göstermemiştir.
Homopolimer maleik asidin ayrıca polimeraz zincir reaksiyonları için hız sabitine bağlandığı ve bunun bakteriyel büyümenin inhibisyonuna neden olabileceği gösterilmiştir.

Homopolimer maleik asit, maleik asidin homopolimeridir.
Homopolimer maleik asit, klor ve diğer oksitleyici biyositlerin varlığında çok kararlıdır.

Homopolimer maleik asit, iyi ölçek önleme ve yüksek sıcaklık direnci özelliklerine sahiptir.
Bu nedenle Homopolimer maleik asit su arıtma tesislerinde kullanılabilir.

Homopolimer maleik asit ayrıca yüksek sıcaklıkta ve yüksek alkali soğutma suyu sistemlerinde mükemmel bir kalsiyum karbonat antiskalanttır.
Ayrıca Homopolimer maleik asit, korozyon inhibitörü olarak çinko tuzları ile kombinasyon halinde kullanılabilir.

Homopolimer maleik asit, beton katkı maddesi olarak ve ham petrolün buharlaştırılması için de kullanılabilir.
Homopolimer maleik asit, maleik anhidrit I'in bir aromatik hidrokarbonun 60° ila 200°C'de polimerizasyonu yoluyla üretilebilir.

Nispeten homojen ve kolayca sentezlenen bir polimer olan Homopolimer maleik asit, hümik maddeler için bir model bileşik olarak Homopolimer maleik asidin uygunluğunu belirlemek için incelenmiştir.
Homopolimer maleik asidin fiziksel ve kimyasal özellikleri, Homopolimer maleik asit ve suda yaşayan hümik maddelerin yapısal özelliklerini aydınlatmak için UV/VIS, Fourier dönüşümü kızılötesi ve 13C NMR spektroskopisi, yüksek basınçlı boyut dışlama kromatografisi ve element analizleri ile ölçülmüştür.

Homopolimer maleik asit, büyüklük, polidispersite, elementel bileşim ve kızılötesi spektrum açısından, öncelikle karasal kaynaklardan türetilen fulvik asitlere en çok benzer.
Bununla birlikte, molar absorptivite (280 nm'de ölçülmüştür) ve 13C NMR spektroskopik verileri, Homopolimer maleik asidin benzer boyuttaki fulvik materyallerden önemli ölçüde daha az aromatiklik sergilediğini göstermektedir.

Genel olarak, karasal olarak türetilen akuatik fulvik asitler, Homopolimer maleik asit veya göl ve yüzey altı fulvik asitlerden daha büyük yüzdelerde aromatik karbonlara sahiptir.
13C NMR spektrumları ayrıca birkaç sucul fulvik asitte bulunan alifatik II ve asetal karbonların Homopolimer maleik asitte bulunmadığını da gösterir.

Ayrıca, Homopolimer maleik asidin karboksil karbon içeriği, bu çalışmada kullanılan tüm hümik materyallerden önemli ölçüde daha yüksektir.
Bu sonuçlara dayanarak, Homopolimer maleik asit, benzersiz bir hümik maddeye benzemez, bunun yerine, çeşitli kaynaklardan gelen hümik malzemelerde ortak olan kimyasal özelliklere sahip gibi görünür.

Homopolimer maleik asit uygulamaları:
Soğutma suyu sistemleri / endüstriyel su arıtma
Beton katkı
Suyun tuzdan arındırılması
Ham petrol buharlaşması

Homopolimer maleik asidin kullanım alanları:
Homopolimer maleik asit, yüksek kimyasal kararlılığa ve sıcaklık direncine sahiptir ve pH değeri 8.3 olduğunda belirgin çözünürlük sınırı etkisine sahiptir.
Homopolimer maleik asit, sudaki kalsiyum ve magnezyum plazmasını şelatlayabilir ve çamurun akışkanlığını iyileştirebilen kafes bozulma yeteneğine sahiptir.

Homopolimer maleik asit, kazan suyu gibi yüksek sıcaklıklı su sistemlerinde kirecin önlenmesi için özellikle uygundur.
Homopolimer maleik asit, petrol sahası su boru hattı, sirkülasyonlu soğutma suyu sistemi ve flaş deniz suyu tuzdan arındırma olarak kullanılabilir ve diğer tortu inhibitörleri, ölçek inhibitörleri vb. Temel bir endüstriyel deterjan olarak da kullanılabilir

Homopolimer maleik asit, etkili kireç önleyicidir.
Homopolimer maleik asit esas olarak düşük basınçlı kazanlarda, endüstriyel sirkülasyonlu soğutma suyu sistemlerinde, petrol boru hattında, ham petrol dehidrasyonunda ve flaş deniz suyunun tuzdan arındırılmasında ve kireç önleyicinin diğer yönlerinde kullanılır ve gelişmiş temizlik maddelerinin ana bileşeni olarak kullanılabilir.

Homopolimer maleik asit, 300 °C'nin altında karbonat üzerinde hala iyi kireç önleme ve dağılım etkisine sahiptir ve kireç önleme süresi COOH'ye ulaşabilir.
Homopolimer maleik asidin mükemmel ölçek önleme performansı ve yüksek sıcaklık direnci nedeniyle, Homopolimer maleik asit, deniz suyu tuzdan arındırma flaş ünitesinde ve düşük basınçlı kazan, buharlı lokomotif, ham petrol dehidrasyonu, su transfer boru hattı ve endüstriyel sirkülasyonda yaygın olarak kullanılmaktadır.

Ek olarak, Homopolimer maleik asit belirli bir korozyon önleme etkisine sahiptir ve çinko tuzu ile bileşiğin etkisi daha iyidir, bu da karbon çeliğinin korozyonunu etkili bir şekilde önleyebilir.
Homopolimer maleik asit genellikle (1~15)× 10-6 ve organik fosfat bileşiğidir, sirkülasyonlu soğutma suyu, petrol sahası su enjeksiyonu, ham petrol dehidrasyon işlemi ve düşük basınçlı kazan fırını işlemi için, Homopolimer maleik asit iyi bir engelleme etkisine sahiptir kireç oluşumu ve eski ölçeğin soyulması ve kireç engelleme oranı %98'e ulaşabilir.

Homopolimer maleik asit, fosfonatlarla birleştirildiğinde, fosfonatların tek başına kullanıldığı duruma göre daha iyi performans gösterir.
Homopolimer maleik asit, normal kullanım koşullarında klor veya diğer oksitleyici biyositlerden etkilenmezken, kuaterner amonyum bileşikleri ile uyumludur.

Homopolimer maleik asit kakao, endüstriyel dolaşımdaki soğutma suyu, petrol sahası su boru hatları ve kazan suyunun kireçlenmesinin engellenmesi için kullanılır.
Hızlı buharlaştırma ile deniz suyunun tuzdan arındırılması ve kireçten arındırılmasında kullanılır.

Gelişmiş temizlik maddelerinde bileşen olarak kullanılır.
Genel dozaj 1-5PPM'dir.

Homopolimer maleik asit, petrol sahası su boru hatları, buharlı lokomotif kazanları, orta ve düşük basınçlı kazanlar, deniz suyu tuzdan arındırma, sirkülasyonlu soğutma suyu ve kireç önleyici ve dağıtıcı için kullanılabilir.

Homopolimer maleik asit, tekstil temizleme maddesi olarak da kullanılabilir.
Genel dozaj 2 × 10-6~10-5.

Homopolimer maleik asit, buharlı lokomotif, endüstriyel kazan suyu, soğuk su ve petrol sahası su enjeksiyon arıtımında kireç önleyici ve korozyon önleyici olarak kullanılır.
Homopolimer maleik asit, özellikle düşük basınçlı kazanlarda, endüstriyel sirkülasyonlu soğutma suyu sistemlerinde, petrol sahası su boru hatlarında, ham petrol dehidrasyonunda vb. kullanılan yüksek verimli bir kireç önleyicidir.

Homopolimer maleik asit, yüksek kimyasal kararlılığa ve sıcaklık direncine sahiptir ve 8.3 olduğunda bariz pH değerine sahiptir.
Çözünürlük sınırı etkisi, sudaki kalsiyum ve magnezyum plazma ile şelat oluşturabilir ve çamurun akışkanlığını iyileştirebilen kafes bozulma kabiliyetine sahip olabilir.

Homopolimer maleik asit, özellikle kazan suyu gibi yüksek sıcak su sistemlerinin kireçlenmesinin engellenmesi için uygundur.
Homopolimer maleik asit, petrol sahası su boru hatları, sirkülasyonlu soğutma suyu sistemleri ve ani buharlaştırma deniz suyunun tuzdan arındırılması için tortu önleyici, kireç önleyici vb. olarak kullanılabilir.
Homopolimer maleik asit ile alkali endüstriyel temizleyici olarak da kullanılabilir.

Homopolimer maleik asidin özellikleri:
Homopolimer maleik asit, bariz eşik inhibisyonu ve kristal modifikasyonu ve 1000 civarında ortalama moleküler ağırlığı olan solvent bazlı bir maleik asit hoppolimeridir.
Homopolimer maleik asit, yüksek sertlikte, yüksek alkalinitede ve yüksek sıcaklıkta şiddetli su koşullarında üstün kalsiyum karbonat inhibitörü ve endüstriyel su sistemlerinde ve diğer ilgili uygulamalarda çok işlevli bir formülasyon destek maddesidir.

Homopolimer maleik asit, flaş buharlaştırma ekipmanı, düşük basınçlı kazan, buharlı lokomotif, ham petrol buharlaştırma, petrol boru hattı ve endüstriyel sirkülasyonlu soğuk su sistemlerinin tuzdan arındırma tesislerinde yaygın olarak kullanılmaktadır.

Homopolimer maleik asidin doğası:
Homopolimer maleik asit şeffaf bir sıvıdır.
Homopolimer maleik asit suda çözünür, kimyasal kararlılık ve yüksek termal kararlılık, 330 ayrışma sıcaklığı vardır.

Sulu çözeltinin %50'si açık sarı viskoz sıvıdır, yoğunluğu 1'den büyük veya 1'e eşittir.
2g/cm3, pH değeri 1~2'dir.

Homopolimer maleik asit, düşük moleküler ağırlıklı bir polielektrolittir, toksik değildir, suda çözünür, yüksek kimyasal ve termal kararlılık, 330 ℃ üzerinde ayrışma sıcaklığı vardır.

Homopolimer maleik asit Hazırlama Yöntemi:
Polimerizasyon, ham madde olarak maleik anhidrit ve çözücü olarak toluen ile benzoil peroksit varlığında başlatıldı.

Homopolimer maleik asidin Sentez Yöntemi:
Termometre, karıştırıcı, geri akış kondansatörü ve sabit basınç düşürme hunisi ile donatılmış 1000 m'lik dört ağızlı bir şişeye belirli bir miktarda maleik anhidrit ve su ekleyin ve sıcaklığı 60 ℃'ye yükseltin.
Maleik anhidrit tamamen çözüldükten sonra, uygun miktarda katalizör ve kendi kendine yapılan yardımcı AXL ekleyin, karıştırıcıyı çalıştırın ve aynı anda sıcaklığı ayarlanan sıcaklığa yükseltin, belirli bir reaksiyon sıcaklığını kontrol edin ve başlatıcıyı belirli bir süre içinde ekleyin.
Düşürdükten sonra, Homopolimer maleik asit ürünleri elde etmek için ısı koruma reaksiyonuna 2 saat devam edin.

Homopolimer maleik asit Üretim Yöntemi:
Kazana 200 kısım maleik anhidrit, 80 kısım su ve bir kısım katalizör eklenir.
Isıtma ve geri akıştan sonra, 100~120°C'de damla damla 100 parça hidrojen peroksit eklenir.

Reaksiyondan sonra, berrak ve şeffaf kahverengi-sarı hidrolize bir ürün elde etmek için 30 dakika ısıtın ve geri akıtın.
Polimerizasyon için başlatıcı varlığında çözücü olarak su ve monomer olarak maleik asit çubuğunun kullanılması.
Ayrıntılar için hidrolize edilmiş Homopolimer maleik asit çubuğuna bakın.

Homopolimer maleik asidin işlenmesi ve depolanması:

Güvenli kullanım için önlemler:
İş istasyonunun iyi havalandırılmasını sağlayın.
Cilt ve göz ile temasından kaçının.
Kişisel koruyucu ekipman giyin.

Hijyen önlemleri:
Homopolimer maleik asit kullanırken yemek yemeyin, içmeyin veya sigara içmeyin.
Homopolimer maleik asit kullandıktan sonra daima ellerinizi yıkayın.

Herhangi bir uyumsuzluk da dahil olmak üzere güvenli depolama koşulları:

Depolama koşulları:
50 °C/ 122 °F'yi aşan sıcaklıklara maruz bırakmayın.
Güneş ışığından koruyunuz.

Orijinal kabında veya aşınmaya dayanıklı ve/veya astarlı kapta saklayın.
Dirençli bir iç astar ile aşınmaya dayanıklı kapta saklayın.

Yalnızca orijinal kabında saklayın.
İyi havalandırılan bir yerde saklayın.

Uyumsuz malzemeler:
Metaller.

Homopolimer maleik asidin Raf Ömrü:
Uygun saklama koşullarında raf ömrü 12 aydır.

Homopolimer maleik asidin kararlılığı ve reaktivitesi:

Reaktivite:
Homopolimer maleik asit, normal kullanım, depolama ve nakliye koşulları altında reaktif değildir.

Kimyasal stabilite:
Normal koşullar altında kararlıdır.

Tehlikeli reaksiyon olasılığı:
Normal kullanım koşulları altında bilinen tehlikeli bir reaksiyon yoktur.

Kaçınılması gereken durumlar:
Tavsiye edilen depolama ve işleme koşullarında hiçbiri.

Uyumsuz malzemeler:
Güçlü temeller.
Oksitleyici ajan.
Metaller için aşındırıcı olabilir.

Tehlikeli atık:
Normal depolama ve kullanım koşullarında, tehlikeli bozunma ürünleri oluşmamalıdır.

Homopolimer maleik asit İlk Yardım Önlemleri:

Teneffüs ettikten sonra:
Kişiyi temiz havaya çıkarın ve nefes alması için rahat etmesini sağlayın.

Cilt temasından sonra:
Cildi bol su ile yıkayınız.

Göz temasından sonra:
Su ile birkaç dakika dikkatlice durulayın.
Varsa ve çıkarması kolaysa, kontakt lensleri çıkarın.
Durulamaya devam edin.

Göz tahrişi devam ederse:
Tıbbi tavsiye/bakım alın.

Yuttuktan sonra:
Kendinizi iyi hissetmiyorsanız bir zehir merkezini/doktoru/hekimi arayın.

En önemli semptomlar ve etkiler (akut ve gecikmeli):

Göz temasından sonra semptomlar/etkiler:
Göz tahrişi.

Acil tıbbi müdahale ve gerekirse özel tedavi:
Semptomatik tedavi.

Homopolimer maleik asidin Yangınla Mücadele Önlemleri:

Uygun söndürücü maddeler:
Su spreyi.
Kuru toz.
Köpük.
Karbon dioksit.

Kimyasaldan kaynaklanan özel tehlikeler:

Reaktivite:
Homopolimer maleik asit, normal kullanım, depolama ve nakliye koşulları altında reaktif değildir.

İtfaiyeciler için özel koruyucu ekipman ve önlemler:

Yangın söndürme sırasında koruma:
Uygun koruyucu ekipman olmadan harekete geçmeye çalışmayın.
Bağımsız solunum cihazı kullanın.
Tam koruyucu giysi giyin.

Homopolimer maleik asidin kaza sonucu salınım önlemleri:

Kişisel önlemler, koruyucu ekipman ve acil durum prosedürleri:

Acil Durum prosedürleri:
Dökülen alanı havalandırın.
Cilt ve göz ile temasından kaçının.

Koruyucu ekipman:
Uygun koruyucu ekipman olmadan harekete geçmeye çalışmayın.

Çevresel önlemler
Çevreye salınmasından kaçının.

Muhafaza etme ve temizleme için yöntemler ve malzemeler:

Temizlik yöntemleri:
Dökülen sıvıyı emici malzemeye alın.

Diğer bilgiler:
Malzemeleri veya katı artıkları yetkili bir yerde imha edin.

Homopolimer maleik asit Tanımlayıcıları:
CAS No.:26099-09-2
Kimyasal Adı: Homopolimer maleik asit
CB Numarası: CB5491823
Moleküler Formül: C4H4O4
Moleküler Ağırlık: 116.07
MDL Numarası: MFCD00284278

Formül: (C4H4O4)n
CAS No.: 26099-09-2
EC No.: yok

CAS No: [26099-09-2]
Ürün Kodu: FP45020
MDL No: MFCD00284278
Kimyasal Formül: (C4H4O4)n
SMILES: C(=C\C(=O)O)\C(=O)O
Yoğunluk: 1,23 g/cm3
Parlama Noktası: 100 °C
Saklama: 10°C - 25°C'de saklayın, kabı iyice kapatın
BM Numarası: UN3265
Paket Grubu: II
Sınıf: 8

EC / Liste no.: 607-861-7
CAS numarası: 26099-09-2

Homopolimer maleik asidin özellikleri:
Yoğunluk: 1.18 (%48 sulu)
Parlama noktası: 95 °C
saklama sıcaklığı: 2-8°C

Moleküler Formül: C4H4O4;HOOCCH=CHCOOH;C4H4O4
Moleküler Ağırlık: 116.07g/mol
Döndürülebilir Bağ Sayısı: 2
Tam Kütle: 116.010959g/mol
Monoizotopik Kütle: 116.010959g/mol
Ağır Atom Sayısı: 8
Karmaşıklık: 119
Kovalent Bağlı Birim Sayısı: 1
Renk/Biçim: Sudan monoklinik prizmalar; Su, alkol ve benzenden beyaz kristaller; renksiz kristaller
Koku: Hafif asidik koku
Kaynama Noktası: 760 mm Hg'de 275 °F (ayrışır) (NTP, 1992)

Moleküler Formül: C4H4O4
Molar Kütle: 116.07
Yoğunluk: 1.18 (%48 sulu)
Parlama Noktası: 95 °C
Saklama Koşulu: 2-8°C

Homopolimer maleik asidin özellikleri:
Görünüm: Amber sıvı
Katı içerik %: 48-52
pH (olduğu gibi): 2,0 maks
Yoğunluk (20℃, g/cm3): 1.16-1.22

Homopolimer maleik asit İlgili Ürünler:
Dimetil 2-Hidroksiizoftalat
2,6-Dimetil-4-hidroksipiridin
1-(1,1-Dimetiletoksi)-N,N,N',N'-tetrametil-metandiamin
(Tris(dimetilamino) Metan ve N,N-Dimetilformamid Di-tert-bütil Asetal içerir) (Teknik Sınıf)
(E)-6,6-Dimetilhept-2-en-4-in-1-ol
Dimetil Klorotiofosfat

Homopolimer maleik asidin isimleri:

Düzenleyici işlem adları:
2-Bütendioik asit (2Z)-, homopolimer

IUPAC isimleri:
(2R,3R)-2,3-dimetilbütandioik asit
2-Bütendioik asit (2Z)-, homopolimer
2-Bütendioik asit (2Z)-, homopolimer
ASİDO POLİMALEİKO
Hidrolize Polimaleik Anhidrit
POLİ(MALEİK ASİT)
Poli(maleik asit)
poli(maleik asit)
Polimaleik asit
Polimaleik asit
Polimaleik asit

Diğer isimler:
HPMA
Hidrolize Polimaleik Anhidrit
Hidrolize Polimaleik Anhidrit (HPMA)
MONOPOTASYUM FOSFİT

Diğer tanımlayıcı:
26099-09-2
HOMOSALAT
Homosalat, cildi güneş hasarına yol açan UVB ışınlarından koruyan aktif bir güneş koruyucu maddedir.
Homosalat renksiz, şeffaf ve viskoz bir sıvıdır.
Homosalat suda iyi çözünür.


CAS Numarası: 118-56-9
EC Numarası: 204-260-8
MDL numarası: MFCD00019377
Kimya/IUPAC Adı: Benzoik asit, 2-hidroksi-, 3,3,5-trimetilsikloheksil ester
Kimyasal formül: C16H22O3



EŞ ANLAMLI:
Homosalat, 118-56-9, Homomentil salisilat, Coppertone, 3,3,5-TRIMETİLSİKLOHEKSİL SALISİLAT, Heliopan, Heliophan, Filtersol ''A'', 3,3,5-Trimetilsikloheksil 2-hidroksibenzoat, m-Homomentil salisilat, Homosalatum , Homosalato, (3,3,5-trimetilsikloheksil) 2-hidroksibenzoat, Caswell No. 482B, Benzoik asit, 2-hidroksi-, 3,3,5-trimetilsikloheksil ester, 52253-93-7, CCRIS 4885, NSC 164918, Metahomomentil salisilat, Salisilik asit, m-homomentil ester, EINECS 204-260-8, 2-Hidroksibenzoik asit 3,3,5-trimetilsikloheksil ester, UNII-V06SV4M95S, Salisilik Asit 3,3,5-Trimetilsikloheksil Ester, EPA Pestisit Kimyasal Kodu 076603, NSC-164918, V06SV4M95S, MFCD00019377, Homosalat [USAN], DTXSID1026241, EC 204-260-8, Salisilik asit, 3,3,5-trimetilsikloheksil ester, NCGC00091888-01, Homosalatum (INN-Latin), Homosal ato (INN -İspanyolca), HOMOSALAT (MART.), HOMOSALAT [MART.], HOMOSALAT (USP-RS), HOMOSALAT [USP-RS], Homosalat (USAN), DTXCID606241, Salisilik asit, 3,3,5-trimetilsikloheksil ester (8CI) ), HOMOSALAT (USP IMPURITY), HOMOSALATE [USP IMPURITY], HOMOSALATE (USP MONOGRAPH), HOMOSALATE [USP MONOGRAF], Filtrosol A, Coppertone bileşeni, SR-05000001884, Homosalat, Kemester HMS, CAS-118-56-9, Homosalat; Salisilik asit 3,3,5-trimetilsikloheksil ester; 3,3,5-Trimetilsikloheksil salisilat, Filtersol''A'', HOMOSALATE [MI], Homosalat (USP/INN), HOMOSALATE [INN], Prestwick1_001090, Prestwick2_001090, Prestwick3_001090, HOMOSALATE [USAN], HOMOSALATE [WHO-DD] , SCHEMBL16207, BSPBio_001140, SPECTRUM1505020, SPBio_003030, BPBio1_001254, Güneş Korumalı Yüz SPF 50, CHEMBL1377575, CHEBI:91642, 3,5-Trimetilsikloheksil salisilat, HMS1571I22, HMS2093 G22, HMS2098I22, HMS3715I22, Pharmakon1600-01505020, %98,0, cis ve trans karışımı , Coppertone (Tuz/Karışım), HY-B0928, 3,3,5-Trimetilsikloheksilsalisilat, Tox21_111174, Tox21_202109, Tox21_303082, NSC164918, NSC758908, s4572, AKOS015904082, Tox21_1111 bileşeni 74_1, CCG-213330, DB11064, NSC-758908, NCGC00091888- 02, NCGC00091888-03, NCGC00091888-04, NCGC00091888-05, NCGC00091888-06, NCGC00091888-09, NCGC00257063-01, NCGC00259658-01, AS-10409, SY0519 23, SBI-0206787.P001, AB00514041, NS00009551, Salisilik asit,3 ,5-trimetilsikloheksil ester, T2278, Benzoik asit, 3,3,5-trimetilsikloheksil ester, D04450, E78223, AB00514041_02, EN300-7381967, A921433, J-519754, Q2260189, SR-05000001884-1, SR-05000001884-2, BRD-A34751532-001-03-6, BRD-A34751532-001-04-4, 2-hidroksibenzoik asit (3,3,5-trimetilsikloheksil) ester, Homosalat, Amerika Birleşik Devletleri Farmakopesi (USP) Referans Standardı, Homosalat, Farmasötik İkincil Standart; Sertifikalı Referans Malzeme, 3,3,5-trimetilsikloheksil salisilat, HMS, HMS, HOMOMENTİL SALISİLAT, Heliopan, 3,3,5-TRİMETİLSİKLOHEKSİL SALISİLAT, Benzoikasit,2-hidroksi-,3,3,5-trimetilsikloheksilester, Homosalat, HELIOPHAN, omosalat, Bakırton, HOMOSALAT



Homosalat sentetik bir güneş koruyucu madde ve UVB koruyucusudur.
Homosalat, kozmetiklerde ve güneş kremlerinde ultraviyole (UV) filtre olarak yaygın olarak kullanılan ve güneş kaynaklı cilt hasarına karşı koruma sağlayan kimyasal bir bileşiktir.


Bunun dışında Homosalat, güneşten koruyucu formülasyonların genel stabilitesini arttırır.
Homosalat çok yönlüdür ve hafif, yağsız dokusuyla popülerdir, bu da onu çeşitli cilt bakım ürünlerinde tercih edilen bir seçenek haline getirir.
UVB korumasında etkili olsa da Homosalat'in öncelikli olarak daha kısa dalga boylu UV ışınlarına yönelik olduğunu, hem UVA hem de UVB ışınlarına karşı geniş spektrumlu kapsama için diğer güneş koruyucu maddelerle kombinasyonu gerektirdiğini belirtmek önemlidir.


Ek olarak Homosalat, homomentilsalisilat adıyla da anılır ve C16H22O3 kimyasal formülüne sahiptir.
Homosalat, cildi güneş hasarına yol açan UVB ışınlarından koruyan aktif bir güneş koruyucu maddedir.
Homosalat, öncelikle UVB koruması sağlayan ve UVA aralığının başladığı yerde duran, FDA onaylı bir güneş koruyucu aktif maddedir.


Homosalatın güneş kremlerinde maksimum %15 konsantrasyona kadar kullanımı uluslararası olarak onaylanmıştır.
Güvenliğe dönecek olursak, araştırmalar homosalatın cilde nüfuzunun düşük olduğunu, endokrin bozucu olmadığını ve ciltte alerjik reaksiyona neden olma ihtimalinin düşük olduğunu gösterdi.


Meme kanseri hücreleri üzerinde yapılan in vitro çalışmalar, homosalatın sitotoksik etkilere sahip olduğunu göstermiştir; ancak bu, güneş koruyucunun ciltte nasıl kullanıldığı için geçerli değildir ve bu etkiyi tetiklediği gösterilen miktarlar, topikal uygulamayla vücutta emilebilecek miktardan çok daha fazladır.
Homosalat, cildi UVB'den (295-315 nm) 306 nm'de en yüksek korumayla koruyan, yağda çözünebilen kimyasal bir güneş koruyucu maddedir.


Homosalat kendi başına güçlü bir UV filtresi değildir (izin verilen maksimum %10 konsantrasyonda yalnızca SPF 4.3 koruması sağlar) ve fotostabil değildir (45 dakika içinde SPF korumasının %10'unu kaybeder), bu nedenle her zaman aşağıdakilerle birleştirilmesi gerekir: Uygun koruma için diğer güneş kremlerinde kullanılır.
Ancak en büyük avantajı, Homosalatın bir sıvı olması ve ünlü Avobenzone gibi diğer çözünmesi zor toz güneş koruyucu maddeleri çözmek için mükemmel olmasıdır.


Homosalat renksiz ila soluk sarı bir sıvıdır
Homosalat ilgili tüm kozmetik yağlarda çözünür
Homosalat, salisilatlar adı verilen bir kimyasal sınıfına ait organik bir bileşiktir.


Salisilatlar ultraviyole (UV) ışığı emerek cildin güneşin zararlı ışınlarına doğrudan maruz kalmasını önler.
Homosalat, DNA hasarı ve cilt kanseri riskinin artmasıyla ilişkili olan kısa dalga UVB ışınlarını özellikle emer.
Homosalat renksiz, şeffaf ve viskoz bir sıvıdır.


Homosalat suda iyi çözünür.
Homosalat, özellikle güneşten koruyucu ürünlerde kullanılan bir UV filtreleme maddesidir.
Homosalat UVB (Ultraviyole B) ışınlarına karşı koruma sağlar ve cildin bu tür ışınlara maruz kalmasını engelleyerek güneş yanığı riskini azaltır.


Homosalatın kullanım oranı, ürünün etkisine ve diğer bileşiklerle etkileşimine bağlı olarak %2 ile %15 arasında değişmektedir.
Homosalat, salisilatlar olarak bilinen kimyasallar sınıfına aittir ve organiktir.
Cildi güneşe maruz kalmaktan koruduğu için güneş koruyucunun yanında homosalat da görebilirsiniz.


Homosalat bir sentetiktir.
Homosalat (Homomentil salisilat), UV ışınlarını filtrelemek ve cildi güneşin zararlarından korumak için güneş kremi olarak kullanılan organik bir bileşiktir.
Homosalat antiinflamatuar aktiviteye sahiptir.


Homosalat, yağda çözünebilen etkili bir sıvı UV-B emicidir.
Homosalat, Avobenzon veya Etilheksil Triazon gibi kristal UV emiciler için mükemmel bir çözündürücüdür.
Homosalat veya homomentil salisilat, kimyasalların salisilatlar sınıfındaki organik bir bileşiktir.


Homosalat, UV absorbe etme özelliği nedeniyle bazı güneş kremlerinde kullanılır; DNA hasarı ve cilt kanseri riskinin artmasıyla ilişkilendirilen UVB ışınlarını absorbe ederek güneşin zararlı ışınlarına karşı koruma sağlar.
Homosalat, UVB radyasyonunu absorbe etmek ve filtrelemek için güneş koruyucu ve diğer cilt bakım ürünlerinde kullanılan sentetik bir UV filtresidir.


Homosalat salisilik asidin bir türevidir.
Homosalat, UVB radyasyonunu emen, yağda çözünebilen bir kimyasal güneş engelleyici maddedir.
Ancak homosalat, daha yüksek UV ışığına maruz kaldığında daha hızlı bozunur (45 dakika içinde SPF korumasının %10'unu kaybeder).


Homosalatın etki mekanizması “ışığa karşı koruma” olarak bilinen bir süreçtir.
Bu süreç, UV radyasyonunun Homosalat molekülleri tarafından emilmesini ve bu moleküllerin yapısal bir değişikliğe uğramasını içerir.
Homosalatın bu yapısal değişikliği, moleküllerin UVB radyasyonunu emmesine ve filtrelemesine olanak tanıyarak onları UV hasarından korur.


Homosalat, oksibenzon ve avobenzonu çözme yeteneğine sahiptir.
Homosalat yalnızca UVB spektrumunu kapsadığından, geniş spektrum kapsamı elde etmek için genellikle avobenzon (kimyasal bir UVA filtresi) ile birleştirilir.
Çoğu kimyasal güneş kremi bileşeni gibi homosalat da cilt tarafından emilir; çinko oksit gibi cildin üstüne oturmaz.


Homosalat, bazı güneş kremlerinde kullanılan organik bir bileşiktir.
Homosalat, salisilik asit ve 3,3,5-trimetilsikloheksanolün Fischer-Speier esterifikasyonu ile yapılır; ikincisi izoforonun hidrojenlenmiş bir türevidir.


Homosalat, salisilatlar olarak bilinen bir kimyasal sınıfına ait organik bir bileşiktir.
Homosalat, UV ışığını emip ısıya dönüştürerek cildi güneşe maruz kalmaktan koruyan kimyasal bir güneş koruyucudur, böylece cilt hücrelerinde DNA hasarına neden olmaz.


Pek çok başka kimyasal güneş koruyucu madde de var ama homosalat inanılmaz derecede yaygın.
Fincher, aslında ticari olarak satılan güneş kremlerinin neredeyse yarısında Homosalatın bulunduğunu belirtiyor.
Homosalat salisilatlara ait organik bir bileşiktir.


Homosalat, salisilik asit ve sikloheksanolün bir türevi olan 3,3,5-trimetilsikloheksanolden oluşan bir esterdir.
Salisilatlar ultraviyole (UV) ışığı emerek cildin güneşin zararlı ışınlarına doğrudan maruz kalmasını önler.
Homosalat, DNA hasarı ve cilt kanseri riskinin artmasıyla ilişkili olan kısa dalga UVB ışınlarını özellikle emer.


Homosalat, piyasada satılan birçok güneş koruyucunun ortak bir bileşenidir.
Homosalatın bildirilmiş herhangi bir yan etkisi yoktur.
Homosalat, viskoz veya açık sarı ila hafif ten rengi sıvı veya yağ halinde görünür.


Homosalat ester bir benzoat esteridir ve fenollerin bir üyesidir.
Homosalat fonksiyonel olarak salisilik asitle ilişkilidir.
Homosalat salisilatlara ait organik bir bileşiktir.


Homosalat, salisilik asit ve sikloheksanolün bir türevi olan 3,3,5-trimetilsikloheksanolden oluşan bir esterdir.
Salisilatlar ultraviyole (UV) ışığı emerek cildin güneşin zararlı ışınlarına doğrudan maruz kalmasını önler.
Homosalat, DNA hasarı ve cilt kanseri riskinin artmasıyla ilişkili olan kısa dalga UVB ışınlarını özellikle emer.


Homosalat, piyasada satılan birçok güneş koruyucunun ortak bir bileşenidir.
Homosalatın bildirilmiş herhangi bir yan etkisi yoktur.
Homosalat, mevcut verilere göre Camellia sinensis'te bulunan doğal bir üründür.


Homosalat organik bir güneş filtresidir (karbondan).
Bu filtre esas olarak bronzlaşmanın yanı sıra güneş yanığı ve cilt kanserinden de sorumlu olan UVB radyasyonunu emer.
Homosalat, diğer aktif güneş koruyucu bileşenlerin fotodegradasyonunu azaltmak için kozmetik güneş koruyucularında yaygın olarak aktif bir bileşen olarak kullanılan bir salisilat bileşiğidir.


SCCP, kozmetik güneş kremlerinde maksimum %10 a/a konsantrasyonunda homosalat kullanımının tüketici sağlığı için bir risk oluşturmadığı sonucuna varmıştır.
Homosalat bir sıvıdır.
Homosalat, mentil salisilatın bir homologudur.


Homosalat, viskoz veya açık sarı ila hafif ten rengi bir sıvı veya yağdır.
Homosalat güneş kremlerinde ve parfümlerde kullanılan bir maddedir.
Homosalat bir UV emici, filtre ve bir cilt rahatsızlığıdır.


Homosalat özellikle UVB ışınlarını emer.
Homosalat, güneş kremlerinde aktif madde olarak kullanılan bir kumarin türevidir.
Homosalat, UV ışığının radyasyonunu emer ve onu zararsız ısıya dönüştürür.


Homosalatın in vivo olarak cilt kanseri hücrelerine karşı etkili olduğu ancak bakterilerin büyümesi üzerinde herhangi bir etkisi olmadığı gösterilmiştir.
ABD güneş kremlerinin %45'inde bulunan Homosalat, kimyasal UV filtresi olarak kullanılıyor.
Molekülün salisilik asit kısmı, dalga boyu 295 nm ila 315 nm arasında olan ultraviyole ışınlarını emerek cildi güneşin zararlarından korur.


Hidrofobik trimetil sikloheksil grubu, suda çözünmesini önleyen yağlılık sağlar.
Homosalat, cildi UVB ışınlarından (295-315 nm) korumak için kullanılan, 306 nm'de tepe koruma sağlayan, yağda çözünebilen organik bir güneş koruyucudur.
Homosalat, 1978'den kalma daha eski, kararsız bir güneş koruyucudur (güneş koruyucularının sık sık yeniden uygulanması gerekmesinin bir nedeni de eski kimyasal güneş koruyucularının kararsızlığıdır).


Bu nedenle, homosalat güçlü bir UV filtresi değildir (izin verilen maksimum %10 konsantrasyonda yalnızca 4,3 SPF koruması sağlar) ve ışığa dayanıklı değildir (45 dakika içinde SPF korumasının %10'unu kaybeder), bu nedenle her zaman Yeterli koruma için diğer güneş kremleriyle birlikte kullanın.
Homosalat aynı zamanda iyi bilinen avobenzon gibi çözünmesi daha zor olan UV filtreleri için de bir çözücü görevi görür.
Homosalat, salisilik asitten bir ester oluşturan ve sarımsı ten rengi bir sıvı veya yağ halinde görünen organik bir bileşiktir.



HOMOSALATIN KULLANIM VE UYGULAMALARI:
Homosalat, çeşitli kişisel cilt bakım formülasyonlarında ve kozmetik ürünlerinde UV filtresi olarak kullanılır.
Homosalat UV ekranı, analjezik olarak kullanılır.
Homosalat, FDA'nın Kategori I Güneş Koruyucu Kimyasal listesinde yer alan kimyasal bir uVB emicidir.


Homosalatın onaylanmış kullanım düzeyi FDA tarafından yüzde 4 ila 15, Avrupa Birliği Kozmetik Direktifi tarafından ise yüzde 10'dur.
Kişisel Bakım Ürünlerinde Homosalat Uygulamaları: Homosalat, UV ışınlarını absorbe ederek hem UV koruyucu hem de UV filtresi görevi görür.
Homosalatın UVA koruma aralığı çok dar olduğundan, güneş kremlerinde tek başına kullanılmaz, ancak stabiliteyi artırmaya yardımcı olabileceği avobenzon gibi UVA filtreleriyle sıklıkla kullanılır.


Homosalatın hassaslaştırıcı olmadığı kabul edilir ve çoğunlukla SPF 30 ve üzeri dereceli güneş kremlerinde görülür.
İlginç bir şekilde, homosalat tıpkı salisilik asit gibi bir salisilat bileşeni olduğundan, UV'nin tetiklediği kızarıklık belirtilerini azaltma konusundaki çalışmasının bir kısmı da sakinleştirici faydasından kaynaklanmaktadır.


Bazı araştırmacılar, bunun, ciltlerinin renginin değiştiğini görmedikleri için insanların güneşte daha uzun süre kalmaları anlamına gelebileceğini öne sürüyor; ancak homosalat hiçbir zaman tek başına kullanılmadığından ve kızarıklığa neden olan hasarı telafi ettiği için bu geçerli bir endişe olarak görülmüyor.
Diğer çalışmalar, homosalatın, cilt UV ışığına maruz kaldığında oluşan singlet oksijen olarak bilinen bir tür serbest radikalin oluşumunu baskıladığını göstermiştir.


Homosalat, güneş kremlerinde ve SPF'li cilt bakım ürünlerinde yaygın olarak kullanılan bir kimyasaldır.
Homosalat potansiyel bir endokrin bozucudur ve hücreler üzerinde yapılan çalışmalar bunun hormonları etkileyebileceğini düşündürmektedir.
Homosalata maruz kalmanın ardından doğrudan sağlık sorunlarına ek olarak kimyasal, pestisitlerin vücutta emilimini de artırabilir.


Homosalatın Kozmetik Uygulamaları: Güneş bakımı ve güneş sonrası ürünler, saç bakım ürünleri, koruyucu kremler ve losyonlar, sıvı makyaj ürünlerinde kullanılır.
Cilt kanserine ve cilt yaşlanmasına neden olan faktörlerden biri olan UV ışınlarından cildi korumak ve cilt sağlığını korumak için tüm dünyada UV filtreleri içeren kozmetik ve kişisel bakım ürünleri kullanılmaktadır.


Homosalat, kozmetikte cildi UV ışınlarından korumak için UV emici ve UV ışınlarına maruz kalma nedeniyle ürün kalitesinin bozulmasını önlemek için stabilizatör olarak kullanılır.
Homosalat güneş kremlerinde, cilt bakım ürünlerinde vb. kullanılır.


Homosalat aynı zamanda güçlü bir antimikrobiyal maddedir ve atık su arıtımında kullanılabilir.
Homosalatın monosodyum tuzu, jiroforik asit ve sodyum salisilatın su varlığında birlikte ısıtılmasıyla sentezlenir.
Ortaya çıkan ürün daha sonra kristalleştirme veya yeniden kristalleştirme yöntemleriyle saflaştırılabilir.


Homosalat için analitik yöntemler arasında eşzamanlı floresans ve sülfürik asitle susuz sodyum sülfit çökeltilmesi yer alır.
Homosalat, inhibisyon tahlili (InhA), Fonksiyonel Çalışmalar (Func) kullanılır.
Homosalat, yağda çözünen güçlü bir UV-B filtresi ve cilt bakımı ihtiyaçlarınız için mükemmel bir yaşlanma karşıtı maddedir.


UV-B ışınlarını etkili bir şekilde absorbe edecek şekilde tasarlanan Homosalat, geniş bir ürün yelpazesine kusursuz bir şekilde entegre olurken güvenilir koruma sağlar.
Homosalat yalnızca cildinizi korumakla kalmaz, aynı zamanda bütil metoksidibenzoilmetan veya etil heksil triazon gibi diğer kristal UV filtreleri için mükemmel bir çözündürücü görevi görür.


Güneş kremleri, el ve yüz losyonları, makyaj kremleri ve saç bakım ürünlerini formüle etmek için ideal olan Homosalat, çeşitli uygulamalarda çok yönlülük ve etkinlik sunar.
2 yıllık raf ömrüne sahip Homosalat, cilt bakım rutininiz için uzun süreli kalite ve performans sağlar.


Homosalat, güneşten koruyucu ürünlerin formülasyonunda kullanılan bir bileşendir.
Homosalat ayrıca bazı kaş kalemlerinde, cilt bakımında ve rujlarda da kullanılır.
Homosalat esas olarak cildi UV ışınlarına karşı koruyan bir güneş koruyucu bileşen olarak kullanılır.


Homosalatın kullanıldığı başka bir yol, diğer formülasyonlardaki bileşenlerin UV ışınlarını bozunmasından veya absorbe etmesinden korumaktır.
Homosalat bunu UV ışınlarını daha az zarar veren kızılötesi ısıya dönüştürerek yapar.
Homosalat, cildi güneşin ultraviyole (UV) radyasyonundan koruma yeteneği nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri'ndeki tüm kimyasal güneş koruyucu ürünlerin %45'inde ticari olarak kullanılmaktadır.


UVB koruması için güvenli güneş koruyucu bileşenlerden biri olan homosalat, erken yaşlanma belirtilerinin (yani ince çizgiler ve kırışıklıklar) oluşmasına yol açabilecek güneş yanığını ve foto-hasarları önlemeye yardımcı olur.
Ayrıca, güneşten koruyucu ürünlerde homosalat kullanımının toksik olmadığı kabul edilmektedir ve olumsuz yan etkilere neden olduğuna dair hiçbir belirti veya kanıt sunmamaktadır.


-Homosalatın Kullanım Alanları:
Güneş kremleri cildi güneşin zararlı etkilerinden korumak için kullanılır.
Güneş yanığını ve erken yaşlanmayı (kırışıklıklar, kösele cilt gibi) önlemeye yardımcı olurlar.

Güneşten koruyucular ayrıca cilt kanseri riskini ve ayrıca bazı ilaçların (tetrasiklinler, sülfa ilaçları, klorpromazin gibi fenotiyazinler dahil) neden olduğu güneş yanığı benzeri cilt reaksiyonları (güneş hassasiyeti) riskini azaltmaya yardımcı olur.
Güneş kremlerindeki aktif maddeler, güneşin ultraviyole (UV) ışınlarını emerek, cildin daha derin katmanlarına ulaşmasını engelleyerek veya radyasyonu yansıtarak çalışır.

Güneş koruyucu kullanmak, güneşte daha uzun süre kalabileceğiniz anlamına gelmez.
Güneş kremleri güneş ışınlarının tamamına karşı koruma sağlayamaz.
Güneş kremlerinin pek çok formda (krem, losyon, jel, stick, sprey, dudak kremi gibi) çeşitleri mevcuttur.


-Kişisel Bakımda Homosalat Kullanımı
Homosalat kendi başına güçlü bir UV filtresi değildir (yalnızca izin verilen maksimum %10 konsantrasyonda SPF 4.3 koruması sağlar).
Bu güneş koruyucu madde Homosalat, 306 nm'de en yüksek korumayla cildi UVB'den (295-315 nm) korur.

Homosalat, bazı güneş kremi ve dudak kremi markalarında cildi zararlı UVB radyasyonuna karşı koruyan yaygın bir kimyasal maddedir.
Homosalat, geniş spektrumlu koruma için diğer güneş kremleriyle birleştirilebilir ve katı güneş kremleri için mükemmel çözünme özelliklerine sahiptir.
ABD'de homosalat, insanlarda reçetesiz (OTC) kullanıma izin verilen bir Kategori 1 UV filtresidir.



HOMOSALATIN FAYDALARI:
Hepsi aynı şekilde çalışan çeşitli kimyasal güneş koruyucu içerik maddeleri arasında büyük bir fark yoktur.
Farklılıklar, hangi spesifik UV ışınlarını emebilecekleri ve bunlara karşı koruyabilecekleri açısından yatıyor.

*UVB engelleyici:
Özellikle homosalat, cilt kanserine neden olduğu bilinen UV hasarına karşı koruma sağlayan bir UVB engelleyicidir.
Bu noktaya kadar "Homosalatın UVA ışınlarına karşı etkinliği çok sınırlı olduğundan, geniş spektrumda tam koruma sağlamak için diğer ajanlarla birleştirilmesi gerekiyor.

*Geniş spektrumlu güneş koruyucu içeriği:
Homosalat'in, bazıları UVA ışınlarına, bazıları da UVB ışınlarına karşı çalışan kimyasal güneş koruyucu bileşenlerinin birleşimi, daha geniş bir koruma aralığı sunacak ve böylece güneş koruyucuya "geniş spektrumlu" denilebilecek.



HOMOSALAT NASIL ÜRETİLİR?
Homosalat, salisilik asit ve izoforonun hidrojenlenmiş bir türevi olan 3,3,5-trimetilsikloheksanolün Fischer-Speier esterifikasyonu yoluyla üretilir.
Molekülün salisilik asit kısmı, dalga boyu 295 nm ila 315 nm arasında olan ultraviyole ışınlarını emerek cildi güneşin zararlarından korur.
Hidrofobik trimetil sikloheksil grubu, suda çözünmesini önleyen yağlılık sağlar.



HOMOSALAT LOSYONU NASIL KULLANILIR:
Homosalat Losyonu nasıl kullanılır?
Güneş kremleri yalnızca cilt üzerinde kullanım içindir.
Ürün paketindeki tüm talimatları izleyin.

Sorularınız varsa doktorunuza veya eczacınıza sorunuz.
Güneşe çıkmadan 30 dakika önce güneşe maruz kalan tüm cilde cömertçe güneş koruyucu uygulayın.
Genel bir kılavuz olarak tüm vücudunuzu kaplamak için 1 ons (30 gram) kullanın.

Yüzdükten veya terledikten sonra veya havluyla kuruladıktan sonra veya silinmişse güneş koruyucuyu yeniden uygulayın.
Uzun süre dışarıda kalacaksanız güneş koruyucunuzu 2 saatte bir yenileyin.
Dudak kremi formunu kullanıyorsanız sadece dudak bölgesine uygulayın.



HOMOSALATIN FONKSİYONLARI:
*UV Koruyucu
Homosalat cilde uygulandığında UV ışınlarını emerek güneşten koruma sağlar.
UV radyasyonu, güneş yanığına neden olmasının yanı sıra, erken cilt yaşlanmasının da önemli bir nedenidir ve melanom ve diğer cilt kanseri türlerinin gelişimine katkıda bulunur.
Homosalat aynı zamanda UV ışınlarını emerek kozmetik ve kişisel bakım ürünlerini bozulmaya karşı da koruyabiliyor.

*UV Filtresi
Organik UV filtresi olarak da bilinen kimyasal bir güneş koruyucu olarak homosalat, aromatik bir bileşiktir.
Moleküler yapısı UVB enerjisinin emilmesinden sorumludur.
Homosalat, güneş koruyucu kimyasalın daha yüksek bir enerji durumuna uyarılmasını sağlayan UVB ışınlarını emer.
Daha sonra temel duruma dönerler ve emilen enerjiyi daha uzun, daha düşük enerjili dalga boylarına (ısı) dönüştürürler.



HOMOSALAT NEDEN ÇALIŞIR:
Homosalat, ultraviyole (UV) ışığı emerek cildin güneşe doğrudan maruz kalmasını önler.
Daha spesifik olarak Homosalat, kısa dalga UVB ışınlarını emer ve onu ısıya dönüştürerek cilt hücrelerinde DNA hasarına neden olmasını sağlar.



HOMOSALATIN FONKSİYONLARI:
*Maskeleme:
Homosalat, ürünün kokusunu veya temel tadını azaltır veya inhibe eder
*Uv emici:
Homosalat, kozmetik ürünü UV ışınlarının etkilerinden korur
*Uv filtresi:
Homosalat, cildi veya saçları bu ışınların zararlı etkilerinden korumak için belirli UV ışınlarını filtreler.



İYİ:
Homosalat, cildi UV hasarına karşı koruyarak güneşe bağlı cilt kanseri riskini azaltır.
Homosalat ayrıca erken yaşlanma olasılığını azaltmaya da yardımcı olabilir.


O KADAR İYİ DEĞİL:
Bu bileşenin güvenliği konusunda bazı yanlış anlaşılmalar var.
Aksini bildiren çevrimiçi bloglara rağmen, homosalatın onaylanmış konsantrasyonlarda güvenli olduğu düşünülmektedir.
AB, ürünlerde homosalat konsantrasyonunu %10 ile sınırlandırıyor.


HOMOSALAT KİMLER İÇİNDİR?
Tanımlanmış alerjisi olanlar dışındaki tüm cilt tipleri.


SİNERJİK MALZEMELER:
Homosalat çoğu malzemeyle iyi çalışır.


GÖZÜNÜ ÜZERİNDEN AYIRMA:
Homosalatı bulabileceğiniz ürün çeşitliliğine dikkat edin.



HOMOSALATIN FAYDALARI NELERDİR?
Homosalatın temel faydası cildi güneşin zararlı etkilerinden koruyabilmesidir.
Güneş kremleri genellikle melanom gibi cilt kanseri riskini azaltır.
Bu önemli faydanın yanı sıra güneş kremleri, tetrasiklinler, sülfa ilacı ve izotretinoin gibi güneşe karşı duyarlılığınızı artıran ilaçlar kullanan kişilerin sıklıkla yaşadığı güneş hassasiyetini de azaltabilir.

Güneş kremlerinin bir diğer önemli faydası da cildi güneş yanığından ve erken yaşlanmadan korumasıdır.
Güneş hasarı, erken yaşlanmaya katkıda bulunan en önemli faktörlerden biridir ve daha görünür kırışıklıklara ve ince çizgilere yol açar.

Güneş kremleri iki şekilde çalışır; birincisi çinko ve titanyum dioksit gibi fiziksel güneş kremleridir; bunlar güneş ışınlarını yansıtarak cildin daha derin katmanlarına nüfuz etmesini ve hasara neden olmasını engeller.

Fiziksel güneş koruyucularla ilgili sorun, güneş koruyucunun UV ışınlarını düzgün bir şekilde yansıtması için genellikle ciltte beyaz bir ürün tabakası bırakan kalın bir tabaka halinde uygulanması gerekmesidir.
Diğeri ise UV ışınlarını emip kızılötesi ısıya aktaran homosalat benzeri kimyasal bir güneş koruyucudur.



HOMOSALATIN AMACI:
Homosalat, bazı güneş kremlerinde kullanılan organik bir bileşiktir.
Homosalat, salisilik asit ve sikloheksanolün bir türevi olan 3,3,5-trimetilsikloheksanolden oluşan bir esterdir.
ABD güneş kremlerinin %45'inde bulunan Homosalat, kimyasal UV filtresi olarak kullanılıyor.



İÇERİK TÜRÜ:
Kimyasal güneş kremi


HOMOSALATIN ANA FAYDALARI:
Fincher, Homosalatın, kansere neden olduğu bilinen cilt hücrelerinin DNA'sındaki hasarı önlemek için UV ışınlarını, özellikle de UVB ışınlarını emdiğini söylüyor.


HOMOSALATI KİMLER KULLANMALIDIR:
Herkes her gün güneş koruyucu kullanmalıdır; ancak hassas cilde sahip olanlar mineral bazlı güneş kremlerini tercih edebilir.


HOMOSALAT'I NE SIKLIKLA KULLANABİLİRSİNİZ:
Homosalatlı bir güneş koruyucu kullanıyorsanız, maksimum koruma için günlük olarak kullanılabilir ve hatta her iki saatte bir yeniden uygulanmalıdır.


HOMOSALAT ŞUNLARLA İYİ ÇALIŞIR:
Homosalat, tam, geniş spektrumlu UV kapsama alanı sağlamak için her zaman avobenzon, oktinoksat ve oktisalat gibi diğer kimyasal güneş kremleriyle eşleştirilir.


HOMOSALAT ŞUNLARLA KULLANILMAZ:
Homosalat ile zayıf etkileşime girdiği bilinen herhangi bir spesifik bileşen yoktur, ancak bu (ve diğer kimyasal güneş kremleri) bazıları için cilt tahrişine neden olabilir.


HOMOSALAT HANGİ ÜRÜNLERDEDİR?
Homosalat parfümlerde ve güneş kremlerinde bulunur.



BİR ÜRÜNDE HOMOSALAT OLUP OLMADIĞI NASIL ANLANIR:
Homosalatın içerik etiketlerinde aşağıdakiler de dahil olmak üzere başka isimler altında listelenebileceğini unutmayın: heliopan; filtresol “a”; 3,3,5-trimetil-sisilat sikloheksanol; 3,3,5-trimetilsikloheksil 2-hidrobenzoat; caswell hayır.
482b; 3,3,5-trimetilsikloheksil salisilat; ccris 4885; bakırton, homomentil salisilat, HMS, HS



HOMOSALAT NEREDE BULUNUR?
Homosalat güneş kremlerinde, dudak balsamında, nemlendiricilerde ve kozmetik kremlerde kullanılan organik bir bileşiktir.
ABD güneş kremlerinin %45'inde bulunan Homosalat, kimyasal UV filtresi olarak kullanılıyor.



HOMOSALATIN HAVA VE SU REAKSİYONLARI:
Homosalat temel koşullar altında hidrolize olacaktır.
Homosalat suda çözünmez.



HOMOSALATIN REAKTİVİTE PROFİLİ:
Homosalat bir ester ve bir fenoldür.
Esterler asitlerle reaksiyona girerek alkoller ve asitlerle birlikte ısıyı açığa çıkarır.

Güçlü oksitleyici asitler, reaksiyon ürünlerini tutuşturmaya yetecek kadar ekzotermik olan güçlü bir reaksiyona neden olabilir.
Isı ayrıca esterlerin kostik çözeltilerle etkileşimi sonucu da üretilir.
Yanıcı hidrojen, esterlerin alkali metaller ve hidritlerle karıştırılmasıyla üretilir.



HOMOSALAT NE İÇİN KULLANILIR?
Homosalat, güneş koruyucuları ve kozmetik ürünlerine öncelikle kimyasal bir UV filtresi olarak hizmet eder.
Homosalat, güneş yanığına neden olduğu ve güneş hasarına katkıda bulunduğu bilinen UV ışınlarını, özellikle UVB ışınlarını emer.
Bu zararlı ışınlar ayrıca cildin bronzlaşmasına ve bazen de cilt kanserine yol açabilmektedir.

Homosalat, sihrini UV ışınlarına karşı daha uzun süre boyunca gösteren dayanıklı bir bileşendir.
Homosalat dolaylı olarak cilt için yaşlanma karşıtı bir bileşik görevi de görür, sağlığını korur ve genç tutar.
Bununla birlikte Homosalat, bağımsız olarak kullanılabilecek kadar güçlü değildir ve korumayı en üst düzeye çıkarmak için sıklıkla diğer bileşenlerle birleştirilir.



HOMOSALATIN KÖKENİ:
Homosalat, 3,3,5-trimetilsikloheksanol ve salisilik asidin esterifikasyonu ile yapılan bir esterdir.
İkincisi, UV ışınlarını emme ve cildi hasardan koruma yeteneğine sahiptir.
Homosalat, berrak, renksiz ila soluk sarı bir sıvı olarak görünür ve hafif nane kokusuna sahiptir.
Homosalat kozmetik endüstrisinde kullanılmak üzere saflaştırılır.



HOMOSALAT FORMÜLASYONDA NE YAPAR?
*Uv emici
*Uv filtresi



HOMOSALATIN GÜVENLİK PROFİLİ:
Homosalatın topikal olarak uygulandığında kullanımı genellikle güvenli kabul edilir.
Bununla birlikte, özellikle yüksek konsantrasyonlarda kullanıldığında cilde nüfuz etme ve hormon fonksiyonunu bozma potansiyeli konusunda bazı endişeler dile getirilmiştir.

Düzenleyici kurumlar Homosalat'ın kullanımına belirli sınırlar dahilinde izin verirken, hassas cilde sahip kişiler alternatif güneş kremlerini tercih edebilir.
Hamile kadınlar ve bebekler homosalattan kaçınmalıdır.
Ayrıca Homosalat vegan ve helal bir içeriktir.
Homosalatın raf ömrü 2-3 yıldır.



HOMOSALAT ALTERNATİFLERİ:
*OKTOKRİLEN


KOZMETİKTE HOMOSALAT OLUŞUMU:
Homosalat, güneş kremlerinde ve UV korumalı diğer kozmetik ürünlerde (bakım ürünleri, dekoratif kozmetikler) UV filtresi olarak kullanılır.



KOZMETİKTE HOMOSALAT KULLANIMINA İLİŞKİN ARKA PLAN BİLGİLERİ:
Homosalat, çözünebilir bir organik UV-B filtresidir.
Homosalat yaklaşık 280 ila 320 nm arasındaki UV-B radyasyonunu emer.
Homosalatın maksimum konsantrasyonu %7,3'tür.



KOZMETİK ÜRÜNLERDE HOMOSALATIN FONKSİYONLARI:
*UV EMİCİ
Homosalat, kozmetik ürünü UV ışığının neden olduğu hasarlardan korur
*UV FİLTRESİ
Homosalat cildi veya saçları zararlı UV radyasyonundan korur



BİR BAKIŞTA HOMOSALAT:
*Dünya çapında onaylanmış bir UV filtresi
*Çoğunlukla UVB aralığında korur
*Diğer UV filtreleri için solvent görevi görerek onlarla çalışmayı kolaylaştırır
*Alerjik reaksiyonu tetikleme açısından düşük risk olarak kabul edilir
*Genellikle daha yüksek SPF derecesine sahip güneş kremlerinde görülür



HOMOSALAT CİLDE NE YAPAR?
Homosalat, cildi güneşin cilt kanserine yol açabilecek zararlı etkilerinden koruduğu için güneş kremlerinde kullanılıyor.
Homosalat, UV ışığını cilt hücrelerinize ulaşmadan önce emerek DNA hasarını önleyen koruyucu bir cilt bariyeri görevi görür.
Homosalatın güneş koruyucularda popüler olmasının ve üstün Güneş Koruma ürün yelpazemizdeki özelliklerinin nedeni budur.



HOMOSALAT GÜNEŞ KREMİNDE GÜVENLİ Mİ?
Avrupa Komisyonu'na göre homosalat veya homosalat güneş kremi, konsantrasyonları %10'un altında olduğu sürece cildiniz için güvenlidir.
Tüm bileşenlerde olduğu gibi aşırı kullanımı tahrişe ve alerjik reaksiyonlara neden olabilir.
Ancak Avrupa Kimyasallar Ajansı, homosalatın biyolojik olarak parçalanabildiği ve suda toksik olmadığı için dünya çapında yetkili olduğunu doğruluyor.



HOMOSALAT ÜRÜNLERDE NE İÇİN KULLANILIR?
Güneş koruyucu ürünlerimizde diğer tüm güneş koruyucularla birlikte homosalat kullanıyoruz.
Bu güneş filtresi Homosalat, diğer filtreler için çok iyi bir çözücüdür, dolayısıyla diğer yağlı bileşiklerin kullanımını sınırlandırır ve ürünlerin yağlılığını ve yapışkanlığını sınırlandırır.

Homosalat dünya çapında yetkilidir.
Homosalat biyolojik olarak parçalanabilir, biyolojik olarak birikmez ve bilinen sucul toksikliği yoktur.

Homosalatın olumlu çevresel profili Avrupa Kimyasallar Ajansı (ECHA) tarafından onaylanmıştır.
Tüm ürünlerimizde olduğu gibi, homosalat içerenler de sistematik olarak tüketici açısından kalite ve güvenlik açısından sıkı bir değerlendirmeye tabi tutulmaktadır.
Bu, dünya çapında uyguladığımız temel bir prensiptir.



HOMOSALAT NEREDEN GELİYOR?
Homosalat, UV ışınlarını emen sentetik bir organik bileşiktir (karbon, oksijen ve hidrojen bazlı).
Homosalat, sıvı yağda çözünen bir UVB güneş koruyucudur. Homosalat (diğer adı homomentilsalisilattır) organik bir bileşiktir, salisilik asit ve sikloheksanolün bir türevi olan 3,3,5-trimetilsikloheksanolden oluşan bir esterdir.

Esas olarak UVB koruması için güneş koruyucu madde.
Homosalat diğer güneş koruyucularla birleştirilebilir.
Homosalat, katı güneş kremleri için mükemmel çözünme özelliklerine sahiptir.



HOMOSALATIN FİZİKSEL ve KİMYASAL ÖZELLİKLERİ:
Kimyasal formül: C16H22O3
Molar kütle: 262,349 g•mol−1
Yoğunluk: 1,05 g/cm3 (20 °C)
Erime noktası: < -20 °C
Kaynama noktası: 181–185 °C (358–365 °F; 454–458 K)
Suda çözünürlük: 0,4 mg/L
25°C'de görünümü: Berrak, renksizden soluk sarıya kadar sıvı
Molekül Ağırlığı: 262.344 g/mol
20°C'de çözünürlük: Etanol, izopropil miristat ve parafin yağıyla karışabilir.
Propilen glikol ve suyla karışmaz (0,4 mg/L çözünürlük).
UV Absorbansı (E 1%/1cm): 170 - 180 (305 nm'de)

Özgül Ağırlık: 1,049 – 1,053
Kırılma İndeksi (n 20/D, 20°C): 1,516 – 1,519
Asit Değeri (potansiyometrik filtrasyon, mg KOH/g): 0,0 – 1,0 maks.
Koku: Karakteristik, hafif nane kokusu
Raf Ömrü: 2-3 yıl
Ek Bilgiler:
CB Numarası: CB2203124
Moleküler Formül: C16H22O3
Molekül Ağırlığı: 262.34
MDL Numarası: MFCD00019377
MOL Dosyası: 118-56-9.mol
Kaynama Noktası: 161-165°C (12 torr)
Yoğunluk: 1,05
Buhar Basıncı: 25°C'de 0,015 Pa
Kırılma İndeksi: n20 1,516 ila 1,518

Parlama Noktası: 169 - 173°C
Depolama Sıcaklığı: İnert atmosfer, Oda Sıcaklığı
Çözünürlük: Kloroform ve DMSO'da az çözünür
pKa: 8,10±0,30 (Tahmini)
Renk: Renksiz
Koku: %100,00'de hafif mentol
Suda Çözünürlüğü: 26°C'de <0,1 g/100 mL
BRN: 2731604
LogP: 25°C'de 6,27
FDA 21 CFR: 352,70
CAS Veri Tabanı Referansı: 118-56-9
EWG'nin Gıda Puanları: 2-4
FDA UNII: V06SV4M95S

NIST Kimya Referansı: Homosalat (118-56-9)
EPA Madde Kayıt Sistemi: 3,3,5-Trimetilsikloheksil salisilat (118-56-9)
CAS Numarası: 118-56-9
Moleküler Formül: C16H22O3
Molekül Ağırlığı (g/mol): 262,35
InChI Anahtarı: WSSJONWNBBTCMG-UHFFFAOYNA-N
IUPAC Adı: 3,3,5-trimetilsikloheksil 2-hidroksibenzoat
GÜLÜMSEMELER: CC1CC(CC(C)(C)C1)OC(=O)C1=CC=CC=C1O
Kategori: Küçük Moleküller
Açıklama: Homosalat
Saflık: %99,38
GÜLÜMSEMELER: C(OC1CC(C)(C)CC(C)C1)(=O)C2=C(O)C=CC=C2
Formül: C16H22O3



HOMOSALAT İLK YARDIM ÖNLEMLERİ:
-İlk yardım önlemlerinin açıklaması:
*Solunması halinde:
Solunursa, kişiyi temiz havaya çıkarın.
*Ciltle teması halinde:
Sabun ve bol su ile yıkayınız.
*Göz teması halinde:
Önlem olarak gözleri suyla yıkayın.
*Yutulması halinde:
Bilinci yerinde olmayan bir kişiye asla ağız yoluyla herhangi bir şey vermeyin.
Ağzınızı suyla çalkalayın.
-Herhangi bir acil tıbbi müdahale ve özel tedavi ihtiyacının belirtilmesi:
Veri yok



HOMOSALATIN KAZA SONUCU YAYILMASI ÖNLEMLERİ:
-Çevresel önlemler:
Ürünün kanalizasyona girmesine izin vermeyin.
- Muhafaza etme ve temizlemeye yönelik yöntemler ve materyaller:
Bertaraf için uygun, kapalı kaplarda saklayın.



HOMOSALAT YANGINLA MÜCADELE ÖNLEMLERİ:
-Yıkıcı medya:
*Uygun söndürücü maddeler:
Su spreyi, alkole dayanıklı köpük, kuru kimyasal veya karbondioksit kullanın.
-Daha fazla bilgi:
Veri yok



HOMOSALAT'A MARUZ KALMA KONTROLLERİ/KİŞİSEL KORUNMA:
-Kontrol parametreleri:
--İşyeri kontrol parametrelerine sahip malzemeler:
-Maruz kalma kontrolleri:
--Kişisel koruyucu ekipman:
*Göz/yüz koruması:
Göz koruması için ekipman kullanın.
*Cildin korunması:
Eldivenlerle tutun.
Ellerinizi yıkayın ve kurulayın.
*Vücut koruması:
Su geçirmez giysiler giyin.
*Solunum koruma:
Solunum koruması gerekli değildir.
-Çevresel maruziyetin kontrolü:
Ürünün kanalizasyona girmesine izin vermeyin.



HOMOSALATIN KULLANILMASI ve DEPOLANMASI:
-Herhangi bir uyumsuzluk da dahil olmak üzere güvenli depolama koşulları:
*Depolama koşulları:
Serin bir yerde saklayın.
Kabı sıkıca kapalı olarak kuru ve iyi havalandırılan bir yerde saklayın.
Açılan kaplar dikkatlice tekrar kapatılmalı ve sızıntıyı önlemek için dik tutulmalıdır.



HOMOSALATIN STABİLİTESİ ve REAKTİVİTESİ:
-Reaktivite:
Veri yok
-Kimyasal stabilite:
Önerilen depolama koşullarında stabildir.
-Tehlikeli reaksiyon olasılığı:
Veri yok
-Kaçınılması gereken durumlar:
Veri yok


HOMOSALAT
Homosalat bir UV emici, filtre ve cilt bakım ürünüdür.
Homosalat özellikle UVB ışınlarını emer.
Homosalat parfümlerde ve güneş kremlerinde bulunur.


CAS Numarası: 118-56-9
EC Numarası: 204-260-8
MDL numarası: MFCD00019377
Kimyasal formül: C16H22O3



3,3,5-Trimetilsikloheksil 2-hidroksibenzoat, Homosalat, Homosalat, 118-56-9, Homomentil salisilat, Coppertone, 3,3,5-TRİMETİLSİKLOHEKSİL SALISİLAT, Heliopan, Heliophan, Eusolex, Filtersol ''A'', 3, 3,5-Trimetilsikloheksil 2-hidroksibenzoat, m-Homomentil salisilat, Homosalatum, Homosalato, (3,3,5-trimetilsikloheksil) 2-hidroksibenzoat, Caswell No. 482B, Benzoik asit, 2-hidroksi-, 3,3,5-trimetilsikloheksil ester, 52253-93-7, CCRIS 4885, NSC 164918, Metahomomentil salisilat, Salisilik asit, m-homomentil ester, EINECS 204-260-8, 2-Hidroksibenzoik asit 3,3,5-trimetilsikloheksil ester, UNII-V06SV4M95S, Salisilik Asit 3,3,5-Trimetilsikloheksil Ester, EPA Pestisit Kimyasal Kodu 076603, NSC -164918, V06SV4M95S, MFCD00019377, Homosalat [USAN:USP:INN], DTXSID1026241, EC 204-260-8, Salisilik asit, 3,3,5-trimetilsikloheksil ester, NCGC00091888-01, DTXCID606241, Salisilik asit, 3,3, 5-trimetilsikloheksil ester (8CI), Filtrosol A, Coppertone bileşeni, SR-05000001884, Homosalat, Kemester HMS, CAS-118-56-9, Homosalat, Salisilik asit 3,3,5-trimetilsikloheksil ester, 3,3,5 -Trimetilsikloheksil salisilat, Filtersol''A'', HOMOSALATE [MI], Prestwick1_001090, Prestwick2_001090, Prestwick3_001090, HOMOSALATE [INCI], HOMOSALATE [USAN], HOMOSALATE [WHO-DD], SCHEMBL16207, BSPBio_001140, SPECTRUM 1505020, SPBio_003030, BPBio1_001254, Güneş Koruma Yüz SPF 50, CHEMBL1377575, CHEBI:91642, 3,5-Trimetilsikloheksil salisilat, HMS1571I22, HMS2093G22, HMS2098I22, HMS3715I22, Pharmakon1600-01505020, >%98,0, cis ve trans karışımı, Coppertone bileşeni (Tuz) /Karışım), HY -B0928, Tox21_111174, Tox21_202109, Tox21_303082, NSC164918, NSC758908, s4572, AKOS015904082, Tox21_111174_1, CCG-213330, DB11064, NSC-758908, NCGC00091888-02, NCGC00091888-03, NCGC00091888-04, NCGC00091888-05, NCGC 00091888-06, NCGC00091888-09, NCGC00257063-01, NCGC00259658-01, AS- 10409, SY051923, SBI-0206787.P001, AB00514041, FT-0614020, NS00009551, Salisilik asit,3,5-trimetilsikloheksil ester, T2278, Benzoik asit, 3,3,5-trimetilsikloheksil ester, D04450, E78223, 2,3, 3,4,4,5,5,6-OKTAKLOROBİPENİL, AB00514041_02, EN300-7381967, A921433, J-519754, Q2260189, SR-05000001884-1, SR-05000001884-2, BRD-A34751532-0 01-03-6, BRD-A34751532-001-04-4, 2-hidroksibenzoik asit (3,3,5-trimetilsikloheksil) ester, Homosalat, Amerika Birleşik Devletleri Farmakopesi (USP) Referans Standardı, Homosalat, Farmasötik İkincil Standart; Sertifikalı Referans Malzeme, 3,3,5-trimetilsikloheksil salisilat, HMS, HMS, HOMOMENTİL SALISİLAT, Heliopan, 3,3,5-TRİMETİLSİKLOHEKSİL SALISİLAT, Benzoikasit,2-hidroksi-,3,3,5-trimetilsikloheksilester, Homosalat, HELIOPHAN, omosalat, Coppertone, HOMOSALATE, heliopan, filterol “a”, 3,3, 5-trimetil-slisilat sikloheksanol, 3, 3, 5-trimetilsikloheksil 2-hidrobenzoat, Caswell no. 482b, 3,3,5-trimetilsikloheksil salisilat, ccris 4885, bakırton, homomentil salisilat, HMS, HS,



Homosalat dünya çapında yetkilidir.
Homosalat biyolojik olarak parçalanabilir, biyolojik olarak birikmez ve bilinen sucul toksikliği yoktur.
Homosalatın olumlu çevresel profili Avrupa Kimyasallar Ajansı (ECHA) tarafından onaylanmıştır.


Homosalat salisilik asidin bir türevidir.
Homosalat, UVB radyasyonunu emen, yağda çözünebilen bir kimyasal güneş engelleyici maddedir.
Ancak homosalat, daha yüksek UV ışığına maruz kaldığında daha hızlı bozunur (45 dakika içinde SPF korumasının %10'unu kaybeder).


Homosalatın etki mekanizması “ışığa karşı koruma” olarak bilinen bir süreçtir.
Bu süreç, UV radyasyonunun Homosalat molekülleri tarafından emilmesini ve bu moleküllerin yapısal bir değişikliğe uğramasını içerir.
Bu yapısal değişiklik, moleküllerin UVB radyasyonunu emmesine ve filtrelemesine olanak tanıyarak onları UV hasarından korur.


Salisilatlar daha zayıf UVB emicilerdir.
Uzun bir kullanım geçmişine sahiptirler ancak yerini daha etkili PABA ve sinamat türevleri almıştır.
Salisilatlar artık genel olarak diğer UVB emicilerini arttırmak için kullanılıyor.


Homosalat, oksibenzon ve avobenzonu çözme yeteneğine sahiptir.
Homosalat yalnızca UVB spektrumunu kapsadığından, geniş spektrum kapsamı elde etmek için genellikle avobenzon (kimyasal bir UVA filtresi) ile birleştirilir.
Çoğu kimyasal güneş kremi bileşeni gibi homosalat da cilt tarafından emilir; çinko oksit gibi cildin üstüne oturmaz.


Homosalat veya homomentil salisilat, kimyasalların salisilatlar sınıfındaki organik bir bileşiktir.
Homosalat, UV emme özelliğinden dolayı bazı güneş kremlerinde kullanılır; DNA hasarı ve cilt kanseri riskinin artmasıyla ilişkilendirilen UVB ışınlarını emerek güneşin zararlı ışınlarına karşı koruma sağlar.


Homosalat, UVB radyasyonunu absorbe etmek ve filtrelemek için güneş koruyucu ve diğer cilt bakım ürünlerinde kullanılan sentetik bir UV filtresidir.
Homosalat, güneş kremlerinde aktif madde olarak kullanılan bir kumarin türevidir.
Homosalat, UV ışığının radyasyonunu emer ve onu zararsız ısıya dönüştürür.


Homosalatın in vivo olarak cilt kanseri hücrelerine karşı etkili olduğu ancak bakterilerin büyümesi üzerinde herhangi bir etkisi olmadığı gösterilmiştir.
Homosalat güneş kremlerinde ve parfümlerde kullanılan bir maddedir.
Homosalat bir UV emici, filtre ve cilt bakım ürünüdür.


Homosalat özellikle UVB ışınlarını emer.
Homosalat parfümlerde ve güneş kremlerinde bulunur.
Homosalat, UVB ışınlarını (ışınlar cildin üst katmanında güneş yanıklarına neden olur) absorbe etmek için kullanılan, yağda çözünebilen kimyasal bir güneş koruyucu bileşendir.


İronik bir şekilde Homosalat zayıf bir UV filtresidir (%10 konsantrasyonda SPF 4'tür) ve fotostabil değildir (yani güneş ışığında bozulur).
Homosalat sentetiktir.
Etiketlerde homosalat, Homomentil salisilat veya HMS olarak da listelenebilir.


Homosalat, bazı güneş kremlerinde kullanılan organik bir bileşiktir.
Homosalat, salisilik asit ve 3,3,5-trimetilsikloheksanolün Fischer-Speier esterifikasyonu ile yapılır; ikincisi izoforonun hidrojenlenmiş bir türevidir.


Homosalat, viskoz veya açık sarı ila hafif ten rengi sıvı veya yağ halinde görünür.
Homosalat bir benzoat esteridir ve fenollerin bir üyesidir.
Homosalat fonksiyonel olarak salisilik asitle ilişkilidir.


Homosalat salisilatlara ait organik bir bileşiktir.
Homosalat, salisilik asit ve sikloheksanolün bir türevi olan 3,3,5-trimetilsikloheksanolden oluşan bir esterdir.
Salisilatlar ultraviyole (UV) ışığı emerek cildin güneşin zararlı ışınlarına doğrudan maruz kalmasını önler.


Homosalat, DNA hasarı ve cilt kanseri riskinin artmasıyla ilişkili olan kısa dalga UVB ışınlarını özellikle emer.
Homosalat, piyasada satılan birçok güneş koruyucunun ortak bir bileşenidir.
Homosalatın bildirilmiş herhangi bir yan etkisi yoktur.


Homosalat, mevcut verilere göre Camellia sinensis'te bulunan doğal bir üründür.
Homosalat renksiz, şeffaf ve viskoz bir sıvıdır.
Homosalat suda iyi çözünür.


Homosalat, özellikle güneşten koruyucu ürünlerde kullanılan bir UV filtreleme maddesidir.
Homosalat UVB (Ultraviyole B) ışınlarına karşı koruma sağlar ve cildin bu tür ışınlara maruz kalmasını engelleyerek güneş yanığı riskini azaltır.
Homosalatın etkisine ve diğer bileşiklerle etkileşimine bağlı olarak kullanım oranı %2 ile %15 arasında değişmektedir.


Homosalat, salisilatlar adı verilen bir kimyasal sınıfına ait organik bir bileşiktir.
Salisilatlar ultraviyole (UV) ışığı emerek cildin güneşin zararlı ışınlarına doğrudan maruz kalmasını önler.
Homosalat, DNA hasarı ve cilt kanseri riskinin artmasıyla ilişkili olan kısa dalga UVB ışınlarını özellikle emer.


Homosalat salisilatlara ait organik bir bileşiktir.
Homosalat, salisilik asit ve sikloheksanolün bir türevi olan 3,3,5-trimetilsikloheksanolden oluşan bir esterdir.
Salisilatlar ultraviyole (UV) ışığı emerek cildin güneşin zararlı ışınlarına doğrudan maruz kalmasını önler.


Homosalat, DNA hasarı ve cilt kanseri riskinin artmasıyla ilişkili olan kısa dalga UVB ışınlarını özellikle emer.
Homosalat, piyasada satılan birçok güneş koruyucunun ortak bir bileşenidir.
Homosalatın bildirilmiş herhangi bir yan etkisi yoktur.


Homosalat, kozmetiklerde ve güneş kremlerinde ultraviyole (UV) filtre olarak yaygın olarak kullanılan ve güneş kaynaklı cilt hasarına karşı koruma sağlayan kimyasal bir bileşiktir.
Bunun dışında Homosalat, güneşten koruyucu formülasyonların genel stabilitesini arttırır.


Hafif, yağsız dokusuyla çok yönlü ve popülerdir; bu da Homosalat'i çeşitli cilt bakım ürünlerinde tercih edilen bir seçenek haline getirir.
UVB korumasında etkili olmasına rağmen, Homosalat'in öncelikle daha kısa dalga boylu UV ışınlarına yönelik olduğunu, hem UVA hem de UVB ışınlarına karşı geniş spektrumlu kapsama için diğer güneş koruyucu maddelerle kombinasyonu gerektirdiğini belirtmek önemlidir.


Ek olarak Homosalat, homomentilsalisilat adıyla da anılır ve C16H22O3 kimyasal formülüne sahiptir.
Homosalat, sıvı yağda çözünen bir UVB güneş koruyucudur.
Homosalat (diğer adı homomentilsalisilattır), salisilik asit ve sikloheksanolün bir türevi olan 3,3,5-trimetilsikloheksanolden oluşan bir ester olan organik bir bileşiktir. Esas olarak UVB koruması için güneş koruyucu maddedir.


Homosalat diğer güneş koruyucularla birleştirilebilir.
Homosalat, katı güneş kremleri için mükemmel çözünme özelliklerine sahiptir.
Homosalat organik bir güneş filtresidir (karbondan).


Homosalat adı verilen bu filtre, esas olarak bronzlaşmanın yanı sıra güneş yanığı ve cilt kanserinden de sorumlu olan UVB radyasyonunu emer.
Petrillo, "Homosalat, salisilatlar olarak bilinen bir kimyasal sınıfına ait organik bir bileşiktir" diye açıklıyor.
Homosalatın, UV ışığını emip ısıya dönüştürerek cildi güneşe maruz kalmaktan koruyan kimyasal bir güneş koruyucu olduğunu, böylece cilt hücrelerinde DNA hasarına neden olmayacağını ekliyor.


Pek çok başka kimyasal güneş koruyucu madde var ama Homosalat inanılmaz derecede yaygındır.
Her sabah güneş koruyucu kullanıyorsanız, homosalatı her gün farkında olmadan kullanıyor olma ihtimaliniz yüksektir.
Güneşten koruyucular iki kampa ayrılır: fiziksel formüller (cildin üzerine oturup ışınları saptırmak için çinko oksit ve titanyum dioksit gibi minerallere dayanan) ve kimyasal formüller (cilde nüfuz eden ve UV ışınlarını daha önce emen kimyasal bileşenlere dayanan) hasara neden olabilir.


Homosalat, bir dizi kimyasal güneş kreminde bulunan ikinci maddedeki ana aktif maddedir.
Homosalat, öncelikle UVB koruması sağlayan ve UVA aralığının başladığı yerde duran, FDA onaylı bir güneş koruyucu aktif maddedir.
Homosalatın güneş kremlerinde maksimum %15 konsantrasyona kadar kullanımı uluslararası olarak onaylanmıştır.


Homosalat organik bir güneş filtresidir (karbondan).
Homosalat adı verilen bu filtre, esas olarak bronzlaşmanın yanı sıra güneş yanığı ve cilt kanserinden de sorumlu olan UVB radyasyonunu emer.
Homosalat dünya çapında yetkilidir.


Homosalat biyolojik olarak parçalanabilir, biyolojik olarak birikmez ve bilinen sucul toksikliği yoktur.
Homosalatın olumlu çevresel profili Avrupa Kimyasallar Ajansı (ECHA) tarafından onaylanmıştır.
Tüm ürünlerimizde olduğu gibi, homosalat içerenler de sistematik olarak tüketici açısından kalite ve güvenlik açısından sıkı bir değerlendirmeye tabi tutulmaktadır.


Bu, dünya çapında uyguladığımız temel bir prensiptir.
Homosalat renksiz ila soluk sarı bir sıvıdır
Homosalat ilgili tüm kozmetik yağlarda çözünür


Homosalat, yağda çözünebilen etkili bir sıvı UV-B emicidir.
Homosalat, Avobenzon veya Etilheksil Triazon gibi kristal UV emiciler için mükemmel bir çözündürücüdür.
Homosalat, mentil salisilatın bir homologudur.


Homosalat viskoz veya açık sarı ila hafif ten rengi sıvı veya yağdır.
Homosalat yanıcı değildir
Homosalat bir sıvıdır.
Homosalat, cildi güneş hasarına yol açan UVB ışınlarından koruyan aktif bir güneş koruyucu maddedir.



HOMOSALATIN KULLANIM VE UYGULAMALARI:
Kişisel Bakım Ürünlerinde Homosalat Uygulamaları: Homosalat, UV ışınlarını absorbe ederek hem UV koruyucu hem de UV filtresi görevi görür.
Homosalat güneş kremlerinde ve parfümlerde kullanılan bir maddedir.
Homosalat aynı zamanda güçlü bir antimikrobiyal maddedir ve atık su arıtımında kullanılabilir.


Homosalatın monosodyum tuzu, jiroforik asit ve sodyum salisilatın su varlığında birlikte ısıtılmasıyla sentezlenir.
Ortaya çıkan ürün daha sonra kristalleştirme veya yeniden kristalleştirme yöntemleriyle saflaştırılabilir.
Homosalat için analitik yöntemler arasında eşzamanlı floresans ve sülfürik asitle susuz sodyum sülfit çökeltilmesi yer alır.


Homosalat, min. Çeşitli uygulamalar için 305 nm'de 170'dir.
Homosalat, düşük ve diğer UV filtreleriyle birlikte yüksek güneş koruma faktörüne sahip ürünler için kullanılır.
Homosalat aynı zamanda kristal UV emiciler için etkili bir çözündürücüdür.


Homosalat suya dayanıklı güneş kremlerinde kullanılabilir.
Kozmetiklerde oluşumu: Homosalat, güneş kremlerinde ve UV korumalı diğer kozmetiklerde (bakım ürünleri, dekoratif kozmetikler) UV filtresi olarak kullanılır.
Homosalat salisilik asidin bir türevidir.


Salisilik asit cildin dış tabakasını çıkarmak, siğil ve sivilceleri tedavi etmek için kullanılır.
Homosalat yalnızca UVB spektrumunu kapsadığından, geniş spektrum kapsamı elde etmek için genellikle avobenzon (kimyasal bir UVA filtresi) ile birleştirilir.
Kimyasal güneş kremlerindeki çoğu bileşen homosalat cilt tarafından emilerek çalıştığından çinko oksit gibi cildin üstüne oturmaz.


ABD güneş kremlerinin %45'inde bulunan Homosalat, kimyasal UV filtresi olarak kullanılıyor.
Molekülün salisilik asit kısmı, dalga boyu 295 nm ila 315 nm arasında olan ultraviyole ışınlarını emerek cildi güneşin zararlarından korur.
Hidrofobik trimetil sikloheksil grubu, suda çözünmesini önleyen yağlılık sağlar.


Homosalat yaygın bir güneş koruyucu maddedir.
Homosalat, kozmetikte cildi UV ışınlarından korumak için UV emici ve UV ışınlarına maruz kalma nedeniyle ürün kalitesinin bozulmasını önlemek için stabilizatör olarak kullanılır.


Ürünlerimizde Homosalat güneş kremleri, cilt bakım ürünleri vb. ürünlerde kullanılmaktadır.
Homosalat, güneş koruyucuları ve kozmetik ürünlerine öncelikle kimyasal bir UV filtresi olarak hizmet eder.
Homosalat, güneş yanığına neden olduğu ve güneş hasarına katkıda bulunduğu bilinen UV ışınlarını, özellikle UVB ışınlarını emer.


Bu zararlı ışınlar ayrıca cildin bronzlaşmasına ve bazen de cilt kanserine yol açabilmektedir.
Homosalat, sihrini UV ışınlarına karşı daha uzun süre boyunca gösteren dayanıklı bir bileşendir.
Homosalat dolaylı olarak cilt için yaşlanma karşıtı bir bileşik görevi de görür, sağlığını korur ve genç tutar.


Bununla birlikte Homosalat, bağımsız olarak kullanılabilecek kadar güçlü değildir ve korumayı en üst düzeye çıkarmak için sıklıkla diğer bileşenlerle birleştirilir.
Homosalatın UVA koruma aralığı çok dar olduğundan, güneş kremlerinde tek başına kullanılmaz, stabiliteyi artırmaya yardımcı olabileceği avobenzon gibi UVA filtreleriyle sıklıkla kullanılır.


Homosalatın hassaslaştırıcı olmadığı kabul edilir ve çoğunlukla SPF 30 ve üzeri dereceli güneş kremlerinde görülür.
İlginç bir şekilde, homosalat tıpkı salisilik asit gibi bir salisilat bileşeni olduğundan, UV'nin tetiklediği kızarıklık belirtilerini azaltma konusundaki çalışmasının bir kısmı da sakinleştirici faydasından kaynaklanmaktadır.


Bazı araştırmacılar, bunun, ciltlerinin renginin değiştiğini görmedikleri için insanların güneşte daha uzun süre kalmaları anlamına gelebileceğini düşünüyor ancak homosalat hiçbir zaman tek başına kullanılmadığından ve kızarıklık yaratan hasarı telafi ettiği için bu geçerli bir endişe olarak kabul edilmiyor.
Diğer çalışmalar, homosalatın, cilt UV ışığına maruz kaldığında oluşan, singlet oksijen olarak bilinen bir tür serbest radikalin oluşumunu baskıladığını göstermiştir.


Homosalatın Kozmetik Uygulamaları: Güneş bakımı ve güneş sonrası ürünler, saç bakım ürünleri, koruyucu kremler ve losyonlar, sıvı makyaj ürünlerinde kullanılır.
Homosalat, çeşitli kişisel cilt bakım formülasyonlarında ve kozmetik ürünlerinde UV filtresi olarak kullanılır.
Homosalat UV ekranı, analjezik olarak kullanılır


Homosalat, FDA'nın Kategori I Güneş Koruyucu Kimyasal listesinde yer alan kimyasal bir uVB emicidir.
Homosalatın onaylanmış kullanım düzeyi FDA tarafından yüzde 4 ila 15, Avrupa Birliği Kozmetik Direktifi tarafından ise yüzde 10'dur.


-Kişisel Bakımda Homosalat Kullanımı:
Homosalat kendi başına güçlü bir UV filtresi değildir (yalnızca izin verilen maksimum %10 konsantrasyonda SPF 4.3 koruması sağlar).
Bu güneş koruyucu madde Homosalat, 306 nm'de en yüksek korumayla cildi UVB'den (295-315 nm) korur.

Homosalat, bazı güneş kremi ve dudak kremi markalarında cildi zararlı UVB radyasyonuna karşı koruyan yaygın bir kimyasal maddedir.
Homosalat, geniş spektrumlu koruma için diğer güneş kremleriyle birleştirilebilir ve katı güneş kremleri için mükemmel çözünme özelliklerine sahiptir.
ABD'de homosalat, insanlarda reçetesiz (OTC) kullanıma izin verilen bir Kategori 1 UV filtresidir.


-UV Koruyucu Homosalatın kullanım alanları:
Homosalat cilde uygulandığında UV ışınlarını emerek güneşten koruma sağlar.
UV radyasyonu, güneş yanığına neden olmasının yanı sıra, erken cilt yaşlanmasının da önemli bir nedenidir ve melanom ve diğer cilt kanseri türlerinin gelişimine katkıda bulunur.
Homosalat aynı zamanda UV ışınlarını emerek kozmetik ve kişisel bakım ürünlerini bozulmaya karşı da koruyabilmektedir.


Homosalatın -UV Filtre kullanımları:
Organik UV filtresi olarak da bilinen kimyasal bir güneş koruyucu olarak homosalat, aromatik bir bileşiktir.
Homosalatın moleküler yapısı UVB enerjisinin emilmesinden sorumludur.
Homosalat, güneş koruyucu kimyasalın daha yüksek bir enerji durumuna uyarılmasını sağlayan UVB ışınlarını emer.
Daha sonra temel duruma dönerler ve emilen enerjiyi daha uzun, daha düşük enerjili dalga boylarına (ısı) dönüştürürler.


-Kişisel Bakım Ürünlerinde Homosalat:
Homosalat, UVB radyasyonunu emen, yağda çözünebilen bir kimyasal güneş engelleyici maddedir.
Homosalat, yüksek SPF'li güneş koruyucu ürünlerin formülasyonlarında yaygın olarak kullanılır.


-Kozmetikte kullanıma ilişkin arka plan bilgileri:
Homosalat, çözünebilir bir organik UV-B filtresidir.
Homosalat yaklaşık 280 ila 320 nm arasındaki UV-B radyasyonunu emer.
Homosalatın maksimum konsantrasyonu %7,3'tür.



İÇERİK TÜRÜ:
Kimyasal güneş kremi


HOMOSALATIN BAŞLICA FAYDALARI::
Cilt hücrelerinin kansere neden olduğu bilinen DNA hasarını önlemek için UV ışınlarını, özellikle de UVB ışınlarını emdiğini söylüyor.


HOMOSALATI KİMLER KULLANMALIDIR:
Herkes her gün güneş koruyucu kullanmalıdır; ancak hassas cilde sahip olanlar mineral bazlı güneş kremlerini tercih edebilir.


HOMOSALAT'I NE SIKLIKLA KULLANABİLİRSİNİZ:
Homosalat içeren bir güneş koruyucu kullanıyorsanız, günlük olarak kullanılabilir ve kullanılmalıdır, hatta maksimum koruma için her iki saatte bir yeniden uygulanmalıdır.


HOMOSALAT ŞUNLARLA İYİ ÇALIŞIR:
Homosalat, tam, geniş spektrumlu UV kapsama alanı sağlamak için her zaman avobenzon, oktinoksat ve oktisalat gibi diğer kimyasal güneş kremleriyle eşleştirilir.


Aşağıdakilerle KULLANMAYIN:
Homosalat ile zayıf etkileşime girdiği bilinen herhangi bir spesifik bileşen yoktur, ancak bu (ve diğer kimyasal güneş kremleri) bazıları için cilt tahrişine neden olabilir.



HOMOSALATIN FAYDALARI:
Hepsi aynı şekilde çalışan çeşitli kimyasal güneş koruyucu içerik maddeleri arasında büyük bir fark yoktur.
Farklılıklar, hangi spesifik UV ışınlarını emebilecekleri ve bunlara karşı koruyabilecekleri açısından yatıyor.


*UVB engelleyici:
Özellikle homosalatın, cilt kanserine neden olduğu bilinen UV hasarına karşı koruma sağlayan bir UVB engelleyici olduğunu söylüyor.
Bu noktaya kadar, "Homosalatın UVA ışınlarına karşı etkisi çok sınırlı olduğundan, geniş spektrumda tam koruma sağlamak için diğer ajanlarla birleştirilmesi gerekiyor".
(Bu homosalat özellikle ışığa dayanıklı değildir ve stabil kalması için diğer bileşenlerle birleştirilmesi gerekir.)


*Geniş spektrumlu güneş koruyucu içeriği:
Homosalat'in, bazıları UVA ışınlarına, bazıları da UVB ışınlarına karşı çalışan kimyasal güneş koruyucu bileşenlerin birleşiminin, daha geniş bir koruma aralığı sunacağını ve dolayısıyla güneş koruyucunun "geniş spektrumlu" olarak adlandırılabileceğini belirtiyor.



HOMOSALAT NEREDEN GELİYOR?
Homosalat, UV ışınlarını emen sentetik bir organik bileşiktir (karbon, oksijen ve hidrojen bazlı).



HOMOSALAT NEDEN İŞE YARIYOR?
Homosalat, ultraviyole (UV) ışığı emerek cildin güneşe doğrudan maruz kalmasını önler.
Daha spesifik olarak Homosalat, kısa dalga UVB ışınlarını emer ve onu ısıya dönüştürerek cilt hücrelerinde DNA hasarına neden olmasını sağlar.



KOZMETİK ÜRÜNLERDE HOMOSALATIN FONKSİYONLARI:
*UV EMİCİ
Homosalat, kozmetik ürünü UV ışığının neden olduğu hasarlardan korur
*UV FİLTRESİ
Homosalat cildi veya saçları zararlı UV radyasyonundan korur



HOMOSALATE'E BİR BAKIŞTA:
*Dünya çapında onaylanmış bir UV filtresi
*Çoğunlukla UVB aralığında korur
*Diğer UV filtreleri için solvent görevi görerek onlarla çalışmayı kolaylaştırır
*Alerjik reaksiyonu tetikleme açısından düşük risk olarak kabul edilir
*Genellikle daha yüksek SPF derecesine sahip güneş kremlerinde görülür



HOMOSALATIN KÖKENİ:
Homosalat, 3,3,5-trimetilsikloheksanol ve salisilik asidin esterifikasyonu ile yapılan bir esterdir.
İkincisi, UV ışınlarını emme ve cildi hasardan koruma yeteneğine sahiptir.
Homosalat, berrak, renksiz ila soluk sarı bir sıvı olarak görünür ve hafif nane kokusuna sahiptir.
Homosalat kozmetik endüstrisinde kullanılmak üzere saflaştırılır.



HOMOSALAT FORMÜLASYONDA NE YAPAR?
*Uv emici
*Uv filtresi



HOMOSALATIN GÜVENLİK PROFİLİ:
Homosalatın topikal olarak uygulandığında kullanımı genellikle güvenli kabul edilir.
Düzenleyici kurumlar belirli sınırlar dahilinde kullanımına izin verirken, hassas cilde sahip kişiler alternatif güneş kremlerini tercih edebilir.
Ayrıca Homosalat vegan ve helal bir içeriktir.
Homosalatın raf ömrü 2-3 yıldır.



HOMOSALAT ALTERNATİFLERİ:
*OKTOKRİLEN



HOMOSALAT NEREDEN GELİYOR?
Homosalat, UV ışınlarını emen sentetik bir organik bileşiktir (karbon, oksijen ve hidrojen bazlı).



HOMOSALAT NEDEN KULLANILIR?
Homosalat, cildi güneşin uzun vadede cilt kanserine yol açabilecek zararlı etkilerinden korur.
Homosalat stabil kalır ve bu nedenle güneşe maruz kalma sırasında etkili koruma sağlar.



HOMOSALATIN FONKSİYONLARI:
*Maskeleme:
Homosalat, ürünün kokusunu veya temel tadını azaltır veya inhibe eder
*Uv emici:
Homosalat, kozmetik ürünü UV ışınlarının etkilerinden korur
*Uv filtresi:
Homosalat, cildi veya saçları bu ışınların zararlı etkilerinden korumak için belirli UV ışınlarını filtreler.



HOMOSALAT NASIL ÜRETİLİR?
Homosalat, salisilik asit ve izoforonun hidrojenlenmiş bir türevi olan 3,3,5-trimetilsikloheksanolün Fischer-Speier esterifikasyonu yoluyla üretilir.
Molekülün salisilik asit kısmı, dalga boyu 295 nm ila 315 nm arasında olan ultraviyole ışınlarını emerek cildi güneşin zararlarından korur.
Hidrofobik trimetil sikloheksil grubu, suda çözünmesini önleyen yağlılık sağlar.



HOMOSALAT NEREDEN GELİYOR?
Homosalat, UV ışınlarını emen sentetik bir organik bileşiktir (karbon, oksijen ve hidrojen bazlı).



ÜRÜNLERİMİZDE HOMOSALAT NE İÇİN KULLANILIR?
Güneş koruyucu ürünlerimizde diğer tüm güneş koruyucularla birlikte homosalat kullanıyoruz.
Bu güneş filtresi diğer filtreler için çok iyi bir çözücüdür, dolayısıyla diğer yağlı bileşiklerin kullanımını sınırlandırır ve ürünlerin yağlılığını ve yapışkanlığını sınırlandırır.



HOMOSALATIN HAVA VE SU REAKSİYONLARI:
Homosalat temel koşullar altında hidrolize olacaktır.
Homosalat suda çözünmez.



HOMOSALATIN REAKTİVİTE PROFİLİ:
Homosalat bir ester ve bir fenoldür.
Esterler asitlerle reaksiyona girerek alkoller ve asitlerle birlikte ısıyı açığa çıkarır.
Güçlü oksitleyici asitler, reaksiyon ürünlerini tutuşturmaya yetecek kadar ekzotermik olan güçlü bir reaksiyona neden olabilir.
Isı ayrıca esterlerin kostik çözeltilerle etkileşimi sonucu da üretilir.
Yanıcı hidrojen, esterlerin alkali metaller ve hidritlerle karıştırılmasıyla üretilir.



HOMOSALATIN GÜVENLİĞİ:
Diğer UV filtre bileşiklerine benzer şekilde, gönüllülerin sırtına kıyasla yüzün en üstteki stratum korneumunda (yani stratum disjunctum) (uygulanan dozun %25'i) daha fazla Homosalat emilir.
Bu, sırtla karşılaştırıldığında yüzün yüzeysel stratum korneum katmanlarında mevcut olan güneş kremi miktarının yaklaşık iki ila üç katı kadardı.



HOMOSALATIN FİZİKSEL ve KİMYASAL ÖZELLİKLERİ:
Kimyasal formül: C16H22O3
Molar kütle: 262,349 g•mol−1
Yoğunluk: 1,05 g/cm3 (20 °C)
Erime noktası: < -20 °C
Kaynama noktası: 181–185 °C (358–365 °F; 454–458 K)
Suda çözünürlük: 0,4 mg/L
Tehlikeler:
Parlama noktası: 171 °C (340 °F; 444 K)
CAS Numarası:118-56-9
Molekül Ağırlığı:262.34
Beilstein:2731604
EC Numarası:204-260-8
MDL numarası:MFCD00019377
Molekül Ağırlığı: 262,34 g/mol
XLogP3-AA: 5

Hidrojen Bağı Donör Sayısı: 1
Hidrojen Bağı Alıcı Sayısı: 3
Dönebilen bağ Sayısı: 3
Tam Kütle: 262,15689456 g/mol
Monoizotopik Kütle: 262,15689456 g/mol
Topolojik Kutup Yüzey Alanı: 46,5 Ų
Ağır Atom Sayısı: 19
Formal Yük: 0
Karmaşıklık: 324
İzotop Atom Sayısı: 0
Tanımlı Atom Stereocenter Sayısı: 0
Tanımsız Atom Stereomerkez Sayısı: 2
Tanımlı Bond Stereocenter Sayısı: 0
Tanımsız Bond Stereocenter Sayısı: 0
Kovalent Bağlı Birim Sayısı: 1
Bileşik Kanonikleştirilmiş: Evet

Fiziksel hali: sıvı
Renk: renksiz
Koku: Veri yok
Erime noktası/donma noktası:
Donma noktası: < -20 °C
Başlangıç kaynama noktası ve kaynama aralığı: 1,013 hPa'da 181 - 185 °C
Tutuşabilirlik (katı, gaz): Veri yok
Üst/alt alevlenirlik veya patlama sınırları: Veri yok
Parlama noktası: 170,8 °C - kapalı kap
Kendiliğinden tutuşma sıcaklığı: 1,004 - 1,023 hPa'da 402 °C
Bozunma sıcaklığı: Veri yok
pH: Veri yok
Viskozite
Viskozite, kinematik: Veri yok
Viskozite, dinamik: 20 °C'de 85,1 mPa.s
Suda çözünürlüğü: 0,4 g/l 25 °C'de az çözünür
Dağılım katsayısı: n-oktanol/su: log Pow: > 6, 40 °C'de

Buhar basıncı: 20 °C'de yaklaşık 0,013 hPa
Yoğunluk: Veri yok
Bağıl yoğunluk: 20 °C'de 1,05
Bağıl buhar yoğunluğu: Veri yok
Parçacık özellikleri: Veri yok
Patlayıcı özellikler: Veri yok
Oksitleyici özellikler: yok
Diğer güvenlik bilgileri: Veri yok
Kaynama Noktası: 181-185°C
Erime Noktası: <-20°C
Çözünürlük: Suda çözünmez
CB Numarası: CB2203124
Moleküler Formül: C16H22O3
Molekül Ağırlığı:262.34
MDL Numarası:MFCD00019377
MOL Dosyası:118-56-9.mol

Kaynama noktası: 161-165°C (12 torr)
Yoğunluk: 1,05
buhar basıncı: 25 ° C'de 0,015Pa
kırılma indisi: n20 1,516 - 1,518
Parlama noktası: 169 - 173 OC
depolama sıcaklığı: İnert atmosfer, Oda Sıcaklığı
çözünürlük: Kloroform (Biraz), DMSO (Biraz)
pka: 8,10±0,30(Tahmini)
renk: Renksiz
Koku: %100,00? hafif mentol
Suda Çözünürlüğü: 26 ºC'de <0,1 g/100 mL
BRN: 2731604
FDA 21 CFR: 352,70
CAS Veri Tabanı Referansı: 118-56-9(CAS Veri Tabanı Referansı)
EWG'nin Gıda Puanları: 2-4
FDA UNII: V06SV4M95S
NIST Kimya Referansı: Homosalat(118-56-9)
EPA Madde Kayıt Sistemi: 3,3,5-Trimetilsikloheksil salisilat (118-56-9)



HOMOSALATE İLK YARDIM ÖNLEMLERİ:
-İlk yardım önlemlerinin açıklaması:
*Solunması halinde:
İnhalasyondan sonra:
Temiz hava aldırın.
*Ciltle teması halinde:
Kirlenmiş olan giysilerinizi hemen çıkarınız.
Cildi su/duş ile durulayın.
*Göz teması halinde:
Göz temasından sonra:
Bol su ile durulayın.
Kontakt lensleri çıkarın.
*Yutulması halinde:
Yuttuktan sonra:
Mağdura su içirin (en fazla iki bardak).
Kendinizi iyi hissetmiyorsanız doktora danışın.
-Herhangi bir acil tıbbi müdahale ve özel tedavi ihtiyacının belirtilmesi:
Veri yok



HOMOSALATIN KAZA SONUCU YAYILMASI ÖNLEMLERİ:
-Çevresel önlemler:
Ürünün kanalizasyona girmesine izin vermeyin.
- Muhafaza etme ve temizlemeye yönelik yöntemler ve materyaller:
Drenajları kapatın.
Dökülenleri toplayın, bağlayın ve pompalayın.
Olası malzeme sınırlamalarına dikkat edin.
Sıvı emici malzemeyle alın.
Uygun şekilde imha edin.
Etkilenen bölgeyi temizleyin.



HOMOSALATE YANGINLA MÜCADELE ÖNLEMLERİ:
-Yıkıcı medya:
*Uygun söndürücü maddeler:
Köpük
Karbondioksit (CO2)
Kuru toz
*Uygun olmayan söndürme maddeleri:
Bu madde/karışım için söndürücü maddelere ilişkin herhangi bir sınırlama verilmemiştir.
-Daha fazla bilgi:
Yangın söndürme suyunun yüzey suyuna veya yeraltı suyu sistemine karışmasını önleyin.



HOMOSALAT'A MARUZ KALMA KONTROLLERİ/KİŞİSEL KORUNMA:
-Kontrol parametreleri:
--İşyeri kontrol parametrelerine sahip malzemeler:
-Maruz kalma kontrolleri:
--Kişisel koruyucu ekipman:
*Göz/yüz koruması:
Göz koruması için ekipman kullanın.
Emniyet gözlükleri kullanın
*Cildin korunması:
Eldivenlerle tutun.
Ellerinizi yıkayın ve kurulayın.
Tam iletişim:
Malzeme: Nitril kauçuk
Minimum katman kalınlığı: 0,11 mm
Geçiş süresi: 480 dakika
Sıçrama teması:
Malzeme: Nitril kauçuk
Minimum katman kalınlığı: 0,11 mm
Geçiş süresi: 480 dakika
*Solunum koruma:
Gerekli değil; Aerosol oluşumu durumu hariç.
-Çevresel maruziyetin kontrolü:
Ürünün kanalizasyona girmesine izin vermeyin.



HOMOSALATIN KULLANILMASI ve DEPOLANMASI:
-Herhangi bir uyumsuzluk da dahil olmak üzere güvenli depolama koşulları:
*Depolama koşulları:
Sıkıca kapalı tutun.
Oda Sıcaklığında Saklayın.



HOMOSALATIN STABİLİTESİ ve REAKTİVİTESİ:
-Kimyasal stabilite:
Ürün, standart ortam koşulları (oda sıcaklığı) altında kimyasal olarak stabildir.
-Tehlikeli reaksiyon olasılığı:
Veri yok


Homosalate
TRIMETHYLCYCLOHENYL SALICYLATE; 3,3,5-trimethylcyclohexyl salicylate; Heliophan; 2-hydroxybenzoic acid, 3,3,5-trimethylcyclohexyl ester; Homosalate; 3,3,5-trimethyl-Cyclohexanol, Salicylate; Homomenthyl salicylate; Salicylic acid 3,3,5-trimethylcyclohexyl ester; CAS NO:118-56-9
Homosalate (hms), Homomethyl salicylate
SYNONYMS 2-Hydroxybenzoic acid 3,3,5-trimethylcyclohexyl ester, 3,3,5-Trimethylcyclohexyl salicylate, Homomenthyl salicylate, Homosalate , Homomenthyl Salicylate; T/N Kemester HMS USP; Salicylic Acid; M-Homomethyl Ester; T/N: Neo Heliopan HMS; Uniderm HMS Cas : 118-56-9
Hoodia gordonii
hoodia gordonii extract; extract of the whole plant, hoodia gordonii, apocynaceae CAS NO:999999-999-4
Hordeum vulgare
hordeum vulgare extract (cereal grass); extract of the cereal grass of the barley, hordeum vulgare l., graminae; barley extract (cereal grass); barley grass extract; barley solid extract type MB; hordeum sativum extract; hordeum vulgare P.E CAS NO: 85251-64-5
Hostafine Blue B2G
cas no: 100-97-0 1,3,5,7- Tetraazaadamantane; Ammonioformaldehyde; Aceto HMT; Aminoform; Ammoform; Cystamin; Cystogen; Esametilentetramina (Italian); Formamine; Formin; Hexaform; Hexamethylenamine; Urotropin; Hexamethyleneamine; Hexamethylenetetraamine; Hexamethylentetramin (German); Hexamethylentetramine; Hexilmethylenamine; HMT; Methamin; Methenamine; Resotropin; Uritone; Urotropine; Esametilentetramina (Italian); 1,3,5,7-Tetraazatricyclo[3.3.1.1(3,7)]decane;
HOSTAFİNE MAVİ B2G
HOSTAFİNE MAVİ B2G = KOLANİL MAVİSİ B2G 131 = FTALOSYANİN MAVİSİ


CAS Numarası: 147-14-8
EC Numarası : 205-685-1
Moleküler Formül : C32H16CuN8


Hostafine Mavi B2G, yaklaşık olarak bir pigment dağılımı olan Cu ftalosiyanindir.
Noniyonik dispersiyon ve ıslatma maddeleri ve glikol bazlı %40 pigment.
Hostafine Mavi B2G, yaklaşık olarak bir pigment dispersiyonudur. %40 pigment ve iyonik olmayan dispersiyon ve ıslatma ajanları ve glikol bazlıdır.


Temel pigmentin Renk İndeksi, Pigment Mavisi 15:3'tür.
Hostafine Mavi B2G bağlayıcı içermez.
Hostafine Mavi B2G bir boyadır.


Hostafine Mavi B2G, propilen glikolün yanı sıra noniyonik ve/veya anyonik ıslatma ve dağıtma maddelerine dayalı, bağlayıcı içermeyen, sulu bir pigment preparatıdır.
Hostafine Mavi B2G, iyonik olmayan ve/veya anyonik ıslatma ve dağıtma maddelerine dayanan sulu, bağlayıcı içermeyen pigment preparatlarıdır.



HOSTAFİNE MAVİ B2G KULLANIMLARI ve UYGULAMALARI:
Hostafine Mavi B2G ahşap lekeleri için uygundur.
Hostafine Mavi B2G son derece düşük parçacık boyutuna sahiptir, bu nedenle dağılımı sulu sistemlerde çok iyi parlaklık, şeffaflık ve çökelme özellikleri sağlar.


Hostafine Mavi B2G, boyalara kıyasla üstün haslık özellikleri sunar.
Hostafine Mavi B2G, yüksek renklendirme gücü ve parlaklık sağlar.
Son derece düşük parçacık boyutu dağılımı, sulu sistemlerde çok iyi parlaklık, şeffaflık ve çökelme özellikleri sağlar.


Hava koşullarına karşı mükemmel haslığı nedeniyle Hostafine Mavi B2G, iç ve dış mekanlarda kullanıma uygundur.
Hostafine Mavi B2G, emülsiyon boyalarda, sentetik reçineli sıvalarda, akrilik ve polyester döküm reçinelerinde, latekslerde ve sulu ahşap boyalarında kullanılır.


Hostafine Mavi B2G pigment preparatları özellikle su bazlı şeffaf ahşap boyaları için uygundur.
Sulu emülsiyon boyalar, cam boyaları, sulu boyalar, lateks ve suya dayanıklı mürekkepler, fiber uçlu fineliner mürekkepleri ve roller-tip kalemler gibi diğer uygulamalar için de kullanılabilirler.


İyi dayanıklılığı nedeniyle Hostafine Mavi B2G, yeterli hava koşullarına maruz kalma testlerinden sonra iç ve dış mekanlarda kullanılabilir.
Hostafine Mavi B2G, Emülsiyon boyalar, Sentetik reçine bağlayıcılı sıvalar, Akrilik ve polyester döküm reçineleri, Sulu ahşap boyaları, Lateksler ve Akrilik ve polyester döküm reçineleri kullanılır.


Hostafine Mavi B2G, sulu emülsiyon bazlı dekoratif boyalar ve sulu polimer dispersiyon bazlı sıvalar/sıvalarda kullanılır.
Hostafine Mavi B2G dökülebilir ve pompalanabilir bir kıvama sahiptir ve dozajlama makineleri için uygundur.
Hostafine Mavi B2G kırtasiye malzemeleri, ahşap boyaları, lateks, viskoz elyaflar, deterjanlar için uygundur.



HOSTAFİNE MAVİ B2G'NİN FAYDALARI:
*Ultra ince dağılmış pigment müstahzarları
*Yüksek renklendirme gücü ve parlaklık
*Olağanüstü şeffaflık
*Boyalara göre üstün haslık özellikleri
*Kullanımı kolay sıvı pigment hazırlama
*Son derece tutarlı kalite
*Düşük viskozite ve çok iyi sedimantasyon davranışı
*Ultra ince dağılmış pi pigmentlerinin hazırlanması
*Yüksek renklendirme gücü ve parlaklık mükemmel şeffaflık
*Boyalara kıyasla mükemmel haslık özellikleri
*Kullanımı kolay sıvı boya hazırlığı son derece tutarlı kalite
*Su bazlı dekoratif boyalar için bağlayıcısız sulu pigment preparatı
*Alkil fenol etoksillenmiş (APEO) katkı maddeleri kullanılmadan üretilmiştir.
*Manuel ve otomatik dağıtım ekipmanı için uygundur
*Birbiriyle her oranda karışabilen Colanyl 100 serisi pigment preparatı



HOSTAFİNE MAVİ B2G'NİN FİZİKSEL ve KİMYASAL ÖZELLİKLERİ:
Yoğunluk [g/cm3]: 1,20
Viskozite [Pa*s]: < 2,0
Spesifik Yüzey: [m2/g] –
Pigment İçeriği yakl.[%]: 40
Su İçeriği yakl.[%]: 42
Görünüm: Akışkan
Moleküler ağırlık : 576,07 g/mol
pH: 6.7
Yoğunluk: 1,26 g/ml
Renk İndeksi: Pigment Mavisi 153
Katılar, ağırlıkça: %54
Grav. renk tonu Mukavemet [%]: 97-103
cilt renk tonu Mukavemet [%]: 95-105


Yoğunluk [g/cm3]: 1,19-1,26
Gölge dH (*): +/- 0,5
Saflık dC (*): +/- 0,8
Viskozite [Pa*s]: 0,3-1,3
Fiziksel durum: toz
Renk: Kullanılabilir veri yok
Koku: kokusuz
Erime noktası/donma noktası: 350 °C
İlk kaynama noktası ve kaynama aralığı: Veri yok
Tutuşabilirlik (katı, gaz): Veri yok
Üst/alt yanıcılık veya patlama limitleri: Veri yok
Parlama noktası: Kullanılabilir veri yok
Kendi kendine tutuşma sıcaklığı: 356 °C, 1,013 hPa'da
Ayrışma sıcaklığı: Uygun veri yok
pH: Uygun veri yok


viskozite:
Viskozite, kinematik: Veri yok
Viskozite, dinamik: Veri yok
Suda çözünürlük Veri yok
Dağılım katsayısı: n-oktanol/su: Veri yok
Buhar basıncı: < 0,0001 hPa @ 20 °C
Yoğunluk: Veri yok
Bağıl yoğunluk: Veri yok
Bağıl buhar yoğunluğu: Uygun veri yok
Parçacık özellikleri: Veri yok
Patlayıcı özellikler: Kullanılabilir veri yok
Oksitleyici özellikler: Veri yok
Diğer güvenlik bilgileri:
Diğer solventlerde çözünürlük
Etanol - çözünmez



HOSTAFİNE MAVİ B2G İLK YARDIM TEDBİRLERİ:
-İlk yardım önlemlerinin açıklaması:
*Solunması halinde:
Solunursa, kişiyi temiz havaya çıkarın.
*Cilde teması halinde:
Sabun ve bol su ile yıkayınız.
*Göz teması halinde:
Önlem olarak gözleri suyla yıkayın.
*Yutulduğunda:
Ağzı suyla çalkalayın.
- Herhangi bir acil tıbbi müdahale ve gerekli özel tedavi belirtisi:
Veri yok



HOSTAFİNE MAVİ B2G'NİN KAZA SONUCU SALINIM ÖNLEMLERİ:
-Çevresel önlemler:
Özel çevresel önlemler gerekli değildir.
- Muhafaza etme ve temizleme için yöntemler ve malzemeler:
Süpürün ve kürekle toplayın.
Bertaraf için uygun, kapalı kaplarda saklayın.



HOSTAFİNE MAVİ B2G'NİN YANGINLA MÜCADELE ÖNLEMLERİ:
-Yıkıcı medya:
Uygun söndürücü maddeler:
Su spreyi, alkole dayanıklı köpük, kuru kimyasal veya karbondioksit kullanın.
-İtfaiyeciler için tavsiyeler:
Gerekirse yangınla mücadele için bağımsız solunum aparatı kullanın
-Daha fazla bilgi:
Veri yok



HOSTAFİNE MAVİ B2G'NİN MARUZİYET KONTROLLERİ/KİŞİSEL KORUNMASI:
-Kontrol parametreleri:
--İş yeri kontrol parametrelerine sahip içerikler:
-Pozlama kontrolleri:
--Kişisel koruyucu ekipman:
*Göz/yüz koruması:
Uygun koşullar altında test edilmiş ve onaylanmış göz koruması için ekipman kullanın.
* Cilt koruması:
Eldivenle tutun.
Eldivenler kullanılmadan önce kontrol edilmelidir.
Ellerinizi yıkayın ve kurulayın.
*Solunum koruma:
Solunum koruması gerekli değildir.
-Çevresel maruziyetin kontrolü:
Özel çevresel önlemler gerekli değildir.



HOSTAFİNE MAVİ B2G'NİN KULLANILMASI ve DEPOLANMASI:
-Güvenli kullanım için önlemler:
Hijyen önlemleri:
Genel endüstriyel hijyen uygulaması.
-Herhangi bir uyumsuzluk da dahil olmak üzere güvenli depolama koşulları:
Depolama koşulları:
Serin yerde saklayın.
Kabı sıkıca kapalı olarak kuru ve iyi havalandırılan bir yerde saklayın.



HOSTAFİNE MAVİ B2G'NİN KARARLILIK VE REAKTİVİTESİ:
-Reaktivite:
Veri yok
-Kimyasal stabilite:
Tavsiye edilen saklama koşullarında kararlıdır.
-Tehlikeli reaksiyon olasılığı:
Veri yok
-Kaçınılması gereken durumlar:
Veri yok



EŞ ANLAMLI:
Bakır(II) ftalosiyanin
Pigment Mavi 15
CuPc
COLANİL MAVİ B2G 131
FTALOSYANİN MAVİSİ

Hostafine Red FGR 30
Hexamethylenetetramine; Hexamine; 1,3,5,7- Tetraazaadamantane; Ammonioformaldehyde; Aceto HMT; Aminoform; Ammoform; Cystamin; Cystogen; Esametilentetramina (Italian); Formamine; Formin; Hexaform; Urotropin; Hexamethyleneamine; Hexamethylentetramin (German); Hexilmethylenamine; HMT; Methamin; Methenamine; Resotropin; Uritone; Urotropine; Esametilentetramina (Italian) CAS NO:100-97-0
Hostaperm Blue A4R
hexyl laurate; Hexyl dodecanoate; Dodecanoic acid, hexyl ester; Hexyllaurat;Lauric acid hexyl ester; Einecs 251-932-1; Hexyl dodecanoat; Laurinsaeurehexylester cas no: 34316-64-8
Hostaperm Green GNX
2-Hexyl-1-decanol; 2425-77-6; 2-Hexyldecan-1-ol; 1-Decanol, 2-hexyl-; 2-Hexyldecyl Alcohol cas no: 2425-77-6
Hostaperm Oxide Yellow BV02
Hexyldecyl stearate; Octadecanoic acid, 2-hexyldecyl ester; 17618-45-0; Eutanol G 16S; 2-Hexyldecyl stearate cas no: 17618-45-0
Hostaperm Yellow H4G
HEXYLENE GLYCOL; 2-Methyl-2,4-pentanediol; Diolane; Hexylene glycol; 2-Methylpentane-2,4-diol; 2-Metilpentano-2,4-diol; 2-Méthylpentane-2,4-diol; (+-)-2-Methyl-2,4-pentanediol; 1,1,3-Trimethyltrimethylenediol; 2,4-Dihydroxy-2-methylpentane; 4-Methyl-2,4-pentanediol; alpha,alpha,alpha'-Trimethyltrimethylene glycol; cas no: 107-41-5, 99113-75-4
HOSTAPON CGN (SODYUM KOKOİL GLUTAMAT)
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), doğal bir amino asit ve hindistancevizi yağı bazlı, duş jellerinde, yüz ve vücut yıkama ürünlerinde mükemmel bir cilt hissi veren çok yumuşak bir anyonik yüzey aktif maddedir.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) kullanıma uygundur ve soğuk olarak işlenebilir.


CAS Numarası: 68187-32-6
EC Numarası: 269-087-2
MDL Numarası: MFCD08704367
Kimyasal/IUPAC Adı: L-Glutamik asit, N-koko asil türevleri, monosodyum tuzları
Moleküler Formül: C5H7NNa2O4



Glutamat Sodyum, SODYUM KOKOIL GLUTAMATE, Sodyum Lauryol Glisinat, Disodyum2-aminopentandioat, Glutamat Sodyum CAS 68187-32-6, Sodyum Kokoil Glutamat %95 (Toz), N-Kokoil-L-glutamik asit, monosodyum tuzu, L-Glutaminsür, N -Kokos-asil türevi, Mononatriumsalze, l-Glutamik asit, N-koko asil türevleri., monosodyum tuzları, l-Glutamik asit, N-koko asil türevleri., monosodyum tuzları USP/EP/BP, Disodyum 2-aminopentandioat, Disodyum2-aminopentandioat , dl-Glutamik asit sodyum tuzu, Glutamat Sodyum, Glutamik asit, sodyum tuzu (1:2), L-Glutaminsür, N-Kokos-asil türevi, Mononatriumsalze, Natrium Glutamat, N-Kokoil-L-glutamik asit, monosodyum tuzu, sodyum (4S)-4-amino-5-hidroksi-5-keto-valerat, SODYUM KOKOYL GLUTAMAT, Sodyum glutamat (VAN), Sodyum Lauryol Glisinat, l-Glutamikasit, N-kokoasil türevleri., monosodyum tuzları, SODYUMKOKOİLGLUTAMAT, L-Glutaminür, N Kokosasil türevi, Mononatriumsalze, SodyumKokoilGlutamat95%(Toz), GlutamatSodyum, Disodyum 2-aminopentandioat, N-Kokoil-L-glutamik asit,monosodyum tuzu, l-Glutamik asit, N-koko açil türevleri, monosodyum tuzları, SODYUM KOKOYL GLUTAMAT, L-Glutaminür, N-Kokos-asil türevi, Mononatriumsalze, Sodyum Lauryol Glisinat, Sodyum Kokoil Glutamat %95 (Toz), Glutamat Sodyum, Disodyum2-aminopentandioat, N-Kokoil-L-glutamik asit, monosodyum tuzu, l-Glutamik asit, N-koko asil türevleri ., monosodyum tuzları, SODYUM KOKOIL GLUTAMAT, L-Glutaminsure, N-Kokos-asil türevi, Mononatriumsalze, l-Glutamik asit, N-koko asil türevleri, monosodyum tuzları, SODYUM KOKOIL GLUTAMAT, L-Glutaminsure, N-Kokos-asil türevi, Mononatriumsalze, SODYUM KOKOIL GLUTAMAT, Glutamat Sodyum, Sodyum CocoyI Glutamat, Sodyum Cocooylglutamat, Sodyum Lauryol Glisinat, SODYUM KOKOIL GLUTAMINAT, Disodyum2- aminopentandioat, Glutamat SodyumCAS 68187-32-6, Sodyum N-Coco asil-L-Glutamat, Sodyum Kokoil Glutamat 6 8187 -32-6



Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), amino asit serisinden anyonik bir yüzey aktif maddedir.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) çok hafiftir.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) zengin ve hassastır ve kabarcıkları stabilize etme işlevine sahiptir.


Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), özellikle sülfatsız banyo şampuanı ve temizleme formülü için uygundur ve iyi bir uyumluluğa sahiptir.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), gıda endüstrisinde lezzet arttırıcı olarak ve ilaç endüstrisinde ilaç bileşeni olarak yaygın olarak kullanılan beyaz bir katıdır.


Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), gıda ürünlerinde umami tadını arttırabilme özelliğine sahiptir.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), L-Glutamik asit ve bitki kaynaklı hindistancevizi yağ asidinden üretilen anyonik bir yüzey aktif maddedir.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), doğal bir amino asit ve hindistancevizi yağı bazlı, duş jellerinde, yüz ve vücut yıkama ürünlerinde mükemmel bir cilt hissi veren çok yumuşak bir anyonik yüzey aktif maddedir.


Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) kullanıma uygundur ve soğuk olarak işlenebilir.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), şampuanlar, duş jelleri, sıvı sabunlar, temizleme losyonları ve bebek bakım ürünleri gibi yumuşak saç ve vücut temizleme ürünlerinin üretimi için ideal bir yüzey aktif maddedir.


Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) ayrıca iyi cilt uyumluluğu, biyolojik olarak parçalanabilirlik ve ciltte hoş bir his gibi özellikler sergiler.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) tahriş etmez, yırtılmaz ve cilt lipitlerine zarar vermez.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), özel şampuanlarda & banyo köpüğünde, krem & losyonlarda, ıslak mendillerde ve sıvı sabunlarda kullanılır.


Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) ayrıca ultra hafif formülasyonlarda, saç şekillendiricilerde ve özel temizleyicilerde de kullanılır.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), çok işlevli özellikleri sayesinde formülasyon karmaşıklığını azaltır: yumuşaklık, nemlendirme ve hoş bir cilt hissi verir.


Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) kolayca biyolojik olarak parçalanabilir ve ilave koruyucu madde içermez.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), hafifçe köpüren çok yumuşak bir temizleme maddesidir.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), hindistancevizi yağ asidi ve bir amino asit olan glutamik asitten türetilir.


Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) temizleyicilerde, sivilce ürünlerinde, vücut jellerinde ve şampuanlarda bulunabilir.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), REACH Tüzüğü kapsamında kayıtlıdır ve Avrupa Ekonomik Alanı'nda yılda ≥ 100 ila < 1 000 ton arasında üretilmekte ve/veya ithal edilmektedir.


Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) yanıcı değildir
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), hafifçe köpüren çok yumuşak bir temizleme maddesidir.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), hindistancevizi yağ asidi ve bir amino asit olan glutamik asitten türetilir.


Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) temizleyicilerde, sivilce ürünlerinde, vücut jellerinde ve şampuanlarda bulunabilir.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), gıda katkı maddesi olarak kullanılan, doğal olarak oluşan bir amino asittir.
Şampuanlarımızın ve diş macunlarımızın çoğu köpüklenme özelliğine sahiptir.


Bu, formülasyonlara belirli bileşenlerin eklenmesiyle elde edilir ve Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) bunlardan biridir.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), cilt ve saç üzerinde hafif olan ve onları ağırlaştırmayan bitkisel bazlı bir yüzey aktif maddedir.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) ayrıca bir emülgatör görevi görerek bileşenlerin iyi bir şekilde birleşmesine ve pürüzsüz bir doku oluşturmasına yardımcı olur.


Hostapon CGN'nin (Sodyum Kokoil Glutamat) kimyasal formülü C5H8NNaO4'tür.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), formülde tek başına ana yüzey aktif madde olarak kullanılabilir.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) ayrıca yardımcı yüzey aktif madde ve sabun bazı, AES vb. olarak da kullanılabilir.


Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), esas olarak şampuan, banyo losyonu, sıvı sabun, yüz temizleyici ve yumuşak bebek bakım ürünleri gibi saç ve vücut bakım ürünlerinde kullanılır.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), el dezenfektanı, meyve ve sebze deterjanı, deterjan vb. ev bakım ürünleri için de uygundur.


Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), hafif bir tada ve kokuya sahiptir, bu da onu cilt bakımı ve saç bakım ürünlerinde kullanım için ideal kılar.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) aynı zamanda cilde karşı hassas olduğundan hassas cilde sahip kişiler için tasarlanan ürünlerde kullanıma uygundur.
Uygulamalar açısından Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), şampuanlar, vücut yıkama ürünleri, yüz temizleyicileri ve daha fazlasını içeren geniş bir ürün yelpazesinde bulunabilir.



HOSTAPON CGN (SODYUM KOKOİL GLUTAMATE) KULLANIMLARI ve UYGULAMALARI:
Hostapon CGN'nin (Sodyum Kokoil Glutamat) Kozmetik Kullanımları:temizlik maddeleri ve yüzey aktif maddeler de kullanılır.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), tüketiciler tarafından, eşyalarda, profesyonel çalışanlar tarafından (yaygın kullanımlar), formülasyonda veya yeniden paketlemede, endüstriyel tesislerde ve üretimde kullanılır.


Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) şu ürünlerde kullanılmaktadır: kozmetik ve kişisel bakım ürünleri, yıkama ve temizlik ürünleri, mürekkep ve tonerler, deri işleme ürünleri, kağıt kimyasalları ve boyaları, farmasötik ürünler ve hava bakım ürünlerinde kullanılır.
Hostapon CGN'nin (Sodyum Kokoil Glutamat) çevreye diğer salınımı muhtemelen şunlardan kaynaklanmaktadır: işleme yardımcısı olarak iç mekan kullanımı ve işleme yardımcısı olarak dış mekan kullanımı vardır.


Hostapon CGN'nin (Sodyum Kokoil Glutamat) çevreye diğer salınımlarının şunlardan kaynaklanması muhtemeldir: düşük salınım oranına sahip uzun ömürlü malzemelerde dış mekan kullanımı (örn. metal, ahşap ve plastik yapı ve yapı malzemeleri), uzun ömürlü malzemelerde iç mekan kullanımı yüksek salınım oranına sahip (örn. yıkama sırasında kumaşlardan, tekstillerden salınım, iç mekan boyalarının çıkarılması), yüksek salınım oranına sahip uzun ömürlü malzemelerde dış mekan kullanımı (örn. lastikler, işlenmiş ahşap ürünler, işlenmiş tekstil ve kumaş, kamyon veya arabalardaki fren balataları) , binaların (köprüler, cepheler) veya araçların (gemiler) zımparalanması ve düşük salınım oranına sahip uzun ömürlü malzemelerde (örn. döşeme, mobilya, oyuncaklar, inşaat malzemeleri, perdeler, ayakkabılar, deri ürünler, kağıt ve karton) iç mekan kullanımı ürünler, elektronik ekipmanlar) kullanılır.


Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), herhangi bir salınımı amaçlanmayan karmaşık eşyalarda bulunabilir: makineler, mekanik cihazlar ve elektrikli/elektronik ürünler (örn. bilgisayarlar, kameralar, lambalar, buzdolapları, çamaşır makineleri) de kullanılır.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), kumaş, tekstil ve giyim (örneğin giyim, yatak, perde veya halı, tekstil oyuncakları) bazlı malzemeye sahip ürünlerde bulunabilir.


Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) aşağıdaki ürünlerde kullanılmaktadır: kozmetik ve kişisel bakım ürünleri, yıkama ve temizlik ürünleri, farmasötik ürünler, hava bakım ürünleri ve cilalar ve cilalar da kullanılır.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) şu alanlarda kullanılmaktadır: sağlık hizmetleri, karışımların formülasyonu ve/veya yeniden paketleme ve tarım, ormancılık ve balıkçılık da kullanılır.


Hostapon CGN'nin (Sodyum Kokoil Glutamat) çevreye diğer salınımı muhtemelen şunlardan kaynaklanmaktadır: işleme yardımcısı olarak iç mekan kullanımı vardır.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) şu ürünlerde kullanılmaktadır: kozmetik ve kişisel bakım ürünleri, yıkama ve temizlik ürünleri, mürekkep ve tonerler, deri bakım ürünleri ve kağıt kimyasalları ve boyalarında kullanılır.


Hostapon CGN'nin (Sodyum Kokoil Glutamat) çevreye salınımı endüstriyel kullanımdan kaynaklanabilir: karışımların formülasyonunda kullanılır.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) şu ürünlerde kullanılmaktadır: yıkama ve temizlik ürünleri, mürekkepler ve tonerler, deri işleme ürünleri, kağıt kimyasalları ve boyalar, yakıtlar ve petrol ve gaz arama veya üretim ürünlerinde kullanılır.


Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) aşağıdaki alanlarda kullanılmaktadır: açık deniz madenciliğinde kullanılır.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) aşağıdakilerin üretiminde kullanılır: kimyasallar da kullanılır.
Hostapon CGN'nin (Sodyum Kokoil Glutamat) çevreye salınımı endüstriyel kullanımdan kaynaklanabilir: endüstriyel tesislerdeki proses yardımcılarında ve proses yardımcısı olarak kullanılır.


Hostapon CGN'nin (Sodyum Kokoil Glutamat) çevreye salınımı endüstriyel kullanımdan (maddenin imalatı) kaynaklanabilir.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), doğal bir amino asit ve hindistancevizi yağı bazlı, koruyucu içermeyen, yumuşak, anyonik bir yüzey aktif maddedir.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), bitki bazlı ve soğuk işlenebilen bir yardımcı emülgatördür.


Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), duş jellerinde, yüz ve vücut yıkama ürünlerinde mükemmel bir cilt hissi verir.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) iyi köpüklenme davranışı ve viskozite azaltıcı etki gösterir.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) tuz ve propilen glikol içermez.


Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), yüzey ve arayüzey aktivitesi sergiler ve kolay durulama sayesinde son tüketici düzeyinde su ve enerji tüketimini azaltır.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), doğal bir amino asit ve hindistancevizi yağı bazlı hafif, sülfatsız bir yüzey aktif maddedir.


Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), doğal bir amino asit ve hindistancevizi yağı bazlı, duş jellerinde ve yüz ve vücut yıkama ürünlerinde mükemmel bir cilt hissi veren çok yumuşak bir anyonik yüzey aktif maddedir.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) Duş, Sıvı Sabun, Şampuan, Islak Mendil, Saç Şekillendirici, Krem, Losyon olarak kullanılır.


Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), bitki bazlı, soğuk işlenebilen bir yardımcı emülgatördür.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), iyi cilt uyumluluğu, biyolojik olarak parçalanabilirlik, ciltte hoş bir his ve koruyucu madde içermemesi gibi özellikler sunar.


Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) tahriş etmez, yırtılmaz ve cilt lipitlerine zarar vermez.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), özel şampuanlarda ve köpük banyolarında, kremlerde ve losyonlarda, ıslak mendillerde, sıvı sabunlarda, ultra hafif formülasyonlarda, saç şekillendiricilerde ve özel temizleyicilerde kullanılır.


Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), cilt üzerinde mükemmel bir bakım etkisine sahiptir ve gerginlik olmadan nemli bir his bırakır.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) ayrıca saç üzerinde mükemmel bir bakım etkisine sahiptir.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), bebek bakım ürünleri ve hassas ciltler için uygundur.


Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), gıda katkı maddesi olarak kullanılan, doğal olarak oluşan bir amino asittir.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), kazeinin hidrolizi ile üretilir ve biyokimyasal özelliklerinin yanı sıra beyin fonksiyonları üzerinde de olumlu etkileri olduğu gösterilmiştir.


Hostapon CGN'nin (Sodyum Kokoil Glutamat) ayrıca insanlarda hastalıklara neden olabilen Streptococcus pyogenes gibi hastalığa neden olan bakterilerin aktivitesini azalttığı da gösterilmiştir.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), atık su arıtımı ve monosodyum glutamat üretimi gibi birçok endüstriyel proses için önemli bir ara maddedir.


Hostapon CGN'nin (Sodyum Kokoil Glutamat) insan hücrelerinin glikoz ve diğer şekerlerden enerji üretmesini engelleyerek mitokondriyal fonksiyon bozukluğuna yol açtığı bulunmuştur.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), doğal bir amino asit ve hindistancevizi yağı bazlı, duş jellerinde ve yüz ve vücut yıkama ürünlerinde mükemmel bir cilt hissi veren çok yumuşak bir anyonik yüzey aktif maddedir.


Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), hafifçe köpüren çok yumuşak bir temizleme maddesidir.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), hindistancevizi yağ asidi ve bir amino asit olan glutamik asitten türetilir.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) temizleyicilerde, sivilce ürünlerinde, vücut jellerinde ve şampuanlarda bulunabilir.


Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), cilt ve saç üzerinde hafiflik sağlayan, aynı zamanda formülasyonlara eklendiğinde birçok fayda sağlayan sihirli bir bileşendir.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), şampuanlar, diş macunları, sıvı sabunlar vb. gibi çeşitli ürünlerde kullanılır.


Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), kazeinin hidrolizi ile üretilir ve biyokimyasal özelliklerinin yanı sıra beyin fonksiyonları üzerinde de olumlu etkileri olduğu gösterilmiştir.
Hostapon CGN'nin (Sodyum Kokoil Glutamat) ayrıca insanlarda hastalıklara neden olabilen Streptococcus pyogenes gibi hastalığa neden olan bakterilerin aktivitesini azalttığı da gösterilmiştir.


Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), atık su arıtımı ve monosodyum glutamat üretimi gibi birçok endüstriyel proses için önemli bir ara maddedir.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), son yıllarda giderek popüler hale gelen bir tür hafif anyonik yüzey aktif maddedir.


Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) adlı bu organik bileşik, doğal kaynaklardan elde edilir ve çevre dostu olarak kabul edilir.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), tortu içermeyen, soluk sarı bir sıvı olarak görünür.
Hostapon CGN'nin (Sodyum Kokoil Glutamat) moleküler formülü C18H32NNaO6'dır.


Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) suda çözünür, ancak alkolde çok az çözünür.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) sıvı formda bulunduğundan erime noktası uygulanamaz.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), hindistan cevizi yağı ve fermente şekerden elde edilen organik bir bileşiktir.


Yoğunluk açısından Hostapon CGN'nin (Sodyum Kokoil Glutamat) 20°C'de yaklaşık 1,04 ila 1,05 arasında özgül ağırlığı vardır.
Karakteristik açıdan Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), ciltteki ve saçtaki kiri ve yağı kurutmadan etkili bir şekilde temizleme ve çıkarma yeteneğiyle bilinir.


Paketleme ve taşıma söz konusu olduğunda, Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) genellikle plastik veya metal varillerde depolanır ve güvenli ve emniyetli bir şekilde taşınır.
Hostapon CGN'nin (Sodyum Kokoil Glutamat) üretim prosedürü, şekerin fermantasyonunu içerir; şeker daha sonra hindistancevizi yağı ile karıştırılır ve bir dizi kimyasal reaksiyona tabi tutulur.


Sonuç olarak Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), özellikle kişisel bakım endüstrisinde geniş bir uygulama alanına sahip, son derece kullanışlı ve çok yönlü bir organik bileşiktir.
Nazik ancak etkili temizleme özellikleri ve çevre dostu yapısıyla Hostapon CGN'nin (Sodyum Kokoil Glutamat) son yıllarda bu kadar popüler hale gelmesi şaşırtıcı değildir.


Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), doğal yağ asitleri ve vadi amino asit tuzlarının yoğunlaştırılmasıyla sentezlenen renksiz ila açık sarı sıvı amino asit yüzey aktif maddedir.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), çeşitli gıda ürünlerinin tadının iyileştirilmesinde önemli bir rol oynar ve atıştırmalıklar, çorbalar, soslar ve çeşnilerin üretiminde yaygın olarak kullanılır.


-Cilt bakımı:
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), cildi çok sertleştirmeden daha yumuşak, temiz, yumuşatılmış ve pürüzsüz bırakan bir temizleme maddesi ve iyi bir emülgatördür.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), hassas veya yağlı cilt tipleri için etkilidir.


-Saç Bakımı:
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) köpürme özelliğine sahiptir.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) formülasyonlarda kullanıldığında iyi hissettiren ve saçı veya saç derisini tahriş etmeyen zengin bir köpük oluşturur.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) kabarcıklar üzerinde dengeleyici bir etkiye sahiptir, bu da kabarcıkların parçalanmadan önce daha uzun süre dayandığı anlamına gelir.



HOSTAPON CGN'NİN (SODYUM KOKOİL GLUTAMAT) PERFORMANS İDDİALARI:
*Temizlik
*Soğuk işlenebilir
* Cilde nazik
*Koruyucu içermez



HOSTAPON CGN'NİN (SODYUM KOKOİL GLUTAMAT) PERFORMANS ÖZELLİKLERİ:
1, köpük miktarı, küçük tahriş;
2, ürün hindistancevizi yağının doğal kokusuna sahiptir;
3, sabun bazının yağ giderme gücünü önemli ölçüde azaltır;
4. Sabun bazının köpük formunu ve yıkama sonrası gerginlik hissini iyileştirin.



HOSTAPON CGN'NİN (SODYUM KOKOİL GLUTAMAT) FAYDALARI:
*Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) cilde ve gözlere karşı oldukça yumuşaktır.
*Cildin pH'ında tampon kapasitesi
*Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) ince köpük ve pürüzsüz bir cilt hissi sağlar



HOSTAPON CGN (SODYUM KOKOİL GLUTAMAT) İDDİALARI:
*Yüzey Aktif Maddeler / Temizleme Maddeleri > Anyonikler
*Emülgatörler > Yardımcı emülgatörler
*yıkama/durulama
*biyo bazlı
*koruyucu içermez
*bitkisel kökenli
*tahriş edici olmayan
*vegan



HOSTAPON CGN'NİN (SODYUM KOKOİL GLUTAMAT) KÖKENİ:
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat), bir hindistancevizi yağı türevinin monosodyum glutamat ile birleştirilmesiyle yapılır.
Hindistan cevizi yağı türevinin yanı sıra palm çekirdeği yağı türevi de kullanılmaktadır.
Ayrıca monosodyum glutamat, meyve şekerlerinden veya fermente mısırdan elde edilen bir maddedir.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) bu nedenle hem çevreye hem de cilde faydalıdır.



HOSTAPON CGN (SODYUM KOKOİL GLUTAMAT) FORMÜLASYONDA NE YAPAR?
*Temizlik
*Emülsifiye edici
*Köpüklenme
*Düzleştirme
* Yüzey aktif madde



HOSTAPON CGN'NİN (SODYUM KOKOİL GLUTAMAT) GÜVENLİK PROFİLİ:
Hostapon CGN'nin (Sodyum Kokoil Glutamat) ciltte ve saçta kullanılması güvenlidir.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) %10 konsantrasyonuna kadar eklendiğinde herhangi bir yan etkisi yoktur.
Yaygın yanlış inanışın aksine Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) glutensizdir ve çevre için de güvenlidir.
Hostapon CGN (Sodyum Kokoil Glutamat) kansere neden olmaz ve doğal kaynaklardan elde edildiği için vegandır.



HOSTAPON CGN (SODYUM KOKOİL GLUTAMAT) ALTERNATİFLERİ:
*SODYUM LAURİL SÜLFAT



HOSTAPON CGN'NİN (SODYUM KOKOİL GLUTAMAT) FAYDALARI:
*Yardımcı emülgatör
*Bitki bazlı
*Soğuk işlenebilir
* Hoş cilt hissi
*Yenilenebilir malzemelere dayalıdır
*Koruyucu madde içermez
*Çin uyumlu



HOSTAPON CGN'nin (SODYUM KOKOİL GLUTAMAT) FİZİKSEL ve KİMYASAL ÖZELLİKLERİ:
KİMYASAL ADI: Sodyum Kokoil Glutamat
ÜRÜN FONKSİYONU: Hafif Yüzey Aktif Madde
KİMYASAL TİP: Glutamatlar
Kaynama Noktası: 334°C
Çözünürlük: Suda yüksek oranda çözünür
Tahlil: 95,00 ila 100,00
Listelenen Gıda Kimyasalları Kodeksi: Hayır
Çözünebilir: su, 1e+006 mg/L @ 25 °C (tahmini)
Kaynama noktası: 229,81 °C [101 325 Pa'da]
Yoğunluk: 0,39[20 °C'de ]
buhar basıncı: 25 ° C'de 0,079Pa
° C'de organik çözücülerde 1,946g/L
pka: 0[20 °C'de ]
Suda Çözünürlük: 37 ° C'de 87,8g/L
°C'de 0,224
EWG'nin Gıda Puanları: 1

FDA UNII: BMT4RCZ3HG
EPA Madde Kayıt Sistemi: L-Glutamik asit, N-koko asil türevleri, monosodyum tuzları (68187-32-6)
Cas NO:68187-32-6
Moleküler Formül: C5H7NNa2O4
Molekül Ağırlığı: 191.09300
EINECS: 269-087-2
Ürün kategorileri: amino asit serisi
Mol Dosyası: 68187-32-6.mol
Erime Noktası: Yok
Kaynama Noktası: 229,81 °C [101 325 Pa'da]
Parlama Noktası: Yok
Görünüm: Berrak ila soluk sarı sıvı
Yoğunluk: 0,39[20 °C'de ]
Buhar Basıncı: 25 ° C'de 0,079Pa
Kırılma Endeksi: Yok Depolama Sıcaklığı: Yok
Suda Çözünürlük: 37 ° C'de 87,8g/L

Ürün adı: sodyum kokoil glutamat
CAS numarası: 68187-32-6
Moleküler Formül: C5H9NO4Na
Sınıf: Kozmetik dereceli
Görünüm: Beyaz ince toz
Kimyasal Adı: l-Glutamik asit, N-koko asil türevleri, monosodyum tuzları
CAS Kayıt Numarası: 68187-32-6
PubChemID: 9794116
Molekül Ağırlığı: 169.11109
PSA'sı: 106.28000
GünlükP: -2,70600
EINECS: 269-087-2(Monosodyum)269-085-1
Moleküler Formül: C5H7NNa2O4
CAS: 68187-32-6
MF: C5H9NO4?Na
EINECS: 269-087-2
Ürün kategorileri: amino asit serisi



HOSTAPON CGN (SODYUM KOKOİL GLUTAMATE) İLK YARDIM ÖNLEMLERİ:
-İlk yardım önlemlerinin açıklaması:
*Solunması halinde:
Solunursa, kişiyi temiz havaya çıkarın.
*Ciltle teması halinde:
Sabun ve bol su ile yıkayınız.
*Göz teması halinde:
Önlem olarak gözleri suyla yıkayın.
*Yutulması halinde:
Bilinci yerinde olmayan bir kişiye asla ağız yoluyla herhangi bir şey vermeyin.
Ağzınızı suyla çalkalayın.
-Herhangi bir acil tıbbi müdahale ve özel tedavi ihtiyacının belirtilmesi:
Veri yok



HOSTAPON CGN'nin (SODYUM KOKOİL GLUTAMATE) KAZARA SALINMA ÖNLEMLERİ:
-Çevresel önlemler:
Ürünün kanalizasyona girmesine izin vermeyin.
- Muhafaza etme ve temizlemeye yönelik yöntemler ve materyaller:
Bertaraf için uygun, kapalı kaplarda saklayın.



HOSTAPON CGN (SODYUM KOKOİL GLUTAMAT) YANGINLA MÜCADELE ÖNLEMLERİ:
-Yıkıcı medya:
*Uygun söndürücü maddeler:
Su spreyi, alkole dayanıklı köpük, kuru kimyasal veya karbondioksit kullanın.
-Daha fazla bilgi:
Veri yok



HOSTAPON CGN'nin (SODYUM KOKOİL GLUTAMATE) MARUZ KALMA KONTROLLERİ/KİŞİSEL KORUNMASI:
-Kontrol parametreleri:
--İşyeri kontrol parametrelerine sahip malzemeler:
-Maruz kalma kontrolleri:
--Kişisel koruyucu ekipman:
*Göz/yüz koruması:
Göz koruması için ekipman kullanın.
*Cildin korunması:
Eldivenlerle tutun.
Ellerinizi yıkayın ve kurulayın.
*Vücut koruması:
Su geçirmez giysiler giyin.
*Solunum koruma:
Solunum koruması gerekli değildir.
-Çevresel maruziyetin kontrolü:
Ürünün kanalizasyona girmesine izin vermeyin.



HOSTAPON CGN'nin (SODYUM KOKOİL GLUTAMAT) KULLANILMASI ve DEPOLANMASI:
-Herhangi bir uyumsuzluk da dahil olmak üzere güvenli depolama koşulları:
*Depolama koşulları:
Serin bir yerde saklayın.
Kabı sıkıca kapalı olarak kuru ve iyi havalandırılan bir yerde saklayın.
Açılan kaplar dikkatlice tekrar kapatılmalı ve sızıntıyı önlemek için dik tutulmalıdır.


HOSTAPON CGN'nin (SODYUM KOKOİL GLUTAMATE) STABİLİTESİ ve REAKTİVİTESİ:
-Reaktivite:
Veri yok
-Kimyasal stabilite:
Önerilen depolama koşullarında stabildir.
-Tehlikeli reaksiyon olasılığı:
Veri yok
-Kaçınılması gereken durumlar:
Veri yok


HOSTAPON SCI-65 C
Hostapon SCI-65 C'nin kullanımı kolaydır ve kayganlık, zengin ve bol köpük sağlar.
Hostapon SCI-65 C, serbest yağlı bir yağ asidi izetiyonat, sodyum tuzudur.


CAS Numarası: 61789-32-0, 57-11-4
Ürün Tipi: Katkı Maddesi > Yüzey Aktif Maddeler
Katkı > Köpük maddesi
INCI/Kimyasal Adı: Sodyum Cocoyl isetionat, Stearik asit



Hostapon SCI-65 C hafif, anyonik bir yüzey aktif maddedir.
Hostapon SCI-65 C'nin kullanımı kolaydır ve kayganlık, zengin ve bol köpük sağlar.
Hostapon SCI-65 C saflaştırılmış hindistancevizi yağı bazlıdır ve hassas ciltlerde hasara veya tahrişe neden olmaz.


Hostapon SCI-65 C, ipeksi ve yumuşak bir cilt hissi verir ve ultra hafif formülasyonlar için uygundur.
Hostapon SCI-65 C, köpük yoğunluğu ve stabilitesi, kireç sabunu dispersiyonu ve yüzey aktivitesi gibi alanlarda mükemmel performans sergiler.
Hostapon SCI-65 C yumuşaklık ve sert suya karşı iyi direnç sunar.


Hostapon SCI-65 C, sindet barlarda, kombo barlarda, sıvı sabunlarda ve diğer çeşitli kişisel bakım ürünlerinde kullanıma uygun yumuşak, yüksek köpüklü, anyonik bir yüzey aktif maddedir.
Hostapon SCI-65 C cilde ve gözlere karşı çok yumuşaktır ve sabun köpüğü olmadan zengin ve bol bir köpük sağlar.


Hostapon SCI-65 C, ipeksi bir cilt hissi verir ve kullanımı çok kolaydır.
Hostapon SCI-65 C yüzey aktif madde görevi görür.
Hostapon SCI-65 C'nin avantajları: Yumuşaklık, Geliştirilmiş köpük yapısı ve Sert suya karşı iyi direnç.
Hostapon SCI-65 C, serbest yağlı bir yağ asidi izetiyonat, sodyum tuzudur.



HOSTAPON SCI-65 C KULLANIM VE UYGULAMALARI:
Hostapon SCI-65 C Duş, Sıvı Sabun, Şampuan, Syndet, Kalıp Sabun olarak kullanılır.
Hostapon SCI-65 C, temizleme losyonları, yüz temizleyicileri ve eksfoliyatörler gibi yüz ve vücut bakım ürünlerinde kullanılır.
Hostapon SCI-65 C banyo amaçlı kullanılan kozmetik ve hijyen ürünleridir.


Hostapon SCI-65 C duş jeli ve kremlerinde kullanılır.
Hostapon SCI-65 C el yıkama ve sabunlarda kullanılan hijyen ürünleridir.
Hostapon SCI-65 C şampuan ve saç kremlerinde kullanılır.


Hostapon SCI-65 C, duş jelleri, özel şampuanlar, hafif temizleme losyonları ve sıvı sabunların yanı sıra sindet ve yarı sindet sabunlarda da kullanılır.
Hostapon SCI-65 C duşta, sıvı & kalıp sabunda, şampuanda ve sindette kullanılır.



-Hostapon SCI-65 C'nin Diğer Uygulamaları:
*Cilt bakımı (Yüz bakımı, Yüz temizliği, Vücut bakımı, Bebek bakımı) > Yüz temizliği > Temizleme losyonları ve tonerleri
*Cilt bakımı (Yüz bakımı, Yüz temizliği, Vücut bakımı, Bebek bakımı) > Yüz temizliği > Islak mendil losyonları
*Banyo Ürünleri (Duş & Banyo, Ağız bakımı...) > Duş ve banyo > Duş jelleri ve kremleri
*Banyo Ürünleri (Duş & Banyo, Ağız bakımı...) > Duş & banyo > Tuvalet Sabunları
*Banyo malzemeleri (Duş & Banyo, Ağız bakımı...) > El yıkama
*Saç bakımı (Şampuanlar, Saç Kremleri ve Şekillendirici) > Şampuanlar



HOSTAPON SCI-65 C'NİN FAYDALARI:
*Bitki bazlı
*Köpük stabilitesi
*İpeksi cilt hissi
*Sert su toleransı
*Çin uyumlu



HOSTAPON SCI-65 C'NİN PERFORMANS İDDİALARI:
* Temizlik
* Sert su toleransı
* Cilde nazik
* Katı formülasyonlara olanak sağlar



HOSTAPON SCI-65 C'NİN İDDİALARI:
*Yüzey Aktif Maddeler / Temizleme Maddeleri > Anyonikler > Isethionatlar
*köpük kalitesi
*vegan
*ipeksi his
*yumuşaklık
*biyo bazlı
*yumuşaklık
*yağlama
*tahriş edici olmayan
*suya dayanıklı / su geçirmez



HOSTAPON SCI-65 C'NİN AVANTAJLARI:
*yumuşaklık
*geliştirilmiş köpük yapısı
*sert suya karşı iyi direnç



HOSTAPON SCI-65 C İLK YARDIM ÖNLEMLERİ:
-İlk yardım önlemlerinin açıklaması:
*Solunması halinde:
Solunursa, kişiyi temiz havaya çıkarın.
*Ciltle teması halinde:
Sabun ve bol su ile yıkayınız.
*Göz teması halinde:
Önlem olarak gözleri suyla yıkayın.
*Yutulması halinde:
Bilinci yerinde olmayan bir kişiye asla ağız yoluyla herhangi bir şey vermeyin.
Ağzınızı suyla çalkalayın.
-Herhangi bir acil tıbbi müdahale ve özel tedavi ihtiyacının belirtilmesi:
Veri yok



HOSTAPON SCI-65 C'NİN KAZA SONUCU YAYILMASI ÖNLEMLERİ:
-Çevresel önlemler:
Ürünün kanalizasyona girmesine izin vermeyin.
- Muhafaza etme ve temizlemeye yönelik yöntemler ve materyaller:
Bertaraf için uygun, kapalı kaplarda saklayın.



HOSTAPON SCI-65 C YANGINLA MÜCADELE ÖNLEMLERİ:
-Yıkıcı medya:
*Uygun söndürücü maddeler:
Su spreyi, alkole dayanıklı köpük, kuru kimyasal veya karbondioksit kullanın.
-Daha fazla bilgi:
Veri yok



HOSTAPON SCI-65 C'NİN MARUZ KALMA KONTROLLERİ/KİŞİSEL KORUNMASI:
-Kontrol parametreleri:
--İşyeri kontrol parametrelerine sahip malzemeler:
-Maruz kalma kontrolleri:
--Kişisel koruyucu ekipman:
*Göz/yüz koruması:
Göz koruması için ekipman kullanın.
*Cildin korunması:
Eldivenlerle tutun.
Ellerinizi yıkayın ve kurulayın.
*Vücut koruması:
Su geçirmez giysiler giyin.
*Solunum koruma:
Solunum koruması gerekli değildir.
-Çevresel maruziyetin kontrolü:
Ürünün kanalizasyona girmesine izin vermeyin.



HOSTAPON SCI-65 C'NİN KULLANILMASI ve DEPOLANMASI:
-Herhangi bir uyumsuzluk da dahil olmak üzere güvenli depolama koşulları:
*Depolama koşulları:
Serin bir yerde saklayın.
Kabı sıkıca kapalı olarak kuru ve iyi havalandırılan bir yerde saklayın.
Açılan kaplar dikkatlice tekrar kapatılmalı ve sızıntıyı önlemek için dik tutulmalıdır.



HOSTAPON SCI-65 C'nin STABİLİTESİ ve REAKTİVİTESİ:
-Reaktivite:
Veri yok
-Kimyasal stabilite:
Önerilen depolama koşullarında stabildir.
-Tehlikeli reaksiyon olasılığı:
Veri yok
-Kaçınılması gereken durumlar:
Veri yok

HOSTAPON SCI-85 P
Hostapon SCI-85 P, sindet barlarda, kombo barlarda, sıvı sabunlarda ve diğer çeşitli kişisel bakım ürünlerinde kullanıma uygun yumuşak, yüksek köpüklü, anyonik bir yüzey aktif maddedir.
Hostapon SCI-85 P hafif, özel bir yüzey aktif maddedir.


CAS Numarası : 61789-32-0
EC Numarası : 263-052-5
INCI/Kimyasal Adı: Sodyum Cocoyl Isethionate
Kimyasal Adı : Yağ asitleri, koko, 2-sülfoetil esterler, sodyum tuzu
Kimyasal Formül : R-COOCH2CH2SO3Na / (R = C7-17 doğal)



Sodyum kokoil isetionat, Arlatone SCI, Coco yağ asitleri, 2-sülfoetil esterler, sodyum tuzları, Elfan AT 84G, Yağ asidi esterleri, koko, 2-sülfoetil esterler, sodyum tuzları, Yağ asitleri, koko, 2-sülfoetil esterler, sodyum tuzları, Hostapon 85 , Hostapon SCI 65, Hostapon SCI85, Hostapon SCI 85G, Igepon AC 78, Jordapon CI, Jordapon CI Prill, Jordapon CI-P, Sodyum koko yağ asidi isetionat, Sodyum kokoil isetionat, Arlatone SCI, Coco yağ asitleri, 2-sülfoetil esterler, sodyum tuzları, Elfan AT 84G, Yağ asidi esterleri, koko, 2-sülfoetil esterler, sodyum tuzları, Yağ asitleri, koko, 2-sülfoetil esterler, sodyum tuzları, Hostapon 85, Hostapon SCI 65, Hostapon SCI85, Hostapon SCI 85G, Igepon AC 78, Jordapon CI, Jordapon CI Prill, Jordapon CI-P, Sodyum koko yağ asidi isetionat, Sodyum kokoil isetionat, SCI-75, Jordaponci, IGEPON AC-78, SODYUMKOKOİZOTİYONAT, Sodyum 2-(nonanoiloksi), Sodyumkokoilizotiyonat, Sodyum kokoil izetiyonat, Sodyum kokoil isetionat SCI, Sci Sodyum Cocoyl Isethionate, Sodyum kokoil isetionat %85, sodyum kokoil isetionat erişte, Sodyum kokoil isetionat fandakem, DİSODYUM MANGANEZ EDTA İÇERİĞİ 12.5, SODYUM 2-HİDROKSİETAN KOFA SÜLFONAT, Sodyum 2-(nonanoiloksi)etansülfonat, SCI tozu / Sodyum kokoil isetionat, SODYUM İZETİYONATIN HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI ASİT ESTERİ, hindistancevizi yağı asidi, 2-sülfoetilester, sodyum tuzu, Yağ asitleri, kakao, 2-sülfoetilesterler, sodyum tuzları, yağ asitleri, hindistancevizi yağı, sülfoetilesterler, sodyum tuzları, Fettsuren, Kokos-, 2-Sülfoetilester, Natriumsalze, Sodyum 2- (nonanoiloksi)etansülfonat cas 61789-32-0,



Hostapon SCI-85 P, cilde ve gözlere karşı çok yumuşaktır ve sert suya toleransı nedeniyle sabun köpüğü olmadan zengin ve bol bir köpük sağlar.
CAS Numarası 61789-32-0 ile karakterize edilen Hostapon SCI-85 P, olağanüstü köpüklenme özelliklerine ve benzersiz temizleme özelliklerine sahip, çok beğenilen yumuşak bir yüzey aktif maddedir.


Hostapon SCI-85 P yumuşak, köpüklü ve mükemmel köpük stabilize edici anyonik yüzey aktif maddedir.
Hostapon SCI-85 P aynı zamanda zengin, kremsi bir köpük sağlar, bitkisel yağ asitlerine dayanır ve kolaylıkla biyolojik olarak parçalanabilir.
Hostapon SCI-85 P, çok yumuşak ve tüm bitkisel, yenilenebilir kaynaklardan elde edilen, üst düzey bir anyonik toz yüzey aktif maddedir.


Hostapon SCI-85 P, yüksek, yoğun ve kremsi köpükler veren, kremli şampuanlar, vücut yıkama ürünleri vb. üretiminde uygun bir seçim olan hafif, anyonik bir yüzey aktif maddedir.
Hostapon SCI-85 P köpürtücü ve temizleyici bir bileşen görevi görür.
Hostapon SCI-85 P cildinizin yumuşak ve ipeksi hissetmesini sağlar.


Hostapon SCI-85 P, cilt bakımına yönelik farmasötik preparatlarda kullanılan bir yüzey aktif maddedir.
Hostapon SCI-85 P iyi bir stabilite ve aktivite indeksine sahiptir ve su ve etanolde kolaylıkla çözünebilir.
Hostapon SCI-85 P birincil yüzey aktif maddedir ve bitki bazlı olan ve koko-betain yağ asitlerinden türetilen saç ve cilt bakım ürünleri için bir bileşendir.


Hostapon SCI-85 P cilt bakımı ve saç bakımında cilde ve saça yumuşaklığıyla bilinir, yoğun ve lüks köpük sağlar.
Hostapon SCI-85 P Biyolojik olarak parçalanabilir.
Hostapon SCI-85 Pvis hindistan cevizinden elde edilen yumuşak bir yüzey aktif maddedir.


Hostapon SCI-85 P çeşitli kozmetik tariflerinde kullanılabilir.
Hostapon SCI-85 P, çevre dostu kaynak olan hindistancevizi yağındaki kökenleriyle bilinir; Hostapon SCI-85 P, sürdürülebilir ve çevreye saygılı bir içerik maddesi olarak kendisiyle gurur duymaktadır.


Hostapon SCI-85 P'nin Kimyasal Yapısı Molekül Ağırlığı 100.055 g/mol'dür.
Hostapon SCI-85 P, cilde ve gözlere karşı çok yumuşaktır ve sert suya toleransı nedeniyle sabun köpüğü olmadan zengin ve bol bir köpük sağlar.
Hostapon SCI-85 P, lüks, ipeksi bir cilt hissi sunar ve kullanımı çok kolaydır.


Hostapon SCI-85 P'nin bu versiyon formatı Toz formatındadır.
Hostapon SCI-85 P, Clariant'tan temin edilebilen yumuşak, yüksek köpüklü, anyonik yüzey aktif maddelerdir.
Hostapon SCI-85 P, sodyum kokoil izetiyonatın yüksek aktif formudur (>%84 aktif, pul, granül veya toz formunda mevcuttur).


Hostapon SCI-85 P sınıfları, doğal ve yenilenebilir bir kaynak olan saflaştırılmış hindistancevizi yağına dayanmaktadır.
Hostapon SCI-85 P, HOSTAPON SCI 85 serisinin pul versiyonudur.
Hostapon SCI-85 P, Clariant'tan temin edilebilen yumuşak, yüksek köpüklü, anyonik yüzey aktif maddelerdir.


Hostapon SCI-85 P ailesi, sodyum kokoil izetiyonatın yüksek aktif formudur (>%84 aktif, pul, granüler veya toz formunda mevcuttur).
Hostapon SCI-85 P, nemlendirici ve antistatik etkilere sahip anyonik bir yüzey aktif maddedir.
Hostapon SCI-85 P, sindet barlarda, kombo barlarda, sıvı sabunlarda ve diğer çeşitli kişisel bakım ürünlerinde kullanıma uygun yumuşak, yüksek köpüklü, anyonik bir yüzey aktif maddedir.


Hostapon SCI-85 P'nin Görünümü Katı, kokusuz beyaz ila kirli beyaz ve suda çözünür
Hostapon SCI-85 P, çalışmak ve ürün yapmak için harika bir yüzey aktif maddedir.
Hostapon SCI-85 P, doğal hindistancevizi yağından elde edilir.


Hostapon SCI-85 P doğal olarak elde edilir ve biyolojik olarak parçalanabilir.
Hostapon SCI-85 P cilde ve gözlere karşı yumuşaktır.
Hostapon SCI-85 P, sert veya yumuşak sularda mükemmel bir köpürtücüdür.


Hostapon SCI-85 P cilde yumuşak bir işlem sonrası his verir.
Hostapon SCI-85 P yenilenebilir malzeme, ipeksi cilt hissi ve sert su toleransına dayanmaktadır.
Hostapon SCI-85 P, sindet barlarda, kombo barlarda, sıvı sabunlarda ve diğer çeşitli kişisel bakım ürünlerinde kullanıma uygun yumuşak, yüksek köpüklü, anyonik bir yüzey aktif maddedir.


Hostapon SCI-85 P, bitkisel türevli, Palm içermeyen yumuşak anyonik yüzey aktif maddedir.
Hostapon SCI-85 P, doğal ve yenilenebilir bir kaynak olan saflaştırılmış hindistancevizi yağına dayanmaktadır.
Hostapon SCI-85 P, yüksek, yoğun ve kremsi köpükler veren, bitki bazlı, yumuşak, anyonik bir yüzey aktif maddedir.


Hostapon SCI-85 P köpük yapısını iyileştirir ve sert suya karşı iyi bir toleransa sahiptir.
Hostapon SCI-85 P, ipeksi bir cilt hissi sunar, hassas ciltlere zarar vermez ve tahriş etmez.
Hostapon SCI-85 P kremsi bir köpük üretir ve lüks bir cilt hissine sahiptir.



HOSTAPON SCI-85 P KULLANIM VE UYGULAMALARI:
Hostapon SCI-85 P, cilde ve gözlere karşı çok yumuşaktır ve sert suya toleransı sayesinde sabun köpüğü olmadan zengin ve bol bir köpük sağlar.
Hostapon SCI-85 P köpürtücü madde olarak kullanılır.
Hostapon SCI-85 P, emülsifiye edici ajan, dispersiyon ajanı olarak kullanılır.


Hostapon SCI-85 P'nin Kozmetik Kullanımları: temizlik maddeleri, saç yumuşatıcılar ve yüzey aktif maddeler.
Hostapon SCI-85 P, hafif bir anyonik yüzey aktif madde görevi görür. Kondisyonlama sunar ve yağlanmayı azaltır.
Hostapon SCI-85 P'nin serbest radikalleri temizleme yeteneğinden kaynaklanabilecek antioksidan özelliklere sahip olduğu gösterilmiştir.


Hostapon SCI-85 P ayrıca, gliserin ve yağ esterlerinin varlığından kaynaklanabilecek nemlendirici özelliklere de sahiptir.
Hostapon SCI-85 P, mango ve papaya gibi meyve özlerinde bulunabilir.
Hostapon SCI-85 P, cildin ve saç derisinin sağlıklı ve bakımlı görünmesini sağlamak için cilt bariyerleri üzerinde minimum etkiyle temizleme formülasyonlarına zengin, kremsi köpük sağlar.


Hostapon SCI-85 P'nin duş jeli kullanımları: Banyo ürünü oranının pH değerini ayarlayın, sabun ürünleriyle yıkama sonrası cildin kuruluğunu önemli ölçüde iyileştirin, cildi nemli ve yumuşak hale getirin.
Durulanması diğer yüzey aktif maddelere göre daha kolaydır.


Hostapon SCI-85 P, kalıp ve sıvı sabunlar gibi kişisel temizlik, banyo & duş ürünlerinde kullanılır.
Hostapon SCI-85 P, mükemmel sert su direncine, son derece düşük toksisiteye ve iyi biyolojik parçalanabilirliğe sahiptir.
Hostapon SCI-85 P ağırlıklı olarak sabun, duş jeli, yüz temizleyici, köpük temizleyici ve banyo sıvısı gibi kişisel bakım ürünlerinin üretiminde kullanılmaktadır.


Hostapon SCI-85 P temizlik maddesi olarak kullanılır.
Hostapon SCI-85 P kalıp sabunlarda, sıvı sabun bazlarında, yüz temizleyicilerinde, vücut temizleyicilerinde, banyo bombalarında ve şampuanlarda kullanılabilir.


Hostapon SCI-85 P'nin Diğer Uygulamaları: Tuvalet Malzemeleri (Duş ve Banyo, Ağız bakımı...) > Duş ve banyo > Tuvalet Sabunları, Saç bakımı (Şampuanlar, Saç Kremleri ve Şekillendirici) > Şampuanlar da kullanılır.


Hostapon SCI-85 P'nin cilt bakımında kullanım alanları: (Yüz bakımı, Yüz temizliği, Vücut bakımı, Bebek bakımı) > Yüz temizliği > Temizleme losyonları ve tonerlerinde kullanılır.
Hostapon SCI-85 P'nin banyo malzemeleri kullanım alanları (Duş ve Banyo, Ağız bakımı...) > Duş ve banyo > Duş jelleri ve kremlerinde kullanılır.


Hostapon SCI-85 P yüzey aktif cisimleri yaygın olarak sindet, yarı sindet ve kalıp sabun bileşenleri olarak kullanılır ve kalıp sabunlar, kalıp yumuşatıcılar, banyo bombaları ve diğer temizleme kalıpları gibi kalıp formundaki çoğu ürün için tek yüzey aktif madde olarak uygulanabilir.


Hostapon SCI-85 P ayrıca saç kremi, ıslak mendil, vücut yıkama jeli ve duş jeli gibi diğer kişisel bakım ürünlerinde de formüle edilmiştir.
Hostapon SCI-85 P sert suya dayanıklıdır, kullanımı kolaydır ve çok çeşitli kişisel bakım ürünlerinde formüle edilebilir.
Saç şampuanı ürünleri: Hostapon SCI-85 P, saçta kalan AES miktarını etkili bir şekilde azaltabilir ve saç derisindeki kepek ve saç dökülmesini önleyebilir.


Hostapon SCI-85 P'nin sabun kullanımı: çeşitli nemlendirici sabunlar hazırlamak için diğer dolgu maddeleri, pigmentler, esanslar veya sabun bazları ile karıştırılarak kullanılır.
Hostapon SCI-85 P'nin diğer uygulamaları: diğer yumuşak yüzey aktiviteli ürünlerin geliştirilmesinde kullanılır.
Yüksek dereceli yumuşak bir yüzey aktif madde olan Hostapon SCI-85 P, hindistancevizi yağından üretilmiştir ve olağanüstü köpüklenme ve temizleme yetenekleriyle tanınmaktadır.


Hostapon SCI-85 P'nin düşük tahriş olasılığı nedeniyle hassas ciltler ve bebek ürünleri için idealdir.
Hostapon SCI-85 P, şampuanlar, saç kremleri, vücut ve yüz temizleyicileri, kalıp sabunlar ve bebek ürünleri gibi kişisel bakım ürünleri için mükemmeldir.
Düşük sinirlilik özelliğiyle övülen Hostapon SCI-85 P, bebek bakım ürünleri de dahil olmak üzere hassas cilt ürünleri için olağanüstü uygunluk sergiliyor.


Çeşitli kişisel bakım formülasyonlarında en iyi sonuçları veren Hostapon SCI-85 P, şampuanlarda, vücut yıkama ürünlerinde, yüz temizleyicilerinde, diş macunlarında ve köpük banyolarında tercih edilen yüzey aktif maddedir.
Hostapon SCI-85 P, Duş Jeli, Sıvı sabun, Şampuan, Sentetik deterjanlar ve Kalıp sabunlarda kullanılır.


Hostapon SCI-85 P lüks, ipeksi bir cilt hissi verir ve kullanımı çok kolaydır.
İlginç bir şekilde, olağanüstü yumuşaklığı ve normalden yüksek performansı, Hostapon SCI-85 P'yi bebek sabunları, losyonlar ve temizleyiciler dahil ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere hassas cilt bakım ürünlerindeki uygulamalar için ideal kılmaktadır.


Hostapon SCI-85 P sabun, banyo bombası, köpük bar, şampuan gibi ürünlerde kullanılmaktadır.
Hostapon SCI-85 P'nin önerilen kullanım oranı %3-%20'dir.
Hostapon SCI-85 P birçok uygulamada kullanılmaktadır.


Hostapon SCI-85 P, yumuşaklığından dolayı sıklıkla Bebek Köpüğü olarak anılır.
Hostapon SCI-85 P, Şampuanlar, Duş jelleri, Sıvı Sabun, Köpük Banyoları, Köpüklü Tıraş Sabunları, Bebek Ürünleri, Syndet barlar ve Göz makyajı temizleyicilerinde kullanılır.
Hostapon SCI-85 P, düşük düzeyde yağ asidine ihtiyaç duyulan sistemler için önerilir; örneğin şampuanlar, banyo ve duş jelleri ve sıvı sabunlar da kullanılır.


Hostapon SCI-85 P'nin belirli yüzey aktif madde sistemlerinde dağılması için orta ve eşit ısıya ihtiyacı olabilir.
Mükemmel sonuçlar için ekstra adımlar gerçekten buna değer.
Hostapon SCI-85 P, hafif bir anyonik yüzey aktif madde görevi görür.


Hostapon SCI-85 P yumuşatma sunar ve yağlamayı azaltır.
Hostapon SCI-85 P, cildin ve saç derisinin sağlıklı ve bakımlı görünmesini sağlamak için cilt bariyerleri üzerinde minimum etkiyle temizleme formülasyonlarına zengin, kremsi köpük sağlar.


Hostapon SCI-85 P, kalıp ve sıvı sabunlar gibi kişisel temizlik, banyo & duş ürünlerinde kullanılır.
Hostapon SCI-85 P, sindet barlarda, kombo barlarda, sıvı sabunlarda ve diğer çeşitli kişisel bakım ürünlerinde kullanıma uygun yumuşak, yüksek köpüklü, anyonik bir yüzey aktif maddedir.


Hostapon SCI-85 P cilde ve gözlere karşı çok yumuşaktır ve sabun köpüğü olmadan zengin ve bol bir köpük sağlar.
Hostapon SCI-85 P, sindet barlarda, kombo barlarda, sıvı sabunlarda ve diğer çeşitli kişisel bakım ürünlerinde kullanıma uygun yumuşak, yüksek köpüklü, anyonik bir yüzey aktif maddedir.


Hostapon SCI-85 P cilde ve gözlere karşı çok yumuşaktır ve sabun köpüğü olmadan zengin ve bol bir köpük sağlar.
Hostapon SCI-85 P ipeksi bir cilt hissi verir ve kullanımı çok kolaydır.
Hostapon SCI-85 P, sindet barlarda, kombo barlarda, sıvı sabunlarda ve diğer çeşitli kişisel bakım ürünlerinde kullanıma uygun yumuşak, yüksek köpüklü, anyonik bir yüzey aktif maddedir.


Hostapon SCI-85 P, cilde ve gözlere karşı çok yumuşaktır ve sert suya toleransı nedeniyle sabun köpüğü olmadan zengin ve bol bir köpük sağlar.
Hostapon SCI-85 P lüks, ipeksi bir cilt hissi verir ve kullanımı çok kolaydır.
Hostapon SCI-85 P'nin bu versiyon formatı Toz formatındadır.


Hostapon SCI-85 P, duş jelleri, özel şampuanlar, hafif temizleme losyonları ve sıvı sabunların yanı sıra sindet ve yarı sindet sabunlarda da kullanılır.
Hostapon SCI-85 P ipeksi bir cilt hissi verir ve kullanımı çok kolaydır.
Katı bir yüzey aktif madde olan Hostapon SCI-85 P, mevcut en yumuşak anyonik yüzey aktif maddelerden biridir ve şampuan kalıplarının önemli bir bileşenidir.


Hostapon SCI-85 P kremsi bol köpük üretir ve lüks bir cilt hissine sahiptir.
Hostapon SCI-85 P hafif, özel bir yüzey aktif maddedir.
Hostapon SCI-85 P, duş jelleri, özel şampuanlar, hafif temizleme losyonları ve sıvı sabunların yanı sıra sindet ve yarı sindet sabunlarda da kullanılır.


Hostapon SCI-85 P, Tuvalet Malzemeleri (Duş & Banyo, Ağız bakımı...) > Duş & banyo > Tuvalet Sabunları kullanılır.
Hostapon SCI-85 P, Saç bakımı (Şampuanlar, Saç Kremleri ve Şekillendirici) > Şampuanlar kullanılır.
Hostapon SCI-85 P kullanılır Cilt bakımı (Yüz bakımı, Yüz temizliği, Vücut bakımı, Bebek bakımı) > Yüz temizliği > Temizleme losyonları & tonerleri, Kişisel Bakım Ürünleri (Duş & Banyo, Ağız bakımı...) > Duş & banyo > Duş jelleri & kremler de kullanılır.


Hostapon SCI-85 P Duş, Sıvı Sabun, Şampuan ve Syndet, Kalıp Sabun olarak kullanılır.
Hostapon SCI-85 P Uygulamaları: Islak mendil, Şampuan, duş, sıvı. sabun, Saç şekillendirme ve Syndet, kalıp sabun, Mükemmel köpüğü, yumuşaklığı ve yumuşak cilt hissi nedeniyle Hostapon SCI-85 P, sıvı sabunlar, şampuanlar, duş jelleri, yüz temizleyicileri gibi şeffaf / sedefli kişisel bakım ürünlerinde kullanılır.


Hostapon SCI-85 P ayrıca sindet ve kombo bar formülasyonlarında da kullanılır
Hostapon SCI-85 P, özel şampuanlarda, saç şekillendirme ürünlerinde, ıslak mendillerde ve ultra hafif formülasyonlarda kullanılır.
Hostapon SCI-85 P ayrıca sindet, duş, sıvı ve kalıp sabunlarda da kullanılır.



HOSTAPON SCI-85 P'NİN ÖZELLİKLERİ:
*Hostapon SCI-85 P, formülasyonlarda hızlı dispersiyon/çözünme sunan, geniş spesifik yüzey alanına sahip, toz formda, yüksek saflıkta, yumuşak, yüksek köpüklü anyonik yüzey aktif maddedir.
*Hostapon SCI-85 P mükemmel köpük yoğunluğu, köpük stabilitesi, kireç sabunu dispersiyonu ve yüzey aktivitesi gösterir.
Hostapon SCI-85 P sert suya dayanıklı olduğundan sabun köpüğü bırakmaz
*Hostapon SCI-85 P, sabunlar ve anyonik, iyonik olmayan, amfoterik yüzey aktif maddelerle uyumludur
*Anyonik karakteri nedeniyle Hostapon SCI-85 P, katyonik yüzey aktif maddeler, katyonik boyalar vb. katyonik bileşenlerle kullanılmamalıdır.



HOSTAPON SCI-85 P'NİN PERFORMANS İDDİALARI:
* Temizlik
* Köpük arttırıcı
* Cilde nazik
* Sert su toleransı
* Katı formülasyonlara olanak sağlar



HOSTAPON SCI-85 P'NİN İŞLEVİ:
*Hafif Yüzey Aktif Madde



HOSTAPON SCI-85 P'NİN FAYDALARI:
*Bitki bazlı
*Köpük stabilitesi
*İpeksi cilt hissi
*Sert su toleransı



HOSTAPON SCI-85 P'NİN AVANTAJLARI:
*Bitki bazlı
*Köpük stabilitesi
*Cildin ipeksi hissi
*Sert suya dayanıklılık



HOSTAPON SCI-85 P'NİN FAYDALARI:
* Yoğun, lüks köpük oluşturur
* Hafif ve cildi kurutmayan
* Aynı zamanda şampuanlarda anti-statik madde olarak da görev yapar.
* Kalıp sabunlar ve sindetler için olağanüstü (tek) yüzey aktif madde
* Diğer yüzey aktif maddelerle birleştirilebilir veya tek başına kullanılabilir
* Yumuşak ve sert suya dayanıklı



HOSTAPON SCI-85 P'NİN ÖZELLİKLERİ:
Hostapon SCI-85 P bu nedenle özellikle yumuşak formülasyonlar için uygundur (örn. elde bulaşık yıkama gereksinimlerine uygun) ve aşağıdaki özellikleri sağlar:
* Mükemmel köpürtücü
* Sert suya dayanıklı
* Sınırlı su çözünürlüğü
* Çeşitli fiziksel formlar
* Cilde ve gözlere karşı yumuşaktır
* Sabun köpüğü bırakmaz
* Ciltten arındırılarak durulanır
* Her türlü imalat prosesinde kullanımı ve kullanımı kolaydır



HOSTAPON SCI-85 P'NİN FAYDALARI:
*Düşük toksisite, düşük sinirlilik ve biyolojik olarak parçalanabilir
*Cildinize ve gözlerinize karşı yumuşak ve naziktir
*Sert suya karşı yüksek tolerans
*Sabun köpüğü bırakmaz
*Zengin köpük ve tam durulama
*Palmiye yağı içermez.
*Hindistan cevizi kaynaklarından üretilmiştir.
*Bitki bazlı
*Köpük stabilitesi
*İpeksi cilt hissi
*Sert suya dayanıklı
*İyi köpük iyileştirici ve stabilizatör
*Çok hafif ve kurutmayan
*Bitki bazlı
*Kalıp sabunlar ve sindetler için olağanüstü (tek) yüzey aktif madde
*Kullanımı ve formüle edilmesi kolaydır



HOSTAPON SCI-85 P'NİN AVANTAJLARI:
*Bitki bazlı
*Köpük stabilitesi
*Cildin ipeksi hissi
*Sert suya dayanıklılık
*Hostapon SCI-85 P köpük yapısını iyileştirir
*Hostapon SCI-85 P sert suya karşı iyi bir dirence sahiptir



HOSTAPON SCI-85 P'NİN FAYDALARI:
- Bitki bazlı
- Köpük stabilitesi
- İpeksi cilt hissi
- Sert su toleransı



HOSTAPON SCI-85 P'NİN ANA FAYDALARI:
*Köpük Stabilite,
*Bitki bazlı



HOSTAPON SCI-85 P'NİN FAYDALARI:
*Hostapon SCI-85 P köpük yapısını iyileştirir
*Hostapon SCI-85 P sert suya karşı iyi bir dirence sahiptir



HOSTAPON SCI-85 P'NİN İDDİALARI:
*Yüzey Aktif Maddeler / Temizleme Maddeleri > Anyonikler > Isethionatlar
*vegan
*köpük kalitesi
*kremlik/zenginlik hissi
*biyo bazlı
*ipeksi his
*tahriş edici olmayan



HOSTAPON SCI-85 P'NİN FAYDALARI:
*Bitki bazlı
*Köpük stabilitesi
*İpeksi cilt hissi
*Sert su toleransı



HOSTAPON SCI-85 P'NİN FİZİKSEL ve KİMYASAL ÖZELLİKLERİ:
Görünüm / Doğa : Toz
Renk: Kırık beyazdan soluk sarıya
Koku : Karakteristik
pH (%5 sulu çözelti) : 5,0 - 7,0
Aktif madde, kütlece % (Mol.wt.347), : 85 minimum
Kimyasal Adı: Sodyum Cocoyl Isethionate
CAS Numarası: 61789-32-0
Diğer isimler: SCI
Sodyum isetionatın Hindistan cevizi yağı asit esteri
Moleküler Formül: C2Na6O47S20
Molekül ağırlığı: 1555.23182
Görünüm: Beyaz granüller
Aktivite(MW=343): 84.00Min
Serbest Yağ Asidi (MW=213) (%): 3,00-10,00

pH(min.sudan %10): 5.00-6.50
Renk (%5 inizopropanol/su): 35Maks.
Su: 1,50 Maks.
Tahlil: 95,00 ila 100,00
Listelenen Gıda Kimyasalları Kodeksi: Hayır
Çözünebilir:su, 4,203e+005 mg/L @ 25 °C (tahmini)
Kimyasal Adı: Sodyum Cocoyl Isethionate (SCI)
Eşanlamlılar: Sodyum 2-hidroksietansülfonat
CAS Numarası: 61789-32-0
Moleküler Formül: C2H5NaO4S
Molekül Ağırlığı: 157,13 g/mol
pH: Yaklaşık 6,5
Tedavi Amaçlı Kullanımlar: Hassas Cilt uygulamaları için idealdir
GHS Sınıflandırması: Uyumludur
Farmakolojik Sınıf: Sürfaktan



HOSTAPON SCI-85 P İLK YARDIM ÖNLEMLERİ:
-İlk yardım önlemlerinin açıklaması:
*Solunması halinde:
Solunursa, kişiyi temiz havaya çıkarın.
*Ciltle teması halinde:
Sabun ve bol su ile yıkayınız.
*Göz teması halinde:
Önlem olarak gözleri suyla yıkayın.
*Yutulması halinde:
Bilinci yerinde olmayan bir kişiye asla ağız yoluyla herhangi bir şey vermeyin.
Ağzınızı suyla çalkalayın.
-Herhangi bir acil tıbbi müdahale ve özel tedavi ihtiyacının belirtilmesi:
Veri yok



HOSTAPON SCI-85 P'NİN KAZA SONUCU YAYILMASI ÖNLEMLERİ:
-Çevresel önlemler:
Ürünün kanalizasyona girmesine izin vermeyin.
- Muhafaza etme ve temizlemeye yönelik yöntemler ve materyaller:
Bertaraf için uygun, kapalı kaplarda saklayın.



HOSTAPON SCI-85 P YANGINLA MÜCADELE ÖNLEMLERİ:
-Yıkıcı medya:
*Uygun söndürücü maddeler:
Su spreyi, alkole dayanıklı köpük, kuru kimyasal veya karbondioksit kullanın.
-Daha fazla bilgi:
Veri yok



HOSTAPON SCI-85 P'YE MARUZ KALMA KONTROLLERİ/KİŞİSEL KORUNMA:
-Kontrol parametreleri:
--İşyeri kontrol parametrelerine sahip malzemeler:
-Maruz kalma kontrolleri:
--Kişisel koruyucu ekipman:
*Göz/yüz koruması:
Göz koruması için ekipman kullanın.
*Cildin korunması:
Eldivenlerle tutun.
Ellerinizi yıkayın ve kurulayın.
*Vücut koruması:
Su geçirmez giysiler giyin
*Solunum koruma:
Solunum koruması gerekli değildir.
-Çevresel maruziyetin kontrolü:
Ürünün kanalizasyona girmesine izin vermeyin.



HOSTAPON SCI-85 P'NİN KULLANILMASI ve DEPOLANMASI:
-Herhangi bir uyumsuzluk da dahil olmak üzere güvenli depolama koşulları:
*Depolama koşulları:
Serin bir yerde saklayın.
Kabı sıkıca kapalı olarak kuru ve iyi havalandırılan bir yerde saklayın.
Açılan kaplar dikkatlice tekrar kapatılmalı ve sızıntıyı önlemek için dik tutulmalıdır.



HOSTAPON SCI-85 P'nin STABİLİTESİ ve REAKTİVİTESİ:
-Reaktivite:
Veri yok
-Kimyasal stabilite:
Önerilen depolama koşullarında stabildir.
-Tehlikeli reaksiyon olasılığı:
Veri yok
-Kaçınılması gereken durumlar:
Veri yok

HOSTAPON SCI-85 P
CAS Numarası 61789-32-0 ile karakterize edilen Hostapon SCI-85 P, olağanüstü köpüklenme özelliklerine ve benzersiz temizleme özelliklerine sahip, çok beğenilen yumuşak bir yüzey aktif maddedir.


CAS Numarası : 61789-32-0
EC Numarası : 263-052-5
INCI/Kimyasal Adı: Sodyum Cocoyl Isethionate
Kimyasal Adı : Yağ asitleri, koko, 2-sülfoetil esterler, sodyum tuzu
Kimyasal Formül : R-COOCH2CH2SO3Na / (R = C7-17 doğal)



Sodyum kokoil isetionat, Arlatone SCI, Coco yağ asitleri, 2-sülfoetil esterler, sodyum tuzları, Elfan AT 84G, Yağ asidi esterleri, koko, 2-sülfoetil esterler, sodyum tuzları, Yağ asitleri, koko, 2-sülfoetil esterler, sodyum tuzları, Hostapon 85 , Hostapon SCI 65, Hostapon SCI85, Hostapon SCI 85G, Igepon AC 78, Jordapon CI, Jordapon CI Prill, Jordapon CI-P, Sodyum koko yağ asidi isetionat, Sodyum kokoil isetionat, Arlatone SCI, Coco yağ asitleri, 2-sülfoetil esterler, sodyum tuzları, Elfan AT 84G, Yağ asidi esterleri, koko, 2-sülfoetil esterler, sodyum tuzları, Yağ asitleri, koko, 2-sülfoetil esterler, sodyum tuzları, Hostapon 85, Hostapon SCI 65, Hostapon SCI85, Hostapon SCI 85G, Igepon AC 78, Jordapon CI, Jordapon CI Prill, Jordapon CI-P, Sodyum koko yağ asidi isetionat, Sodyum kokoil isetionat, SCI-75, Jordaponci, IGEPON AC-78, SODYUMKOKOİZOTİYONAT, Sodyum 2-(nonanoiloksi), Sodyumkokoilizotiyonat, Sodyum kokoil izetiyonat, Sodyum kokoil isetionat SCI, Sci Sodyum Cocoyl Isethionate, Sodyum kokoil isetionat %85, sodyum kokoil isetionat erişte, Sodyum kokoil isetionat fandakem, DİSODYUM MANGANEZ EDTA İÇERİĞİ 12.5, SODYUM 2-HİDROKSİETAN KOFA SÜLFONAT, Sodyum 2-(nonanoiloksi)etansülfonat, SCI tozu / Sodyum kokoil isetionat, SODYUM İZETİYONATIN HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI ASİT ESTERİ, hindistancevizi yağı asidi, 2-sülfoetilester, sodyum tuzu, Yağ asitleri, kakao, 2-sülfoetilesterler, sodyum tuzları, yağ asitleri, hindistancevizi yağı, sülfoetilesterler, sodyum tuzları, Fettsuren, Kokos-, 2-Sülfoetilester, Natriumsalze, Sodyum 2- (nonanoiloksi)etansülfonat cas 61789-32-0,



Hostapon SCI-85 P yumuşak, köpüklü ve mükemmel köpük stabilize edici anyonik yüzey aktif maddedir.
Hostapon SCI-85 P aynı zamanda zengin, kremsi bir köpük sağlar, bitkisel yağ asitlerine dayanır ve kolaylıkla biyolojik olarak parçalanabilir.
Hostapon SCI-85 P, çok yumuşak ve tüm bitkisel, yenilenebilir kaynaklardan elde edilen, üst düzey bir anyonik toz yüzey aktif maddedir.


Hostapon SCI-85 P Biyolojik olarak parçalanabilir.
Hostapon SCI-85 Pvis hindistan cevizinden elde edilen yumuşak bir yüzey aktif maddedir.
Hostapon SCI-85 P çeşitli kozmetik tariflerinde kullanılabilir.


Hostapon SCI-85 P köpürtücü ve temizleyici bir bileşen görevi görür. SCI cildinizin yumuşak ve ipeksi hissetmesini sağlar.
Hostapon SCI-85 P, cilt bakımına yönelik farmasötik preparatlarda kullanılan bir yüzey aktif maddedir.
Hostapon SCI-85 P iyi bir stabilite ve aktivite indeksine sahiptir ve su ve etanolde kolaylıkla çözünebilir.


Hostapon SCI-85 P, çevre dostu kaynak olan hindistancevizi yağındaki kökenleriyle bilinir; Hostapon SCI-85 P, sürdürülebilir ve çevreye saygılı bir içerik maddesi olarak kendisiyle gurur duymaktadır.
Hostapon SCI-85 P'nin Kimyasal Yapısı Molekül Ağırlığı 100.055 g/mol'dür.


Hostapon SCI-85 P'nin Görünümü Katı, kokusuz beyaz ila kirli beyaz ve suda çözünür
Hostapon SCI-85 P, çalışmak ve ürün yapmak için harika bir yüzey aktif maddedir.
Hostapon SCI-85 P, doğal hindistancevizi yağından elde edilir.


Hostapon SCI-85 P doğal olarak elde edilir ve biyolojik olarak parçalanabilir.
Hostapon SCI-85 P cilde ve gözlere karşı yumuşaktır.
Hostapon SCI-85 P, sert veya yumuşak sularda mükemmel bir köpürtücüdür.


Hostapon SCI-85 P cilde yumuşak bir işlem sonrası his verir.
Hostapon SCI-85 P yenilenebilir malzeme, ipeksi cilt hissi ve sert su toleransına dayanmaktadır.
Hostapon SCI-85 P, sindet barlarda, kombo barlarda, sıvı sabunlarda ve diğer çeşitli kişisel bakım ürünlerinde kullanıma uygun yumuşak, yüksek köpüklü, anyonik bir yüzey aktif maddedir.


Hostapon SCI-85 P, cilde ve gözlere karşı çok yumuşaktır ve sert suya toleransı nedeniyle sabun köpüğü olmadan zengin ve bol bir köpük sağlar. Hostapon SCI-85 P, lüks, ipeksi bir cilt hissi sunar ve kullanımı çok kolaydır.
Hostapon SCI-85 P'nin bu versiyon formatı Toz formatındadır.


Hostapon SCI-85 P, Clariant'tan temin edilebilen yumuşak, yüksek köpüklü, anyonik yüzey aktif maddelerdir.
Hostapon SCI-85 P, sodyum kokoil izetiyonatın yüksek aktif formudur (>%84 aktif, pul, granül veya toz formunda mevcuttur).
Hostapon SCI-85 P sınıfları, doğal ve yenilenebilir bir kaynak olan saflaştırılmış hindistancevizi yağına dayanmaktadır.


Hostapon SCI-85 P, HOSTAPON SCI 85 serisinin pul versiyonudur.
Hostapon SCI-85 P, Clariant'tan temin edilebilen yumuşak, yüksek köpüklü, anyonik yüzey aktif maddelerdir.
SCI 85 ailesi, sodyum kokoil izetiyonatın yüksek aktif formudur (>%84 aktif, pul, granüler veya toz formunda mevcuttur).


Hostapon SCI-85 P, doğal ve yenilenebilir bir kaynak olan saflaştırılmış hindistancevizi yağına dayanmaktadır.
Hostapon SCI-85 P, yüksek, yoğun ve kremsi köpükler veren, bitki bazlı, yumuşak, anyonik bir yüzey aktif maddedir.
Hostapon SCI-85 P köpük yapısını iyileştirir ve sert suya karşı iyi bir toleransa sahiptir.
Hostapon SCI-85 P, ipeksi bir cilt hissi sunar, hassas ciltlere zarar vermez ve tahriş etmez.



HOSTAPON SCI-85 P KULLANIM VE UYGULAMALARI:
Hostapon SCI-85 P, mükemmel sert su direncine, son derece düşük toksisiteye ve iyi biyolojik parçalanabilirliğe sahiptir.
Hostapon SCI-85 P ağırlıklı olarak sabun, duş jeli, yüz temizleyici, köpük temizleyici ve banyo sıvısı gibi kişisel bakım ürünlerinin üretiminde kullanılmaktadır.
Hostapon SCI-85 P temizlik maddesi olarak kullanılır.


Hostapon SCI-85 P köpürtücü madde olarak kullanılır.
Hostapon SCI-85 P, emülsifiye edici ajan, dispersiyon ajanı olarak kullanılır.
Hostapon SCI-85 P'nin Kozmetik Kullanımları: temizlik maddeleri, saç yumuşatıcılar ve yüzey aktif maddeler de kullanılır.


Hostapon SCI-85 P'nin serbest radikalleri temizleme yeteneğinden kaynaklanabilecek antioksidan özelliklere sahip olduğu gösterilmiştir.
Hostapon SCI-85 P ayrıca, gliserin ve yağ esterlerinin varlığından kaynaklanabilecek nemlendirici özelliklere de sahiptir.
Hostapon SCI-85 P, mango ve papaya gibi meyve özlerinde bulunabilir.


Hostapon SCI-85 P'nin duş jeli kullanımları: Banyo ürünü oranının pH değerini ayarlayın, sabun ürünleriyle yıkama sonrası cildin kuruluğunu önemli ölçüde iyileştirin, cildi nemli ve yumuşak hale getirin.
Durulanması diğer yüzey aktif maddelere göre daha kolaydır.


Saç şampuanı ürünleri: Hostapon SCI-85 P, saçta kalan AES miktarını etkili bir şekilde azaltabilir ve saç derisindeki kepek ve saç dökülmesini önleyebilir.
Hostapon SCI-85 P'nin sabun kullanımı: çeşitli nemlendirici sabunlar hazırlamak için diğer dolgu maddeleri, pigmentler, esanslar veya sabun bazları ile karıştırılarak kullanılır.
Hostapon SCI-85 P'nin diğer uygulamaları: diğer yumuşak yüzey aktiviteli ürünlerin geliştirilmesi gerekir.


Yüksek dereceli yumuşak bir yüzey aktif madde olan Hostapon SCI-85 P, hindistancevizi yağından üretilmiştir ve olağanüstü köpüklenme ve temizleme yetenekleriyle tanınmaktadır.
Hostapon SCI-85 P'nin düşük tahriş olasılığı nedeniyle hassas ciltler ve bebek ürünleri için idealdir.
Hostapon SCI-85 P, şampuanlar, saç kremleri, vücut ve yüz temizleyicileri, kalıp sabunlar ve bebek ürünleri gibi kişisel bakım ürünleri için mükemmeldir.


Düşük sinirlilik özelliğiyle övülen Hostapon SCI-85 P, bebek bakım ürünleri de dahil olmak üzere hassas cilt ürünleri için olağanüstü uygunluk sergiliyor.
Çeşitli kişisel bakım formülasyonlarında en iyi sonuçları veren Hostapon SCI-85 P, şampuanlarda, vücut yıkama ürünlerinde, yüz temizleyicilerinde, diş macunlarında ve köpük banyolarında tercih edilen yüzey aktif maddedir.


İlginç bir şekilde, olağanüstü yumuşaklığı ve normalden yüksek performansı, Hostapon SCI-85 P'yi bebek sabunları, losyonlar ve temizleyiciler dahil ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere hassas cilt bakım ürünlerindeki uygulamalar için ideal kılmaktadır.
Hostapon SCI-85 P sabun, banyo bombası, köpük bar, şampuan gibi ürünlerde kullanılmaktadır.


Hostapon SCI-85 P'nin önerilen kullanım oranı %3-%20'dir.
Hostapon SCI-85 P birçok uygulamada kullanılmaktadır.
Hostapon SCI-85 P, yumuşaklığından dolayı sıklıkla Bebek Köpüğü olarak anılır.


Hostapon SCI-85 P, Şampuanlar, Duş jelleri, Sıvı Sabun, Köpük Banyoları, Köpüklü Tıraş Sabunları, Bebek Ürünleri, Syndet barlar ve Göz makyajı temizleyicilerinde kullanılır.
Hostapon SCI-85 P, düşük düzeyde yağ asidine ihtiyaç duyulan sistemler için önerilir; örneğin şampuanlar, banyo ve duş jelleri ve sıvı sabunlar.
Hostapon SCI-85 P'nin belirli yüzey aktif madde sistemlerinde dağılması için orta ve eşit ısıya ihtiyacı olabilir.


Mükemmel sonuçlar için ekstra adımlar gerçekten buna değer.
Hostapon SCI-85 P, hafif bir anyonik yüzey aktif madde görevi görür.
Hostapon SCI-85 P yumuşatma sunar ve yağlamayı azaltır.


Hostapon SCI-85 P, cildin ve saç derisinin sağlıklı ve bakımlı görünmesini sağlamak için cilt bariyerleri üzerinde minimum etkiyle temizleme formülasyonlarına zengin, kremsi köpük sağlar.
Hostapon SCI-85 P, kalıp ve sıvı sabunlar gibi kişisel temizlik, banyo & duş ürünlerinde kullanılır.


Hostapon SCI-85 P, sindet barlarda, kombo barlarda, sıvı sabunlarda ve diğer çeşitli kişisel bakım ürünlerinde kullanıma uygun yumuşak, yüksek köpüklü, anyonik bir yüzey aktif maddedir.
Hostapon SCI-85 P cilde ve gözlere karşı çok yumuşaktır ve sabun köpüğü olmadan zengin ve bol bir köpük sağlar.


Hostapon SCI-85 P ipeksi bir cilt hissi verir ve kullanımı çok kolaydır.
Katı bir yüzey aktif madde olan Hostapon SCI-85 P, mevcut en yumuşak anyonik yüzey aktif maddelerden biridir ve şampuan kalıplarının önemli bir bileşenidir.
Hostapon SCI-85 P kremsi bol köpük üretir ve lüks bir cilt hissine sahiptir.


Hostapon SCI-85 P hafif, özel bir yüzey aktif maddedir.
Hostapon SCI-85 P, duş jelleri, özel şampuanlar, hafif temizleme losyonları ve sıvı sabunların yanı sıra sindet ve yarı sindet sabunlarda da kullanılır.
Hostapon SCI-85 P, Tuvalet Malzemeleri (Duş & Banyo, Ağız bakımı...) > Duş & banyo > Tuvalet Sabunları kullanılır.


Hostapon SCI-85 P, Saç bakımı (Şampuanlar, Saç Kremleri ve Şekillendirici) > Şampuanlar kullanılır.
Hostapon SCI-85 P kullanılır Cilt bakımı (Yüz bakımı, Yüz temizliği, Vücut bakımı, Bebek bakımı) > Yüz temizliği > Temizleme losyonları ve tonerleri
Banyo Malzemeleri (Duş ve Banyo, Ağız bakımı...) > Duş ve banyo > Duş jelleri ve kremlerinde kullanılır.


Hostapon SCI-85 P Duş, Sıvı Sabun, Şampuan ve Syndet, Kalıp Sabun olarak kullanılır.
Hostapon SCI-85 P Uygulamaları: Islak mendil, Şampuan, duş, sıvı. sabun, Saç şekillendirme ve Syndet, kalıp sabun da kullanılır.
Mükemmel köpüğü, yumuşaklığı ve yumuşak cilt hissi nedeniyle Hostapon SCI-85 P, sıvı sabunlar, şampuanlar, duş jelleri, yüz temizleyicileri gibi şeffaf / sedefli kişisel bakım ürünlerinde kullanılır.


Hostapon SCI-85 P ayrıca sindet ve kombo bar formülasyonlarında da kullanılır
Hostapon SCI-85 P, özel şampuanlarda, saç şekillendirme ürünlerinde, ıslak mendillerde ve ultra hafif formülasyonlarda kullanılır.
Hostapon SCI-85 P ayrıca sindet, duş, sıvı ve kalıp sabunlarda da kullanılır.


Hostapon SCI-85 P, sindet barlarda, kombo barlarda, sıvı sabunlarda ve diğer çeşitli kişisel bakım ürünlerinde kullanıma uygun yumuşak, yüksek köpüklü, anyonik bir yüzey aktif maddedir.
Hostapon SCI-85 P cilde ve gözlere karşı çok yumuşaktır ve sabun köpüğü olmadan zengin ve bol bir köpük sağlar.


Hostapon SCI-85 P ipeksi bir cilt hissi verir ve kullanımı çok kolaydır.
Hostapon SCI-85 P, sindet barlarda, kombo barlarda, sıvı sabunlarda ve diğer çeşitli kişisel bakım ürünlerinde kullanıma uygun yumuşak, yüksek köpüklü, anyonik bir yüzey aktif maddedir.


Hostapon SCI-85 P, cilde ve gözlere karşı çok yumuşaktır ve sert suya toleransı nedeniyle sabun köpüğü olmadan zengin ve bol bir köpük sağlar. Hostapon SCI-85 P lüks, ipeksi bir cilt hissi verir ve kullanımı çok kolaydır.
Hostapon SCI-85 P'nin bu versiyon formatı Toz formatındadır.



HOSTAPON SCI-85 P'NİN ANA FAYDALARI:
*Köpük Stabilite,
*Bitki bazlı



HOSTAPON SCI-85 P'NİN FAYDALARI:
*Hostapon SCI-85 P köpük yapısını iyileştirir
*Hostapon SCI-85 P sert suya karşı iyi bir dirence sahiptir



HOSTAPON SCI-85 P'NİN İDDİALARI:
*Yüzey Aktif Maddeler / Temizleme Maddeleri > Anyonikler > Isethionatlar
*vegan
*köpük kalitesi
*kremlik/zenginlik hissi
*biyo bazlı
*ipeksi his
*tahriş edici olmayan



HOSTAPON SCI-85 P'NİN FAYDALARI:
*Bitki bazlı
*Köpük stabilitesi
*İpeksi cilt hissi
*
Sert su toleransı



HOSTAPON SCI-85 P'NİN ÖZELLİKLERİ:
*Hostapon SCI-85 P, formülasyonlarda hızlı dispersiyon/çözünme sunan, geniş spesifik yüzey alanına sahip, toz formda, yüksek saflıkta, yumuşak, yüksek köpüklü anyonik yüzey aktif maddedir.
*Hostapon SCI-85 P mükemmel köpük yoğunluğu, köpük stabilitesi, kireç sabunu dispersiyonu ve yüzey aktivitesi gösterir.
Hostapon SCI-85 P sert suya dayanıklı olduğundan sabun köpüğü bırakmaz
*Hostapon SCI-85 P, sabunlar ve anyonik, iyonik olmayan, amfoterik yüzey aktif maddelerle uyumludur
*Anyonik karakteri nedeniyle Hostapon SCI-85 P, katyonik yüzey aktif maddeler, katyonik boyalar vb. katyonik bileşenlerle kullanılmamalıdır.



HOSTAPON SCI-85 P'NİN AVANTAJLARI:
*Bitki bazlı
*Köpük stabilitesi
*Cildin ipeksi hissi
*Sert suya dayanıklılık



HOSTAPON SCI-85 P'NİN FAYDALARI:
*Yoğun, lüks köpük oluşturur
*Hafif ve cildi kurutmayan
*Aynı zamanda şampuanlarda anti-statik madde olarak da görev yapar.
* Kalıp sabunlar ve sindetler için olağanüstü (tek) yüzey aktif madde
*Diğer yüzey aktif maddelerle birleştirilebilir veya tek başına kullanılabilir
*Yumuşak ve sert suya dayanıklı



HOSTAPON SCI-85 P'NİN ÖZELLİKLERİ:
Hostapon SCI-85 P bu nedenle özellikle yumuşak formülasyonlar için uygundur (örn. elde bulaşık yıkama gereksinimlerine uygun) ve aşağıdaki özellikleri sağlar:
*Mükemmel köpürtücü
*Sert suya dayanıklı
*Sınırlı su çözünürlüğü
*Çeşitli fiziksel formlar
* Cilde ve gözlere karşı yumuşaktır
* Sabun köpüğü bırakmaz
*Ciltten arındırılarak durulanır
* Her türlü imalat prosesinde kullanımı ve kullanımı kolaydır



HOSTAPON SCI-85 P'NİN PERFORMANS İDDİALARI:
*Temizlik
*Köpük arttırıcı
*Cilde nazik
*Sert su toleransı
*Katı formülasyonlara olanak sağlar



HOSTAPON SCI-85 P'NİN İŞLEVİ:
*Hafif Yüzey Aktif Madde



HOSTAPON SCI-85 P'NİN FAYDALARI:
*Bitki bazlı
*Köpük stabilitesi
*İpeksi cilt hissi
*Sert su toleransı



HOSTAPON SCI-85 P'NİN FİZİKSEL ve KİMYASAL ÖZELLİKLERİ:
Görünüm / Doğa : Toz
Renk: Kırık beyazdan soluk sarıya
Koku : Karakteristik
pH (%5 sulu çözelti) : 5,0 - 7,0
Aktif madde, kütlece % (Mol.wt.347), : 85 minimum
Kimyasal Adı: Sodyum Cocoyl Isethionate
CAS Numarası: 61789-32-0
Diğer isimler: SCI
Sodyum isetionatın Hindistan cevizi yağı asit esteri
Moleküler Formül: C2Na6O47S20
Molekül ağırlığı: 1555.23182
Görünüm: Beyaz granüller
Aktivite(MW=343): 84.00Min
Serbest Yağ Asidi (MW=213) (%): 3,00-10,00

pH(min.sudan %10): 5.00-6.50
Renk (%5 inizopropanol/su): 35Maks.
Su: 1,50 Maks.
Tahlil: 95,00 ila 100,00
Listelenen Gıda Kimyasalları Kodeksi: Hayır
Çözünebilir:su, 4,203e+005 mg/L @ 25 °C (tahmini)
Kimyasal Adı: Sodyum Cocoyl Isethionate (SCI)
Eşanlamlılar: Sodyum 2-hidroksietansülfonat
CAS Numarası: 61789-32-0
Moleküler Formül: C2H5NaO4S
Molekül Ağırlığı: 157,13 g/mol
pH: Yaklaşık 6,5
Tedavi Amaçlı Kullanımlar: Hassas Cilt uygulamaları için idealdir
GHS Sınıflandırması: Uyumludur
Farmakolojik Sınıf: Sürfaktan



HOSTAPON SCI-85 P İLK YARDIM ÖNLEMLERİ:
-İlk yardım önlemlerinin açıklaması:
*Solunması halinde:
Solunursa, kişiyi temiz havaya çıkarın.
*Ciltle teması halinde:
Sabun ve bol su ile yıkayınız.
*Göz teması halinde:
Önlem olarak gözleri suyla yıkayın.
*Yutulması halinde:
Bilinci yerinde olmayan bir kişiye asla ağız yoluyla herhangi bir şey vermeyin. Ağzınızı suyla çalkalayın.
-Herhangi bir acil tıbbi müdahale ve özel tedavi ihtiyacının belirtilmesi:
Veri yok



HOSTAPON SCI-85 P'NİN KAZA SONUCU YAYILMASI ÖNLEMLERİ:
-Çevresel önlemler:
Ürünün kanalizasyona girmesine izin vermeyin.
- Muhafaza etme ve temizlemeye yönelik yöntemler ve materyaller:
Bertaraf için uygun, kapalı kaplarda saklayın.



HOSTAPON SCI-85 P YANGINLA MÜCADELE ÖNLEMLERİ:
-Yıkıcı medya:
*Uygun söndürücü maddeler:
Su spreyi, alkole dayanıklı köpük, kuru kimyasal veya karbondioksit kullanın.
-Daha fazla bilgi:
Veri yok



HOSTAPON SCI-85 P'YE MARUZ KALMA KONTROLLERİ/KİŞİSEL KORUNMA:
-Kontrol parametreleri:
--İşyeri kontrol parametrelerine sahip malzemeler:
-Maruz kalma kontrolleri:
--Kişisel koruyucu ekipman:
*Göz/yüz koruması:
Göz koruması için ekipman kullanın.
*Cildin korunması:
Eldivenlerle tutun.
Ellerinizi yıkayın ve kurulayın.
*Vücut koruması:
Su geçirmez giysiler
*Solunum koruma:
Solunum koruması gerekli değildir.
-Çevresel maruziyetin kontrolü:
Ürünün kanalizasyona girmesine izin vermeyin.



HOSTAPON SCI-85 P'NİN KULLANILMASI ve DEPOLANMASI:
-Herhangi bir uyumsuzluk da dahil olmak üzere güvenli depolama koşulları:
*Depolama koşulları:
Serin bir yerde saklayın.
Kabı sıkıca kapalı olarak kuru ve iyi havalandırılan bir yerde saklayın.
Açılan kaplar dikkatlice tekrar kapatılmalı ve sızıntıyı önlemek için dik tutulmalıdır.



HOSTAPON SCI-85 P'nin STABİLİTESİ ve REAKTİVİTESİ:
-Reaktivite:
Veri yok
-Kimyasal stabilite:
Önerilen depolama koşullarında stabildir.
-Tehlikeli reaksiyon olasılığı:
Veri yok
-Kaçınılması gereken durumlar:
Veri yok



Hostastat FA 14 liq
Tridecyl polyethylen glycol ether phosphoric acid ester (8 EO), acid form, about 80% mono ester; About 98 % Liquid Emulsifier for emulsion polymerization
Hostastat HS 1 pills
HOSTAPHAT TBEP; 2-Butoxyethanol Phosphate (3:1); Phosphoric Acid Tris(2-butoxyethyl) Ester; Amgard TBEP; FMC-KP 140; Hostaphat B 310; Hostaphat TBEP; KP 140; Kronitex KP 140; NSC 4839; NSC 62228; Phosflex T-BEP; TBEP; TBXP; Tri(2-butoxyethyl) Phosphate; Tris(2-n-butoxyethyl) Phosphate; Tris-2-Butoxyethyl Phosphate cas no: 78-51-3
Hostatint Bluing paste
Hostaphat TBEP HQ PHOSPHATE ESTER Hostaphat TBEP HQ is a phosphate ester used as plasticizer for polymer dispersions.
HPAA
HPAA ÖZ İnsan mide patojeni Helicobacter pylori ile enfeksiyon kronik gastrit, peptik ülser ve mide kanserine yol açabilir. Tüm H. pylori suşları, H. pylori enfeksiyonuna karşı bir aşı için umut verici bir aday olan yüzeyde lokalize protein HpaA'yı ifade eder. HpaA'nın fizyolojik önemini incelemek için, hpaA geninin bir mutasyonu, fareye uyarlanmış bir H. pylori suşuna dahil edildi. HpaA geninin kesintiye uğramasının aşağı akış genlerinde herhangi bir polar etkiye neden olmadığını veya ikinci bir bölge mutasyonu ile ilişkili olduğunu doğrulamak için, mutant ve vahşi tip suşların protein ekspresyon modelleri iki farklı proteomik yaklaşımla karakterize edildi. Dış zar protein profili için nano-sıvı kromatografi-Fourier dönüşümü iyon siklotron rezonans kütle spektrometresi ile birleştirilmiş tam hücre özütlerinin ve alt hücresel fraksiyonlamanın iki boyutlu diferansiyel jel içi elektroforez analizi, mutant ve vahşi arasındaki protein profilinde sadece küçük farklılıklar ortaya çıkardı -tip suşlar. Bu nedenle, mutant suş, iyi kurulmuş bir fare modelinde kolonileşme yeteneği açısından test edildi. Yabani tip suş ile aşılama, ağır şekilde H. pylori ile enfekte olmuş farelere yol açarken, HpaA mutant suşu kolonizasyon oluşturamadı. Bu nedenle, proteomik analizi ve in vivo çalışmaları birleştirerek, HpaA'nın farelerde H. pylori kolonizasyonu için gerekli olduğu sonucuna vardık. H. pylori adhesin A (HpaA), başlangıçta sialik asit bağlayıcı adhezin olarak tanımlanan, yüzeyde bulunan (7, 14, 20) bir lipoproteindir (25), ancak destekleyici kanıtlar hala eksiktir. H. pylori ile enfekte bireylerden elde edilen antikorlar tarafından tanınır (23, 39) ve HpaA proteininin ekspresyonunun daha önce H. pylori izolatları arasında yüksek oranda korunduğu bulunmuştur (9, 39). Dahası, genomik çalışmalar (2, 32) HpaA'nın diğer bilinen proteinlerle önemli bir dizi homolojisi göstermez. Birlikte ele alındığında bu, HpaA'yı H. pylori enfeksiyonuna karşı bir aşı antijeni olarak varsayılan bir aday yapar. Bu çalışmada, kolonizasyonda HpaA'nın rolünü incelemek için fareye uyarlanmış H. pylori Sydney suşu 1'de (SS1) bir HpaA mutantı oluşturduk. Birlikte transkripsiyon nedeniyle, yapılandırılmış gen mutasyonları, polar etkilere, yani bir operonda aşağı akım genlerin ekspresyonunu inhibe etme potansiyeline sahiptir. Ek olarak, bir genin devreden çıkarılmasının diğer genleri önceden tahmin edilemeyen bir şekilde etkileyebileceği gösterilmiştir (30). Bu nedenle, bir mutantı incelerken, proteomik analiz, bu değişikliklerin ne olabileceğine dair önceden bilgi sahibi olmadan protein ekspresyonundaki değişiklikleri izlemek için uygun bir yöntem sunar. Bu çalışmanın ilk amacı, fareye uyarlanmış SS1 suşu ve onun izojenik HpaA mutantının hpaA'nın aşağı akışında bulunan genlerin protein ekspresyonu dahil olmak üzere genel protein profilini incelemekti. Bu, bakterilerin tam hücre özütlerinin DIGE analizi ile karşılaştırıldığı proteomik bir yaklaşımla başarıldı. Ayrıca hücre altı fraksiyonlama ve tek boyutlu sodyum dodesil sülfat (SDS) -poliakrilamid jel elektroforezi (PAGE) analizini nano-LC Fourier dönüşümü (FT) iyon siklotron rezonansı (ICR) (FT-ICR) MS ve tandem MS (MS / MS) SS1 vahşi tip ve mutant suşların OMP profillerini karşılaştırmak için analiz eder. HpaA'nın konakçıda hayatta kalmak için gerekli olup olmadığını belirlemek için, farelere H. pylori SS1 veya HpaA mutant suşu ile enfekte edildi ve kolonizasyon seviyeleri MALZEMELER VE YÖNTEMLER SS1 hpaA-negatif / eksik mutant SS1'in (ΔhpaA) yapımı. HpaA mutantı, ilk olarak H. pylori suşu CCUG 17874'te, hpaA geninin 450 bp'lik bir delesyonu ile sonuçlanan iki aşamalı bir amplifikasyonla oluşturuldu (nazikçe P.Doig ve arkadaşları, Astrazeneca Research Center, Boston, MA) 1.4 kb'lik bir kanamisin kasetinin (25) yerleştirilmesi. Mutasyon, H. pylori CCUG 17874'ten doğal dönüşüm ile fareye uyarlanmış SS1 suşuna aktarıldı. Beş kanamisine dirençli transformant, kanamisin kasetinin yerleştirildiğini doğrulamak için iki HpaA'ya özgü primer (ileri primer, 5′-GGCGTAGAAATGGAAGCG-3 ′; ters primer, 5′-CCCAAGCTTCATCAGCCCTTAAATACACG-3 ′) (21) ile PCR ile analiz edildi. hpaA geni, vahşi tip SS1 suşununkinden daha büyük bir PCR ürünü ile sonuçlanır. Doğru yerleştirmeye sahip transformantlardan biri ayrıca SDS-PAGE ve HpaA'ya özgü monoklonal antikor HP30-1: 1: 6 ile immünoblotlama ile karakterize edildi (9). Bu suş, SS1 (ΔhpaA), immünoblotta negatifti. Suşlar ve kültür koşulları. Fareye uyarlanmış H. pylori suşları SS1 (CagA + VacA + Ley) (19) ve SS1 (ΔhpaA) tüm deneylerde kullanılmış ve stok kültürler olarak -70 ° C'de saklanmıştır. SS1 ve SS1'den (ΔhpaA) antijenlerin hazırlanması için bakteriler, mikroaerofilik koşullar altında (% 10 CO2,% 6 O2 ve% 84 N2) Kolombiya-Iso agar plakalarında 3 gün boyunca birleşmek üzere büyütüldü. SS1 (ΔhpaA), 25 μg / ml kan ile desteklenen kültürler haricinde, deney boyunca SS1 ile aynı şekilde kültürlendi.amisin. Büyüme eğrileri. SS1 ve SS1 (ΔhpaA) önce Kolombiya-Iso plakalarında 2 ila 3 gün boyunca birleşecek şekilde büyütüldü ve ardından 2 ml Brucella broth (Difco Laboratories) içinde 600 nm'de (OD600) 0.3 (1.5 × 109 bakteri) optik yoğunluğa yeniden süspanse edildi / ml). On altı dişi C57BL / 6 faresi, daha önce tarif edildiği gibi anestezi altında (Isoflurane; Abbott Scandinavia Ab, Solna, İsveç) Brucella besiyerinde yaklaşık 109 CFU H. pylori SS1 veya SS1 (ΔhpaA) ile oral yoldan enfekte edildi (27). Enfekte farelerde H. pylori SS1 (vahşi tip) ve SS1 (ΔhpaA) tespiti. (i) Kantitatif kültür. Farelerin kolonizasyonundaki SS1'in kinetiği, 2 ila 8 haftalık enfeksiyon arasında stabil kolonizasyon gösteren iyi karakterize edilmiştir (27). Farelerde SS1 (ΔhpaA) ile kolonizasyon kinetiğini belirlemek için, hayvanlar enfeksiyondan sonra çeşitli zaman noktalarında (3 gün, 3 hafta ve 8 hafta) öldürüldü. Mideler çıkarıldı ve gıda kalıntılarını çıkarmak için fosfat tamponlu salin ile yıkandı. Midenin bir yarısı daha önce tarif edildiği gibi kantitatif kültür için kullanıldı (27) ve diğer yarısı, PCR ile H. pylori'ye özgü genlerin saptanması için kullanıldı. SS1 (ΔhpaA) ile enfekte edilmiş farelerden alınan mide homojenatları, mide enfeksiyonu sırasında antibiyotik direncini kaybedip kaybetmediklerini incelemek için kan Skirrow plakalarında hem kanamisin içeren hem de içermeyen kültürlendi. SONUÇLAR H. pylori suşları SS1 ve SS1'deki (ΔhpaA) başlıca proteom bileşenlerinin karşılaştırılması. HpaA mutantının yapısını takip eden hiçbir spesifik protein ekspresyon değişikliğinin olmadığını belirlemek için, H. pylori suşu SS1'in proteomunu ve izojenik mutantını 2-DE bazlı DIGE sistemi ile analiz ettik. DIGE teknolojisi ile uyumlu hücre liziz tamponunun kullanılması ve 3 ila 10 pH aralığında izoelektrik odaklanma ile, dört kopyadaki her bir numuneden 800'den fazla farklı protein noktası, DeCyder yazılımı ve ardından manuel düzeltme ile tespit edildi. SS1 suşu ve SS1 (ΔhpaA) mutantındaki ekspresyon profillerinin analizi, önemli ölçüde değişen bir seviyeye (P <0.05) sahip az sayıda noktanın (13) tanımlanmasıyla sonuçlandı. Bu noktalardan sekizinin aşağı regüle edildiği ve beş noktasının SS1 (ΔhpaA) mutantında yukarı regüle edildiği bulundu (Şekil 1) .1). Proteinlerin tanımlanması için, bir preparatif jel Sypro ruby ile boyandı ve noktalar jelde sindirildi ve nano-LC FT-ICR MS ve MS / MS ile analiz edildi. Tablo1.1'de gösterilen proteinleri başarıyla belirledik. Özellikle, hpaA'nın aşağı akışında yer alan tig geninin kodladığı tetikleme faktörü, her iki suşta da benzer seviyelerde ekspresyon gösterdi (Şekil 11 ve 2) .2). Bununla birlikte, Omp18 (HP0796) ne vahşi tip suşta ne de mutantta saptanmıştır. Bu nedenle, hpaA geninin bozulmasının, aşağı akış geni omp18'in transkripsiyonunu etkilemediğinden emin olmak için, SS1 ve SS1 (ΔhpaA) mutant suşu üzerinde omp18'e özgü bir RT-PCR gerçekleştirildi ve bu, Omp18'in her iki suş (veriler gösterilmemiştir). Enfekte farelerde bakteri tespiti. H. pylori kolonizasyonu hem kantitatif kültür hem de H. pylori'ye özgü PCR ile tespit edildi. SS1 (ΔhpaA) için kolonizasyon modelini değerlendirmek için, fareler referans olarak SS1 (ΔhpaA) veya SS1 ile enfekte edildi ve ardından 3 gün ila 2 ay arasında değişen çeşitli zaman noktalarında öldürüldü. SS1 ile enfekte olan fareler, incelenen tüm zaman noktalarında büyük bir kolonizasyon gösterdi, ancak kültür yoluyla (Şekil (Şekil 5) 5) veya H. pylori ile SS1 (ΔhpaA) ile enfekte olmuş farelerin midelerinde bakteri tespit edilemedi. - herhangi bir zaman noktasında belirli PCR (veriler gösterilmemiştir). SS1'in (ΔhpaA) midede kolonizasyon sırasında kanamisin direncini kaybetmediğini doğrulamak için bakteriler kanamisin içeren ve içermeyen plakalar üzerinde büyütüldü. Bununla birlikte, kanamisin içermeyen plakalarda kültürden sonra da hiçbir bakteri tespit edilememiştir (veriler gösterilmemiştir). TARTIŞMA Hayvan modellerinde yapılan bağışıklama çalışmalarında birçok kolonizasyon ve virülans faktörü koruyucu antijenler olarak değerlendirilmiştir (17, 22). Bir bakteri proteininin bir aday aşı antijeni olarak kabul edilmesi için, tercihen korunması (yani, tüm suşlarda mevcut olması), salgılanması veya yüzeyde lokalize olması ve immünojenik (yani, bağışıklık sistemini uyarabilen) olması gerekir. HpaA tüm bu kriterleri karşılar; HpaA'yı kodlayan gen, tüm H. pylori izolatlarında bulunur ve bunlar tarafından eksprese edilir (9, 39), bu da bakteri için değerli olduğunu gösterir. Dahası, H. pylori ile enfekte denekler, bakterinin yok edilmesinden sonra düşen HpaA'ya karşı serum antikor yanıtları oluşturur (23, 37) ve HpaA, immünojenisitesini göstererek dendritik hücrelerin olgunlaşmasını ve antijen sunumunu indükler (36). Ek olarak, HpaA'nın hem hücre içinde hem de bakteri yüzeyinde ifade edildiği gösterilmiştir (20, 25). H. pylori enfeksiyonunda HpaA'nın önemini araştırmak için, daha önce açıklanan bir HpaA (25) mutasyonu, fareye uyarlanmış SS1 suşuna dahil edildi ve mutant suş, kolonizasyon kabiliyeti açısından test edildi veiyi kurulmuş bir hayvan modelinde immünojenite. Mutasyonun aşağı akış genlerinde veya ikinci bölge mutasyonlarında herhangi bir hasara neden olmadığını doğrulamak için, H. pylori suşu SS1'in genel protein ekspresyon modelini incelemek için 2-D DIGE analizi gerçekleştirdik. HpaA haricinde yabani tip suşta saptanan tüm protein noktaları, mutant suşta bulundu. Bununla birlikte, 11 benzersiz proteine karşılık gelen 13 nokta, yabani tip suş ile karşılaştırıldığında mutantta ekspresyon seviyelerinde küçük değişiklikler gösterdi; bunlardan yedi proteinin aşağı regüle olduğu ve dört proteinin yukarı regüle edildiği bulundu. Tanımlanan bu proteinler, genetik veya fonksiyonel düzeyde ilişkili görünmemektedir. Ek olarak, protein ekspresyon seviyesindeki küçük değişikliklerin normalde bir bakteri suşu (35) içinde meydana geldiği gösterilmiştir (E. Carlsohn ve diğerleri, yayınlanmamış veriler). Yabani tipin ve izojenik mutantının DIGE analizindeki en önemli bulgu, hpaA'nın aşağı akışında yer alan tig geninin kodladığı tetikleme faktörünün her iki suşta da benzer ekspresyon seviyeleri göstermesiydi. OMP'lerin toplam hücre ekstraktı gösteren standart 2-DE'de ayırt edilme eğiliminde oldukları iyi bilinmektedir. Bu, ilgilenilen proteinlerin hem zayıf çözünürlük hem de düşük ekspresyon seviyelerinden kaynaklanmaktadır ve bu nedenle, bu protein türleri için uygun bir izolasyon prosedürünün tasarlanması önemlidir. Tek boyutlu PAGE analizi ve triptik peptitlerin nano-LC FT-ICR MS ve MS / MS analizleri ile kombinasyon halinde OMP'lerin hücre altı fraksiyonasyonunu gerçekleştirdik. Bu yeni yaklaşımı kullanarak, araştırılan her iki suşta 20'den fazla dış zar proteini ve 8 flagella ile ilişkili protein belirledik. HpaA haricinde vahşi tip suşta bulunan tüm OMP'ler ayrıca mutant suşta ifade edildi. HpaA ve aşağı yönde gen omp18'in birlikte transkripsiyonu daha önce tarif edilmiştir (20). Bu nedenle, mutantta çevreleyen genler üzerindeki olası polar etkileri araştırmak için yapılandırılmış HpaA mutantında omp18 gen ürününün ekspresyonunu incelemek ilgi çekiciydi. Ne yazık ki, Omp18 proteini suşların hiçbirinde tespit edilmedi. Bununla birlikte, yabani tip ve mutant suşlardan omp18 mRNA'nın RT-PCR analizi, omp18'in her iki suşta da transkribe edildiğini açıkça gösterdi; bu, hpaA'nın bozulmasının, aşağı akım genleri üzerinde herhangi bir polar etkiye sahip olmadığını gösterdi (veriler gösterilmemiştir). Ek olarak, bildiğimiz kadarıyla, Omp18 proteini hiçbir zaman tespit edilmedi, bu da bunun çevrilmeyebileceğini, ancak sadece mRNA seviyesinde mevcut olabileceğini düşündürdü. İki suş arasında büyük bir fark tespit edilemediğinden, HpaA'nın fizyolojik öneminin değerlendirilmesi için bir hayvan modeline geçtik. In vivo çalışmalar, vahşi tip SS1 suşu ile enfekte olan farelerin yoğun şekilde kolonize edildiğini, izojenik mutantının incelenen tüm zaman noktalarında fareleri kolonize edemediğini gösterdi. Bu nedenle, mutantın laboratuvar koşullarında büyümede önemli farklılıklar göstermemesi gerçeği, gözlemlenen fenotipin kesinlikle in vivo bağımlı olduğunu gösterir. HpaA başlangıçta varsayılan bir N-asetilneuraminyllactose-bağlayıcı hemaglutinin olarak işaret edildi ve birkaç çalışma, in vitro yapışma çalışmalarında HpaA'nın işlevini aydınlatmaya çalıştı, ancak sonuçlar kesin değil. Örneğin, in vitro olarak mide hücre dizilerine bakteriyel bağlanma, inaktive edilmiş bir hpaA geninden etkilenmemiştir (25). Bununla birlikte, epitel hücre hatlarının, yeni izole edilmiş epitel hücrelerine kıyasla bakteriyel uyarılara oldukça farklı yanıt verdiği gösterilmiştir (4). Dahası, hpaA geninin silinmesi, bakterilerin daha önce tanımlanmış H. pylori bağlayıcı glikosfingolipidlere ince tabakalı kromatogramlar üzerinde bağlanmasıyla değerlendirildiği üzere, bakterilerin glikosfingolipid tanıma modelini etkilememiştir (1). Bu nedenle, hem ana SS1 suşu hem de HpaA nakavt mutantı, laktosilseramid, gangliotetraosilseramid, laktotetraosilseramid ve Leb-sonlu glikosifingolipidlere bağlanmıştır (S. Teneberg ve diğerleri, yayınlanmamış veriler). Bu nedenle, HpaA'nın bizzat kendisinin reseptör bağlanmasına doğrudan aracılık edip etmediği veya adhezin taşınmasını ve katlanmasını kolaylaştırmada yer alıp almadığı veya düzenleyici işlevler uygulayıp uygulamadığı tahmin edilebilir. HpaA'nın rolü ilerideki araştırmalarda açıklanmalıdır. Sonuç olarak, HpaA şifreleyen genin bozulmasının, yabani tip suş ile karşılaştırıldığında mutantta protein ekspresyon modelinde herhangi bir büyük farklılığa neden olmadığını gösterdik. Ayrıca, HpaA'nın in vivo HpaA'nın fizyolojik bir rolünü ilk kez oluşturarak, farelerin mide mukozasında bakteriyel kolonizasyon için gerekli olduğunu da gösterdik. Öz İnsan mide patojeni Helicobacter pylori ile enfeksiyon kronik gastrit, peptik ülser ve mide kanserine yol açabilir. Tüm H. pylori suşları, H. pylori enfeksiyonuna karşı bir aşı için umut verici bir aday olan yüzeyde lokalize protein HpaA'yı ifade eder. İncelemek içinHpaA'nın fizyolojik önemi, hpaA geninin bir mutasyonu, fareye uyarlanmış bir H. pylori suşuna dahil edildi. HpaA geninin kesintiye uğramasının aşağı akış genlerinde herhangi bir polar etkiye neden olmadığını veya ikinci bir bölge mutasyonu ile ilişkili olduğunu doğrulamak için, mutant ve vahşi tip suşların protein ekspresyon modelleri iki farklı proteomik yaklaşımla karakterize edildi. Dış zar protein profili için nano-sıvı kromatografi-Fourier dönüşümü iyon siklotron rezonans kütle spektrometresi ile birleştirilmiş tam hücre özütlerinin ve alt hücresel fraksiyonlamanın iki boyutlu diferansiyel jel içi elektroforez analizi, mutant ve vahşi arasındaki protein profilinde sadece küçük farklılıklar ortaya çıkardı -tip suşlar. Bu nedenle, mutant suş, iyi kurulmuş bir fare modelinde kolonileşme yeteneği açısından test edildi. Yabani tip suş ile aşılama, ağır şekilde H. pylori ile enfekte olmuş farelere yol açarken, HpaA mutant suşu kolonizasyon oluşturamadı. Bu nedenle, proteomik analizi ve in vivo çalışmaları birleştirerek, HpaA'nın H. kolonizasyonu için gerekli olduğu sonucuna vardık. ÖZ İnsan mide patojeni Helicobacter pylori ile enfeksiyon kronik gastrit, peptik ülser ve mide kanserine yol açabilir. Tüm H. pylori suşları, H. pylori enfeksiyonuna karşı bir aşı için umut verici bir aday olan yüzeyde lokalize protein HpaA'yı ifade eder. HpaA'nın fizyolojik önemini incelemek için, hpaA geninin bir mutasyonu, fareye uyarlanmış bir H. pylori suşuna dahil edildi. HpaA geninin kesintiye uğramasının aşağı akış genlerinde herhangi bir polar etkiye neden olmadığını veya ikinci bir bölge mutasyonu ile ilişkili olduğunu doğrulamak için, mutant ve vahşi tip suşların protein ekspresyon modelleri iki farklı proteomik yaklaşımla karakterize edildi. Dış zar protein profili için nano-sıvı kromatografi-Fourier dönüşümü iyon siklotron rezonans kütle spektrometresi ile birleştirilmiş tam hücre özütlerinin ve alt hücresel fraksiyonlamanın iki boyutlu diferansiyel jel içi elektroforez analizi, mutant ve vahşi arasındaki protein profilinde sadece küçük farklılıklar ortaya çıkardı -tip suşlar. Bu nedenle, mutant suş, iyi kurulmuş bir fare modelinde kolonileşme yeteneği açısından test edildi. Yabani tip suş ile aşılama, ağır şekilde H. pylori ile enfekte olmuş farelere yol açarken, HpaA mutant suşu kolonizasyon oluşturamadı. Bu nedenle, proteomik analizi ve in vivo çalışmaları birleştirerek, HpaA'nın farelerde H. pylori kolonizasyonu için gerekli olduğu sonucuna vardık. H. pylori adhesin A (HpaA), başlangıçta sialik asit bağlayıcı adhezin olarak tanımlanan, yüzeyde bulunan (7, 14, 20) bir lipoproteindir (25), ancak destekleyici kanıtlar hala eksiktir. H. pylori ile enfekte bireylerden elde edilen antikorlar tarafından tanınır (23, 39) ve HpaA proteininin ekspresyonunun daha önce H. pylori izolatları arasında yüksek oranda korunduğu bulunmuştur (9, 39). Dahası, genomik çalışmalar (2, 32) HpaA'nın diğer bilinen proteinlerle önemli bir dizi homolojisi göstermez. Birlikte ele alındığında bu, HpaA'yı H. pylori enfeksiyonuna karşı bir aşı antijeni olarak varsayılan bir aday yapar. Bu çalışmada, kolonizasyonda HpaA'nın rolünü incelemek için fareye uyarlanmış H. pylori Sydney suşu 1'de (SS1) bir HpaA mutantı oluşturduk. Birlikte transkripsiyon nedeniyle, yapılandırılmış gen mutasyonları, polar etkilere, yani bir operonda aşağı akım genlerin ekspresyonunu inhibe etme potansiyeline sahiptir. Ek olarak, bir genin devreden çıkarılmasının diğer genleri önceden tahmin edilemeyen bir şekilde etkileyebileceği gösterilmiştir (30). Bu nedenle, bir mutantı incelerken, proteomik analiz, bu değişikliklerin ne olabileceğine dair önceden bilgi sahibi olmadan protein ekspresyonundaki değişiklikleri izlemek için uygun bir yöntem sunar. Bu çalışmanın ilk amacı, fareye uyarlanmış SS1 suşu ve onun izojenik HpaA mutantının hpaA'nın aşağı akışında bulunan genlerin protein ekspresyonu dahil olmak üzere genel protein profilini incelemekti. Bu, bakterilerin tam hücre özütlerinin DIGE analizi ile karşılaştırıldığı proteomik bir yaklaşımla başarıldı. Ayrıca hücre altı fraksiyonlama ve tek boyutlu sodyum dodesil sülfat (SDS) -poliakrilamid jel elektroforezi (PAGE) analizini nano-LC Fourier dönüşümü (FT) iyon siklotron rezonansı (ICR) (FT-ICR) MS ve tandem MS (MS / MS) SS1 vahşi tip ve mutant suşların OMP profillerini karşılaştırmak için analiz eder. HpaA'nın konakçıda hayatta kalmak için gerekli olup olmadığını belirlemek için, farelere H. pylori SS1 veya HpaA mutant suşu ile enfekte edildi ve kolonizasyon seviyeleri MALZEMELER VE YÖNTEMLER SS1 hpaA-negatif / eksik mutant SS1'in (ΔhpaA) yapımı. HpaA mutantı, ilk olarak H. pylori suşu CCUG 17874'te, hpaA geninin 450 bp'lik bir delesyonu ile sonuçlanan iki aşamalı bir amplifikasyonla oluşturuldu (nazikçe P.Doig ve arkadaşları, Astrazeneca Research Center, Boston, MA) 1.4 kb'lik bir kanamisin kasetinin (25) yerleştirilmesi. Mutasyon, H. pylori CCUG 17874'ten doğal dönüşüm ile fareye uyarlanmış SS1 suşuna aktarıldı. Beş kanamisine dirençli transformant, kanamisin kasetinin yerleştirildiğini doğrulamak için iki HpaA'ya özgü primer (ileri primer, 5′-GGCGTAGAAATGGAAGCG-3 ′; ters primer, 5′-CCCAAGCTTCATCAGCCCTTAAATACACG-3 ′) (21) ile PCR ile analiz edildi. hpaA geni, vahşi tip SS1 suşununkinden daha büyük bir PCR ürünü ile sonuçlanır. Doğru yerleştirmeye sahip transformantlardan biri ayrıca SDS-PAGE ve HpaA'ya özgü monoklonal antikor HP30-1: 1: 6 ile immünoblotlama ile karakterize edildi (9). Bu suş, SS1 (ΔhpaA), immünoblotta negatifti. Suşlar ve kültür koşulları. Fareye uyarlanmış H. pylori suşları SS1 (CagA + VacA + Ley) (19) ve SS1 (ΔhpaA) tüm deneylerde kullanılmış ve stok kültürler olarak -70 ° C'de saklanmıştır. SS1 ve SS1'den (ΔhpaA) antijenlerin hazırlanması için bakteriler, mikroaerofilik koşullar altında (% 10 CO2,% 6 O2 ve% 84 N2) Kolombiya-Iso agar plakalarında 3 gün boyunca birleşmek üzere büyütüldü. SS1 (ΔhpaA), 25 μg / ml kan ile desteklenen kültürler haricinde, deney boyunca SS1 ile aynı şekilde kültürlendi.amisin. Büyüme eğrileri. SS1 ve SS1 (ΔhpaA) önce Kolombiya-Iso plakalarında 2 ila 3 gün boyunca birleşecek şekilde büyütüldü ve ardından 2 ml Brucella broth (Difco Laboratories) içinde 600 nm'de (OD600) 0.3 (1.5 × 109 bakteri) optik yoğunluğa yeniden süspanse edildi / ml). On altı dişi C57BL / 6 faresi, daha önce tarif edildiği gibi anestezi altında (Isoflurane; Abbott Scandinavia Ab, Solna, İsveç) Brucella besiyerinde yaklaşık 109 CFU H. pylori SS1 veya SS1 (ΔhpaA) ile oral yoldan enfekte edildi (27). Enfekte farelerde H. pylori SS1 (vahşi tip) ve SS1 (ΔhpaA) tespiti. (i) Kantitatif kültür. Farelerin kolonizasyonundaki SS1'in kinetiği, 2 ila 8 haftalık enfeksiyon arasında stabil kolonizasyon gösteren iyi karakterize edilmiştir (27). Farelerde SS1 (ΔhpaA) ile kolonizasyon kinetiğini belirlemek için, hayvanlar enfeksiyondan sonra çeşitli zaman noktalarında (3 gün, 3 hafta ve 8 hafta) öldürüldü. Mideler çıkarıldı ve gıda kalıntılarını çıkarmak için fosfat tamponlu salin ile yıkandı. Midenin bir yarısı daha önce tarif edildiği gibi kantitatif kültür için kullanıldı (27) ve diğer yarısı, PCR ile H. pylori'ye özgü genlerin saptanması için kullanıldı. SS1 (ΔhpaA) ile enfekte edilmiş farelerden alınan mide homojenatları, mide enfeksiyonu sırasında antibiyotik direncini kaybedip kaybetmediklerini incelemek için kan Skirrow plakalarında hem kanamisin içeren hem de içermeyen kültürlendi. SONUÇLAR H. pylori suşları SS1 ve SS1'deki (ΔhpaA) başlıca proteom bileşenlerinin karşılaştırılması. HpaA mutantının yapısını takip eden hiçbir spesifik protein ekspresyon değişikliğinin olmadığını belirlemek için, H. pylori suşu SS1'in proteomunu ve izojenik mutantını 2-DE bazlı DIGE sistemi ile analiz ettik. DIGE teknolojisi ile uyumlu hücre liziz tamponunun kullanılması ve 3 ila 10 pH aralığında izoelektrik odaklanma ile, dört kopyadaki her bir numuneden 800'den fazla farklı protein noktası, DeCyder yazılımı ve ardından manuel düzeltme ile tespit edildi. SS1 suşu ve SS1 (ΔhpaA) mutantındaki ekspresyon profillerinin analizi, önemli ölçüde değişen bir seviyeye (P <0.05) sahip az sayıda noktanın (13) tanımlanmasıyla sonuçlandı. Bu noktalardan sekizinin aşağı regüle edildiği ve beş noktasının SS1 (ΔhpaA) mutantında yukarı regüle edildiği bulundu (Şekil 1) .1). Proteinlerin tanımlanması için, bir preparatif jel Sypro ruby ile boyandı ve noktalar jelde sindirildi ve nano-LC FT-ICR MS ve MS / MS ile analiz edildi. Tablo1.1'de gösterilen proteinleri başarıyla belirledik. Özellikle, hpaA'nın aşağı akışında yer alan tig geninin kodladığı tetikleme faktörü, her iki suşta da benzer seviyelerde ekspresyon gösterdi (Şekil 11 ve 2) .2). Bununla birlikte, Omp18 (HP0796) ne vahşi tip suşta ne de mutantta saptanmıştır. Bu nedenle, hpaA geninin bozulmasının, aşağı akış geni omp18'in transkripsiyonunu etkilemediğinden emin olmak için, SS1 ve SS1 (ΔhpaA) mutant suşu üzerinde omp18'e özgü bir RT-PCR gerçekleştirildi ve bu, Omp18'in her iki suş (veriler gösterilmemiştir). Enfekte farelerde bakteri tespiti. H. pylori kolonizasyonu hem kantitatif kültür hem de H. pylori'ye özgü PCR ile tespit edildi. SS1 (ΔhpaA) için kolonizasyon modelini değerlendirmek için, fareler referans olarak SS1 (ΔhpaA) veya SS1 ile enfekte edildi ve ardından 3 gün ila 2 ay arasında değişen çeşitli zaman noktalarında öldürüldü. SS1 ile enfekte olan fareler, incelenen tüm zaman noktalarında büyük bir kolonizasyon gösterdi, ancak kültür yoluyla (Şekil (Şekil 5) 5) veya H. pylori ile SS1 (ΔhpaA) ile enfekte olmuş farelerin midelerinde bakteri tespit edilemedi. - herhangi bir zaman noktasında belirli PCR (veriler gösterilmemiştir). SS1'in (ΔhpaA) midede kolonizasyon sırasında kanamisin direncini kaybetmediğini doğrulamak için bakteriler kanamisin içeren ve içermeyen plakalar üzerinde büyütüldü. Bununla birlikte, kanamisin içermeyen plakalarda kültürden sonra da hiçbir bakteri tespit edilememiştir (veriler gösterilmemiştir). TARTIŞMA Hayvan modellerinde yapılan bağışıklama çalışmalarında birçok kolonizasyon ve virülans faktörü koruyucu antijenler olarak değerlendirilmiştir (17, 22). Bir bakteri proteininin bir aday aşı antijeni olarak kabul edilmesi için, tercihen korunması (yani, tüm suşlarda mevcut olması), salgılanması veya yüzeyde lokalize olması ve immünojenik (yani, bağışıklık sistemini uyarabilen) olması gerekir. HpaA tüm bu kriterleri karşılar; HpaA'yı kodlayan gen, tüm H. pylori izolatlarında bulunur ve bunlar tarafından eksprese edilir (9, 39), bu da bakteri için değerli olduğunu gösterir. Dahası, H. pylori ile enfekte denekler, bakterinin yok edilmesinden sonra düşen HpaA'ya karşı serum antikor yanıtları oluşturur (23, 37) ve HpaA, immünojenisitesini göstererek dendritik hücrelerin olgunlaşmasını ve antijen sunumunu indükler (36). Ek olarak, HpaA'nın hem hücre içinde hem de bakteri yüzeyinde ifade edildiği gösterilmiştir (20, 25). H. pylori enfeksiyonunda HpaA'nın önemini araştırmak için, daha önce açıklanan bir HpaA (25) mutasyonu, fareye uyarlanmış SS1 suşuna dahil edildi ve mutant suş, kolonizasyon kabiliyeti açısından test edildi veiyi kurulmuş bir hayvan modelinde immünojenite. Mutasyonun aşağı akış genlerinde veya ikinci bölge mutasyonlarında herhangi bir hasara neden olmadığını doğrulamak için, H. pylori suşu SS1'in genel protein ekspresyon modelini incelemek için 2-D DIGE analizi gerçekleştirdik. HpaA haricinde yabani tip suşta saptanan tüm protein noktaları, mutant suşta bulundu. Bununla birlikte, 11 benzersiz proteine karşılık gelen 13 nokta, yabani tip suş ile karşılaştırıldığında mutantta ekspresyon seviyelerinde küçük değişiklikler gösterdi; bunlardan yedi proteinin aşağı regüle olduğu ve dört proteinin yukarı regüle edildiği bulundu. Tanımlanan bu proteinler, genetik veya fonksiyonel düzeyde ilişkili görünmemektedir. Ek olarak, protein ekspresyon seviyesindeki küçük değişikliklerin normalde bir bakteri suşu (35) içinde meydana geldiği gösterilmiştir (E. Carlsohn ve diğerleri, yayınlanmamış veriler). Yabani tipin ve izojenik mutantının DIGE analizindeki en önemli bulgu, hpaA'nın aşağı akışında yer alan tig geninin kodladığı tetikleme faktörünün her iki suşta da benzer ekspresyon seviyeleri göstermesiydi. OMP'lerin toplam hücre ekstraktı gösteren standart 2-DE'de ayırt edilme eğiliminde oldukları iyi bilinmektedir. Bu, ilgilenilen proteinlerin hem zayıf çözünürlük hem de düşük ekspresyon seviyelerinden kaynaklanmaktadır ve bu nedenle, bu protein türleri için uygun bir izolasyon prosedürünün tasarlanması önemlidir. Tek boyutlu PAGE analizi ve triptik peptitlerin nano-LC FT-ICR MS ve MS / MS analizleri ile kombinasyon halinde OMP'lerin hücre altı fraksiyonasyonunu gerçekleştirdik. Bu yeni yaklaşımı kullanarak, araştırılan her iki suşta 20'den fazla dış zar proteini ve 8 flagella ile ilişkili protein belirledik. HpaA haricinde vahşi tip suşta bulunan tüm OMP'ler ayrıca mutant suşta ifade edildi. HpaA ve aşağı yönde gen omp18'in birlikte transkripsiyonu daha önce tarif edilmiştir (20). Bu nedenle, mutantta çevreleyen genler üzerindeki olası polar etkileri araştırmak için yapılandırılmış HpaA mutantında omp18 gen ürününün ekspresyonunu incelemek ilgi çekiciydi. Ne yazık ki, Omp18 proteini suşların hiçbirinde tespit edilmedi. Bununla birlikte, yabani tip ve mutant suşlardan omp18 mRNA'nın RT-PCR analizi, omp18'in her iki suşta da transkribe edildiğini açıkça gösterdi; bu, hpaA'nın bozulmasının, aşağı akım genleri üzerinde herhangi bir polar etkiye sahip olmadığını gösterdi (veriler gösterilmemiştir). Ek olarak, bildiğimiz kadarıyla, Omp18 proteini hiçbir zaman tespit edilmedi, bu da bunun çevrilmeyebileceğini, ancak sadece mRNA seviyesinde mevcut olabileceğini düşündürdü. İki suş arasında büyük bir fark tespit edilemediğinden, HpaA'nın fizyolojik öneminin değerlendirilmesi için bir hayvan modeline geçtik. In vivo çalışmalar, vahşi tip SS1 suşu ile enfekte olan farelerin yoğun şekilde kolonize edildiğini, izojenik mutantının incelenen tüm zaman noktalarında fareleri kolonize edemediğini gösterdi. Bu nedenle, mutantın laboratuvar koşullarında büyümede önemli farklılıklar göstermemesi gerçeği, gözlemlenen fenotipin kesinlikle in vivo bağımlı olduğunu gösterir. HpaA başlangıçta varsayılan bir N-asetilneuraminyllactose-bağlayıcı hemaglutinin olarak işaret edildi ve birkaç çalışma, in vitro yapışma çalışmalarında HpaA'nın işlevini aydınlatmaya çalıştı, ancak sonuçlar kesin değil. Örneğin, in vitro olarak mide hücre dizilerine bakteriyel bağlanma, inaktive edilmiş bir hpaA geninden etkilenmemiştir (25). Bununla birlikte, epitel hücre hatlarının, yeni izole edilmiş epitel hücrelerine kıyasla bakteriyel uyarılara oldukça farklı yanıt verdiği gösterilmiştir (4). Dahası, hpaA geninin silinmesi, bakterilerin daha önce tanımlanmış H. pylori bağlayıcı glikosfingolipidlere ince tabakalı kromatogramlar üzerinde bağlanmasıyla değerlendirildiği üzere, bakterilerin glikosfingolipid tanıma modelini etkilememiştir (1). Bu nedenle, hem ana SS1 suşu hem de HpaA nakavt mutantı, laktosilseramid, gangliotetraosilseramid, laktotetraosilseramid ve Leb-sonlu glikosifingolipidlere bağlanmıştır (S. Teneberg ve diğerleri, yayınlanmamış veriler). Bu nedenle, HpaA'nın bizzat kendisinin reseptör bağlanmasına doğrudan aracılık edip etmediği veya adhezin taşınmasını ve katlanmasını kolaylaştırmada yer alıp almadığı veya düzenleyici işlevler uygulayıp uygulamadığı tahmin edilebilir. HpaA'nın rolü ilerideki araştırmalarda açıklanmalıdır. Sonuç olarak, HpaA şifreleyen genin bozulmasının, yabani tip suş ile karşılaştırıldığında mutantta protein ekspresyon modelinde herhangi bir büyük farklılığa neden olmadığını gösterdik. Ayrıca, HpaA'nın in vivo HpaA'nın fizyolojik bir rolünü ilk kez oluşturarak, farelerin mide mukozasında bakteriyel kolonizasyon için gerekli olduğunu da gösterdik. Öz İnsan mide patojeni Helicobacter pylori ile enfeksiyon kronik gastrit, peptik ülser ve mide kanserine yol açabilir. Tüm H. pylori suşları, H. pylori enfeksiyonuna karşı bir aşı için umut verici bir aday olan yüzeyde lokalize protein HpaA'yı ifade eder. İncelemek içinHpaA'nın fizyolojik önemi, hpaA geninin bir mutasyonu, fareye uyarlanmış bir H. pylori suşuna dahil edildi. HpaA geninin kesintiye uğramasının aşağı akış genlerinde herhangi bir polar etkiye neden olmadığını veya ikinci bir bölge mutasyonu ile ilişkili olduğunu doğrulamak için, mutant ve vahşi tip suşların protein ekspresyon modelleri iki farklı proteomik yaklaşımla karakterize edildi. Dış zar protein profili için nano-sıvı kromatografi-Fourier dönüşümü iyon siklotron rezonans kütle spektrometresi ile birleştirilmiş tam hücre özütlerinin ve alt hücresel fraksiyonlamanın iki boyutlu diferansiyel jel içi elektroforez analizi, mutant ve vahşi arasındaki protein profilinde sadece küçük farklılıklar ortaya çıkardı -tip suşlar. Bu nedenle, mutant suş, iyi kurulmuş bir fare modelinde kolonileşme yeteneği açısından test edildi. Yabani tip suş ile aşılama, ağır şekilde H. pylori ile enfekte olmuş farelere yol açarken, HpaA mutant suşu kolonizasyon oluşturamadı. Bu nedenle, proteomik analizi ve in vivo çalışmaları birleştirerek, HpaA'nın H. kolonizasyonu için gerekli olduğu sonucuna vardık.
HPC HYDROXY PROPYL CELLULOSE
Cellulose, 2-hydroxypropyl ether; oxypropylated cellulose; E463; hyprolose cas no :9004-64-2
HPMA
émulsifiant non-ionique, cas no : 61791-12-6
HPMC-P
SYNONYMS Cellacefate; CAP; Celacefato; Cellacefato; Cellacefatum;Cellulose acetate hydrogen phthalate; cellulose acetate hydrogen 1,2-benzenedicarboxylate; Cellulose acetate phthalate; HPMCP; Hypromellose Phthalate; Cellulose acetate monophthalate; Cellulose acetate phthalate; Cellulose acetophthalate; Cellulose acetylphthalate; Cellulosi acetas phtalas; Cellulosi acetico-phthalas; Cellulosum; Acetylatum-phthalylatum; Cellulosum acetylphthalicum; CAS NO:9004-38-0
HUILE DE NOIX DE MACADAMIA
L'huile de noix de Macadamia est une huile, communément appelée hamamélis, obtenue àpartir de la noisette de Macademia.
En d’autres termes, l’huile de noix de Macadamia est obtenue àpartir de la noisette de Macadamia.



Numéro CAS : 159518-86-2



L'huile de noix de macadamia est fabriquée àpartir de noix de haute qualité provenant de l'État ensoleillé d'Australie, le Queensland.
En plus de ses bienfaits naturels pour la santé, l’huile de noix de macadamia est l’huile parfaite àutiliser avec les aliments.
L'huile de noix de macadamia a une qualité beurrée et délicate, et est parfaite pour la cuisson àhaute température (point de fumée 210°C).


Apportez une touche de douceur àvos repas avec cette délicieuse huile, l'Huile de Noix de Macadamia.
Transformez vos repas avec notre délicieuse huile de noix de macadamia
En utilisant notre huile de noix de macadamia extra vierge dans votre cuisine, vous pouvez transformer un repas régulier en quelque chose de spécial.


L'huile de noix de macadamia est une huile, communément appelée hamamélis, obtenue àpartir de noisette de macadamia.
L'huile de noix de macadamia contient de grandes quantités d'acide palmitoléique, d'acide okéique et d'acide linoléique.
L’huile de noix de macadamia contient également des oméga-6,7 et 3. En plus de tout cela, elle possède de la vitamine E et des propriétés antioxydantes.


L'huile de noix de Macadamia est une huile, communément appelée hamamélis, obtenue àpartir de la noisette de Macademia.
En d’autres termes, l’huile de noix de Macadamia est obtenue àpartir de la noisette de Macadamia.
L'huile de noix de macadamia possède de la vitamine E et des propriétés antioxydantes.


L’huile de noix de macadamia est utilisée dans le domaine de la phytothérapie, le type d’hamamélis le plus apprécié en cosmétique est « Hamamelis Virginiana ».
Il a été déterminé que l'huile de noix de macadamia contient de précieux composants contenus dans l'huile d'hamamélis qui présentent de nombreux avantages pour la peau.
Dans le domaine cosmétique, l'huile d'hamamélis possède également des propriétés hydratantes, raffermissantes, réparatrices, fortifiantes, anti-âge, antioxydantes, sébo-équilibrantes et assainissantes, anti-rougeurs et anti-acnéiques.


Pour avoir une peau et des cheveux sains, entretenez-les avec de l'huile de noix de Macadamia.
Ingrédients : Extrait d'écorce/feuille d'Hamamélis Virginiana
Il n'y a pas d'autres huiles ou mélanges dans le contenu du produit.


L'huile de noix de macadamia est produite sous sa forme pure.
L'huile de noix de macadamia ne contient aucun conservateur.
L'huile de noix de macadamia est obtenue àpartir de la noix de macadamia (Macadamia Ternifolia), un arbre qui pousse principalement en Australie, en Afrique du Sud et dans les régions du Pacifique.


La teneur en huile de l'huile de noix de macadamia fraîche est de 75 %.
L'huile pressée àfroid, Macadamia Nut Oil, est jaune pâle ou dorée avec une odeur caractéristique.
L'huile de noix de macadamia est habituellement utilisée sous une qualité raffinée, presque incolore/jaune pâle et presque inodore.


L'huile de noix de macadamia contient 80 % d'acides gras monoinsaturés, avec un rapport de 3:1 oléique et palmitoléique.
L'huile de noix de macadamia est l'une des huiles avec une teneur plus élevée en palmitoléique, environ 20 %, et c'est cette teneur qui la différencie des autres huiles.
L'huile de noix de macadamia est facilement absorbée dans les couches superficielles de la peau avec une action anti-inflammatoire.


L'huile de noix de macadamia est également appréciée pour son action drainante, anti-inflammatoire et protectrice du système circulatoire.
L'huile de noix de macadamia est utilisée pour les applications sur le visage et le corps.
L'huile de noix de macadamia possède des propriétés émollientes, nourrissantes, adoucissantes et raffermissantes.


Les gens négligent souvent l’huile de noix de macadamia pour cuisiner, mais c’est une source saine de graisses insaturées, de vitamine E et d’antioxydants.
L'huile de noix de macadamia a également un point de fumée plus élevé que de nombreuses autres graisses et huiles, y compris l'huile d'olive.
Cela fait de l’huile de noix de macadamia un bon choix pour faire sauter, rôtir et griller.


Certaines personnes utilisent également l’huile de noix de macadamia pure comme hydratant pour la peau et après-shampoing capillaire, affirmant que l’application topique présente de nombreux avantages pour la santé.
Cependant, la plupart des preuves de ces avantages sont largement anecdotiques ou indirectes.
L’huile de noix de macadamia est généralement sans danger àutiliser en cuisine ainsi que sur les cheveux et la peau.


L'huile de noix de macadamia, également connue sous le nom d'huile de macadamia, est une huile non volatile extraite des noix de l'arbre de macadamia (Macadamia integrifolia), indigène d'Australie.
L'huile de noix de macadamia est pressée àfroid àpartir des noix de l'arbre Macadamia integrifolia, originaire d'Australie. Avec sa belle odeur de noisette.


Huile de noix de macadamia, fabriquée uniquement avec les meilleures noix.
La saveur riche et noisette de l'huile de noix de macadamia et ses avantages nutritionnels la rendent populaire pour la cuisine, le rôtissage et les vinaigrettes, ou comme alternative au beurre pour la cuisson et la friture.


Il s'agit d'une huile fantastique et régénératrice, l'huile de noix de macadamia, qui est riche en acides gras mono-insaturés et contient des niveaux d'acide palmitoléique contrairement àtoute autre huile végétale connue.
Cela favorise une peau jeune et hydratée.


Riche en acides gras oméga 3 et 6, l'huile de noix de macadamia a été utilisée avec succès pour aider àguérir les cicatrices et les coups de soleil et est également considérée comme sans danger pour une utilisation dans les produits pour le visage et les produits pour bébés.
L'huile de noix de macadamia est plus épaisse que la plupart des huiles de support avec une sensation douce et légèrement collante sur la peau et peut prendre jusqu'àune heure pour être absorbée.


Cette longue durée de surface offre une bonne lubrification, ce qui rend l'huile de noix de macadamia excellente pour les huiles de massage du corps entier.
Une fois absorbée, l’huile de noix de macadamia laisse la peau douce et lisse.
Cet acide gras est également présent dans le sébum humain, qui diminue avec l'âge, c'est pourquoi l'huile de noix de macadamia peut être bénéfique dans les formulations anti-âge.


L'huile de noix de macadamia a été pressée àfroid directement àpartir de la noix.
Le processus de pression àfroid permet de conserver toutes les qualités nutritionnelles de l'huile de noix de macadamia.
L'huile de noix de macadamia contient l'un des niveaux les plus élevés de graisses mono-insaturées parmi les huiles culinaires, ce qui en fait un complément important àune alimentation saine.


L'huile de noix de macadamia est également riche en antioxydants et en oméga 3 et oméga 6.
L'arbre Macadamia, ou Macadamia integrifolia, est un petit arbre originaire du Queensland, en Australie.
Le Macadamia pousse entre 2 et 12 mètres de haut et est une espèce àfeuilles persistantes.


Cet arbre produit des fleurs blanches, roses ou violettes ainsi qu'un fruit ligneux qui, une fois ouvert, présente deux graines.
Ces graines, ou noix, sont connues sous le nom de noix de macadamia et, lorsqu'elles sont pressées àfroid, elles produisent une huile.
L'huile est de couleur dorée ou jaune pâle et a très peu d'odeur.


L'arbre Macadamia tire son nom du botaniste germano-australien Ferdinand von Mueller qui a donné àl'arbre le nom de son ami et scientifique, le Dr John Macadam.
Les peuples autochtones du Queensland consommaient des noix de macadamia depuis des siècles avant que les Européens ne les découvrent.


Les cultures autochtones appellent l'huile de noix de macadamia Bauple, Gyndl, Jindilli et Boombera.
L'huile de noix de macadamia présente de nombreux avantages pour la santé en raison de ses niveaux élevés de sélénium, de zinc et d'acides gras.
L'huile de noix de macadamia est une riche source d'acide oléique et d'acide palmitoléique, des acides gras naturellement présents dans la peau.


L'acide palmitoléique contient du squalène, prévenant les gerçures hivernales.
L'huile de noix de macadamia est une huile dense et hautement nutritive extraite des noix de l'arbre Macadamia integrifolia.
Cet arbre abondant est originaire d’Australie et se retrouve également dans certaines régions d’Hawaï.


L'huile de noix de macadamia a un goût exquis et constitue un véritable délice avec une saveur fine et délicate de beurre.
Les grosses noix de macadamia rondes sont soigneusement pelées et transformées et sont cultivées de manière biologique.
Faites-vous plaisir avec cette huile de luxe biologique pressée àfroid, l'huile de noix de macadamia !


Dégustez cette huile exquise, l'huile de noix de macadamia, sur des salades vertes ou des fromages frais, ou avec du poisson, des soupes et des jus de fruits frais.
Versez sur des desserts fins et savourez la saveur légèrement sucrée et vive de l'huile de noix de Macadamia.
L'huile de noix de macadamia a une couleur jaune pâle et une saveur légèrement noisetée.


Après ouverture, l'huile de noix de macadamia doit être conservée au réfrigérateur. Il est recommandé de consommer de l'huile de noix de macadamia une cuillère àcafé par jour.
L'huile de noix de macadamia est la plus saine de toutes les huiles de cuisson, à80 % monoinsaturées.
L’huile de noix de macadamia a aussi bon goût !


Nous adorons la saveur subtile de noisette de cette huile de noix de macadamia pure
Idéal pour les plats sautés et sautés avec un point de fumée élevé de 389°F.
Huile de noix de macadamiadélicieuse avec les plats de poisson, de poulet et de légumes.


Excellente comme huile de noix de macadamia pour les vinaigrettes ou pour être utilisée en pâtisserie comme substitut au beurre.
L'huile de noix de macadamia est une huile raffinée très légère avec une odeur neutre.
L'huile de noix de macadamia est riche en acide palmitoléique, qui est lié àun triglycéride naturel, elle est donc facilement absorbée par les couches supérieures de la peau.


L'huile de noix de macadamia possède d'excellentes propriétés d'étalement.
L'huile de noix de macadamia a des propriétés émollientes, régénératrices et revitalisantes pour la peau.
Il est préférable d'utiliser l'huile de noix de macadamia dans les 9 mois suivant la date de fabrication.


L’huile de noix de macadamia est une huile riche et réparatrice.
L'huile de noix de macadamia peut aider àcombattre les signes du vieillissement et constitue une huile de support idéale pour le visage.
L'huile de noix de macadamia provient des noix pressées de l'arbre de macadamia.


L'huile de noix de macadamia a un parfum exotique qui fonctionne bien avec les huiles essentielles d'aromathérapie robustes et boisées telles que le bois de santal, le bois de cèdre et l'encens.
L'huile de noix de macadamia est un délice pour la peau.
L'huile de noix de macadamia contient des acides gras monoinsaturés et ressemble beaucoup au sébum (l'huile naturellement produite par la peau pour aider àla protéger) et est rapidement absorbée par la peau.


L'huile de noix de macadamia est une huile non raffinée qui est sensible àla lumière et se dégrade en conséquence.
L’huile de noix de macadamia a une belle odeur de noisette.
L'huile de noix de macadamia est une huile particulièrement riche recommandée pour les soins des peaux matures.


L'huile de noix de macadamia contient des niveaux élevés d'acide palmitoléique qui protège contre les dommages environnementaux et de squalène qui régénère les cellules de la peau et fournit une couche barrière protectrice. Idéal pour les produits de soins de la peau et les soins des lèvres en hiver.
L'huile de noix de macadamia est pressée àfroid et non raffinée, elle dégage donc un parfum de noisette distinctif.


L'huile de noix de macadamia peut être mélangée àd'autres huiles végétales pour diluer l'arôme tout en profitant au maximum de ses propriétés bénéfiques.
L'huile de noix de macadamia est pressée par expulseur àpartir des noyaux du fruit de l'arbre de macadamia, produisant une huile légère et polyvalente naturellement riche en acides gras palmitoléiques et oléiques.


L'huile de noix de macadamia est vierge, ce qui signifie qu'elle n'est pas raffinée et porte donc une couleur caractéristique et un arôme de noisette avec une variation naturelle due àla matière première.
L'huile de noix de macadamia est relativement stable, résiste àl'oxydation en raison de sa composition en acides gras et a un point de fumée plus élevé qu'une grande partie des autres huiles végétales.


L'huile de noix de macadamia est un excellent ingrédient dans les formulations cosmétiques et de soins personnels en raison de ses propriétés émollientes naturelles.
L’huile de noix de macadamia est une excellente huile de soin pour tous les types de peau.
L'huile de noix de macadamia est connue comme « l'huile qui disparaît » car elle est très facilement absorbée en raison de sa similitude avec le profil en acides gras de la peau.


L'huile de noix de macadamia est très riche en acide palmitoléique, dont la production par notre peau diminue avec l'âge.
L'huile de noix de macadamia contient environ 60 % d'acide oléique, 19 % d'acide palmitoléique, 1 à3 % d'acide linoléique et 1 à2 % d'acide α-linolénique.
Certaines variétés contiennent àpeu près autant d’oméga-6 que d’oméga-3.


Bien que la macadamia soit cultivée dans de nombreuses régions du monde, le profil en acides gras de l’huile n’est pas grandement influencé par les facteurs environnementaux.
L'huile de noix de macadamia présente des propriétés chimiques typiques d'une huile végétale de triglycéride.
L'huile de noix de macadamia est également très stable en raison de sa faible teneur en graisses polyinsaturées.


L'huile de noix de macadamia contient jusqu'à85 % de graisses monoinsaturées
L'huile de noix de macadamia a une durée de conservation non réfrigérée d'un àdeux ans.
L'huile de noix de macadamia a un point de fumée de 210 °C


L'huile de noix de macadamia a un point d'éclair supérieur à300 °C.
Le Macadamia est un grand arbre tropical, connu avant tout pour sa petite noix ronde au goût très délicat et àforte teneur en huile.
Originaire des forêts d'Australie, la Macadamia est aujourd'hui cultivée principalement àHawaï et sur les plateaux kenyans.


La noix de Macadamia est connue dans la médecine autochtone depuis des milliers d'années grâce au grand trésor qu'elle contient, une huile adoucissante et réparatrice particulièrement riche en acides gras insaturés.
L'huile de macadamia provient des noix pressées de l'arbre de macadamia.


Après un processus de pression àfroid, nous obtenons une huile végétale jaune pâle, légère, non grasse et facilement absorbée par la peau et la tige capillaire.
L’huile de noix de macadamia est un délice inestimable pour la peau.
L'acide oléique, qui est un acide gras oméga-9, est très hydratant et régénérant.


Associé àl'acide linoléique contenu dans l'huile de macadamia, il aide àrestaurer la fonction barrière de la peau et àréduire la perte d'eau.
L'huile de noix de macadamia est un excellent support pour tous les bienfaits anti-âge.
Les acides gras oméga-7 empêchent également les mèches de cheveux de se casser facilement. Idéal pour manipuler les boucles épaisses et les cheveux frisottis.



UTILISATIONS et APPLICATIONS de l’HUILE DE NOIX DE MACADAMIA :
L'huile de noix de macadamia est principalement utilisée sous des formes non chauffées, telles que des vinaigrettes et des bruines.
Ceci est basé sur le principe que son utilisation non chauffée préserve mieux la saveur délicate et les composants nutritionnels de l’huile.
Par conséquent, bien que la tolérance àla chaleur de l’huile de noix de macadamia favorise son utilisation en cuisine, elle est souvent préférée dans les applications crues pour exploiter pleinement son profil de saveur unique.


L'huile de noix de macadamia est utilisée dans des applications culinaires comme huile de friture ou de salade, ainsi qu'en cosmétique pour ses propriétés émollientes et comme fixateur de parfum.
L'huile de noix de macadamia est riche en acides gras monoinsaturés et ressemble beaucoup au sébum (l'huile naturellement produite par notre peau pour aider àla protéger) et est donc rapidement absorbée par la peau sans sensation grasse.


L’huile de noix de macadamia est utilisée par les aborigènes australiens depuis des milliers d’années àdes fins médicinales et cosmétiques.
L'huile de noix de macadamia est l'une des sources les plus élevées d'acides gras palmitoléiques, un acide gras monoinsaturé présent dans le sébum de la peau.
À mesure que nous vieillissons, notre peau s'épuise de ce sébum, c'est pourquoi l'huile de noix de macadamia fait des merveilles pour les peaux vieillissantes et matures.


L'huile de noix de macadamia a un point de fumée raisonnable (210°C), ce qui signifie qu'elle peut être utilisée dans les sautés, les sautés ainsi qu'àla place du beurre dans les recettes de pâtisserie ou pour enrober les légumes.
Vous pouvez également utiliser l’huile de noix de macadamia pour assaisonner les salades.


On pense que l’huile de noix de macadamia pénètre mieux et plus profondément dans la peau que la plupart des autres huiles de support et ne laisse aucun résidu gras.
Cela fait de l’huile de noix de macadamia une excellente huile de base àutiliser pour les mélanges de massage avec des huiles essentielles, car elle aide àinfuser les propriétés positives des huiles essentielles dans la peau.


L’huile de noix de macadamia est facilement absorbée et constitue un fantastique revitalisant pour la peau.
L'huile de noix de macadamia est particulièrement bénéfique pour les peaux sèches, matures et sujettes aux rides, car elle contient de grandes quantités du même acide palmitoléique que celui présent dans le sébum humain.


L'huile de noix de macadamia fonctionne très bien seule, mais elle est encore meilleure lorsqu'elle est utilisée comme huile de support en combinaison avec des huiles essentielles pures.
L'huile de noix de macadamia est très bénéfique pour la peau, renforçant ses propriétés réparatrices et protectrices et aidant àsoutenir sa capacité àse guérir elle-même.


L'huile de noix de macadamia est une source puissante d'acides gras oméga-9 et peut être utilisée de nombreuses façons pour les soins personnels et pour rehausser n'importe quelle cuisine.
À mesure que la peau vieillit, elle produit moins de sébum, ce qui fait de l’huile de noix de macadamia l’huile parfaite pour le vieillissement cutané.
L'huile de noix de macadamia est riche en nutriments et en acides gras essentiels et possède des propriétés d'absorption exceptionnellement bonnes.


L'huile de noix de macadamia a toujours été utilisée pour traiter les cicatrices, les coups de soleil, les blessures mineures et autres irritations cutanées.
L'huile de noix de macadamia est particulièrement appréciée comme huile de massage du visage dans les salons de beauté et est également idéale pour hydrater le décolleté après une exposition au soleil.


L'huile de noix de macadamia est facilement absorbée par la peau, ce qui en fait une huile de support courante utilisée dans les produits de soin topiques tels que les sérums pour le visage, les lotions, les crèmes pour la peau et les hydratants.
En plus des utilisations en matière de soins personnels, l'huile de noix de macadamia est recherchée dans toute l'industrie culinaire comme huile de cuisson et dans une variété de sauces, de vinaigrettes et de produits alimentaires emballés.


L'huile de noix de macadamia est utilisée dans les formules de soins de la peau, les crèmes, les lotions, les huiles de massage, les crèmes/huiles de réflexologie, les produits de soins capillaires et de bain.
Totalement comestible – L’huile de noix de macadamia peut être utilisée dans les aliments comme huile de friture ou de salade, ainsi que dans les formulations cosmétiques comme émollient ou fixateur de parfum.


L’huile de noix de macadamia peut également être utilisée pour la friture car elle a une capacité thermique élevée.
Utilisez-le sur Macadamia Nut Oilown (il a une odeur de noisette, un peu similaire aux noix de macadamia !!) ou mélangez-le avec de l'huile de rose musquée, de rose, de néroli ou d'autres huiles essentielles pour un régal du visage vraiment exquis !


-Utilisations de l'huile de noix de macadamia dans les aliments :
L'huile de noix de macadamia possède des propriétés propices àla cuisson àhaute température, telles qu'un point de fumée élevé et une résistance àla dégradation oxydative.
Ces qualités suggèrent son aptitude aux techniques culinaires impliquant de la chaleur.
Une étude examinant le mélange d'huile d'oléine de palme raffinée, blanchie et désodorisée et d'huile de Macadamia integrifolia pour la friture, a révélé que cette dernière présentait une stabilité améliorée et une oxydation réduite, soulignant son potentiel pour les applications de cuisson àhaute température.


-Application cutanée topique :
L'huile de noix de macadamia est un ingrédient de nombreux produits de soins de la peau, mais une personne peut également appliquer l'huile pure directement sur la peau.
Il est important de tester d’abord l’huile de noix de macadamia sur une petite zone de la peau. ,
Bien que l’huile de noix de macadamia soit généralement sans danger, certaines personnes peuvent développer une éruption cutanée après l’avoir appliquée directement sur la peau.
Les personnes allergiques aux noix devraient éviter d’utiliser l’huile de noix de macadamia.


-Utilisations de l'huile de noix de macadamia pour la cuisson :
L’huile de noix de macadamia étant une huile au goût extrêmement agréable, elle est extrêmement polyvalente.
L'huile de noix de macadamia a une saveur douce de beurre et peut être utilisée pour le rôtissage, la cuisson au four et la friture.
L'huile de noix de macadamia est également idéale pour la vinaigrette et comme substitut du beurre dans les pâtisseries.
L’huile de noix de macadamia peut également être utilisée comme base pour les vinaigrettes et comme alternative au beurre en pâtisserie.



AVANTAGES ET UTILISATIONS DE L'HUILE DE NOIX DE MACADAMIA :
Utilisée en cosmétique ou localement en général, l'huile de noix de macadamia est réputée pour rafraîchir, raviver et renforcer la peau grâce àson émollience.
On pense qu'il unifie le teint grâce àses propriétés tonifiantes qui favorisent l'élimination de conditions telles que l'acné et l'eczéma, améliorant ainsi la texture et l'apparence de la peau.

De consistance légère, l'huile de noix de macadamia présente une absorption rapide dans la peau sans obstruer les pores et constitue àla fois un hydratant réparateur pour les peaux sèches et àimperfections ainsi qu'un ingrédient idéal dans les mélanges de massage naturels.
L'huile de noix de macadamia agit pour équilibrer la production de sébum dans la peau de tous types tout en apaisant l'inflammation et en protégeant la peau contre les polluants environnementaux agressifs.

Lorsqu'elle est utilisée dans des applications de soins capillaires, comme ingrédient dans des shampooings ou revitalisants naturels, l'huile de noix de macadamia a le même effet protecteur, conditionnant les cheveux et le cuir chevelu pour calmer naturellement l'inflammation et favoriser la santé, l'éclat, la croissance et la force des mèches.
L'huile de noix de macadamia est également idéale pour les lèvres, elle retient l'humidité et adoucit les lèvres naturellement.



5 BIENFAITS DE L'HUILE DE NOIX DE MACADAMIA POUR VOTRE PEAU :
1. Une peau plus lisse
L'huile de noix de macadamia aide àobtenir une peau plus lisse et aide àconstruire et àrenforcer la barrière cutanée.
L'acide oléique, présent dans l'huile de noix de macadamia, est idéal pour maintenir la souplesse de la peau.
L'huile de noix de macadamia contient de nombreux acides gras supplémentaires en plus de l'acide oléique, qui aident àadoucir votre peau et àla protéger contre les sensations de tiraillement ou de sécheresse.


2. Hydraté
En termes d'hydratation, l'eau que vous buvez nourrit toutes les autres parties de votre corps et votre peau est la dernière partie du corps àêtre hydratée.
Boire beaucoup d’eau ne vous donnera pas une peau exceptionnellement hydratée.
Nous vous recommandons d’essayer l’huile de noix de macadamia car elle contient tout ce dont votre peau a besoin pour être hydratée et maintenir son propre équilibre hydrique naturel.
L'huile de macadamia regorge de vitamine E, qui se lie àl'eau et la retient dans les cellules de votre peau.


3. Calme
Vous avez la peau sensible ?
Votre visage devient-il rouge et enflammé, peu importe ce que vous mettez dessus ?
L'huile de noix de macadamia contient des quantités plus élevées d'acides gras oméga 3 et oméga 6, qui ont de puissantes propriétés calmantes.

Même les peaux les plus sensibles peuvent bénéficier de l’huile de noix de macadamia car elle contient une quantité équilibrée d’acides gras oméga 3 et oméga 6.
L'huile de noix de macadamia peut aider àcalmer et apaiser la peau rouge, qui démange, sèche, squameuse ou irritée afin de l'aider àretrouver son équilibre normal.
Même si votre peau est naturellement grasse, l’huile de noix de macadamia est un choix fantastique pour vous.
L'huile de noix de macadamia améliore la barrière naturelle de l'huile de votre peau.


4. Riche en antioxydants
Les antioxydants sont essentiels àla santé des cellules de votre peau.
Les radicaux libres sont des molécules instables qui s’attachent aux cellules de votre peau et les endommagent.
Les antioxydants aident les cellules de votre peau àcombattre et àneutraliser les radicaux libres.

Les radicaux libres sont produits par les rayons ultraviolets du soleil, le tabac, la pollution et même les additifs alimentaires comme le sucre.
La peau endommagée par les radicaux libres semble terne et plus vieille qu’elle ne l’est en réalité.
Le squalène, l’un des antioxydants les plus puissants présents dans l’huile de noix de macadamia, est également son meilleur antioxydant.

La réaction de vos cellules au stress des radicaux libres est atténuée par le squalène.
Votre corps produit naturellement du squalène, mais àmesure que nous vieillissons, ces niveaux diminuent.
C’est làque l’huile de noix de macadamia entre en jeu, fournissant du squalène aux cellules, protégeant notre peau et lui permettant de vieillir de la manière la plus élégante.


5. Réduire visiblement l’apparence des rides
En favorisant la régénération des kératinocytes cutanés, l'acide palmitoléique et le squalène présents dans l'huile de noix de macadamia peuvent retarder l'apparition des rides.
De plus, l'acide linoléique aide àmaintenir l'hydratation et la souplesse de la peau en réduisant la perte d'eau transépidermique (TEWL).
Les propriétés hydratantes de l'huile de macadamia sont bénéfiques pour les peaux sèches, les peaux âgées, les peaux des nouveau-nés, les baumes àlèvres et les crèmes pour les yeux.



AVANTAGES DE L'HUILE DE NOIX DE MACADAMIA :
Cette huile est pressée àfroid àpartir de la noix du macadamia, un arbre àfeuilles persistantes aux fleurs blanches àroses et violettes, originaire d'Australie.
La plupart des arbres Macadamia ternifolia cultivés commercialement se trouvent désormais àHawaï et en Afrique de l’Est.

L'huile de noix de macadamia est riche en oméga 7, en acide palmitique (22 %), excellent pour traiter les peaux sèches, matures et abîmées.
Les effets hydratants de l’huile de noix de macadamia durent longtemps et l’humidité est retenue pendant plusieurs heures.
Si elle est utilisée seule, l’huile de noix de macadamia peut sembler un peu lourde en raison de sa barrière grasse et protectrice sur la peau.

L'huile de noix de macadamia peut être combinée dans des mélanges de massage et des formulations de soins de la peau avec l'une des huiles plus légères, comme l'abricot ou les pépins de raisin, pour réduire la lourdeur et augmenter l'absorption.

La sensation riche et « moelleuse » de l'huile de noix de macadamia est une qualité particulièrement utile lorsqu'une crème plus épaisse est souhaitée, comme les crèmes hautement émollientes et les lotions solaires.
Sa capacité àlaisser un fini soyeux et non gras rend également l'huile de noix de macadamia populaire dans les produits capillaires pour lisser la cuticule et laisser une brillance brillante.

En ce qui concerne les noix, les noix de macadamia sont reines car elles sont les plus riches en graisses monoinsaturées saines et les plus faibles en graisses inflammatoires oméga-6.
L'huile de noix de macadamia est une huile extrêmement stable, avec une durée de conservation plus longue que de nombreuses autres huiles pressées àfroid.
Sa stabilité, ainsi que sa qualité émolliente et sa similitude avec le sébum humain, font de l'huile de noix de macadamia un ingrédient populaire dans les cosmétiques, en particulier dans les formules de soins de la peau.

L'huile de noix de macadamia est non seulement nutritive en termes de ses huiles, mais aussi par sa multitude de vitamines – A, B1, B2, B6, C et E – et sa teneur en minéraux.
La teneur en phytostérols de l'huile de noix de macadamia est attribuée àla récupération cutanée, àla réduction des démangeaisons et de l'inflammation (comme une « cortisone naturelle »).



10 BIENFAITS DE L'HUILE DE NOIX DE MACADAMIA POUR LES SOINS DE LA PEAU :
À part l’huile de jojoba (qui est en fait considérée comme un ester cireux par opposition àune huile), c’est celle qui se rapproche le plus du sébum naturel de la peau.
L'huile de noix de macadamia est une huile hypoallergénique et non comédogène.
L'huile de noix de macadamia contient du squalène et de l'acide oléique qui aident àla régénération cellulaire, ce qui rend cette huile particulièrement utile pour les peaux sèches ou gercées car elle adoucit et hydrate.

L'huile de noix de macadamia contient de l'acide linoléique oméga 6 qui est utile pour équilibrer la production de sébum des peaux grasses et crée une barrière protectrice naturelle.
La coque dans laquelle l'huile de noix de macadamia est contenue et ajoutée àl'huile est riche en vitamine E naturelle.
Les huiles extraites de macadamia contiennent des oméga 7 ou acide palmitoléique, bénéfiques pour la cicatrisation des plaies, des plaies, des égratignures et des brûlures.

L'huile de noix de macadamia contient des phytostérols qui soulagent les démangeaisons et les rougeurs.
L'huile de noix de macadamia est une huile hautement émolliente, légère et pénétrante, excellente pour les peaux sèches et matures qui ont une production réduite de sébum naturel.

L'huile extraite de l'huile de noix de macadamia possède d'excellentes propriétés d'étalement, de lubrification et de pénétration qui confèrent un effet lisse et non gras.
L’huile de noix de macadamia a également un léger effet de protection solaire.
Lorsque vous la mangez, l'huile de noix de macadamia présente un équilibre parfait en termes d'oméga 3:6 (acides gras essentiels que notre corps ne fabrique pas).

Les oméga-3 sont des anti-inflammatoires réputés et les oméga-6 sont des pro-inflammatoires, ce qui les rend utiles pour toute maladie de nature inflammatoire telle que l'arthrite et les maladies cardiovasculaires.

Outre tous les bienfaits qu'elle apporte àvotre peau, la composition de l'huile extraite de macadamia est riche en composés phytochimiques tels que les tocophérols, le squalène et les tocotriénols, qui protègent l'huile contre l'oxydation.
Alors que de nombreuses huiles rancissent assez rapidement, l’huile de noix de macadamia est considérée comme stable une fois récoltée pendant une période de deux ans.



COMMENT UTILISER L'HUILE DE NOIX DE MACADAMIA DANS VOTRE CUISINE :
*Comme vinaigrette
Pour une délicieuse vinaigrette, l’huile de noix de macadamia constitue une excellente base.
La recette de vinaigrette àla macadamia est simple et rapide àpréparer. Mélangez l'huile de noix de macadamia, le vinaigre de vin rouge, le sucre en poudre, la moutarde de Dijon, le sel et le poivre et appliquez généreusement.


*En marinade
L’huile de noix de macadamia constitue également une base fantastique pour une marinade pleine de saveur.
La recette d'agneau marocain avec riz pilaf macadamia est un repas copieux et sain qui plaira àcoup sûr àvotre famille.
Les lanières d'agneau sont marinées avec un savoureux mélange d'huile de macaroni, d'ail, de cumin et de sumac.


*Dans un sauté
Un wok chaud et de l'huile de noix de macadamia sont le point de départ idéal pour votre prochain sauté.
Ce sauté de poulet, de champignons et d'huile de noix de macadamia est un dîner familial rapide et qui plaira àtous en milieu de semaine.

Huile de noix de macadamia comme substitut du beurre lors de la cuisson.
Une autre façon intelligente d’utiliser l’huile de noix de macadamia est de remplacer le beurre.

Dans cette recette décadente de gâteau aux fruits et au chocolat épicé, les raisins secs, les pruneaux, le rhum et le chocolat figurent aux côtés de l'ingrédient secret : une demi-tasse d'huile de maca de qualité supérieure de Brookfarm.
Le gâteau se déguste de préférence avec une généreuse portion de glace àla vanille ou de crème anglaise.


*Pour rôtir
Insufflant une nouvelle vie au rôti du dimanche, ce poulet rôti farci au couscous àl'huile de noix de macadamia est une délicieuse version du poulet rôti classique.
Pour impressionner vos invités, nos pelures de pommes de terre rôties avec macadamia, bacon, roquette et fromage bleu sont un incontournable des fêtes de type tapas.


*Huile de noix de macadamia pour la friture
Celle-ci peut être utilisée pour la friture, offrant une alternative plus saine aux autres huiles de friture.
Ce poisson pané àla bière avec du sel de macadamia et de la poussière de poivre met parfaitement en valeur les avantages de la friture avec de l'huile de macaroni – le résultat est un poisson pané croustillant et délicieux.



QUELS SONT LES BIENFAITS DE L’UTILISATION DE L’HUILE DE NOIX DE MACADAMIA SUR VOTRE PEAU ?
C'est un choix idéal pour les produits de soin de la peau, car l'huile de noix de macadamia contient plus de 20 % d'acide palmitoléique, qui aide àretenir l'humidité de la peau.
L’huile de noix de macadamia est donc un ingrédient particulièrement intéressant àavoir dans les produits destinés aux peaux matures ou sèches.



QUELS SONT LES BIENFAITS DE L’UTILISATION DE L’HUILE DE NOIX DE MACADAMIA SUR VOS CHEVEUX ?
Lorsqu'elle est utilisée dans les produits de soins capillaires, l'huile de noix de macadamia peut être utilisée pour revitaliser le cuir chevelu car elle aidera àgarder les cheveux doux et plus épais sans sensation collante.
L'utilisation régulière de l'huile de noix de macadamia dans les produits capillaires aide les cheveux àconserver leur éclat plus longtemps avec un aspect plus brillant.
L’huile de noix de macadamia rend également les cheveux secs et bouclés beaucoup plus souples et plus faciles àcoiffer.



LES BIENFAITS POUR LA SANTÉ DE L’HUILE DE NOIX DE MACADAMIA :
L’huile de noix de macadamia est une huile saine que les gens utilisent pour cuisiner.
L’utilisation de l’huile de noix de macadamia peut également présenter des avantages pour la santé du cœur, des cheveux et de la peau.
Les noix de macadamia poussent sur des macadamias, originaires d’Australie.

Tout comme l’huile d’olive, l’huile de noix de macadamia est un liquide àtempérature ambiante.
Les gens utilisent l’huile de noix de macadamia dans des applications de cuisine, de santé et de beauté.
L’huile de noix de macadamia est riche en nutriments, notamment en acides gras sains et en potassium.
Pour cette raison, de nombreuses personnes pensent que l’huile de noix de macadamia présente de nombreux avantages pour la santé.



CUISINER ET MANGER, HUILE DE NOIX DE MACADAMIA :
Une personne peut utiliser l’huile de noix de macadamia comme substitut àd’autres huiles dans de nombreux plats.
Avec un point de fumée plus élevé que certaines autres huiles, comme l'huile d'olive, l'huile de noix de macadamia est parfaite pour faire sauter, rôtir et griller.
Sa saveur douce fait également de l’huile de noix de macadamia un bon choix pour les pâtisseries ou comme base appropriée pour les vinaigrettes et les marinades.



AVANTAGES DE L'HUILE DE NOIX DE MACADAMIA :
L'huile de noix de macadamia offre plusieurs avantages potentiels pour la santé lorsqu'une personne l'utilise en cuisine et dans le cadre d'une alimentation équilibrée et saine.
Ceux-ci inclus:


*Santé cardiaque
La consommation d’huile de noix de macadamia peut favoriser la santé cardiaque.
L’huile de noix de macadamia contient des niveaux élevés de graisses monoinsaturées.
Selon l'American Heart Association (AHA), les graisses monoinsaturées peuvent réduire les niveaux de mauvais cholestérol, ce qui, àson tour, peut réduire le risque de crise cardiaque et d'accident vasculaire cérébral.


*Antioxydants
L'huile de noix de macadamia est une source d'antioxydants.
Selon le Centre national de santé complémentaire et intégrative, les radicaux libres présents dans l'organisme peuvent provoquer un stress oxydatif.
Cela pourrait jouer un rôle dans le vieillissement et le développement d’un certain nombre de maladies, dont le cancer.

La consommation d’antioxydants peut toutefois aider àcontrer ces radicaux libres.
L'huile de noix de macadamia est également riche en acide oléique, un acide gras insaturé qui possède des propriétés antioxydantes.
D'autres études indiquent que la consommation d'acide oléique pourrait avoir un effet bénéfique sur le cancer et les maladies inflammatoires et auto-immunes.
Cependant, des recherches supplémentaires sont nécessaires pour confirmer ces résultats.


*Vitamine E
L'huile de noix de macadamia contient également des substances appelées tocotriénols, qui font partie de la famille des vitamines E.
La recherche indique que la vitamine E et les tocotriénols sont de puissants antioxydants qui peuvent protéger contre le cancer et divers autres problèmes de santé, notamment les maladies cardiovasculaires et neurologiques.



COMMENT UTILISER L'HUILE DE NOIX DE MACADAMIA POUR LA CUISSON :
L'huile de noix de macadamia est un excellent choix pour la cuisine et présente en même temps de nombreux avantages pour la santé.
L'huile de noix de macadamia a une saveur extrêmement agréable, àla fois beurrée et noisetée.
De plus, l’huile de noix de macadamia a un point de fumée très élevé, ce qui en fait un excellent choix pour la friture.

L'huile de noix de macadamia est riche en graisses monoinsaturées, les graisses saines qui abaissent le cholestérol.
Une huile de noix de macadamia de haute qualité peut être très utile dans votre cuisine.
Les graisses monoinsaturées sont des graisses saines qui abaissent le cholestérol.
L'huile de noix de macadamia est également riche en antioxydants qui combattent les radicaux libres, des atomes dangereux qui endommagent vos cellules.



GOÛT DE L'HUILE DE NOIX DE MACADAMIA :
Avec ses saveurs délicates, onctueuses et beurrées, l'huile de noix de macadamia extra vierge Olivado est parfaite pour être poêlée ou utilisée comme substitut du beurre lors de la cuisson.
L'huile de noix de macadamia peut être utilisée dans les pâtisseries et tous les produits de boulangerie, ainsi que dans les omelettes et autres plats àbase d'œufs pour rehausser la texture et le goût.
L'huile de noix de macadamia est également idéale pour grésiller les steaks àla poêle ou sur le barbecue.



LES BIENFAITS POUR LA SANTÉ DE L’HUILE DE NOIX DE MACADAMIA :
L’huile de noix de macadamia présente des bienfaits surprenants pour la santé qui s’ajoutent àun mode de vie sain.
Riches en acides gras essentiels, comme l'acide palmitoléique, qui aident àprévenir le vieillissement prématuré, les noix de macadamia sont également riches en acide oléique, qui aide àprévenir la perte d'eau transépidermique (TEWL), ce qui les rend parfaites pour hydrater les peaux sèches et sensibles.

L'huile de noix de macadamia contient également une forte proportion de ces acides gras monoinsaturés oméga-7, ce qui donne àvos cheveux un coup de pouce supplémentaire, soit lorsqu'elle est ingérée, soit lorsqu'elle est frottée directement sur vos boucles et vos mèches.
L'huile de noix de macadamia est également très riche en antioxydants naturels et contient des oméga 3 et des oméga 6, qui peuvent avoir un effet puissant sur la santé globale du corps, ainsi qu'une riche source de fibres.



AVANTAGES DE L'HUILE DE NOIX DE MACADAMIA :
Certaines personnes affirment que l’application de l’huile de noix de macadamia sur la peau présente des avantages pour la santé.
Ces bienfaits incluent l’hydratation et la prévention des rides et des dommages cutanés.

Cependant, les preuves de ces avantages sont largement anecdotiques ou indirectes.
La vitamine E présente dans l'huile de noix de macadamia possède de nombreuses propriétés qui peuvent être bénéfiques pour la peau.
Par exemple, l’huile de noix de macadamia est facilement absorbée, ce qui en fait un bon hydratant pour les peaux très sèches.

*Revitalisant capillaire naturel
De nombreuses personnes utilisent de l’huile de noix de macadamia pure pour renforcer et revitaliser leurs cheveux.
De la même manière que pour l’huile d’olive, une personne peut prendre une petite quantité d’huile et frotter l’huile de noix de macadamia directement dans ses cheveux.
Il est généralement préférable de laisser l’huile de noix de macadamia pénétrer dans les cheveux pendant une courte période avant de rincer l’excédent.



BIENFAITS POUR LA SANTÉ DE L'HUILE DE NOIX DE MACADAMIA :
Voici quelques-uns des avantages pour la santé de l’huile de noix de macadamia :

*Santé cardiovasculaire
L'huile de noix de macadamia contient une concentration élevée d'acides gras bénéfiques, supérieure àde nombreuses autres huiles.
Les triglycérides sont essentiellement des graisses présentes dans le sang, ce qui peut être extrêmement nocif pour votre cœur car ils peuvent obstruer les artères, augmentant ainsi le risque d'athérosclérose, de crise cardiaque et d'accident vasculaire cérébral.
La teneur élevée en acide oléique de l'huile de noix de macadamia (encore plus élevée que l'huile d'olive) la rend essentielle pour harmoniser les taux de cholestérol et abaisser les taux de triglycérides dans le sang.


*Niveaux d'énergie
Bien que les avantages pour la santé cardiaque et l'équilibre du cholestérol soient évidents, l'huile de noix de macadamia a une teneur élevée en calories, fournissant un regain d'énergie rapide au corps, que l'huile peut également fournir.


*Antioxydant potentiel
Selon des études, l'huile de noix de macadamia contient une grande quantité d'antioxydants, notamment des tocotriénols, qui peuvent avoir un impact significatif sur la santé globale du corps.
Les radicaux libres sont des sous-produits nocifs du métabolisme cellulaire qui peuvent provoquer divers troubles chroniques, notamment l'apoptose et la mutation cellulaire.
Les antioxydants sont des produits chimiques qui les neutralisent.
La teneur élevée en antioxydants de l'huile de noix de macadamia en fait un complément précieux pour votre système immunitaire et peut aider au nettoyage de l'ensemble de votre système.


*Santé optique
Certains antioxydants contenus dans l’huile de noix de macadamia ont été associés àune meilleure santé oculaire, notamment en prévenant la dégénérescence maculaire et en retardant la formation de la cataracte.
Ceci est accompli grâce àla même méthode de neutralisation des radicaux libres que les autres bienfaits antioxydants de l'huile de noix de macadamia.


*Conserve les bonnes graisses
L'huile de noix de macadamia a un point de fumée plus élevé que les autres huiles.
Par conséquent, lorsque vous cuisinez avec de l'huile de noix de macadamia, vous êtes moins susceptible de brûler les graisses saines qui sont la principale raison pour laquelle vous l'utilisez en premier lieu.
Cela aidera également àpréserver la saveur de l'huile de noix de macadamia, qui est agréable et précieuse pour une variété de plats, principalement lorsqu'elle est utilisée comme vinaigrette.



À QUOI RESSEMBLE L’HUILE DE NOIX DE MACADAMIA ?
L’huile de noix de macadamia est une huile de couleur jaune clair àjaune doré, légèrement plus épaisse.



QUELLE ODEUR L’HUILE DE NOIX DE MACADAMIA ?
L’huile de noix de macadamia a un léger arôme de noisette.



COMMENT UTILISER L'HUILE DE NOIX DE MACADAMIA :
Utilisez jusqu'à100 % d'huile de noix de macadamia dans des produits anhydres tels que des baumes, des masques, des beurres et des gommages.
Vous pouvez également utiliser l’huile de noix de macadamia dans des émulsions et des produits de soins capillaires.
L'huile de noix de macadamia a une bonne stabilité thermique et peut donc être utilisée au stade 1 (stade gras), une bonne stabilité àl'oxydation, un taux d'absorption rapide et est soluble dans l'huile.



HISTOIRE ET ORIGINES DE L’HUILE DE NOIX DE MACADAMIA :
Originaire uniquement d'Australie, cet arbre a été introduit àHawaï àla fin du 19e siècle avant de se répandre plus tard.
La noix elle-même est une riche source de nutriments, notamment de nombreuses vitamines et minéraux, et l’huile de noix de macadamia résiste au rancissement, d’où sa popularité croissante dans le monde entier.



COMMENT EST FABRIQUÉE L’HUILE DE NOIX DE MACADAMIA ?
L'huile de noix de macadamia est obtenue àpartir des noix de l'arbre de macadamia par pression àfroid et filtration.



L'HUILE DE NOIX DE MACADAMIA EST-ELLE CONVENABLE AUX VÉGÉTALES ?
Oui, mais pas pour les personnes allergiques aux noix.



CONTENU NATUREL DE L'HUILE DE NOIX DE MACADAMIA :
En plus de sa précieuse teneur en huile, l'huile de noix de macadamia contient également des nutriments importants tels que la vitamine B, le calcium, le fer et le phosphore.



PROPRIÉTÉS DE L'HUILE DE NOIX DE MACADAMIA :
L'huile de noix de macadamia est l'huile de support ultime pour les produits de soin de la peau, c'est pourquoi vous la trouverez dans certains de nos produits.
Quel que soit votre âge ou votre type de peau, les huiles sont un merveilleux aliment pour la peau.
Lorsque vous êtes jeune, votre peau respire une luminosité et est bien rebondie grâce àl'abondance d'huiles naturelles.

À mesure que nous vieillissons, le renouvellement cellulaire diminue, tout comme la capacité de votre peau àproduire du sébum.
Une application topique d’huiles est un élément essentiel des soins de la peau anti-âge.
Les huiles agissent comme un support pour d’autres ingrédients clés et améliorent la fonction de la barrière lipidique, qui maintient la peau humide et hydratée.

Mais toutes les huiles ne sont pas égales.
Ils ont différentes notes sur l’échelle comédogène (une mesure du poids ou de la légèreté d’une huile par rapport au colmatage des pores).
Cote comédogène de 0 – cette huile n’obstrue pas les pores.

Cote comédogène de 1 – il y a peu de chance que l’huile obstrue les pores.
Cote comédogène de 2 – pour la plupart des gens, l’huile n’obstruera pas les pores.
Cote comédogène de 3 – certaines personnes utiliseront bien cette huile, mais beaucoup auront des boutons ou de l’acné en raison de pores obstrués.

Cote comédogène de 4 – la plupart des gens auront des crises avec cette huile, selon le type de peau.
Cote comédogène de 5 – pratiquement garantie de vous faire éclater.

Très peu de personnes peuvent tolérer ces huiles sur la peau.
Certaines personnes ne jurent que par l'huile de coco sur leur peau et je me demande ce qui se passe là-bas, car l'huile de coco est hautement comédogène (4 à5 sur l'échelle).

L'huile de noix de macadamia obstruera vos pores et finira par vous faire éclater si c'est tout ce que vous utilisez. Sinon, vous avez de la chance.
Huile de noix de macadamiaUne huile qui peut être utilisée quotidiennement sur le reste du corps et comme émollient supplémentaire dans une formulation pour le visage, mais comme seule forme d'hydratation pour le visage, c'est un non de ma part.

L’une des huiles préférées est la macadamia, qui est une huile fantastique extraite de la chair de la noix.
C'est un 2 à3 sur l'échelle comédogène, donc la plupart des gens trouvent que leur peau tolère bien la macadamia.
Non seulement les macas sont délicieuses àmanger, mais notre peau absorbe avec bonheur les propriétés bénéfiques de cette huile.

Le macadamia est une espèce indigène d’Australie et a plus de 60 000 ans.
On pense qu'elle a commencé àpousser dans les forêts tropicales du nord de la Nouvelle-Galles du Sud et qu'il y a maintenant plus de six millions de macadamia en Australie, dont beaucoup ont été plantés afin de répondre àla forte demande d'huile de noix de macadamia dans les produits de soins personnels et les cosmétiques.



FRUITS, HUILE DE NOIX DE MACADAMIA :
Macadamia integrifolia est un arbre australien aux feuilles ressemblant àdu houx qui pousse bien dans un sol organique humide et peut résister àdes températures aussi basses que −4,4 °C (24 °F).
Les semis portent en 5 à7 ans.
Le fruit est porté dans un étui renfermant une noix sphérique extrêmement dure.

L'amande est blanchâtre, sucrée et se consomme crue ou grillée.
Les fleurs sont blanches àcrème et les feuilles sont disposées en verticilles par trois.
La multiplication se fait par graines, greffage ou marcottage aérien.

Il est cultivé commercialement.
Les noms communs des arbres sont la noix australienne ou la noix du Queensland.
Les espèces qui sont des « macadamia àcoque lisse » sont appelées Macadamia integrifolia et les « macadamia àcoque rugueuse » sont appelées Macadamia tetraphylla.

Macadamia ternifolia est également le nom utilisé pour M. integrifolia.
Macadamia integrifolia est originaire d'Australie où elle pousse dans les forêts tropicales et àproximité des cours d'eau.
Macadamia tetraphylla est originaire du sud-est du Queensland et du nord-est de la Nouvelle-Galles du Sud.



HUILE DE NOIX DE MACADAMIA :
La teneur en huile de noix de macadamia varie de 65 % à75 % et la teneur en sucre de 6 % à8 %.
Ces facteurs se traduisent par des couleurs et des textures variables lorsque les noix sont torréfiées dans les mêmes conditions.
L’huile de noix de macadamia est liquide àtempérature ambiante.

L'huile raffinée, Macadamia Nut Oil, est claire, légèrement ambrée avec une légère odeur de noisette.
L'huile de noix de macadamia a une densité spécifique de 900 à920 et un point d'éclair supérieur à300 °C (572 °F).
L’accumulation d’huile ne se produit que lorsque les noix sont complètement développées et que la coque durcit.

Il s'accumule rapidement dans l'amande àla fin de l'été, lorsque la teneur en sucres réducteurs diminue.
La composition des noix de macadamia mûres, grillées et salées est présentée.
Les grains frais contiennent jusqu'à4,6 % de sucre.

L'huile est principalement constituée d'acides gras insaturés et est similaire chez les deux espèces, bien que la proportion d'acides gras insaturés par rapport aux acides gras saturés semble être légèrement plus élevée chez M. integrifolia.



ACIDES GRAS DE L'HUILE DE NOIX DE MACADAMIA :
L'huile de noix de macadamia contient environ 60 % d'acide oléique, 19 % d'acide palmitoléique, 1 à3 % d'acide linoléique et 1 à2 % d'acide α-linolénique.
L'huile de noix de macadamia présente des propriétés chimiques typiques d'une huile végétale de triglycérides, car elle est stable en raison de sa faible teneur en graisses polyinsaturées.



AVANTAGES DE L'HUILE DE NOIX DE MACADAMIA :
L'huile de noix de macadamia est une huile riche et luxueuse extraite des noix du macadamia.
L'huile de noix de macadamia est largement utilisée dans les soins de la peau en raison de ses nombreux bienfaits pour la peau.
Voici quelques-uns des bienfaits de l’huile de noix de macadamia pour la peau :

*Hydrate la peau :
L'huile de noix de macadamia est riche en acides gras très similaires aux huiles naturelles produites par notre peau.
Cela fait de l’huile de noix de macadamia un excellent hydratant pour tous les types de peau, y compris les peaux sèches et sensibles.
L'huile de noix de macadamia pénètre facilement dans la peau et aide àla garder hydratée et nourrie.

*Propriétés anti-âge :
L'huile de noix de macadamia est également riche en antioxydants qui aident àlutter contre les radicaux libres responsables des dommages cutanés et du vieillissement.
L'huile de noix de macadamia contient également du squalène, un hydratant naturel qui aide àaméliorer l'élasticité de la peau et àréduire l'apparence des rides et des ridules.

*Apaise la peau irritée :
L'huile de noix de macadamia est également connue pour ses propriétés anti-inflammatoires.
L'huile de noix de macadamia aide àapaiser et calmer la peau irritée, réduisant les rougeurs et les gonflements.
Cela fait de l’huile de noix de macadamia un ingrédient idéal pour les personnes ayant la peau sensible ou àtendance acnéique.

*Protège des méfaits du soleil :
L'huile de noix de macadamia contient également un facteur de protection solaire naturel (FPS) d'environ 6.
Cela fait de l’huile de noix de macadamia un excellent ingrédient pour une protection solaire naturelle et peut être utilisée en combinaison avec d’autres produits de protection solaire.

*Réduit l'apparence des cicatrices et des vergetures :
L’huile de noix de macadamia est également connue pour aider àréduire l’apparence des cicatrices et des vergetures.
L'huile de noix de macadamia aide àaméliorer l'élasticité de la peau et favorise la régénération cellulaire, ce qui peut aider àatténuer les cicatrices et les marques au fil du temps.

Dans l’ensemble, l’huile de noix de macadamia est un excellent ingrédient pour les soins de la peau.
Ses propriétés hydratantes, anti-âge et apaisantes font de l'huile de noix de macadamia un excellent choix pour tous les types de peau, et son FPS naturel en fait un ingrédient idéal pour une protection solaire naturelle.



COMPOSANTS CLÉS DE L'HUILE DE NOIX DE MACADAMIA :
*Acides palmitoléique, oléique et palmitique



AVANTAGES DE L'HUILE DE NOIX DE MACADAMIA :
Les personnes qui utilisent l’huile de noix de macadamia comme revitalisant capillaire affirment qu’elle peut aider :
*renforce les cheveux
*cheveux lisses
*ajouter de la brillance
*rendre les cheveux plus faciles àcoiffer
Encore une fois, les preuves de ces avantages sont largement anecdotiques.



L'HUILE DE NOIX DE MACADAMIA BIOLOGIQUE S'ACCORDE BIEN AVEC :
*Légumes et crudités : carottes, petits pois, chou-fleur, salade d'avocat
*Viande et poisson : carpaccio de bœuf, filets de poisson, sole, truite mouchetée, carpe
Accompagnements, plats végétariens : mozzarella, spaetzle, chou rouge, raviolis àl'amarante
*Soupes et sauces : soupe de légumes, crème de chou-fleur
*Desserts : salade de fruits, dumplings, garniture aux graines de pavot, cocktail de melon, dumplings au fromage
*Laitues : endives frisées, chicorée, chou chinois



PROPRIÉTÉS ET APPLICATIONS DE L'HUILE DE NOIX DE MACADAMIA :
*L'huile de noix de macadamia réduit le risque de thrombose,
*L'huile de noix de macadamia améliore la mémoire et la concentration, protège contre l'apparition de maladies coronariennes.
*L'huile de noix de macadamia renforce l'immunité.
*Par ailleurs, l'huile de noix de macadamia peut également être utilisée en cosmétique : raffermit, hydrate et régénère la peau,
*L'huile de noix de macadamia ralentit le processus de vieillissement,
*L'huile de noix de macadamia accélère la guérison des inflammations,
*L'huile de noix de macadamia réduit l'apparence des vergetures et de la cellulite.
*L'huile de noix de macadamia appliquée sur les cheveux améliore leur état, leur donne de l'éclat et nourrit le bulbe.
*L'huile de noix de macadamia est idéale comme complément àune variété de salades et de salades.
*L'huile de noix de macadamia est très appréciée dans la cuisine exotique.



PROPRIÉTÉS PHYSIQUES et CHIMIQUES de l’HUILE DE NOIX DE MACADAMIA :
ASPECT A 20°C : Liquide clair légèrement visqueux
COULEUR : Jaune pâle àjaune orangé
ODEUR : Presque inodore
ROTATION OPTIQUE (°) : 0 / 0
DENSITÉ À 20°C (G/ML)) : 0,905 - 0,920
INDICE DE RÉFRACTION ND20 : 1,4600 - 1,4700
POINT D'ÉCLAIR (°C) : 340
SOLUBILITÉ : Insoluble dans l'eau
DOSAGE (% GC) : Acide oléique : 55-65% - acide palmitoléique : 15-30%
VALEUR ACIDE (MG KOH/G) : < 5



PREMIERS SECOURS de l'HUILE DE NOIX DE MACADAMIA :
-Description des premiers secours :
*En cas d'inhalation :
En cas d'inhalation, transporter la personne àl'air frais.
*En cas de contact avec la peau :
Laver avec du savon et beaucoup d'eau.
*En cas de contact visuel :
Rincer les yeux avec de l'eau par mesure de précaution.
*En cas d'ingestion:
Ne portez rien àla bouche d'une personne inconsciente.
Rincer la bouche avec de l'eau.
-Indication des éventuels soins médicaux immédiats et traitements particuliers nécessaires :
Pas de données disponibles



MESURES EN CAS DE DISPERSION ACCIDENTELLE d'HUILE DE NOIX DE MACADAMIA :
-Précautions environnementales:
Ne laissez par le produit entrer dans des canalisations.
-Méthodes et matériels de confinement et de nettoyage :
Gardez àrécipients adaptés et fermés pour l'élimination.



MESURES DE LUTTE CONTRE L'INCENDIE de l'HUILE DE NOIX DE MACADAMIA :
-Moyens d'extinction:
* Moyens d'extinction appropriés :
Utiliser de l'eau pulvérisée, de la mousse résistante àl'alcool, de la poudre chimique ou du dioxyde de carbone.
-Plus d'informations :
Pas de données disponibles



CONTRÔLE DE L'EXPOSITION/PROTECTION INDIVIDUELLE àl'HUILE DE NOIX DE MACADAMIA :
-Paramètres de contrôle:
--Ingrédients avec paramètres de contrôle sur le lieu de travail :
-Contrôles d'exposition:
--Équipement de protection individuelle:
*Protection des yeux/du visage :
Utiliser un équipement de protection des yeux.
*Protection de la peau :
Manipuler avec des gants.
Se laver et se sécher les mains.
*Protection du corps :
Vêtements imperméables
*Protection respiratoire:
Protection respiratoire non requise.
-Contrôle de l'exposition environnementale :
Ne laissez par le produit entrer dans des canalisations.



MANIPULATION et STOCKAGE de l’HUILE DE NOIX DE MACADAMIA :
-Conditions d'un stockage sûr, y compris d'éventuelles incompatibilités:
*Conditions de stockage:
Conserver dans un endroit frais.
Conserver le récipient bien fermé dans un endroit sec et bien ventilé.
Les récipients ouverts doivent être soigneusement refermés et maintenus debout pour éviter les fuites.



STABILITÉ et RÉACTIVITÉ de l'HUILE DE NOIX DE MACADAMIA :
-Réactivité:
Pas de données disponibles
-Stabilité chimique:
Stable dans les conditions de stockage recommandées.
-Possibilité de réactions dangereuses:
Pas de données disponibles
-Conditions àéviter :
Pas de données disponibles


HUILE DE RICIN ÉTHOXYLÉE 11 EO
émulsifiant non-ionique, cas no : 61791-12-6
HUILE DE RICIN ÉTHOXYLÉE 18 EO
émulsifiant non-ionique, cas no : 61791-12-6
HUILE DE RICIN ÉTHOXYLÉE 2,5 EO
émulsifiant non-ionique, cas no : 61791-12-6
HUILE DE RICIN ÉTHOXYLÉE 25 EO
émulsifiant non-ionique, cas no : 61791-12-6
HUILE DE RICIN ÉTHOXYLÉE 33 EO
émulsifiant non-ionique, PEG-40 HYDROGENATED CASTOR OIL, N° CAS : 61788-85-0 - Huile de ricin hydrogénée et éthoxylée, Autres langues : Aceite de ricino hidrogenado PEG-40, Olio di ricino idrogenato PEG-40, PEG-40 hydriertes Rizinusöl, Cette huile de ricin hydrogénée et éthoxylée se présente sous la forme d'un liquide visqueux légèrement parfumé. Elle est utilisée dans les cosmétiques en tant qu'émulsifiant, solubilisant ou tensioactif . L'ingrédient est produit vous vous en doutiez, àpartir d'un PEG-40 (40 moles d'oxyde d'éthylène) et d'huile de ricin naturel.Ses fonctions (INCI): Agent émulsifiant : Favorise la formation de mélanges intimes entre des liquides non miscibles en modifiant la tension interfaciale (eau et huile). Tensioactif : Réduit la tension superficielle des cosmétiques et contribue àla répartition uniforme du produit lors de son utilisation.Huile Ricin Hydrogénée PEG-40 L'huile de ricin hydrogénée sous forme solide PEG est un solubilisant d'origine végétale très utilisée dans des formulations ayant un volume important d'eau. Elle est également utilisée comme agent émulsifiant et agent tensio-actif dans plusieurs préparations cosmétiques.Castor oil, hydrogenated, ethoxylated; polyethyleneglycol ester of hydrogenated castor oil; Polyoxyl 40 hydrogenated castor oil
HUILE DE RICIN HYDROGÉNÉE 40 EO
SODIUM LAURATE, N° CAS : 629-25-4 - Huile de baie de Laurier saponifiée, Nom INCI : SODIUM LAURATE, Nom chimique : Dodecanoic Acid, Sodium Salt, N° EINECS/ELINCS : 211-082-4, Ses fonctions (INCI). Agent nettoyant : Aide àgarder une surface propre, Agent émulsifiant : Favorise la formation de mélanges intimes entre des liquides non miscibles en modifiant la tension interfaciale (eau et huile). Tensioactif : Réduit la tension superficielle des cosmétiques et contribue àla répartition uniforme du produit lors de son utilisation
Huile de baie de Laurier saponifiée
SODIUM COCOATE N° CAS : 61789-31-9 - Huile de coco saponifiée Origine(s) : Végétale Autres langues : Aceite de coco saponificado, Olio di cocco saponificato, Saponified coconut oil, Verseiftes Kokosöl Nom INCI : SODIUM COCOATE N° EINECS/ELINCS : 263-050-4 Ses fonctions (INCI) Agent nettoyant : Aide àgarder une surface propre Agent émulsifiant : Favorise la formation de mélanges intimes entre des liquides non miscibles en modifiant la tension interfaciale (eau et huile) Tensioactif : Réduit la tension superficielle des cosmétiques et contribue àla répartition uniforme du produit lors de son utilisation
Huile de coco saponifiée
POTASSIUM COCOATE, N° CAS : 61789-30-8 - Huile de coco saponifiée. Origine(s) : Végétale. Autres langues : Aceite de coco saponificado, Olio di cocco saponificato, Saponified coconut oil, Verseiftes Kokosöl. Nom INCI : POTASSIUM COCOATE. N° EINECS/ELINCS : 263-049-9. Compatible Bio (Référentiel COSMOS). Ses fonctions (INCI). Agent émulsifiant : Favorise la formation de mélanges intimes entre des liquides non miscibles en modifiant la tension interfaciale (eau et huile). Tensioactif : Réduit la tension superficielle des cosmétiques et contribue àla répartition uniforme du produit lors de son utilisation
Huile de coco saponifiée ( POTASSIUM COCOATE)
CANOLA OIL, N° CAS : 120962-03-0 - Huile de Colza, Origine(s) : Végétale, Autres langues : Aceite de colza, Olio di colza, Rapeseed oil, Rapsöl, Nom INCI : CANOLA OIL, Emollient : Adoucit et assouplit la peau, Agent d'entretien de la peau : Maintient la peau en bon état
Huile de Colza
HYDROGENATED JOJOBA OIL, N° CAS : 92457-12-0 / 61789-91-1 - Huile de Jojoba hydrogénée.Origine(s) : Végétale. Autres langues : Aceite de jojoba hidrogenado, Hydriertes Jojobaöl, Olio di jojoba idrogenato. Nom INCI : HYDROGENATED JOJOBA OIL. N° EINECS/ELINCS : 296-292-4 / -. Classification : Huile hydrogénée. Ses fonctions (INCI). Agent Abrasif : Enlève les matières présentes en surface du corps, aide ànettoyer les dents et améliore la brillance. Emollient : Adoucit et assouplit la peau.Agent d'entretien de la peau : Maintient la peau en bon état
Huile de Jojoba hydrogénée
Huiles de lanoline; LANOLIN OIL, N° CAS : 70321-63-0 / 8038-43-5 - Huile de Lanoline, Nom INCI : LANOLIN OIL, N° EINECS/ELINCS : 274-559-6 / -. Emollient : Adoucit et assouplit la peau. Conditionneur capillaire : Laisse les cheveux faciles àcoiffer, souples, doux et brillants et / ou confèrent volume, légèreté et brillance. Noms français : Huiles de lanoline. Noms anglais : Lanolin oil Oils, lanolin. Utilisation et sources d'émission : Fabrication de cosmétiques, fabrication de produits pharmaceutiques
Huile de Lanoline ( LANOLIN OIL)
SODIUM LINSEEDATE Huile de lin saponifiée Origine(s) : Végétale Nom INCI : SODIUM LINSEEDATE
Huile de lin saponifiée
MACADAMIA INTEGRIFOLIA SEED OIL, N° CAS : 438545-25-6; 159518-86-2 - Huile de noix de macadamia, Origine(s) : Végétale. Autres langues : Aceite de nuez de macadamia, Macadamia nut oil, Macadamianussöl, Olio di noce di macadamia. Nom INCI : MACADAMIA INTEGRIFOLIA SEED OIL. Classification : Huile végétale. Compatible Bio (Référentiel COSMOS). Ses fonctions (INCI) Agent d'entretien de la peau : Maintient la peau en bon état
Huile de noix de macadamia
SODIUM PALMATE N° CAS : 61790-79-2 - Huile de palme saponifiée Origine(s) : Végétale Autres langues : Aceite de palma saponificado, Olio di palma saponificato, Saponified palm oil, Verseiftes Palmöl Nom INCI : SODIUM PALMATE N° EINECS/ELINCS : 263-162-3 Classification : Huile de Palme (Dérivé) Ses fonctions (INCI) Agent nettoyant : Aide àgarder une surface propre Agent émulsifiant : Favorise la formation de mélanges intimes entre des liquides non miscibles en modifiant la tension interfaciale (eau et huile) Tensioactif : Réduit la tension superficielle des cosmétiques et contribue àla répartition uniforme du produit lors de son utilisation Agent de contrôle de la viscosité : Augmente ou diminue la viscosité des cosmétiques
Huile de palme saponifiée
PARAFFINUM LIQUIDUM; N° CAS : 8012-95-1 / 8042-47-5 - Huile de paraffine; Origine(s) : Synthétique, Minérale; Autres langues : Aceite de parafina, Olio di paraffina, Paraffin oil, Paraffinöl; Nom INCI : PARAFFINUM LIQUIDUM; Nom chimique : Paraffin oils. Liquid hydrocarbons from petroleum; N° EINECS/ELINCS : 232-384-2 / 232-455-8. L'huile de paraffine est utilisée dans les cosmétiques en tant qu'agent adoucissant et filmogène : elle est occlusive, et crée un film pour protéger la peau. L'huile de paraffine est un dérivé d'hydrocarbures (pétrole, houille). On la retrouve dans de très nombreux produits comme les hydratants, les baumes àlèvres ou le maquillage.Ses fonctions (INCI): Antistatique : Réduit l'électricité statique en neutralisant la charge électrique sur une surface Emollient : Adoucit et assouplit la peau Agent de protection de la peau : Aide àéviter les effets néfastes des facteurs externes sur la peau Solvant : Dissout d'autres substances. Noms français : BROUILLARD D'HUILE MINERALE; HUILE DE PARAFFINE; HUILE MINERALE; HUILE MINERALE, BROUILLARD D'; Huile minérale; HUILE PARAFFINIQUE; LIGHT MINERAL OIL.Noms anglais : CABLE OIL; CUTTING OIL; HEAT TREATING OIL; HUILE MINERALE (BROUILLARD D'); LIQUID PARAFFIN; LIQUID PETROLATUM; LIQUID PETROLEUM; LUBRIFICATING OIL;Mineral oil; MINERAL OIL (MIST); MINERAL OIL MIST; OIL MIST, MINERAL; PARAFFIN OIL; PARAFFIN OILS; PARAFIN OIL; PETROLATUM LIQUID. Utilisation et sources d'émission: Lubrifiant, agent émollient. Noms français : Huiles minérales, peu ou pas raffinées. Noms anglais : Mineral oil [8012-95-1] excluding metal working fluids : poorly and mildly refined; Mineral oils (untreated and mildly treated)
Huile de paraffine ( PARAFFINUM LIQUIDUM)
PEG-40 HYDROGENATED CASTOR OIL, N° CAS : 61788-85-0; PEG-40 Hydrogenated castor oil; Solubilisant non ionique et agent émulsifiant obtenu àpartir d’huile de ricin. Huile de ricin hydrogénée et éthoxylée. Origine(s) : Synthétique. Autres langues : Aceite de ricino hidrogenado PEG-40, Olio di ricino idrogenato PEG-40, PEG-40 hydriertes Rizinusöl. Nom INCI : PEG-40 HYDROGENATED CASTOR OIL. Classification : PEG/PPG, Composé éthoxylé, Glycol, Polymère de synthèse, Tensioactif non ionique, Huile hydrogénée.Cette huile de ricin hydrogénée et éthoxylée se présente sous la forme d'un liquide visqueux légèrement parfumé. Elle est utilisée dans les cosmétiques en tant qu'émulsifiant, solubilisant ou tensioactif . L'ingrédient est produit vous vous en doutiez, àpartir d'un PEG-40 (40 moles d'oxyde d'éthylène) et d'huile de ricin naturel.Ses fonctions (INCI) Agent émulsifiant : Favorise la formation de mélanges intimes entre des liquides non miscibles en modifiant la tension interfaciale (eau et huile). Tensioactif : Réduit la tension superficielle des cosmétiques et contribue àla répartition uniforme du produit lors de son utilisation. Castor oil, hydrogenated, ethoxylated; polyethyleneglycol ester of hydrogenated castor oil; Polyoxyl 40 hydrogenated castor oil. PEG 40 Hydrogenated Castor Oil is the Polyethylene Glycol derivatives of Hydrogenated Castor Oil, and it functions as a surfactant, a solubilizer, an emulsifier, an emollient, a cleansing agent, and a fragrance ingredient when added to cosmetics or personal care product formulations. It’s mostly used as an emulsifier and surfactant but most often it is used to solubilize fragrances into water-based formulas..PEG 40 Hydrogenated Castor Oil is a semi-solid ingredient. PEG-40 Hydrogenated Castor Oil is soluble in both water and oil and is traditionally used to emulsify and solubilize oil-in-water formulations. Its foam-enhancing properties make it ideal for use in liquid cleansers, and its soothing and softening emollient quality makes it a popular addition to formulations for moisturizers and hair care cosmetics. As a surfactant, PEG 40 Hydrogenated Castor Oil helps to decrease the surface tension between multiple liquids or between liquids and solids. Furthermore, it helps to remove the grease from oils and causes them to become suspended in the liquid. This makes it easier for them to be washed away and lends this ingredient popularity in facial and body cleansers. As an occlusive agent, PEG 40 Hydrogenated Castor Oil creates a protective hydrating layer on the skin’s surface, acting as a barrier against the loss of natural moisture. When adding PEG 40 Hydrogenated Castor Oil to cosmetics formulations, it can be blended in its cold state directly into the oil phase at a suggested ratio of 3:1 (PEG 40 Hydrogenated Castor Oil to oil). Next, this can be added to the water phase. If the formula is cloudy, the amount of PEG 40 Hydrogenated Castor Oil may be increased for enhanced transparency.PEG 40 Hydrogenated Castor Oil functions as a(n): Surfactant Solubilizer Emulsifier Emollient Cleansing Agent Fragrance Ingredient It helps to: Combine immiscible ingredients Gently cleanse and soothe the skin and scalp Create foam in cleansing products Offer a consistent thoroughly-blended feel to products Maintain product transparency and clarity Enhance spreadability of product on skin
Huile de ricin hydrogénée et éthoxylée ( PEG-40 HYDROGENATED CASTOR OIL)
SODIUM RICINOLEATE N° CAS : 5323-95-5 - Huile de ricin saponifiée Nom INCI : SODIUM RICINOLEATE Nom chimique : Sodium (R)-12-hydroxyoleate N° EINECS/ELINCS : 226-191-2 Compatible Bio (Référentiel COSMOS) Ses fonctions (INCI) Agent nettoyant : Aide àgarder une surface propre Agent émulsifiant : Favorise la formation de mélanges intimes entre des liquides non miscibles en modifiant la tension interfaciale (eau et huile)
Huile de ricin saponifiée
HYDROGENATED OLIVE OIL N° CAS : 226993-75-5 - Huile d'olive hydrogénée Nom INCI : HYDROGENATED OLIVE OIL Classification : Huile hydrogénée Ses fonctions (INCI) Agent d'entretien de la peau : Maintient la peau en bon état Agent de contrôle de la viscosité : Augmente ou diminue la viscosité des cosmétiques
Huile d'olive hydrogénée
SODIUM OLIVATE N° CAS : 61789-88-6 - Huile d'olive saponifiée Origine(s) : Végétale, Synthétique Autres langues : Aceite de oliva saponificado, Olio di oliva saponificato, Saponified olive oil, Verseiftes Olivenöl Nom INCI : SODIUM OLIVATE N° EINECS/ELINCS : 263-096-5 Compatible Bio (Référentiel COSMOS) Ses fonctions (INCI) Agent nettoyant : Aide àgarder une surface propre Agent émulsifiant : Favorise la formation de mélanges intimes entre des liquides non miscibles en modifiant la tension interfaciale (eau et huile) Tensioactif : Réduit la tension superficielle des cosmétiques et contribue àla répartition uniforme du produit lors de son utilisation Agent de contrôle de la viscosité : Augmente ou diminue la viscosité des cosmétiques
Huile d'olive saponifiée
POTASSIUM OLIVATE, N° CAS : 68154-77-8 - Huile d'olive saponifiée, Origine(s) : Végétale. Autres langues : Aceite de oliva saponificado, Olio di oliva saponificato, Saponified olive oil, Verseiftes Olivenöl. Nom INCI : POTASSIUM OLIVATE, N° EINECS/ELINCS : 268-921-2. Ses fonctions (INCI). Agent émulsifiant : Favorise la formation de mélanges intimes entre des liquides non miscibles en modifiant la tension interfaciale (eau et huile). Tensioactif : Réduit la tension superficielle des cosmétiques et contribue àla répartition uniforme du produit lors de son utilisation
Huile d'olive saponifiée ( POTASSIUM OLIVATE)
Cas : 8000-41-7, EC : 232-268-1, PINE OIL
Huile pin
émulsifiant non-ionique
Huile ricin éthoxylée
HUMIC ACIDS, N° CAS : 1415-93-6, Nom INCI : HUMIC ACIDS, N° EINECS/ELINCS : 215-809-6, Ses fonctions (INCI) : Agent d'entretien de la peau : Maintient la peau en bon état
HUMIC ACIDS
SODIUM HYALURONATE, N° CAS : 9067-32-7 - Hyaluronate de sodium. Origine(s) : Végétale, Animale, Synthétique. Autres langues : Hialuronato de sodio, Ialuronato di sodio, Natriumhyaluronat Nom INCI : SODIUM HYALURONATE. Nom chimique : Hyaluronic acid, sodium, salt. Le hyaluronate de sodium est le sel de l'acide hyaluronique. Cet actif est apprécié pour son action hydratante et repulpante de la peau. C'est un composant naturel du tissu conjonctif. Il pénètre facilement l'épiderme et est ensuite capable de fixer une forte quantité d'eau, jusqu'à20 fois son poids. Pour cette raison, on le retrouve dans de très nombreux cosmétiques comme les soins anti-âge, les crèmes hydratantes ou encore les fond de teints .Découvert dans les années 1930, l'acide hyaluronique est abondant dans le derme des peaux jeunes, mais sa quantité diminue avec l'âge : la peau paraît alors plus abîmée, avec des rides. L'acide hyaluronique est une molécule assez grosse qui a du mal àpénétrer la peau, et est bien plus efficace en injection. Dans un cosmétique, c'est son sel que l'on utilise : le hyaluronate de sodium est une molécule bien plus petite, qui pénètre plus facilement et peut ensuite se déplacer dans les couches profondes de la peau.Ses fonctions (INCI): Humectant : Maintient la teneur en eau d'un cosmétique dans son emballage et sur la peau. Agent d'entretien de la peau : Maintient la peau en bon état Ce sel est un puissant humectant qui attire et retient l'eau àlui, ce qui en fait le produit hydratant de choix pour la peau : il aide àla garder "humide". Comme il attire et se lie àl'eau, il provoque un léger gonflement ce qui permet de réduire l'apparence des rides et des ridules, pour donner àla peau une apparence plus jeune. Il est autorisé en Bio.
Humulus lupulus
humulus lupulus extract; hop extract; phytovital hops; extract of the hops, humulus lupulus l., cannabidaceae CAS NO:8060-28-4
Hurma Ekstrakt
Phoenix Dactylifera Fruit Extract; date fruit extract; ; date palm fruit extract ; palma major fruit extract ; phoenix excelsior fruit extract; phoenix iberica fruit extract cas no:90027-90-0
Huş Ekstrakt
Kayın Ağacı Ekstrakt ;Betula Pendula Twig Extract ; betula pseudopendula twig extract; betula talassica twig extract; betula verrucosa twig extract; birch twig extract (betula pendula) cas no:85940-29-0
Hünnap Ekstraktı
Hüsnü Yusuf Çiçeği Ekstrakt; Zizyphus Jujuba Fruit Extract ; jujube fruit extract cas no:90045-99-1
Hyacure benzophenone
Hostastat HS 1 pills ANTISTATIC AGENT FOR PLASTIC MATERIALS Hostastat HS 1 pills is an alkane sulfonate which provides highly effective antistatic properties to thermoplastic polymers. Benefits Hostastat HS 1 pills is an antistatic agent mainly used in engineering plastics and PVC It exhibits an outstanding efficiency and provides long term antistatic effect
HYALURONAT
Hyaluronik asit olarak da adlandırılan Hyaluronat (kısaltılmış HA; konjuge baz Hyaluronan), bağ, epitelyal ve sinir dokuları boyunca yaygın olarak dağıtılan anyonik, sülfatlanmamış bir glikozaminoglikandır.
Hyaluronat doğal olarak cilt, gözler ve eklemlerdeki sinovyal sıvı dahil olmak üzere insan vücudunun birçok bölgesinde bulunur.
Hyaluronik asit veya Hyaluronan olarak da bilinen Hyaluronat (hi-ah-lew-ron-ic olarak telaffuz edilir) asit, vücudunuzun doğal olarak ürettiği yapışkan, kaygan bir maddedir.

CAS Numarası: 9004-61-9
EC Numarası: 232-678-0
Kimyasal Formül: (C14H21NO11)n
Molekül Ağırlığı: 425,38 g/mol

Hyaluronat, nemi tutan bir nemlendirici maddedir ve sudaki ağırlığının bin katından fazlasını bağlama kapasitesine sahiptir.
Hyaluronat doğal olarak cilt, gözler ve eklemlerdeki sinovyal sıvı dahil olmak üzere insan vücudunun birçok bölgesinde bulunur.
Güzellik ve cilt bakım ürünlerinde kullanılan Hyaluronat, öncelikle laboratuvarda biyofermantasyon adı verilen bir işlemle bakteriler tarafından yapılır.

Yaşlandıkça, Hyaluronat (kollajen ve elastin ile birlikte) dahil olmak üzere ciltteki önemli maddelerin üretimi azalır.
Sonuç olarak cildimiz hacmini, nemini ve dolgunluğunu kaybeder.

Hyaluronat, gözlerdeki ve eklemlerdeki sıvılarda bulunan doğal bir maddedir.
Hyaluronat eklemlerde ve diğer dokularda yastık ve kayganlaştırıcı görevi görür.

Hyaluronatın farklı formları kozmetik amaçlı kullanılmaktadır.
Hyaluronat ayrıca vücudun yaralanmaya tepki verme şeklini de etkileyebilir ve şişliğin azalmasına yardımcı olabilir.

İnsanlar ayrıca genellikle Hyaluronatı ağız yoluyla alır ve idrar yolu enfeksiyonu, asit reflü, göz kuruluğu, yara iyileşmesi, yaşlanan cilt ve diğer birçok durum için cilde uygular, ancak bu diğer kullanımların çoğunu destekleyen iyi bir bilimsel kanıt yoktur.

Hyaluronat vücudunuzun doğal olarak ürettiği yapışkan, kaygan bir maddedir.
Bilim adamları Hyaluronat'ı vücudun her yerinde, özellikle gözlerde, eklemlerde ve ciltte bulmuşlardır.

Hyaluronat genellikle belirli bakteri türlerinin fermente edilmesiyle üretilir.
Horoz ibikleri (horozun başının ve yüzünün üstündeki kırmızı, Mohawk benzeri büyüme) de yaygın bir kaynaktır.

Hyaluronik asit veya Hyaluronan olarak da bilinen Hyaluronat (hi-ah-lew-ron-ic olarak telaffuz edilir) asit, vücudunuzun doğal olarak ürettiği yapışkan, kaygan bir maddedir.
Bilim adamları Hyaluronat'ı vücudun her yerinde, özellikle gözlerde, eklemlerde ve ciltte bulmuşlardır.

Hyaluronik asit olarak da adlandırılan Hyaluronat (kısaltılmış HA; konjuge baz Hyaluronan), bağ, epitelyal ve sinir dokuları boyunca yaygın olarak dağıtılan anyonik, sülfatlanmamış bir glikozaminoglikandır.
Hyaluronat glikozaminoglikanlar arasında benzersizdir çünkü sülfatlanmamıştır, Golgi aparatı yerine plazma zarında oluşur ve çok büyük olabilir: insan sinovyal Hyaluronatı molekül başına ortalama 7 milyon Da veya yaklaşık 20.000 disakkarit monomeridir.

Ortalama 70 kg (150 lb) ağırlığındaki bir kişinin vücudunda kabaca 15 gram Hyaluronat bulunur ve bunun üçte biri günde dönüştürülür (yani parçalanır ve sentezlenir).

Hücre dışı matrisin ana bileşenlerinden biri olan Hyaluronat, hücre çoğalmasına ve göçüne önemli ölçüde katkıda bulunur ve birçok kötü huylu tümörün ilerlemesinde rol oynar.
Hyaluronat aynı zamanda A grubu streptokokal hücre dışı kapsülün bir bileşenidir ve virülansta rol oynadığına inanılmaktadır.

Cam anlamına gelen hyalos isminden türetilen Hyaluronat insan vücudunda bulunur.
Hyaluronat kendisinden yaklaşık bin kat daha fazla su tutabilen yapısal özelliğiyle bilinir.

Bu özelliği sayesinde Hyaluronat kasların ve kemiklerin sağlıklı hareketinde önemli bir yere sahiptir.
Aynı zamanda vücudumuzun en büyük organı olan cildin yapısında bulunan Hyaluronat miktarının azalması da ciltte kuruluk ve kırışıklıklara neden olabiliyor.
Cilt için Hyaluronat uygulaması yaşlanma karşıtı olarak sıklıkla kullanılanlar arasındadır.

Hyaluronat vücutta doğal olarak bulunur ancak hayvansal kaynaklardan veya bakterilerden de üretilebilir.
Hyaluronat, ağızdan alım için toz, tablet ve sıvı gibi çeşitli formlarda bulunabilir.

Ayrıca cilde uygulanacak krem, merhem ve serum çeşitleri de bulunmaktadır.
Ayrıca göz ameliyatı veya kontakt lens kullanımı sırasında göz kuruluğunu gidermek için göz damlası olarak Hyaluronat önerilebilir.

Hyaluronat çoğumuzun yüzümüze asit sürmeyi hayal edemeyeceği kadar korkutucu gelebilir ama bilim bize cilt bakımında mükemmel olduğunu gösteriyor.
Hyaluronat, nemi tutma konusunda benzersiz bir yeteneğe sahip, jel benzeri bir maddedir.

Aslında vücudumuz cildimizi yumuşak ve esnek tutmak için doğal olarak Hyaluronat üretir.
Hyaluronat ayrıca gözlerimizde, eklemlerimizde ve bağ dokumuzda da bulunur.
Yani Hyaluronat, yüz kremleri ve serumlarda yaşlanma karşıtı bir bileşen olarak harika çalışır, çünkü sudaki Hyaluronat ağırlığının 1000 katından fazlasını tutabilir.

Hyaluronat tamamen şeffaf, yapışkan olmayan, suda çözünebilen ve yağ içermeyen bir asit mukopolisakkarittir.
Hyaluronatın moleküler ağırlığı birkaç yüz bin ile milyonlarca arasındadır ve derinin dermis tabakasını oluşturur.

Hyaluronatın benzersiz moleküler yapısı ve fizikokimyasal özellikleri, eklemlerin yağlanması, damar geçirgenliğinin ayarlanması, proteinlerin ayarlanması, su elektrolitlerinin yayılması ve taşınması ve yara iyileşmesinin desteklenmesi gibi vücutta birçok önemli fizyolojik fonksiyona sahiptir.
Benzersiz bir su tutma etkisi vardır ve bilinen en iyi doğal nemlendirme özelliklerine sahiptir, bu da Hyaluronatı ideal doğal nemlendirici yapar.

Hyaluronat oftalmik “yapışkan ameliyatlarda” önemli bir ilaçtır.
Hyaluronat, ön kamarada derinliği korumak ve net bir cerrahi görüş sağlamak için Hyaluronat sodyum tuzunun ön kamarada kaldığı katarakt ameliyatında kullanılır.

Hyaluronat ameliyat sonrası inflamasyon ve komplikasyon oluşumunu azaltır, böylece ameliyatın görmeyi düzeltici etkilerini artırır.
Hyaluronat ayrıca karmaşık retinol dekolmanı cerrahisinde de kullanılır.

Hyaluronat düşük moleküler ağırlığa sahiptir ve ideal doğal nemlendirici ajan olarak kabul edilir, bu nedenle üst düzey makyajda katkı maddesi olarak ve kremler, jeller, losyonlar, maskeler ve serumlarda nemlendirici olarak kullanılır.
Hyaluronat ayrıca tıbbi olarak nem tutma ve yağlamayı iyileştirmek için nemlendirici olarak da kullanılır ve ayrıca kılcal damarları genişletir ve cilt sağlığını iyileştirir.
Örneğin düşük molekül ağırlıklı Hyaluronat ameliyatlarda (diz ameliyatı gibi) kayganlaştırıcı olarak kullanılabilirken, yüksek molekül ağırlıklı olanlar cerrahi kayganlaştırıcı olarak ve oftalmik cerrahide vitreus yerine kullanılabilir.

Hyaluronat, vücudun bağ dokusunda bulunan doğal olarak oluşan bir glikozaminoglikandır.
Glikozaminoglikanlar basitçe uzun dallanmamış karbonhidratlar veya polisakkaritler adı verilen şekerlerdir.

Hyaluronat, cildinize yapıyı veren ana bileşendir ve dolgun ve nemli görünümden sorumludur.
Hyaluronat yara iyileşme sürecinde çok önemli bir rol oynar ve yaşlandıkça azalarak bizi sarkma ve kırışıklıklara karşı daha duyarlı hale getirir.

Hyaluronat, cildinizdeki nem içeriğini artırmaya yardımcı olabilir; bu, diğerlerinin yanı sıra, kırışıklıkların görünümünü azaltmak ve yara iyileşmesini iyileştirmek de dahil olmak üzere çeşitli cilt faydalarına sahip olabilir.

Cilt yaşlanması iki farklı ve bağımsız mekanizmadan oluşan çok faktörlü bir süreçtir: içsel ve dışsal yaşlanma.

Genç cilt, Hyaluronatın yüksek su içeriği nedeniyle diğerlerinin yanı sıra turgorunu, esnekliğini ve esnekliğini korur.
Günlük dış yaralanmalar, normal yaşlanma sürecine ek olarak nem kaybına da neden olur.

Cildin nemlendirilmesinde rol oynayan anahtar molekül, suyu tutma konusunda benzersiz bir kapasiteye sahip olan Hyaluronattır.
Hyaluronat metabolizmasının karmaşıklığını yansıtan sentezinin, birikiminin, hücre ve protein birleşiminin ve bozulmasının kontrolü için birden fazla bölge vardır.

Hyaluronat'ın birçok fonksiyonundan sorumlu ve Hyaluronat reseptörlerini sentezleyen veya katabolize eden enzimlerin tümü, farklı doku ekspresyonu modellerine sahip multigen aileleridir.
Hyaluronatın cildin farklı katmanlarındaki metabolizmasını ve diğer cilt bileşenleriyle etkileşimini anlamak, cilt nemini rasyonel bir şekilde modüle etme yeteneğini kolaylaştıracaktır.

2 tip Hyaluronat vardır:

Mikro Moleküler Hyaluronat:
Bu Hyaluronat tipinde moleküller düşük ağırlıklı mikro moleküllerden oluşur.
Mikro boyutlarıyla derinin epidermis tabakasına kadar nüfuz ederek, derinin altına nüfuz ederek buradaki hasarı onarabilirler.

Mikromoleküler Hyaluronat doku altına etki edebilir ve cildi içeriden nemlendirebilir.
Bu tür molekül, cilt altında Hyaluronatın doğal üretimini destekleyebilir.

Makro Moleküler Hyaluronat:
Bu Hyaluronat yüksek molekül ağırlıklı olarak tanımlanabilir.
Hyaluronat genellikle derinin altına girmez.

Bu özelliğinden dolayı Hyaluronat cilt yüzeyinde onarımlar yapabilir.
Ayrıca Hyaluronat cilt yüzeyinin nemlendirilmesinde ve elastikiyet kazandırılmasında etkilidir.

Hyaluronatın Kullanım Alanları:
Hyaluronat, doğal olarak türetilmiş, immünojenik olmayan, yapışkan olmayan bir glikozaminoglikandır ve çeşitli yara iyileşme süreçlerinde önemli bir rol oynar, çünkü Hyaluronat, küçük parçalara ayrıldığında doğal olarak anjiyojeniktir.
Hyaluronat, yara iyileşmesini başlatmak için kritik olan erken inflamasyonu teşvik eder, ancak daha sonra sürecin sonraki aşamalarını yöneterek matris stabilizasyonuna ve uzun vadeli inflamasyonun azaltılmasına olanak tanır.
Hyaluronat farmasötik, tıbbi ve kozmetik uygulamalar için ana kaynaktır.

Hyaluronat bir glikozaminoglikan bileşenidir.
Hyaluronat dermiste doğal olarak oluşur.

Hyaluronatın epidermal hücrelerin fiziksel ve biyokimyasal özelliklerini kontrol ederek sağlıklı ciltte kritik bir rol oynadığı düşünülmektedir.
Hyaluronat ayrıca su içeriği, elastikiyet ve besinlerin dağılımı gibi genel cilt aktivitesini de düzenler.

Hyaluronatın su emme yetenekleri ve büyük moleküler yapısı, epidermisin daha fazla esneklik, uygun plastiklik ve turgor elde etmesine olanak tanır.
Hyaluronat mükemmel su bağlama özelliğine sahip doğal bir nemlendiricidir.

Yüzde 2 Hyaluronat ve yüzde 98 sudan oluşan bir çözeltide Hyaluronat suyu o kadar sıkı tutar ki bir jel oluşturuyormuş gibi görünür.
Bununla birlikte, Hyaluronat gerçek bir sıvıdır, çünkü seyreltilebilir ve bir sıvının normal viskoz akış özelliklerini sergileyebilir.

Cilde uygulandığında Hyaluronat dermal bağ dokularının hücreler arası matrisinde suyu tutma şekline benzer bir şekilde viskoelastik bir film oluşturur.
Bu performans ve davranış, Hyaluronatın ideal bir nemlendirici baz oluşturduğunu ve diğer ajanların cilde iletilmesine izin verdiğini göstermektedir.

Üreticiler, Hyaluronat'ın kozmetikte kullanılmasının, bir formülasyonda çok daha düşük seviyelerde yağlayıcı ve yumuşatıcılara ihtiyaç duyulmasına yol açtığını, dolayısıyla esasen yağsız bir ürün sağladığını iddia ediyor.
Ayrıca Hyaluronatın suyu tutma yeteneği, pürüzlü cilt yüzeylerine anında pürüzsüzlük kazandırır ve cilt görünümünü önemli ölçüde iyileştirir.
Hyaluronatın kozmetikte faydalarının ortaya çıkması için düzenli olarak uygulanması gerekir, çünkü uygulamadan sonraki 24 ila 48 saat içinde ciltte parçalanır.

Bazı insanlar cilt sağlığını geliştirmek ve yaşlanma belirtileriyle mücadele etmek için Hyaluronat kullanır.
Hyaluronat da yaraların iyileşmesine yardımcı olabilir.

Bazı doktorlar artritli kişilerde eklem ağrısını hafifletmek için de Hyaluronat kullanıyor.

Cilt, vücuttaki Hyaluronatın yaklaşık yarısını içerir.
Hyaluronat su moleküllerine bağlanarak cildin nemli ve esnek kalmasına yardımcı olur.

İnsanlar yaşlandıkça ciltteki Hyaluronat seviyeleri önemli ölçüde azalır, bu da cildin susuz kalmasına ve kırışıklıklara neden olabilir.
Hyaluronat almak veya içeren kozmetik ürünleri kullanmak cildin nemini iyileştirebilir ve yaşlanma belirtilerini azaltabilir.

Hyaluronatın Hayvan Sağlığında Kullanımı:
Hyaluronat, özellikle yarışmalarda veya ağır işlerde çalışan atlarda eklem bozukluklarının tedavisinde kullanılır.
Hyaluronat karpal ve fetlock eklem fonksiyon bozukluklarında endikedir ancak eklem sepsisi veya kırık şüphesi olduğunda endike değildir.

Hyaluronat özellikle at osteoartritiyle ilişkili sinovit için kullanılır.
Hyaluronat doğrudan etkilenen eklem içine veya daha az lokalize bozukluklar için intravenöz olarak enjekte edilebilir.

Hyaluronat doğrudan enjekte edilirse eklemde hafif ısınmaya neden olabilir, ancak bu klinik sonucu etkilemez.
Eklem içi uygulanan ilaç bir haftadan daha kısa bir sürede tamamen metabolize edilir.

Kanada yönetmeliğine göre HY-50 preparatındaki Hyaluronat, at eti için kesilecek hayvanlara uygulanmamalıdır.
Ancak Avrupa'da aynı preparatın böyle bir etkiye sahip olduğu düşünülmemekte ve at etinin yenilebilirliği etkilenmemektedir.

Tıbbi kullanımlar:
Hyaluronat, eklem içi enjeksiyon yoluyla diz osteoartritinin tedavisinde FDA tarafından onaylanmıştır.
2012 yılında yapılan bir inceleme, bu kullanımı destekleyen çalışmaların kalitesinin çoğunlukla zayıf olduğunu, genel olarak önemli faydaların bulunmadığını ve Hyaluronatın eklem içi enjeksiyonunun muhtemelen olumsuz etkilere neden olabileceğini gösterdi.
2020'de yapılan bir meta-analiz, yüksek molekül ağırlıklı Hyaluronatın eklem içi enjeksiyonunun diz osteoartriti olan kişilerde hem ağrıyı hem de işlevi iyileştirdiğini buldu.

Hyaluronat kuru gözü tedavi etmek için kullanılmıştır.
Hyaluronat cilt bakım ürünlerinde yaygın olarak kullanılan bir içeriktir.

Hyaluronat kozmetik cerrahide dermal dolgu maddesi olarak kullanılır.
Hyaluronat tipik olarak klasik keskin bir hipodermik iğne veya bir mikro kanül kullanılarak enjekte edilir.

Bazı çalışmalar mikro kanül kullanımının enjeksiyon sırasında damar embolilerini önemli ölçüde azaltabileceğini ileri sürmektedir.
Şu anda Hyaluronat, Hyaluronatın biyo-uyumluluğu ve hiyalüronidaz kullanılarak olası geri döndürülebilirliği nedeniyle yumuşak doku dolgusu olarak kullanılmaktadır.

Komplikasyonlar arasında sinirlerin ve mikro damarların kopması, ağrı ve morarma yer alır.
Bazı yan etkiler eritem, kaşıntı ve damar tıkanıklığı şeklinde de ortaya çıkabilir; Damar tıkanıklığı, hastada cilt nekrozu ve hatta körlük olasılığı nedeniyle en endişe verici yan etkidir.
Bazı durumlarda Hyaluronat dolgu maddeleri granülomatöz yabancı cisim reaksiyonuna neden olabilir.

Hyaluronatın Kullanım Alanı:
Hyaluronat vücudunuzdaki tüm faydaları ve kullanımları nedeniyle dikkat çekici bir maddedir.

İşte Hyaluronatın faydalarından sadece birkaçı:
Hyaluronat işlerin sorunsuz ilerlemesine yardımcı olur.
Hyaluronat eklemlerinizin iyi yağlanmış bir makine gibi çalışmasına yardımcı olur.

Hyaluronat, kemiklerin birbirine sürtünmesinden kaynaklanan ağrıyı ve yaralanmayı önler.
Hyaluronat, her şeyin nemli kalmasına yardımcı olur.

Hyaluronat suyu tutmada çok iyidir.
Çeyrek çay kaşığı Hyaluronat yaklaşık bir buçuk galon su tutar.

Bu nedenle Hyaluronat sıklıkla kuru gözlerin tedavisinde kullanılır.
Ayrıca nemlendirici kremlerde, losyonlarda, merhemlerde ve serumlarda da kullanılır.

Hyaluronat cildinizi esnekleştirir.
Hyaluronat cildin gerilmesine ve esnemesine yardımcı olur ve cilt kırışıklıklarını ve çizgilerini azaltır.
Hyaluronatın ayrıca yaraların daha hızlı iyileşmesine yardımcı olduğu ve yara izlerini azaltabildiği kanıtlanmıştır.

Hyaluronat Kaynakları:
Hiyalüronat, tavuk tarağı gibi hayvan dokularından ve Streptokoklardan ekstraksiyon yoluyla büyük ölçekte üretilir.

Hyaluronatın Faydaları:

Daha sağlıklı, daha esnek bir cildi teşvik eder:
Hyaluronat takviyeleri cildinizin daha esnek görünmesine ve hissetmesine yardımcı olabilir.
Hyaluronat, ciltte doğal olarak bulunan ve suya bağlanarak nemin korunmasına yardımcı olduğu bir bileşiktir.

Ancak doğal yaşlanma süreci ve güneşten gelen ultraviyole radyasyon, tütün dumanı ve kirlilik gibi şeylere maruz kalma ciltteki Hyaluronat miktarını azaltabilir.
Hyaluronat takviyeleri almak, vücudunuza cilde eklenecek ekstra miktarlar vererek bu düşüşü önleyebilir.

2014 yılında yapılan bir çalışmaya göre, en az 1 ay boyunca günde 120-240 miligram (mg) dozunun yetişkinlerde cilt nemini önemli ölçüde artırdığı ve kuru cildi azalttığı gösterilmiştir.
Nemlendirilmiş cilt ayrıca kırışıklıkların görünümünü de azaltır; bu da birçok çalışmanın Hyaluronat takviyesinin cildin daha pürüzsüz görünmesini sağladığını göstermesinin nedenini açıklayabilir.

Hyaluronat serumları cilt yüzeyine uygulandığında kırışıklıkları, kızarıklığı ve dermatiti azaltabilir.
Bazı dermatologlar cildin sıkı ve genç görünmesini sağlamak için Hyaluronat dolgu maddeleri bile enjekte ediyor.

Yara iyileşmesini hızlandırabilir:
Hyaluronat ayrıca yara iyileşmesinde de önemli bir rol oynar.
Ciltte doğal olarak bulunur ancak onarılması gereken bir hasar olduğunda Hyaluronat konsantrasyonları artar.

Hyaluronat, iltihaplanma seviyelerini düzenleyerek ve vücuda hasarlı bölgede daha fazla kan damarı oluşturması için sinyal göndererek yaraların daha hızlı iyileşmesine yardımcı olur.
Bazı eski çalışmalarda, Hyaluronatın cilt yaralarına uygulanmasının yaraların boyutunu azalttığı ve ağrıyı plaseboya veya hiç tedavi uygulanmamasına göre daha hızlı azalttığı gösterilmiştir.

Hyaluronat ayrıca antibakteriyel özelliklere de sahiptir, dolayısıyla doğrudan açık yaralara uygulandığında enfeksiyon riskini azaltmaya yardımcı olabilir.
Dahası, ağızda topikal olarak kullanıldığında diş eti hastalıklarını azaltmada, diş ameliyatı sonrası iyileşmeyi hızlandırmada ve ülserleri yok etmede etkilidir.

Hyaluronat serumları ve jelleri üzerine yapılan araştırmalar umut verici olsa da takviyelerinin aynı faydaları sağlayıp sağlayamayacağını belirleyen bir araştırma yapılmamıştır.
Bununla birlikte, ağızdan alınan takviyeler ciltte bulunan Hyaluronat düzeylerini artırdığından, bunların bir miktar fayda sağlayabileceğinden şüphelenmek mantıklıdır.

Kemikleri yağlayarak eklem ağrısını hafifletin:
Hyaluronat ayrıca Hyaluronatın kemikleriniz arasındaki boşluğu yağladığı eklemlerde de bulunur.
Eklemler yağlandığında kemiklerin birbirine sürtünmesi ve rahatsız edici ağrıya neden olması daha az olasıdır.

Hiyalüronat takviyeleri, eklemlerin zamanla aşınması ve yıpranmasından kaynaklanan bir tür dejeneratif eklem hastalığı olan osteoartritli kişiler için çok faydalıdır.
En az 2 ay boyunca günde 80-200 mg almanın, özellikle 40 ila 70 yaşları arasındaki osteoartritli kişilerde diz ağrısını önemli ölçüde azalttığı gösterilmiştir.

Hyaluronat ayrıca ağrıyı hafifletmek için doğrudan eklemlere enjekte edilebilir.
Bununla birlikte, 21.000'den fazla yetişkin üzerinde yapılan bir analiz, ağrıda yalnızca küçük bir azalma ve yan etki riskinin daha yüksek olduğunu buldu.

Bazı araştırmalar, oral Hyaluronat takviyelerinin enjeksiyonlarla eşleştirilmesinin, ağrı giderici faydaların uzatılmasına ve çekimler arasındaki sürenin artırılmasına yardımcı olabileceğini göstermektedir.

Asit reflü semptomlarını hafifletin:
Yeni araştırmalar Hyaluronat takviyelerinin asit reflü semptomlarını azaltmaya yardımcı olabileceğini gösteriyor.
Asit reflü meydana geldiğinde, mide içeriği boğaza doğru kusar, bu da ağrıya ve yemek borusunun iç zarında hasara neden olur.

Hyaluronat, yemek borusunun hasarlı astarını yumuşatmaya ve iyileşme sürecini hızlandırmaya yardımcı olabilir.
2012 yılında yapılan bir test tüpü çalışması, Hyaluronat ve kondroitin sülfat karışımının asitle zarar görmüş boğaz dokusuna uygulanmasının hiçbir tedavi kullanılmadığı duruma göre çok daha hızlı iyileşmesine yardımcı olduğunu buldu.

İnsan çalışmaları da faydalar göstermiştir.
Bir çalışma, asit azaltıcı bir ilaçla birlikte Hyaluronat ve kondroitin sülfat takviyesi almanın, tek başına asit azaltıcı ilaç almaya kıyasla reflü semptomlarını %60 daha fazla azalttığını buldu.

Başka bir eski çalışma, aynı tür takviyenin asit reflü semptomlarını azaltmada plaseboya göre beş kat daha etkili olduğunu gösterdi.

Bu alandaki araştırmalar hala nispeten yenidir ve bu sonuçların tekrarlanması için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.
Ancak yine de bu sonuçlar umut verici.

Kuru göz ve rahatsızlığı giderin:
Yaşlı yetişkinlerin yaklaşık %11'i, gözyaşı üretiminin azalması veya gözyaşlarının çok hızlı buharlaşması nedeniyle kuru göz belirtileri yaşamaktadır.
Hyaluronat nemi tutma konusunda mükemmel olduğundan, sıklıkla kuru göz tedavisinde kullanılır.

%0,2-0,4 Hyaluronat içeren göz damlalarının kuru göz semptomlarını azalttığı ve göz sağlığını iyileştirdiği gösterilmiştir.
Yavaş salınan Hyaluronat içeren kontakt lensler de kuru göz için olası bir tedavi olarak geliştirilmektedir.

Ayrıca göz ameliyatı sırasında iltihabı azaltmak ve yara iyileşmesini hızlandırmak için Hyaluronat göz damlaları sıklıkla kullanılır.
Bunları doğrudan gözlere uygulamanın kuru göz semptomlarını azalttığı ve genel göz sağlığını iyileştirdiği gösterilmiş olsa da, Hyaluronat'ın oral takviyelerin aynı etkilere sahip olup olmadığı belirsizdir.

24 kişi üzerinde yapılan küçük bir çalışma, topikal ve oral Hyaluronatın kombinasyonunun, kuru göz semptomlarını iyileştirmede tek başına topikal Hyaluronata göre daha etkili olduğunu buldu.
Ancak oral Hyaluronat takviyelerinin göz sağlığı üzerindeki etkilerini anlamak için daha geniş, yüksek kalitede çalışmalara ihtiyaç vardır.

Kemik gücünü koruyun:
Hyaluronat takviyelerinin kemik sağlığı üzerindeki etkilerini araştırmak için yeni hayvan araştırmaları başladı.
Daha eski iki çalışma, Hyaluronat takviyelerinin, osteoporozdan önce gelen kemik kaybının başlangıç aşaması olan osteopenisi olan sıçanlarda kemik kaybı oranını yavaşlatmaya yardımcı olabileceğini bulmuştur.

Bazı eski test tüpü çalışmaları, yüksek dozda Hyaluronatın, yeni kemik dokusunun oluşturulmasından sorumlu hücreler olan osteoblastların aktivitesini artırabildiğini de göstermiştir.
İnsanlar üzerinde daha yüksek kalitede yeni araştırmalara ihtiyaç duyulurken, erken dönem hayvan ve test tüpü çalışmaları umut vericidir.

Mesane ağrısını önleyebilir:
Kadınların yaklaşık %3-6'sı interstisyel sistit veya ağrılı mesane sendromu adı verilen bir durumdan muzdariptir.
Bu bozukluk karın ağrısı ve hassasiyetinin yanı sıra güçlü ve sık idrara çıkma isteğine neden olur.

İnterstisyel sistitin nedenleri bilinmemekle birlikte, Hyaluronatın bir kateter aracılığıyla doğrudan mesaneye yerleştirildiğinde bu durumla ilişkili ağrıyı ve idrar sıklığını gidermeye yardımcı olduğu bulunmuştur.
Hyaluronat'ın neden bu semptomları hafifletmeye yardımcı olduğu açık değildir, ancak araştırmacılar mesane dokusundaki hasarı onarmaya yardımcı olduğunu ve ağrıya karşı daha az duyarlı olmasını sağladığını varsaymaktadır.

Çalışmalar, oral Hyaluronat takviyelerinin mesanedeki Hyaluronat miktarını aynı etkilere sahip olacak kadar artırıp artıramayacağını henüz belirlememiştir.

Hyaluronatın faydalarını şu şekilde sıralayabiliriz:

Deri:
Hyaluronat denilince akla ilk gelen şey cilttir.
İnsan vücudunda nem zamanla azalır.

Nem eksikliği, özellikle ciltte kırışıklıklara ve diğer yaşlanma belirtilerine de neden olabilir.
Bu noktada Hyaluronat su tutma özelliğinden dolayı cilde canlı bir görünüm kazandırmak, yaraların ve cilt lekelerinin iyileşmesini sağlamak açısından önemli bir yere sahiptir.

Kas ve Eklem:
Kaslar ve eklemler yapısal sağlıklarını koruyabilmek için eklem içi sıvıya ihtiyaç duyarlar.
Hyaluronat suyu tutar ve kasların ve eklemlerin düzgün hareket etmesine yardımcı olur ve kıkırdağı korur.

Kirpik:
Göz sıvısı doğal olarak Hyaluronat içerir.
Hyaluronat gözün doğal sağlığını destekler.

Hyaluronat korumada etkilidir.
Aynı zamanda lens kullanımı ve bazı göz operasyonlarından kaynaklanan kuru gözlerin tedavisinde de Hyaluronat içeren damlalar önerilebilir.

Hyaluronat'ın pek çok faydası olmasına rağmen özellikle hastalık veya hasar durumunda bir uzmana danışılmalıdır.
Uzman doktor kişiye en uygun Hyaluronat formunu ve tedavisini önerebilir.

Diğer Faydalar:
yaşlanma karşıtı
nemlendirici
yara iyileşmesi
Kırışıklığa karşı
cilt elastikiyetini artırır
egzamayı tedavi edebilir
yüz kızarıklığını tedavi edebilir

Hyaluronatın Fizyolojik Fonksiyonu:
1970'lerin sonlarına kadar Hyaluronat, hücre dışı matrisin bir parçası olan, her yerde bulunan bir karbonhidrat polimeri olan "yapışkan" bir molekül olarak tanımlandı.
Örneğin, Hyaluronat sinovyal sıvının önemli bir bileşenidir ve sıvının viskozitesini arttırdığı bulunmuştur.
Hyaluronat, lubricin ile birlikte sıvının ana yağlama bileşenlerinden biridir.

Hyaluronat, eklem kıkırdağının önemli bir bileşenidir; burada Hyaluronat, her hücrenin (kondrosit) çevresinde bir kaplama olarak bulunur.
Agrekan monomerleri, HAPLN1 (Hyaluronat ve proteoglikan bağlantı proteini 1) varlığında Hyaluronata bağlandığında, büyük, oldukça negatif yüklü agregatlar oluşur.

Bu agregatlar suyu emer ve kıkırdağın esnekliğinden (Hyaluronatın kompresyona karşı direnci) sorumludur.
Kıkırdaktaki Hyaluronatın moleküler ağırlığı (boyutu) yaşla birlikte azalır, ancak miktarı artar.

Bitişik doku katmanları arasındaki kaymayı arttırmak için kas bağ dokularında Hyaluronatın yağlayıcı bir rolü olduğu ileri sürülmüştür.
Yoğun fasiyal dokulara gömülü özel bir tür fibroblastın, Hyaluronat açısından zengin matrisin biyosentezi için uzmanlaşmış hücreler olduğu öne sürülmüştür.
İlgili aktiviteleri, bitişik kas bağ dokuları arasındaki kayma yeteneğinin düzenlenmesinde rol oynayabilir.

Hyaluronat aynı zamanda doku onarımında görev aldığı derinin önemli bir bileşenidir.
Cilt aşırı UVB ışınlarına maruz kaldığında Hyaluronat iltihaplanır (güneş yanığı) ve dermisteki hücreler eskisi kadar Hyaluronat üretmeyi bırakır ve Hyaluronatın bozunma oranını artırır.
Hyaluronat bozunma ürünleri UV ışınlarına maruz kaldıktan sonra ciltte birikir.

Hyaluronat hücre dışı matrislerde bol miktarda bulunurken ayrıca doku hidrodinamiğine, hareketine ve hücrelerin çoğalmasına katkıda bulunur ve özellikle birincil reseptörleri, CD44 ve RHAMM dahil olmak üzere bir dizi hücre yüzeyi reseptör etkileşimine katılır.
CD44'ün yukarı regülasyonu, lenfositlerdeki hücre aktivasyonunun bir belirteci olarak yaygın şekilde kabul edilmektedir.

Hyaluronatın tümör büyümesine katkısı CD44 ile etkileşiminden kaynaklanabilir.
Reseptör CD44, tümör hücrelerinin gerektirdiği hücre yapışma etkileşimlerine katılır.

Hyaluronat CD44 reseptörüne bağlanmasına rağmen bozunma ürünlerinin makrofajlarda ve dendritik hücrelerde inflamatuar sinyallerini ücretli benzeri reseptör 2 (TLR2), TLR4 veya hem TLR2 hem de TLR4 yoluyla ilettiğine dair kanıtlar vardır.
TLR ve Hyaluronat doğuştan gelen bağışıklıkta rol oynar.

Etki süresini sınırlayan in vivo Hyaluronat kaybı dahil sınırlamalar vardır.

Geçtiğimiz 20 yılda, Hyaluronatın moleküler mekanizmalardaki fonksiyonel rolünü ortaya çıkaran ve birçok hastalık için yeni terapötik stratejilerin geliştirilmesinde Hyaluronat'ın potansiyel rolünü gösteren önemli kanıtlar sunuldu.

Hyaluronatın işlevleri şunları içerir: hidrasyon, eklemlerin yağlanması, boşluk doldurma kapasitesi ve hücrelerin göç ettiği çerçeve.
Hyaluronatın sentezi doku yaralanması ve yara iyileşmesi sırasında artar ve Hyaluronat, bağışıklık tepkisini arttırmak için inflamatuar hücrelerin aktivasyonu ve fibroblastların ve epitelyal hücrelerin yaralanmasına tepkisi dahil olmak üzere doku onarımının çeşitli yönlerini düzenler.

Hyaluronat ayrıca tümörün ilerlemesinde rol oynayabilecek kan damarı oluşumu ve fibroblast migrasyonu için çerçeve sağlar.
Kanser hücrelerinin hücre yüzeyindeki Hyaluronat seviyelerinin tümörlerin agresifliği ile korelasyonu da rapor edilmiştir.

Hyaluronatın boyutunun, Hyaluronatın yukarıda açıklanan çeşitli fonksiyonları için kritik öneme sahip olduğu görülmektedir.
Genellikle 1000 kDa'yı aşan yüksek moleküler büyüklükteki Hyaluronat, sağlam dokularda bulunur ve antianjiyogenik ve immünosüpresiftir; buna karşın Hyaluronat'ın daha küçük polimerleri, tehlike sinyalleri ve güçlü inflamasyon ve anjiyogenez indükleyicileridir.

Yara onarımı:
Hücre dışı matrisin önemli bir bileşeni olan Hyaluronat, yara onarımının aşamaları olan doku rejenerasyonunda, inflamasyon yanıtında ve anjiyogenezde anahtar bir role sahiptir.
Bununla birlikte, 2023 itibariyle, Hyaluronatın yanıklar, diyabetik ayak ülserleri veya cerrahi cilt onarımları dahil olmak üzere kronik yaraların iyileşmesi üzerindeki etkisine ilişkin incelemeler, ya yetersiz kanıt ya da yalnızca sınırlı pozitif klinik araştırma kanıtı göstermektedir.

Ayrıca Hyaluronatın ülser iyileşmesinde faydalı olabileceğini ve ağrı kontrolünde küçük bir dereceye kadar yardımcı olabileceğini öne süren bazı sınırlı kanıtlar vardır.
Hyaluronat su ile birleşerek bir jel oluşturacak şekilde şişer, bu da Hyaluronatın cilt tedavilerinde yüz kırışıklıkları için dermal dolgu maddesi olarak yararlı olmasını sağlar; Hyaluronatın etkisi yaklaşık 6 ila 12 ay sürer ve tedavinin ABD Gıda ve İlaç İdaresi'nden düzenleyici onayı vardır.

Granülasyon:
Granülasyon dokusu, yaraların iyileşmesinde fibrin pıhtısının yerini alan perfüze, fibröz bağ dokusudur.
Hyaluronat tipik olarak bir yaranın tabanından büyür ve Hyaluronatın iyileştirdiği hemen hemen her boyuttaki yaraları doldurabilir.

Hyaluronat granülasyon dokusu matrisinde bol miktarda bulunur.
Doku onarımı için gerekli olan çeşitli hücre fonksiyonları, Hyaluronat açısından zengin olan bu ağa bağlanabilir.

Bu işlevler arasında geçici yara matrisine hücre göçünün kolaylaştırılması, hücre proliferasyonu ve granülasyon dokusu matrisinin organizasyonu yer alır.
Granülasyon dokusunun oluşumu için inflamasyonun başlatılması çok önemlidir; bu nedenle, yukarıda tartışıldığı gibi Hyaluronatın proinflamatuar rolü de yara iyileşmesinin bu aşamasına katkıda bulunur.

Hücre göçü:
Granülasyon dokusunun oluşumu için hücre göçü gereklidir.
Granülasyon dokusunun erken aşaması, hücrelerin bu geçici yara matrisine göçü için elverişli bir ortam olarak kabul edilen, Hyaluronat bakımından zengin bir hücre dışı matrisin hakimiyetindedir.

Hyaluronat, hücre göçünü kolaylaştıran açık bir hidratlı matris sağlarken ikinci senaryoda, ilgili hücre mekanizmalarının yönlendirilmiş göçü ve kontrolüne ve hücre yüzeyi reseptörleri arasındaki spesifik hücre etkileşimi aracılık eder.
Hyaluronat, hücre hareketi ile ilişkili çeşitli protein kinazlarla, örneğin hücre dışı sinyalle düzenlenen kinaz, fokal adezyon kinaz ve diğer reseptör olmayan tirozin kinazlarla bağlantılar oluşturur.

Fetal gelişim sırasında, nöral krest hücrelerinin göç ettiği göç yolu Hyaluronat açısından zengindir.
Hyaluronat, granülasyon dokusu matrisindeki hücre göçü süreci ile yakından ilişkilidir ve çalışmalar, hücre hareketinin bozunması veya reseptörünün işgalinin bloke edilmesi yoluyla en azından kısmen engellenebileceğini göstermektedir.

Hyaluronat sentezinin hücreye dinamik kuvvet sağlayarak hücre göçüyle ilişkili olduğu da gösterilmiştir.
Temel olarak Hyaluronat plazma zarında sentezlenir ve doğrudan hücre dışı ortama salınır.
Bu, sentez bölgelerindeki hidratlı mikroortama katkıda bulunabilir ve hücre ayrılmasını kolaylaştırarak hücre göçü için gereklidir.

Cilt iyileşmesi:
Hyaluronat normal epidermiste önemli bir rol oynar.
Hyaluronat ayrıca çeşitli özelliklerinden dolayı yeniden epitelizasyon sürecinde önemli işlevlere sahiptir.
Bunlar arasında epidermisin ana bileşenleri olan bazal keratinositlerin hücre dışı matrisinin ayrılmaz bir parçası olması; Hyaluronatın serbest radikal temizleme fonksiyonu ve keratinosit çoğalması ve göçünde Hyaluronatın rolü.

Normal ciltte Hyaluronat, çoğalan keratinositlerin bulunduğu epidermisin bazal tabakasında nispeten yüksek konsantrasyonlarda bulunur.
CD44, epidermisin bazal tabakasında Hyaluronat ile yan yana bulunur; burada ek olarak Hyaluronat'ın açısından zengin matris keselerine bakan plazma membranında tercihen eksprese edildiği gösterilmiştir.

Hücre dışı boşluğu korumak ve besinlerin geçişi için açık ve sulu bir yapı sağlamak, Hyaluronatın epidermisteki ana işlevleridir.
Bir rapor, retinoik asit (A vitamini) varlığında Hyaluronat içeriğinin arttığını buldu.

Retinoik asidin ciltte foto-hasar ve fotoyaşlanmaya karşı önerilen etkileri, en azından kısmen, doku hidrasyonunun artmasına neden olan cilt Hyaluronat içeriğindeki artışla ilişkilendirilebilir.
Hyaluronat'ın serbest radikal temizleme özelliğinin, epidermiste bir reseptörü olarak görev yapan CD44'ün rolünü destekleyerek güneş radyasyonuna karşı korumaya katkıda bulunduğu ileri sürülmüştür.

Epidermal Hyaluronat aynı zamanda normal epidermal fonksiyon için gerekli olan keratinosit çoğalması sürecinde ve ayrıca doku onarımında yeniden epitelizasyon sırasında bir manipülatör olarak da işlev görür.
Yara iyileşme sürecinde, Hyaluronat yara kenarında, bağ dokusu matrisinde eksprese edilir ve göç eden keratinositlerde CD44 ekspresyonu ile birlikte bulunur.

Hyaluronat Reseptörleri:
Hyaladherinler adı verilen ve ECM'de, hücre yüzeyinde, sitoplazmada ve çekirdekte geniş çapta dağılmış olan, Hyaluronatı bağlayan çeşitli proteinler vardır.
Hyaluronatı hücre yüzeyine bağlayanlar reseptörlerini oluşturur.

Bu reseptörler arasında en belirgin olanı, değişken ekzon ekspresyonuna sahip tek bir genin Hyaluronatları olan birçok izoformda ortaya çıkan “farklılaşma kümesi 44” (CD44) transmembran glikoproteinidir.
CD44, kırmızı kan hücreleri hariç hemen hemen tüm hücrelerde bulunur ve hücre yapışmasını, göçünü, lenfosit aktivasyonunu ve hedefini bulmayı ve kanser metastazını düzenler.

Hyaluronat aracılı motilite (RHAMM) reseptörü için başka bir önemli reseptördür ve çeşitli izoformlarda eksprese edilir.
RHAMM, endotel hücreleri88 ve insan pulmoner arterlerindeki37 ve solunum yollarındaki düz kas hücreleri dahil olmak üzere birçok hücre tipinde fonksiyonel bir reseptördür.

Hyaluronat'ın RHAMM ile etkileşimleri karmaşık bir sinyal iletim olayları ağı ve hücre iskeleti ile etkileşimler yoluyla hücre büyümesini ve göçünü kontrol eder.
Hücre hareketliliğinin güçlü bir uyarıcısı olan dönüştürücü büyüme faktörü (TGF)-β1, RHAMM ve Hyaluronatın sentezini ve ifadesini ortaya çıkarır ve böylece hareketi başlatır.

Hyaluronatın Yapısı:
Hiyalüronat, alternatif β-(1→4) ve β-(1→3) glikosidik bağlarla bağlanan, D-glukuronik asit ve N-asetil-D-glukozaminden oluşan bir disakkarit polimeridir.
Hyaluronatın uzunluğu 25.000 disakkarit tekrarı olabilir.

Hyaluronat polimerlerinin boyutu in vivo olarak 5.000 ila 20.000.000 Da arasında değişebilir.
İnsan sinovyal sıvısındaki ortalama moleküler ağırlık 3-4 milyon Da'dır ve insan göbek kordonundan saflaştırılan Hyaluronat 3.140.000 Da'dır; diğer kaynaklar sinovyal sıvı için ortalama 7 milyon Da moleküler ağırlıktan bahsetmektedir.
Hyaluronat ayrıca organizmadaki yerine bağlı olarak 350-1.900 μg/g arasında değişen silikon içerir.

Kısmen Hyaluronat bileşeni disakkaritlerin stereokimyası nedeniyle enerji açısından stabildir.
Her bir şeker molekülü üzerindeki hacimli gruplar sterik olarak tercih edilen pozisyonlarda bulunurken, daha küçük hidrojenler daha az tercih edilen eksenel pozisyonları üstlenir.

Sulu çözeltilerdeki hiyalüronat, çözelti içinde geçici kümeler oluşturmak üzere kendi kendine birleşir.
Hyaluronat bir polielektrolit polimer zinciri olarak kabul edilirken, Hyaluronat polielektrolit zirvesini sergilemez; bu, Hyaluronat molekülleri arasında karakteristik bir uzunluk ölçeğinin bulunmadığını ve bu moleküllerin güçlü çözülmesinden kaynaklanan bir fraktal kümelenmenin ortaya çıktığını gösterir.

Biyolojik Sentez:
Hyaluronat, Hyaluronik asit sentazları adı verilen ve omurgalıların üç tipine sahip olduğu bir integral membran proteinleri sınıfı tarafından sentezlenir: HAS1, HAS2 ve HAS3.
Bu enzimler, Hyaluronat ABC taşıyıcı yoluyla hücre zarından hücre dışı boşluğa ekstrüzyona tabi tutulduğundan, yeni oluşan polisakarite D-glukuronik asit ve N-asetil-D-glukozamin'i tekrar tekrar ekleyerek Hiyalüronatı uzatır.
Fasyasit terimi, Hyaluronat'ı sentezleyen fibroblast benzeri hücreleri tanımlamak için türetilmiştir.

Hyaluronat sentezinin, bir 7-hidroksi-4-metilkumarin türevi olan 4-metilumbelliferon (himekromon) tarafından inhibe edildiği gösterilmiştir.
Bu seçici inhibisyon (diğer glikozaminoglikanları inhibe etmeden), malign tümör hücrelerinin metastazının önlenmesinde faydalı olabilir.
Yüksek konsantrasyonlarda Hyaluronat sentezinin düşük moleküler ağırlıklı Hyaluronat (<500 kDa) tarafından geri besleme inhibisyonu vardır, ancak kültürlenmiş insan sinovyal fibroblastlarında test edildiğinde yüksek molekül ağırlıklı Hyaluronat (>500 kDa) tarafından uyarılır.

Bacillus subtilis yakın zamanda, insan kalitesinde ürün üreten patentli bir işlemle Hyaluronatlar verecek özel bir formül kültürlemek üzere genetik olarak değiştirildi.

Fasyasit:
Bir fasiosit, Hyaluronat açısından zengin hücre dışı matris üreten ve kas fasyasının kaymasını modüle eden bir tür biyolojik hücredir.

Fasyasitler fasyada bulunan fibroblast benzeri hücrelerdir.
Daha yuvarlak çekirdeklerle yuvarlak şekillidirler ve fibroblastlarla karşılaştırıldığında daha az uzamış hücresel süreçlere sahiptirler.
Fasyasitler, fasiyal tabakanın üst ve alt yüzeyleri boyunca kümelenir.

Fasyasitler, fasyal kaymayı düzenleyen Hyaluronat üretir.

Hyaluronatın Biyosentetik Mekanizması:
Hyaluronat, omurgalıların epitelyal ve bağ dokularının hücre dışı matrisinde bulunan, anyonik, jel benzeri bir polimer olan doğrusal bir glikozaminoglikandır (GAG).
Hyaluronat, yapısal olarak karmaşık, doğrusal, anyonik polisakkaritler ailesinin bir parçasıdır.
Molekülde bulunan karboksilat grupları Hiyalüronatın negatif yüklü olmasını sağlar, dolayısıyla suya başarılı bir şekilde bağlanmasını sağlar ve Hiyalüronatı kozmetik ve farmasötik ürünler için değerli kılar.

Hyaluronat, tekrarlanan β4-glukuronik asit (GlcUA)-β3-N-asetilglukosamin (GlcNAc) disakkaritlerden oluşur ve iyi tanımlanmış, tekdüze zincir uzunlukları karakteristiğini üreten bir integral membran proteinleri sınıfı olan Hyaluronat sentazları (HAS) tarafından sentezlenir.
Omurgalılarda mevcut üç HAS türü vardır: HAS1, HAS2, HAS3; bunların her biri Hyaluronat polimerinin uzamasına katkıda bulunur.

Bir Hyaluronat kapsülünün oluşturulabilmesi için bu enzimin mevcut olması gerekir çünkü UDP-şeker öncülerini polimerize eder.
Hiyalüronat öncüleri, ilk olarak glikozun heksokinaz tarafından fosforile edilmesiyle sentezlenir ve ana Hyaluronat öncüsü olan glikoz-6-fosfat elde edilir.

Daha sonra, her ikisi de Hyaluronat oluşturmak üzere reaksiyona giren UDP-n-asetilglukosamin ve UDP-glukuronik asidi sentezlemek için iki yol izlenir.
Glikoz-6-fosfat, hasE (fosfoğluizomeraz) ile fruktoz-6-fosfata veya pgm (a-fosfoğlukomutaz) kullanılarak glikoz-1-fosfata dönüştürülür; burada her ikisi de farklı reaksiyonlara maruz kalır.

UDP-glukuronik asit ve UDP-n-asetilglukosamin, hasA (Hyaluronat sentaz) yoluyla Hyaluronat oluşturmak üzere bir araya gelir.

UDP-glukuronik asit sentezi:
UDP-glukuronik asit, hasC'nin (UDP-glikoz pirofosforilaz) glikoz-1-P'yi UDP-glikoza dönüştürmesinden oluşur ve bu daha sonra hasB (UDP-glikoz dehidrojenaz) ile reaksiyona girerek UDP-glukuronik asit oluşturur.

N-asetil glukozaminin sentezi:
Fruktoz-6-P'den ileriye giden yol, glukozamin-6-P'yi oluşturmak için glmS'yi (amidotransferaz) kullanır.
Daha sonra glmM (Mutaz), Hyaluronat ile reaksiyona girerek glukozamin-1-P'yi oluşturur.
hasD (asetiltransferaz) bunu n-asetilglukozamin-1-P'ye dönüştürür ve son olarak hasD (pirofosforilaz), Hiyalüronatı UDP-n-asetilglukozamine dönüştürür.

Son adım: İki disakkarit Hyaluronatı oluşturur:
UDP-glukuronik asit ve UDP-n-asetilglukosamin, hasA (Hyaluronat sentaz) yoluyla Hyaluronat oluşturmak üzere bir araya gelerek sentezi tamamlar.

Hyaluronatın Kimyası ve Fizikokimyasal Özellikleri:
Hyaluronat, sülfatlanmamış bir GAG'dır ve bir glukuronidik β (1 → 3) bağıyla bağlanan D-glukuronik asit ve N-asetil-D-glukozaminin tekrarlayan polimerik disakkaritlerinden oluşur.
Sulu çözeltilerde Hyaluronat spesifik stabil üçüncül yapılar oluşturur.

Hyaluronat bileşimindeki basitliğe şeker bileşiminde değişiklik olmamasına veya dallanma noktaları olmamasına rağmen çeşitli fizikokimyasal özelliklere sahiptir.
Hyaluronat polimerleri boyutlarına, tuz konsantrasyonuna, pH'a ve ilgili katyonlara bağlı olarak çok sayıda konfigürasyon ve şekilde ortaya çıkar.

Diğer GAG'lardan farklı olarak Hyaluronat bir protein çekirdeğine kovalent olarak bağlanmaz ancak proteoglikanlarla agregatlar oluşturabilir.
Hyaluronat, düşük konsantrasyonlarda bile çözeltilere yüksek viskozite sağlayan büyük miktarda su içerir.

Hyaluronatın bozunması:
Hyaluronat, hiyalüronidaz adı verilen bir enzim ailesi tarafından parçalanabilir.
İnsanlarda en az yedi tip hiyalüronidaz benzeri enzim vardır ve bunların birçoğu tümör baskılayıcıdır.

Hyaluronat'ın bozunma ürünleri, oligosakkaritler ve çok düşük moleküler ağırlıklı pro-anjiyogenik özellikler sergiler.
Ek olarak, son çalışmalar, doğal yüksek moleküler ağırlıklı molekül değil, Hyaluronat parçacıklarının, doku hasarında ve cilt naklinde makrofajlarda ve dendritik hücrelerde inflamatuar yanıtları tetikleyebildiğini gösterdi.

Hyaluronat ayrıca enzimatik olmayan reaksiyonlarla da parçalanabilir.
Bunlar asidik ve alkalin hidrolizi, ultrasonik parçalanmayı, termal ayrışmayı ve oksidanlarla parçalanmayı içerir.

Hyaluronatın doku ve hücre dağılımı:
Hyaluronat prokaryotik hücrelerden ökaryotik hücrelere kadar geniş bir alana dağılmıştır.
İnsanlarda, Hyaluronat en çok ciltte bulunur ve toplam vücudun %50'sini oluşturur.

Hyaluronat, gözün vitreusu, göbek kordonu ve sinovyal sıvıda bulunur aynı zamanda iskelet dokuları, kalp kapakçıkları gibi vücudun tüm dokularında ve sıvılarında da mevcuttur.
Hyaluronat esas olarak mezenkimal hücreler tarafından üretilir ancak aynı zamanda diğer hücre tipleri tarafından da üretilir.

Hyaluronatın Etimolojisi:
Hyaluronat, hyalos (Yunanca vitreus anlamına gelir, 'cam benzeri' anlamına gelir) ve üronik asitten türetilir çünkü ilk olarak vitreus mizahından izole edilmiştir ve yüksek bir üronik asit içeriğine sahiptir.
Hyaluronat terimi Hyaluronan'ın konjuge bazını ifade eder.
Molekül tipik olarak in vivo Hyaluronik asit polianyonik formunda mevcut olduğundan en yaygın olarak Hyaluronat olarak anılır.

Hyaluronatın Tarihçesi:
Hyaluronat ilk kez 1934 yılında Karl Meyer ve John Palmer tarafından bir ineğin gözündeki camsı cisimden elde edildi.
İlk Hyaluronat biyomedikal ürünü Healon, 1970'lerde ve 1980'lerde Pharmacia tarafından geliştirildi ve göz ameliyatlarında (yani kornea nakli, katarakt ameliyatı, glokom ameliyatı ve retina dekolmanını onarmaya yönelik ameliyatlar) kullanım için onaylandı.
Diğer biyomedikal şirketleri de oftalmik cerrahiye yönelik Hyaluronat markaları üretmektedir.

Doğal Hiyalüronat nispeten kısa bir yarı ömre sahiptir (tavşanlarda gösterilmiştir), bu nedenle zincirin uzunluğunu uzatmak ve tıbbi uygulamalarda Hyaluronat kullanımı için molekülü stabilize etmek amacıyla çeşitli üretim teknikleri uygulanmıştır.
Protein bazlı çapraz bağların eklenmesi, sorbitol gibi serbest radikal temizleyici moleküllerin eklenmesi ve Hyaluronat zincirlerinin NASHA (hayvanlar tarafından stabilize edilmemiş Hyaluronat) gibi kimyasal maddeler yoluyla minimum düzeyde stabilizasyonu, kullanılan tekniklerin tümü Hyaluronatın raf ömrünü koruyun.

1970'lerin sonlarında, göz içi lens implantasyonunun ardından, ameliyat sırasında endotel hücre hasarına bağlı olarak sıklıkla şiddetli kornea ödemi görüldü.
Hiyalüronat, endotel hücrelerinin bu şekilde kazınmasını önlemek için viskoz, berrak, fizyolojik bir yağlayıcıya ihtiyaç duyulduğu açıktı.

"Hyaluronat" ismi aynı zamanda bir tuz için de kullanılmaktadır.

Hyaluronat Araştırması:
Hyaluronatın yüksek biyouyumluluğu ve dokuların hücre dışı matrisinde yaygın olarak bulunması nedeniyle doku mühendisliği araştırmalarında biyomateryal iskelesi olarak kullanılır.
Özellikle araştırma grupları, Hyaluronate'in doku mühendisliği ve rejeneratif tıp için özelliklerinin, çapraz bağlanma ile bir hidrojel üretilerek geliştirilebileceğini buldu.

Çapraz bağlama, arzu edilen bir şekle izin vermenin yanı sıra terapötik moleküllerin bir konakçıya iletilmesini de sağlayabilir.
Hyaluronat, tiyollerin (bkz. tiomerler) (ticari isimler: Extracel, HyStem), heksadesilamidler (ticari isim: Hymovis) ve tiraminlerin (ticari isim: Corgel) eklenmesiyle çapraz bağlanabilir.
Hyaluronat ayrıca doğrudan formaldehit (ticari adı: Hylan-A) veya divinilsülfon (ticari adı: Hylan-B) ile çapraz bağlanabilir.

Hyaluronatın endotel hücrelerini in vitro çoğalmaya teşvik ederek anjiyogenezi düzenleme yeteneği nedeniyle vasküler morfogenezi incelemek için hidrojeller oluşturmak için kullanılabilir.

Hyaluronat Tanımlayıcıları:
CAS numarası:
9004-61-9
31799-91-4 (potasyum tuzu)
9067-32-7 (sodyum tuzu)
CHEBI: CHEBI:16336
ECHA Bilgi Kartı: 100.029.695
EC Numarası: 232-678-0
UNII: S270N0TRQY
CompTox Kontrol Paneli (EPA): DTXSID90925319 DTXSID7046750, DTXSID90925319

EC / Liste no.: 232-678-0
CAS numarası: 9004-61-9

CAS Numarası: 9004-61-9
Kimyasal Adı: Hyaluronan
CB Numarası: CB1176690
Moleküler Formül: C14H22NNaO11
Molekül Ağırlığı: 403.31
MDL Numarası: MFCD00131348

Hyaluronatın Özellikleri:
Kimyasal formül: (C14H21NO11)n
Suda çözünürlük: Çözünür (sodyum tuzu)

depolama sıcaklığı: −20°C
çözünürlük: H2O: 5 mg/mL, berrak, renksiz
form: Liyofilize Toz
Beyaz renk
Koku: Kokusuz
Suda Çözünürlüğü: Suda çözünür.
InChIKey: MAKUBRYLFHZREJ-IUPJJCKZNA-M
SMILES: [C@@H]1(O[C@H]2[C@H](O)[C@H]([C@H](O)O[C@@H]2C(=O )[O-])O)O[C@H](CO)[C@@H](O)C[C@H]1NC(=O)C.[Na+] |&1:0,2,3 ,5,6,9,15,18,21,r|
GünlükP: -6,623 (tahmini)
CAS Veri Tabanı Referansı: 9004-61-9
EWG'nin Gıda Puanları: 1
FDA UNII: HYALURONİK ASİT (HAYVANLAR İÇİN STABİLİZE EDİLMEMİŞ) (B7SG5YV2SI)
HYALÜRONİK ASİT (S270N0TRQY)
NCI İlaç Sözlüğü: hyaluronik asit
ATC kodu: D03AX05,M09AX01,R01AX09,S01KA01,S01KA51
EPA Madde Kayıt Sistemi: Hyaluronik asit (9004-61-9)

Molekül Ağırlığı: 425,38 g/mol
XLogP3-AA: -3,4
Hidrojen Bağı Donör Sayısı: 6
Hidrojen Bağı Alıcı Sayısı: 12
Dönebilen Tahvil Sayısı: 7
Tam Kütle: 425.15332530 g/mol
Monoizotopik Kütle: 425.15332530 g/mol
Topolojik Kutupsal Yüzey Alanı: 194Ų
Ağır Atom Sayısı: 29
Karmaşıklık: 576
İzotop Atom Sayısı: 0
Tanımlı Atom Stereocenter Sayısı: 10
Tanımsız Atom Stereocenter Sayısı: 0
Tanımlı Bond Stereocenter Sayısı: 0
Tanımsız Bond Stereocenter Sayısı: 0
Kovalent Bağlı Birim Sayısı: 1
Bileşik Kanonikleştirilmiş: Evet

Hyaluronatın ilgili bileşiği:
D-Glukuronik asit ve N-asetil-D-glukozamin (monomerler)

Hyaluronatın İsimleri:

Düzenleyici süreç adları:
Hiyalüronik asit
Hiyalüronik asit

IUPAC adları:
(2S,3S,4S,5R,6R)-6-[(2S,3R,5S,6R)-3-asetamido-2-[(2S,3S,4R,5R,6R)-6-[(2R, 3R,5S,6R)-3-asetamido-2,5-dihidroksi-6-(hidroksimetil)oksan-4-il]oksi-2-karboksi-4,5-dihidroksioksan-3-il]oksi-5-hidroksi- 6-(hidroksimetil)oksan-4-il]oksi-3,4,5-trihidroksioksan-2-karboksilik asit
(2Z,4S,4aS,5aR,12aS)-2-[amino(hidroksi)metiliden]-4,
[-4)GlcA(β1-3)GlcNAc(β1-]n
Hiyalüronik asit
(1→4)-(2-Asetamido-2-deoksi-D-gluko)-(1→3)-D-glukuronoglikan

Sistematik IUPAC adı:
Poli{[(2S,3R,4R,5S,6R)-3-asetamido-5-hidroksi-6-(hidroksimetil)oksan-2,4-diil]oksi[(2R,3R,4R,5S,6S)- 6-karboksi-3,4-dihidroksioksan-2,5-diil]oksi}

Diğer tanımlayıcı:
9004-61-9

Hyaluronat kelimesinin Eş Anlamlıları:
HYALURONİK ASİT SODYUM
asit hyaluronik
Hyaluronik asit tozu
aluronik asit, HA
Hyaluronat Asit
HYALURONİK ASİT (SODYUM HYALURONAT)
Hyaluronik asit, sığır vitreus mizahı
Mukoitin
Sepracoat
hyaluronik asit
Hyaluronik Asit, MW 3.000
Hyaluronik Asit, MW 10.000
Hyaluronik Asit, MW 25.000
Hyaluronik Asit, MW 50.000
Hyaluronik Asit, MW 100.000
Hyaluronik Asit, MW 350.000
Hyaluronik Asit, MW 1.000.000
Hyaluronik Asit, MW 1.500.000
BP-29024
BP-29025
BP-29026
BP-29027
BP-29028
BP-29029
BP-29030
BP-29031
Hiyalüronik asit
57282-61-8 [RN]
Hyaluronat Tetrasakkarit
NAG-(3-1)GCU-(4-1)NAG-(3-1)GCU
Hyaluronate de sodium
HYDRATED SILICA, N° CAS : 10279-57-9 / 1343-98-2 / 7631-86-9 / 112926-00-8 / 63231-67-4 - Acide silicique, Origine(s) : Minérale. Nom INCI : HYDRATED SILICA. N° EINECS/ELINCS : - / 215-683-2 / 231-545-4 / - / -. La silice hydratée ou acide silicique est principalement utilisée dans les dentifrices en tant qu'agent abrasif doux. Ses fonctions (INCI) Agent Abrasif : Enlève les matières présentes en surface du corps, aide ànettoyer les dents et améliore la brillance. Agent Absorbant : Absorbe l'eau (ou l'huile) sous forme dissoute ou en fines particules Anti Agglomérant : Permet d'assurer la fluidité des particules solides et de limiter leur agglomération dans des produits cosmétiques en poudre ou en masse dure Agent de foisonnement : Réduit la densité apparente des cosmétiques Opacifiant : Réduit la transparence ou la translucidité des cosmétiques Agent de contrôle de la viscosité : Augmente ou diminue la viscosité des cosmétiques
HYALURONIK ASİT
Hyaluronik asit, vücudun doğal olarak ürettiği kaygan bir maddedir.
Hyaluronik asit (HA), aynı zamanda hyaluronan olarak da bilinir, insan vücudunda ve diğer hayvanlarda bulunan doğal olarak oluşan bir polisakkarit veya glikozaminoglikandır.
Hyaluronik asit, çeşitli biyolojik süreçlerde çok önemli bir rol oynar ve özellikle bağ dokularında, ciltte ve eklemlerin sinovyal sıvısında bol miktarda bulunur.

CAS Numarası: 9004-61-9
Moleküler formül: C14H22NNaO11
Moleküler Ağırlık: 403.31
EINECS: 232-678-0

Hyaluronik asit kısaltılmış HA; konjuge baz hyaluronat), ayrıca hyaluronan olarak da adlandırılır, bağ, epitel ve sinir dokuları boyunca yaygın olarak dağılmış anyonik, sülfatlanmamış bir glikozaminoglikandır.
Bilim adamları vücutta, özellikle gözlerde, eklemlerde ve ciltte hyaluronik asit bulmuşlardır.

Hyaluronik asit, sülfatlanmadığı için glikozaminoglikanlar arasında benzersizdir, Golgi aparatı yerine plazma zarında oluşur ve çok büyük olabilir: insan sinovyal HA, molekül başına ortalama 7 milyon Da veya yaklaşık 20.000 disakkarit monomeridir, diğer kaynaklar ise 3-4 milyon Da'dan bahseder.
Hyaluronik asit tamamen şeffaf, yapışkan olmayan, suda çözünür ve yağsız asit mukopolisakkarittir.

Hyaluronik asitlerin moleküler ağırlığı birkaç yüz bin ila milyonlarca arasındadır ve cildin dermis tabakasını oluşturur.
Eşsiz moleküler yapısı ve fizikokimyasal özellikleri, eklemleri yağlamak, vasküler geçirgenliği ayarlamak, proteinleri ayarlamak, su elektrolitlerini yaymak ve taşımak ve yara iyileşmesini teşvik etmek gibi vücut içinde birçok önemli fizyolojik fonksiyona sahiptir.

Hyaluronik asit benzersiz bir su tutma etkisine sahiptir ve en iyi bilinen doğal nemlendirici özelliklere sahiptir, bu da onu ideal doğal nemlendirici yapar.
Hyaluronik asit, oftalmik "yapışkan ameliyatlarda" önemli bir ilaçtır.
Ön kamarada derinliği korumak ve net bir cerrahi görünüm sağlamak için sodyum tuzunun ön kamarada kaldığı katarakt cerrahisinde kullanılır.

Hyaluronik asit, postoperatif inflamasyon ve komplikasyon oluşumlarını azaltır, böylece ameliyatın görme düzeltici etkilerini iyileştirir.
Ayrıca komplike retinol dekolmanı cerrahisinde de kullanılır.
Hyaluronik asit düşük bir moleküler ağırlığa sahiptir ve ideal doğal nemlendirici madde olarak kabul edilir, bu nedenle üst düzey makyajda katkı maddesi olarak ve kremlerde, jellerde, losyonlarda, maskelerde ve serumlarda nemlendirici olarak kullanılır.

Hyaluronik asit ayrıca nem tutma ve yağlamayı iyileştirmek için tıbbi olarak nemlendirici olarak kullanılır ve ayrıca kılcal damarları genişletir ve cilt sağlığını iyileştirir.
Örneğin, düşük molekül ağırlığına sahip hyaluronik asit, ameliyatlarda (diz cerrahisi gibi) kayganlaştırıcı olarak kullanılabilirken, yüksek moleküler ağırlığa sahip olanlar cerrahi yağlayıcı olarak ve oftalmik cerrahide vitreus yerine kullanılabilir.

Hyaluronik asit, glukuronik asit ve N-asetilglukozaminden oluşan tekrarlayan disakkarit birimlerinden oluşan uzun zincirli bir polimerdir.
Hyaluronik asidin temel işlevlerinden biri, büyük miktarda su tutma ve tutma kabiliyetidir.
Su moleküllerine bağlanabilir ve tutabilir, doku hidrasyonunun ve yağlamanın korunmasına katkıda bulunabilir.

Hyaluronik asidin yüksek moleküler ağırlığı ve suyu emme kabiliyeti ona kalın ve viskoz bir kıvam verir.
Bu özellik, eklemlerde etkili bir yağlayıcı ve amortisör olmasını sağlayarak eklem sağlığına ve hareketliliğine katkıda bulunur.
Ciltte, hyaluronik asit nem seviyelerinin, sıkılığın ve elastikiyetin korunmasına yardımcı olur.

Hyaluronik asit, cilde yapısal destek sağlayan hücre dışı matrisin hayati bir bileşenidir.
Hyaluronik asit, yara iyileşme sürecinde rol oynar, doku onarımını ve hücre göçünü teşvik eder.
Hyaluronik asit, dokuların doğal bir bileşeni olduğu için insan vücudu tarafından iyi tolere edilir.

Hyaluronik asit, oftalmik cerrahide, özellikle katarakt cerrahisinde ve diğer göz içi işlemlerde viskoelastik bir ajan olarak kullanılır.
Gözün şeklini korumaya, hassas dokuları korumaya ve cerrahi manevraları kolaylaştırmaya yardımcı olur.

Ortopedi alanında, hyaluronik asit, osteoartrit gibi durumları tedavi etmek için eklem içi enjeksiyonlarda kullanılır.
Bu enjeksiyonlar ekleme yağlama sağlar, iltihabı azaltır ve eklem fonksiyonunu iyileştirir.

Hyaluronik asit bazlı dermal dolgu maddeleri, hacim eklemek, cildi dolgunlaştırmak ve kırışıklıkların ve ince çizgilerin görünümünü azaltmak için kozmetik prosedürlerde kullanılır.
Geçici ve biyolojik olarak parçalanabilirler, yüz gençleştirme için cerrahi olmayan bir seçenek sunarlar.

Hyaluronik asit, yara iyileşmesini desteklemek için yara örtülerine ve hidrojellere dahil edilir.
Hyaluronik asitlerin nemli bir yara ortamını koruma yeteneği, doku onarımına yardımcı olur ve skarlaşmayı azaltır.

Hyaluronik asit, doku mühendisliği ve rejeneratif tıpta hücre büyümesi ve doku onarımı için iskeleler oluşturmak için kullanılır.
Biyouyumluluğu ve hücresel aktiviteleri destekleme yeteneği, onu doku mühendisliği uygulamalarında değerli bir malzeme haline getirir.
Hyaluronik asit hücreleri birbirine bağlar ve eklemlerin yağlanmasına yardımcı olur.

depolama sıcaklığı: − 20 °C
çözünürlük H2O: 5 mg/mL, berrak, renksiz
form: Liyofilize Toz
renk: Beyaz
Koku: Kokusuz
Suda Çözünürlük: Suda çözünür.
LogP: -6.623 (est)

Hyaluronik asit, eklem sağlığına, cilt hidrasyonuna ve genel sağlığa potansiyel faydaları nedeniyle pazarlanan oral bir takviye olarak mevcuttur.
Bununla birlikte, oral takviyenin vücuttaki hyaluronik asit seviyelerini yükseltmedeki etkinliği hala bir araştırma konusudur.

Hyaluronik asit, cildinizdeki nem içeriğini artırmaya yardımcı olabilir, bu da kırışıklıkların görünümünü azaltmak ve yara iyileşmesini iyileştirmek de dahil olmak üzere çeşitli cilt yararlarına sahip olabilir.
Hyaluronik asit, vücutta hyaluronan sentazlar olarak bilinen spesifik enzimler tarafından sentezlenir.

Hyaluronik asit, cilt, bağ dokuları, gözler ve eklem boşlukları dahil olmak üzere çeşitli doku ve organlarda üretilir.
Biyosentez işlemi, hyaluronik asidin tekrarlanan disakkarit birimlerini oluşturmak için glukuronik asit ve N-asetilglukozamin kalıntılarının eklenmesini içerir.

Vücutta, hyaluronik asit döngüsü, polimeri daha küçük parçalara ayıran hyaluronidaz adı verilen enzimler tarafından sıkı bir şekilde düzenlenir.
Bu sürekli sentez ve bozunma döngüsü, farklı dokularda uygun hyaluronik asit seviyelerini korur.

Hyaluronik asit tıbbi görüntüleme prosedürlerinde kullanılabilir.
Örneğin, artrografide, X-ışını veya MRI taramaları sırasında eklem yapılarının görselleştirilmesini iyileştirmek için eklem boşluğuna hyaluronik asit içeren bir kontrast madde enjekte edilir.
Hyaluronik asit, kozmetik ve rekonstrüktif cerrahide popüler bir bileşendir.

Hyaluronik asitlerin biyouyumluluğu, geri dönüşümlülüğü ve doğal görünümlü sonuçlar verebilme özelliği, dudak dolgusu, yüz şekillendirme ve kırışıklıkların düzeltilmesi gibi prosedürler için tercih edilen bir seçenek haline getirmektedir.
Hyaluronik asit bazlı dermal dolgu maddeleri geçici olarak kabul edilir ve istenirse etkileri tersine çevrilebilir.

Aşırı doldurma veya istenmeyen sonuçlar durumunda, hyaluronik asidi parçalayan bir enzim olan hyaluronidaz, dolguyu çözmek ve önceki görünümü eski haline getirmek için tedavi edilen bölgeye enjekte edilebilir.
Ciltte, hyaluronik asit cildin nem içeriğine katkıda bulunur ve doku onarımında çok önemli bir rol oynar.
Hyaluronik asit, cildin nemlenmesini, elastikiyetini ve sıkılığını korumaya yardımcı olur, bu da onu cilt bakım ürünlerinde aranan bir bileşen haline getirir.

Hyaluronik asit içeren topikal formülasyonlar cilt bakım rutinlerinde yaygın olarak kullanılmaktadır.
Bu ürünler cildi nemlendirmeyi, ince çizgilerin ve kırışıklıkların görünümünü azaltmayı ve genel cilt dokusunu iyileştirmeyi amaçlar.

Hyaluronik asidin eklem boşluklarında ve sinovyal sıvıda bulunması, eklemlerin yağlanmasına ve yastıklanmasına yardımcı olarak sürtünmeyi ve aşınmayı azaltır.
Genellikle eklemlerdeki doğal hyaluronik asidin azaltılabileceği osteoartrit gibi durumlar için tıbbi tedavilerde kullanılır.

Hyaluronik asit, göz ve eklemlerdeki sıvılarda bulunan doğal bir maddedir.
Hyaluronik asit, eklemlerde ve diğer dokularda bir yastık ve kayganlaştırıcı görevi görür.
Hyaluronik asidin farklı formları kozmetik amaçlı kullanılır.

Hyaluronik asit ayrıca vücudun yaralanmaya tepki verme şeklini de etkileyebilir ve şişliği azaltmaya yardımcı olabilir.
Hyaluronik asit, özellikle insan vücudunda, çeşitli biyolojik fonksiyonlarda çok önemli bir rol oynayan doğal olarak oluşan bir maddedir.
Hyaluronik asit, suyun tutulmasına yardımcı olan ve vücudun farklı bölgelerine yağlama sağlayan uzun karbonhidrat zincirleri olan glikozaminoglikan ailesine aittir.

Hyaluronik asit, vücudun hücreleri, özellikle fibroblastlar tarafından sentezlenir ve çeşitli dokuların hücre dışı matrisinde bulunur.
Hyaluronik asit, bir yağlayıcı ve amortisör görevi görerek, hareket sırasında kemikler ve yastık darbeleri arasındaki sürtünmeyi azaltmaya yardımcı olur.

Hyaluronik asit, dermal dolgu maddelerinde kozmetik kullanımının yanı sıra çeşitli tıbbi uygulamalarda da kullanılmaktadır.
Örneğin, katarakt ameliyatı sırasında oftalmolojide ve kuru gözleri tedavi etmek için kullanılır.
Kozmetik işlemlerde dermal dolgu maddesi olarak kullanıldığında, hyaluronik asidin etkileri geçicidir.

Zamanla, vücut yavaş yavaş parçalanır ve hyaluronik asidi emer ve sonuçlar, spesifik ürüne ve bireysel faktörlere bağlı olarak tipik olarak birkaç aydan bir yıla kadar sürer.
Hyaluronik asit genellikle iyi tolere edilir, ancak bazı kişiler alerjik veya hassas olabilir.
Herhangi bir yeni cilt bakım ürününde veya tıbbi tedavide olduğu gibi, bir yama testi yapmak ve herhangi bir endişeniz varsa bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir.

Hyaluronik asit, işlevselliğini etkileyebilecek çeşitli moleküler ağırlıklarda mevcuttur.
Yüksek moleküler ağırlıklı hyaluronik asit, topikal uygulamalar için ve ciltte bir bariyer oluşturmak için kullanılırken, düşük moleküler ağırlıklı hyaluronik asit, daha derin hidrasyon için cilde daha etkili bir şekilde nüfuz edebilir.

Hyaluronik asit genellikle etkilerini arttırmak ve kapsamlı cilt bakımı yararları sağlamak için antioksidanlar, peptitler ve vitaminler gibi diğer faydalı cilt bakım bileşenleri ile birleştirilir.
Hyaluronik asit ciltte, bağ dokularında ve gözlerde büyük miktarlarda bulunur.

Hyaluronik asitlerin ana işlevi, suyu tutmak, dokuları ve eklemleri iyi nemlendirilmiş ve yağlanmış tutmaktır, bu da uygun işlevlerine katkıda bulunur.
Ciltte, hyaluronik asit nemin korunmasına yardımcı olur, dolgun, nemli ve pürüzsüz hale getirir.

Nemlendirici ve su tutucu özellikleri nedeniyle, hyaluronik asit, nemlendirmeyi teşvik etmeyi ve ince çizgilerin ve kırışıklıkların görünümünü azaltmayı amaçlayan serumlar, kremler ve nemlendiriciler gibi çeşitli cilt bakım ürünlerinde popüler bir bileşendir.
Ek olarak, hyaluronik asit, eklem bozukluklarına, yara iyileşmesine ve dermal dolgu maddelerine yardımcı olmak için bazı tıbbi ve kozmetik prosedürlerde kullanılır.

Kullanımlar

Hyaluronik asit, doğal olarak türetilmiş, immünojenik olmayan, yapışkan olmayan bir glikozaminoglikandır ve çeşitli yara iyileşme süreçlerinde önemli bir rol oynar, çünkü küçük parçalara ayrıldığında doğal olarak anjiyojenik olduğu için kullanılır.
Hyaluronik asit, yara iyileşmesini başlatmak için kritik olan erken inflamasyonu teşvik eder, ancak daha sonra sürecin sonraki aşamalarını ılımlılaştırır ve matris stabilizasyonuna ve uzun süreli inflamasyonun azaltılmasına izin verir.
Hyaluronik asit, farmasötik, tıbbi ve kozmetik uygulamalar için ana kaynaktır.

Hyaluronik asit dolgu maddeleri dudak hacmini ve şeklini arttırmak için yaygın olarak kullanılır.
Kırışıklıkları doldurmanın yanı sıra, hyaluronik asit, elmacık kemiklerini ve çene hatlarını geliştirmek gibi yüz şekillendirme için kullanılır.
Hyaluronik asit, nemlendiriciler ve serumlar gibi birçok cilt bakım ürününde, suyu tutma ve cilde uzun süreli nemlendirme sağlama kabiliyeti nedeniyle önemli bir bileşendir.

Hyaluronik asit bir glikozaminoglikan bileşenidir.
Hyaluronik asit dermiste doğal olarak bulunur.
Epidermal hücrelerin fiziksel ve biyokimyasal özelliklerini kontrol ederek sağlıklı ciltte kritik bir rol oynadığı düşünülmektedir.

Hyaluronik asit, serumlar, nemlendiriciler ve maskeler gibi cilt bakım ürünlerinde, cilde yoğun hidrasyon sağlayarak suyu çekme ve tutma kabiliyeti nedeniyle yaygın olarak kullanılır.
Nemlendirici özellikleri nedeniyle, hyaluronik asit cildi dolgunlaştırmaya, ince çizgilerin ve kırışıklıkların görünümünü azaltmaya ve daha genç bir cildi teşvik etmeye yardımcı olabilir.
Hyaluronik asit, hacmi geri kazanmak, kırışıklıkları doldurmak ve yüz hatlarını geliştirmek için kozmetik prosedürlerde dermal dolgu maddesi olarak kullanılır.

Hyaluronik asit enjeksiyonları dudaklara hacim ve şekil katmak için de kullanılabilir.
Hyaluronik asit, katarakt çıkarılması ve göz içi lens implantasyonu gibi göz ameliyatları sırasında, lens implantasyonuna yardımcı olmak ve göz nemini korumak için kullanılır.
Bazı osteoartrit vakalarında, etkilenen eklemleri yağlamak ve yastıklamak, ağrıyı azaltmak ve hareketliliği artırmak için hyaluronik asit enjeksiyonları kullanılır.

Hyaluronik asit topikal olarak uygulanabilir veya nemli bir ortam sağlayarak ve doku onarımına yardımcı olarak yara iyileşmesini teşvik etmek için pansumanlarda kullanılabilir.
Diş hekimliğinde, hyaluronik asit, doku iyileşmesine yardımcı olmak ve ameliyat sonrası rahatsızlığı azaltmak için bazı cerrahi prosedürlerde kullanılır.
Hyaluronik asit, belirli cilt koşullarını tedavi etmek ve dermatolojik prosedürlerden sonra yara iyileşmesine yardımcı olmak için kullanılabilir.

Hyaluronik asit, doku mühendisliğinde hücre büyümesi ve yenilenmesi için iskeleler oluşturmak için kullanılır.
Bazı göz ameliyatlarında, hyaluronik asit, ameliyat sırasında gözün şeklini korumak için viskoelastik bir ajan olarak kullanılır.

Alerjik Reaksiyonlar:
Nadir olsa da, bazı kişiler hyaluronik aside karşı alerjik veya hassas olabilir.
Alerjik reaksiyonlar cilt tahrişine, kızarıklığa, kaşıntıya veya kurdeşenlere neden olabilir.
Hyaluronik asit içeren bir ürünü kullandıktan sonra herhangi bir advers reaksiyon yaşarsanız, kullanmayı bırakın ve bir sağlık uzmanına danışılmalıdır.

Enfeksiyon Riski:
Hyaluronik asit enjeksiyonunu içeren tıbbi prosedürlerde (örneğin, dermal dolgu maddeleri veya eklem enjeksiyonları), enjeksiyon bölgesinde küçük bir enfeksiyon riski vardır.
Bu riski en aza indirmek için uygun hijyen ve steril teknikler şarttır.

Granülom Oluşumu:
Nadir durumlarda, bazı kişiler hyaluronik asit enjeksiyonları aldıktan sonra cilt altında küçük topaklar veya nodüller (granülomlar) geliştirebilir.
Bunlar, vücudun malzemeye karşı bağışıklık tepkisinin bir sonucu olabilir. Bu meydana gelirse tıbbi yardım almak gereklidir.

Rahatsızlık ve morarma:
Hyaluronik asit enjeksiyonları aldıktan sonra, bazı kişiler enjeksiyon bölgesinde geçici rahatsızlık, morarma veya şişlik yaşayabilir.
Bu etkiler genellikle hafiftir ve kendi başlarına çözülür.

Göç ve Yanlış Yerleştirme:
Kozmetik prosedürlerde, hyaluronik asit dolgusunun enjeksiyon bölgesinden göç etme riski vardır ve bu da istenmeyen sonuçlara yol açabilir.
Bu riski en aza indirmek için, tedavilerin nitelikli ve deneyimli uygulayıcılar tarafından yapılması esastır.

Eşanlamlılar
Hyaluronik Asit
9004-61-9
S270N0TRQY
Synvisc
Hyruan Artı
Arjantin
Juvederm Voluma
Arjantin
232-678-0
ÇEBI:16336
Arjantin
Hyal-Eklem
Hyalo-Oligo
Hyalobarrier jel
Arjantin
Hyalorigo
Macronan
Mukoitin
Nutra-HAF
Sepracoat
Sepragel Sinüs
Çok hızlı
UNII-S270N0TRQY
Viscofill Ekstra
(beta-D-glucopyranuronosyl-(1->3)-2-(asetillamino)-2-deoksi-beta-D-glucopyranosyl-(1->4))n
Asit, Hyaluronik
Esir
DTXSID7046750
EINECS 232-678-0
HSDB 7240 ·
HYALURONIK ASIT (STREPTOCOCCUS EQUI)
Hyaluronsaeure
UNII-B7SG5YV2SI
Acide hyaluronique
Acido Hialuronico
HYALURONİK ASİT
Hyaluronik asit (kısaltılmış HA; konjuge bazlı hiyalüronat), bağ, epitelyal ve sinir dokularında yaygın olarak dağıtılan anyonik, sülfatlanmamış bir glikozaminoglikandır.
Hyaluronik asit doğal olarak cilt, gözler ve eklemlerdeki sinovyal sıvı da dahil olmak üzere insan vücudunun birçok bölgesinde bulunur.
Hiyalüronat olarak da bilinen Hyaluronik asit (hi-ah-lew-ron-ic olarak telaffuz edilir) asit, vücudunuzun doğal olarak ürettiği yapışkan, kaygan bir maddedir.

CAS Numarası: 9004-61-9
EC Numarası: 232-678-0
Kimyasal Formül: (C14H21NO11)n
Molekül Ağırlığı: 425,38 g/mol

Hyaluronik asit, nemi tutan bir nemlendirici maddedir ve sudaki ağırlığının bin katından fazlasını bağlama kapasitesine sahiptir.
Hyaluronik asit doğal olarak cilt, gözler ve eklemlerdeki sinovyal sıvı da dahil olmak üzere insan vücudunun birçok bölgesinde bulunur.
Güzellik ve cilt bakım ürünlerinde kullanılan Hyaluronik asit, öncelikle laboratuvarda biyofermantasyon adı verilen bir işlemle bakteriler tarafından yapılır.

Yaşlandıkça ciltteki Hyaluronik asit (kollajen ve elastin ile birlikte) dahil önemli maddelerin üretimi azalır.
Sonuç olarak cildimiz hacmini, nemini ve dolgunluğunu kaybeder.

Hyaluronik asit, gözlerdeki ve eklemlerdeki sıvılarda bulunan doğal bir maddedir.
Hyaluronik asit eklemlerde ve diğer dokularda yastık ve kayganlaştırıcı görevi görür.

Hyaluronik asit'in farklı formları kozmetik amaçlı kullanılmaktadır.
Hyaluronik asit ayrıca vücudun yaralanmaya tepki verme şeklini de etkileyebilir ve şişliğin azalmasına yardımcı olabilir.

İnsanlar ayrıca genellikle Hyaluronik asit'i ağız yoluyla alır ve İYE, asit reflü, göz kuruluğu, yara iyileşmesi, yaşlanan cilt ve diğer birçok durum için cilde uygulanır, ancak bu diğer kullanımların çoğunu destekleyen iyi bir bilimsel kanıt yoktur.

Hyaluronik asit vücudunuzun doğal olarak ürettiği yapışkan, kaygan bir maddedir.
Bilim adamları Hyaluronik asit'i vücudun her yerinde, özellikle gözler, eklemler ve ciltte buldular.

Hyaluronik asit genellikle belirli bakteri türlerinin fermente edilmesiyle üretilir.
Horoz ibikleri (horozun başının ve yüzünün üstündeki kırmızı, Mohawk benzeri büyüme) de yaygın bir kaynaktır.

Hiyalüronat olarak da bilinen Hyaluronik asit (hi-ah-lew-ron-ic olarak telaffuz edilir) asit, vücudunuzun doğal olarak ürettiği yapışkan, kaygan bir maddedir.
Bilim adamları Hyaluronik asit'i vücudun her yerinde, özellikle gözler, eklemler ve ciltte buldular.

Hyaluronik asit (kısaltılmış HA; konjuge bazlı hiyalüronat), bağ, epitelyal ve sinir dokularında yaygın olarak dağıtılan anyonik, sülfatlanmamış bir glikozaminoglikandır.
Hyaluronik asit, glikosaminoglikanlar arasında benzersizdir; çünkü sülfatlanmamıştır, Golgi aygıtı yerine plazma zarında oluşur ve çok büyük olabilir: insan sinovyal molekül başına ortalama 7 milyon Da veya yaklaşık 20.000 disakkarit monomeri vardır.

Ortalama 70 kg (150 lb) ağırlığındaki bir kişinin vücudunda kabaca 15 gram Hyaluronik asit bulunur ve bunun üçte biri günde dönüştürülür (yani parçalanır ve sentezlenir).

Hücre dışı matrisin ana bileşenlerinden biri olan Hyaluronik asit, hücre çoğalmasına ve göçüne önemli ölçüde katkıda bulunur ve birçok kötü huylu tümörün ilerlemesinde rol oynar.
Hyaluronik asit aynı zamanda A grubu streptokokal hücre dışı kapsülün bir bileşenidir ve virülansta rol oynadığına inanılmaktadır.

Cam anlamına gelen hyalos isminden türetilen Hyaluronik asit insan vücudunda bulunur.
Hyaluronik asit kendisinden yaklaşık bin kat daha fazla su tutabilen yapısal özelliğiyle bilinir.

Bu özelliği sayesinde Hyaluronik asit kasların ve kemiklerin sağlıklı hareketinde önemli bir yere sahiptir.
Aynı zamanda vücudumuzun en büyük organı olan cildimizin yapısında bulunan Hyaluronik asitin azalması da ciltte kuruluk ve kırışıklıklara neden olabiliyor.
Cilt için Hyaluronik asit uygulaması yaşlanma karşıtı olarak sıklıkla kullanılan asitler arasındadır.

Hyaluronik asit vücutta doğal olarak bulunur ancak hayvansal kaynaklardan veya bakterilerden de üretilebilir.
Hyaluronik asit, ağızdan alım için toz, tablet ve sıvı gibi çeşitli formlarda bulunabilir.

Ayrıca cilde uygulanacak krem, merhem ve serum çeşitleri de bulunmaktadır.
Ayrıca göz ameliyatı veya kontakt lens kullanımı sırasında göz kuruluğunu gidermek için göz damlası olarak Hyaluronik asit önerilebilir.

Hyaluronik asit, çoğumuzun yüzümüze asit sürmeyi hayal bile edemeyeceği kadar korkutucu gelebilir, ancak bilim bize Hyaluronik asit'in cilt bakımında mükemmel olduğunu gösteriyor.
Hyaluronik asit, nemi tutma konusunda benzersiz bir yeteneğe sahip, jel benzeri bir maddedir.

Aslında vücudumuz cildimizi yumuşak ve esnek tutmak için doğal olarak Hyaluronik asit üretir.
Hyaluronik asit ayrıca gözlerimizde, eklemlerimizde ve bağ dokularımızda da bulunur.
Hyaluronik asit, sudaki ağırlığının 1000 katından fazlasını tutabildiğinden yüz kremleri ve serumlarda yaşlanma karşıtı bir bileşen olarak harika çalışır.

Hyaluronik asit tamamen şeffaf, yapışkan olmayan, suda çözünebilen ve yağ içermeyen bir asit mukopolisakkarittir.
Hyaluronik asitin moleküler ağırlığı birkaç yüz bin ila milyonlarca arasındadır ve derinin dermis tabakasını oluşturur.

Hyaluronik asitin benzersiz moleküler yapısı ve fizikokimyasal özellikleri, eklemlerin yağlanması, damar geçirgenliğinin ayarlanması, proteinlerin ayarlanması, su elektrolitlerinin yayılması ve taşınması ve yara iyileşmesinin desteklenmesi gibi vücutta birçok önemli fizyolojik fonksiyona sahiptir.
Benzersiz bir su tutma etkisi vardır ve bilinen en iyi doğal nemlendirme özelliklerine sahiptir, bu da Hyaluronik asit'i ideal doğal nemlendirici yapar.

Hyaluronik asit, oftalmik “yapışkan ameliyatlarda” önemli bir ilaçtır.
Hyaluronik asit, ön kamarada derinliği korumak ve net bir cerrahi görüş sağlamak için sodyum tuzunun ön kamarada kaldığı katarakt ameliyatında kullanılır.

Hyaluronik asit ameliyat sonrası inflamasyon ve komplikasyon oluşumunu azaltır, böylece ameliyatın görmeyi düzeltici etkilerini artırır.
Hyaluronik asit ayrıca karmaşık retinol dekolmanı cerrahisinde de kullanılır.

Hyaluronik asit düşük moleküler ağırlığa sahiptir ve ideal doğal nemlendirici madde olarak kabul edilir, bu nedenle üst düzey makyajda katkı maddesi olarak ve kremlerde, jellerde, losyonlarda, maskelerde ve serumlarda nemlendirici olarak kullanılır.
Hyaluronik asit ayrıca tıbbi olarak nem tutma ve yağlamayı iyileştirmek için nemlendirici olarak da kullanılır ve ayrıca kılcal damarları genişleterek cilt sağlığını iyileştirir.
Örneğin düşük moleküler ağırlığa sahip Hyaluronik asit ameliyatlarda (diz ameliyatı gibi) kayganlaştırıcı olarak kullanılabilirken, yüksek moleküler ağırlığa sahip olanlar cerrahi kayganlaştırıcı olarak ve oftalmik cerrahide vitreus yerine kullanılabilir.

Hyaluronik asit, vücudun bağ dokusunda bulunan doğal olarak oluşan bir glikozaminoglikandır.
Glikozaminoglikanlar basitçe uzun dallanmamış karbonhidratlar veya polisakkaritler adı verilen şekerlerdir.

Hyaluronik asit, cildinize yapıyı veren ana bileşendir ve dolgun ve nemli görünümden sorumludur.
Hyaluronik asit yara iyileşme sürecinde çok önemli bir rol oynar ve yaşlandıkça azalarak bizi sarkma ve kırışıklıklara karşı daha duyarlı hale getirir.

Hyaluronik asit, cildinizdeki nem içeriğini artırmaya yardımcı olabilir; bu, diğerlerinin yanı sıra, kırışıklıkların görünümünü azaltmak ve yara iyileşmesini iyileştirmek de dahil olmak üzere çeşitli cilt faydalarına sahip olabilir.

Cilt yaşlanması iki farklı ve bağımsız mekanizmadan oluşan çok faktörlü bir süreçtir: içsel ve dışsal yaşlanma.

Genç cilt, Hyaluronik asit'in yüksek su içeriği nedeniyle diğerlerinin yanı sıra turgorunu, esnekliğini ve esnekliğini korur.
Günlük dış yaralanmalar, normal yaşlanma sürecine ek olarak nem kaybına da neden olur.

Cildin nemlendirilmesinde rol oynayan anahtar molekül, suyu tutma konusunda benzersiz bir kapasiteye sahip olan Hyaluronik asit'dir.
Hyaluronik asit metabolizmasının karmaşıklığını yansıtan asit sentezinin, birikiminin, hücre ve protein birleşiminin ve bozulmasının kontrolü için birden fazla bölge vardır.

Hyaluronik asit'in birçok fonksiyonundan sorumlu olan ve reseptörlerini sentezleyen veya katabolize eden enzimlerin tümü, farklı doku ekspresyonu modellerine sahip multigen aileleridir.
Hyaluronik asit'in cildin farklı katmanlarındaki metabolizmasını ve diğer cilt bileşenleriyle etkileşimini anlamak, cilt nemini rasyonel bir şekilde modüle etme yeteneğini kolaylaştıracaktır.

2 tip Hyaluronik asit vardır:

Mikro Moleküler Hyaluronik asit:
Bu Hyaluronik asit tipinde moleküller düşük ağırlıklı mikro moleküllerden oluşur.
Mikro boyutlarıyla derinin epidermis tabakasına kadar nüfuz ederek, derinin altına nüfuz ederek buradaki hasarı onarabilirler.

Mikromoleküler Hyaluronik asit doku altına etki edebilir ve cildi içeriden nemlendirebilir.
Bu tür molekül, cilt altında Hyaluronik asit'in doğal üretimini destekleyebilir.

Makro Moleküler Hyaluronik asit:
Bu Hyaluronik asit yüksek molekül ağırlığı olarak tanımlanabilir.
Hyaluronik asit genellikle derinin altına girmez.

Bu özelliğinden dolayı Hyaluronik asit cilt yüzeyinde onarımlar yapabilir.
Ayrıca Hyaluronik asit cilt yüzeyinin nemlendirilmesinde ve elastikiyet kazandırılmasında etkilidir.

Hyaluronik asitin Kullanım Alanları:
Hyaluronik asit, doğal olarak türetilmiş, immünojenik olmayan, yapışkan olmayan bir glikozaminoglikandır ve çeşitli yara iyileşme süreçlerinde belirgin bir rol oynar.
Hyaluronik asit gibi Hyaluronik asit da küçük parçalara ayrıldığında doğal olarak anjiyojeniktir.

Hyaluronik asit, yara iyileşmesini başlatmak için kritik olan erken inflamasyonu teşvik eder, ancak daha sonra sürecin sonraki aşamalarını yöneterek matris stabilizasyonuna ve uzun vadeli inflamasyonun azaltılmasına olanak tanır.
Hyaluronik asit farmasötik, tıbbi ve kozmetik uygulamalar için ana kaynaktır.

Hyaluronik asit bir glikozaminoglikan bileşenidir.
Hyaluronik asit dermiste doğal olarak oluşur.

Hyaluronik asit'in epidermal hücrelerin fiziksel ve biyokimyasal özelliklerini kontrol ederek sağlıklı ciltte kritik bir rol oynadığı düşünülmektedir.
Hyaluronik asit ayrıca su içeriği, elastikiyet ve besinlerin dağılımı gibi genel cilt aktivitesini de düzenler.

Hyaluronik asit'in su emme yetenekleri ve büyük moleküler yapısı, epidermisin daha fazla esneklik, uygun plastiklik ve turgor elde etmesine olanak tanır.
Hyaluronik asit mükemmel su bağlama özelliğine sahip doğal bir nemlendiricidir.

Yüzde 2 Hyaluronik asit ve yüzde 98 sudan oluşan bir çözeltide suyu o kadar sıkı tutar ki bir jel oluşturuyormuş gibi görünür.
Bununla birlikte Hyaluronik asit seyreltilebilmesi ve bir sıvının normal viskoz akış özelliklerini sergilemesi açısından gerçek bir sıvıdır.

Cilde uygulandığında Hyaluronik asit dermal bağ dokularının hücreler arası matrisinde suyu tutmasına benzer şekilde viskoelastik bir film oluşturur.
Bu performans ve davranış, Hyaluronik asit'in diğer ajanların cilde iletilmesine izin vererek ideal bir nemlendirici baz oluşturduğunu göstermektedir.

Üreticiler, Hyaluronik asit'in kozmetikte kullanılmasının, formülasyonda çok daha düşük seviyelerde yağlayıcı ve yumuşatıcılara ihtiyaç duyulmasına yol açtığını, dolayısıyla esasen yağsız bir ürün sağladığını iddia ediyor.
Ayrıca Hyaluronik asit'in suyu tutma yeteneği, pürüzlü cilt yüzeylerine anında pürüzsüzlük kazandırır ve cilt görünümünü önemli ölçüde iyileştirir.
Hyaluronik asit'in faydalarının kozmetikte ortaya çıkması için düzenli olarak uygulanması gerekir, çünkü uygulamadan sonraki 24 ila 48 saat içinde ciltte parçalanır.

Bazı insanlar Hyaluronik asit'i cilt sağlığını geliştirmek ve yaşlanma belirtileriyle mücadele etmek için kullanır.
Hyaluronik asit yaraların iyileşmesine de yardımcı olabilir.

Bazı doktorlar artritli kişilerde eklem ağrısını hafifletmek için de Hyaluronik asit kullanıyor.

Cilt, vücuttaki Hyaluronik asitin yaklaşık yarısını içerir.
Hyaluronik asit su moleküllerine bağlanarak cildin nemli ve esnek kalmasına yardımcı olur.

İnsanlar yaşlandıkça ciltteki Hyaluronik asit seviyeleri önemli ölçüde azalır, bu da cildin susuz kalmasına ve kırışıklıklara neden olabilir.
Hyaluronik asit almak veya Hyaluronik asit içeren kozmetik ürünleri kullanmak cildin nemini iyileştirebilir ve yaşlanma belirtilerini azaltabilir.

Hyaluronik asitin Hayvan Sağlığında Kullanımı:
Hyaluronik asit, özellikle yarışmalarda veya ağır işlerde çalışan atlarda eklem bozukluklarının tedavisinde kullanılır.
Hyaluronik asit karpal ve fetlock eklem fonksiyon bozukluklarında endikedir ancak eklem sepsisi veya kırığından şüphelenildiğinde kullanılmaz.

Hyaluronik asit özellikle at osteoartritiyle ilişkili sinovit için kullanılır.
Hyaluronik asit doğrudan etkilenen ekleme enjekte edilebilir veya daha az lokalize bozukluklar için intravenöz olarak enjekte edilebilir.

Hyaluronik asit doğrudan enjekte edildiğinde eklemde hafif ısınmaya neden olabilir, ancak bu klinik sonucu etkilemez.
Eklem içi uygulanan ilaç bir haftadan daha kısa bir sürede tamamen metabolize edilir.

Kanada yönetmeliğine göre HY-50 preparatındaki Hyaluronik asit, at eti için kesilecek hayvanlara uygulanmamalıdır.
Ancak Avrupa'da aynı preparatın böyle bir etkiye sahip olduğu düşünülmemekte ve at etinin yenilebilirliği etkilenmemektedir.

Tıbbi kullanımlar:
Hyaluronik asit, eklem içi enjeksiyon yoluyla diz osteoartritini tedavi etmek için FDA tarafından onaylanmıştır.
2012 yılında yapılan bir inceleme, bu kullanımı destekleyen çalışmaların kalitesinin çoğunlukla zayıf olduğunu, genel olarak önemli faydaların bulunmadığını ve eklem içi Hyaluronik asit enjeksiyonunun muhtemelen olumsuz etkilere neden olabileceğini gösterdi.
2020'de yapılan bir meta-analiz, yüksek molekül ağırlıklı Hyaluronik asit'in eklem içi enjeksiyonunun diz osteoartriti olan kişilerde hem ağrıyı hem de işlevi iyileştirdiğini buldu.

Hyaluronik asit kuru göz tedavisinde kullanılmıştır.
Hyaluronik asit cilt bakım ürünlerinde yaygın olarak kullanılan bir içeriktir.

Hyaluronik asit kozmetik cerrahide dermal dolgu maddesi olarak kullanılır.
Hyaluronik asit tipik olarak klasik keskin bir hipodermik iğne veya bir mikro kanül kullanılarak enjekte edilir.

Bazı çalışmalar mikro kanül kullanımının enjeksiyon sırasında damar embolilerini önemli ölçüde azaltabileceğini ileri sürmektedir.
Şu anda Hyaluronik asit biyo-uyumluluğu ve hiyalüronidaz kullanılarak geri döndürülebilirliği nedeniyle yumuşak doku dolgusu olarak kullanılmaktadır.

Komplikasyonlar arasında sinirlerin ve mikro damarların kopması, ağrı ve morarma yer alır.
Bazı yan etkiler eritem, kaşıntı ve damar tıkanıklığı şeklinde de ortaya çıkabilir; Damar tıkanıklığı, hastada cilt nekrozu ve hatta körlük olasılığı nedeniyle en endişe verici yan etkidir.
Bazı durumlarda Hyaluronik asit dolgular granülomatöz yabancı cisim reaksiyonuna neden olabilir.

Hyaluronik asitin Kullanım Alanı:
Hyaluronik asit vücudunuzdaki tüm yararları ve kullanım alanları nedeniyle dikkate değer bir maddedir.

İşte Hyaluronik asit'in faydalarından sadece birkaçı:
Hyaluronik asit işlerin sorunsuz ilerlemesine yardımcı olur.
Hyaluronik asit eklemlerinizin iyi yağlanmış bir makine gibi çalışmasına yardımcı olur.

Hyaluronik asit, kemiklerin birbirine sürtünmesinden kaynaklanan ağrıyı ve yaralanmayı önler.
Hyaluronik asit her şeyin nemli kalmasına yardımcı olur.

Hyaluronik asit suyu tutma konusunda çok iyidir.
Çeyrek çay kaşığı Hyaluronik asit yaklaşık bir buçuk galon su tutar.

Bu nedenle Hyaluronik asit sıklıkla kuru gözlerin tedavisinde kullanılır.
Ayrıca nemlendirici kremlerde, losyonlarda, merhemlerde ve serumlarda da kullanılır.

Hyaluronik asit cildinizi esnekleştirir.
Hyaluronik asit cildin gerilmesine ve esnemesine yardımcı olur ve cilt kırışıklıklarını ve çizgilerini azaltır.
Hyaluronik asitin ayrıca yaraların daha hızlı iyileşmesine yardımcı olduğu ve yara izlerini azaltabildiği kanıtlanmıştır.

Hyaluronik asit Kaynakları:
Hyaluronik asit, tavuk tarağı gibi hayvan dokularından ve Streptokoklardan ekstraksiyon yoluyla büyük ölçekte üretilir.

Hyaluronik asitin Faydaları:

Daha sağlıklı, daha esnek bir cildi teşvik eder:
Hyaluronik asit takviyeleri cildinizin daha esnek görünmesine ve hissetmesine yardımcı olabilir.
Hyaluronik asit, ciltte doğal olarak bulunan ve suya bağlanarak nemin korunmasına yardımcı olduğu bir bileşiktir.

Ancak doğal yaşlanma süreci ve güneşten gelen ultraviyole radyasyon, tütün dumanı ve kirlilik gibi etkenlere maruz kalma ciltteki Hyaluronik asit miktarını azaltabilir.
Hyaluronik asit takviyeleri almak vücudunuza cilde ekstra miktarlar vererek bu düşüşü önleyebilir.

2014 yılında yapılan bir çalışmaya göre, en az 1 ay boyunca günde 120-240 miligram (mg) dozunun yetişkinlerde cilt nemini önemli ölçüde artırdığı ve kuru cildi azalttığı gösterilmiştir.
Nemlendirilmiş cilt aynı zamanda kırışıklıkların görünümünü de azaltır; bu da birçok çalışmanın Hyaluronik asit takviyesinin cildin daha pürüzsüz görünmesini sağladığını göstermesinin nedenini açıklayabilir.

Hyaluronik asit serumları cilt yüzeyine uygulandığında kırışıklıkları, kızarıklığı ve dermatiti azaltabilir.
Hatta bazı dermatologlar cildin sıkı ve genç görünmesini sağlamak için Hyaluronik asit dolgu maddeleri bile enjekte ediyor.

Yara iyileşmesini hızlandırabilir:
Hyaluronik asit ayrıca yara iyileşmesinde de önemli bir rol oynar.
Ciltte doğal olarak bulunur ancak onarılması gereken bir hasar oluştuğunda Hyaluronik asit konsantrasyonları artar.

Hyaluronik asit, iltihaplanma seviyelerini düzenleyerek ve vücuda hasarlı bölgede daha fazla kan damarı oluşturması için sinyal göndererek yaraların daha hızlı iyileşmesine yardımcı olur.
Bazı eski çalışmalarda Hyaluronik asit'in cilt yaralarına uygulanmasının yaraların boyutunu azalttığı ve ağrıyı plaseboya veya hiç tedavi uygulanmamasına göre daha hızlı azalttığı gösterilmiştir.

Hyaluronik asit ayrıca antibakteriyel özelliklere de sahiptir, dolayısıyla doğrudan açık yaralara uygulandığında enfeksiyon riskini azaltmaya yardımcı olabilir.
Dahası, ağızda topikal olarak kullanıldığında diş eti hastalıklarını azaltmada, diş ameliyatı sonrası iyileşmeyi hızlandırmada ve ülserleri yok etmede etkilidir.

Hyaluronik asit serumları ve jelleri üzerine yapılan araştırmalar umut verici olsa da takviyelerinin aynı faydaları sağlayıp sağlayamayacağını belirleyen bir araştırma yapılmamıştır.
Bununla birlikte, ağızdan alınan takviyeler ciltte bulunan Hyaluronik asit düzeylerini artırdığından, bunların bir miktar fayda sağlayabileceğinden şüphelenmek mantıklıdır.

Kemikleri yağlayarak eklem ağrısını hafifletin:
Hyaluronik asit ayrıca kemikleriniz arasındaki boşluğu yağladığı eklemlerde de bulunur.
Eklemler yağlandığında kemiklerin birbirine sürtünmesi ve rahatsız edici ağrıya neden olması daha az olasıdır.

Hyaluronik asit takviyeleri, eklemlerin zamanla aşınması ve yıpranmasından kaynaklanan bir tür dejeneratif eklem hastalığı olan osteoartritli kişiler için çok faydalıdır.
En az 2 ay boyunca günde 80-200 mg almanın, özellikle 40 ila 70 yaşları arasındaki osteoartritli kişilerde diz ağrısını önemli ölçüde azalttığı gösterilmiştir.

Hyaluronik asit ayrıca ağrıyı hafifletmek için doğrudan eklemlere enjekte edilebilir.
Bununla birlikte, 21.000'den fazla yetişkin üzerinde yapılan bir analiz, ağrıda yalnızca küçük bir azalma ve yan etki riskinin daha yüksek olduğunu buldu.

Bazı araştırmalar, oral Hyaluronik asit takviyelerinin enjeksiyonlarla eşleştirilmesinin, ağrı giderici faydaların uzatılmasına ve çekimler arasındaki sürenin artırılmasına yardımcı olabileceğini göstermektedir.

Asit reflü semptomlarını hafifletin:
Yeni araştırmalar Hyaluronik asit takviyelerinin asit reflü semptomlarını azaltmaya yardımcı olabileceğini gösteriyor.
Asit reflü meydana geldiğinde, mide içeriği boğaza doğru kusar, bu da ağrıya ve yemek borusunun iç zarında hasara neden olur.

Hyaluronik asit, yemek borusunun hasarlı astarını yumuşatmaya ve iyileşme sürecini hızlandırmaya yardımcı olabilir.
2012 yılında yapılan bir test tüpü çalışması, Hyaluronik asit ve kondroitin sülfat karışımının asitle zarar görmüş boğaz dokusuna uygulanmasının hiçbir tedavi kullanılmadığı zamana göre çok daha hızlı iyileşmesine yardımcı olduğunu buldu.

İnsan çalışmaları da faydalar göstermiştir.
Bir çalışma, Hyaluronik asit ve kondroitin sülfat takviyesinin asit azaltıcı bir ilaçla birlikte alınmasının, reflü semptomlarını tek başına asit azaltıcı ilaç almaya kıyasla %60 daha fazla azalttığını buldu.

Başka bir eski çalışma, aynı tür takviyenin asit reflü semptomlarını azaltmada plaseboya göre beş kat daha etkili olduğunu gösterdi.

Bu alandaki araştırmalar hala nispeten yenidir ve bu sonuçların tekrarlanması için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.
Ancak yine de bu sonuçlar umut verici.

Kuru göz ve rahatsızlığı giderin:
Yaşlı yetişkinlerin yaklaşık %11'i, gözyaşı üretiminin azalması veya gözyaşlarının çok hızlı buharlaşması nedeniyle kuru göz belirtileri yaşamaktadır.
Hyaluronik asit nemi tutma konusunda mükemmel olduğundan, sıklıkla kuru göz tedavisinde kullanılır.

%0,2-0,4 Hyaluronik asit içeren göz damlalarının kuru göz semptomlarını azalttığı ve göz sağlığını iyileştirdiği gösterilmiştir.
Yavaş salınan Hyaluronik asit içeren kontakt lensler de kuru göz için olası bir tedavi olarak geliştirilmektedir.

Ayrıca göz ameliyatı sırasında iltihabı azaltmak ve yara iyileşmesini hızlandırmak için Hyaluronik asit göz damlaları sıklıkla kullanılır.
Bunları doğrudan gözlere uygulamanın kuru göz semptomlarını azalttığı ve genel göz sağlığını iyileştirdiği gösterilmiş olsa da Hyaluronik asit'in oral takviyelerin aynı etkilere sahip olup olmadığı belirsizdir.

24 kişi üzerinde yapılan küçük bir çalışma, topikal ve oral Hyaluronik asit kombinasyonunun, kuru göz semptomlarını iyileştirmede tek başına topikal Hyaluronik asit'e göre daha etkili olduğunu buldu.
Ancak oral Hyaluronik asit takviyelerinin göz sağlığı üzerindeki etkilerini anlamak için daha geniş, yüksek kalitede çalışmalara ihtiyaç vardır.

Kemik gücünü koruyun:
Hyaluronik asit takviyelerinin kemik sağlığı üzerindeki etkilerini araştırmak için yeni hayvan araştırmaları başladı.
Daha eski iki çalışma, Hyaluronik asit takviyelerinin, osteoporozdan önce gelen kemik kaybının başlangıç aşaması olan osteopenili sıçanlarda kemik kaybı oranını yavaşlatmaya yardımcı olabileceğini buldu.

Bazı eski test tüpü çalışmaları, yüksek dozda Hyaluronik asitin, yeni kemik dokusunun oluşturulmasından sorumlu hücreler olan osteoblastların aktivitesini artırabildiğini de göstermiştir.
İnsanlar üzerinde daha yüksek kalitede yeni araştırmalara ihtiyaç duyulurken, erken dönem hayvan ve test tüpü çalışmaları umut vericidir.

Mesane ağrısını önleyebilir:
Kadınların yaklaşık %3-6'sı interstisyel sistit veya ağrılı mesane sendromu adı verilen bir durumdan muzdariptir.
Bu bozukluk karın ağrısı ve hassasiyetinin yanı sıra güçlü ve sık idrara çıkma isteğine neden olur.

İnterstisyel sistitin nedenleri bilinmemekle birlikte, Hyaluronik asit'in bir kateter aracılığıyla doğrudan mesaneye yerleştirildiğinde bu durumla ilişkili ağrıyı ve idrar sıklığını gidermeye yardımcı olduğu bulunmuştur.
Hyaluronik asit'in neden bu semptomları hafifletmeye yardımcı olduğu belli değil, ancak araştırmacılar mesane dokusundaki hasarı onarmaya yardımcı olarak ağrıya karşı daha az duyarlı hale getirdiğini varsayıyorlar.

Çalışmalar, oral Hyaluronik asit takviyelerinin mesanedeki miktarını aynı etkilere sahip olacak kadar artırıp artıramayacağını henüz belirlememiştir.

Hyaluronik asitin faydalarını şu şekilde sıralayabiliriz:

Deri:
Hyaluronik asit denince akla ilk gelen şey cilttir.
İnsan vücudunda nem zamanla azalır.

Nem eksikliği, özellikle ciltte kırışıklıklara ve diğer yaşlanma belirtilerine de neden olabilir.
Bu noktada Hyaluronik asit su tutma özelliğinden dolayı cilde canlı bir görünüm kazandırmak, yaraların ve cilt lekelerinin iyileşmesini sağlamak açısından önemli bir yere sahiptir.

Kas ve Eklem:
Kaslar ve eklemler yapısal sağlıklarını koruyabilmek için eklem içi sıvıya ihtiyaç duyarlar.
Hyaluronik asit suyu tutar ve kasların ve eklemlerin düzgün hareket etmesine yardımcı olur ve kıkırdağı korur.

Kirpik:
Göz sıvısı doğal olarak Hyaluronik asit içerir.
Hyaluronik asit gözün doğal sağlığını destekler.

Hyaluronik asit korumada etkilidir.
Aynı zamanda lens kullanımı ve bazı göz operasyonlarından kaynaklanan göz kuruluğunun tedavisinde de Hyaluronik asit içeren damlalar önerilebilir.

Hyaluronik asit'in birçok faydası olmasına rağmen özellikle hastalık veya hasar durumunda bir uzmana danışılmalıdır.
Uzman doktor kişiye en uygun Hyaluronik asit formunu ve tedavisini önerebilir.

Diğer Faydalar:
yaşlanma karşıtı
nemlendirici
yara iyileşmesi
Kırışıklığa karşı
cilt elastikiyetini artırır
egzamayı tedavi edebilir
yüz kızarıklığını tedavi edebilir

Hyaluronik asitin Fizyolojik Fonksiyonu:
1970'lerin sonlarına kadar Hyaluronik asit, hücre dışı matrisin bir parçası olan ve her yerde bulunan bir karbonhidrat polimeri olan "yapışkan" bir molekül olarak tanımlanıyordu.
Örneğin Hyaluronik asit, sinovyal sıvının önemli bir bileşenidir ve sıvının viskozitesini arttırdığı bulunmuştur.
Hyaluronik asit, lubricin ile birlikte sıvının ana yağlama bileşenlerinden biridir.

Hyaluronik asit, eklem kıkırdağının önemli bir bileşenidir; burada Hyaluronik asit, her hücrenin (kondrosit) çevresinde bir kaplama olarak bulunur.
Agrekan monomerleri HAPLN1 (Hyaluronik asit ve proteoglikan bağlantı proteini 1) varlığında Hyaluronik asit'e bağlandığında büyük, oldukça negatif yüklü agregatlar oluşur.

Bu agregatlar suyu emer ve kıkırdağın esnekliğinden (Hyaluronik asit'in sıkışmaya karşı direnci) sorumludur.
Kıkırdaktaki Hyaluronik asitin moleküler ağırlığı (boyutu) yaşla birlikte azalır, ancak miktarı artar.

Bitişik doku katmanları arasındaki kaymayı arttırmak için kas bağ dokularında Hyaluronik asitin yağlayıcı bir rolü olduğu ileri sürülmüştür.
Yoğun fasyal dokulara gömülü özel bir tür fibroblastın, Hyaluronik asit açısından zengin matrisin biyosentezi için uzmanlaşmış hücreler olduğu öne sürülmüştür.
İlgili aktiviteleri, bitişik kas bağ dokuları arasındaki kayma yeteneğinin düzenlenmesinde rol oynayabilir.

Hyaluronik asit ayrıca doku onarımında rol aldığı derinin önemli bir bileşenidir.
Cilt aşırı UVB ışınlarına maruz kaldığında Hyaluronik asit iltihaplanır (güneş yanığı) ve dermisteki hücreler eskisi kadar hiyalüronan üretmeyi bırakır ve parçalanma oranını artırır.
Hyaluronik asit bozunma ürünleri UV ışınlarına maruz kaldıktan sonra ciltte birikir.

Hyaluronik asit hücre dışı matrislerde bol miktarda bulunurken ayrıca doku hidrodinamiğine, hareketine ve hücrelerin çoğalmasına katkıda bulunur ve özellikle birincil reseptörleri, CD44 ve RHAMM dahil olmak üzere bir dizi hücre yüzeyi reseptör etkileşimine katılır.
CD44'ün yukarı regülasyonu, lenfositlerdeki hücre aktivasyonunun bir belirteci olarak yaygın şekilde kabul edilmektedir.

Hyaluronik asit'in tümör büyümesine katkısı CD44 ile etkileşiminden kaynaklanıyor olabilir.
Reseptör CD44, tümör hücrelerinin gerektirdiği hücre yapışma etkileşimlerine katılır.

Hyaluronik asit CD44 reseptörüne bağlanmasına rağmen bozunma ürünlerinin makrofajlarda ve dendritik hücrelerde inflamatuar sinyallerini ücretli benzeri reseptör 2 (TLR2), TLR4 veya hem TLR2 hem de TLR4 yoluyla ilettiğine dair kanıtlar vardır.
TLR ve Hyaluronik asit doğuştan gelen bağışıklıkta rol oynar.

Etki süresini sınırlayan in vivo Hyaluronik asit kaybı dahil sınırlamalar vardır.

Geçtiğimiz 20 yılda, Hyaluronik asit'in moleküler mekanizmalardaki fonksiyonel rolünü açığa çıkaran ve birçok hastalık için yeni tedavi stratejilerinin geliştirilmesindeki potansiyel rolünü gösteren önemli kanıtlar sunuldu.

Hyaluronik asit'in işlevleri şunları içerir: hidrasyon, eklemlerin yağlanması, boşluk doldurma kapasitesi ve hücrelerin göç ettiği çerçeve.
Hyaluronik asit sentezi doku yaralanması ve yara iyileşmesi sırasında artar ve bağışıklık tepkisini arttırmak için inflamatuar hücrelerin aktivasyonu ve fibroblastların ve epitelyal hücrelerin yaralanmasına tepkisi dahil olmak üzere doku onarımının çeşitli yönlerini düzenler.

Hyaluronik asit ayrıca tümörün ilerlemesinde rol oynayabilecek kan damarı oluşumu ve fibroblast göçü için çerçeve sağlar.
Kanser hücrelerinin hücre yüzeyindeki Hyaluronik asit düzeylerinin tümörlerin agresifliği ile korelasyonu da rapor edilmiştir.

Hyaluronik asit'in boyutu, Hyaluronik asit'in yukarıda açıklanan çeşitli fonksiyonları için kritik öneme sahip gibi görünmektedir.
Genellikle 1000 kDa'yı aşan yüksek moleküler büyüklükteki Hyaluronik asit, sağlam dokularda bulunur ve antianjiyogenik ve immünosüpresiftir; oysa Hyaluronik asit'in daha küçük polimerleri, tehlike sinyalleri ve güçlü inflamasyon ve anjiyogenez indükleyicileridir.

Yara onarımı:
Hücre dışı matrisin önemli bir bileşeni olan Hyaluronik asit, yara onarımının aşamaları olan doku rejenerasyonunda, inflamasyon yanıtında ve anjiyogenezde anahtar bir role sahiptir.
Ancak 2023 yılı itibariyle, Hyaluronik asit'in yanıklar, diyabetik ayak ülserleri veya cerrahi cilt onarımları dahil olmak üzere kronik yaraların iyileşmesi üzerindeki etkisine ilişkin incelemeler, ya yetersiz kanıt ya da yalnızca sınırlı pozitif klinik araştırma kanıtı göstermektedir.

Ayrıca Hyaluronik asit'in ülser iyileşmesinde faydalı olabileceğini ve ağrı kontrolünde küçük bir dereceye kadar yardımcı olabileceğini gösteren bazı sınırlı kanıtlar vardır.
Hyaluronik asit su ile birleşerek bir jel oluşturacak şekilde şişer, bu da yüz kırışıklıkları için dermal dolgu maddesi olarak cilt tedavilerinde yararlı kılar.
Hyaluronik asitin etkisi yaklaşık 6 ila 12 ay sürer ve tedavinin ABD Gıda ve İlaç İdaresi'nden düzenleyici onayı vardır.

Granülasyon:
Granülasyon dokusu, yaraların iyileşmesinde fibrin pıhtısının yerini alan perfüze, fibröz bağ dokusudur.
Hyaluronik asit tipik olarak bir yaranın tabanından büyür ve iyileştirdiği hemen hemen her boyuttaki yaraları doldurabilir.

Hyaluronik asit granülasyon dokusu matriksinde bol miktarda bulunur.
Doku onarımı için gerekli olan çeşitli hücre fonksiyonları, Hyaluronik asit açısından zengin olan bu ağa bağlanabilir.

Bu işlevler arasında geçici yara matrisine hücre göçünün kolaylaştırılması, hücre proliferasyonu ve granülasyon dokusu matrisinin organizasyonu yer alır.
Granülasyon dokusunun oluşumu için inflamasyonun başlatılması çok önemlidir; bu nedenle yukarıda tartışıldığı gibi Hyaluronik asit'in proinflamatuar rolü de yara iyileşmesinin bu aşamasına katkıda bulunur.

Hücre göçü:
Granülasyon dokusunun oluşumu için hücre göçü gereklidir.
Granülasyon dokusunun erken aşaması, hücrelerin bu geçici yara matrisine göçü için elverişli bir ortam olarak kabul edilen Hyaluronik asit açısından zengin bir hücre dışı matris tarafından yönetilir.

Hyaluronik asit, hücre göçünü kolaylaştıran açık hidratlı bir matris sağlarken ikinci senaryoda, yönlendirilmiş göç ve ilgili hücre mekanizmalarının kontrolü ve hücre yüzeyi Hyaluronik asit reseptörleri arasındaki spesifik hücre etkileşimi aracılığıyla sağlanır.
Hyaluronik asit, hücre hareketi ile ilişkili çeşitli protein kinazlarla, örneğin hücre dışı sinyalle düzenlenen kinaz, fokal adezyon kinaz ve diğer reseptör olmayan tirozin kinazlarla bağlantılar oluşturur.

Fetal gelişim sırasında, nöral krest hücrelerinin göç ettiği göç yolu Hyaluronik asit açısından zengindir.
Hyaluronik asit, granülasyon dokusu matrisindeki hücre göçü süreci ile yakından ilişkilidir ve çalışmalar bozulması veya reseptörünün işgalinin bloke edilmesi yoluyla hücre hareketinin en azından kısmen engellenebileceğini göstermektedir.

Hyaluronik asit sentezinin hücreye dinamik kuvvet sağlayarak hücre göçüyle ilişkili olduğu da gösterilmiştir.
Temel olarak Hyaluronik asit plazma zarında sentezlenir ve doğrudan hücre dışı ortama salınır.
Bu, sentez bölgelerindeki hidratlı mikroortama katkıda bulunabilir ve hücre ayrılmasını kolaylaştırarak hücre göçü için gereklidir.

Cilt iyileşmesi:
Hyaluronik asit normal epidermiste önemli bir rol oynar.
Hyaluronik asit ayrıca çeşitli özelliklerinden dolayı yeniden epitelizasyon sürecinde önemli işlevlere sahiptir.
Bunlar arasında epidermisin ana bileşenleri olan bazal keratinositlerin hücre dışı matrisinin ayrılmaz bir parçası olması; Hyaluronik asitin serbest radikal temizleme fonksiyonu ve keratinosit çoğalması ve göçünde rolü.

Normal ciltte Hyaluronik asit, çoğalan keratinositlerin bulunduğu epidermisin bazal tabakasında nispeten yüksek konsantrasyonlarda bulunur.
CD44, epidermisin bazal tabakasında Hyaluronik asit ile yan yana bulunur; burada ek olarak Hyaluronik asit'in açısından zengin matris keselerine bakan plazma membranında tercihen eksprese edildiği gösterilmiştir.

Hücre dışı boşluğu korumak ve besinlerin geçişi için açık ve sulu bir yapı sağlamak, Hyaluronik asitin epidermisteki ana işlevleridir.
Bir rapor, retinoik asit (A vitamini) varlığında Hyaluronik asit içeriğinin arttığını buldu.

Retinoik asidin ciltte foto-hasar ve fotoyaşlanmaya karşı önerilen etkileri, en azından kısmen, doku hidrasyonunun artmasına neden olan cilt içeriğindeki artışla ilişkilendirilebilir.
Hyaluronik asit'in serbest radikal temizleme özelliğinin güneş radyasyonuna karşı korumaya katkıda bulunduğu ve CD44'ün epidermiste reseptörü olarak görev yapan rolünü desteklediği ileri sürülmüştür.

Epidermal Hyaluronik asit ayrıca normal epidermal fonksiyon için gerekli olan keratinosit çoğalması sürecinde ve ayrıca doku onarımında yeniden epitelizasyon sırasında bir manipülatör olarak da işlev görür.
Yara iyileşme sürecinde Hyaluronik asit yara kenarında, bağ dokusu matrisinde eksprese edilir ve göç eden keratinositlerde CD44 ekspresyonu ile birlikte bulunur.

Hyaluronik asit Reseptörleri:
ECM'de, hücre yüzeyinde, sitoplazmada ve çekirdekte geniş çapta dağılmış olan, hyaladherinler adı verilen Hyaluronik asit'i bağlayan çeşitli proteinler vardır.
Hyaluronik asit'i hücre yüzeyine bağlayanlar Hyaluronik asit reseptörlerini oluşturur.

Bu reseptörler arasında en belirgin olanı, değişken ekson ekspresyonuna sahip tek bir genin Hyaluronik asits'ı olan birçok izoformda meydana gelen transmembran glikoprotein "farklılaşma kümesi 44"tür (CD44).
CD44, kırmızı kan hücreleri hariç hemen hemen tüm hücrelerde bulunur ve hücre yapışmasını, göçünü, lenfosit aktivasyonunu ve hedefini bulmayı ve kanser metastazını düzenler.

Hyaluronik asit aracılı motilite (RHAMM) reseptörü, Hyaluronik asit için bir başka önemli reseptördür ve çeşitli izoformlarda ifade edilir.
RHAMM, endotel hücreleri88 ve insan pulmoner arterlerindeki37 ve solunum yollarındaki düz kas hücreleri dahil olmak üzere birçok hücre tipinde fonksiyonel bir reseptördür.

Hyaluronik asit'in RHAMM ile etkileşimleri, karmaşık bir sinyal iletim olayları ağı ve hücre iskeleti ile etkileşimler yoluyla hücre büyümesini ve göçünü kontrol eder.
Hücre hareketliliğinin güçlü bir uyarıcısı olan dönüştürücü büyüme faktörü (TGF)-β1, RHAMM ve Hyaluronik asit'in sentezini ve ifadesini ortaya çıkarır ve böylece hareketi başlatır.

Hyaluronik asitin Yapısı:
Hyaluronik asit, alternatif β-(1→4) ve β-(1→3) glikozidik bağlarla bağlanan, D-glukuronik asit ve N-asetil-D-glukozaminden oluşan bir disakkarit polimeridir.
Hyaluronik asit 25.000 disakkarit tekrarı uzunluğunda olabilir.

Hyaluronik asit polimerlerinin boyutu in vivo olarak 5.000 ila 20.000.000 Da arasında değişebilir.
İnsan sinovyal sıvısındaki ortalama moleküler ağırlık 3-4 milyon Da'dır ve insan göbek kordonundan saflaştırılan Hyaluronik asit 3.140.000 Da'dır; diğer kaynaklar sinovyal sıvı için ortalama 7 milyon Da moleküler ağırlıktan bahsetmektedir.
Hyaluronik asit ayrıca organizmadaki yerine bağlı olarak 350-1.900 μg/g arasında değişen silikon içerir.

Hyaluronik asit bileşeni disakkaritlerin stereokimyası nedeniyle enerji açısından stabildir.
Her bir şeker molekülü üzerindeki hacimli gruplar sterik olarak tercih edilen pozisyonlarda bulunurken, daha küçük hidrojenler daha az tercih edilen eksenel pozisyonları üstlenir.

Sulu çözeltilerdeki hiyalüronan, çözelti içinde geçici kümeler oluşturmak üzere kendi kendine birleşir.
Hyaluronik asit bir polielektrolit polimer zinciri olarak kabul edilirken polielektrolit zirvesini sergilemez, bu da molekülleri arasında karakteristik bir uzunluk ölçeğinin bulunmadığını ve bu moleküllerin güçlü çözülmesinden kaynaklanan fraktal kümelenmenin ortaya çıktığını gösterir.

Biyolojik Sentez:
Hyaluronik asit sentazları adı verilen ve omurgalıların üç tipine sahip olduğu bir integral membran proteinleri sınıfı tarafından sentezlenir: HAS1, HAS2 ve HAS3.
Bu enzimler, Hyaluronik asit ABC taşıyıcı yoluyla hücre zarından hücre dışı boşluğa ekstrüzyona tabi tutulduğundan, yeni oluşan polisakarite D-glukuronik asit ve N-asetil-D-glukozamin'i tekrar tekrar ekleyerek hiyalüronanı uzatır.
Fasyasit terimi, Hyaluronik asit'i sentezleyen fibroblast benzeri hücreleri tanımlamak için türetilmiştir.

Hyaluronik asit sentezinin, bir 7-hidroksi-4-metilkumarin türevi olan 4-metilumbelliferon (himekromon) tarafından inhibe edildiği gösterilmiştir.
Bu seçici inhibisyon (diğer glikozaminoglikanları inhibe etmeden), malign tümör hücrelerinin metastazının önlenmesinde faydalı olabilir.
Yüksek konsantrasyonlarda Hyaluronik asit sentezinin düşük moleküler ağırlıklı Hyaluronik asit (<500 kDa) tarafından geri beslemeli inhibisyonu vardır, ancak kültürlenmiş insan sinovyal fibroblastlarında test edildiğinde yüksek moleküler ağırlıklı Hyaluronik asit (>500 kDa) tarafından uyarılır.

Bacillus subtilis yakın zamanda insan kalitesinde ürün üreten patentli bir işlemle Hyaluronik asitlar elde etmek üzere özel bir formülün kültürlenmesi için genetik olarak değiştirildi.

Fasyasit:
Fasyasit, Hyaluronik asit açısından zengin hücre dışı matris üreten ve kas fasyasının kaymasını modüle eden bir tür biyolojik hücredir.

Fasyasitler fasyada bulunan fibroblast benzeri hücrelerdir.
Daha yuvarlak çekirdeklerle yuvarlak şekillidirler ve fibroblastlarla karşılaştırıldığında daha az uzamış hücresel süreçlere sahiptirler.
Fasyasitler, fasiyal tabakanın üst ve alt yüzeyleri boyunca kümelenir.

Fasyasitler, fasyal kaymayı düzenleyen Hyaluronik asit üretir.

Hyaluronik asitin Biyosentetik Mekanizması:
Hyaluronik asit, omurgalıların epitelyal ve bağ dokularının hücre dışı matrisinde bulunan, anyonik, jel benzeri bir polimer olan doğrusal bir glikozaminoglikandır (GAG).
Hyaluronik asit, yapısal olarak karmaşık, doğrusal, anyonik polisakkaritler ailesinin bir parçasıdır.
Molekülde bulunan karboksilat grupları Hyaluronik asit'i negatif yüklü hale getirerek suya başarılı bir şekilde bağlanmasını sağlar ve kozmetik ve farmasötik ürünler için değerli kılar.

Hyaluronik asit, tekrarlanan β4-glukuronik asit (GlcUA)-β3-N-asetilglukosamin (GlcNAc) disakkaritlerden oluşur ve iyi tanımlanmış, tekdüze zincir uzunlukları karakteristiğini üreten bir integral membran proteinleri sınıfı olan hiyalüronan sentazları (HAS) tarafından sentezlenir.
Omurgalılarda mevcut üç HAS türü vardır: HAS1, HAS2, HAS3; bunların her biri Hyaluronik asit polimerinin uzamasına katkıda bulunur.

Bir Hyaluronik asit kapsülünün oluşturulabilmesi için bu enzimin mevcut olması gerekir çünkü UDP-şeker öncülerini polimerize eder.
Hyaluronik asit öncüleri, ilk önce glikozun heksokinaz tarafından fosforile edilmesiyle sentezlenir ve ana Hyaluronik asit öncüsü olan glikoz-6-fosfat elde edilir.

Daha sonra, her ikisi de Hyaluronik asit oluşturmak üzere reaksiyona giren UDP-n-asetilglukozamin ve UDP-glukuronik asidi sentezlemek için iki yol izlenir.
Glikoz-6-fosfat, hasE (fosfoğluizomeraz) ile fruktoz-6-fosfata veya pgm (a-fosfoğlukomutaz) kullanılarak glikoz-1-fosfata dönüştürülür; burada her ikisi de farklı reaksiyonlara maruz kalır.

UDP-glukuronik asit ve UDP-n-asetilglukozamin, hasA (Hyaluronik asit sentaz) yoluyla Hyaluronik asit'i oluşturmak üzere bir araya gelir.

UDP-glukuronik asit sentezi:
UDP-glukuronik asit, hasC'nin (UDP-glikoz pirofosforilaz) glikoz-1-P'yi UDP-glikoza dönüştürmesinden oluşur ve bu daha sonra hasB (UDP-glikoz dehidrojenaz) ile reaksiyona girerek UDP-glukuronik asit oluşturur.

N-asetil glukozaminin sentezi:
Fruktoz-6-P'den ileriye giden yol, glukozamin-6-P'yi oluşturmak için glmS'yi (amidotransferaz) kullanır.
Daha sonra glmM (Mutaz), Hyaluronik asit ile reaksiyona girerek glukozamin-1-P'yi oluşturur.
hasD (asetiltransferaz) bunu n-asetilglukozamin-1-P'ye dönüştürür ve son olarak hasD (pirofosforilaz), Hyaluronik asit'i UDP-n-asetilglukozamine dönüştürür.

Son adım: Hyaluronik asit'i iki disakkarit oluşturur:
UDP-glukuronik asit ve UDP-n-asetilglukozamin, hasA (Hyaluronik asit sentaz) yoluyla Hyaluronik asit'i oluşturmak üzere bir araya gelerek sentezi tamamlar.

Hyaluronik asitin Kimyası ve Fizikokimyasal Özellikleri:
Hyaluronik asit, sülfatlanmamış bir GAG'dır ve bir glukuronidik β (1 → 3) bağı ile bağlanan D-glukuronik asit ve N-asetil-D-glukozaminin tekrarlayan polimerik disakkaritlerinden oluşur.
Sulu çözeltilerde Hyaluronik asit spesifik stabil üçüncül yapılar oluşturur.

Hyaluronik asit bileşimindeki basitliğe şeker bileşiminde değişiklik olmamasına veya dallanma noktaları olmamasına rağmen çeşitli fizikokimyasal özelliklere sahiptir.
Hyaluronik asit polimerleri boyutlarına, tuz konsantrasyonuna, pH'a ve ilgili katyonlara bağlı olarak çok sayıda konfigürasyon ve şekilde ortaya çıkar.

Diğer GAG'lardan farklı olarak Hyaluronik asit, bir protein çekirdeğine kovalent olarak bağlanmaz ancak proteoglikanlarla agregatlar oluşturabilir.
Hyaluronik asit, düşük konsantrasyonlarda bile yüksek viskoziteli çözümler sağlayan büyük miktarda su içerir.

Hyaluronik asit'in bozulması:
Hyalüronan, hiyalüronidaz adı verilen bir enzim ailesi tarafından parçalanabilir.
İnsanlarda en az yedi tip hiyalüronidaz benzeri enzim vardır ve bunların birçoğu tümör baskılayıcıdır.

Hyalüronanın bozunma ürünleri, oligosakkaritler ve çok düşük moleküler ağırlıklı hiyalüronan, pro-anjiyogenik özellikler sergiler.
Ek olarak, son çalışmalar, doğal yüksek moleküler ağırlıklı molekül değil, Hyaluronik asit parçalarının, doku hasarında ve cilt naklinde makrofajlar ve dendritik hücrelerde inflamatuar yanıtları tetikleyebildiğini gösterdi.

Hyaluronik asit ayrıca enzimatik olmayan reaksiyonlar yoluyla da parçalanabilir.
Bunlar asidik ve alkalin hidrolizi, ultrasonik parçalanmayı, termal ayrışmayı ve oksidanlarla parçalanmayı içerir.

Hyaluronik asitin doku ve hücre dağılımı:
Hyaluronik asit prokaryotik hücrelerden ökaryotik hücrelere kadar geniş bir alana dağılmıştır.
İnsanlarda, Hyaluronik asit en çok ciltte bulunur ve toplam vücudun %50'sini oluşturur.

Hyaluronik asit, gözün vitreusu, göbek kordonu ve sinovyal sıvıda bulunur ancak aynı zamanda iskelet dokuları, kalp kapakçıkları gibi vücudun tüm dokularında ve sıvılarında da bulunur.
Hyaluronik asit öncelikle mezenkimal hücreler tarafından üretilir, aynı zamanda diğer hücre tipleri tarafından da üretilir.

Hyaluronik asitin Etimolojisi:
Hyaluronik asit, hyalos (Yunanca vitreus anlamına gelir, 'cam benzeri' anlamına gelir) ve üronik asitten türetilir çünkü ilk olarak vitreus mizahından izole edilmiştir ve yüksek bir üronik asit içeriğine sahiptir.
Molekül tipik olarak in vivo Hyaluronik asit polianyonik formunda mevcut olduğundan en yaygın olarak hiyalüronan olarak anılır.

Hyaluronik asitin Tarihçesi:
Hyaluronik asit ilk kez 1934 yılında Karl Meyer ve John Palmer tarafından bir ineğin gözündeki camsı cisimden elde edildi.
İlk Hyaluronik asit biyomedikal ürünü Healon, 1970'lerde ve 1980'lerde Pharmacia tarafından geliştirildi ve göz ameliyatlarında (yani kornea nakli, katarakt ameliyatı, glokom ameliyatı ve retina dekolmanını onarmaya yönelik ameliyatlar) kullanım için onaylandı.
Diğer biyomedikal şirketleri de oftalmik cerrahiye yönelik Hyaluronik asit markaları üretmektedir.

Yerli Hyaluronik asit nispeten kısa bir yarı ömre sahiptir (tavşanlarda gösterilmiştir), bu nedenle zincirin uzunluğunu uzatmak ve molekülü tıbbi uygulamalarda Hyaluronik asit kullanımı için stabilize etmek üzere çeşitli üretim teknikleri uygulanmıştır.
Protein bazlı çapraz bağların eklenmesi, sorbitol gibi serbest radikal temizleyici moleküllerin eklenmesi ve zincirlerinin NASHA (hayvanlar tarafından stabilize edilmeyen Hyaluronik asit) gibi kimyasal maddeler yoluyla minimum düzeyde stabilizasyonu, kullanılan tekniklerin hepsidir.
Hyaluronik asitin raf ömrünü koruyun.

1970'lerin sonlarında, göz içi lens implantasyonunun ardından, ameliyat sırasında endotel hücre hasarına bağlı olarak sıklıkla şiddetli kornea ödemi görüldü.
Hyaluronik asit, endotel hücrelerinin bu şekilde kazınmasını önlemek için viskoz, berrak, fizyolojik bir kayganlaştırıcıya ihtiyaç duyulduğu açıktı.

"Hyaluronik asit" ismi aynı zamanda bir tuz için de kullanılmaktadır.

Hyaluronik asit Araştırması:
Hyaluronik asit'in yüksek biyouyumluluğu ve dokuların hücre dışı matrisinde yaygın olarak bulunması nedeniyle doku mühendisliği araştırmalarında biyomateryal iskelesi olarak kullanılır.
Özellikle araştırma grupları, Hyaluronik asitin doku mühendisliği ve rejeneratif tıp için özelliklerinin çapraz bağlanmayla geliştirilebileceğini ve bir hidrojel üretilebileceğini buldu.

Çapraz bağlama, arzu edilen bir şekle izin vermenin yanı sıra terapötik moleküllerin bir konakçıya iletilmesini de sağlayabilir.
Hyaluronik asit, tiyollerin (bkz. tiomerler) (ticari isimler: Extracel, HyStem), heksadesilamidler (ticari isim: Hymovis) ve tiraminlerin (ticari isim: Corgel) eklenmesiyle çapraz bağlanabilir.
Hyaluronik asit ayrıca doğrudan formaldehit (ticari adı: Hylan-A) veya divinilsülfon (ticari adı: Hylan-B) ile çapraz bağlanabilir.

Hyaluronik asit'in endotel hücrelerini in vitro çoğalmaya teşvik ederek anjiyogenezi düzenleme yeteneği nedeniyle, hiyalüronan vasküler morfogenezi incelemek için hidrojeller oluşturmak için kullanılabilir.

Hyaluronik asit'in tanımlayıcıları:
CAS numarası:
9004-61-9
31799-91-4 (potasyum tuzu)
9067-32-7 (sodyum tuzu)
CHEBI: CHEBI:16336
ECHA Bilgi Kartı: 100.029.695
EC Numarası: 232-678-0
UNII: S270N0TRQY
CompTox Kontrol Paneli (EPA): DTXSID90925319 DTXSID7046750, DTXSID90925319

EC / Liste no.: 232-678-0
CAS numarası: 9004-61-9

CAS Numarası: 9004-61-9
Kimyasal Adı: Hyaluronan
CB Numarası: CB1176690
Moleküler Formül: C14H22NNaO11
Molekül Ağırlığı: 403.31
MDL Numarası: MFCD00131348

Hyaluronik asidin özellikleri:
Kimyasal formül: (C14H21NO11)n
Suda çözünürlük: Çözünür (sodyum tuzu)

depolama sıcaklığı: −20°C
çözünürlük: H2O: 5 mg/mL, berrak, renksiz
form: Liyofilize Toz
Beyaz renk
Koku: Kokusuz
Suda Çözünürlüğü: Suda çözünür.
InChIKey: MAKUBRYLFHZREJ-IUPJJCKZNA-M
SMILES: [C@@H]1(O[C@H]2[C@H](O)[C@H]([C@H](O)O[C@@H]2C(=O )[O-])O)O[C@H](CO)[C@@H](O)C[C@H]1NC(=O)C.[Na+] |&1:0,2,3 ,5,6,9,15,18,21,r|
GünlükP: -6,623 (tahmini)
CAS Veri Tabanı Referansı: 9004-61-9
EWG'nin Gıda Puanları: 1
FDA UNII: HYALURONİK ASİT (HAYVANLAR İÇİN STABİLİZE EDİLMEMİŞ) (B7SG5YV2SI)
HYALÜRONİK ASİT (S270N0TRQY)
NCI İlaç Sözlüğü: hyaluronik asit
ATC kodu: D03AX05,M09AX01,R01AX09,S01KA01,S01KA51
EPA Madde Kayıt Sistemi: Hyaluronik asit (9004-61-9)

Molekül Ağırlığı: 425,38 g/mol
XLogP3-AA: -3,4
Hidrojen Bağı Donör Sayısı: 6
Hidrojen Bağı Alıcı Sayısı: 12
Dönebilen Tahvil Sayısı: 7
Tam Kütle: 425.15332530 g/mol
Monoizotopik Kütle: 425.15332530 g/mol
Topolojik Kutupsal Yüzey Alanı: 194Ų
Ağır Atom Sayısı: 29
Karmaşıklık: 576
İzotop Atom Sayısı: 0
Tanımlı Atom Stereocenter Sayısı: 10
Tanımsız Atom Stereocenter Sayısı: 0
Tanımlı Bond Stereocenter Sayısı: 0
Tanımsız Bond Stereocenter Sayısı: 0
Kovalent Bağlı Birim Sayısı: 1
Bileşik Kanonikleştirilmiş: Evet

Hyaluronik asit'in ilgili bileşiği:
D-Glukuronik asit ve N-asetil-D-glukozamin (monomerler)

Hyaluronik asit'in İsimleri:

Düzenleyici süreç adları:
Hiyalüronik asit
Hiyalüronik asit

IUPAC adları:
(2S,3S,4S,5R,6R)-6-[(2S,3R,5S,6R)-3-asetamido-2-[(2S,3S,4R,5R,6R)-6-[(2R, 3R,5S,6R)-3-asetamido-2,5-dihidroksi-6-(hidroksimetil)oksan-4-il]oksi-2-karboksi-4,5-dihidroksioksan-3-il]oksi-5-hidroksi- 6-(hidroksimetil)oksan-4-il]oksi-3,4,5-trihidroksioksan-2-karboksilik asit
(2Z,4S,4aS,5aR,12aS)-2-[amino(hidroksi)metiliden]-4,
[-4)GlcA(β1-3)GlcNAc(β1-]n
Hiyalüronik asit
(1→4)-(2-Asetamido-2-deoksi-D-gluko)-(1→3)-D-glukuronoglikan

Sistematik IUPAC adı:
Poli{[(2S,3R,4R,5S,6R)-3-asetamido-5-hidroksi-6-(hidroksimetil)oksan-2,4-diil]oksi[(2R,3R,4R,5S,6S)- 6-karboksi-3,4-dihidroksioksan-2,5-diil]oksi}

Diğer tanımlayıcı:
9004-61-9

Hyaluronik asit'in Eşanlamlıları:
HYALURONİK ASİT SODYUM
asit hyaluronik
Hyaluronik asit tozu
aluronik asit, HA
Hyaluronat Asit
HYALURONİK ASİT (SODYUM HYALURONAT)
Hyaluronik asit, sığır vitreus mizahı
Mukoitin
Sepracoat
hyaluronik asit
Hyaluronik Asit, MW 3.000
Hyaluronik Asit, MW 10.000
Hyaluronik Asit, MW 25.000
Hyaluronik Asit, MW 50.000
Hyaluronik Asit, MW 100.000
Hyaluronik Asit, MW 350.000
Hyaluronik Asit, MW 1.000.000
Hyaluronik Asit, MW 1.500.000
BP-29024
BP-29025
BP-29026
BP-29027
BP-29028
BP-29029
BP-29030
BP-29031
Hiyalüronik asit
57282-61-8 [RN]
Hyaluronat Tetrasakkarit
NAG-(3-1)GCU-(4-1)NAG-(3-1)GCU
HYALÜRONİK ASİT
Hyalüronik Asid vücudumuzun cildi nemlendirmek için ürettiği bir maddedir.
Hyalüronik Asid bir nemlendiricidir (nemi tutan bir maddedir) ve ağırlığının bin katından fazla suyu bağlama kapasitesine sahiptir.
Hyalüronik Asid (/ˌhaɪ.əljʊəˈrɒnɪk/; kısaltılmış HA; konjuge bazlı hiyalüronat), aynı zamanda hyaluronan olarak da adlandırılır, bağ, epitelyal ve sinir dokuları boyunca yaygın olarak dağıtılan anyonik, sülfatlanmamış bir glikozaminoglikandır.


CAS Numarası: 9004-61-9
31799-91-4 (potasyum tuzu)
9067-32-7 (sodyum tuzu)
EC Numarası: 232-678-0
Kimyasal formül: (C14H21NO11)n


Hyalüronik Asid ayrıca cilt bariyerini güçlendirmek ve ince çizgileri ve kırışıklıkları gözle görülür şekilde azaltmak gibi çok sayıda fayda sunan cilt bakım ürünleri için laboratuvarlarda da yaratılmaktadır.
Hyalüronik Asid ayrıca yüzü pürüzsüzleştirmeye, şekillendirmeye ve hacim kazandırmaya yardımcı olan dermal dolgularda da bulunabilir.


Hyalüronik Asidin doktorunuzla konuşması ve enjekte edilebilir maddenin size ve cilt hedeflerinize uygun olup olmadığını görmeniz en iyisidir.
Hyalüronik Asid, gözlerdeki ve eklemlerdeki sıvılarda bulunan doğal bir maddedir.
Hyalüronik Asid (/ˌhaɪ.əljʊəˈrɒnɪk/; kısaltılmış HA; konjuge bazlı hiyalüronat), aynı zamanda hyaluronan olarak da adlandırılır, bağ, epitelyal ve sinir dokuları boyunca yaygın olarak dağıtılan anyonik, sülfatlanmamış bir glikozaminoglikandır.


Hyalüronik Asid, sülfatlanmamış olması, Golgi aygıtı yerine plazma zarında oluşması ve çok büyük olabilmesi nedeniyle glikozaminoglikanlar arasında benzersizdir: insan sinovyal HA'sı molekül başına ortalama 7 milyon Da veya yaklaşık 20.000 disakkarit monomeridir; diğer kaynaklar ise 3-4 milyon Da'dan söz edin.
Ortalama 70 kg (150 lb) ağırlığındaki bir kişinin vücudunda kabaca 15 gram hyaluronan bulunur ve bunun üçte biri günde dönüştürülür (yani parçalanır ve sentezlenir).


Hyalüronik Asid aynı zamanda cildin önemli bir bileşenidir ve doku onarımında rol oynar.
Cilt aşırı UVB ışınlarına maruz kaldığında Hyalüronik Asid iltihaplanır (güneş yanığı) ve dermisteki hücreler eskisi kadar hiyalüronan üretmeyi bırakır ve bozunma hızını artırır.


Hyaluronan bozunma ürünleri UV ışınlarına maruz kaldıktan sonra ciltte birikir.
Geçmişte yapılan bir araştırmaya göre teknik olarak Hyalüronik Asid, polisakkaritler adı verilen bir grup şeker molekülüdür.
Zamanla vücudunuzun Hyalüronik Asid depoları azalır.


Araştırmalar, yaşın bir neden olduğunu gösteriyor, ancak geçmişte yapılan başka bir araştırmaya göre, sigara içme ve hava kirliliği gibi çevresel faktörler de bu süreci hızlandırıyor.
İyi haber şu ki, ister bir nemlendiricinin içindekiler listesinde ister bir serumun yıldızı olsun, Hyalüronik Asid içeren topikal ürünler, tükenen depoların yeniden inşasına yardımcı olabilir.


Hyalüronik Asid su moleküllerini çeker ve onlara bağlanır ve cildin su içeriğini arttırır.
Hyalüronik Asid vücudunuzun doğal olarak ürettiği yapışkan, kaygan bir maddedir.
Bilim insanları Hyalüronik Asidin vücutta, özellikle gözlerde, eklemlerde ve ciltte bulunduğunu buldu.


Hyalüronik (hi-ah-lew-ron-ic olarak telaffuz edilir) asit - aynı zamanda hyaluronan veya hiyalüronat olarak da bilinir - vücudunuzun doğal olarak ürettiği yapışkan, kaygan bir maddedir.
Bilim insanları Hyalüronik Asidin vücutta, özellikle gözlerde, eklemlerde ve ciltte bulunduğunu buldu.
Hyalüronik Asid vücutta doğal olarak oluşan bir maddedir.


Hyalüronik Asidin temel işlevi, doku hücrelerinin içindeki suyu hapsetmektir.
Hyalüronik Asidin ayrıca birçok tıbbi ve ticari kullanımı vardır.


Hyalüronik Asid aşağıdakiler de dahil olmak üzere çeşitli formlarda mevcuttur:
*diyet takviyeleri
*yüz kremleri
*serumlar
*Gözyaşı
*enjeksiyonlar


Hyalüronik Asid kulağa korkutucu gelebilir - çoğumuz yüzümüze asit sürmeyi hayal bile etmeziz - ancak bilim bize bunun cilt bakımında harika olduğunu gösteriyor.
Hyalüronik Asid, nemi tutma konusunda benzersiz bir yeteneğe sahip, jel benzeri bir maddedir.
Aslında vücudumuz bunu cildimizi yumuşak ve esnek tutmak için doğal olarak üretir.


Hyalüronik Asid ayrıca gözlerimizde, eklemlerimizde ve bağ dokularımızda da bulunur.
Bu nedenle, Hyalüronik Asid ağırlığının 1000 katından fazlasını su tutabildiğinden, yüz kremleri ve serumlarda yaşlanma karşıtı bir bileşen olarak harika çalışır.
Yaşlandıkça daha az Hyalüronik Asid üretiriz.
25 yaş civarından itibaren cildin kendi Hyalüronik Asid üretimi yavaş yavaş azalır.


Bu, cildin nemini daha çabuk kaybetmesi ve hacmini kaybetmesi anlamına gelir.
İnce çizgiler oluşur ve sonunda ilk kırışıklıklar ortaya çıkar.
Hyalüronik Asid (hyalüronan veya hiyalüronat olarak da bilinir) vücudun her yerinde bulunan bir moleküldür.


Hyalüronik Asid ciltte, bağ dokusunda, eklem sıvısında, göbek kordonunda ve gözün içinde doğal olarak bulunur.
Hyalüronik Asid bir nemlendiricidir, yani suya bağlanarak bu vücut parçalarını yağlamaya ve korumaya yardımcı olan jöle benzeri bir sıvı oluşturur.
Hyalüronik Asid ayrıca haplar ve serumlar da dahil olmak üzere çeşitli formlarda üretilmektedir.


Sağlık hizmeti sağlayıcıları ayrıca Hyalüronik asidi enjeksiyon yoluyla da uygulayabilirler.
Kimyacılar genellikle bakterileri fermente ederek Hyalüronik Asid üretirler, ancak bu madde aynı zamanda horoz kafalarının üzerinde bulunan etli kırmızı peteklerin dokusundan da elde edilebilir.



HYALÜRONİK ASİT KULLANIM VE UYGULAMALARI:
Hyalüronik Asid eklemlerde ve diğer dokularda yastık ve kayganlaştırıcı görevi görür.
İnsanlar ayrıca genellikle Hyalüronik asidi ağız yoluyla alır ve idrar yolu enfeksiyonu, asit reflü, göz kuruluğu, yara iyileşmesi, yaşlanan cilt ve diğer birçok durum için cilde uygular, ancak bu diğer kullanımların çoğunu destekleyen iyi bir bilimsel kanıt yoktur.


Hyalüronik asidin farklı formları kozmetik amaçlı kullanılmaktadır.
Hyalüronik Asid ayrıca vücudun yaralanmaya tepki verme şeklini de etkileyebilir ve şişliğin azalmasına yardımcı olabilir.
Hyalüronik Asid kuru gözü tedavi etmek için kullanılmıştır.


Hyalüronik Asid cilt bakım ürünlerinde yaygın olarak kullanılan bir içeriktir.
Hyalüronik Asid, kozmetik cerrahide dermal dolgu maddesi olarak kullanılır.
Hyalüronik Asid tipik olarak klasik keskin bir hipodermik iğne veya bir mikro kanül kullanılarak enjekte edilir.


Bazı çalışmalar mikro kanül kullanımının enjeksiyon sırasında damar embolilerini önemli ölçüde azaltabileceğini ileri sürmektedir.
Günümüzde Hyalüronik Asid, biyouyumluluğu ve hyaluronidaz kullanılarak geri döndürülebilirliği nedeniyle yumuşak doku dolgusu olarak kullanılmaktadır.
Komplikasyonlar arasında sinirlerin ve mikro damarların kopması, ağrı ve morarma yer alır.


Bazı yan etkiler eritem, kaşıntı ve damar tıkanıklığı şeklinde de ortaya çıkabilir; Damar tıkanıklığı, hastada cilt nekrozu ve hatta körlük olasılığı nedeniyle en endişe verici yan etkidir.
Bazı durumlarda Hyalüronik Asid dolguları granülomatöz yabancı cisim reaksiyonuna neden olabilir.


Hyalüronik Asid, kısmen bileşen disakkaritlerin stereokimyası nedeniyle enerji açısından stabildir.
Her bir şeker molekülü üzerindeki hacimli gruplar sterik olarak tercih edilen pozisyonlarda bulunurken, daha küçük hidrojenler daha az tercih edilen eksenel pozisyonları üstlenir.
Sulu çözeltilerdeki Hyalüronik Asid, çözelti içinde geçici kümeler oluşturmak üzere kendi kendine birleşir.


Bir polielektrolit polimer zinciri olarak kabul edilmesine rağmen, Hyalüronik Asid polielektrolit zirvesi sergilemez; bu, Hyalüronik Asid molekülleri arasında karakteristik bir uzunluk ölçeğinin bulunmadığını ve bu moleküllerin güçlü çözünmesinden kaynaklanan fraktal kümelenmenin ortaya çıktığını gösterir.


Bazı insanlar cilt sağlığını geliştirmek ve yaşlanma belirtileriyle mücadele etmek için Hyalüronik Asid kullanır.
Hyalüronik Asid de yaraların iyileşmesine yardımcı olabilir.
Bazı doktorlar artritli kişilerde eklem ağrısını hafifletmek için Hyalüronik Asid de kullanıyor.


Cilt, vücuttaki Hyalüronik asidin yaklaşık yarısını içerir.
Hyalüronik Asid su moleküllerine bağlanarak cildin nemli ve esnek kalmasına yardımcı olur.
İnsanlar yaşlandıkça ciltteki Hyalüronik Asid seviyeleri önemli ölçüde azalır, bu da cildin susuz kalmasına ve kırışıklıklara neden olabilir.


Hyalüronik Asid almak veya onu içeren kozmetik ürünleri kullanmak cildin nemini iyileştirebilir ve yaşlanma belirtilerini azaltabilir.
Hyalüronik Asid bir nemlendiricidir (nemi tutan bir maddedir) ve ağırlığının bin katından fazla suyu bağlama kapasitesine sahiptir.
Hyalüronik Asid doğal olarak cilt, gözler ve eklemlerdeki sinovyal sıvı da dahil olmak üzere insan vücudunun birçok bölgesinde bulunur.


Hyalüronik Asid güzellik ve cilt bakım ürünlerinde kullanılır ve öncelikle bakteriler tarafından laboratuvarda biyofermantasyon adı verilen bir işlemle yapılır.
Yaşlandıkça ciltteki Hyalüronik Asid (kollajen ve elastin ile birlikte) dahil olmak üzere önemli maddelerin üretimi azalır.
Sonuç olarak cildimiz hacmini, nemini ve dolgunluğunu kaybeder.


Hyalüronik Asid, losyonlar, iksirler ve enjekte edilebilir ürünlerde kullanılır.
Hyalüronik Asidin birçok olumlu özelliği vardır: genellikle iyi tolere edilir; sıklıkla alerjik reaksiyonlara neden olmaz veya hassas cildi tahriş etmez; Hamilelikte ve emzirme döneminde ciltte kullanılması güvenlidir.


Kuru cilde sahip kişiler veya soğuk aylarda cildinde daha nemli, nemli bir his isteyenler için Hyalüronik Asid içeren bir serum veya nemlendirici mükemmel bir seçim olabilir.
Ancak Hyalüronik Asidin cildin derinliklerinde değil, yüzey seviyesinde nemlendirme sağlayacağını unutmayın.


Hyalüronik Asid enjeksiyonu, halihazırda ağrı kesicilerle (örn. asetaminofen) tedavi edilmiş ve işe yaramayan diğer tedavilerle tedavi edilmiş hastalarda osteoartritin (OA) neden olduğu diz ağrısını tedavi etmek için kullanılır.
Hyalüronik Asid, eklemlerde doğal olarak oluşan bir maddeye benzer.


Hyalüronik Asid takviyeleri çoğu insan tarafından güvenle alınabilir ve sağlık açısından birçok fayda sağlar.
Hyalüronik Asid, özellikle kuru cildi hafifletmek, ince çizgilerin ve kırışıklıkların görünümünü azaltmak ve yara iyileşmesini hızlandırmak gibi cilde faydalarıyla bilinir.


Hyalüronik Asid ayrıca osteoartritli kişilerde eklem ağrısını hafifletmeye de yardımcı olabilir.
Diğer önemli uygulamalar arasında göz kuruluğunu gidermek için Hyalüronik Asid göz damlaları ve ağrıyı azaltmak için Hyalüronik asidin kateter aracılığıyla doğrudan mesaneye yerleştirilmesi yer alır.


Genel olarak Hyalüronik Asid, özellikle cilt ve eklem sağlığıyla ilgili olanlar olmak üzere çeşitli durumlar için faydalı bir takviyedir.
Vücut doğal olarak dokularımızın yağlanmasına yardımcı olan Hyalüronik Asid üretir.
Hyalüronik Asid cilt sağlığında, yara iyileşmesinde, kemik gücünde ve diğer birçok vücut sistemi veya fonksiyonunda rol oynar.


Hyalüronan olarak da bilinen Hyalüronik Asid, vücudunuz tarafından doğal olarak üretilen berrak, yapışkan bir maddedir.
En büyük miktarda Hyalüronik Asid cildinizde, bağ dokunuzda ve gözlerinizde bulunur.
Hyalüronik Asidin ana işlevi, dokularınızı yağlanmış ve nemli tutmak için suyu tutmaktır.


Hyalüronik Asidin çeşitli kullanım alanları vardır.
Birçok kişi bunu takviye olarak alır, ancak Hyalüronik Asid aynı zamanda topikal serumlarda, göz damlalarında ve enjeksiyonlarda da kullanılır.
Hyalüronik Asid, eklemlerde kayganlaştırıcı ve amortisör görevi görerek çalışır ve eklemlerin düzgün çalışmasına yardımcı olur.


-Muhtemelen aşağıdakiler için etkili:
*Kuru göz:
Hyalüronik Asid içeren göz damlası kullanmak kuru göz semptomlarını hafifletmeye yardımcı gibi görünmektedir.
*Kan dolaşımının zayıf olmasından kaynaklanan bacak yaraları (venöz bacak ülseri).
Hyalüronik Asid içeren bir gazlı bez kullanmak, yaraların boyutunu azaltıyor ve iyileşmeyi hızlandırıyor gibi görünüyor.


-Hyalüronik asidin tıbbi kullanımları:
Hyalüronik Asid, eklem içi enjeksiyon yoluyla diz osteoartritini tedavi etmek için FDA tarafından onaylanmıştır.
2012 yılında yapılan bir inceleme, bu kullanımı destekleyen çalışmaların kalitesinin çoğunlukla zayıf olduğunu, genel olarak önemli faydaların bulunmadığını ve eklem içi Hyalüronik Asid enjeksiyonunun muhtemelen olumsuz etkilere neden olabileceğini gösterdi.
2020'de yapılan bir meta-analiz, yüksek molekül ağırlıklı Hyalüronik Asidin eklem içi enjeksiyonunun diz osteoartriti olan kişilerde hem ağrıyı hem de işlevi iyileştirdiğini buldu.



HYALÜRONİK ASİT SİZİN İÇİN NE YAPAR?
Hyalüronik Asid, vücudunuza sağladığı tüm faydalar ve kullanım alanları nedeniyle dikkat çekici bir maddedir.
İşte Hyalüronik asidin faydalarından sadece birkaçı:
*Hyalüronik Asid işlerin düzgün ilerlemesine yardımcı olur.
*Hyalüronik Asid eklemlerinizin iyi yağlanmış bir makine gibi çalışmasına yardımcı olur.

*Hyalüronik Asid, kemiklerin birbirine sürtünmesinden kaynaklanan ağrı ve yaralanmaları önler.
* Hyalüronik Asid, her şeyin nemli kalmasına yardımcı olur.
*Hyalüronik Asid suyu tutma konusunda çok iyidir.

*Çeyrek çay kaşığı Hyalüronik Asid yaklaşık bir buçuk galon su tutar.
*Bu nedenle Hyalüronik Asid kuru gözlerin tedavisinde sıklıkla kullanılır.
*Hyalüronik Asid ayrıca nemlendirici kremlerde, losyonlarda, merhemlerde ve serumlarda da kullanılır.

*Hyalüronik Asid cildinizi esnekleştirir.
*Hyalüronik Asid cildin gerilmesine ve esnemesine yardımcı olur, cilt kırışıklıklarını ve çizgilerini azaltır.
*Hyalüronik asidin yaraların daha hızlı iyileşmesine yardımcı olduğu ve yara izlerini azaltabildiği de kanıtlanmıştır.



HYALÜRONİK ASİT NASIL YAPILIR?
Hyalüronik Asid genellikle belirli bakteri türlerinin fermente edilmesiyle üretilir.
Horoz ibikleri (horozun başının ve yüzünün üstündeki kırmızı, Mohawk benzeri büyüme) de yaygın bir kaynaktır.



HYALÜRONİK ASİT GÜVENLİ MIDIR?
Evet.
Araştırmalar Hyalüronik Asid kullanımının güvenli olduğunu göstermektedir.
Hyalüronik Asidten kaynaklanan reaksiyonlar veya olumsuz etkiler nadirdir ve hamileyseniz veya emziriyorsanız kullanmak güvenlidir.



HYALÜRONİK ASİT KAYNAKLARI:
Hyalüronik Asid, tavuk tarağı gibi hayvan dokularından ve Streptokoklardan ekstraksiyon yoluyla büyük ölçekte üretilir.



HYALÜRONİK ASİTİN BİYOLOJİK SENTEZİ:
Hyalüronik Asid, omurgalılarda üç tipe sahip olan, hyaluronan sentazları adı verilen bir integral membran proteinleri sınıfı tarafından sentezlenir: HAS1, HAS2 ve HAS3.
Bu enzimler, Hyalüronik Asid ABC taşıyıcı yoluyla hücre zarından hücre dışı boşluğa ekstrüde edildiğinden, yeni oluşan polisakarite D-glukuronik asit ve N-asetil-D-glukosamin'i tekrar tekrar ekleyerek hyaluronanı uzatır.

Fasyasit terimi, HA'yı sentezleyen fibroblast benzeri hücreleri tanımlamak için türetilmiştir.
Hyalüronik Asid sentezinin, bir 7-hidroksi-4-metilkumarin türevi olan 4-metilumbelliferon (himekromon) tarafından inhibe edildiği gösterilmiştir.
Bu seçici inhibisyon (diğer glikozaminoglikanları inhibe etmeden), malign tümör hücrelerinin metastazının önlenmesinde faydalı olabilir.

Yüksek konsantrasyonlarda hyaluronan sentezinin düşük moleküler ağırlıklı hyaluronan (500 kDa) tarafından uyarılır.
Bacillus subtilis yakın zamanda insan kalitesinde ürün üreten patentli bir işlemle hyaluronanlar elde etmek üzere özel bir formülün kültürlenmesi için genetik olarak değiştirildi.



HYALÜRONİK ASİTİN YAPISI:
Hyalüronik Asid, alternatif β-(1→4) ve β-(1→3) glikosidik bağlarla bağlanan, D-glukuronik asit ve N-asetil-D-glukozaminden oluşan bir disakkarit polimeridir.
Hyalüronik Asid uzunluğu 25.000 disakkarit tekrarı olabilir. Hyalüronik Asid polimerlerinin boyutu in vivo olarak 5.000 ila 20.000.000 Da arasında değişebilir.

İnsan sinovyal sıvısındaki ortalama molekül ağırlığı 3-4 milyon Da'dır ve insan göbek kordonundan saflaştırılan Hyalüronik Asid 3.140.000 Da'dır; diğer kaynaklar sinovyal sıvı için ortalama 7 milyon Da moleküler ağırlıktan bahsetmektedir.
Hyalüronik Asid ayrıca organizmadaki yerine bağlı olarak 350-1.900 μg/g arasında değişen silikon içerir.



HYALÜRONİK ASİTİN TARİHÇESİ:
Hyalüronik Asid ilk olarak 1934 yılında Karl Meyer ve John Palmer tarafından bir ineğin gözündeki camsı cisimden elde edildi.
İlk hyaluronan biyomedikal ürünü Healon, 1970'lerde ve 1980'lerde Pharmacia tarafından geliştirildi ve göz ameliyatlarında (yani kornea nakli, katarakt ameliyatı, glokom ameliyatı ve retina dekolmanını onarmaya yönelik ameliyatlar) kullanım için onaylandı.

Diğer biyomedikal şirketleri de oftalmik cerrahiye yönelik hyaluronan markaları üretmektedir.
1970'lerin sonlarında, göz içi lens implantasyonunun ardından, ameliyat sırasında endotel hücre hasarına bağlı olarak sıklıkla şiddetli kornea ödemi görüldü.
Endotel hücrelerinin bu şekilde kazınmasını önlemek için viskoz, berrak, fizyolojik bir kayganlaştırıcının gerekli olduğu açıktı.



HYALÜRONİK ASİTİN FAYDALARI NELERDİR?
Hyalüronik asidin en önemli faydası nemlendirme ve nemi muhafaza etme konusundaki inanılmaz yeteneğidir.
Marchbein, nemin cilt için ne kadar önemli olduğunu anlamak için öncelikle cildin üst katmanında yeterli su bulunmadığında nemsiz kalan cildin kuru, pürüzlü ve pul pul göründüğünü bilmeniz gerektiğini söylüyor.

Bu sadece estetik meselesi değil.
Kuru cilt tehlikeli olabilir.
Yetersiz nemlendirilmiş cilt, uygun şekilde sağlam bir cilt bariyerini koruyamaz, bu da cildi dış ve çevresel kaynaklardan gelen hasarlara karşı daha savunmasız bırakır.

Cildin nemlendirilmesi önemlidir çünkü nemlendirilmiş cilt daha dolgun, sağlıklı ve canlı görünür.
Bazı araştırmalara göre cilt yaşlanması, cildin nem kaybıyla ilişkilidir ve bu belirtilerle mücadele etme veya tersine çevirme söz konusu olduğunda Hyalüronik Asid temel bileşendir.



HYALÜRONİK ASİT HAKKINDA SAĞLIK KURUMUMLA NE ZAMAN KONUŞMALIYIM?
Takviye olarak kullanmayı düşünüyorsanız, Hyalüronik Asid hakkında sağlık uzmanınızla konuşmak isteyebilirsiniz.
Ayrıca aşağıdaki koşullar veya amaçlar için Hyalüronik Asid kullanan tedavi seçenekleri hakkında da onlara soru sormak isteyebilirsiniz:
*Cilt sağlığı (özellikle kuruluk, yara izi, sertlik ve skleroderma ve aktinik keratoz gibi cilt hastalıkları).

*Göz sağlığı, özellikle kuru gözlerin tedavisinde.
*Eklem sağlığı, özellikle artrit ve yumuşak doku yaralanmalarının tedavisinde.
* İyileşmesi yavaş olan yaralar için.

*Mesane ağrısında, özellikle interstisyel sistitin neden olduğu ağrıda bir tedavi seçeneği olarak.
* Astım gibi solunum rahatsızlıkları.
*Cleveland Clinic'ten bir not
Hyalüronik Asidin cilt, göz ve eklem sağlığını iyileştirmekten yara iyileşmesini hızlandırmaya kadar pek çok kullanım alanı ve faydası vardır.



YARA İYİLEŞTİRİCİ, HYALÜRONİK ASİT:
Hyalüronik Asid sadece cildin nemini arttırmakla kalmaz, aynı zamanda yara iyileşmesinde de önemli bir rol oynar.
2016 tarihli bir inceleme makalesine göre Hyalüronik Asid, iltihabı kontrol ederek ve kan damarlarını hasarlı cilt bölgelerine yönlendirerek yara iyileşmesini hızlandırır.

Aynı yıl yapılan bir çalışmada araştırmacılar, Hyalüronik asidin diyabetik ayak ülserlerinin standart yara pansuman malzemelerine kıyasla daha hızlı iyileşmesine yardımcı olduğunu gözlemledi.
2019'da yapılan bir hayvan araştırmasında araştırmacılar, cilt yaralarına Hyalüronik Asid ve poloksamer içeren biyolojik olarak parçalanabilen bir jel uyguladı.

Jel, bakteriyel enfeksiyonları önleyerek ve yarayı nemlendirerek yara iyileşmesini destekledi.
*Eklem ağrılarının giderilmesi
*Sinovyal sıvı eklemleri yağlar ve tamponlar.

*Bu sıvı Hyalüronik Asid içerir.
* Artrit'e göre zamanla sinovyal sıvıdaki Hyalüronik Asid parçalanır ve bu da eklem ağrısı ve sertliğine katkıda bulunur.
*Temel: Bu nedenle bazı kişiler osteoartriti tedavi etmek için Hyalüronik enjeksiyonları kullanmıştır.



HYALÜRONİK ASİT ALABİLECEĞİNİZ FARKLI YOLLARDAN BAZILARI (REÇETE OLARAK MEVCUTTUR) ŞUNLARI İÇERMEKTEDİR:
*Ağızla:
Hyalüronik Asid besin takviyeleri ve haplarda bulunur.
Suya karıştırıp içebileceğiniz sıvı bir formu bile var.
Hyalüronik asidin ağız yoluyla alınmasının birçok faydası olabilir.
Bunlar arasında artrit ağrısının azaltılması, cilt sağlığının iyileştirilmesi ve daha fazlası yer alır.

*Cildinizde:
Hyalüronik Asid ürünleri cildinize sürdüğünüz çeşitli formlarda gelir.
Bunlara şampuanlar, losyonlar, kremler, jeller, merhemler, yamalar ve serumlar dahildir.
Ayrıca Hyalüronik Asid tozu satın alıp suyla karıştırarak cildinize uygulayabileceğiniz bir Hyalüronik Asid serumu oluşturabilirsiniz.
Hyalüronik Asid cildinizde kullanıldığında faydalı özelliklere sahiptir.
Hyalüronik Asid özellikle kırışıklıkların ve yaşlılık çizgilerinin görünümünü azaltmada faydalıdır.

*Gözyaşı:
Çok çeşitli göz damlaları Hyalüronik Asid içerir.
* Samimi iletişim için:
Hyalüronik Asid, özellikle menopoz yaşayan kadınlar için vajinal kuruluk veya ağrı için jeller, kremler veya kişisel kayganlaştırıcılarda yaygın olarak kullanılan bir maddedir.



HYALÜRONİK ASİT ETKİLİ Mİ?
Araştırmacılar Hyalüronik asidin çeşitli kullanımlar için etkili olup olmadığına baktılar:
*Yaşlanma karşıtı
Hyalüronik Asid ürünlerinin yaşlanma karşıtı etkileri, cildi etkileyen diğer faktörlere bağlı olarak kişiden kişiye değişebilir:
**genetik
**beslenme
**sigara ve alkol tüketimi
**kirlilik
**güneşe maruz kalma

2017 yılında yapılan bir çalışmada araştırmacılar, 60 Japon yetişkinde Hyalüronik Asid takviyelerinin yaşlanma karşıtı etkilerini inceledi.
Araştırmacılar, çalışma katılımcılarını rastgele bir tedavi veya plasebo grubuna atadı.
Hyalüronik Asid takviyesi alan katılımcılar, plasebo grubuna kıyasla kırışıklıklarda azalma ve cilt durumunda iyileşme yaşadı.

Başka bir küçük çalışma, Hyalüronik asidin 2-8 hafta kadar kısa bir sürede cilt elastikiyetini artırabildiğini ve cilt pürüzlülüğünü azaltabildiğini buldu.
2016 yılında Almanya'da yapılan bir araştırmada araştırmacılar, Hyalüronik Asid içeren dört farklı yüz kreminin yaşlanma karşıtı etkilerini karşılaştırdı.
Araştırmacılar, 20 katılımcının tamamında cilt gerginliğinin arttığını ve kırışıklık derinliğinde %10-20 azalma gözlemledi.
Birçok kozmetik markası Hyalüronik Asid ürünlerinin yaşlanma belirtilerini tersine çevirebileceğini iddia ediyor.



KREM VE SERUMLARDA KULLANILAN HYALÜRONİK ASİT NEDEN YAPILIR?
Kremlerde veya serumlarda bulunan Hyalüronik Asid, biyoteknolojik bir süreç kullanılarak laboratuvarda üretilir, dolayısıyla tamamen vegandır.
Farklı formlarda üretilebildiğinden cildin ihtiyaçlarına göre tam olarak uyarlanır.
Hyalüronik Asid içeren cilt bakımı, cildinizde yaşla birlikte doğal olarak azalan nem eksikliğini telafi edebilir.



HYALÜRONİK ASİT VÜCUTTA DOĞAL OLARAK OLUŞUR:
Hyalüronik Asid sadece cildimizin değil, aynı zamanda eklem sıvımızın ana bileşeni olan sinovyal sıvımızın da önemli bir parçasıdır.
Yaşlılıkta eklemlerde sorun varsa Hyalüronik Asidten yardım alınabilir.
Örneğin, aktif bileşen modern tıpta osteoartrit türlerini tedavi etmek için kullanılmaktadır.
Tabii ki, size özel tavsiyeler için bunu doktorunuzla görüşmelisiniz.



HYALÜRONİK ASİTİN HANGİ FORMLARI VARDIR VE NASIL ÇALIŞIR?
Cilt bakımında Hyalüronik Asid, Hyalüronik Asid ve hyaluronandan bahsediyoruz. Bir fark olup olmadığını mı merak ediyorsunuz?
Cevap çok basit: hayır.
Üçü de aynı şeyi anlatıyor.

Ancak Hyalüronik Asid farklı moleküler boyutlarda gelir.
Cildiniz bunları farklı şekilde emeceğinden bunu bilmek önemlidir.
Bu nedenle kısa ve uzun zincirli formlar arasında genel bir ayrım yapılır:

• Uzun zincirli veya yüksek moleküllü Hyalüronik Asid, uzun bir molekül zincirinden oluşur ve bu nedenle yüksek molekül ağırlığına sahiptir.
Etkisi: Uzun zincirli Hyalüronik Asid ciltte bulunur ve cilde nüfuz etmez.
Yararlı ve iltihap önleyici etkiye sahip ince bir film oluşturur; aynı zamanda cildinizin daha elastik görünmesini sağlar.
Ancak yüzünüzü temizlerseniz film de onunla birlikte yıkanır; bu nedenle uzun zincirli Hyalüronik Asidin uzun vadeli gerçek bir etkisi yoktur.
• Kısa zincirli veya düşük moleküllü Hyalüronik Asid, kısa molekül zincirinden oluşur ve bu nedenle düşük moleküler kütleye sahiptir.

Etkisi: Kısa zincirli Hyalüronik Asid cildin derinliklerine nüfuz ederek nemin cildin bağ dokusunda depolanmasına yardımcı olur.
Bu sadece cildi daha dolgun ve sıkı hale getirmekle kalmaz, aynı zamanda kırışıklıkları da gözle görülür şekilde azaltır.
Kısa zincirli Hyalüronik Asid böylece cildiniz üzerinde kalıcı bir etkiye sahiptir.



HYALÜRONİK ASİT NASIL KULLANILIR VE HANGİ FORMLAR EN İYİ ÇALIŞIR:
Hyalüronik Asid, molekülün farklı boyutları cilde uygulandığında en iyi sonucu verir.
Her iki çeşidin olumlu etkilerini bu şekilde kullanırsınız.
Temel kural, Hyalüronik Asid zincirleri ne kadar küçük olursa, Hyalüronik Asidin cilde daha derin nüfuz etmesidir.

Kırışıklara karşı kalıcı bir etki için bakımınız bu nedenle daha yüksek oranda kısa zincirli bileşikler içermelidir; ancak o zaman yaşlanma karşıtı aktif bileşen cilde gerçekten nüfuz edebilir.
Serumlardan kremlere kadar cilt için Hyalüronik Asid kullanmanın birçok yolunu bulacaksınız.



HYALÜRONİK ASİT NASIL UYGULANIR:
Hyalüronik Asid birçok farklı cilt bakım ürününde bulunur.
Hyalüronik Asidin çeşitli cilt faydalarından en iyi şekilde yararlanmak için ürünün bireysel talimatlarına göre uygulayın.



HYALÜRONİK ASİT İÇEREN CİLT BAKIM ÜRÜNLERİ:
Pek çok faydası ve artan popülaritesi nedeniyle, cilt bakımı rutininize Hyalüronik Asid eklemenin daha kolay ve daha iyi bir zamanı olmamıştı.
Hyalüronik Asid birçok üründe önemli bir bileşen olarak bulunabilir; en popülerleri gündüz kremleri, gece kremleri, yüz maskeleri, serumlar, göz kremleri ve temizleyicilerdir.

Vücudumuzun üretebildiği doğal bir madde olduğundan Hyalüronik asidi 24 saatlik cilt bakım rutininizde birden fazla kullanabilirsiniz.
Bu, cildinizin nemli kalmasına yardımcı olurken aynı zamanda yaşlanma belirtileriyle mücadele etmenize de yardımcı olacaktır.

Hyalüronik Asid cilt bakımı rutininizden en iyi şekilde yararlanmak için, hem sabah hem de akşamları taze temizlenmiş cilde uygulamanızı öneririz.
Cilt bakım rutininize Hyalüronik Asid eklemek ister misiniz?

• Makyaj: fondöten, pudra, kapatıcı veya BB krem – bu ürünler aynı zamanda biraz Hyalüronik Asid ile taze ve sıkı bir cilt sağlar.
• Saç bakımı: Hyalüronik Asid içeren şampuanlar, saç kremleri ve spreyler daha fazla hacim vererek saçların pürüzsüz ve ipeksi olmasını sağlar.

En iyi Hyalüronik Asid serumu bile, özellikle yaşlandıkça, iyi bir günlük cilt bakımı rutini ile birlikte kullanmıyorsanız cildinizi sağlıklı, parlak ve kırışıksız tutmada etkili olmayacaktır.



HYALÜRONİK ASİT İLE KIRIŞIKLIKLARLA MÜCADELE:
Bahsettiğimiz gibi yaşlandıkça cildimiz biraz daha kurur ve elastikiyetini kaybeder.
Hyalüronik Asid bununla mücadelede mükemmeldir.
Hyalüronik Asid, kolajeni artıran ve yüz hatlarını yeniden tanımlayan güçlü, yenilikçi bir formüle sahiptir.
Hyalüronik Asid, uzun süreli, kırışıklık azaltıcı ve “doldurucu etki” için daha derin katmanlara nüfuz ederek cilt yüzeyini yoğun bir şekilde nemlendirir ve pürüzsüzleştirir.

En iyi Hyalüronik Asid serumu bile, özellikle yaşlandıkça, iyi bir günlük cilt bakımı rutini ile birlikte kullanmıyorsanız cildinizi sağlıklı, parlak ve kırışıksız tutmada etkili olmayacaktır.
Kesinlikle sadece cilt bakımında Hyalüronik Asidle karşılaşmayacaksınız.



KOYU HALKALARLA MÜCADELE İÇİN GÖZ ALTINDA HYALÜRONİK ASİT KULLANIMI:
Cildi dolgunlaştıran kollajen ve nemlendirici Hyalüronik Asid, göz altındaki koyu halkaları azaltmanın anahtarıdır.
İncelen cilt ve donuk, göz altı derisi, göz altındaki koyu halkaların yaygın yoldaşlarıdır ve Hyalüronik Asid onlarla savaşmaya yardımcı olacaktır.



HYALÜRONİK ASİT KONTRENDİKASYONLARI VE YAN ETKİLERİ:
Hyalüronik Asid tüm cilt tipleri için güvenlidir.
Cilt bakımında kullanıldığında yani topikal olarak uygulandığında Hyalüronik Asidin herhangi bir kontrendikasyonu yoktur.



HYALÜRONİK ASİT VE C VİTAMİNİ BİR ARADA KULLANILMASI:
Sıkı ve sağlıklı bir cilt mi istiyorsunuz?
Hyalüronik asidi diğer yaşlanma karşıtı besinlerle birleştirmenizi öneririz.
Hyalüronik Asid tamamen doğal cilt bariyerinizi ve cildinizin yapısını güçlendiren aktif bileşenlere bağlıdır.
Hyalüronik Asid gibi nemlendiriciler, C vitamini veya A vitamini gibi antioksidanlarla iyi çalışır ve birlikte kullanılabilir ve yaşlanma karşıtı cilt bakımı bileşenleri arasında en iyilerden bazılarıdır.



İŞTE HYALÜRONİK ASİT ALMANIN BİLİMSEL OLARAK DESTEKLENEN 7 FAYDALARI:
1. Hyalüronik Asid daha sağlıklı, daha esnek bir cilt sağlar.
Hyalüronik Asid takviyeleri cildinizin daha esnek görünmesine ve hissetmesine yardımcı olabilir.
Hyalüronik Asid ciltte doğal olarak bulunan ve suya bağlanarak nemin korunmasına yardımcı olan bir bileşiktir.

Ancak doğal yaşlanma süreci ve güneşten gelen ultraviyole radyasyon, tütün dumanı ve kirlilik gibi etkenlere maruz kalma ciltteki miktarını azaltabilir.
Hyalüronik Asid takviyeleri almak vücudunuza cilde ekstra miktarlar vererek bu düşüşü önleyebilir.

2014 yılında yapılan bir çalışmaya göre, en az 1 ay boyunca günde 120-240 miligram (mg) dozunun yetişkinlerde cilt nemini önemli ölçüde artırdığı ve kuru cildi azalttığı gösterilmiştir.
Nemlendirilmiş cilt aynı zamanda kırışıklıkların görünümünü de azaltır; bu da birçok çalışmanın nem takviyesinin cildin daha pürüzsüz görünmesini sağladığını göstermesinin nedenini açıklayabilir.

Hyalüronik Asid serumları cilt yüzeyine uygulandığında kırışıklıkları, kızarıklığı ve dermatiti azaltabilir.
Bazı dermatologlar cildin sıkı ve genç görünmesini sağlamak için Hyalüronik Asid dolgu maddeleri bile enjekte ediyor


2. Hyalüronik Asid yara iyileşmesini hızlandırabilir.
Hyalüronik Asid ayrıca yara iyileşmesinde de önemli bir rol oynar.
Hyalüronik Asid ciltte doğal olarak bulunur ancak onarım gerektiren bir hasar oluştuğunda konsantrasyonları artar.
Hyalüronik Asid, iltihaplanma seviyelerini düzenleyerek ve vücuda hasarlı bölgede daha fazla kan damarı oluşturması için sinyal göndererek yaraların daha hızlı iyileşmesine yardımcı olur.

Bazı eski çalışmalarda, cilt yaralarına uygulanmasının, yaraların boyutunu azalttığı ve ağrıyı plaseboya veya hiç tedavi uygulanmamasına göre daha hızlı azalttığı gösterilmiştir.
Hyalüronik Asid ayrıca antibakteriyel özelliklere de sahiptir, bu nedenle doğrudan açık yaralara uygulandığında enfeksiyon riskini azaltmaya yardımcı olabilir.

Üstelik Hyalüronik Asid, diş eti hastalıklarını azaltmada, diş ameliyatı sonrası iyileşmeyi hızlandırmada ve ağızda topikal olarak kullanıldığında ülserleri yok etmede etkilidir.

Hyalüronik Asid serumları ve jelleri üzerine yapılan araştırmalar umut verici olsa da Hyalüronik Asid takviyelerinin aynı faydaları sağlayıp sağlayamayacağını belirleyen bir araştırma henüz yapılmadı.
Bununla birlikte, ağızdan alınan takviyeler ciltte bulunan Hyalüronik Asid düzeylerini artırdığından, bunların bir miktar fayda sağlayabileceğinden şüphelenmek mantıklıdır.


3. Kemikleri yağlayarak eklem ağrısını hafifletin.
Hyalüronik Asid ayrıca kemikleriniz arasındaki boşluğun yağlanmasını sağlayan eklemlerde de bulunur.
Eklemler yağlandığında kemiklerin birbirine sürtünmesi ve rahatsız edici ağrıya neden olması daha az olasıdır.

Hyalüronik Asid takviyeleri, eklemlerin zamanla aşınması ve yıpranmasından kaynaklanan bir tür dejeneratif eklem hastalığı olan osteoartritli kişiler için çok faydalıdır.
En az 2 ay boyunca günde 80-200 mg almanın, özellikle 40 ila 70 yaşları arasındaki osteoartritli kişilerde diz ağrısını önemli ölçüde azalttığı gösterilmiştir.

Ağrıyı gidermek için Hyalüronik Asid doğrudan eklemlere de enjekte edilebilir.
Bununla birlikte, 21.000'den fazla yetişkin üzerinde yapılan bir analiz, ağrıda yalnızca küçük bir azalma ve yan etki riskinin daha yüksek olduğunu buldu.
Bazı araştırmalar, oral Hyalüronik Asid takviyelerinin enjeksiyonlarla eşleştirilmesinin, ağrı giderici faydaların uzatılmasına ve çekimler arasındaki sürenin artırılmasına yardımcı olabileceğini göstermektedir.


4. Asit reflü semptomlarını hafifletir
Yeni araştırmalar, Hyalüronik Asid takviyelerinin asit reflü semptomlarını azaltmaya yardımcı olabileceğini gösteriyor.
Asit reflü meydana geldiğinde, mide içeriği boğaza doğru kusar, bu da ağrıya ve yemek borusunun iç zarında hasara neden olur.
Hyalüronik Asid, yemek borusunun hasarlı astarını yumuşatmaya ve iyileşme sürecini hızlandırmaya yardımcı olabilir.

2012 yılında yapılan bir test tüpü çalışmasında, Hyalüronik Asid ve kondroitin sülfat karışımının asitten zarar görmüş boğaz dokusuna uygulanmasının, hiçbir tedavinin kullanılmadığı duruma göre çok daha hızlı iyileşmesine yardımcı olduğu bulundu.
İnsan çalışmaları da faydalar göstermiştir.
Bir çalışma, asit azaltıcı bir ilaçla birlikte Hyalüronik Asid ve kondroitin sülfat takviyesi almanın, asit azaltıcı ilacın tek başına alınmasına kıyasla reflü semptomlarını %60 daha fazla azalttığını buldu.

Başka bir eski çalışma, aynı tür takviyenin asit reflü semptomlarını azaltmada plaseboya göre beş kat daha etkili olduğunu gösterdi.
Bu alandaki araştırmalar hala nispeten yenidir ve bu sonuçların tekrarlanması için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.
Ancak yine de bu sonuçlar umut verici.


5. Kuru göz ve rahatsızlığı giderin:
Yaşlı yetişkinlerin yaklaşık %11'i, gözyaşı üretiminin azalması veya gözyaşlarının çok hızlı buharlaşması nedeniyle kuru göz belirtileri yaşamaktadır.
Hyalüronik Asid nemi tutma konusunda mükemmel olduğundan, sıklıkla kuru göz tedavisinde kullanılır.
%0,2-0,4 Hyalüronik Asid içeren göz damlalarının kuru göz semptomlarını azalttığı ve göz sağlığını iyileştirdiği gösterilmiştir.

Yavaş salınan Hyalüronik Asid içeren kontakt lensler de kuru göz için olası bir tedavi olarak geliştirilmektedir.
Ayrıca göz ameliyatı sırasında iltihabı azaltmak ve yara iyileşmesini hızlandırmak için Hyalüronik Asidli göz damlaları sıklıkla kullanılır.
Bunları doğrudan gözlere uygulamanın kuru göz semptomlarını azalttığı ve genel göz sağlığını iyileştirdiği gösterilmiş olsa da, oral takviyelerin aynı etkilere sahip olup olmadığı belirsizdir.

24 kişi üzerinde yapılan küçük bir çalışma, topikal ve oral Hyalüronik asidi birleştirmenin, kuru göz semptomlarını iyileştirmede tek başına topikal Hyalüronik Asidten daha etkili olduğunu buldu.
Ancak oral Hyalüronik Asid takviyelerinin göz sağlığı üzerindeki etkilerini anlamak için daha geniş, kaliteli çalışmalara ihtiyaç vardır.


6. Kemik gücünü koruyun:
Hyalüronik Asid takviyelerinin kemik sağlığı üzerindeki etkilerini araştırmak için yeni hayvan araştırmaları başladı.
Daha eski iki çalışma, Hyalüronik Asid takviyelerinin, osteoporozdan önce gelen kemik kaybının başlangıç aşaması olan osteopenili sıçanlarda kemik kaybı oranını yavaşlatmaya yardımcı olabileceğini buldu.

Bazı eski test tüpü çalışmaları, yüksek dozda Hyalüronik asidin, yeni kemik dokusunun oluşturulmasından sorumlu hücreler olan osteoblastların aktivitesini artırabildiğini de göstermiştir.
İnsanlar üzerinde daha yüksek kalitede yeni araştırmalara ihtiyaç duyulurken, erken dönem hayvan ve test tüpü çalışmaları umut vericidir.


7. Mesane ağrısını önleyebilir:
Kadınların yaklaşık %3-6'sı interstisyel sistit veya ağrılı mesane sendromu adı verilen bir durumdan muzdariptir.
Bu bozukluk karın ağrısı ve hassasiyetinin yanı sıra güçlü ve sık idrara çıkma isteğine neden olur.
İnterstisyel sistitin nedenleri bilinmemekle birlikte, Hyalüronik asidin bir kateter yoluyla doğrudan mesaneye yerleştirildiğinde bu durumla ilişkili ağrıyı ve idrar sıklığını gidermeye yardımcı olduğu bulunmuştur.

Hyalüronik asidin neden bu semptomları hafifletmeye yardımcı olduğu belli değil, ancak araştırmacılar bunun mesane dokusundaki hasarı onarmaya yardımcı olarak ağrıya karşı daha az duyarlı hale getirdiğini öne sürüyorlar.
Çalışmalar, oral Hyalüronik Asid takviyelerinin mesanedeki miktarını aynı etkilere sahip olacak kadar artırıp artıramayacağını henüz belirlemedi.



HYALÜRONİK ASİTİN ŞAŞIRTICI FAYDALARI:
*Cilt sağlığını destekler
*Yara iyileşmesini destekler
*Eklem ağrılarını azaltır
*Asit reflüsünü azaltır
*Kuru göz hissini giderir
*Kemik gücünü korur
*Mesane ağrısını önler
*Olası yan etkiler



HYALÜRONİK ASİT AŞAĞIDAKİ FORMLARDA REÇETE İLE AYRICA MEVCUTTUR:
* Enjeksiyon yoluyla:
Eklemlerinize Hyalüronik Asid enjeksiyonu, artritin neden olduğu ağrıyı hafifletebilir.
Hyalüronik Asid ayrıca IV olarak verilen ilaçlarla da yaygın olarak kullanılır.
Sağlık hizmeti sağlayıcıları, mesane ağrısını (interstisyel sistitin neden olduğu ağrı gibi) tedavi etmek için etiket dışı Hyalüronik Asid reçete edebilir.

*Derinin altında:
Hyalüronik Asid ve kollajen (vücudumuzda da bulunan doğal bir protein) içeren dolguların cilt altına enjeksiyonu onaylanmıştır.
Bu dolgu maddeleri, sivilce izlerini tedavi etmek veya dudaklara hacim kazandırmak gibi amaçlarla doğal şekli ve görünümü geri kazanmaya yardımcı olur.

*Burnunda:
Bazı ilaçlar Hyalüronik Asid kullanır çünkü bu, özellikle burnunuzdan alındığında vücudunuzun onları emmesine yardımcı olur.

*İnhaler/nebulizatör ile:
Hyalüronik Asid astım veya enfeksiyonlar gibi solunum (nefes alma) problemlerini tedavi edebilir.
Enjeksiyonları yalnızca eğitimli ve kalifiye tıp uzmanlarının yapması gerektiğini unutmayın.
Uzmanlar Hyalüronik asidin güvenli olduğunu söylese de, özellikle enjekte edilirken yanlış kullanımı ciddi komplikasyonlara ve hatta ölüme yol açabilir.



HYALÜRONİK ASİT NASIL ÇALIŞIR?
Hyalüronik Asid, polimer adı verilen uzun, karmaşık zincir benzeri moleküllerin bir türüne aittir.
Zincirin üzerinde diğer kimyasal bileşiklerin (örneğin su gibi) tutunabileceği çok sayıda nokta bulunur.

Bu nedenle çeyrek çay kaşığı Hyalüronik Asid yaklaşık bir buçuk galon su tutabilir, bu da onu suyu emmek için (ve nemlendirici ürünlerde önemli bir bileşen) doğal veya yapay en iyi polimer yapar.
Diğer moleküllerin tutunabileceği çok fazla alan olduğundan Hyalüronik Asid, diğer molekülleri vücudunuzun her yerine taşımak için mükemmeldir.

Aynı zamanda kendisini hücrelere bağlama yeteneğine de sahiptir, bu nedenle Hyalüronik Asid kullanılarak ilaçların hedefe yönelik olarak verilmesi önemli bir çalışma konusudur.
Hyalüronik asidin zincir benzeri yapısı aynı zamanda dokuların büyümesine izin veren bir iskele yapısı gibi davranabileceği anlamına da gelir.
Bu, vücudunuzdaki yaraların iyileşmesinde önemli bir adımdır.
Bilim adamları ayrıca insan embriyosunda Hyalüronik Asid buldular ve Hyalüronik asidin üreme ve gelişimde oynadığı rolü araştırıyorlar.



HYALÜRONİK ASİT İŞE YARIYOR MU?
Evet, nasıl kullanıldığına bağlı olarak.
Hyalüronik Asid çok yönlü bir moleküldür ve bilim insanları hâlâ onu kullanmanın yeni ve faydalı yollarını bulmaya çalışmaktadır.
Şu anda Hyalüronik Asid en çok cilt, eklem ve göz sağlığı için kullanılıyor.
Hyalüronik Asid aynı zamanda dünya çapında yüzlerce bilimsel çalışmaya ve denemeye de konu olmaktadır.



HYALÜRONİK ASİT CİLDE NE YAPAR?
Hyalüronik Asid serumunun cildinizde veya ağız yoluyla alınan bir takviyede uzun süreli kullanımı genel cilt sağlığını iyileştirebilir.
Hyalüronik Asid aynı zamanda genel cilt esnekliğini ve esnekliğini artırmaya yardımcı olmak için de mükemmeldir (yani cildinizi daha esnek ve yumuşak yapar).



HYALÜRONİK ASİT AKNEYE İYİ Mİ?
Hyalüronik Asid, sivilcelerin geride bıraktığı yara izlerini onaran veya gizleyen dolgu maddelerinde yaygın olarak kullanılan bir maddedir.
Akneyi tedavi etmek için Hyalüronik Asid ve diğer ilaçların kombinasyonları üzerine sınırlı sayıda araştırma yapılmıştır, ancak şu ana kadar bunların etkili olduğuna dair çok fazla kanıt yoktur.



HYALÜRONİK ASİT GÜVENLİ MIDIR?
Evet, nasıl kullanıldığına bağlı olarak.
Reçetesiz satılan Hyalüronik Asid serumları ve cildinize uygulanan ürünler (kremler, losyonlar vb.) veya göz bakım ürünleri güvenli kabul edilir.
Ağız yoluyla alınan Hyalüronik Asid takviyeleri de güvenli kabul edilir (ancak diğer ilaçlar, vitaminler veya takviyeler için yaptığınız gibi yine de sağlık uzmanınıza bunlar hakkında bilgi vermelisiniz).



HYALÜRONİK ASİTİN 10 FAYDALARI
ÖNCELİKLE HYALÜRONİK ASİT NEDİR?
Yaygın olarak "HA" olarak kısaltılan Hyalüronik Asid, başta cilt, gözler ve eklemler olmak üzere vücudumuzdaki hemen hemen her sıvı ve dokuda bulunan doğal olarak oluşan bir moleküldür.
Aslında toplam HA'nın yaklaşık %50'si ciltte bulunur.
Hyalüronik Asid cildimizin nemi ve elastikiyeti için çok önemlidir.
Ne yazık ki yaşlandıkça HA'nın konsantrasyonu ve moleküler ağırlığı önemli ölçüde azalır.
Bu nedenle Hyalüronik Asid geniş çapta araştırılmış ve serumlarda, nemlendiricilerde ve diğer kozmetik ürünlerde güçlü bir aktif madde olarak formüle edilmiştir.


1. HİDRASYON:
Hidrasyon = Hyalüronik Asid.
Hyalüronik asidi cildiniz için BÜYÜK bir içecek su gibi düşünün.
Molekül ağırlığının 1000 katı kadar su tutma kapasitesine sahiptir.
Hyalüronik Asid cilde nüfuz eder ve suyu cilt hücrelerine bağlayarak cildin tüm katmanlarına değerli, canlandırıcı nem aşılar.

Saf Hyalüronik Asid Serumu diğer ürünlerle kaplanabilir.
Hyalüronik Asidin etkili olması için başka birçok bileşene ve dolgu maddesine de ihtiyacı yoktur.
Aslında Hyalüronik Asid, sınırlı içerikli cilt bakımının ne kadar gerçek sonuçlar verebileceğinin mükemmel bir örneğidir.
Nemlendirme cilt için nemden farklıdır.


2. NEMLENDİRİCİ:
Nemlendiriciler cilt bakımında ÇOK kullanılmaktadır.
Nemlendiriciyi sünger gibi düşünün; toplandıktan sonra nemi çekmeye ve tutmaya devam edecektir.

Hidrojen bağlanmasına izin verirler ve suyu çekerler.
Cilt bakım ürünlerindeki nemlendiricilerin örnekleri arasında gliserin, sorbitol (şeker alkolü), heksilen ve butilen glikol ve tabii ki Hyalüronik Asid gibi bileşenler bulunur.

Epidermise (cildin üst tabakası) değerli nem aşılandıktan sonra Hyalüronik Asid, nemlendirici görevi görür ve çevredeki ortamdan nem çekmeye devam eder.
Bu, cilde kalıcı bir nemlendirme sağlayacaktır.


3. LİPİD BARİYERİNİN GELİŞTİRİLMESİ:
Cildimizin asıl görevi vücudumuzu korumaktır.
Açıkçası cildimiz iç organlarımızı, kaslarımızı, kemiklerimizi vb. dış dünyadan korur.
Ancak cildimiz aynı zamanda vücudumuzu günlük olarak bizi bombalayan zararlı toksinlerden de korur.

Cildin üst tabakası (epidermis) dış hasarın (toksinler) yükünü üstlenir.
Yaşlandıkça epidermisteki lipit bariyeri (suyu tutan ve tahriş edici maddelerin cilde girmesini önleyen yağ asitleri) yavaşlar.
UV ışınlarından çevre kirliliğine, yaşam tarzı tercihlerine (sigara içmek gibi) kadar her şey zarar verir.

Bu hasar daha fazla ince çizgi ve kırışıklıklara, koyu lekelere ve daha kuru cilde neden olur.
Hyalüronik Asid, daha da dramatik bir nemlendirici etki için nemi hapsetmeye yardımcı olmak üzere cildin doğal bariyerlerini güçlendirir.
Zamanla bu, lipit bariyerinin bozulmasını yavaşlatmaya ve onu korumaya ve güçlendirmeye yardımcı olabilir.


4. ARTAN DİRENÇ:
Lipid bariyeri Hyalüronik Asid tarafından daha da geliştirildiğinde ve korunduğunda, cilt kendisini çevresel yaş faktörlerine ve kirleticilere karşı daha iyi savunabilir.
Hyalüronik Asid bu toksinlerle savaşmadığında cilt daha az kırışık, daha parlak ve daha uzun süre daha esnek kalır.

Unutulmaması gereken iyi bir ipucu: Pek çok üründe kullanılan koruyucular, cildinizin yüzeyini toksinlere karşı koruyan iyi bakterileri öldürerek bariyerinizi yıkabilir.
Sonuç, nem kaybının yanı sıra potansiyel tahriş ve hatta enfeksiyondur.

Sınırlı içeriğe sahip ve çok fazla koruyucu madde içermeyen ürünleri arayın.
Yağlı veya sivilceli cilde sahip pek çok kişi, cildin yağını "sıyırmak" için daha sert kimyasallar uygulamak ister.
Akneye eğilimli ciltlerin çoğunun, iltihaplanmayı ve tahrişi teşvik eden güçlü bir lipit bariyerine sahip olmadığını bilmek önemlidir.
Hyalüronik Asid nemlendirme sağlar, lipit bariyerinin korunmasına yardımcı olur ve hassas veya akneye yatkın cilde sahip olanlar için önerilir.


5. DAHA SIK CİLT TONU:
Kimse sarkık bir cilt istemez.
Yaşlandıkça, ciltteki elastin parçalanır ve cilt canlılığını veya eski haline dönmesini kaybeder.

Elastininizi (geri tepme) kontrol etmenin hızlı bir yolu, elinizin üst kısmındaki cildi sıkıştırmaktır.
Hızlı bir şekilde eski haline dönerse, hala çok fazla elastininiz var demektir.
Yaşlandıkça cilt eskisi kadar çabuk toparlanamayacaktır.
Bir dahaki sefere annenizi veya büyükannenizi ziyaret ettiğinizde, testi onlar üzerinde deneyin (ama nedenini onlara söylemeyin… gerçekten buna gerek yok, düzeltilemez).

Hyalüronik Asid elastinin yerini almaz ancak ciltte gerginlik görünümünün giderilmesine yardımcı olabilir.
Hyalüronik Asid cildi nemle doldurduğundan genel cildi sıkılaştırır.
Hyalüronik Asid, daha genç bir görünüm için yüz hatlarının sıkılaşmasına yardımcı olur.
Bu da anneniz ve büyükannenizle paylaşabileceğiniz bir şeydir.


6. DAHA DÜZGÜN DOKU:
Hyalüronik Asid, cildin görünümünü daha sıkı hale getirdiği gibi aynı zamanda cilt dokusunu da pürüzsüzleştirir.
Bu, görebileceğiniz ve hissedebileceğiniz ipeksi pürüzsüz bir yüzey sağlar.
Eğer ciltte sivilce nedeniyle gözle görülür bir yara izi varsa, Hyalüronik Asid bu yara izlerini doldurmayacaktır.
Ancak zamanla Hyalüronik Asid ve dermaroller, dermaroller gibi bir aletle birleştirildiğinde cildin daha pürüzsüz görünmesini sağlayabilir.


7. AZ GÖRÜNEN İNCE ÇİZGİLER VE KIRIŞIKLIKLAR:
Cildi korumaya ve beslemeye başlamak için asla erken değildir.
Hyalüronik Asid gerçekten yirmi ve seksen yaş cilde fayda sağlayan bir maddedir.
Hyalüronik Asid, ince çizgilerin ve kırışıklıkların görünürlüğünün azaltılmasına yardımcı olarak cildin nemini koruyarak dolgunlaştırıcı bir etki yaratır.

Cilt korunduğunda ve nemlendirildiğinde, cilt nem için savaşmakla meşgul olmadığından cilt hücresi üretiminde artış meydana gelebilir.
Bu daha pürüzsüz, dolgun cilt hücrelerine yol açar.
Göz çevresindeki cilt, ince çizgilerin ve kırışıklıkların ilk görüldüğü yerlerden biridir.
Günde iki kez göz kremi kullanmak cildin esnek ve nemli kalmasına yardımcı olacak ve yeni çizgilerin oluşmasını önleyecektir.


8. CİLT HÜCRESİNİN YENİLENMESİNİ stimüle eder:
Hücre yenilenme sürecini hızlandırmasa da Hyalüronik Asid, cilde ekstra nem ve bariyer koruması sağlayarak cilt hücresi yenilenmesini desteklemeye yardımcı olur.
Bu doğal olarak daha sağlıklı hücrelere ve daha canlı bir cilde yol açar.


9. PİGMENTASYON:
Tıpkı 8. maddede olduğu gibi, hücre yenilenmesi arttığında Hyalüronik Asid aynı zamanda yaşlılık lekelerinin ve pigmentasyon sorunlarının azaltılmasına ve önlenmesine de yardımcı olur.
Ancak bunu kendi başına yapması mümkün değildir.
Koyu lekeleri tedavi etmeye çalışırken, bir c vitamini serumu ve c vitamini güçlendirici ürün Hyalüronik Asidle eşleştirilmelidir.


10. AÇIKLIK:
Yağlı cilt nemden (su) yoksun kaldığında, yağ üreterek cildi nemlendirmek için aşırı telafi yapar.
Yağlı ve akneye eğilimli ciltlerin neme ihtiyaç duymadığı, ancak aslında ihtiyaç duydukları düşüncesi büyük bir yanılgıdır.
Hyalüronik Asid, ciltte uygun nem dengesini sağlayarak gözenekleri tıkayan ve sivilcelere neden olan yağın aşırı üretimini önler.



HYALÜRONİK ASİT İÇEREN BİRÇOK CİLT BAKIM ÜRÜNÜNÜN CİLT İÇİNDEKİ NEMLENDİRMEYİ ARTIRDIĞI İDDİA EDİYOR
Peki bu doğru mu?
Cevap, üründeki Hyalüronik Asid türüne daha yakından bakmayı gerektirir.
Hyalüronik Asid farklı moleküler boyutlarda gelir.

Daha büyük Hyalüronik Asid molekülleri, suyu bağlama ve nemlendirme sağlama konusunda en iyi olmalarına rağmen cilde nüfuz edemezler.
Topikal olarak (cilde) uygulandığında, bu moleküller cildin üstüne yerleşerek yalnızca yüzeyde nemlendirme sağlar.
Daha büyük HA moleküllerine göre daha az su bağlayan daha küçük Hyalüronik Asid molekülleri cildin daha derinlerine nüfuz edebilir (ancak yalnızca cildin en üst tabakası olan epidermise kadar).

Maksimum yüzey hidrasyonu için çeşitli boyutlarda Hyalüronik Asid molekülleri içeren bir ürün arayın.
Hyalüronik Asid aynı zamanda çoğu enjekte edilebilir jel formunda HA'dan oluşan dermal dolgu maddelerinde de kullanılır.

Hyalüronik Asidli dolgular hem yerleştirildikleri alanı fiziksel olarak doldurarak hacim kazandırırlar, hem de su çekerek dolgu etkisini arttırırlar.
Hyalüronik Asid dolgu maddeleri, yanakları kaldırmak, ağız ve çene çevresindeki daha derin kıvrımları ve kırışıklıkları yumuşatmak, çökmüş, koyu göz altı halkalarının görünümünü iyileştirmek, dudakları nemlendirmek ve güzelleştirmek ve dudakları gençleştirmek gibi çok sayıda kozmetik kaygıyı gidermek için kullanılabilir.



HYALÜRONİK ASİT UMUT MU, AJANCILIK MI?
Peki Hyalüronik Asid abartılmaya değer mi?
Öncelikle, bazı HA ürünleri yanıltıcı bir şekilde topikal “dolgu maddeleri” olarak pazarlanmasına rağmen, Hyalüronik Asidin, kaybedilen hacmin yerine konulması açısından hiçbir zaman enjekte edilebilir HA dolgu maddesi kadar etkili olamayacağını tespit edelim.

Hyalüronik Asid mükemmel bir nemlendiricidir.
Ancak amaç yaşlanmayla birlikte ciltte doğal olarak oluşan hacim kaybını ve gevşekliği iyileştirmekse HA yerine enjekte edilebilir.
Hyalüronik Asid tercih edilen tedavi yöntemidir.



HYALÜRONİK ASİTİN FİZYOLOJİK FONKSİYONU:
1970'lerin sonlarına kadar Hyalüronik Asid, hücre dışı matrisin bir parçası olan ve her yerde bulunan bir karbonhidrat polimeri olan "yapışkan" bir molekül olarak tanımlanıyordu.
Örneğin, Hyalüronik Asid sinovyal sıvının önemli bir bileşenidir ve sıvının viskozitesini arttırdığı bulunmuştur.
Lubricin ile birlikte sıvının ana yağlama bileşenlerinden biridir.

Hyalüronik Asid, her hücrenin (kondrosit) etrafında bir kaplama olarak bulunduğu eklem kıkırdağının önemli bir bileşenidir.
Agrekan monomerleri HAPLN1 (Hyalüronik Asid ve proteoglikan bağlantı proteini 1) varlığında hyaluronan'a bağlandığında büyük, oldukça negatif yüklü agregatlar oluşur.

Bu agregatlar suyu emer ve kıkırdağın esnekliğinden (sıkışmaya karşı direnci) sorumludur.
Kıkırdaktaki hyaluronanın moleküler ağırlığı (boyutu) yaşla birlikte azalır, ancak miktarı artar.

Bitişik doku katmanları arasındaki kaymayı arttırmak için kas bağ dokularında hyaluronanın yağlayıcı bir rolü olduğu ileri sürülmüştür.
Yoğun fasyal dokulara gömülü özel bir tür fibroblastın, hyaluronan açısından zengin matrisin biyosentezi için uzmanlaşmış hücreler olduğu öne sürülmüştür.
İlgili aktiviteleri, bitişik kas bağ dokuları arasındaki kayma yeteneğinin düzenlenmesinde rol oynayabilir.



HYALÜRONİK ASİTİN 3 TÜRÜ: NASIL FARKLILIKLARI:
Üç tür Hyalüronik Asid vardır:
Hidrolize Hyalüronik Asid, cilde nüfuz edecek kadar küçük elementlere parçalanmış Hyalüronik Asidtir.
Nemlendiricidir, ancak en nemlendirici seçenek değildir, bu nedenle yağlı veya karma cilde sahip kişiler için en iyisidir, çünkü bu cilt tipleri aşırı nemlendirmeden kaçınmak ister.

Sodyum hiyalüronat cildin daha derinlerine iner ve etkileri çok uzun süreli olmasa da daha da iyi sonuçlar verir.
Sodyum hiyalüronat normal cilde sahip kişiler için en iyisidir çünkü nemin içeri sızmasına izin verir, ancak gerçekten ağır, uzun süreli bir etkiye ihtiyacınız yoktur.

Bu muhtemelen serumlarda bulacağınız içeriktir.
Sodyum asetillenmiş hiyalüronat, sodyum hiyalüronatın avantajlarına sahiptir ancak daha uzun süreli sonuçlara sahiptir.
Kuru cilde sahip olanlar, kuru iklimlerde yaşayanlar veya kuru kış ayları için ürün arayanlar gibi neme ihtiyaç duyan kişiler için en iyisidir.

Ayrıca aktif maddeyle doldurulmuş bir kapsül olan sindirilebilir Hyalüronik Asid de vardır.
Temmuz 2017'de Clinical, Cosmetic and Investigational Dermatology'de yayınlanan bir araştırmaya göre, bir takviye alarak Hyalüronik Asid seviyelerinin sabit olacağı ve etkilerin uzun süreceği fikri ortaya çıkıyor.

Ve işe yarıyor gibi görünüyor:
Araştırmacılar, 12 hafta boyunca günde 120 miligram Hyalüronik Asid alan katılımcıların cilt kırışıklıklarının ve genel cilt durumlarının düzeldiğini buldu.



YARA ONARIMI, HYALÜRONİK ASİT:
Hücre dışı matrisin önemli bir bileşeni olan Hyalüronik Asid, yara onarımının aşamaları olan doku rejenerasyonunda, inflamasyon yanıtında ve anjiyogenezde anahtar bir role sahiptir.
Ancak 2023 yılı itibariyle Hyalüronik Asidin yanıklar, diyabetik ayak ülserleri veya cerrahi cilt onarımları dahil olmak üzere kronik yaraların iyileşmesi üzerindeki etkisine ilişkin incelemeler ya yetersiz kanıt ya da yalnızca sınırlı pozitif klinik araştırma kanıtı göstermektedir.

Ayrıca Hyalüronik asidin ülser iyileşmesinde yararlı olabileceğini ve ağrı kontrolüne küçük bir dereceye kadar yardımcı olabileceğini gösteren bazı sınırlı kanıtlar vardır.
Hyalüronik Asid su ile birleşerek bir jel oluşturacak şekilde şişer, bu da onu yüz kırışıklıkları için dermal dolgu maddesi olarak cilt tedavilerinde faydalı hale getirir; etkisi yaklaşık 6 ila 12 ay sürer ve tedavinin ABD Gıda ve İlaç İdaresi'nden düzenleyici onayı vardır.



GRANÜLASYON, HYALÜRONİK ASİT:
Granülasyon dokusu, yaraların iyileşmesinde fibrin pıhtısının yerini alan perfüze, fibröz bağ dokusudur.
Tipik olarak bir yaranın tabanından büyür ve iyileştirdiği hemen hemen her boyuttaki yaraları doldurabilir.
Hyalüronik Asid granülasyon dokusu matriksinde bol miktarda bulunur.
Doku onarımı için gerekli olan çeşitli hücre fonksiyonları, bu Hyalüronik Asid açısından zengin ağa bağlanabilir.

Bu işlevler arasında geçici yara matrisine hücre göçünün kolaylaştırılması, hücre proliferasyonu ve granülasyon dokusu matrisinin organizasyonu yer alır.
Granülasyon dokusunun oluşumu için inflamasyonun başlatılması çok önemlidir; bu nedenle yukarıda tartışıldığı gibi Hyalüronik Asidin proinflamatuar rolü de yara iyileşmesinin bu aşamasına katkıda bulunur.



HÜCRE GÖÇÜ, HYALÜRONİK ASİT:
Granülasyon dokusunun oluşumu için hücre göçü gereklidir.
Granülasyon dokusunun erken aşaması, hücrelerin bu geçici yara matrisine göçü için elverişli bir ortam olarak kabul edilen, Hyalüronik Asid bakımından zengin bir hücre dışı matrisin hakimiyetindedir.

Hyalüronik Asid, hücre göçünü kolaylaştıran açık hidratlı bir matris sağlarken, ikinci senaryoda, ilgili hücre mekanizmalarının yönlendirilmiş göçü ve kontrolüne, Hyalüronik Asid ile hücre yüzeyi Hyalüronik Asid reseptörleri arasındaki spesifik hücre etkileşimi aracılık eder.
Hyalüronik Asid, hücre hareketi ile ilişkili çeşitli protein kinazlarla, örneğin hücre dışı sinyalle düzenlenen kinaz, fokal adezyon kinaz ve diğer reseptör olmayan tirozin kinazlar ile bağlantılar oluşturur.

Fetal gelişim sırasında, nöral krest hücrelerinin göç ettiği göç yolu Hyalüronik Asid açısından zengindir.
Hyalüronik Asid, granülasyon dokusu matrisindeki hücre göçü süreci ile yakından ilişkilidir ve çalışmalar, hücre hareketinin, HA bozunması veya HA reseptörünün işgalinin bloke edilmesi yoluyla en azından kısmen inhibe edilebileceğini göstermektedir.

Hyalüronik Asid sentezinin hücreye dinamik kuvvet sağlayarak hücre göçüyle ilişkili olduğu da gösterilmiştir.
Temel olarak Hyalüronik Asid plazma zarında sentezlenir ve doğrudan hücre dışı ortama salınır.
Bu, sentez bölgelerindeki hidratlı mikroortama katkıda bulunabilir ve hücre ayrılmasını kolaylaştırarak hücre göçü için gereklidir.



CİLT İYİLEŞTİRİCİ, HYALÜRONİK ASİT:
Hyalüronik Asid normal epidermiste önemli bir rol oynar.
Hyalüronik Asid ayrıca birçok özelliğinden dolayı yeniden epitelizasyon sürecinde önemli işlevlere sahiptir.
Bunlar arasında epidermisin ana bileşenleri olan bazal keratinositlerin hücre dışı matrisinin ayrılmaz bir parçası olması; Hyalüronik Asidin serbest radikal temizleme işlevi ve keratinosit çoğalması ve göçündeki rolü.

Normal ciltte Hyalüronik Asid, çoğalan keratinositlerin bulunduğu epidermisin bazal tabakasında nispeten yüksek konsantrasyonlarda bulunur.
CD44, epidermisin bazal tabakasında Hyalüronik Asid ile yan yana bulunur; burada ayrıca Hyalüronik Asid açısından zengin matris keselerine bakan plazma membranında tercihen eksprese edildiği gösterilmiştir.

Hücre dışı boşluğu korumak ve besinlerin geçişi için açık ve sulu bir yapı sağlamak, HA'nın epidermisteki ana işlevleridir.
Bir rapor, retinoik asit (A vitamini) varlığında Hyalüronik Asid içeriğinin arttığını buldu.

Retinoik asidin ciltte foto-hasar ve fotoyaşlanmaya karşı önerilen etkileri, en azından kısmen, doku hidrasyonunun artmasına neden olan cilt Hyalüronik Asid içeriğindeki artışla ilişkilendirilebilir.
Hyalüronik Asidin serbest radikal temizleme özelliğinin güneş radyasyonuna karşı korumaya katkıda bulunduğu ve CD44'ün epidermiste Hyalüronik Asid reseptörü olarak görev yapan rolünü desteklediği ileri sürülmüştür.

Epidermal Hyalüronik Asid ayrıca normal epidermal fonksiyon için gerekli olan keratinosit çoğalması sürecinde ve ayrıca doku onarımında yeniden epitelizasyon sırasında bir manipülatör olarak da işlev görür.
Yara iyileşme sürecinde Hyalüronik Asid yara kenarında, bağ dokusu matrisinde eksprese edilir ve göç eden keratinositlerde CD44 ekspresyonu ile birlikte bulunur.



FASİYASİT, HYALÜRONİK ASİT:
Fasyasit, hyaluronan açısından zengin hücre dışı matris üreten ve kas fasyasının kaymasını modüle eden bir tür biyolojik hücredir.
Fasyasitler fasyada bulunan fibroblast benzeri hücrelerdir.
Daha yuvarlak çekirdeklerle yuvarlak şekillidirler ve fibroblastlarla karşılaştırıldığında daha az uzamış hücresel süreçlere sahiptirler.
Fasyasitler, fasiyal tabakanın üst ve alt yüzeyleri boyunca kümelenir.
Fasyasitler, fasyal kaymayı düzenleyen hyaluronan üretir.



HYALÜRONİK ASİTİN BİYOSENTETİK MEKANİZMASI:
Hyalüronik Asid, omurgalıların epitelyal ve bağ dokularının hücre dışı matrisinde bulunan, anyonik, jel benzeri bir polimer olan doğrusal bir glikozaminoglikandır (GAG).
Hyalüronik Asid, yapısal olarak karmaşık, doğrusal, anyonik polisakkaritler ailesinin bir parçasıdır.

Molekülde bulunan karboksilat grupları onu negatif yüklü hale getirerek suya başarılı bir şekilde bağlanmasını sağlar ve onu kozmetik ve farmasötik ürünler için değerli kılar.
Hyalüronik Asid, tekrarlanan β4-glukuronik asit (GlcUA)-β3-N-asetilglukosamin (GlcNAc) disakkaritlerden oluşur ve iyi tanımlanmış, tekdüze zincir uzunlukları özelliğini üreten bir integral membran proteinleri sınıfı olan hiyalüronan sentazları (HAS) tarafından sentezlenir.

Omurgalılarda mevcut üç HAS türü vardır: HAS1, HAS2, HAS3; bunların her biri Hyalüronik Asid polimerinin uzamasına katkıda bulunur.
Bir HA kapsülünün oluşturulabilmesi için bu enzimin mevcut olması gerekir çünkü UDP-şeker öncülerini Hyalüronik Aside polimerize eder.
Hyalüronik Asid öncüleri, ilk olarak glikozun hekzokinaz tarafından fosforile edilmesiyle sentezlenir ve ana HA öncüsü olan glikoz-6-fosfat elde edilir.

Daha sonra, her ikisi de Hyalüronik Asid oluşturmak üzere reaksiyona giren UDP-n-asetilglukosamin ve UDP-glukuronik asidi sentezlemek için iki yol izlenir.
Glikoz-6-fosfat, hasE (fosfoğluizomeraz) ile fruktoz-6-fosfata veya pgm (a-fosfoğlukomutaz) kullanılarak glikoz-1-fosfata dönüştürülür; burada her ikisi de farklı reaksiyonlara maruz kalır.
UDP-glukuronik asit ve UDP-n-asetilglukozamin, hasA (HA sentaz) yoluyla HA oluşturmak üzere bir araya gelir.

*UDP-glukuronik asit sentezi:
UDP-glukuronik asit, hasC'nin (UDP-glikoz pirofosforilaz) glikoz-1-P'yi UDP-glikoza dönüştürmesinden oluşur ve bu daha sonra hasB (UDP-glikoz dehidrojenaz) ile reaksiyona girerek UDP-glukuronik asit oluşturur.

*N-asetil glukozamin sentezi:
Fruktoz-6-P'den ileriye giden yol, glukozamin-6-P'yi oluşturmak için glmS'yi (amidotransferaz) kullanır.
Daha sonra glmM (Mutaz) bu ürünle reaksiyona girerek glukozamin-1-P'yi oluşturur.

Son adım:
İki disakkarit Hyalüronik Asid oluşturur.
UDP-glukuronik asit ve UDP-n-asetilglukozamin, hasA (HA sentaz) yoluyla Hyalüronik Asid oluşturmak üzere bir araya gelerek sentezi tamamlar.



BOZULMA, HYALÜRONİK ASİT:
Hyalüronik Asid, hiyalüronidaz adı verilen bir enzim ailesi tarafından parçalanabilir.
İnsanlarda en az yedi tip hiyalüronidaz benzeri enzim vardır ve bunların birçoğu tümör baskılayıcıdır.
Hyalüronanın bozunma ürünleri, oligosakkaritler ve çok düşük moleküler ağırlıklı hiyalüronan, pro-anjiyogenik özellikler sergiler.

Ek olarak, son çalışmalar, doğal yüksek moleküler ağırlıklı molekül değil, hyaluronan parçalarının, doku hasarında ve cilt naklinde makrofajlar ve dendritik hücrelerde inflamatuar yanıtları tetikleyebildiğini gösterdi.
Hyaluronan ayrıca enzimatik olmayan reaksiyonlar yoluyla da parçalanabilir.
Bunlar asidik ve alkalin hidrolizi, ultrasonik parçalanmayı, termal ayrışmayı ve oksidanlarla parçalanmayı içerir.



ETİMOLOJİ, HYALÜRONİK ASİT:
Hyalüronik Asid, hyalos (Yunanca vitreus anlamına gelir, 'cam benzeri' anlamına gelir) ve üronik asitten türetilir çünkü ilk olarak vitreus mizahından izole edilmiştir ve yüksek üronik asit içeriğine sahiptir.
Hyaluronat terimi, Hyalüronik asidin konjuge bazını ifade eder.
Molekül tipik olarak in vivo polianyonik formunda mevcut olduğundan, Hyalüronik Asid en yaygın olarak hyaluronan olarak anılır.



HYALÜRONİK ASİT İLK YARDIM ÖNLEMLERİ:
-İlk yardım önlemlerinin açıklaması:
*Genel tavsiye:
Bu malzeme güvenlik bilgi formunu görevli doktora gösterin.
*Solunması halinde:
İnhalasyondan sonra:
Temiz hava aldırın.
*Ciltle teması halinde:
Kirlenmiş olan giysilerinizi hemen çıkarınız.
Cildi su/duş ile durulayın.
Bir hekime danışın.
*Göz teması halinde:
Göz temasından sonra:
Bol su ile durulayın.
Derhal göz doktorunu arayın.
Kontakt lensleri çıkarın.
*Yutulması halinde:
Yuttuktan sonra:
Derhal kazazedeye su içirin (en fazla iki bardak).
Bir hekime danışın.
-Herhangi bir acil tıbbi müdahale ve özel tedavi ihtiyacının belirtilmesi:
Veri yok



HYALÜRONİK ASİTİN KAZARA SALINMASI ÖNLEMLERİ:
-Çevresel önlemler:
Ürünün kanalizasyona girmesine izin vermeyin.
- Muhafaza etme ve temizlemeye yönelik yöntemler ve materyaller:
Drenajları kapatın.
Dökülenleri toplayın, bağlayın ve pompalayın.
Kuru alın.



HYALÜRONİK ASİT YANGINLA MÜCADELE ÖNLEMLERİ:
-Yıkıcı medya:
*Uygun söndürücü maddeler:
Yerel koşullara ve çevreye uygun söndürme önlemlerini kullanın.
*Uygun olmayan söndürme maddeleri:
Bu madde/karışım için söndürücü maddelere ilişkin herhangi bir sınırlama verilmemiştir.
-Daha fazla bilgi:
Yangın söndürme suyunun yüzey suyuna veya yeraltı suyu sistemine karışmasını önleyin.



HYALÜRONİK ASİT MARUZ KALMA KONTROLLERİ/KİŞİSEL KORUNMA:
-Kontrol parametreleri:
--İşyeri kontrol parametrelerine sahip malzemeler:
-Maruz kalma kontrolleri:
--Kişisel koruyucu ekipman:
*Göz/yüz koruması:
Göz koruması için ekipman kullanın.
Sıkıca oturan güvenlik gözlükleri kullanın.
*Cildin korunması:
Tam iletişim:
Malzeme: Nitril kauçuk
Minimum katman kalınlığı: 0,11 mm
Geçiş süresi: 480 dakika
Sıçrama teması:
Malzeme: Nitril kauçuk
Minimum katman kalınlığı: 0,11 mm
Geçiş süresi: 480 dakika
*Vücut koruması:
koruyucu giysi giyin.
-Çevresel maruziyetin kontrolü:
Ürünün kanalizasyona girmesine izin vermeyin.



HYALÜRONİK ASİTİN KULLANILMASI ve DEPOLANMASI:
-Güvenli kullanım için önlemler:
*Hijyen önlemleri:
Kirlenmiş giysileri derhal değiştirin.
Koruyucu cilt koruması uygulayın.
Maddeyle çalıştıktan sonra ellerinizi ve yüzünüzü yıkayın.
-Herhangi bir uyumsuzluk da dahil olmak üzere güvenli depolama koşulları:
*Depolama koşulları:
Sıkıca kapalı tutun.
Kuru tutun.
Higroskopik.
İnert gaz altında saklayın.



HYALÜRONİK ASİTİN STABİLİTESİ ve REAKTİVİTESİ:
-Reaktivite:
Veri yok
-Kimyasal stabilite:
Ürün, standart ortam koşulları (oda sıcaklığı) altında kimyasal olarak stabildir.
-Kaçınılması gereken durumlar:
Bilgi bulunmamaktadır



EŞ ANLAMLI:
(1→4)-(2-Asetamido-2-deoksi-D-gluko)-(1→3)-D-glukuronoglikan
Poli{[(2S,3R,4R,5S,6R)-3-asetamido-5-hidroksi-6-(hidroksimetil)oksan-2,4-diil]oksi[(2R,3R,4R,5S,6S)- 6-karboksi-3,4-dihidroksioksan-2,5-diil]oksi}


HYALÜRONİK ASİT
Hyalüronik Asit, kıkırdak gibi bağ dokularında bulunan doğal bir polisakkarittir.
Hyalüronik Asit, göz ve eklemlerdeki sıvılarda bulunan doğal bir maddedir.
Hyalüronik Asit, insan vücudunda bulunan doğal olarak oluşan bir polisakkarittir.


CAS Numarası: 9004-61-9 , 31799-91-4 (potasyum tuzu) , 9067-32-7 (sodyum tuzu)
EC Numarası: 232-678-0
Kimyasal formül: (C14H21NO11)n


Hyalüronik Asit (HA), bağ, epitel ve nöral dokularda bulunan anyonik, sülfatlanmamış bir glikozaminoglikandır; ilk olarak 1934'te izole edildi.
Karl Meyer ve John Palmer, sığır gözünden glikozaminoglikan (GAG) elde ederek ona "Hyalüronik Asit" adını verdiler.
Hyalüronik Asit, yara iyileşmesi, doku rejenerasyonu ve eklem yağlanması dahil ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere birçok önemli fizyolojik süreçte yer alır.


Hyalüronik Asit, dönüşümlü olarak beta (1-3) glukuronid ve beta (1-4) glukozaminidik bağlara sahip doğal, yüksek viskoziteli bir mukopolisakkarittir.
Hyalüronik Asit, sülfatlanmamış olması, Golgi aparatı yerine plazma zarında oluşması ve çok büyük olabilmesi nedeniyle glikozaminoglikanlar arasında benzersizdir: insan sinoviyal HA'sı molekül başına ortalama yaklaşık 7 milyon Da veya yaklaşık 20.000 disakkarit monomeri, diğer kaynaklar ise 3–4 milyon Da'dan bahsedin.


Hyalüronik Asit, göz ve eklemlerdeki sıvılarda bulunan doğal bir maddedir.
Çeşitli Hyalüronik Asit preparatları FDA tarafından onaylanmıştır ve oral, topikal ve enjekte edilebilir formlarda mevcuttur.
Hyalüronik Asit, insan vücudunda bulunan doğal olarak oluşan bir polisakkarittir.


Hyalüronik Asit şüphesiz en iyi bilinen cilt bakım bileşenlerinden biridir ve favori yüz eksfoliyatörlerimizin birçoğunda yer alır - belki de bir veya iki Hyalüronik Asit serumu test etmişsinizdir.
Hyalüronik Asit cildin nem seviyesini 4 kat artırır.


En büyük miktarda Hyalüronik Asit cildinizde, bağ dokunuzda ve gözlerinizde bulunur.
Cildimizin genç ve canlı görünmesini sağlayan güç Hyalüronik Asidin gücüdür.
Ancak ilerleyen yaşla birlikte Hyalüronik asidin ciltteki oranı azalır ve bu kaybın topikal ürünlerle telafi edilmesi gerekir.


Topikal olarak uygulandığında Hyalüronik Asit emilemez.
Günümüzde Hyalüronik Asit, farklı yaşlanma karşıtı güzellik ve sağlık ürünlerine dahil edilmektedir - artık sağlıklı gıda mağazalarında satılan Hyalüronik Asit losyonları, kremleri, serumları ve takviyeleri bulabilirsiniz.


Cilt bakım ürünlerinde kullanılması hayati önem taşıyan Hyalüronik Asit aynı zamanda yara iyileştirici özelliğe sahiptir.
Hyalüronik Asit genellikle susamış ciltler için uzun ve uzun bir içecek olarak tanımlanır.
Hyalüronik Asit, cilt hücrelerimiz arasındaki sıvı maddedeki en baskın ve en önemli moleküldür (bilimsel adı hücre dışı matris veya ECM'dir).


Cildin çoğu Hyalüronik Asit dermiste (daha derin katman - yaklaşık 0,5 mg/kg) bulunur, ancak epidermiste de (üst katman - yaklaşık 0,1 mg/kg) bir miktar bulunur.
Hyalüronik Asit ciltte, gözlerde ve eklemlerde doğal olarak bulunan bir maddedir.
Normalde insan vücudunda hücreler arası düzeyde Hyalüronik Asit bulunur.


Hyalüronik Asit, pahalı yaşlanma karşıtı cilt serumlarına dahil edilmesiyle muhtemelen en iyi bilinir, ancak eklem destekleyici formüller, uçuk tedavileri, göz damlaları ve dudak balzamları da bulacaksınız.
Dermatoloğunuzun enjeksiyon formunda Hyalüronik Asit bile önermesi için iyi bir şans var.


Hyalüronik Asit ayrıca kemik suyunda doğal olarak bulunan bir bileşendir, bu nedenle diyetinize daha fazla kemik suyu veya kemik suyundan yapılan protein tozu eklemek, HA alımınızı otomatik olarak artırabilir.
Hyaluronan veya Hyalüronat olarak da bilinen Hyalüronik (hi-ah-lew-ron-ic olarak telaffuz edilir) asit, vücudunuzun doğal olarak ürettiği yapışkan, kaygan bir maddedir.


Hyalüronik Asit bir nemlendiricidir - nemi tutan bir maddedir - ve ağırlığının bin katından fazla su tutma kapasitesine sahiptir.
En iyi Hyalüronik Asit serumları, yağlı ve akne eğilimli olanlar da dahil olmak üzere tüm cilt tiplerine iyi bir dünya getirebilen nemlendirici temel ürünlerdir.
Hyalüronik Asit, cilt, gözler ve eklemlerin sinovyal sıvısı dahil olmak üzere insan vücudunun birçok bölgesinde doğal olarak bulunur.


Hyalüronik Asit, cildinizde ve vücudunuzdaki bağ dokusunda doğal olarak bulunan bir moleküldür.
Hyalüronik Asit eklemlerimiz, sinirlerimiz, saçlarımız, cildimiz ve gözlerimiz için bir yastıklama ve yağlama maddesi görevi görür.
Hyalüronik asidin birincil işlevi, doku hücrelerinin içindeki suyu hapsederek gözleri nemli ve eklemleri yağlı tutmaktır.


Ortalama 70 kg (150 lb) bir kişinin vücudunda kabaca 15 gram Hyalüronan bulunur ve bunun üçte biri günde bir kez dönüştürülür (yani parçalanır ve sentezlenir).
Hyalüronik Asit, eklemlerde ve diğer dokularda bir yastık ve yağlayıcı görevi görür.
Hyalüronik asidin ana işlevi, dokularınızı yağlı ve nemli tutmak için suyu tutmaktır.


Zamanla, vücudunuzun Hyalüronik Asit depoları azalır.
Hyalüronik Asit su moleküllerini çeker ve onlara bağlanır ve cildin su içeriğini arttırır.
Hyalüronik Asit, ağırlığının 1000 katından fazla su emebilir.


Hyalüronik Asit, vücudumuzda doğal olarak bulunabilen tekrarlanan alt birimlerden (polimer) oluşan güzel, büyük bir şeker molekülüdür.
Araştırmalar gösteriyor ki yaş bir neden, ancak geçmişte yapılan başka bir araştırmaya göre sigara içmek ve hava kirliliği gibi çevresel faktörler de bu süreci hızlandırıyor.
70 kilo bir yetişkinin vücudunda yaklaşık 15 gr Hyalüronik Asit bulunur ve bunun yarısı deridedir.


İyi haber şu ki, ister bir nemlendiricinin içindekiler listesinin bir parçası olsun, ister bir serumun yıldızı olsun, Hyalüronik Asit içeren topikal ürünler, bu tükenen depoların yeniden inşa edilmesine yardımcı olabilir.
Ama hepimizin bildiği gibi, bir şeyin popüler olması onun etkili olduğu anlamına gelmez.


Vücut doğal olarak dokularımızı yağlamaya yardımcı olan Hyalüronik Asit üretir.
Hyalüronik Asit cilt sağlığı, yara iyileşmesi, kemik gücü ve diğer birçok vücut sistemi veya işlevinde rol oynar.
Hyalüronan olarak da bilinen Hyalüronik Asit, vücudunuz tarafından doğal olarak üretilen berrak, yapışkan bir maddedir.


Hyaluronan olarak da adlandırılan Hyalüronik Asit, eklem ağrısını ve yaşlanmayla ilişkili diğer semptomları azaltmanın yanı sıra cildin dokusunu ve görünümünü iyileştirme kabiliyeti nedeniyle dermatologlar ve diğer doktorlar tarafından sıklıkla tavsiye edilir.
Hücre dışı matrisin ana bileşenlerinden biri olan Hyalüronik Asit, hücre çoğalmasına ve göçüne önemli ölçüde katkıda bulunur ve birçok habis tümörün ilerlemesinde rol oynar.


Hyalüronik Asit ayrıca A grubu streptokok hücre dışı kapsülünün bir bileşenidir ve virülansta rol oynadığına inanılmaktadır.
Hyalüronik asit (hi-ah-lew-ron-ic olarak telaffuz edilir) - aynı zamanda Hyalüronan veya Hyalüronat olarak da bilinir - vücudunuzun doğal olarak ürettiği yapışkan, kaygan bir maddedir.
Bilim adamları Hyalüronik asidi vücutta, özellikle gözlerde, eklemlerde ve ciltte bulmuşlardır.


Hyaluronan olarak da adlandırılan Hyalüronik Asit (/ˌhaɪ.əljʊəˈrɒnɪk/; kısaltılmış HA; konjuge bazlı Hyalüronat), bağ, epitel ve nöral dokularda yaygın olarak dağıtılan anyonik, sülfatlanmamış bir glikozaminoglikandır.
Teknik olarak Hyalüronik Asit, geçmişte yapılan bir araştırmaya göre polisakkaritler adı verilen bir grup şeker molekülüdür.


Bu moleküller yastıklamak ve yağlamak için çalışır ve vücudun bağ dokularında doğal olarak bulunurlar.
Bununla birlikte, sodyum Hyalüronat, Hyalüronik asidin tuzudur.
Hyalüronik Asit çok daha düşük moleküler boyutta olduğundan, sodyum Hyalüronat topikal olarak uygulandığında cilde nüfuz edebilir ve bu nedenle kremlerde ve diğer iksirlerde görünür.
Bilim adamları Hyalüronik asidi vücutta, özellikle gözlerde, eklemlerde ve ciltte bulmuşlardır.



HYALÜRONİK ASİT KULLANIMLARI ve UYGULAMALARI:
Hyalüronik Asit benzersiz viskoelastisite, nemlendirme, anti-enflamatuar nitelikler ve çeşitli klinik uygulamalarda faydalı olduğunu kanıtlayan diğer önemli özellikler gösterir.
Hyalüronik Asit, kanser, göz hastalıkları, eklem rahatsızlıkları ve estetik kusurların tedavisi için ilaç taşıyıcı sistemlerde kullanılmaktadır.
Son yıllarda Hyalüronik asidin popüler bir kullanımı, kırışıklıkların ve yaşlanmaya bağlı cilt kusurlarının görünümünü en aza indirme kabiliyeti nedeniyle kozmetik enjeksiyondur.


Cilt vücuttaki Hyalüronik asidin yaklaşık yarısını içerir.
Hyalüronik Asit, cildin nemli ve esnek kalmasına yardımcı olan su moleküllerine bağlanır.
Hyalüronik Asit, nem mıknatısı olarak bilinen bilinen en güçlü nem tutucudur ve doğal bir şeker olan bir Polisakkarittir.


Bu derin kırışıklıklar Hyalüronik Asit yüklemesi ile açılır.
Bazı insanlar cilt sağlığını geliştirmek ve yaşlanma belirtileriyle savaşmak için Hyalüronik Asit kullanır.
Hyalüronik Asit tamamen doğal yollarla cildin dolgun görünmesini sağlar.
Hyalüronik Asit, kendi ağırlığının 1000 katı kadar su tutabilme özelliği ile cildin sürekli nemli kalmasına yardımcı olur.


Hyalüronik asidin pek çok olumlu özelliği vardır: genellikle iyi tolere edilir; sıklıkla alerjik reaksiyonlara neden olmaz veya hassas cildi tahriş etmez; Hamilelikte ve emzirme döneminde ciltte güvenle kullanılabilir.
İnsanlar yaşlandıkça derinin dermis tabakasında bulunan elastin ve kolajen liflerin kalitesi bozulur ve buna bağlı olarak yüz kırışıklıkları oluşur ve derinleşir.
Hyalüronik Asit, eklemlerde ve diğer dokularda bir yastık ve yağlayıcı görevi görür.


Kozmetik amaçlar için farklı Hyalüronik Asit formları kullanılır.
Hyalüronik Asit ayrıca vücudun yaralanmaya tepki verme şeklini de etkileyebilir ve şişmeyi azaltmaya yardımcı olabilir.
Hyalüronik Asit, kuru gözleri tedavi etmek için yapay gözyaşı oluşturmak için çeşitli formülasyonlarda kullanılmıştır.


Hyalüronik Asit almak veya onu içeren kozmetik ürünleri kullanmak cilt nemini iyileştirebilir ve yaşlanma belirtilerini azaltabilir.
Hyalüronik Asit, cilt bakım ürünlerinde yaygın olarak bulunan bir bileşendir.
Hyalüronik Asit içeren bir gazlı bez kullanmak, yaraların boyutunu azaltıyor ve iyileşmeyi hızlandırıyor gibi görünüyor.


Hyalüronik Asit, kozmetik cerrahide dermal dolgu maddesi olarak kullanılır.
Hyalüronik Asit dolgu maddeleri yerleştirildikleri bölgeyi fiziksel olarak doldurarak hacim kazandırmanın yanı sıra su çekerek dolgu etkisini artırırlar.
İnsanlar ayrıca yaygın olarak Hyalüronik asidi ağızdan alır ve İYE'ler, asit reflü, kuru gözler, yara iyileşmesi, yaşlanan cilt ve diğer birçok durum için cilde uygular, ancak bu diğer kullanımların çoğunu destekleyen iyi bir bilimsel kanıt yoktur.


Hyalüronik Asit tipik olarak klasik keskin bir hipodermik iğne veya bir mikro kanül kullanılarak enjekte edilir.
Hyalüronik Asit içeren göz damlası kullanmak, kuru göz semptomlarını hafifletmeye yardımcı olur.
Zayıf kan dolaşımından kaynaklanan bacak yaralarını (venöz bacak ülseri) tedavi de kullanılır.


Bazı çalışmalar, mikro kanül kullanımının enjeksiyonlar sırasında damar embolilerini önemli ölçüde azaltabileceğini ileri sürmüştür.
Hyalüronik Asit ayrıca vücudun yaralanmaya tepki verme şeklini de etkileyebilir ve şişmeyi azaltmaya yardımcı olabilir.
Hyalüronik Asit de yaraların iyileşmesine yardımcı olabilir.


Bazı doktorlar ayrıca artritli kişilerde eklem ağrısını hafifletmek için Hyalüronik Asit kullanır.
Hyalüronik Asitin başka amaçlar için kullanılmasına ilgi vardır, ancak yararlı olup olmayacağını söylemek için yeterli güvenilir bilgi yoktur.
Hyalüronik Asit, çoğu enjekte edilebilir jel formundaki HA'dan oluşan dermal dolgu maddelerinde de kullanılır.


Ciltteki Hyalüronik Asit seviyeleri, insanlar yaşlandıkça önemli ölçüde azalır ve bu da cildin kurumasına ve kırışıklıklara neden olabilir.
Hyalüronik Asit güzellik ve cilt bakım ürünlerinde kullanılır ve öncelikle bakteriler tarafından laboratuvarda biyofermentasyon adı verilen bir işlemle yapılır.
Günümüzde Hyalüronik Asit, biyo-uyumluluğu ve Hyalüronidaz kullanılarak olası geri döndürülebilirliği nedeniyle yumuşak doku dolgu maddesi olarak sıklıkla kullanılmaktadır.


Yaşlandıkça, ciltte Hyalüronik Asit (kollajen ve elastin ile birlikte) dahil olmak üzere temel maddelerin üretimi azalır.
Pek çok insan bunu ek olarak alır, ancak Hyalüronik Asit topikal serumlarda, göz damlalarında ve enjeksiyonlarda da kullanılır.
Hyalüronik Asit dolgu maddeleri, yanakları kaldırma, ağız ve çene çevresindeki daha derin kıvrımları ve kırışıklıkları yumuşatma, çökük, koyu, göz altı halkalarının görünümünü iyileştirme, dudakları nemlendirme ve belirginleştirme ve gençleştirme dahil olmak üzere çok sayıda kozmetik kaygıyı gidermek için kullanılabilir.


Komplikasyonlar arasında sinirlerin ve mikrodamarların kesilmesi, ağrı ve morarma yer alır.
Kozmetik amaçlar için farklı Hyalüronik Asit formları kullanılır.
Kuru cilde sahip kişiler veya soğuk aylarda ciltlerinde daha nemli, nemli bir his isteyenler için Hyalüronik Asit içeren bir serum veya nemlendirici harika bir seçim olabilir.


Ancak, topikal HA'nın cildin derinliklerinde değil, yüzey seviyesinde hidrasyon sağlayacağını unutmayın.
İnsanlar ayrıca yaygın olarak Hyalüronik asidi ağızdan alır ve İYE'ler, asit reflü, kuru gözler, yara iyileşmesi, cilt yaşlanması ve diğer birçok durum için cilde Hyalüronik Asit uygular, ancak bu diğer kullanımların çoğunu destekleyen iyi bir bilimsel kanıt yoktur.


-Hyalüronik asidin tıbbi kullanımları:
Hyalüronik Asit, eklem içi enjeksiyon yoluyla diz osteoartritini tedavi etmek için FDA onaylıdır.
2012'de yapılan bir inceleme, bu kullanımı destekleyen çalışmaların kalitesinin çoğunlukla zayıf olduğunu, genel olarak önemli faydaların olmadığını ve eklem içi Hyalüronik Asit enjeksiyonunun muhtemelen olumsuz etkilere neden olabileceğini gösterdi.
2020'de yapılan bir meta-analiz, yüksek moleküler ağırlıklı Hyalüronik asidin eklem içi enjeksiyonunun diz osteoartritli kişilerde hem ağrıyı hem de işlevi iyileştirdiğini buldu.


-Diğer hayvanlar:
Hyaluronan, özellikle yarışma veya ağır işlerde kullanılan atlarda eklem bozukluklarının tedavisinde kullanılır.
Hyalüronik Asit, karpal ve kalça eklemi işlev bozuklukları için endikedir, ancak eklem sepsisi veya kırılmasından şüphelenildiğinde endike değildir.
Hyalüronik Asit özellikle at osteoartriti ile ilişkili sinovit için kullanılır.
Hyalüronik Asit doğrudan etkilenen bir ekleme veya daha az lokalize bozukluklar için intravenöz olarak enjekte edilebilir.
Hyalüronik Asit doğrudan enjekte edilirse eklemde hafif ısınmaya neden olabilir, ancak bu klinik sonucu etkilemez.
Eklem içi uygulanan ilaç bir haftadan kısa sürede tamamen metabolize olur.



HYALÜRONİK ASİTİN FAYDALARI VE KULLANIM ALANLARI:
1. Kuru, Yaşlı Cildi Nemlendirir
2. Kırışıklıkları Azaltmaya Yardımcı Olur
3. Yaralar, Güneş Yanıkları ve Yara Onarımı
4. Ağrılı Eklemleri Kayganlaştırır
5. Göz Kurumasını ve Göz Rahatsızlığını Azaltır
6. İltihaplı Bağırsak Hastalığına Karşı Korur



HYALÜRONİK ASİTİN BAŞLICA FAYDALARI:
Cildi nemlendirir, kırışıklıkların görünümünü azaltır, hücre nemini yeniler, yara iyileşmesini hızlandırır.



HYALÜRONİK ASİT AKNE İÇİN İYİ MİDİR?
Hyalüronik Asit, aknenin geride bıraktığı izleri onaran veya gizleyen dolgu maddelerinde yaygın olarak kullanılan bir bileşendir.
Akne tedavisi için Hyalüronik Asit ve diğer ilaçların kombinasyonları hakkında bazı sınırlı araştırmalar yapılmıştır, ancak şimdiye kadar bunların etkili olduğuna dair çok fazla kanıt yoktur.



HYALÜRONİK ASİT GÜVENLİ MİDİR?
Evet, Hyalüronik asidin nasıl kullanıldığına bağlı olarak.
Tezgah üstü Hyalüronik Asit serumları ve cildinize uygulanan ürünler (kremler, losyonlar vb.) veya göz bakım ürünlerinde güvenli kabul edilir.
Ağız yoluyla alınan Hyalüronik Asit takviyeleri de güvenli kabul edilir (ancak diğer ilaçlar, vitaminler veya takviyeler için olduğu gibi yine de sağlık uzmanınıza bunlar hakkında bilgi vermelisiniz).



HYALÜRONİK ASİT KİMLER KULLANMALIDIR:
Genel olarak, Hyalüronik Asit tüm cilt tipleri için güvenlidir, ancak özellikle kuru cilde sahip olanlar için yararlıdır.
Bununla birlikte, rosacea veya egzama hastaları, cildi tahriş etmediğinden emin olmak için Hyalüronik Asit yamasını test etmek isteyebilir.



HYALÜRONİK ASİT İŞE YARAR MI?
Evet, Hyalüronik asidin nasıl kullanıldığına bağlı olarak.
Hyalüronik Asit çok yönlü bir moleküldür ve bilim adamları hala onu kullanmanın yeni ve faydalı yollarını bulmaktadır.
Şu anda Hyalüronik Asit en çok cilt, eklem ve göz sağlığı için kullanılıyor.
Hyalüronik Asit aynı zamanda dünya çapında yüzlerce bilimsel araştırma ve denemeye konu olmuştur.



HYALÜRONİK ASİT CİLT İÇİN NE YAPAR?
Hyalüronik Asit serumunun cildinizde veya ağızdan alınan bir takviyede uzun süreli kullanımı genel cilt sağlığını iyileştirebilir.
Hyalüronik Asit ayrıca genel cilt esnekliğini ve elastikiyetini geliştirmeye yardımcı olmak için harikadır (yani cildinizi daha esnek ve yumuşak yapar).



HYALÜRONİK ASİT NE ZAMAN KULLANABİLİRSİNİZ:
Hyalüronik Asit, cilt bakımı rutininiz sırasında sabah ve akşam olmak üzere günde iki kez topikal olarak uygulanabilir, ancak enjekte edilen Hyalüronik Asit ve sindirilebilir Hyalüronik Asit doktor tarafından uygulanmalıdır.



HYALÜRONİK ASİT KONUSUNDA SAĞLIK SAĞLAYICIMIZLA NE ZAMAN KONUŞMALIYIM?
Ek olarak kullanmakla ilgileniyorsanız, sağlık uzmanınızla Hyalüronik Asit hakkında konuşmak isteyebilirsiniz.
Ayrıca, aşağıdaki koşullar veya amaçlar için Hyalüronik Asit kullanan tedavi seçeneklerini de onlara sormak isteyebilirsiniz:

*Cilt sağlığı (özellikle kuruluk, yara izi, sertlik ve skleroderma ve aktinik keratoz gibi cilt hastalıkları).
*Göz sağlığı, özellikle kuru gözlerin tedavisi için.
*Eklem sağlığı, özellikle artrit ve yumuşak doku yaralanmalarının tedavisi için.
*Geç iyileşen yaralar için.
*Mesane ağrılarında, özellikle interstisyel sistit kaynaklı ağrılarda tedavi seçeneği olarak.
*Astım gibi solunum rahatsızlıkları.

Hyalüronik Asit cilt, göz ve eklem sağlığını iyileştirmekten yara iyileşmesini hızlandırmaya kadar birçok kullanım ve faydaya sahiptir.
Herhangi bir ilaç veya takviye gibi, Hyalüronik Asit de sağlık bakımı rejiminize Hyalüronik Asit eklemeden önce sağlık uzmanınızla konuşmanız önemlidir.



HYALÜRONİK ASİT NASIL ÇALIŞIR?
Hyalüronik Asit, polimer adı verilen uzun, karmaşık zincir benzeri moleküllere aittir.
Zincirin üzerinde diğer kimyasal bileşiklerin (örneğin su gibi) tutulabileceği çok sayıda nokta vardır.
Bu nedenle, çeyrek çay kaşığı Hyalüronik Asit yaklaşık bir buçuk galon su tutabilir, bu da onu suyu emmek için en iyi polimer (doğal veya yapay) yapar (ve nemlendirici ürünlerde önemli bir bileşen).

Hyalüronik Asit, diğer moleküllerin tutunması için çok fazla alana sahip olduğundan, Hyalüronik Asit diğer molekülleri vücudunuzda taşımak için harikadır.
Hyalüronik Asit ayrıca kendisini hücrelere bağlama yeteneğine de sahiptir, bu nedenle Hyalüronik Asit kullanılarak ilaçların hedefe yönelik olarak verilmesi önemli bir çalışma konusudur.

Hyalüronik asidin zincir benzeri yapısı, dokuların büyümesine izin veren bir yapı iskelesi gibi davranabileceği anlamına da gelir.
Bu, vücudunuzdaki yaraların nasıl iyileştiği konusunda önemli bir adımdır.
Bilim adamları ayrıca insan embriyolarında Hyalüronik Asit buldular ve Hyalüronik asidin üreme ve gelişmede oynadığı rolü araştırıyorlar.



HYALÜRONİK ASİTİN FAYDALARI:
Güzellik endüstrisinin Hyalüronik asidi bu kadar çok sevmesinin nedeni, nemi tutma konusundaki sihirli yeteneğinde yatmaktadır.
Çalışmalar, Hyalüronik asidin su molekülleri ile bağlanmada inanılmaz derecede iyi olduğunu kanıtladı.
Nem eksikliği cildin yaşlanmasının ana suçlularından biridir, bu nedenle cildinizin nem bariyerini onarmak söz konusu olduğunda Hyalüronik Asit olmazsa olmazdır.

*Nemi tutar:
Hyalüronik Asit, hücre nemini yenilemeye ve tutmaya yardımcı olarak nemlendirilmiş, dolgun bir cilde yol açar.
* Kırışıklıkların görünümünü azaltır:
Nemsiz cilt, kırışıklıkların ana nedenlerinden biri olduğundan, Hyalüronik Asit kaybedilen nemi geri kazandırır ve ince çizgilerin görünümünü azaltmaya yardımcı olur.

*Dolgu için güvenli seçenek:
Hyalüronik asidin bileşimi vücudumuzdaki maddelerle çok yakından ilişkili olduğundan, büyük tahrişe neden olmayan bir dolgu maddesi olarak iyi çalışır.
Hyalüronik Asit, zamanla doğal olarak hacim kaybeden dudaklar ve yanaklar gibi bölgelere de hacim kazandırabilir.

*Hızlı emilim:
Bazı cilt bakım ürünlerinin aksine, Hyalüronik Asit cilt tarafından hızla emilir, bu da daha az ürün kaybetmeniz anlamına gelir.
*Rahatsız edici değil:
Çoğunlukla, Hyalüronik Asit tahriş edici değildir ve tüm cilt tipleri ile kullanım için güvenlidir.

*Kısa süreli Enjekte edilebilir:
Dolgu olarak kullanıldığında Hyalüronik Asitin kalıcılığı yaklaşık bir yıldır.
Hyalüronik Asit doğal olarak erir, yani dolguyu bir doktor tarafından aldırmak için gitmenize gerek yoktur.

*Birden fazla kullanım şekli:
Hyalüronik asidi topikal olarak kullanabileceğiniz, enjekte ettirebileceğiniz veya ek olarak alabileceğiniz için, nasıl ve ne zaman kullanacağınız konusunda birçok seçenek vardır.
* Reçetesiz olarak mevcuttur:
Bazı süper cilt bakımı bileşenlerinin aksine, Hyalüronik Asit ürünleri çoğu güzellik ve eczanede mevcuttur.



HYALÜRONİK ASİT KAYNAKLARI:
Hyalüronik Asit, tavuk peteği gibi hayvan dokularından ve Streptokoklardan ekstraksiyon yoluyla büyük ölçekte üretilir.



HYALÜRONİK ASİT YAPISI:
Hyalüronik Asit, alternatif β-(1→4) ve β-(1→3) glikosidik bağlarla bağlanan D-glukuronik asit ve N-asetil-D-glukozaminden oluşan bir disakkarit polimeridir.
Hyalüronik Asit, 25.000 disakkarit tekrarı uzunluğunda olabilir. Hyalüronik Asit polimerlerinin boyutu in vivo olarak 5.000 ila 20.000.000 Da arasında değişebilir.

İnsan eklem sıvısındaki ortalama moleküler ağırlık 3-4 milyon Da'dır ve insan göbek kordonundan saflaştırılan Hyalüronik Asit 3.140.000 Da'dır; diğer kaynaklar eklem sıvısı için ortalama moleküler ağırlığın 7 milyon Da olduğunu belirtmektedir.
Hyalüronik Asit ayrıca organizmadaki konumuna bağlı olarak 350–1.900 μg/g arasında değişen silikon içerir.
Hyalüronik Asit, kısmen bileşen disakkaritlerinin stereokimyası nedeniyle enerjik olarak stabildir.

Her şeker molekülündeki hacimli gruplar sterik olarak tercih edilen konumlarda bulunurken, daha küçük hidrojenler daha az elverişli eksenel konumları üstlenir.
Sulu çözeltilerdeki Hyalüronik Asit, çözelti içinde geçici kümeler oluşturmak için kendi kendine birleşir.
Bir polielektrolit polimer zinciri olarak kabul edilirken, Hyalüronik Asit polielektrolit pikini göstermez, bu da Hyalüronik Asit molekülleri arasında karakteristik bir uzunluk ölçeğinin olmadığını ve bu moleküllerin güçlü solvasyonundan kaynaklanan bir fraktal kümelenmenin ortaya çıktığını düşündürür.



HYALÜRONİK ASİT İŞE YARAR MI?
Evet, Hyalüronik asidin nasıl kullanıldığına bağlı olarak.
Hyalüronik Asit çok yönlü bir moleküldür ve bilim adamları hala onu kullanmanın yeni ve faydalı yollarını bulmaktadır.
Şu anda Hyalüronik Asit en çok cilt, eklem ve göz sağlığı için kullanılıyor.
Hyalüronik Asit aynı zamanda dünya çapında yüzlerce bilimsel araştırma ve denemeye konu olmuştur.



HYALÜRONİK ASİT CİLT İÇİN NE YAPAR?
Hyalüronik Asit serumunun cildinizde veya ağızdan alınan bir takviyede uzun süreli kullanımı genel cilt sağlığını iyileştirebilir.
Hyalüronik Asit ayrıca genel cilt esnekliğini ve elastikiyetini geliştirmeye yardımcı olmak için harikadır (yani cildinizi daha esnek ve yumuşak yapar).



HYALÜRONİK ASİT AKNE İÇİN İYİ MİDİR?
Hyalüronik Asit, aknenin geride bıraktığı izleri onaran veya gizleyen dolgu maddelerinde yaygın olarak kullanılan bir bileşendir.
Akne tedavisi için Hyalüronik Asit ve diğer ilaçların kombinasyonları hakkında bazı sınırlı araştırmalar yapılmıştır, ancak şimdiye kadar bunların etkili olduğuna dair çok fazla kanıt yoktur.



PEKİ HYALÜRONİK ASİT TAM OLARAK NE İŞE YARAR?
Cilt için Hyalüronik asidin faydalarını destekleyen bir veri önbelleği vardır.
Basitçe söylemek gerekirse, bu molekül bir nemlendiricidir, yani bir sünger gibi davranarak atmosferdeki nemi cildinize çeker.
Topikal olarak uygulandığında, ağırlığının 1000 katı kadar su tutabilir ve susuz kalmış cilde ihtiyaç duyduğu rahatlamayı sağlar.

Hyalüronik Asit enjeksiyonu, halihazırda ağrı kesiciler (örn. asetaminofen) ve iyi sonuç vermeyen diğer tedavilerle tedavi edilmiş hastalarda osteoartritin (OA) neden olduğu diz ağrısını tedavi etmek için kullanılır.
Hyalüronik Asit, eklemlerde doğal olarak oluşan bir maddeye benzer.
Hyalüronik Asit, eklemlerde kayganlaştırıcı ve amortisör görevi görerek çalışır ve eklemlerin düzgün çalışmasına yardımcı olur.

Hyalüronik asidin bir dizi solunum yolu hastalığına karşı koruma sağladığı, kilo vermeye yardımcı olduğu, beyin sağlığına faydalı olduğu, idrar kaçırma ve mesane ağrısını hafiflettiği, yaraları tedavi ettiği ve iyileşmeye yardımcı olduğu, cilt kırışmasını azalttığı ve muazzam antikanser potansiyeline sahip olduğu gösterilmiştir.
Yüksek moleküler boyuttaki Hyalüronik Asit, kanser hücrelerinin büyümesini durdurabilir ve bağışıklık sisteminizin aşırı tepki vermesini engelleyebilir.
Düşük moleküler ağırlıklı Hyalüronik Asit iltihaba neden olabilir, bu nedenle yüksek moleküler ağırlıklı kullanılması hayati önem taşır.



HYALÜRONİK ASİT GÜVENLİ MİDİR?
Nasıl kullanıldığına bağlı olarak evet.
Tezgah üstü Hyalüronik Asit serumları ve cildinize uygulanan ürünler (kremler, losyonlar vb.) veya göz bakım ürünlerinde güvenli kabul edilir.
Ağız yoluyla alınan Hyalüronik Asit takviyeleri de güvenli kabul edilir (ancak diğer ilaçlar, vitaminler veya takviyeler için olduğu gibi yine de sağlık uzmanınıza bunlar hakkında bilgi vermelisiniz).
Reçeteli Hyalüronik Asit ürünleri, tam olarak sağlık uzmanınızın talimatına uygun olarak alınmalıdır.
Hyalüronik Asit içeren her türlü enjeksiyon yalnızca lisanslı, kalifiye bir tıp uzmanı tarafından yapılmalıdır.



HYALÜRONİK ASİT NASIL ÇALIŞIR?
Hyalüronik Asit, polimer adı verilen uzun, karmaşık zincir benzeri moleküllere aittir.
Zincirin üzerinde diğer kimyasal bileşiklerin (örneğin su gibi) tutulabileceği çok sayıda nokta vardır.
Bu nedenle, çeyrek çay kaşığı Hyalüronik Asit yaklaşık bir buçuk galon su tutabilir, bu da onu suyu emmek için en iyi polimer (doğal veya yapay) yapar (ve nemlendirici ürünlerde önemli bir bileşen).

Hyalüronik Asit, diğer moleküllerin tutunabileceği çok fazla alana sahip olduğundan, diğer molekülleri vücudunuzun her yerine taşımak için harikadır.
Hyalüronik Asit ayrıca kendisini hücrelere bağlama yeteneğine de sahiptir, bu nedenle Hyalüronik Asit kullanılarak ilaçların hedefe yönelik olarak verilmesi önemli bir çalışma konusudur.
Hyalüronik asidin zincir benzeri yapısı, dokuların büyümesine izin veren bir yapı iskelesi gibi davranabileceği anlamına da gelir.

Bu, vücudunuzdaki yaraların nasıl iyileştiği konusunda önemli bir adımdır.
Bilim adamları ayrıca insan embriyolarında Hyalüronik Asit buldular ve Hyalüronik asidin üreme ve gelişmede oynadığı rolü araştırıyorlar.
Hyalüronik Asit, vücut tarafından doğal olarak üretilen kayganlaştırıcı, berrak bir maddedir.
İnsan vücudunda, Hyalüronik Asit ciltte, eklemlerin içinde, göz yuvalarının içinde ve kolajeni tutmaya, nemi artırmaya ve esneklik ve esneklik sağlamaya yardımcı olduğu diğer dokularda en yüksek konsantrasyonlarda bulunur.



HYALÜRONİK ASİT AYRICA AŞAĞIDAKİ FORMLARDA REÇETE İLE MEVCUTTUR:
* Enjeksiyonla:
Eklemlerinize Hyalüronik Asit enjeksiyonları, artritin neden olduğu ağrıyı hafifletebilir.
Hyalüronik Asit ayrıca IV olarak verilen ilaçlarla birlikte yaygın olarak kullanılır.
Sağlık uzmanları, mesane ağrısını (interstisyel sistitin neden olduğu ağrı gibi) tedavi etmek için etiket dışı reçete edebilir.

*Derinin altında:
Hyalüronik Asit ve kollajen (vücudunuzda da bulunan doğal bir protein) içeren dolgu maddelerinin cilt altına enjeksiyonu onaylanmıştır.
Bu dolgu maddeleri, örneğin sivilce izlerini tedavi etmek veya dudaklara hacim kazandırmak için doğal şeklin ve görünümün geri kazanılmasına yardımcı olur.
*Burnunuzda:
Bazı ilaçlar, özellikle burnunuzdan alındığında vücudunuzun onları emmesine yardımcı olduğu için Hyalüronik Asit kullanır.

*İnhaler/nebülizör ile:
Hyalüronik Asit, astım veya enfeksiyonlar gibi solunum (nefes alma) problemlerini tedavi edebilir.
Unutmayın, yalnızca eğitimli ve kalifiye tıp uzmanları enjeksiyon yapmalıdır.
Uzmanlar Hyalüronik asidin güvenli olduğunu söylese de, yanlış kullanım - özellikle enjekte edildiğinde - ciddi komplikasyonlara ve hatta ölüme neden olabilir.



HYALÜRONİK ASİT KULLANABİLECEĞİNİZ FARKLI YOLLARDAN BAZILARI ŞUNLARI DAHİL OLMAKTADIR:
*Ağızla:
Hyalüronik Asit diyet takviyeleri ve haplarla gelir.
Hatta su ile karıştırıp içebileceğiniz sıvı hali bile var.
Hyalüronik asidi ağızdan almanın birçok faydası olabilir.
Bunlar, artrit ağrısını azaltmayı, cilt sağlığını iyileştirmeyi ve daha fazlasını içerir.

*Cildinizde:
Hyalüronik Asit ürünleri, cildinize sürdüğünüz çeşitli formlarda gelir.
Bunlara şampuanlar, losyonlar, kremler, jeller, merhemler, yamalar ve serumlar dahildir.
Ayrıca Hyalüronik Asit tozu satın alabilir ve suyla karıştırarak cildinize uygulayabileceğiniz bir Hyalüronik Asit serumu oluşturabilirsiniz.
Hyalüronik Asit cildinizde kullanıldığında faydalı özelliklere sahiptir.
Hyalüronik Asit özellikle kırışıklıkların ve yaşlılık çizgilerinin görünümünü azaltmak için yararlıdır.

*Gözyaşı:
Çok çeşitli göz damlaları Hyalüronik Asit içerir.
*Yakın iletişim için:
Hyalüronik Asit, özellikle menopoz dönemindeki kadınlar için vajinal kuruluk veya ağrı için jeller, kremler veya kişisel kayganlaştırıcılarda yaygın bir bileşendir.



İŞTE HYALÜRONİK ASİT ALMANIN BİLİMSEL OLARAK DESTEKLENEN 7 YARARI:
1. Daha sağlıklı, daha esnek bir cilt sağlar:
Hyalüronik Asit takviyeleri, cildinizin daha esnek görünmesine ve hissedilmesine yardımcı olabilir.
Hyalüronik Asit, ciltte doğal olarak bulunan ve nemi tutmaya yardımcı olmak için suya bağlandığı bir bileşiktir.

Bununla birlikte, doğal yaşlanma süreci ve güneşten gelen ultraviyole radyasyon, tütün dumanı ve kirlilik gibi şeylere maruz kalma ciltteki miktarlarını azaltabilir.
Hyalüronik Asit takviyeleri almak, vücudunuza cilde dahil etmesi için ekstra miktarlar vererek bu düşüşü önleyebilir.
2014 yılında yapılan bir araştırmaya göre, en az 1 ay boyunca günde 120-240 miligram (mg) dozların yetişkinlerde cilt nemini önemli ölçüde artırdığı ve kuru cildi azalttığı gösterilmiştir.

Nemli cilt aynı zamanda kırışıklıkların görünümünü de azaltır, bu da neden birkaç çalışmanın su takviyesi almanın cildin daha pürüzsüz görünmesini sağladığını açıklayabilir.
Hyalüronik Asit serumları cilt yüzeyine uygulandığında kırışıklıkları, kızarıklığı ve dermatiti azaltabilir.
Bazı dermatologlar, cildin sıkı ve genç görünmesini sağlamak için Hyalüronik Asit dolgu maddeleri bile enjekte eder.

2. Yara iyileşmesini hızlandırabilir:
Hyalüronik Asit de yara iyileşmesinde önemli bir rol oynar.
Hyalüronik Asit ciltte doğal olarak bulunur, ancak onarılması gereken hasar olduğunda konsantrasyonu artar.

Hyalüronik Asit, iltihaplanma seviyelerini düzenleyerek ve vücuda hasarlı bölgede daha fazla kan damarı inşa etmesi için sinyal vererek yaraların daha hızlı iyileşmesine yardımcı olur.
Bazı eski araştırmalarda, cilt yaralarına Hyalüronik Asit uygulanmasının yaraların boyutunu azalttığı ve ağrıyı plaseboya veya hiç tedavi uygulanmamasına göre daha hızlı azalttığı gösterilmiştir.
Hyalüronik Asit ayrıca antibakteriyel özelliklere sahiptir, bu nedenle doğrudan açık yaralara uygulandığında enfeksiyon riskini azaltmaya yardımcı olabilir.
Dahası, Hyalüronik Asit ağızda topikal olarak kullanıldığında diş eti hastalıklarını azaltmada, diş ameliyatından sonra iyileşmeyi hızlandırmada ve ülserleri yok etmede etkilidir.

Hyalüronik Asit serumları ve jelleri üzerine yapılan araştırmalar ümit verici olsa da, Hyalüronik Asit takviyelerinin aynı faydaları sağlayıp sağlayamayacağını belirleyen bir araştırma yapılmadı.
Bununla birlikte, oral takviyeler ciltte bulunan Hyalüronik Asit seviyelerini artırdığından, bir miktar fayda sağlayabileceklerinden şüphelenmek mantıklıdır.

3. Kemikleri kayganlaştırarak eklem ağrısını giderin:
Hyalüronik Asit ayrıca eklemlerde bulunur ve burada kemikleriniz arasındaki boşluğu kaygan tutar.
Eklemler kayganlaştığında, kemiklerin birbirine sürtünmesi ve rahatsız edici ağrıya neden olması daha az olasıdır.

Hyalüronik Asit takviyeleri, zamanla eklemlerde aşınma ve yıpranmanın neden olduğu bir tür dejeneratif eklem hastalığı olan osteoartriti olan kişiler için çok faydalıdır.
En az 2 ay boyunca günde 80-200 mg almanın, özellikle 40 ila 70 yaşları arasındaki osteoartritli kişilerde diz ağrısını önemli ölçüde azalttığı gösterilmiştir.

Hyalüronik Asit ayrıca ağrıyı gidermek için doğrudan eklemlere enjekte edilebilir.
Bununla birlikte, 21.000'den fazla yetişkin üzerinde yapılan bir analiz, ağrıda yalnızca küçük bir azalma ve daha büyük bir yan etki riski buldu.
Bazı araştırmalar, oral Hyalüronik Asit takviyelerinin enjeksiyonlarla eşleştirilmesinin ağrı giderici faydaların artmasına ve çekimler arasındaki sürenin artmasına yardımcı olabileceğini göstermektedir.

4. Asit reflü semptomlarını yatıştırır:
Yeni araştırmalar, Hyalüronik Asit takviyelerinin asit reflü semptomlarını azaltmaya yardımcı olabileceğini gösteriyor.
Asit reflü meydana geldiğinde, midenin içindekiler boğaza geri çıkar, bu da yemek borusunun astarında ağrıya ve hasara neden olur.

Hyalüronik Asit, yemek borusunun hasarlı astarını yatıştırmaya ve iyileşme sürecini hızlandırmaya yardımcı olabilir.
2012'de yapılan bir test tüpü çalışması, asitle zarar görmüş boğaz dokusuna Hyalüronik Asit ve kondroitin sülfat karışımı uygulamanın, hiçbir tedavi uygulanmadığı zamana göre çok daha hızlı iyileşmesine yardımcı olduğunu buldu.

İnsan çalışmaları da faydalar göstermiştir.
Bir çalışma, asit azaltıcı bir ilaçla birlikte Hyalüronik Asit ve kondroitin sülfat takviyesi almanın, tek başına asit azaltıcı ilaç almaya göre reflü semptomlarını %60 daha fazla azalttığını buldu.

Başka bir eski çalışma, aynı tür takviyenin asit reflü semptomlarını azaltmada plaseboya göre beş kat daha etkili olduğunu gösterdi.
Bu alandaki araştırmalar hala nispeten yenidir ve bu sonuçları çoğaltmak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.
Bununla birlikte, bu sonuçlar umut vericidir.

5. Kuru göz ve rahatsızlığı giderin:
Yaşlı yetişkinlerin yaklaşık %11'i, gözyaşı üretiminin azalması veya gözyaşlarının çok hızlı buharlaşması nedeniyle kuru göz semptomları yaşar.
Hyalüronik Asit nemi tutmada mükemmel olduğundan, genellikle kuru gözü tedavi etmek için kullanılır.
%0,2-0,4 oranında Hyalüronik Asit içeren göz damlalarının kuru göz semptomlarını azalttığı ve göz sağlığını iyileştirdiği gösterilmiştir.

Yavaş salınan Hyalüronik Asit içeren kontakt lensler de kuru göz için olası bir tedavi olarak geliştirilmektedir.
Ayrıca Hyalüronik Asit içeren göz damlaları, göz ameliyatlarında enflamasyonu azaltmak ve yara iyileşmesini hızlandırmak için sıklıkla kullanılmaktadır.
Bunları doğrudan göze uygulamanın kuru göz semptomlarını azalttığı ve genel göz sağlığını iyileştirdiği gösterilmiş olsa da, oral takviyelerin aynı etkilere sahip olup olmadığı açık değildir.

24 kişi üzerinde yapılan küçük bir çalışma, topikal ve oral Hyalüronik Asit kombinasyonunun kuru göz semptomlarını iyileştirmede tek başına topikal Hyalüronik Asitten daha etkili olduğunu buldu.
Bununla birlikte, oral Hyalüronik Asit takviyelerinin göz sağlığı üzerindeki etkilerini anlamak için daha büyük, yüksek kaliteli çalışmalara ihtiyaç vardır.

6. Kemik gücünü koruyun:
Hyalüronik Asit takviyelerinin kemik sağlığı üzerindeki etkilerini araştırmak için yeni hayvan araştırmaları başlamıştır.
İki eski çalışma, Hyalüronik Asit takviyelerinin, osteoporozdan önce gelen kemik kaybının başlangıç aşaması olan osteopenili sıçanlarda kemik kaybı oranını yavaşlatmaya yardımcı olabileceğini bulmuştur.

Bazı eski test tüpü çalışmaları, yüksek dozlarda Hyalüronik asidin, yeni kemik dokusu oluşturmaktan sorumlu hücreler olan osteoblastların aktivitesini artırabildiğini de göstermiştir.
İnsanlarda daha yüksek kaliteli, yeni araştırmalara ihtiyaç duyulsa da, erken dönem hayvan ve test tüpü çalışmaları umut vericidir.

7. Mesane ağrısını önleyebilir:
Kadınların yaklaşık %3-6'sı interstisyel sistit veya ağrılı mesane sendromu denilen bir durumdan muzdariptir.
Bu bozukluk, güçlü ve sık idrara çıkma dürtüsü ile birlikte karın ağrısı ve hassasiyete neden olur.

İnterstisyel sistitin nedenleri bilinmemekle birlikte, Hyalüronik asidin bir kateter yoluyla doğrudan mesaneye yerleştirildiğinde bu durumla ilişkili ağrıyı ve idrar sıklığını hafifletmeye yardımcı olduğu bulunmuştur.
Hyalüronik asidin neden bu semptomları hafifletmeye yardımcı olduğu belli değil, ancak araştırmacılar mesane dokusundaki hasarı onarmaya yardımcı olduğunu ve ağrıya daha az duyarlı hale getirdiğini varsayıyorlar.
Çalışmalar, oral Hyalüronik Asit takviyelerinin mesanedeki miktarlarını aynı etkilere sahip olacak kadar artırıp artıramayacağını henüz belirlemedi.



3 ÇEŞİT HYALÜRONİK ASİT: NASIL FARKLILIKLARI:
Üç tip Hyalüronik Asit vardır:
Hidrolize Hyalüronik Asit, cilde nüfuz edecek kadar küçük elementlere bölünmüş Hyalüronik Asittir.
Hyalüronik Asit nemlendiricidir, ancak en nemlendirici seçenek değildir, bu nedenle yağlı veya karma cilde sahip kişiler için en iyisidir çünkü bu cilt tipleri aşırı nemlendirmeden kaçınmak ister.

Sodyum Hyalüronat cildin daha derinlerine iner ve etkileri çok uzun süreli olmasa da daha da iyi sonuçlar verir.
Sodyum Hyalüronat normal cilde sahip insanlar için en iyisidir, çünkü nemin içeri sızmasına izin verir, ancak gerçekten ağır, uzun süreli bir etkiye ihtiyacınız yoktur.
Bu, muhtemelen serumlarda bulacağınız bileşendir.

Sodyum asetillenmiş Hyalüronat, sodyum Hyalüronatın faydalarına sahiptir ancak daha uzun süreli sonuçlar verir.
Kuru cilde sahip olanlar, kuru iklimlerde yaşayanlar veya kuru kış ayları için ürün arayanlar gibi neme ihtiyacı olan kişiler için idealdir.
Aktif bileşenle dolu bir kapsül olan sindirilebilir Hyalüronik Asit de vardır.



HYALÜRONİK ASİT SİZE NE YARAR?
Hyalüronik Asit, vücudunuzdaki tüm faydaları ve kullanımları nedeniyle dikkat çekici bir maddedir.
İşte Hyalüronik asidin faydalarından sadece birkaçı:
*Hyalüronik Asit, işlerin sorunsuz ilerlemesine yardımcı olur.
*Hyalüronik Asit, eklemlerinizin iyi yağlanmış bir makine gibi çalışmasına yardımcı olur.
*Hyalüronik Asit, kemiklerin birbirine sürtünerek ağrı ve yaralanmasını önler.

*Hyalüronik Asit, eşyaların nemli kalmasına yardımcı olur.
*Hyalüronik Asit su tutmada çok iyidir.
*Çeyrek çay kaşığı Hyalüronik Asit yaklaşık bir buçuk galon su tutar.
*Bu nedenle Hyalüronik Asit genellikle kuru göz tedavisinde kullanılır.

*Hyalüronik Asit ayrıca nemlendirici krem, losyon, merhem ve serumlarda da kullanılmaktadır.
*Hyalüronik Asit cildinizin esnek olmasını sağlar.
*Hyalüronik Asit cildin esnemesine ve esnemesine yardımcı olur ve cilt kırışıklıklarını ve çizgilerini azaltır.
*Hyalüronik asidin ayrıca yaraların daha hızlı iyileşmesine yardımcı olduğu ve yara izini azaltabileceği kanıtlanmıştır.



HYALÜRONİK ASİT NASIL YAPILIR?
Hyalüronik Asit genellikle belirli bakteri türlerinin fermente edilmesiyle üretilir.
Horoz petekleri (bir horozun başının ve yüzünün üstündeki kırmızı, Mohawk benzeri büyüme) de yaygın bir kaynaktır.



HYALÜRONİK ASİT GÜVENLİ MİDİR?
Evet.
Araştırmalar, Hyalüronik Asit kullanımının güvenli olduğunu göstermektedir.
Hyalüronik asidin reaksiyonları veya yan etkileri nadirdir ve hamileyseniz veya emziriyorsanız kullanımı güvenlidir.



HYALÜRONİK ASİTİ NASIL KULLANABİLİRSİNİZ?
Hyalüronik Asit almanın birçok yolu vardır (tek başına veya kombine ürünler halinde).
Birçoğu reçetesiz satılmaktadır.
Bazıları doktor reçetesine ihtiyaç duyar.
Bazıları için, eğitimli bir tıp uzmanı görmeniz gerekir.



HYALÜRONİK ASİTİN İLK ON FAYDALARI:
1. HİDRASYON:
Hidrasyon = Hyalüronik Asit.
Hyalüronik asidi cildiniz için BÜYÜK bir su içeceği gibi düşünün.
Hyalüronik Asit, moleküler ağırlığının 1000 katına kadar su tutabilmektedir.

Hyalüronik Asit cilde nüfuz eder ve suyu cilt hücrelerine bağlayarak cildin tüm katmanlarına değerli, gençleştirici nem aşılar.
Saf Hyalüronik Asit Serum, diğer ürünle katmanlanabilir.

Hyalüronik Asit ayrıca etkili olmak için bir dizi başka bileşene ve dolgu maddesine ihtiyaç duymaz.
Aslında Hyalüronik Asit, sınırlı içerikli cilt bakımının nasıl gerçek sonuçlar verebileceğinin mükemmel bir örneğidir.
Hidrasyon cilt için nemden farklıdır.

2. NEMLENDİRİCİ:
Nemlendiriciler cilt bakımında ÇOK kullanılmaktadır.
Bir nemlendiriciyi sünger gibi düşünün; Hyalüronik Asit, toplandıktan sonra nemi çekmeye ve tutmaya devam edecektir.
Hidrojen bağına izin verirler ve suyu çekerler.

Cilt bakım ürünlerindeki nemlendirici örnekleri arasında gliserin, sorbitol (şeker alkolü), heksilen ve butilen glikol ve tabii ki Hyalüronik Asit gibi bileşenler bulunur.
Epidermisi (cildin üst tabakası) değerli nemle doldurduktan sonra, Hyalüronik Asit bir nemlendirici görevi görür ve çevredeki ortamdan nemi çekmeye devam eder.
Bu cilt için kalıcı nem sağlayacaktır.

3. LİPİD BARİYER GELİŞTİRME:
Cildimizin ana işlevi vücudumuzu korumaktır.
Açıkçası cildimiz iç organlarımızı, kaslarımızı, kemiklerimizi vb. dış dünyadan korur.
Ancak cildimiz, vücudumuzu her gün bizi bombardımana tutan zararlı toksinlerden de korur.

Cildin üst tabakası (epidermis) dış hasarın (toksinler) yükünü alır.
Yaşlandıkça, epidermisteki lipit bariyeri (suyu hapseden ve tahriş edici maddelerin cilde girmesini önleyen yağ asitleri) yavaşlar.
UV ışınlarından çevre kirliliğine, yaşam tarzı seçimlerine (sigara içmek gibi) kadar her şey hasara neden olur.

Bu hasar, daha ince çizgiler ve kırışıklıklar, koyu lekeler ve daha kuru cilt ile sonuçlanır.
Hyalüronik Asit, daha da dramatik bir nemlendirici etki için nemi hapsetmeye yardımcı olmak için cildin doğal bariyerlerini güçlendirir.
Zamanla bu, lipit bariyerinin bozulmasını yavaşlatmaya ve onu korumaya ve güçlendirmeye yardımcı olabilir.

4. ARTIRILMIŞ DİRENÇ:
Lipid bariyeri Hyalüronik Asit ile daha da güçlendirildiğinde ve korunduğunda, cilt kendisini çevresel yaş faktörlerine ve kirleticilere karşı daha iyi savunabilir.
Bu toksinlerle savaşmadığı zaman, cilt daha az kırışık, daha parlak ve daha uzun süre canlı kalır.

*Hatırlanması gereken iyi bir ipucu: Birçok üründe kullanılan koruyucular, cildinizin yüzeyini toksinlere karşı koruyan iyi bakterileri öldürerek bariyerinizi yıkabilir.
Sonuç, nem kaybının yanı sıra potansiyel tahriş ve hatta enfeksiyondur.
Sınırlı içerikli ve çok fazla koruyucu içermeyen ürünler arayın.

Yağlı veya akneli cilde sahip birçok insan, cildindeki yağı "sıyırmak" için daha sert kimyasallar uygulamak ister.
Hyalüronik Asitin bilinmesi önemlidir, akneye eğilimli ciltlerin çoğunda iltihaplanma ve tahrişi teşvik eden güçlü bir lipit bariyeri yoktur.
Hyalüronik Asit nemlendirme sağlar, lipit bariyerini korumaya yardımcı olur ve hassas veya akne eğilimli cilde sahip olanlar için önerilir.

5. DAHA SIK CİLT TONU:
Kimse sarkık bir cilt istemez.
Durmadan.
Yaşlandıkça ciltteki elastin parçalanır ve cilt çıt çıtını ya da geri tepme özelliğini kaybeder.

Elastininizi (geri tepme) kontrol etmenin hızlı bir yolu, elinizin üst kısmındaki deriyi kıstırmaktır.
Hızlı bir şekilde geri çekilirse, hala çok fazla elastininiz var demektir.
Yaşlandıkça, cilt eskisi kadar çabuk eski haline dönmez.

Annenizi veya büyükannenizi bir daha ziyaret ettiğinizde testi onlar üzerinde deneyin.
Hyalüronik Asit, elastininizin yerine GEÇMEYECEKTİR, ancak ciltte gerginlik görünümüne yardımcı olabilir.
Hyalüronik Asit cildi nemle doldururken genel cildi sıkılaştırır.
Daha genç bir görünüm için yüz hatlarını sıkılaştırmaya yardımcı olur.

6. DAHA PÜRÜZSÜZ DOKU:
Hyalüronik Asit aynı şekilde cilt görünümünün daha sıkı görünmesini sağladığı gibi cilt dokusunu da pürüzsüzleştirir.
Bu, görebileceğiniz ve hissedebileceğiniz ipeksi pürüzsüz bir yüzey sağlar.

Ciltte gözle görülür şekilde akne izleri varsa, Hyalüronik Asit bu izleri doldurmayacaktır.
Ancak, dermaroller gibi bir aletle birleştiğinde, zamanla Hyalüronik Asit artı bir dermaroller cildin daha pürüzsüz görünmesini sağlayabilir.
Mikro iğneleme, dermaroller kullanmanın diğer faydaları hakkında daha fazla bilgi edinin veya buradan hızlı bir video izleyin.

7. DAHA AZ GÖRÜNEN İNCE ÇİZGİLER VE KIRIKLIKLAR:
Cildi korumaya ve beslemeye başlamak için asla erken değildir.
Hyalüronik Asit gerçekten yirmi ve seksen yaşındaki ciltlere fayda sağlayan bir bileşendir.
Hyalüronik Asit, nemi cilde hapsederek ince çizgilerin ve kırışıklıkların görünürlüğünü azaltmaya yardımcı olarak dolgunlaştırıcı bir etki yaratır.
Cilt korunduğunda ve nemlendirildiğinde, cilt nem için savaşmakla meşgul olmadığı için cilt hücresi üretimi artabilir.

Bu, daha pürüzsüz, dolgun cilt hücrelerine yol açar.
Göz çevresindeki cilt, ince çizgileri ve kırışıklıkları ilk gösterenlerden biridir.
Günde iki kez göz kremi kullanmak, cildin esnek ve nemli kalmasına yardımcı olur ve yeni çizgilerin oluşmasını önler.

8. CİLT HÜCRELERİNİN YENİLENMESİNİ UYGULAR:
Hyalüronik Asit, hücre yenilenme sürecini hızlandırmayacak olsa da, cilde ekstra nemlendirme ve bariyer koruması sunarak cilt hücresi yenilenmesini desteklemeye yardımcı olur.
Bu doğal olarak daha sağlıklı hücrelere ve daha canlı bir cilde yol açar.

9. PİGMENTASYON:
8. maddede olduğu gibi, hücre döngüsünde artış olduğunda, Hyalüronik Asit de yaşlılık lekelerini ve pigmentasyon sorunlarını azaltmaya ve önlemeye yardımcı olur.
Ancak bunu kendi başına yapamaz.
Koyu lekeleri tedavi etmeye çalışırken, bir c vitamini serumu ve c vitamini güçlendirici ürün, Hyalüronik Asit ile eşleştirilmelidir.

Ayrıca, cildi gelecekteki güneş hasarından korumadan hiçbir güneş hasarı geri alınamaz.
Her zaman günlük olarak en az 30 SPF kullanın.
Dışarı çıkmayı planlamadığınız günlerde bile.

10. AÇIKLIK:
Yağlı cilt hidrasyondan (su) sıyrıldığında, yağ üreterek cildi nemlendirmeyi fazlasıyla telafi eder.
Büyük bir yanılgı, yağlı ve akne eğilimli ciltlerin nemlendirmeye ihtiyaç duymadığı, ama aslında ihtiyaç duyduklarıdır.
Ciltte uygun nem dengesini teşvik ederek, Hyalüronik Asit gözenekleri tıkayan ve sivilcelere neden olan aşırı yağ üretimini önler.



HYALÜRONİK ASİT NEDİR?
Hyalüronik Asit korkutucu gelebilir - çoğumuz yüzümüze asit sürmeyi hayal bile etmeyiz - ama bilim bize bunun cilt bakımında harika olduğunu gösteriyor.
Hyalüronik Asit, nemi tutma konusunda benzersiz bir yeteneğe sahip jel benzeri bir maddedir.
Aslında vücudumuz cildimizi yumuşak ve esnek tutmak için doğal olarak üretir.
Hyalüronik Asit ayrıca gözlerimizde, eklemlerimizde ve bağ dokumuzda da bulunur.
Hyalüronik Asit, ağırlığının 1000 katından fazla su tutabildiğinden, Hyalüronik Asit yüz kremlerinde ve serumlarda yaşlanma karşıtı bir bileşen olarak harika bir şekilde çalışır.



KREM VE SERUMLARDA KULLANILAN HYALÜRONİK ASİT NEDEN YAPILIR?
Kremlerde veya serumlarda bulunan Hyalüronik Asit, bir laboratuvarda biyoteknolojik bir süreç kullanılarak üretilir, bu nedenle tamamen vegandır.
Hyalüronik Asit farklı şekillerde üretilebilir, bu nedenle tam olarak cildin ihtiyaçlarına göre uyarlanmıştır.
Hyalüronik Asit içeren cilt bakımı, cildinizde yaşla birlikte doğal olarak azalan nem eksikliğini telafi edebilir.



HYALÜRONİK ASİT VÜCUTTA DOĞAL OLARAK OLUŞUR:
Hyalüronik Asit sadece cildimizin değil, aynı zamanda eklem sıvımızın ana bileşeni olan eklem sıvımızın da önemli bir parçasıdır.
Yaşlılıkta eklemlerle ilgili sorunlar varsa, yardımcı olmak için Hyalüronik Asit kullanılabilir.
Örneğin, aktif bileşen modern tıpta osteoartrit tiplerini tedavi etmek için kullanılır.
Tabii ki, size özel tavsiye için bunu doktorunuzla görüşmelisiniz.



HYALÜRONİK ASİT NASIL YAPILIR?
Hyalüronik Asit genellikle belirli bakteri türlerinin fermente edilmesiyle üretilir.
Horoz petekleri (bir horozun başının ve yüzünün üstündeki kırmızı, Mohawk benzeri büyüme) de yaygın bir kaynaktır.



HYALÜRONİK ASİT NASIL KULLANILIR VE HANGİ ŞEKİLLER EN İYİ ÇALIŞIR:
Hyalüronik Asit, molekülün farklı boyutları cilde uygulandığında en iyi şekilde çalışır.
Her iki varyantın olumlu etkilerini bu şekilde kullanırsınız.
Temel kural, Hyalüronik Asit zincirleri ne kadar küçük olursa, Hyalüronik Asit cilde o kadar derin nüfuz edebilir.
Kırışıklıklara karşı kalıcı bir etki için, bakımınız bu nedenle daha yüksek oranda kısa zincirli bileşikler içermelidir - ancak o zaman yaşlanma karşıtı aktif bileşen cilde gerçekten nüfuz edebilir.
Cilt için Hyalüronik Asit kullanmanın serumlardan kremlere kadar birçok yolunu bulacaksınız.



HYALÜRONİK ASİT NASIL UYGULANIR:
Hyalüronik Asit birçok farklı cilt bakım ürününde yer alır.
Çeşitli Hyalüronik Asit cilt faydalarından en iyi şekilde yararlanmak için ürünün bireysel talimatlarına göre uygulayın.



HYALÜRONİK ASİT SİZE NE YARAR?
Hyalüronik Asit, vücudunuzdaki tüm faydaları ve kullanımları nedeniyle dikkat çekici bir maddedir.
İşte Hyalüronik asidin faydalarından sadece birkaçı:
*Hyalüronik Asit, işlerin sorunsuz ilerlemesine yardımcı olur.
*Hyalüronik Asit, eklemlerinizin iyi yağlanmış bir makine gibi çalışmasına yardımcı olur.

*Hyalüronik Asit, kemiklerin birbirine sürtünerek ağrı ve yaralanmasını önler.
* Hyalüronik Asit, eşyaların nemli kalmasına yardımcı olur.
*Hyalüronik Asit su tutmada çok iyidir.
* Çeyrek çay kaşığı Hyalüronik Asit yaklaşık bir buçuk galon su tutar.

*Bu nedenle Hyalüronik Asit genellikle kuru göz tedavisinde kullanılır.
*Hyalüronik Asit ayrıca nemlendirici krem, losyon, merhem ve serumlarda da kullanılmaktadır.
*Hyalüronik Asit cildinizin esnek olmasını sağlar.
*Hyalüronik Asit cildin esnemesine ve esnemesine yardımcı olur ve cilt kırışıklıklarını ve çizgilerini azaltır.
*Hyalüronik asidin ayrıca yaraların daha hızlı iyileşmesine yardımcı olduğu ve yara izini azaltabileceği kanıtlanmıştır.



HYALÜRONİK ASİTİN CİLDE FAYDALARI:
HYALÜRONİK ASİT GERÇEKTEN NE YAPAR?
1. KONTURLARI TANIMLAR:
Yaşlandıkça yüz hatlarının yumuşaması oldukça normaldir.
Hyalüronik Asit cilt faydaları, sıkılığı daha uzun süre korumanıza yardımcı olmayı ve cildin daha dolgun görünmesini sağlamayı içerir.
Genellikle Hyalüronik Asit içeren bir krem veya serum kullanmanızı öneririz.

2. CİLDİ DOLGULAR:
Yaşla birlikte yüzdeki cilt dolgunluğunu kaybeder.
Bu özellikle yanaklarda ve çene hattında geçerlidir.
Hyalüronik Asit içeren konsantre formüller, daha dolgun yanaklar ve daha genç bir görünüm veren bir hacim dağıtıcı görevi görür.



HYALÜRONİK ASİTİN FAYDALARI:
✔ Cildi Nemlendirir ve Dolgunlaştırır
✔ Cildi Yumuşak ve Esnek Yapar
✔ İnce Çizgileri ve Kırışıklıkları Azaltır
✔ Parlaklığı Artırır



FİZYOLOJİK FONKSİYON:
1970'lerin sonlarına kadar, Hyalüronik Asit, hücre dışı matrisin bir parçası olan her yerde bulunan bir karbonhidrat polimeri olan "yapışkan" bir molekül olarak tanımlandı.
Örneğin, Hyalüronik Asit eklem sıvısının ana bileşenidir ve sıvının viskozitesini arttırdığı bulunmuştur.
Lubrisin ile birlikte Hyalüronik Asit, sıvının ana kayganlaştırıcı bileşenlerinden biridir.
Hyalüronik Asit, eklem kıkırdağının önemli bir bileşenidir ve her hücrenin (kondrosit) etrafında bir kaplama olarak bulunur.

Agrekan monomerleri, HAPLN1 (Hyalüronik Asit ve proteoglikan bağlantı proteini 1) varlığında Hyalüronana bağlandığında, büyük, oldukça negatif yüklü agregatlar oluşur.
Bu agregatlar suyu emer ve kıkırdağın esnekliğinden (kompresyona karşı direnci) sorumludur.
Hyalüronanın kıkırdaktaki moleküler ağırlığı (boyutu) yaşla birlikte azalır, ancak miktarı artar.

Bitişik doku katmanları arasındaki kaymayı arttırmak için kas bağ dokularında Hyalüronanın kayganlaştırıcı bir rolü olduğu öne sürülmüştür.
Yoğun fasyal dokulara gömülmüş belirli bir fibroblast tipinin, Hyalüronan açısından zengin matrisin biyosentezi için uzmanlaşmış hücreler olduğu öne sürülmüştür.
İlgili aktiviteleri, bitişik kas bağ dokuları arasındaki kayma kabiliyetinin düzenlenmesinde yer alabilir.
Hyalüronik Asit aynı zamanda doku onarımında yer aldığı cildin önemli bir bileşenidir.

Cilt aşırı UVB ışınlarına maruz kaldığında, Hyalüronik Asit iltihaplanır (güneş yanığı) ve dermisteki hücreler aynı miktarda Hyalüronan üretmeyi durdurur ve bozulma hızını artırır.
Hyaluronan bozunma ürünleri daha sonra UV'ye maruz kaldıktan sonra ciltte birikir.
Hyalüronik Asit, hücre dışı matrislerde bol miktarda bulunurken, Hyalüronan ayrıca doku hidrodinamiğine, hareketine ve hücrelerin çoğalmasına katkıda bulunur ve özellikle birincil reseptörleri dahil olmak üzere bir dizi hücre yüzeyi reseptör etkileşimine katılır.
Etki süresini sınırlayan bu bileşiğin in vivo kaybı da dahil olmak üzere sınırlamalar vardır.

Yara onarımı:
Hücre dışı matrisin ana bileşeni olan Hyalüronik Asit, yara onarımının aşamaları olan doku rejenerasyonu, inflamasyon yanıtı ve anjiyogenezde anahtar bir role sahiptir.
Bununla birlikte, 2016 itibariyle, yanıklarda, diyabetik ayak ülserlerinde veya cerrahi cilt onarımlarında yara iyileşmesi üzerindeki etkisine ilişkin incelemeler, yalnızca sınırlı pozitif klinik araştırma kanıtı göstermektedir.
Hyalüronik Asit su ile birleşir ve bir jel oluşturmak için şişer, bu da onu cilt tedavilerinde yüz kırışıklıkları için bir dermal dolgu maddesi olarak faydalı kılar; etkisi yaklaşık 6 ila 12 ay sürer ve tedavi ABD Gıda ve İlaç İdaresi'nden yasal onay almıştır.



GRANÜLASYON:
Granülasyon dokusu, iyileşen yaralarda bir fibrin pıhtısının yerini alan perfüze, fibröz bağ dokusudur.
Tipik olarak bir yaranın tabanından büyür ve iyileştirdiği hemen hemen her boyuttaki yarayı doldurabilir.
Hyalüronik Asit, granülasyon dokusu matrisinde bol miktarda bulunur.
Doku onarımı için gerekli olan çeşitli hücre fonksiyonları, bu Hyalüronik Asit açısından zengin ağa atfedilebilir.
Bu işlevler, geçici yara matrisine hücre göçünün kolaylaştırılmasını, hücre proliferasyonunu ve granülasyon dokusu matrisinin organizasyonunu içerir.
Enflamasyonun başlatılması, granülasyon dokusunun oluşumu için çok önemlidir; bu nedenle, yukarıda tartışıldığı gibi Hyalüronik asidin proinflamatuar rolü de yara iyileşmesinin bu aşamasına katkıda bulunur.



HYALÜRONİK ASİT İÇEREN CİLT BAKIM ÜRÜNLERİ:
Sayısız faydası ve artan popülaritesi nedeniyle, cilt bakımı rutininize Hyalüronik Asit eklemek için hiç bu kadar kolay ve daha iyi bir zaman olmamıştı.
Hyalüronik Asit, en popülerleri gündüz kremleri, gece kremleri, yüz maskeleri, serumlar, göz kremleri ve temizleyiciler olmak üzere birçok üründe temel bir bileşen olarak bulunabilir.

Hyalüronik Asit vücudumuzun üretme kabiliyetine sahip olduğu doğal bir madde olduğu için 24 saat cilt bakım rutininizde birden fazla kullanabilirsiniz.
Bu, cildinizi nemli tutmaya yardımcı olurken aynı zamanda yaşlanma belirtileriyle savaşmaya da yardımcı olacaktır.
Hyalüronik Asit cilt bakımı rutininizden en iyi şekilde yararlanmak için, hem sabah hem de akşam taze temizlenmiş cilde uygulamanızı öneririz.
Cilt bakım rutininize Hyalüronik Asit eklemek ister misiniz?

• Makyaj: fondöten, pudra, kapatıcı veya BB krem – bu ürünler ayrıca biraz Hyalüronik Asit ile taze ve sıkı bir cilt sağlar.
• Saç bakımı: Hyalüronik Asit içeren şampuanlar, saç kremleri ve spreyler daha fazla hacim verir, pürüzsüz ve ipeksi saçlar sağlar.

En iyi Hyalüronik Asit serumu bile, özellikle yaşlandıkça, iyi bir günlük cilt bakımı rutini ile birlikte kullanmıyorsanız, cildinizi sağlıklı, parlak ve kırışıksız tutmada etkili olmayacaktır.



HÜCRE GÖÇÜ:
Granülasyon dokusunun oluşumu için hücre göçü esastır.
Granülasyon dokusunun erken aşaması, hücrelerin bu geçici yara matrisine göçü için elverişli bir ortam olarak kabul edilen Hyalüronik Asit açısından zengin bir hücre dışı matris tarafından yönetilir.

Hyalüronik Asit, hücre göçünü kolaylaştıran açık hidratlı bir matris sağlarken, sonraki senaryoda, yönlendirilmiş göç ve ilgili hücre mekanizmalarının kontrolüne, HA ve hücre yüzeyi HA reseptörleri arasındaki spesifik hücre etkileşimi aracılık eder.
Hyalüronik Asit, örneğin, hücre dışı sinyalle düzenlenen kinaz, fokal adezyon kinaz ve diğer reseptör olmayan tirozin kinazlar gibi hücre hareketiyle ilişkili birkaç protein kinaz ile bağlantılar oluşturur.

Fetal gelişim sırasında, nöral krest hücrelerinin göç ettiği göç yolu HA açısından zengindir.
Hyalüronik Asit, granülasyon dokusu matrisindeki hücre göçü süreci ile yakından ilişkilidir ve araştırmalar, hücre hareketinin, en azından kısmen, HA bozunması veya HA reseptörü işgalini bloke ederek inhibe edilebileceğini göstermektedir.

Hücreye dinamik kuvvet sağlayarak, Hyalüronik Asit sentezinin de hücre göçü ile ilişkili olduğu gösterilmiştir.
Temel olarak, Hyalüronik Asit plazma zarında sentezlenir ve doğrudan hücre dışı ortama salınır.
Bu, sentez bölgelerinde hidratlanmış mikro ortama katkıda bulunabilir ve hücre ayrılmasını kolaylaştırarak hücre göçü için esastır.



HYALÜRONİK ASİT GÜÇLÜ BİR NEMLENDİRİCİ OLARAK NASIL ÇALIŞIR:
Kremler ve serumlar dahil olmak üzere cilt bakım ürünlerinde topikal olarak kullanıldığında, Hyalüronik Asit cildin nem seviyesini hızla artırarak teninize canlılık verir.
Hyalüronik Asit, su çekme ve tutma özelliğinden dolayı cilt bakım rejiminizde nemlendirici olarak kullanılabilir.
Ek bir avantaj olarak, Hyalüronik Asit diğer birçok cilt aktif maddesiyle de iyi oynar ve bu da onu kabuklar, retinoller, vitaminler ve diğer asitlerle eşleştirmeyi kolaylaştırır.
Tek istisna, içeriği glikolik gibi daha düşük pH seviyeleri içeren asitlerle birleştirmek olabilir, çünkü sonuçta Hyalüronik asidi bozarak etkisiz hale getirebilir.



CİLT İYİLEŞTİRME:
Hyalüronik Asit normal epidermiste önemli bir rol oynar.
Hyalüronik Asit ayrıca birçok özelliği nedeniyle yeniden epitelizasyon sürecinde çok önemli işlevlere sahiptir.
Bunlar, epidermisin ana bileşenleri olan bazal keratinositlerin hücre dışı matrisinin ayrılmaz bir parçası olmayı; serbest radikal temizleme işlevi ve keratinosit çoğalması ve göçündeki rolü vardır.

Normal ciltte, Hyalüronik Asit, çoğalan keratinositlerin bulunduğu epidermisin bazal tabakasında nispeten yüksek konsantrasyonlarda bulunur.
CD44, epidermisin bazal tabakasında Hyalüronik Asit ile yan yana bulunur ve burada ek olarak HA açısından zengin matris keselerine bakan plazma zarı üzerinde tercihen eksprese edildiği gösterilmiştir.

Hücre dışı boşluğu korumak ve besinlerin geçişi için sulu olduğu kadar açık bir yapı sağlamak, Hyalüronik asidin epidermisteki ana işlevleridir.
Bir rapor, retinoik asit (A vitamini) varlığında Hyalüronik Asit içeriğinin arttığını buldu.
Retinoik asidin cildin foto-hasarına ve fotoyaşlanmasına karşı önerilen etkileri, en azından kısmen, artan doku hidrasyonuna yol açan cilt Hyalüronik Asit içeriğindeki artışla ilişkilendirilebilir.

Hyalüronik asidin serbest radikal yakalama özelliğinin, epidermiste bir HA reseptörü olarak hareket eden CD44'ün rolünü destekleyerek güneş radyasyonuna karşı korumaya katkıda bulunduğu öne sürülmüştür.
Epidermal Hyalüronik Asit ayrıca normal epidermal fonksiyon için gerekli olan keratinosit proliferasyonu sürecinde ve ayrıca doku onarımında yeniden epitelizasyon sırasında bir manipülatör olarak işlev görür.
Yara iyileşme sürecinde, Hyalüronik Asit yara kenarında, bağ dokusu matrisinde eksprese edilir ve göç eden keratinositlerde CD44 ekspresyonu ile kollokasyon yapar.



HYALÜRONİK ASİT NASIL ALABİLİRİM?
Hyalüronik Asit almanın birçok yolu vardır (tek başına veya kombine ürünler halinde).
Birçoğu reçetesiz satılmaktadır.
Bazıları doktor reçetesine ihtiyaç duyar. Bazıları için, eğitimli bir tıp uzmanı görmeniz gerekir.

Hyalüronik Asit alabileceğiniz farklı yollardan birkaçı (reçetesiz satılır) şunları içerir:
*Ağızla:
Hyalüronik Asit diyet takviyeleri ve haplarla gelir.
Hatta su ile karıştırıp içebileceğiniz sıvı hali bile var.
Hyalüronik asidi ağızdan almanın birçok faydası olabilir.
Bunlar, artrit ağrısını azaltmayı, cilt sağlığını iyileştirmeyi ve daha fazlasını içerir.

*Cildinizde:
Hyalüronik Asit ürünleri, cildinize sürdüğünüz çeşitli formlarda gelir.
Bunlara şampuanlar, losyonlar, kremler, jeller, merhemler, yamalar ve serumlar dahildir.
Ayrıca Hyalüronik Asit tozu satın alabilir ve suyla karıştırarak cildinize uygulayabileceğiniz bir Hyalüronik Asit serumu oluşturabilirsiniz.
Hyalüronik Asit cildinizde kullanıldığında faydalı özelliklere sahiptir.
Hyalüronik Asit özellikle kırışıklıkların ve yaşlılık çizgilerinin görünümünü azaltmak için yararlıdır.

*Gözyaşı:
Çok çeşitli göz damlaları Hyalüronik Asit içerir.
*Yakın iletişim için:
Hyalüronik Asit, özellikle menopoz dönemindeki kadınlar için vajinal kuruluk veya ağrı için jeller, kremler veya kişisel kayganlaştırıcılarda yaygın bir bileşendir.



HYALÜRONİK ASİTİN BİYOLOJİK SENTEZİ:
Hyalüronik Asit, Hyalüronan sentazlar olarak adlandırılan ve omurgalıların üç tipi olan, HAS1, HAS2 ve HAS3 olmak üzere bir bütünleyici zar proteinleri sınıfı tarafından sentezlenir.
Bu enzimler, hücre zarından hücre dışı boşluğa ABC-taşıyıcı yoluyla ekstrüde edilirken, yeni oluşan polisakarite tekrar tekrar D-glukuronik asit ve N-asetil-D-glukozamin ekleyerek Hyalüronan'ı uzatır.
Fasyasit terimi, HA'yı sentezleyen fibroblast benzeri hücreleri tanımlamak için icat edildi.

Hyalüronik Asit sentezinin, bir 7-hidroksi-4-metilkumarin türevi olan 4-metilumbelliferon (himekromon) tarafından inhibe edildiği gösterilmiştir.
Bu seçici inhibisyon (diğer glikozaminoglikanları inhibe etmeden), habis tümör hücrelerinin metastazını önlemede faydalı olabilir.
Kültürlenmiş insan sinoviyal fibroblastlarında test edildiğinde, yüksek konsantrasyonlarda düşük moleküler ağırlıklı Hyalüronan (<500 kDa) tarafından Hyalüronan sentezinin geri bildirim inhibisyonu vardır, ancak yüksek moleküler ağırlıklı Hyalüronan (>500 kDa) tarafından uyarılır.
Bacillus subtilis yakın zamanda, insan sınıfı ürün üreten patentli bir süreçte Hyalüronanlar elde etmek üzere tescilli bir formülün kültürü için genetik olarak modifiye edilmiştir.



FASYASİT:
Bir fasiyasit, Hyalüronan açısından zengin hücre dışı matris üreten ve kas fasyasının kaymasını modüle eden bir tür biyolojik hücredir.
Fasyasitler, fasyada bulunan fibroblast benzeri hücrelerdir.
Yuvarlak çekirdekli, yuvarlak şekillidirler ve fibroblastlarla karşılaştırıldığında daha az uzun hücresel süreçlere sahiptirler.
Fasyasitler, bir fasyal tabakanın üst ve alt yüzeyleri boyunca kümelenir.
Fasyasitler, fasiyal kaymayı düzenleyen Hyalüronan üretir.



HYALÜRONİK ASİT GÜVENLİ MİDİR?
Evet.
Araştırmalar, Hyalüronik Asit kullanımının güvenli olduğunu göstermektedir.
Hyalüronik asidin reaksiyonları veya yan etkileri nadirdir ve hamileyseniz veya emziriyorsanız Hyalüronik Asit kullanmak güvenlidir.



HYALÜRONİK ASİT DİĞER ÜRÜNLERLE NASIL ETKİLEŞİM YAPAR?
Hyalüronik asidi diğer ilaçlar veya bileşiklerle birleştiren ürünlerin bazı yan etki riskleri olabilir.
Hyalüronik Asit, sağlık uzmanınıza takviyeler, vitaminler vb. dahil olmak üzere aldığınız tüm ilaçları söylemeniz önemlidir.
Olası endişeleri daha iyi anlamanıza yardımcı olabilirler.



HYALÜRONİK ASİTİN BİYOSENTETİK MEKANİZMASI:
Hyalüronik Asit (HA), omurgalıların epitelyal ve bağ dokularının hücre dışı matrisinde bulunan, anyonik, jel benzeri bir polimer olan lineer bir glikozaminoglikandır (GAG).
Hyalüronik Asit, yapısal olarak karmaşık, lineer, anyonik polisakkaritler ailesinin bir parçasıdır.
Molekülde bulunan karboksilat grupları, onu negatif yüklü hale getirerek suya başarılı bir şekilde bağlanmasını sağlar ve onu kozmetik ve farmasötik ürünler için değerli kılar.

Hyalüronik Asit, tekrar eden β4-glukuronik asit (GlcUA)-β3-N-asetilglukosamin (GlcNAc) disakkaritlerinden oluşur ve iyi tanımlanmış, düzgün zincir uzunlukları karakteristiğini üreten bir integral membran proteinleri sınıfı olan Hyalüronan sentazlar (HAS) tarafından sentezlenir.
Omurgalılarda mevcut üç tip HAS vardır: HAS1, HAS2, HAS3; bunların her biri Hyalüronik Asit polimerinin uzamasına katkıda bulunur.
Bir Hyalüronik Asit kapsülünün oluşturulması için bu enzimin mevcut olması gerekir çünkü UDP-şeker öncülerini HA'ya polimerize eder.

Hyalüronik Asit öncülleri, ana HA öncüsü olan glukoz-6-fosfatı veren heksokinaz tarafından ilk fosforilasyon glukozuyla sentezlenir.
Daha sonra, her ikisi de Hyalüronik Asit oluşturmak üzere reaksiyona giren UDP-n-asetilglukosamin ve UDP-glukuronik asidi sentezlemek için iki yol izlenir.
Glikoz-6-fosfat, hasE (fosfoglukoizomeraz) ile fruktoz-6-fosfata veya pgm (a -fosfoglukomutaz) kullanılarak glikoz-1-fosfata dönüştürülür, burada her ikisi de farklı reaksiyonlara girer.
UDP-glukuronik asit ve UDP-n-asetilglukosamin, hasA (HA sentaz) aracılığıyla Hyalüronik Asit oluşturmak üzere birbirine bağlanır.

UDP-glukuronik asidin sentezi:
UDP-glukuronik asit, glikoz-1-P'yi UDP-glikoza dönüştüren hasC'den (UDP-glikoz pirofosforilaz) oluşur ve bu daha sonra UDP-glukuronik asit oluşturmak için hasB (UDP-glukoz dehidrojenaz) ile reaksiyona girer.

N-asetil glukozamin sentezi:
Fruktoz-6-P'den ileri giden yol, glukozamin-6-P oluşturmak için glmS'yi (amidotransferaz) kullanır.
Daha sonra, glmM (Mutaz) bu ürünle reaksiyona girerek glukozamin-1-P oluşturur.
hasD (asetiltransferaz) bunu n-asetilglukozamin-1-P'ye dönüştürür ve son olarak hasD (pirofosforilaz) bu ürünü UDP-n-asetilglukozamin'e dönüştürür.

Son adım:
İki disakkarit Hyalüronik Asit oluşturur
UDP-glukuronik asit ve UDP-n-asetilglukosamin, hasA (HA sentaz) yoluyla Hyalüronik Asit oluşturmak için birbirine bağlanarak sentezi tamamlar.

Bozulma:
Hyalüronik asit, Hyalüronidaz adı verilen bir enzim ailesi tarafından parçalanabilir.
İnsanlarda, birçoğu tümör baskılayıcı olan en az yedi tip Hyalüronidaz benzeri enzim vardır.
Hyalüronanın bozunma ürünleri, oligosakkaritler ve çok düşük moleküler ağırlıklı Hyalüronan, pro-anjiyojenik özellikler sergiler.

Ek olarak, son araştırmalar, doğal yüksek moleküler ağırlıklı molekül değil, Hyalüronan fragmanlarının, doku yaralanmasında ve deri naklinde makrofajlarda ve dendritik hücrelerde inflamatuar yanıtları indükleyebileceğini göstermiştir.
Hyaluronan ayrıca enzimatik olmayan reaksiyonlar yoluyla da parçalanabilir.
Bunlar arasında asidik ve alkali hidroliz, ultrasonik parçalanma, termal ayrışma ve oksidanlar tarafından bozunma yer alır.



HYALÜRONİK ASİT AYRICA AŞAĞIDAKİ FORMLARDA REÇETE İLE MEVCUTTUR:
* Enjeksiyonla:
Eklemlerinize Hyalüronik Asit enjeksiyonları, artritin neden olduğu ağrıyı hafifletebilir.
Hyalüronik Asit ayrıca IV olarak verilen ilaçlarla birlikte yaygın olarak kullanılır.
Sağlık uzmanları, mesane ağrısını (interstisyel sistitin neden olduğu ağrı gibi) tedavi etmek için etiket dışı Hyalüronik Asit reçete edebilir.

*Derinin altında:
Hyalüronik Asit ve kollajen (vücudunuzda da bulunan doğal bir protein) içeren dolgu maddelerinin cilt altına enjeksiyonu onaylanmıştır.
Bu dolgu maddeleri, örneğin sivilce izlerini tedavi etmek veya dudaklara hacim kazandırmak için doğal şeklin ve görünümün geri kazanılmasına yardımcı olur.

*Burnunuzda:
Bazı ilaçlar, özellikle burnunuzdan alındığında vücudunuzun onları emmesine yardımcı olduğu için Hyalüronik Asit kullanır.

*İnhaler/nebülizör ile:
Hyalüronik Asit, astım veya enfeksiyonlar gibi solunum (nefes alma) problemlerini tedavi edebilir.
Unutmayın, yalnızca eğitimli ve kalifiye tıp uzmanları enjeksiyon yapmalıdır.
Uzmanlar Hyalüronik asidin güvenli olduğunu söylese de, yanlış kullanım - özellikle enjekte edildiğinde - ciddi komplikasyonlara ve hatta ölüme neden olabilir.



HYALÜRONİK ASİT ARAŞTIRMASI:
Hyalüronik asidin yüksek biyouyumluluğu ve dokuların hücre dışı matrisindeki yaygın varlığı nedeniyle, Hyalüronan doku mühendisliği araştırmalarında bir biyomalzeme iskelesi olarak popülerlik kazanıyor.
Özellikle araştırma grupları, Hyalüronanın doku mühendisliği ve rejeneratif tıp için özelliklerinin, bir hidrojel üreten çapraz bağlama ile önemli ölçüde iyileştirildiğini bulmuştur.

Çapraz bağlama, arzu edilen bir şekle izin vermenin yanı sıra terapötik molekülleri bir konakçıya iletebilir.
Hyalüronik asidin endotel hücrelerini çoğalması için uyararak anjiyogenezi düzenleme kabiliyeti nedeniyle, Hyalüronan vasküler morfogenezi incelemek için hidrojeller oluşturmak için kullanılabilir.

Bu hidrojeller, insan yumuşak dokusuna benzer özelliklere sahiptir, ancak aynı zamanda kolayca kontrol edilebilir ve değiştirilebilir, bu da Hyalüronik asidi doku mühendisliği çalışmaları için çok uygun hale getirir.
Örneğin, Hyalüronik Asit hidrojelleri, proliferasyonu ve vasküler ağ oluşumunu teşvik etmek için VEGF ve Ang-1 gibi uygun büyüme faktörlerini kullanarak endotelyal progenitör hücrelerden vaskülatür mühendisliği için çekicidir.
Bu jellerde koful ve lümen oluşumu, ardından hidrojelin bozunmasıyla dallanma ve filizlenme ve son olarak da kompleks ağ oluşumu gözlemlenmiştir.

Hyalüronik Asit hidrojellerini kullanarak vasküler ağlar oluşturma yeteneği, in vivo ve klinik uygulamalar için fırsatlara yol açar.
Endotelyal koloni oluşturan hücrelere sahip Hyalüronik Asit hidrojellerinin hidrojel oluşumundan üç gün sonra farelere implante edildiği bir in vivo çalışma, konakçı ve tasarlanmış damarların implantasyondan sonraki 2 hafta içinde birleştiğine dair kanıtlar gördü ve bu, tasarlanmış vaskülatürün canlılığını ve işlevselliğini gösteriyor.



HYALÜRONİK ASİTİN ETİMOLOJİSİ:
Hyalüronik Asit, ilk olarak vitröz hümörden izole edildiği ve yüksek bir üronik asit içeriğine sahip olduğu için Hyalos (Yunanca vitreus, 'cam benzeri' anlamına gelir) ve üronik asitten türetilmiştir.
Hyaluronat terimi, Hyalüronik asidin eşlenik bazını ifade eder.
Molekül tipik olarak in vivo polianiyonik formunda bulunduğundan, Hyalüronik asit en yaygın olarak Hyalüronan olarak anılır.



HYALÜRONİK ASİT TARİHÇESİ:
Hyalüronik Asit ilk olarak 1934 yılında Karl Meyer ve John Palmer tarafından bir ineğin gözündeki camsı cisimden elde edilmiştir.
İlk Hyalüronan biyomedikal ürünü olan Healon, 1970'lerde ve 1980'lerde Pharmacia tarafından geliştirildi ve göz cerrahisinde (yani kornea transplantasyonu, katarakt cerrahisi, glokom cerrahisi ve retina dekolmanını onarmak için cerrahi) kullanım için onaylandı.
Diğer biyomedikal şirketler de oftalmik cerrahi için Hyaluronan markaları üretiyor.

Doğal Hyalüronik Asit nispeten kısa bir yarı ömre sahiptir (tavşanlarda gösterilmiştir), bu nedenle zincirin uzunluğunu uzatmak ve molekülü tıbbi uygulamalarda kullanmak üzere stabilize etmek için çeşitli üretim teknikleri uygulanmıştır.
Protein bazlı çapraz bağların tanıtımı, sorbitol gibi serbest radikal süpürücü moleküllerin tanıtımı ve Hyalüronik Asit zincirlerinin NASHA (hayvan olmayan stabilize Hyalüronik Asit) gibi kimyasal maddelerle minimum stabilizasyonu, bugüne kadar geliştirilmiş tekniklerdir. raf ömrünü korumak için kullanılır.

1970'lerin sonlarında, göz içi lens implantasyonunu, ameliyat sırasında endotel hücre hasarı nedeniyle sıklıkla şiddetli kornea ödemi izledi.
Hyalüronik Asit, endotel hücrelerinin bu şekilde kazınmasını önlemek için viskoz, berrak, fizyolojik bir kayganlaştırıcıya ihtiyaç duyulduğu açıktı.
"Hyaluronan" ismi tuz için de kullanılmaktadır.



HYALÜRONİK ASİTİN FİZİKSEL ve KİMYASAL ÖZELLİKLERİ:
Kimyasal formül: (C14H21NO11)n
Suda çözünürlük: Çözünür (sodyum tuzu)
Ortalama kütle: 403.314 Da
Monoizotopik kütle: 403.109070 Da
Moleküler Ağırlık: 776.6
XLogP3-AA: -7,4
Hidrojen Bağ Bağışçısı Sayısı: 14
Hidrojen Bağ Alıcı Sayısı: 23
Döndürülebilir Bağ Sayısı: 12
Tam Kütle: 776.23348565
Monoizotopik Kütle: 776.23348565
Topolojik Polar Yüzey Alanı: 400 Ų
Ağır Atom Sayısı: 53
Formal Yük: 0
Karmaşıklık: 1300
İzotop Atom Sayısı: 0
Tanımlı Atom Stereocenter Sayısı: 18
Tanımsız Atom Stereomerkez Sayısı: 2
Tanımlı Bond Stereomerkez Sayısı: 0
Tanımsız Bond Stereomerkez Sayısı: 0
Kovalent Bağlı Birim Sayısı: 1
Bileşik Kanonikleştirildi: Evet



HYALÜRONİK ASİT İLK YARDIM ÖNLEMLERİ:
-İlk yardım önlemlerinin açıklaması:
*Genel tavsiye:
Bu malzeme güvenlik bilgi formunu görevli doktora gösterin.
*Solunması halinde:
Teneffüs ettikten sonra:
Temiz hava aldırın.
*Cilde teması halinde:
Kirlenmiş olan giysilerinizi hemen çıkarınız.
Cildi su/duş ile durulayın.
Bir doktora danışın.
*Göz teması halinde:
Göz temasından sonra:
Bol su ile durulayın.
Derhal göz doktoruna başvurun.
Kontakt lensleri çıkarın.
*Yutulduğunda:
Yuttuktan sonra:
Derhal hastaya su içirin (en fazla iki bardak).
Bir doktora danışın.
- Herhangi bir acil tıbbi müdahale ve gerekli özel tedavi belirtisi:
Veri yok



HYALÜRONİK ASİTİN KAZA SONUCU SALINIM ÖNLEMLERİ:
-Çevresel önlemler:
Ürünün kanalizasyona girmesine izin vermeyin.
- Muhafaza etme ve temizleme yöntemleri ve malzemeleri:
Drenajları kapatın.
Dökülenleri toplayın, bağlayın ve pompalayın.
Kuru alın.



HYALÜRONİK ASİT YANGINLA MÜCADELE ÖNLEMLERİ:
-Yıkıcı medya:
*Uygun söndürme maddesi:
Yerel koşullara ve çevredeki ortama uygun söndürme önlemlerini kullanın.
*Uygun olmayan söndürme maddesi:
Bu madde/karışım için herhangi bir söndürme maddesi sınırlaması yoktur.
-Daha fazla bilgi:
Yangın söndürme suyunun yüzey sularını veya yer altı su sistemini kirletmesini önleyin.



HYALÜRONİK ASİT MARUZİYETİ KONTROLLERİ/KİŞİSEL KORUNMA:
-Kontrol parametreleri:
--İş yeri kontrol parametrelerine sahip içerikler:
-Pozlama kontrolleri:
--Kişisel koruyucu ekipman:
*Göz/yüz koruması:
Göz koruması için ekipman kullanın.
Sıkıca oturan güvenlik gözlükleri kullanın.
* Cilt koruması:
Tam iletişim:
Malzeme: Nitril kauçuk
Minimum katman kalınlığı: 0,11 mm
Geçiş süresi: 480 dakika
Sıçrama teması:
Malzeme: Nitril kauçuk
Minimum katman kalınlığı: 0,11 mm
Geçiş süresi: 480 dakika
*Vücut koruması:
koruyucu giysi giyin.
-Çevresel maruziyetin kontrolü:
Ürünün kanalizasyona girmesine izin vermeyin.



HYALÜRONİK ASİTİN KULLANILMASI ve DEPOLANMASI:
-Güvenli kullanım için önlemler:
*Hijyen önlemleri:
Kirlenmiş giysileri hemen değiştirin.
Önleyici cilt koruması uygulayın.
Madde ile çalıştıktan sonra ellerinizi ve yüzünüzü yıkayın.
-Herhangi bir uyumsuzluk da dahil olmak üzere güvenli depolama koşulları:
*Depolama koşulları:
Sıkıca kapalı tutun.
Kuru tutun.
higroskopiktir.
İnert gaz altında saklayın.



HYALÜRONİK ASİTİN KARARLILIK VE REAKTİVİTESİ:
-Reaktivite:
Veri yok
-Kimyasal stabilite:
Ürün, standart ortam koşullarında (oda sıcaklığında) kimyasal olarak kararlıdır.
-Kaçınılması gereken durumlar:
Bilgi bulunmamaktadır



EŞ ANLAMLI:
Poli{[(2S,3R,4R,5S,6R)-3-asetamido-5-hidroksi-6-(hidroksimetil)oksan-2,4-diil]oksi[(2R,3R,4R,5S,6S)- 6-karboksi-3,4-dihidroksioksan-2,5-diil]oksi}
[BETA-SODYUM-GLUCONATE-(1,3)-BETA-N-ACETYL-D-GLUCOSAMINE-1,4-]N
COPOLY(BETA-GLUCURONIC ASID-[1->3]-BETA-N-ACETYLGLUCOSAMINE-[1->4] SODYUM TUZU
HYALÜRONİK ASİT NA-TUZU
HYALÜRONİK ASİT, SODYUM TUZU, STREPTOKOK TÜRLERİ
HYALÜRONİK ASİT SODYUM
HYALÜRONİK ASİT İNSAN SODYUM TUZU
asit Hyalüronik
sodyumM (2S,3S,4R,5R,6R)-3-((2S,3R,5S,6R)-3-asetaMido-5-hidroksi-6-(hidroksiMetil)tetrahidro-2H-piran-2-iloksi)- 4,5,6-trihidroksitetrahidro-2H-piran-2-karboksilat
İnsan Göbek Bağlarından Hyalüronik Asit
Hyalüronik Asit/Hyalüronik Asit sodyum
Hyalüronik Asit, sığır camsı hümörü
aluronik asit , HA
Göz damlası dereceli Hyalüronik Asit
Gıda sınıfı Hyalüronik Asit
Hyalüronik Asit tozu
POLY(BETA-GLUCURONIC ASID-[1->3]-BETA-N-ACETYLGLUCOSAMINE-[1->4]), ALTERNATİF
SODYUM HYALÜRONAT (STREPTOKOKUS)
sığır vitreus mizahından Hyalüronik Asit
Cockscomb'dan Hyalüronik Asit
*streptococcus zooepid kaynaklı Hyalüronik Asit sodyum
Hyalüronik Asit Gıda /Kozmetik Sınıf /Enjeksiyon %90.0 Min.
HYALÜRONİK ASİT(HA)%38(DÖKME)
disodyum 3-[3-asetamido-4-(6-karboksilato-3,4,5-trihidroksi-oksan-2-il)oksi-5-hidroksi-6-(hidroksimetil)oksan-2-il]oksi-6- [3-asetamido-2,5-dihidroksi-6-(hidroksimetil)oksan-4-il]oksi-4,5-dihidroksi-oksan-2-karboksilat
Hyalüronik asit , HA
HYALÜRONİK ASİT - GIDA SINIFI
HYALÜRONİK ASİT - ENJEKTE SINIFI
HYALÜRONİK ASİT - FARMA SINIFI
HYALÜRONİK ASİT GIDA SINIFI (EKSTRAKSİYON İLE)
HİYAL HYALÜRONİK ÜRONİK ASİT ENJEKSİYON SINIFI
Hyalüronik asit
hidrolüronik asit
ChlamyHyalüronik Asit
Hyalobarrier jel
mukoitin
Sepracoat
Sığır Vitreus Mizahından Hyalüronik Asit [Hyalüronidaz için Substrat]
HYALÜRONİK ASİT (SODYUM HyalÜRONAT)
sodyum 3-[[3-asetamido-5-hidroksi-6-(hidroksimetil)-2-oksanil]oksi]-4,5,6-trihidroksi-2-oksankarboksilat
Hyalüronat Asit
Kozmetik HA Hyalüronik Asit Tozu
Sodyum Hyaluronat HMW
Sodyum Hyaluronat MMW
çözünür Sodyum Hyaluronat Tozu
LM Sodyum Hyaluronat
Sodyum Hyaluronat Oligo
HA, Hyalüronik Asit
Hyalüronik asit
Hyalüronik Asit USP/EP/BP
Hyalüronik Asit (tıbbi sınıf)
Hyalüronik Asit (ağırlık 3000-5000)
Hyalüronik Asit (Hyalüronan
Hyalüronik Asit(9004-61-9)
katyonize Hyalüronat
Hyalüronik Asit asit , HA
Hyalüronat sodyum DP2
Hyalüronat sodyum DP4
Hyalüronat sodyum DP6
Hyalüronat sodyum DP8

Hydrastis canadensis
hydrastis canadensis extract; extract of the herb of the goldenseal, hydrastis canadensis l., ranunculaceae; golden seal extract; golden seal P.E. ; goldenseal extract CAS NO:84603-60-1
HYDRATED SILICA
HYDRAZINE HYDRATE 64%; Hydrazine, monohydrate; Hidrazina (Spanish); Hydrazine hydroxide; Hydrazinium hydroxide; Idrazina idrata cas no: 302-01-2
HYDRAZINE HYDRATE 64%
Hydrazinium hydroxide; Hydrazine, monohydrate; Hidrazina (Spanish); Hydrazine hydroxide; Idrazina idrata (Italian); CAS NO:7803-57-8
Hydrazine hydrate
Anhydrous hydrogen chloride; Spirits of salt; Hydrochloric acid, Anhydrous; Basilin; Chlorohydric acid; Hydrochloride; Muriatic acid; Acide chlorhydrique; Acido cloridrico; Chloorwaterstof; Chlorowodor; Chlorwasserstoff CAS NO: 7647-01-0
Hydrobromic Acid
Hostavin 3065 LIQ LIGHT STABILIZER FOR COATINGS Hostavin 3065 is a 100% liquid low molecular weight radical scavenger (HALS). It is characterized by its good solubility, broad compatibility and good stabilization efficiency in all kind of coatings. Benefits Cost effective HALS with good performance
Hydrochloric acid
HYDROCINNAMALDEHYDE N° CAS : 104-53-0 Nom INCI : HYDROCINNAMALDEHYDE Nom chimique : 3-Phenylpropionaldehyde N° EINECS/ELINCS : 203-211-8 Ses fonctions (INCI) Agent parfumant : Utilisé pour le parfum et les matières premières aromatiques
Hydrochlorothiazide
hydrochlorothiazide; HCTZ; Hypothiazide; Esidrix CAS NO: 58-93-5
HYDROCINNAMALDEHYDE
HYDROFLUORIC ACID; Hydrogen Fluoride; Etching Acid; AHF; Fluorohydric Acid; Fluoric acid; HF Acid; Acide Fluorhydrique (French); Acido Fluoridrico (Italian); Fluorowodor (Polish); Fluorwasserstoff (German); Fluorwaterstof (Dutch); cas no: 7664-39-3
HYDROCLORIC ACİD %37
Hydrogen chloride solution; hydrogen chloride 37; Acide chlorhydrique; Aqueous hydrogen chloride; Hydrochloric acid / hydrochloric acid, conc=37%, aqueous solution; CAS NO : 7647-01-0
HYDROFLUORIC ACID
Hydrogen Fluoride; Etching Acid; AHF; Fluorohydric Acid; Fluoric acid; HF Acid; Acide Fluorhydrique; Acido Fluoridrico; Fluorowodor; Fluorwasserstoff; Fluorwaterstof CAS NO:7664-39-3
Hydrofluoric Acid
Hydrofluoric Acid; Hydrogen Fluoride; Etching Acid; AHF; Fluorohydric Acid; Fluoric acid; HF Acid; Acide Fluorhydrique (French); Acido Fluoridrico; Fluorowodor; Fluorwasserstoff; Fluorwaterstof cas no: 7664-39-3
Hydrofluoric acid (HF)
Hydrogen Fluoride; Etching Acid; AHF; Fluorohydric Acid; Fluoric acid; HF Acid; Acide Fluorhydrique ; Acido Fluoridrico; Fluorowodor; Fluorwasserstoff ; Fluorwaterstof CAS NO: 7664-39-3
Hydrofluorosilicic Acid
Hydrofluorosilicic Acid; Hydrosilicofluoric acid; Sand acid; Silicofluoric acid; Fluosilicic acid; Hydrofluorosilicic acid; Hydrofluosilic Acid; Hexafluorosilicic acid; Dihydrogen hexafluorosilicate; Hexafluorokieselsäure; ácido hexafluorosilicico; Acide hexafluorosilicique ; Silicofluoric acid; Silicofluoride; Silicon hexafluoride dihydride; Fluorosilicic acid; H2SiF6; Hydrogen hexafluorosilicate CAS NO:16961-83-4; CAS NO:1309-45-1; CAS NO:12672-67-2
HYDROGEN PEROXIDE
SYNONYMS Peroxide; Hydrogen Dioxide; Albone; Inhibine; Perhydrol; Peroxan; Oxydol; Hydroperoxide; Hioxy; Dihydrogen Dioxide CAS NO. 7722-84-1
Hydrogen peroxide 35 %
HYDROGENATED CASTOR OIL; Castor oil, hydrogenated; CAS Number: 8001-78-3
HYDROGENATED COTTON OIL
cas no 68334-00-9 cottonseed oil, partially hydrogenated; Hydrogenated cottonseed oil;
HYDROGENATED CASTOR OIL
castor oil hydrogenated; castor oil, hydrogenated; castor wax; castorwax;hydrogenated ricinus communis oil cas no: 8001-78-3
HYDROGENATED CASTOR OIL 35 EO
Cremophor® EL; Macrogolglycerol ricinoleate; PEG-35 castor oil; Polyoxyl 35 hydrogenated castor oil; Polyoxyl-35 castor oil; CAS NO : 61791-12-6
HYDROGENATED CASTOR OIL 40 EO
Cremophor® RH 40; Macrogolglycerol hydroxystearate; PEG-40 castor oil; Polyoxyl 40 hydrogenated castor oil; Ethoxylated hydrogenated castor oil; CAS NO : 61788-85-0
Hydrogenated Castor Oil
HYDROGEN PEROXIDE; Peroxide; Hydrogen Dioxide; Albone; Inhibine; Perhydrol; Peroxan; Oxydol; Hydroperoxide; Hioxy; Dihydrogen Dioxide; Perossido Di Idrogeno (Italian); Peroxyde D'hydrogene (French); Wasserstoffperoxid (German); Aterstofperoxyde (Dutch); cas no: 7722-84-1